matesis
dedas

Alternatif Hadis Metodolojisi - M. Hayri Kırbaşoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Alternatif Hadis Metodolojisi kimin eseri? Alternatif Hadis Metodolojisi kitabının yazarı kimdir? Alternatif Hadis Metodolojisi konusu ve anafikri nedir? Alternatif Hadis Metodolojisi kitabı ne anlatıyor? Alternatif Hadis Metodolojisi PDF indirme linki var mı? Alternatif Hadis Metodolojisi kitabının yazarı M. Hayri Kırbaşoğlu kimdir? İşte Alternatif Hadis Metodolojisi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 04.12.2022 15:00
Alternatif Hadis Metodolojisi - M. Hayri Kırbaşoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: M. Hayri Kırbaşoğlu

Yayın Evi: Otto

İSBN:

Sayfa Sayısı: 464

Alternatif Hadis Metodolojisi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bu kitap, Müslümanları yakından ilgilendiren varoluşsal bir mesele üzerindeki görüş be eleştirileri paylaşmak amacıyla kaleme alınmıştır.

Alternatif Hadis Metodolojisi Alıntıları - Sözleri

  • ... Kur’an’ın ölüler için değil, diriler için indirildiği ,inşallah, giderek daha iyi anlaşılacaktır.
  • Bugün islam toplumlarını ve İslami ilimler çevrelerini pençesinde kıvrandıran bu ‘aydınlanmamış muhafazakarlık’ yerini tenkitçi zihniyete dayalı ‘aydınlanmış muhafazakarlığa’ bırakmak zorundadır.
  • Âhâd hadislerin Kur'an'ı hiçbir şekilde tahsis ve takyit edemeyeceği veya bazı şartlar dahilinde tahsis ve takyit edebileceği görüşünde olanlar açısından ise, birtakım hadiselerin, Kur'an'a aykırılığı ortaya çıktığında reddedilmesi pekala mümkündür. Özellikle recm cezası, mürtedin öldürülmesi gibi insan hayatının söz konusu olduğu durumlarda, bu konuları, Kur'an da ele aldığı ve ölüm cezası öngörmediği için, Kur'an esas alınıp bu tür rivayetler ona ters düştüğü gerekçesiyle reddedilebilir ki, ihtiyata muvafık olan da budur.
  • Asrımızda ulema dediğimiz zevata, nazar-ı dikkatle bakılır ve bu hadîs-i şerîfin meali dahi düşünülüb hatırlanır ise, adı geçen ulemaya aktarıcı, anlatıcı veya tarihçi diyebiliriz, âlim diyemeyiz; çünkü, "Filan böyle demiş"ten başka bir sermayeye mâlik değillerdir. Pek çoklarıyla görüştüm ve en meşhurlarıyla dostluk kurdum, onların içinde, "Ben de böyle diyorum, mesleğim (yolum) da şudur," diyen görmedim. Bunları nasıl uyarmalı ki canım ! Maksâd-ı seniyye-i Muhammediyye bildiğiniz gibi değil ! Yürüdüğünüz yolla onun hiç münasebeti yok. Açık açık dudakları oynatarak, salavat-ı şerîfe sözünü çok söylemek hüner değildir. Çünkü ucunda cisimle, malla, canla bir fedâkarlık yok. Sadece dudak oynatmakla kazanılacak sevabın neticesi olan hazır cennete kim olsa gitmez ! Salavat-ı şerîfeyi kavlen çok tekrarladığımız gibi, fiilen de yapmalıyız.
  • Yahudilik ve Hıristiyanlıkta olduğu gibi, İslam geleneğinde de, kaynağından çıkan her suyun akarken kirlenmesi gibi, orijinal İslami öğretinin de bir tür kirlenmeye maruz kaldığı tarihen sabittir.
  • Arkamızda bıraktığımız on dört yüzyıldan ve yaşanmış bunca acı tarihî tecrübelerden sonra, artık hâlâ şu veya bu ırkın, şu veya bu dilin fazileti veya üstünlüğünden dem vurarak, İslam dünyasında tefrika ve hizipçilik tohumlarını yeşertmeye devam etmenin anlamsızlığını anlamış olmamız gerekir.
  • Birtakım rivayetlerin eleştirilmesini 'küfür-iman' alanına çekmek, son derece yanlış ve tehlikelidir. Bilakis aynı hadisi bazıları gerekçelerini beyan ederek kabul, bazıları da gerekçelerini beyan ederek reddedebilir ve her iki tarafın bu durumda söyleyebileceği tek söz, "Bana göre sen hata ediyorsun," olabilir, yoksa birbirlerinin din ve imanına ilişmek Müslümanın şiarı olamaz.
  • "Dünya müminin hapishanesi, kâfirin ise cennetidir." Hayatın bütün gereklerine olumlu cevap vermiş, hayatını dolu dolu yaşamış olan bir peygamberin, hele hele, 'Ey Rabbimiz bize dünyada da iyilik/güzellik, ahirette de iyilik ver; bizi cehennem azabından koru," (2.Bakara, 201) diyerek dünyada iyilik/güzellik talep etmesi telkin edilen bir peygamberin, yukarıdaki sözü söylemiş olması mümkün değildir.

Alternatif Hadis Metodolojisi İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Alternatif Hadis Metodolojisi PDF indirme linki var mı?

M. Hayri Kırbaşoğlu - Alternatif Hadis Metodolojisi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Alternatif Hadis Metodolojisi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı M. Hayri Kırbaşoğlu Kimdir?

İlahiyat profesörü, akademisyen, yazar. 1 Haziran 1954, Manisa doğumlu. Ali Rıza Çevik İlkokulu (1965), Manisa Lisesi

(1972), Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi (1978) mezunu. Doktorasını Ankara Üniversitesi SBE’de “Ashabu’l Hadis’e Göre

Allah’ın Sıfatları Problemi” (1983) adlı tezi ile tamamladı. Akademik kariyerini tamamlayarak profesör oldu. DİB Başkan

Danışmanlığı (1988-1989) yaptı. Çalışmalarını AÜ İlâhiyat Fakültesi öğretim üyesi olarak sürdürdü.

Makaleleri, kurucuları arasında yer aldığı İslâmi Araştırmalar (editör yardımcılığı ve yayın kurulu başkanlığı), İslâmiyat,

Bilgi ve Hikmet, İslâmiyat (yayın kurulu başkanlığı, yazı kurulu üyeliği), AÜ İlâhiyat Fakültesi Dergisi, İlim ve Sanat, Diyanet

Gazetesi, Liberal Düşünce, Yeni Türkiye’de yayımlandı. OSTİM TV ve TRT’de birer yıl haftalık dini programlar hazırlayıp sundu.

Çok sayıda bilimsel toplantıya katıldı. Özellikle hadis, sünnet gibi konulardan hareketle çağdaş İslâm düşüncesi üzerine

yorumları oldu. Çok sayıda mezuniyet, yüksek lisans, doktora tezi yönetti.

M. Hayri Kırbaşoğlu Kitapları - Eserleri

  • İslam Düşüncesinde Sünnet
  • Ahir Zaman İlmihali
  • Eskimez Yeni
  • İslam Düşüncesinde Hadis Metodolojisi
  • Alternatif Hadis Metodolojisi
  • Destursuz Çağa Girenler
  • Sünnet'ten Çağa Elli İki Mesaj
  • Müslüman Kalarak Yenilenmek
  • Namazların Birleştirilmesi
  • Üçüncü Yol Mukaddimesi
  • İslam'ın Kurucu Metni
  • İslami İlimlerde Metot Sorunu
  • Ehl-i Sünnetin Kurucu Ataları
  • Sünni Paradigmanın Oluşumunda Şafii'nin Rolü
  • Sünneti Çağa Taşımak

M. Hayri Kırbaşoğlu Alıntıları - Sözleri

  • Bu denge meselesinin ne kadar hayati önemi haiz olduğunu daha iyi görmek için, İslam dünyasında, son zamanlarda yaşanan dünyevileşme süreçlerine şöyle bir göz atmak bile tek başına yeterli olacaktır. Fakat yine de hiçbir İslam ülkesinde yaşananlar, bu konuda ülkemizde yaşananlar kadar çarpıcı bir örnek teşkil edemez. Ezici çoğunluğu Müslüman olan ülkemizin bilhassa dindar kesimlerinin son on-yirmi yılda siyasi ve ekonomik alanda giderek güçlenmeleri, beraberinde gözden kaçmayan bir bozulma ve çürümeyi de getirmiştir. Aslında Allah'a daha iyi bir kul olma hedefiyle yola çıkan birtakım tarikat, cemaat, grup ve partilerin, bu dönemde amaçlarından saparak birer ekonomik işletme ve şirkete dönüştükleri, güç ve iktidar tutkusunun esiri oldukları, daha sonra holdingler hâline geldikleri, bunu da dinî duygulara ve dindar kesimlerin dindarane hassasiyetlerine dayanarak, hatta istismar ederek yaptıkları herkesin malumudur. Yine bu dünyevileşme sürecinde, "iman davası”nı kimseye bırakmayan bazı çevrelerin başörtüsü meselesinde attıkları geri adımlar, sözüm ona İslami işletmelerin başörtülü çalışanlarını işten çıkarmaları, yine sözüm ona İslami televizyon kanalların da kadının cinselliğini ön plana çıkarmaktan geri kalmayan reklam ve benzeri yayınlarıyla, bu konuda laik-seküler kanallardan herhangi bir farklarının kalmaması, yine İslami sermayenin reklamlarında seküler-kapitalist zihniyetten farkı olmayan bir çizgiyi benimsemeleri, kapitalist mantıkla hareket ederek, bir yandan tüketim kültürünü teşvik ederken, öte yandan çalıştırdıkları işçileri –daha sonra daha düşük ücretle yeniden sözleşme yapmak veya sigorta vb. yükümlülüklerden kurtulmak için hileli yollara başvurmak amacıyla, işten çıkarmaları, dindar söylemlerle yola çıkıp iktidara gelen hükümetlerin, zenginlerin %200-300 oranında servetlerini artırmalarına yarayacak politikalar izlerken, dar ve sabit gelirlilere %10 zammı bile çok görmeleri, bütün siyasi söylemlerini ekonomi (para) merkezli maddi bir bakış açısına endekslemeleri, ama ahlak ve maneviyattan, İslami değerlerden tek kelimeyle bile söz etmemeleri, bu gibi gelişmeler sonucunda âdeta bir “abdestli kapitalistler” sınıfının, “abdestli bir burjuvazinin" ve gömlek çıkarır gibi "değerlerinden” soyunan pragmatist bir "abdestli politikacı ve bürokratlar” zümresinin doğmakta olması, tüketim kültürünün, iktidar ve güç tutkusunun İslami kesimlerde de egemen olmaya başlaması, bu sebeple âdil olmayan bir gelir dağılımının bu gibi kesimler tarafından dert edinilmemesi ve gündeme bile alınmaması, keza finans alanında faaliyet gösteren birtakım İslami kurumların faiz yasağı kapsamında değerlendirilebilecek birtakım işlemlere karşı dirençlerinin kırılması ve sonunda daha önce "finans kurumu" olan adlarından vazgeçip “banka” şeklinde değiştirerek faizci kapitalist sisteme eklemlenmeleri; yine bir zamanlar sigortaya haram diyen aynı dindar çevrelerin benzer şekilde sigortacılık alanında mevcut kapitalist sisteme eklemlenmeleri, dinî kavram, sembol ve unsurların -mesela tekbir ve ihlas gibi-markalaştırılarak ticarete âlet edilmek suretiyle istismar edilmesi vb. daha sayılamayacak kadar çok sayıdaki örnekler, bu dünyevileşme sürecinin hangi boyutlara vardığını gözler önüne sermektedir. Tam da bu noktada, bütün bu dünyevileşme çabalarının, hatta bazı Müslümanların “masa-kasa-nisâ” uğrunda “şehvet-şöhret-rüşvet” şeytan üçgeninde kıskıvrak yakalanmalarının, Kur'an'ın dikkat çektiği "ahiret yurdunu arama" idealinden bir kopuş anlamına geldiğini itiraf etmekten de çekinmemek gerekir. Öte yandan, servet, kâr, güç ve iktidarın bizatihi bir amaç hâline geldiğini, malum çevrelerin aslında bunları İslam'a hizmet yolunda talep ettikleri yolundaki iddialarıyla başkalari kadar kendilerini de aldattıklarını aynı şekilde vurgulamakta yarar vardır. Zira İslami dünya görüşünden ve bu dünya görüşünü oluşturan temel ilkelerden taviz verilerek sürdürülen ekonomik, sosyal ve politik faaliyetlerin, tam da Kur'an'ın yukarıdaki ikazının muhatabı olan bir bozulmanın, yani dünya-ahiret dengesinin dinin aleyhine olarak bozulmasının bir göstergesi olduğunda asla şüphe yoktur. Dolayısıyla Kur'an'ın bu ikazları doğrultusunda Müslümanların kendilerini fert, cemaat, tarikat, grup veya parti olarak ciddi bir biçimde sorgulamaları ve ortaya çıkan bu sapmalardan süratle vazgeçip, İslami ideallerden taviz vermeyen bir iktisadi, sosyal ve politik faaliyetin mümkün ve herkes için gerekli olduğunu ortaya koymaları gerekir. (Ahir Zaman İlmihali)
  • Denizde boğulmak üzere olan birisinin canhıraş feryatlarla yardım istemesine aldırmaksızın, Allah'ın emrini yerine getiriyorum diyerek birinin namaza durması ve adamı kurtarmak için kılını kıpırdatmayan onu o halde bırakması nasıl, Akıl mantık, İslam, Vicdan ve ahlak dışı ise başta Irak Müslümanları olmak üzere bütün müslümanların yani bizlerin gözleri önünde kardeşlerimizin katledilmelerini seyrede seyrede ya da olan bitenleri görmezden duymazdan gelerek, gözünü kulağını işlenen katliamlara kapatarak, Müslüman kardeşlerinin katledilmelerini engellemek için hiçbir şey yapmaksızın sadece Allah'tan alacağımız sevapların hesabını yaparak huzur ve mutluluk içerisinde Hac ve umreye gitmekte beis görmemesi de öyle bir şeydir.. (Destursuz Çağa Girenler)
  • İslam toplumunda hırsızlık vb. cezaları uygulamaya geçmeden önce toplumun refah seviyesinin yükseltilmesi gerekir. Bu yapılmadan fakirliğin hüküm sürdüğü bir toplumda, bu gibi cezaları ugulamaya girişmek hata olur. (İslam Düşüncesinde Sünnet)
  • İslam da din adamı ya da ruhbanlık yoktur herkes din adamıdır daha doğrusu herkes dinin adamıdır. (Sünnet'ten Çağa Elli İki Mesaj)
  • Şunu Unutmamak gerekir ki "iman ve İslam" dış dünyayı değiştirmeye, yeryüzündeki her türlü kötülükle mücadeleye yönelmedikce, kötülükleri iyiliklere çevirmek amacıyla yola koyulmadıkça, harekete ve eyleme geçmedikçe, iman davası ispatlanamayan bir iddia olmaktan öteye geçmeyecektir... (Destursuz Çağa Girenler)
  • Müslüman Allah'tan bir şeyler beklerken buna mukabil bazı şeyleri de yapmalıdır ki, istemeye yüzü olsun. (Eskimez Yeni)
  • Âhâd hadislerin Kur'an'ı hiçbir şekilde tahsis ve takyit edemeyeceği veya bazı şartlar dahilinde tahsis ve takyit edebileceği görüşünde olanlar açısından ise, birtakım hadiselerin, Kur'an'a aykırılığı ortaya çıktığında reddedilmesi pekala mümkündür. Özellikle recm cezası, mürtedin öldürülmesi gibi insan hayatının söz konusu olduğu durumlarda, bu konuları, Kur'an da ele aldığı ve ölüm cezası öngörmediği için, Kur'an esas alınıp bu tür rivayetler ona ters düştüğü gerekçesiyle reddedilebilir ki, ihtiyata muvafık olan da budur. (Alternatif Hadis Metodolojisi)
  • Kur'an ölülerden ziyade yaşayanlar içindir ve yaşanmak içindir. (Eskimez Yeni)
  • "İslâm Peygamberini eski dünya ile modern dünyanın ortasında durmuş görmekteyiz. Hz. Peygamber (as.) bildirmiş olduğu vahyin kaynağı bakımından eski dünyaya,fakat bildirmiş olduğu vahyin ruhu bakımından modern dünyaya aittir." Muhammed İkbal (Sünneti Çağa Taşımak)
  • Asrımızda ulema dediğimiz zevata, nazar-ı dikkatle bakılır ve bu hadîs-i şerîfin meali dahi düşünülüb hatırlanır ise, adı geçen ulemaya aktarıcı, anlatıcı veya tarihçi diyebiliriz, âlim diyemeyiz; çünkü, "Filan böyle demiş"ten başka bir sermayeye mâlik değillerdir. Pek çoklarıyla görüştüm ve en meşhurlarıyla dostluk kurdum, onların içinde, "Ben de böyle diyorum, mesleğim (yolum) da şudur," diyen görmedim. Bunları nasıl uyarmalı ki canım ! Maksâd-ı seniyye-i Muhammediyye bildiğiniz gibi değil ! Yürüdüğünüz yolla onun hiç münasebeti yok. Açık açık dudakları oynatarak, salavat-ı şerîfe sözünü çok söylemek hüner değildir. Çünkü ucunda cisimle, malla, canla bir fedâkarlık yok. Sadece dudak oynatmakla kazanılacak sevabın neticesi olan hazır cennete kim olsa gitmez ! Salavat-ı şerîfeyi kavlen çok tekrarladığımız gibi, fiilen de yapmalıyız. (Alternatif Hadis Metodolojisi)
  • Son yüzyılda İslam dünyasında gerçekleşen ve ülkemizde de çeşitli şekillerde yansıyan pek çok ilmi ve fikri mesele, "Musâdeme-i efkârdan barîka-i hakîkat doğar" anlayışıyla bir hakikat arayışı ruhuyla tartışılacağı yerde, karşılıklı kuşku ve ithamların havada uçuştuğu paranoyak bir atmosferde ele alınmaya çalışılmakta, daha doğrusu ele alınamamaktadır. (Müslüman Kalarak Yenilenmek)
  • Bugün islam toplumlarını ve İslami ilimler çevrelerini pençesinde kıvrandıran bu ‘aydınlanmamış muhafazakarlık’ yerini tenkitçi zihniyete dayalı ‘aydınlanmış muhafazakarlığa’ bırakmak zorundadır. (Alternatif Hadis Metodolojisi)
  • Özelikle hadisler konusunda iyi bir eğitim görmemiş, hatta hiç eğitim almamış bazı heveskar kimselerin dini konularda yazdıkları eserlerin büyük çoğunluğunun, kullanılan hadisler açısından tam bir felaket olduğu acı bir gerçektir. (İslam Düşüncesinde Hadis Metodolojisi)
  • Bugün ferdiyle toplumuyla Müslümanların, İslam'ı yeniden ve Kur'an'ın anlattığı şekilde anlamalarına, Müslümanlık anlayışlarını yeniden gözden geçirmelerine şiddetle ihtiyaç vardır. (Eskimez Yeni)
  • İslamın diğer dinlerken önemli bir farkı, hakikat adına konuşma tekelini elinde bulunduran,ayrıcalıklı ve dokunulmazlığı olan bir din adamı sınıfına bu dinde yer olmayisidir. (Müslüman Kalarak Yenilenmek)
  • ..ümidin beslendiği kaynakların başında ise hiç şüphesiz "dinler" gelmektedir. (Müslüman Kalarak Yenilenmek)
  • Bir kimse Allah yolunda savaşmadan veya en azından savaşmayı içinden geçirmeden ölürse, kendisinde münafıklıktan bir parça olduğu halde ölmüş olur. Sahih i Müslim (Sünnet'ten Çağa Elli İki Mesaj)
  • ... Kur’an’ın ölüler için değil, diriler için indirildiği ,inşallah, giderek daha iyi anlaşılacaktır. (Alternatif Hadis Metodolojisi)
  • Hakikati bulan , başkaları farklı düşünüyor diye, onu haykırmaktan çekiniyorsa , hem budala hem de alçaktır. Bir adamın" benden başka herkes aldanıyor " demesi güç şüphesiz ; ama sahiden herkes aldanıyorsa o ne yapsın ? (İslam Düşüncesinde Sünnet)
  • Müslümanlık çoğumuzun anladığı ve düşündüğü gibi namazla bitmez, tam aksine namazla başlar. (Eskimez Yeni)

Yorum Yaz