Aksi Gibi - Pınar Öğünç Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Aksi Gibi kimin eseri? Aksi Gibi kitabının yazarı kimdir? Aksi Gibi konusu ve anafikri nedir? Aksi Gibi kitabı ne anlatıyor? Aksi Gibi PDF indirme linki var mı? Aksi Gibi kitabının yazarı Pınar Öğünç kimdir? İşte Aksi Gibi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Pınar Öğünç
Yayın Evi: İletişim Yayıncılık
İSBN: 9789750516931
Sayfa Sayısı: 120
Aksi Gibi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Semizotu salatasının içine düşen sinek, seninkilerin bildiği Şermin, soğuk ama girince alışılan deniz, her yerde kesilince çabuk gelen elektrik, TOKİ’den evler, son otobüsler, migreni tutanlar, zona olanlar... Köprüsü görünmeyen trafik, nar ekşisi, dut kurusu... Falan filan ve filankes işte.
Pınar Öğünç, hayatın mânâsızlığı içine mutluluk sahneleri koyma gayretlerini... Nefes alır gibi işlenen küçük kötülükleri, istemeden yapılan küçük iyilikleri... Yalnızlığın, tesellinin, tahammülün ve mırıl mırıl söylenen yalanların vesilelerini... Teferruatları, boşlukları, saçma hararetleri, gergin ve gevşek karşılaşmaları, tuhaflıkların derinliğini, kısacık manzaraları anlatıyor. Yan yana ve apayrı.
Aksi Gibi, beyhudenin, eksikliğin, çelişkilerin, sıkıntı yok diyebilmenin hikayeleri... Türkçe edebiyata yeni bir parantez... “Bir derdimiz mi vardı?”
Aksi Gibi Alıntıları - Sözleri
- Bazı anları eritip sünger gibi emdiğini çok sonra fark eder insan. O bir haftayı bir ömür kadar uzun hatırladı.
- Onu mutlu etmeyen koskoca hayatını belki de hiç ses etmeden bana imrenerek geçirdiği yıllarında ben kaçıyor, tek gözümle de kaçışımı izliyordum. Onun için yapabileceğim var mıydı? Annelerimizi nasıl kurtarabilirdik, kendimizi kurtarmak bu kadar vaktimizi alırken? Annelerimizi kurtarmadan kendimizi kurtarabilir miydik?
- İnsanlar düşünürken nasıl göründüklerini asla bilmezler.
- Çamaşır suyunun lekeleri kat kat açmaya başlayıp sonra toptan yok edişinin içe yaydığı tanımsız ferahlık, sebepsiz tatmin hissine sığındım.
- Gezegen üzerinde kimsenin anlamaya uğraşmayacağı bir garabeti gizliden sevmekte huzur bulmuştum yine.
- Birbirlerine söylemezlerdi ama denize doğru gözleri takıldığında hiç bilmedikleri bir Ahmet Kaya şarkısı daha olsa diye düşünürlerdi.Belki o zaman daha kolay olurdu.
- Erkeğin sağ kolu kadının omzunda, o salise porselenleşmiş bir biblo gibi duruyorlar. Önlerinden birörnek eşofmanlı bir erkekle bir kadın geçiyor koşarak. Kaldırım karolarında dört koşar ayak; hiç görmeseler sanki bir tay geçiyor. Hiç görmüyorlar; zaten içlerinden bir tay geçiyor. Bu halde havadan mı konuşulur? Yutkunup "Bana karşı bir hoşlanman var değil mi?" diye soruyor erkek. Bu soruya, kendi başına asla soramayacağı bir soruyla karşılık veriyor kadın. "Senin?" Oysaki bildiği yerden. "Kuşkusuz," diyor erkek. İstatistiği tutulmuş olsa daha önce hayatında hiç "kuşkusuz" dememiş. İkisinin de yüzü karşı kıyıya dönük, karşı kıyının tuval üzerine yağlıboya haline bakar gibiler. Bir sonraki tasarlanacak yeni bir harekete mahal vermesin diye milim kıpırdamadıklarından kendileri çoktan natürmort. "Benim de var," diyor kadın. Yüzünde tek kas oynamadan sesi gülüyor. Sabah serinliğinde birbirlerinin sıcaklığını duyuyorlar.
Aksi Gibi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Türk öykücülüğü belli bir rutine bağlamış durumda. Hep kederli öyküler, samimiyetsiz tespitler vs. Son dönemde giriştiğim genç öykücüler arasında bazen hikayeleri kimin yazdığını bile hatırlamıyorum o kadar benziyorlar birbirlerine. Bu kitap içinde kısmen benzer durum var. İlk öyküler dışında, akılda kalabilecek öyküsü yoktu. Ancak okutmayı başardı. Bir şans daha verilebilir. En sevdiğim öyküler "I Love You Şermin" ve "Hayvan Kaynakları" oldu. (Evren Erarslan)
Pınar Öğünç’ün 2015 yılında, İletişim Yayınları’ndan çıkan öykü kitabı “Aksi Gibi” yazarın ilk kitabı olma özelliğini taşıyor ve “ilk kitap” olduğunu maalesef ki yer yer seken kurgusuyla ve üslubuyla okura oldukça hissettiriyor. Açıkçası, Öğünç’ün öykü kitapları yazdığını, ikinci kitabı olan “Beterotu”na sosyal medya üzerinden sık rastlamamla öğrendim ve ilk kitabı Aksi Gibi’den başlayarak okumaya karar verdim. Gazeteci kimliğiyle bildiğim fakat yakın takipte olmadığım Pınar Öğünç’le bu ilk öykü kitabıyla tanıştığımı söyleyebilirim ve sanırım yazarla tanışmak için pek doğru bir kitap olmadı, çünkü kitap bütünlüğündeki düzensizlik ne yazık ki yazar hakkında da olumsuz bir yargı beslememe sebep oldu. Aksi Gibi’de birbirinden farklı anlatımlarla birbirinden farklı zaman ve mekanlarda geçen öyküler bulunuyor, özellikle bu farklı kelimesine değiniyorum, çünkü her öykünün ardından, bir önceki kurgu ve üsluptan uzaklaşan yazar, bu hareketiyle okuyucunun kitabın bütünlüğünden kopmasının temelini oluşturuyor. Öğünç'ün kişisel üslubunu tüm kitap boyunca koruyarak sürdürememesi, kitapta yer alan hikayelerin kurguları ve karakterlerin yaratımları arasındaki boşluklar okuma seyrinde oldukça sık yabancılaşmalara neden oluyor. Öyküler arasında yer alan, ev sahibine aşık kapı ya da sahibini terk edip kaçan göz gibi absürt kurgularla birlikte kendinizi bambaşka bir türde, temeli sağlam atılmamış bir tasarımın içinde yalpalayarak sona varmaya çalışırken bulabiliyorsunuz. Yazarın, duygu ile anlatım arasındaki bağı kurma konusunda yaşadığı zayıflığın da gazetecilikten hakim olunan anlatım türünden çıkamadığından dolayı kaynaklanmış olabileceğini düşünüyorum. Tüm bunların yanında, kitabın kapak tasarımı ve hatta font seçiminin de pek estetik olmadığını söyleyebilirim. Yine de yazarın ikinci kitabı olan Beterotu'nu da okumayı ve bu ilk kitapta kafamda yerleşen yargıları kırmayı umut ediyorum. (Irmak)
Minik öykü kitabı. Öykülerden sadece birini güzel, hemen hepsini hayattan buldum. Güzel Türkçemizi genel anlamıyla güzel kullanmış. "Aslında ben de bunu yazabilirmişim" denilecek yaşamın her anında karşılaşmanın mümkün olabileceği öykülere imza atmış. Sıkılmadan, daralmadan okudum. Ama çok da beğenmedim. (Hakikat bahrine dalgın müderris...)
Aksi Gibi PDF indirme linki var mı?
Pınar Öğünç - Aksi Gibi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Aksi Gibi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Pınar Öğünç Kimdir?
1975 İstanbul doğumlu. İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu. 22 yaşında, bir haber dergisindeki iş görüşmesine yazdığı hikâyelerle giderek gazeteciliğe başladı. 1997’den bu yana çeşitli dergi ve gazetelerde muhabir, editör, köşeyazarı olarak çalıştı. Jet Rejisör (Roll Yayınları, 2006), İnce İş (İletişim Yayınları, 2009), Asker Doğmayanlar (Hrant Dink Vakfı Yayınları, 2013) adlı kitapların yazarı.
Pınar Öğünç Kitapları - Eserleri
- Beterotu
- Aksi Gibi
- Cotturuk Defterleri
- Jet Rejisör Çetin İnanç
- Pandemi Zayiatı
- Asker Doğmayanlar
- İnce İş
Pınar Öğünç Alıntıları - Sözleri
- Bu, sınıf tanımayan bir virüs falan değil, etkilenen biziz. Patron teknesinde, hocalar, prof'lar yazlıklarında, Instagram'dan karantina güzellemeleri yapıyorlar. (Pandemi Zayiatı)
- Erkeğin sağ kolu kadının omzunda, o salise porselenleşmiş bir biblo gibi duruyorlar. Önlerinden birörnek eşofmanlı bir erkekle bir kadın geçiyor koşarak. Kaldırım karolarında dört koşar ayak; hiç görmeseler sanki bir tay geçiyor. Hiç görmüyorlar; zaten içlerinden bir tay geçiyor. Bu halde havadan mı konuşulur? Yutkunup "Bana karşı bir hoşlanman var değil mi?" diye soruyor erkek. Bu soruya, kendi başına asla soramayacağı bir soruyla karşılık veriyor kadın. "Senin?" Oysaki bildiği yerden. "Kuşkusuz," diyor erkek. İstatistiği tutulmuş olsa daha önce hayatında hiç "kuşkusuz" dememiş. İkisinin de yüzü karşı kıyıya dönük, karşı kıyının tuval üzerine yağlıboya haline bakar gibiler. Bir sonraki tasarlanacak yeni bir harekete mahal vermesin diye milim kıpırdamadıklarından kendileri çoktan natürmort. "Benim de var," diyor kadın. Yüzünde tek kas oynamadan sesi gülüyor. Sabah serinliğinde birbirlerinin sıcaklığını duyuyorlar. (Aksi Gibi)
- Çocukluk güzel, ama "güzel çocukluk" bugüne katlanmak için yaratılmış bir kuruluş efsanesi, öyle gelir hep bana. Nasıl kurulduğumuz önemlidir. (Beterotu)
- Geçmişinizi hatırlamaya çalışmak, üst üste basılmış fotoğraflara bakmaya benziyor. (Beterotu)
- "O günlere bir daha asla dönemeyecek gibi hissettim. Hangi güne geri dönülebilir ki zaten? Boş laf." (Beterotu)
- Dünyanın bu sefil halinden güzellik çıkarmaya çalışmak, çirkinliklerini düzeltme arzumuzu erteliyordu sanki. (Beterotu)
- "Birinin acı çektiğini gözlerinle gördüğünde onun için üzülüyorsun ama yüzünü görmeden sadece sesini duymak bütün insanlığa dair hüzün veriyor. Hikâyesini okumak da öyle." (Beterotu)
- "Önemsiz bir olay da tarihi değiştirebilir halbuki, büyük değişimler hep önemsiz olaylarla başlar." (Beterotu)
- İnsanlar düşünürken nasıl göründüklerini asla bilmezler. (Aksi Gibi)
- "Biz retçiler hep karşınızda olacağız. Hem de silahlarınıza karşı çiçeklerimizle bekleyeceğiz." (Asker Doğmayanlar)
- Onu mutlu etmeyen koskoca hayatını belki de hiç ses etmeden bana imrenerek geçirdiği yıllarında ben kaçıyor, tek gözümle de kaçışımı izliyordum. Onun için yapabileceğim var mıydı? Annelerimizi nasıl kurtarabilirdik, kendimizi kurtarmak bu kadar vaktimizi alırken? Annelerimizi kurtarmadan kendimizi kurtarabilir miydik? (Aksi Gibi)
- "İnsan yaşamının anlamı olmadığı yerde vatanın anlamı hiç yoktur. Bir defa insana, hayata değer veren bir toplum olmalı. Geçmişte bir Milli Savunma Bakanı bir şehit annesine, 'Ne var, yaşın genç, bir tane daha doğur' demişti. Tüm şehitlere hakaret olarak kabul ediyorum, bu edepsiz, densiz açıklamayı." (Asker Doğmayanlar)
- "Sık kullanılan bir caddedeki geçmişinizi hatırlamaya çalışmak, üst üste basılmış fotoğraflara bakmaya benziyor, hatırlamak daha zor." (Beterotu)
- Çamaşır suyunun lekeleri kat kat açmaya başlayıp sonra toptan yok edişinin içe yaydığı tanımsız ferahlık, sebepsiz tatmin hissine sığındım. (Aksi Gibi)
- Bir ömür bir bahçeye yeter ancak, o da kendi bahçene... (Beterotu)
- Bazı anları eritip sünger gibi emdiğini çok sonra fark eder insan. O bir haftayı bir ömür kadar uzun hatırladı. (Aksi Gibi)
- "Bir yandan çok fazla şey yaşanıyor, bir şey diğerini unutturuyor. Ama unutmaya, unutturulmaya çok müsait bir yanımız var. Mesele bu." (Pandemi Zayiatı)
- Yönetenler, turist avlamak için turizm çalışanlarına reva gördükleri "Keyfinize bakın. Aşılıyım" maskelerinin insanlık onuruyla ilişkisini kavrayamayacak kadar kopmuşlardı "insandan". (Pandemi Zayiatı)
- "Radyoda bir şarkının, yumuşakça, sesinin azalarak bitmesi gibi, birbirimizin hayatında gittikçe küçülerek kısa bir süre daha durduk ve tamamen yok olarak ayrı şarkılara geçtik." (Beterotu)
- Mesela işsiz kalan öğretmenler, hemşireler bizim iş yerine günlükçü çalışmaya geldiler çok bu dönemde. Onları görünce "Okusam ne olacak ki," diyor kızım. Bizimkini boşver, çocukların da hevesini kestiler. (Pandemi Zayiatı)