diorex
life

Antabus - Seray Şahiner Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Antabus kimin eseri? Antabus kitabının yazarı kimdir? Antabus konusu ve anafikri nedir? Antabus kitabı ne anlatıyor? Antabus PDF indirme linki var mı? Antabus kitabının yazarı Seray Şahiner kimdir? İşte Antabus kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 07.06.2022 21:00
Antabus - Seray Şahiner Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Seray Şahiner

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750721687

Sayfa Sayısı: 112

Antabus Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Hani kadınlar çocukları olsun diye gezmedik doktor, türbe bırakmıyorlar ya... Akılsızlar! Bırakın olmuyorsa olmuyor, ille doğurup ne diye sabinin de hayatını karartıyorsunuz?"

Gelin Başı ve Hanımların Dikkatine kitaplarının yazarı Seray Şahiner'in kaleminden yeni bir insanlık öyküsü... Antabus, yaşadığımız şiddet ortamının kaynaklarını, bu şiddetin yarattığı insanlık hallerini anlatıyor. Bu kısa romanın anlatıcı kahramanı, işçi sınıfına mensup genç bir kadın; Leyla. Bir konfeksiyon atölyesinde çalışan Leyla, sessiz sakin, "sıradan" bir hayat kurmak ister. Fakat hayatı seçimleriyle değil, kendisine dayatılanlarla şekillenir. 

İçinde bulunduğu durumdan kurtulmak için kendince yöntemler geliştirmekten vazgeçmeyen Leyla'nın anlatısını elinizden bırakamayacaksınız. 

Antabus Alıntıları - Sözleri

  • İnsan kimse yokmuş gibi yaşamayı öğreniyor.
  • Sayfayı çevirmeyin. Üçüncü sayfa haberleri üç-beş satırdan ibaret olsa da hikâyeleri; “kırk katır mı kırk satır mı?”dır. Siz beni zaten tanıyorsunuz. Yok tanışmadık ama sokakta karşılaşsak gözünüz bir yerden ısırır en azından. Adım dilinizin ucuna gelir belki. Ben, “Kocasını bıçakladı, serbest kaldı”yım. Şimdi sayfayı çevirebilirsiniz.
  • herkesin babası bu hemşirenin babasıyla bir mi ki, damadının karşısına geçip, “Bu kızı sahipsiz belleme, arkasında dağ gibi babası var,” desin...
  • Sana bir şey söyliyim mi, başkasının derdi olmasa insan kendi kahrından ölür. Mesela kanser olduğunu öğrendiğin gün, ‘Ay daraldım biraz çıkıp hava alayım içim açılsın,’ diyebilir misin? Ama illet başkasının başına gelince kolay. Başkasının derdi her derde devadır: bakar bakar, ‘Benden kötüleri de var,’ deyip haline şükreder, kendi derdini unutursun.
  • Hani evlilik hayali kuran kızlar varya, ben onların aklına sıçayım.Benim en büyük hayalim boşanmak. Boşanma davasında Remzi çocukların velayetini isterse...Sevdiğinden, bakabileceğinden değil de inadından...
  • Önceleri utanırdım. “El âleme rezil oluyoruz” diye.Asıl el âlem bana rezil oluyor... Görüp de görmeyerek.
  • Niye bunlar benim başıma geldi? "Tek zulüm gören sen misin? Bazılarının duvarları kalın sadece. Seslerini duymuyorsun..."
  • Başkasının derdi devadır:Bakar bakar, ‘Benden kötüleri de var.’ deyip haline şükreder, kendi derdini unutursun . Vah vah , tüh tüh deyip kafi merhameti gösterdiğin an görevin biter.
  • Depresyon zengin hastalığı kızım! Bize gelmez. Biz kanser oluruz, verem oluruz, ülser oluruz...
  • İnsan kimse yokmuş gibi yaşamayı öğreniyor. Madem ki duyup duymazdan geliyorlar, yok sayıyorum ben de onları...
  • “Bak oğlum,” diyecekti,“küçükten işe girmiş kızdan kaçacaksın bir, bu yaşa kadar okumuş kızdan kaçacaksın o da iki. Bunların gözü açılmış olur. Söyletme oğlum beni...
  • “Depresyon zengin hastalığı kızım! Bize gelmez. Biz kanser oluruz, verem oluruz, ülser oluruz...”
  • Bende de konuşma reflüsü var. Yıllardır laflarımı o kadar çok yuttum ki, yalnız kaldı mıydı böyle içimden çıkıyor laflar. Amaan, el âleme konuşup da ne... Dil kesiiik baş selamet.
  • “Kocası karısına tecavüz etti,” diye haber okudunuz mu? Evliyken olan tecavüzü kimse tecüvüzden saymaz. Cilve falan sanıyorlar herhal: tecoş! Aaa, ben de kocama laf ettirmem. Ne de olsa nikâhlı tecavüzcüm!
  • Bir de televizyonu beğenmezler. Ben ne öğrendiysem ondan öğrendim. Hep üniversite mezunu insanlar çıkıyor. Oh, açık öğretim gibi. Beni okutmadılar. Ben televizyon mezunuyum...

Antabus İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Haberlerde intihar eden veya öldürülen bir kadın gördüğüm zaman aklıma hep sonbaharda dökülen yapraklar gelir. Çünkü o yapraklarda ağır bir yaşanmışlık, yıpranma, sonuna kadar mücadele etme; fakat buna rağmen çevresel faktörlere daha fazla dayanamayıp kendini sonsuzluğa bırakma hali vardır… Antabus’u okuyana kadar ne Antabus’un ne olduğunu ne de Seray Şahiner isminde bir yazar olduğunu bilmiyordum. Öncelikle beni hem yazarla hem de bu eseriyle tanıştıran Başak Tanrıverdi’ye (basaktanriverdi) teşekkür ederim. Antabus’ta hepimizin yakından tanıdığı bir karakter var. Bu karakterin en önemli özelliği ise “kadın” olması. Tıpkı ailemizde, yakın çevremizde, komşularımızda gördüğümüz kadınlar gibi bir kadın. Ve doğduğu andan itibaren bir kadının karşılaşabileceği tüm zorluklarla karşılaşan bir kadın. Söz hakkı olmayan, düşünceleri önemsenmeyen, taciz edilen, tecavüz edilen, satılan, dövülen, hakaret edilen, kandırılan, yaşama hevesi elinden alınan bir kadın… Çok beğendim Antabus’u. Seray Şahiner, itinayla, atlamadan tüm detaylara değinmiş eserinde. Bu kitabı her kim okursa okusun coğrafyamızda kadın olmanın ne kadar zor olduğunu ta en derininden hissedecektir, bunu garanti ediyorum. Tavsiyedir, okuyunuz. (Semih Doğan)

HERKES OKUSUN!!!: Hani kadın haklarının ihlali söz konusu olduğunda kendini bilmez bazı denyolar "ama aslında kadınlar bu durumdan kurtulmak istemiyor, isteseler bi' ton kurtulma yolu var, eziyet çekmek hoşlarına gidiyor yoksa seslerini çıkarırlar, en çok kadınlar kadınlara köstek oluyor..." gibi daha buraya yazmayacağım bir sürü tıynetsiz laf söyleyenlere gelsin bu inceleme! Şimdi hemen gidip bu kitabı alıp bir güzel okuyorsun, evet sen, ağzından çıkanı kulağı duymayan sen! Önce sen okuyacaksın! Okuyacaksın ki bir daha ağzını açıp kadınlar isterse yapar, isterse yardım çağırır, isterse baba evine gider, isterse iş bulur çocuklarına bakar... demeyeceksin! Ne sanıyorsunuz? Türkiye sadece Nişantaşı veya Etiler'den mi oluşuyor? Bütün kadınların muhteşem duyarlı aileleri, harika bir eğitimi, süper eşleri... mi var sanıyorsunuz? Bu örneklere sahip olan halkın %2'sini bile geçmez. Al bu kitabı oku, gör bakalım Türkiye'deki çoğunluk kadınları ne halde. Al sen de tanık ol. Al biraz senin de vicdanın örselensin. Al biraz sen de şahit ol. İsmi Leyla, Ayşe, Elif, Buse... fark etmez. İsmi ne olursa olsun aile evinde sevgi görmeyen, düzgün eğitim alamamış, insan yerine konulmayan, iş dünyasında tacize uğrayan ve yine sadece kadın olduğu için çalışamayan, para için evlendirilen, kocası tarafından yıllarca şiddete ve tecavüze uğrayan, hiçbir zaman keyfi bir harcama yapamayan, sadece kuluçka makinesi olarak yaşayan kadınların nasıl normal psikolojide olabileceği düşünülür ki? Yetiştirdiği çocuklar nasıl düzgün insan kriterinde olabilir ki? OLAMAZ! Hiç evdeki erkeklerin çocuklar üzerindeki etkileri sorgulanmaz. Sanki onlar sadece para kazanmak zorundalarmış gibi bir algı yaratılıyor. Tecavüz eden siz, taciz eden siz, dayak atan siz, sevgi göstermeyen siz, ilgisiz bırakan siz, hep haklı olduğunu iddia eden siz, kötü söz söyleyen siz, alkol gibi kötü alışkanlıkları olan siz, herkesin üzerinde hakkınız olduğunu iddia eden siz, ego manyağı olan siz, hep saygı bekleyen ama hiç saygı göstermeyen yine siz... Ama ne hikmetse çocuklar kötü huy edinirse hep kadından biliniyor! Neyse okuyun şu kitabı, okuyun da görün ne neymiş. Korkmayın canım zehirlenmezsiniz, kitapta feminizm propagandası yapılmıyor. Alt tarafı bir kadın hayatı anlatılıyor! (Son Ay)

Ah Leyla ah!!! Aslında hepimizin yakından tanıdığı bir karaktersin. Etrafımızda gördüğümüz ailesi tarafından sevilmemiş, itilmiş, sürekli dayak yemiş bir kadın. Çalıştığı tekstil atölyesinde önce patronu sonra aşık olduğu Ömer ve sonrasında para karşılığı satıldığı eşi tarafından tecavüze uğramış onlarca kadından biri Leyla. Hangi yolu seçerse seçsin çaresiz kalıyor Leyla. Antabus aslında bir kara mizah, kadınlarımızın dramını anlatan. Çok beğendiğim Antabus’u. Elimden bırakmadan bir solukta okudum. Kesinlikle okumalısınız. (Afife Mert)

Antabus PDF indirme linki var mı?

Seray Şahiner - Antabus kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Antabus PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Seray Şahiner Kimdir?

1984 yılında Bursa'da doğdu, İstanbul'da büyüdü. İlköğrenimini Oruçgazi İlköğretim Okulu'nda, ortaöğrenimini Pertevniyal Anadolu Lisesi'nde tamamladı. 2007 yılında İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü'nden mezun oldu. 2011'de Marmara Üniversitesi Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü'nden, Sinema Anabilim Dalı'nda yüksek lisans derecesi aldı.

'Aylık Paldır Kültür Dergisi Hayvan'da ve Birgün Gazetesi'nde çalıştı. Uzun süre gitar ve resim dersi aldı, izcilik ve dağcılık yaptı. Dönemsel olarak, garsonluk, konfeksiyonda el işçiliği ve makinecilik yaptı.

2006 yılında Varlık Dergisi'nin düzenlediği Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri'nde, "Gelin Başı" isimli öykü dosyası "Dikkate Değer" bulundu. 2007 yılında "Gelin Başı" isimli kitabı Can Yayınları'nca yayımlandı. yazar/Sirri-Sureyya-Onder 'e senaryo asistanlığı yaptı. 2008'de İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'nda sahnelenen 'Yedi Tepeli Aşk' oyununda, "Gelin Başı" kitabında yer alan üç öyküsü sahnelendi. 2010-2011 sezonunda "Gelin Başı"ndaki öykülerden uyarlanan "İadesiz Taahhütsüz" adlı oyun, Tiyatro Boyalıkuş tarafından sahnelendi. 2011'de ikinci öykü kitabı 'Hanımların Dikkatine' Can Yayınları'nca yayımlandı.

Seray Şahiner Kitapları - Eserleri

  • Antabus
  • Kul
  • Ülker Abla
  • Hepyek
  • Gelin Başı
  • Hanımların Dikkatine
  • Reklamı Atla

Seray Şahiner Alıntıları - Sözleri

  • “Kocası karısına tecavüz etti,” diye haber okudunuz mu? Evliyken olan tecavüzü kimse tecüvüzden saymaz. Cilve falan sanıyorlar herhal: tecoş! Aaa, ben de kocama laf ettirmem. Ne de olsa nikâhlı tecavüzcüm! (Antabus)
  • "Çalışınca her dakikanın kaç lira ettiğini hesaplıyorsun. Taksimetre gibi..." (Hepyek)
  • Dalga boyu aşmıştı, ha bir karış, ha beş karış... (Kul)
  • Başkasının derdi devadır:Bakar bakar, ‘Benden kötüleri de var.’ deyip haline şükreder, kendi derdini unutursun . Vah vah , tüh tüh deyip kafi merhameti gösterdiğin an görevin biter. (Antabus)
  • Yoksulluğunu gelir kapısı, yenikliğini peşinat, haklılığını koz olarak kullanmayanlardan korkmazlardı. (Hepyek)
  • “Bak oğlum,” diyecekti,“küçükten işe girmiş kızdan kaçacaksın bir, bu yaşa kadar okumuş kızdan kaçacaksın o da iki. Bunların gözü açılmış olur. Söyletme oğlum beni... (Antabus)
  • Umut etmek iyiydi, insanın içinde bir ses oluyordu. (Kul)
  • “Bir de baktık süt şişesi kadar bir şey, kafası şeftali kadar. Bu muymuş ayol, dedim, iki gün bizi uğraştıran? Hapşırsan burnundan çıkar.” (Gelin Başı)
  • "Namus, namus" diyenden korkacaksın asıl. (Hanımların Dikkatine)
  • ..ama bu insan milleti, ölü için son görev yapmaya diriye yardım edeceğinde olduğu gibi kaçmaz. Toprağın altına gömülenden, yere düşenden çekindiği gibi çekinmez insanlar...niye? Ölünün başka bir şey isteme ihtimali yok! (Ülker Abla)
  • Erkek kısmı bu, iyi davransan yüz bulduğundan, kötü davransan ağrına gittiğinden musallat olur. (Ülker Abla)
  • Kırkından sonra zurna öğrenen mezarda peşrev yaparmış. (Hepyek)
  • Söylensinlerdi. O da bir sahiplenmeydi. (Hepyek)
  • Birini anlamaya çalışmadan, varlığını kabul etmeyi lütuf olarak gördükçe empati sandığımız şey folklorik hassasiyetlerden öteye geçemiyor. Faşizm kuşaktan kuşağa, kulaktan kulağa dille bulaşan bir hastalık. Belki ben haksızlık ediyorum... Öfkelendiğinizde aklınıza gelen ilk “küfrü” düşünün. Fiili, mesleği, zümreyi karşımızdakine sövgü olarak kullanmanın aslında kimlere hakaret olduğunu... Küfür öğesi olarak kullandığımız insanların iyi yönlerine haber değeri atfettikçe genelev balkonuna asılı tanga don ipi gibi iki arada kalmaktan kurtulamayacağız (Reklamı Atla)
  • Ölüm varlığı kanıtlamakta, yaşamdan daha kuvvetliydi bu âlemde. (Hepyek)
  • Komşularla fazla içli dışlı olmadı hiçbir zaman ama eve yeni eşya alırsa nispet yapmaya çağırırdı.Parmakla gösterilmek isterdi;herkes baksın,"vallahi bu Reyhan Hanım'ın mahareti,asaleti kimselerde yok"desin... (Hanımların Dikkatine)
  • Dediklerimi dinleyip halinize şükredişiniz beni size borçlu kılıyor. Benim en ufak neşemde , umudumda size bir özür borcum var. (Ülker Abla)
  • İnsan bu kadar iç sesle kendi başına mücadele edemez ki. Bir yere aktarmak lazımdı. (Gelin Başı)
  • Kadın dediğin, mutfakta aşçı, salonda hanfendi, yatakta orospu, mutfakta ölü, salonda ölü, yatakta ölü, sokakta ölü olacak! Evde öldürülürse aile kavgasına, sokakta öldürülürse fıtrata kurban gitmiş olacak. Kocası tecavüz ederse, aile içi mesele, tecoş; yoldan geçen adam tecavüz ederse tahrik indirimi. . Kadın haklı beyler... Kadın öldü beyler... Doğrulmuş çükünüze güvenerek iradesini elinden aldığınız, doğrulmuş silahınıza güvenerek canından ettiğiniz kadınlar size ölürayak son güzelliğini yapar; mutlaka ölmeyi, tecavüze uğramayı hak edecek bir hafiflik yapmıştır da bir iyi hâl indirimi hediye ediverir size. Evet kadınlar gerçekten çok narin, çok anaç, çok fedakar yaratıklar... (Reklamı Atla)
  • “Şu kadınlar erkekleri kendilerine bağlamak için yaptıkları beyin mesaisini başka şeylere harcasalar, dünya çok başka bir yer haline gelirdi.” (Gelin Başı)

Yorum Yaz