diorex
Dedas

Belki Bir Gün Uçarız - Aylin Balboa Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Belki Bir Gün Uçarız kimin eseri? Belki Bir Gün Uçarız kitabının yazarı kimdir? Belki Bir Gün Uçarız konusu ve anafikri nedir? Belki Bir Gün Uçarız kitabı ne anlatıyor? Belki Bir Gün Uçarız PDF indirme linki var mı? Belki Bir Gün Uçarız kitabının yazarı Aylin Balboa kimdir? İşte Belki Bir Gün Uçarız kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 26.08.2022 06:00
Belki Bir Gün Uçarız - Aylin Balboa Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Aylin Balboa

Yayın Evi: İletişim Yayınevi

İSBN: 9789750516153

Sayfa Sayısı: 148

Belki Bir Gün Uçarız Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

O ağacın altında uzanmaya devam ettim. Yıldızlar aslında nedir size söyleyeyim: Yıldızlar, acıdan delirmiş insanların gökyüzüne sıktıkları kurşunların açtığı deliklerdir. Bilim adamları sürekli yenilerini keşfettiklerini söylüyorlar. Bunda şaşılacak bir şey yok. Yukarısı bir gün dümdüz olacak.

Şehir içinde dünya turu, kalbin içinde kapı zili, aklın içinde sergüzeştler... Kutu gibi evler, ebesinin örekesine çıkan sokaklar, yeteri kadar ölmüş insanlar. Dünya yalan, hatta adaletin bu mu ulan? Benim abim şampiyon!

"Hayat, kitapta durduğu gibi dursaydı be Allahım."

Belki Bir Gün Uçarız, yeknesaklığa celalleniyor, huzursuz, şedit ve enerjik... Yeni bir yazarın ilk kitabı...

Aylin Balboa, deşeliyor, haykırıyor, söyleniyor... Şah damarı atıyor tıp tıp, sokak taşıyor yanında.

(Tanıtım Bülteninden)

Belki Bir Gün Uçarız Alıntıları - Sözleri

  • Sohbetin katlanılırlık oranı her geçen dakika düşüyordu.
  • Kavuşamayacağınızı bildiğiniz özlemekler çok çirkin ve silahlı. İnsanın doğrudan canına nişan alıyor.
  • "Yokluğun varlıktan daha çok yer kapladığı zamanlar var, bildiniz mi? Bir gün illa bilirsiniz."
  • Ben yoruldum. Genel yoruldum, böyle komple yoruldum..'
  • Komik şeyler düşünmeye çalıştım. Düşününce buluyor insan. Güldüm biraz işte. Kendi kendine gülenlere deli diyenler insan değiller. Belki de insandırlar, emin değilim. Ama gülmeyen insanlardan çok korkuyorum. “Hayata katlanamadığımız için espri yapıyoruz” demiş… Kim demiş? Mühim değil, doğru demiş nihayetinde. Bu yüzden mi bu kadar gülüyorum yoksa güldüğüm için mi bu yüze varıyorum kuşkuluyum.
  • Oysa bir şey anmamak, onu unuttuğumuzu göstermiyor.
  • Sonra işte çok özledim. Özlemekten kalbim ağrıdı. Kavuşamayacağınızı bildiğiniz özlemekler çok çirkin ve silahlı. İnsanın doğrudan canına nişan alıyor.
  • Bizim bir Fatma teyze vardı, hafiften terelelli. Kulakları duymazdı. Ne zaman yola çıkacak olsam beni görürdü. İnsanlar genelde beni gideceğim zamanlarda görür. "Yine mi gidiyorsun kafir?" derdi. Yine gidiyorum Fatma teyze. Çünkü ben giderim. Yine olsun yine giderim. Başka türlüsünü bilmiyorum.
  • "Çünkü bilirsiniz, takvimlere bakarak tayin edilen zaman sadece buz gibi bir matematiktir. Oysa özlemekler sayılmaz. Özlemekler bilhassa yalnız kaldığınızda gelir suratınıza kürekle vurur."

Belki Bir Gün Uçarız İncelemesi - Şahsi Yorumlar

İmkanı olan delirsin: Yazarların, müzisyenlerin,yönetmenlerin mesleklerinde henüz çırak oldukları dönemde imza attıkları ilk eserlerinde rastlanan ve sonraki işlerinde hep aranan "tılsım" dedikleri şey duygudur diyor Doğu Yücel. Ve ekliyor; Sanatçı işinde ilerledikçe bazı şablonları, sistemleri fark eder, işinde ustalaşır ama duygusunu da yitirmeye başlar. Çıraklık dönemini çoktan aştığını düşündüğüm bu güzel kalem umarım bu duyguları yitirmez.Yitirmez ve böyle güzel güzel anlatır bizlere hislerini. Çünkü çok keyifli ve "0.7 ucu olan var mı?" bir kitap. Altını çizdiğim hangi cümleleri seçmeliyim derken hepsini bir kalemde alıntıladığım aynı zamanda. Deli deliyi görünce sopasını saklar demiş atalarımız.Bazı statüleri böyle boş beleş edinebilirsiniz. "Şerefsizim benim aklıma gelmişti" denilse bile siz sadece bu hayata daha önce geldiğiniz ve muhtelif sebeplerle tecrübe ettiğiniz için atasözündeki ata siz oluverirsiniz. Bedavadan.Adaletsiz.Misal anne limonatası yaptım ama tarif veremiyorum.Kendim anne olduğum için dümdüz limonata yapınca otomatik anne limonatası oluyor. Köftem anne köftesi mesela.Kek yapsam o da anne keki olur.Müthiş bir fırsatlar zinciri.Fakat tüm bunların konumuzla hiçbir ilgisi yok ,konu tamamen benim çenemle alakalı .Delirmeyi böyle güzel anlatan, böyle güzel deliren bir kalemden sonra nasıl bir inceleme yazacağımı bilemedigimden arkama arkama sakladım sopamı.Kocaman da gülümsüyorum hatta ama yok çok kocaman değil çok kocamandan şüphe duyulabilir, hafif hafif şöyle belli belirsiz bir tebessüm yeterli. Abartmaya ne meraklıyım. Kafamın içinde bir abartma tozu var ve bunu her fırsatta olaylara abarta abarta boca ediyorum.Kafanızın içinde konuları olduğundan devasa görmeye yarayan bir büyüteç olduğunuzu düşünün, öyle.Ve daha korkuncu insanlarıda aynı etkiyle büyüten.Benimde imtihanım buysa demek... Doktor teyzeme yakın zamanda kalp krizi geçirmişsin haberin yok demiş. Bunun aynısı sinir krizi için de geçerli olabilir mi sayın hocam?Mesela ben tekli koltukta sessizce kahve içerken içimden içimden deliriyor olabilir miyim?Bence evet .Ayrıca kimse ben hiç delirmedim demesin.Hepimiz en azından bir kere delirdik, sonra geçti. Mesela bir kere çok üzülmüştüm.Kafayı kırmıştım bana ve etrafımdakilere sorarsanız. Şimdi akıllıyım ama.Geçti çünkü. İstirham ederim deli ananızdır. Akıllandım artık, duruldum. Geçti bizden, yaş kemale erdi erecek.Ve yaş kemale erip eriyorken insan geçmişe değil geleceğe odaklanıyor. İleriye...Örneğin sırtımda çiçekli viskon elbisemin üzerine geçirdiğim örgü yelekle pencerenin önündeki (tekli) koltukta elimdeki kırışıklıkları izlerken doksan dokuzluk tesbihi çevirerek "Subhanallah" çekeceğim günün hayaliyle yaşıyorum. Arınmışım böyle duvardaki eleğimle kesişiyor hatta bazen konuşuyor,eskileri yad ediyorum.Torunlar gelse de bayat petibörle kendi yaptığım babaanne limonatasından versem.Limonatamın bile kıdem atladığı bir hayat ideolojisinden bahsediyorum size. Siz benim kim olduğumu biliyor musunuz lan torunlarım ! (ʙüşʀᴀ)

Son 48 saat içinde yazarın iki kitabını da okumuş bitirmiş bir insan olarak diyorum ki; umarım daha çok yazar. Bizi kendisinden mahrum etmez ve bol bol yazar. Yazmak hususu kelimelere, betimlemelere kaldığında güzel cümleler kurabilene destekle iyi şeyler ortaya çıkabiliyor ancak yazmak hususu bir de zeka ile birleştiği zaman Aylin Balboa nınkiler gibi muazzam kitaplarla buluşabiliyoruz. Daha nicelerine diyorum. Keyifli okumalar, pişman olmayacaksınız. (nigar çetinkılınç)

Önceden kafa dergisi yazılarını beğenerek okuduğum için kitabı okudum ancak hiç beğenmedim bu kitabı.Gunluk hayattan birkaç şey yaz,iki kelime oyunu yap, toplumsal olaylara ucundan kıyısından dokun geç al sana kitap... (Bibliyoman)

Belki Bir Gün Uçarız PDF indirme linki var mı?

Aylin Balboa - Belki Bir Gün Uçarız kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Belki Bir Gün Uçarız PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Aylin Balboa Kimdir?

1980 yılında İzmit’te doğdu. Öğrencilik yıllarını Ankara’da geçirdi. Çeşitli dergilerde yazıları yayımlandı. Halen İstanbul’da yaşıyor. Balık adında bir köpeği var.

(Yayıneviden)

Aylin Balboa Kitapları - Eserleri

  • Belki Bir Gün Uçarız
  • Ateş Sönene Kadar

Aylin Balboa Alıntıları - Sözleri

  • Kavuşamayacağınızı bildiğiniz özlemekler çok çirkin ve silahlı. İnsanın doğrudan canına nişan alıyor. (Belki Bir Gün Uçarız)
  • tam olarak ne yaşıyordu bilmiyordum ancak ben kendi hayatımın içinde olmaya alışamıyordum bir türlü. Sanki biri tarafından oraya kapatılmış, rehin alınmış gibi hissediyordum. Bir yandan da normal bu diyordum, başka normal bilmiyordum. Bildiğim başka şeyler vardı. Bildiğimi sandığım bazı şeyler. (Ateş Sönene Kadar)
  • Ancak beklemek karşılaşmaktan bile kötü. Beklerken bir heykele dönüşecek olmaktan korkuyorum. Artık hiçbir şeyi beklemek istemiyorum. (Ateş Sönene Kadar)
  • ...dayak yediği kocasını hâlâ özleyen bir kadın istemiyordum ben evimde. Dayak yediği kocasını bıçaklayan Perihan'ı istiyordum... (Ateş Sönene Kadar)
  • Komik şeyler düşünmeye çalıştım. Düşününce buluyor insan. Güldüm biraz işte. Kendi kendine gülenlere deli diyenler insan değiller. Belki de insandırlar, emin değilim. Ama gülmeyen insanlardan çok korkuyorum. “Hayata katlanamadığımız için espri yapıyoruz” demiş… Kim demiş? Mühim değil, doğru demiş nihayetinde. Bu yüzden mi bu kadar gülüyorum yoksa güldüğüm için mi bu yüze varıyorum kuşkuluyum. (Belki Bir Gün Uçarız)
  • Bi zaman sonra elimi açtığımda Allaha söyleyecek hiç bir şeyim olmadığını fark ettim. Bekledim, kendimi zorladım, ama tek kelime alamadım ağzımdan. (Ateş Sönene Kadar)
  • "Yokluğun varlıktan daha çok yer kapladığı zamanlar var, bildiniz mi? Bir gün illa bilirsiniz." (Belki Bir Gün Uçarız)
  • “Bırak ne halleri varsa görsünler,” dediler bizim için. “Âmin,” dedim içimden. Tek istediğimiz buydu zaten, bırakılmak ve ne halimiz varsa görmek.” (Ateş Sönene Kadar)
  • Nasıl diyorlarsa, öyle yaşamak zorundaydım. Sanki onların çocuğu değildim de , görevleri onların çocuğu olmak olan biriydim. Babam yaşadığı sürece benimle çok muhattap olmadı. (Ateş Sönene Kadar)
  • Her nereden çıkıp gelecekse, artık gelecek o gelecek, hissediyorum. (Ateş Sönene Kadar)
  • Gelecek beni bekliyor, ben de zaten son gücümle her yerde onu arıyorum. (Ateş Sönene Kadar)
  • Hiç olmazsa beni denize çıkaracak bir yol arıyorum, bir yol buluyorum. Bulduğumu sanıyorum en azından. Hayatım hep bir yol aramakla, sonra bir yol bulduğumu sanmakla geçiyor. Yolların bir kurtuluşa çıkmadığını uzun zamandır biliyorum. Bu yüzden işte, hiç olmazsa denize çıksın. (Ateş Sönene Kadar)
  • Ben yoruldum. Genel yoruldum, böyle komple yoruldum..' (Belki Bir Gün Uçarız)
  • Bizim bir Fatma teyze vardı, hafiften terelelli. Kulakları duymazdı. Ne zaman yola çıkacak olsam beni görürdü. İnsanlar genelde beni gideceğim zamanlarda görür. "Yine mi gidiyorsun kafir?" derdi. Yine gidiyorum Fatma teyze. Çünkü ben giderim. Yine olsun yine giderim. Başka türlüsünü bilmiyorum. (Belki Bir Gün Uçarız)
  • "Çünkü bilirsiniz, takvimlere bakarak tayin edilen zaman sadece buz gibi bir matematiktir. Oysa özlemekler sayılmaz. Özlemekler bilhassa yalnız kaldığınızda gelir suratınıza kürekle vurur." (Belki Bir Gün Uçarız)
  • Kafam her geçen gün daha da karışıyordu. Bu kafa karışıklıklarım da beni cehenneme götürecekti, işte olacağı buydu. Allah yanlış yapan kullarını yakıyordu ve içimden bir ses bana geceleri uyumudan önce, mutlaka yanlış yapmasam bile kurtulamayacağımı, çünkü benim zaten doğuştan yanlış bir kul olduğumu fısıldıyordu. (Ateş Sönene Kadar)
  • Sonra işte çok özledim. Özlemekten kalbim ağrıdı. Kavuşamayacağınızı bildiğiniz özlemekler çok çirkin ve silahlı. İnsanın doğrudan canına nişan alıyor. (Belki Bir Gün Uçarız)
  • Oysa bir şey anmamak, onu unuttuğumuzu göstermiyor. (Belki Bir Gün Uçarız)
  • Sohbetin katlanılırlık oranı her geçen dakika düşüyordu. (Belki Bir Gün Uçarız)

Yorum Yaz