Antikçağ Felsefesi - Çiğdem Dürüşken Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Antikçağ Felsefesi kimin eseri? Antikçağ Felsefesi kitabının yazarı kimdir? Antikçağ Felsefesi konusu ve anafikri nedir? Antikçağ Felsefesi kitabı ne anlatıyor? Antikçağ Felsefesi PDF indirme linki var mı? Antikçağ Felsefesi kitabının yazarı Çiğdem Dürüşken kimdir? İşte Antikçağ Felsefesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Çiğdem Dürüşken
Tasarımcı: Begüm Çiçekci
Yayın Evi: Alfa Yayıncılık
İSBN: 9786051067858
Sayfa Sayısı: 410
Antikçağ Felsefesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Batı felsefe geleneğinin temelini oluşturan antikçağ felsefesi, ilk filozof kabul edilen Miletoslu Thales'le başlayıp Roma İmparatorluğu'nun çöküşüne değin sürer. Yaklaşık 1000 yıllık bir dönemi kapsayan bu süreç doğa araştırmalarıyla felsefi düşünmeyi başlatan ilk filozoflardan felsefenin seyrini insana yönelten Sokrates'e. temel taşlarını döşeyen Platon ve Aristoteles'e, Yonan kültürünü Hindistan'daki Indos kıyılarına kadar yayan Büyük İskender'in yel açtığı kültür ikliminde insan hayatına yeni bir yön vermeye çalışan Epikuros ve Stoa okullarına ve Platon felsefesini yeniden yorumlayıp zenginleştiren Yeni-Platonculuk ile erken dönem Hıristiyan düşünürlerine değin uzanır.
Felsefenin doğduğu, gelişip serpildiği bu süreç insan, tanrı, doğa, evren, ahlak, siyaset, toplum gibi belli başlı konularda felsefe tarihi buyunca tartışılacak en temel soruların belirlendiği, tartışmaya açıldığı dönemdir. Öyle ki, felsefe tarihinin en önemli filozoflarından Hegel'e, "Yunanların arasında kendimizi evimizde gibi hissediyoruz" dedirtecek; zihninde adeta bütün bir antikçağı Platonun şahsında felsefe kavramıyla Özdeşleştiren Ralph Waldo Emerson'a, "Platon felsefedir, felsefe de Platon" diye yazdıracak denli her filozofun, düşünürün, edebiyatçının yuvası bildiği bir dönem.
Antikçağ felsefesini, kültürü ve edebiyatıyla bir bütün olarak ele alan ve onu Eski Yunanca ve Latince metinler üzerinden inceleyerek anlatan bu eser salt bir felsefe tarihi olmanın ötesinde felsefenin derinlerine bir yolculuk, sürükleyici bir düşünce serüvenine davettir.
(Tanıtım Bülteninden)
Antikçağ Felsefesi Alıntıları - Sözleri
- “Kölelerin daha iyi beslenmesi, daha iyi giyinmesi, ailelerin parçalanmaması gerektiğini düşünen iyi insanlar vardı. İkinci grup bunlara bakıp dedi ki, ‘Dalga mı geçiyorsunuz? Sorun köleleri iyi beslemek değil, sorun kölelerin olması!”
- Değerli şeyler ender bulunur..
- Baksanıza şu hafızamdaki geniş ovalara, dehlizlere, mağaralara; her türden şey var içinde, saymaya kalksanız sayamazsınız. Nesneleri arıyorsanız imgeleri orada, sanatları arıyorsanız kendileri orada. Zihnimizi etkileyen duyguları arıyorsanız, tanımlanması zor kavramlar ya da kayıtlı izlenimler olarak orada. Zihinsel olarak yaşanmamış olan duygular bile hafızada tutulmakta, gerçi hafızada ne varsa zihinde de olmalı. Hızla koşuyorum aralarından, bir oraya bir buraya uçuşuyorum ve aklım erdiğince içlerine nüfuz etmeye çalışıyorum, ama bir türlü yolun sonunu göremiyorum.
- İnsanı diğer canlılardan ayıran akıl, mitolojik dönemden itibaren onun için hem bir lütuf hem de aynı zamanda trajik yaşantısının en önemli başlangıç noktası olmuştur.
- En zor iş, kendini bilmektir. En kolay iş, öğüt vermektir.
- İnsan olmaktan çıkmak, dik duruşu ve insanca sesi yitirmektir.
- Diogenes, oradan oraya koşuşturan bir fareyi izlerken onun ne yatacak bir yer aradığını, ne karanlıktan korktuğunu ne de leziz şeylerin peşinde olduğunu görünce, kendisinin de her türlü doğal ortama ayak uydurabileceğinin farkına vardı. O andan itibaren de sabah sırtına geçirdiği, akşam katlayıp içinde uyuduğu harmanisi, öteberisini koyduğu heybesiyle her yerde uyudu, her yerde kahvaltı etti, her yerde konuştu, yani herhangi bir mekanı herhangi bir amaç için kullanmaktan hiç çekinmedi. Sonunda birine bana küçük bir ev bul dedi, ama o kişi bu sözü kulak arkası edince o da gitti Metreon'daki (Atina'nın agorasında tanrıça Kybele'ye adanmış bir tapınak) bir fıçıyı kendisine mesken edindi.
- İnsanoğlu doğayı bilmeye doğuştan yazgılıdır.
- Büyük İskender'in ölümüyle birlikte (İÔ 323) Atina'da kopan Makedonya aleyhtarı fırtınalardan nasibini alan ve dinsizlikle suçlanan Aristoteles Atina'yı terk edip Khalkis'e gitmek zorunda kaldı; giderken de Sokrates'in katlini anımsatarak "Atınalıların felsefeye karşı ikinci bir günah işlemesini istemiyorum," demeyi de ihmal etmedi.
- Varolan her şey değişir, başkalaşır, asla ölmez.
- Ne olursa olsun, yapılan şeyin doğru olduğuna inanıyorsan sonucuna da katlanacaksın.
- Kurban törenlerinde insanın Tanrı’ya karşı duyduğu saygı ve minnet hislerinin açığa vurulmasında, örtük olarak tanrılardan çıkar elde etme düşüncesi de yatar.
- "...Kısacası rüzgâr, üşüyene soğuk gelir ya da deniz suyu bir insana öldürücü ama bir balığa besleyici gelir."
- "...Şeylerin amacının ne olduğunu, doğanın bütün düzeninin kendisine aktığı son amacın ne olduğunu anımsıyor musun? Boethius: Duymuştum, ama çektiğim üzüntü zihnimi dumura uğrattı."
Antikçağ Felsefesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Çiğdem Dürüşken'in "Antikçağ Felsefesi" bir seyahat vasıtası. Kitabın kapağında da yazdığı gibi okuru Homeros'tan Augustinus'a kadar bir dolu filozof ve düşünürün arasında gezdiriyor, o dönemin havasını solutup suyunu tattırıyor. Hocanın üslubu esir alıcı. Son birkaç yıl içinde bu kadar etkisinde kaldığım bir anlatım tarzı olmamıştı. Antik Çağ felsefesini öğrenebileceğimiz tek kitap değil elbette. Konuyla ilgili çalışma çok. Bertrand Russell'ın History of Western Philosophy kitabının ilgili bölümü bunlardan biri mesela (birden fazla TR çevirisi var). Onu da çok beğenmiş ve devamını bu yılki okuma listeme almıştım ancak beni bu denli o dönemde hissettirmemişti. Russell yine okunsun ancak Antik Çağ felsefesi okumak isteyen Dürüşken'in nefis üslubundan da mahrum kalmasın. (Barbaros Uzunköprü)
Bertrand Russell Batı Felsefesi Tarihi 1. Cildiyle eş zamanlı okudum.Bir ders kitabı gibi, çok rahat anlaşılan ve çok açıklayıcı bir dillle yazılmış.Felsefe okumalarına yeni başlayan benim gibi birinin anlayabileceği düzeyde. Bu çağın filozoflarının ne dediği,kabaca fikirleri ve çerçeveleri hakkında çok şey öğrendim bu kitaptan. (Gulen)
Homerosun İlyada ve Odysseia destanları ile başlayan ve Thales ile felsefeye dönüşen Yunan düşüncesinin ve aklının Sokrates, Platon ve Aristo ile zirveye ulaştığı dönem, herkesin anlayacağı bir şekilde anlatılmış. İlgiyle ve beğenerek okuduğum bir kitap diyebilirim (caner akcan)
Antikçağ Felsefesi PDF indirme linki var mı?
Çiğdem Dürüşken - Antikçağ Felsefesi kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Antikçağ Felsefesi PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Çiğdem Dürüşken Kimdir?
İstanbul Üniversitesi- Edebiyat Fakültesi, Latin Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’ndan 1984 yılında mezun oldu. Aynı Anabilim Dalında, 1987 yılında "Seneca'nın De Providentia'sında Tanrı ve İnsan" konulu teziyle, Yüksek Lisans’ını; 1990 yılında, "Quintilianus'ta Çocuk ve Yetişkin Eğitimi, ve Günümüzle Bağlantıları" teziyle, Doktora’sını tamamladı. Bu süreçte, İstanbul-İtalyan Kültür Derneğinden kazandığı öğrenim bursuyla, 'Universita Italiana Per Stranieri (Perugia)' de araştırmalarda bulundu ve 'Universita Italiana per Stranieri'den aldığı bursla, aynı Üniversitede gerçekleştirilen "Latina Lingua e Cultura" başlıklı seminerlere katıldı. 1991 yılında Yardımçı Doçent oldu. 1993 yılının 7-22 Temmuz tarihleri arasında, Olympia- Uluslararası Olimpik Akademi'de düzenlenen "Olimpizm Felsefesi" konulu toplantılara, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi-Olimpik Akademi Kurulu aracılığıyla, Türkiye’yi temsilen katıldı. 1995 yılında Doçent; 2001 yılında Profesör unvanını aldı.
Çalışma konuları, Latince Gramer, Yunan- Roma Düşünce Tarihi, Roma Dini ve Rhetorica Eğitimi üzerinde temellenmiş olup Antikçağ'da, özellikle Sokrates öncesi düşünürlerin metinlerindeki Eski Yunanca felsefe kavramlarıyla ve Hellenistik Dönem ve Ortaçağ’daki Latince Felsefe terimbilimiyle ilgili araştırmalar yapmaktadır. Ayrıca, Yunan-Roma Klasiklerinin dilimize kazandırılması için kaynak dilden çeviri çalışmalarını da sürdürmektedir.
Türk Eskiçağ Bilimler Enstitüsünün (Başk. Prof Dr. Ali Dinçol) Asli Üyesidir.
(1980-1984) İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Latin Dili ve Edebiyatı.
(1985-1987) Yüksek Lisans: Tez başlığı: “Seneca’nın De Providentia‘sında Tanrı ve İnsan” (Danışman: Prof. Dr. Müzehher Erim, İstanbul Üniversitesi)
(1988-) Istituto Italiano Di Cultura’dan aldığı bursla, İtalya, Perugia, Universita Italiana Per Stranieri’de, 2 aylık İtalyanca eğitimi aldı.
(1987-1990) Doktora: Tez başlığı: “Quintilianus’ta Çocuk ve Yetişkin Eğitimi ve Günümüzle Bağlantıları” (Prof. Dr. Müzehher Erim, İstanbul Üniversitesi)
(1990) Istituto Italiano Di Cultura’dan aldığı bursla, İtalya, Perugia, Universita Italiana Per Stranieri’de, 20 günlük Latina Lingua e Cultura seminerlerine katıldı.
(1993) Türkiye Ulusal Olimpiyat Komitesi tarafından Türkiye’yi temsilen Yunanistan, Olympia’da düzenlenen toplantılara katıldı.
Çiğdem Dürüşken Kitapları - Eserleri
- Antikçağ Felsefesi
- Roma'nın Gizem Dinleri
- Descartes Latince Öğreniyor
- Latince Deyişler ya da Yaşamın Renkleri
- Roma Dini
- Roma’da Rhetorica Eğitimi
- Paulus'un Kutsal Görev Gezileri Ve Anadolu Halklarına Mektupları (Latince - Türkçe)
Çiğdem Dürüşken Alıntıları - Sözleri
- Gün gelip nefret duyabileceğimizi bilerek sevmeliyiz. (Latince Deyişler ya da Yaşamın Renkleri)
- Ama ışıl ışıl gözleriyle altın yüzlü Güneş dolaşmaya başlayınca parlak gökyüzünde, katı toprakta, çılgın denizde, diri küheylanlarıyla kovunca gecenin gölgelerini. ( Catullus) (Roma'nın Gizem Dinleri)
- Pan: Vahşi doğanın, ormanların, dağların, çobanların tanrısı. Keçi şeklinde simgelenir; ayrıca ani ve sebepsiz korkuların yaratıcısı... (Descartes Latince Öğreniyor)
- Quod dubitas, ne feceris: Şüphe ettiğin şeyi yapma. (Descartes Latince Öğreniyor)
- Proxumus sum egoment mihi Bana en yakın kişi, yine benim! (Latince Deyişler ya da Yaşamın Renkleri)
- Nocens precatur, innocens irascitur Suçlu yalvarır, suçsuz öfkelenir (Latince Deyişler ya da Yaşamın Renkleri)
- "..Her insanın doğarken kendine özgü bir ruh edinmesi gibi, her ulus da kendi yazgısını yönlendiren bir ruha sahiptir..." (Roma'nın Gizem Dinleri)
- Libros legimus, ut multa discamus: Kitapları pek çok şey öğrenmek için okuyoruz. (Descartes Latince Öğreniyor)
- Değerli şeyler ender bulunur.. (Antikçağ Felsefesi)
- Qui se ipse accusari non potest Kendisini suçlayan kişi, suçlanamaz (Latince Deyişler ya da Yaşamın Renkleri)
- Ab amante lacrimis redimas iracundiam Aşığın öfkesi iki damla gözyaşıyla diniverir! (Latince Deyişler ya da Yaşamın Renkleri)
- “Kölelerin daha iyi beslenmesi, daha iyi giyinmesi, ailelerin parçalanmaması gerektiğini düşünen iyi insanlar vardı. İkinci grup bunlara bakıp dedi ki, ‘Dalga mı geçiyorsunuz? Sorun köleleri iyi beslemek değil, sorun kölelerin olması!” (Antikçağ Felsefesi)
- Baksanıza şu hafızamdaki geniş ovalara, dehlizlere, mağaralara; her türden şey var içinde, saymaya kalksanız sayamazsınız. Nesneleri arıyorsanız imgeleri orada, sanatları arıyorsanız kendileri orada. Zihnimizi etkileyen duyguları arıyorsanız, tanımlanması zor kavramlar ya da kayıtlı izlenimler olarak orada. Zihinsel olarak yaşanmamış olan duygular bile hafızada tutulmakta, gerçi hafızada ne varsa zihinde de olmalı. Hızla koşuyorum aralarından, bir oraya bir buraya uçuşuyorum ve aklım erdiğince içlerine nüfuz etmeye çalışıyorum, ama bir türlü yolun sonunu göremiyorum. (Antikçağ Felsefesi)
- Bonus animus laesus gravius multo irascitur İyi bir ruh incindiğinde, çok daha derinden öfkelenir. (Latince Deyişler ya da Yaşamın Renkleri)
- Ultima forsan Kimbilir, belki de bu son saatin! (Latince Deyişler ya da Yaşamın Renkleri)
- Bacchus kültünün vazgeçilmez içkisi, şarap din taraftarlarının tanrıyla bağlantı kurmasını kolaylaştırdığından, bu kültü benimseyenler sürekli bir sarhoşluk hali içinde esrik bir yaşantı sürüyorlardı. (Roma'nın Gizem Dinleri)
- "...Şeylerin amacının ne olduğunu, doğanın bütün düzeninin kendisine aktığı son amacın ne olduğunu anımsıyor musun? Boethius: Duymuştum, ama çektiğim üzüntü zihnimi dumura uğrattı." (Antikçağ Felsefesi)
- “Savaşın adını bile hiç işitmemiş adamlar cüretkarca taşlara ve duvarlara saldırdı. Serapeum’u yıktılar. Muharebesiz, düşmansız galipler sunulara savaş açtılar. Cesaretle onları yok edene kadar, soyup soğana çevirene kadar heykellerle savaştılar. Askeri taktikleri görünmeden çalmaktan ibaretti. Kımıldatamadıkları taşlarının ağırlığından dolayı döşemeyi taşıyamadılar, neyse. Herşeyin altını üstüne getirdiklerinde, elleri kanla lekelenmedi. Tanrılara karşı savaş kazandıklarını söylediler. Kutsal şeylere saygısızlıktan ve dinsizlikten şöhret elde ettiler. Bu kutsal yerlere keşişler yerleştirirler, insana benzeyen ama domuz gibi yaşayan şu adamlar... Siyah bir cübbe giyenin ezici bir üstünlüğü vardı, ne de olsa!..” (Roma'nın Gizem Dinleri)
- Nerede, hangi yörelerde yer aldığını düşüneyim, ey yurdum? Göz bebeklerim sana yöneltmek istiyor bakışlarını, şu yabanıl öfkeden kurtulurken bir an önce. (Roma'nın Gizem Dinleri)
- "...Kısacası rüzgâr, üşüyene soğuk gelir ya da deniz suyu bir insana öldürücü ama bir balığa besleyici gelir." (Antikçağ Felsefesi)