diorex

Bir Rehineye Mektup - Antoine de Saint-Exupéry Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bir Rehineye Mektup kimin eseri? Bir Rehineye Mektup kitabının yazarı kimdir? Bir Rehineye Mektup konusu ve anafikri nedir? Bir Rehineye Mektup kitabı ne anlatıyor? Bir Rehineye Mektup kitabının yazarı Antoine de Saint-Exupéry kimdir? İşte Bir Rehineye Mektup kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 14.02.2022 22:00
Bir Rehineye Mektup - Antoine de Saint-Exupéry Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Antoine de Saint-Exupéry

Çevirmen: Berna Günen

Orijinal Adı: Lettre a un otage

Yayın Evi: Kırmızı Kedi Yayınları

İSBN: 9786052983553

Sayfa Sayısı: 56

Bir Rehineye Mektup Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Saint-Exupéry bu metni, Yahudi köklerinden dolayı o sırada Jura bölgesine sığınan dostu Léon Werth’in bir romanına önsöz olarak yazmıştır. Roman yayımlanmayınca metni epey değiştirir. Dostu isimsizleşir, işgalcinin “rehine”si durumundaki Fransız halkını simgeler hale gelir. Eser, Portekiz seyahati, Sahra anıları ve ABD deneyimi gibi yazarın hayatındaki yakın tarihli olayları ele alan altı kısa bölümden oluşmaktadır.

Bir Rehineye Mektup Alıntıları - Sözleri

  • Bir gülümseme çoğu zaman esas olandır. İnsan bir gülümsemeyle karşılık bulur. Bir gülümsemeyle ödüllendirilir. Bir gülümsemeyle harekete geçer. Ve bir gülümsemenin vasfı insanın ölümüne neden olabilir.
  • Bütün lisanların, kastların ve partilerin üstünde, birbirimize bir gülümsemeyle kavuşuruz.
  • İnsana saygı! İnsana saygı!… Şayet insana saygı insanların kalbinde yer ederse, insanlar karşılık olarak bu saygıyı tahdis edecek sosyal, siyasi ve ekonomik sistemi de kurmayı başaracaklardır. Bir medeniyet her şeyden önce özünde kurulur.
  • Kimsenin onlara ihtiyacı yoktu, kimse onlara başvurmaya hazırlanmıyordu. Sizi altüst eden, gecenin bir yarısı yataktan kaldıran, istasyona koşmaya zorlayan o telgraf ne kadar mucizevi bir şeydir: “Koş! Sana ihtiyacım var!”
  • Kendi kendime şöyle diyordum: “ işte geldiğim nokta bu..”
  • Dostluktan doğan hakkı talep etmeden önce bir dostu uzun uzun işlemek gerekir. Harap olmuş eski bir şatoyu tamir etmek, onu sevmeyi öğrenmek için, nesiller boyu harap olmuş olmak gerekir.
  • Biz insanlar ciddi havalar takınırız, fakat kalbimizin derinliklerindeki tereddütü, şüpheyi, kederi herkes bilir.
  • Dünün gerçeği ölmüş, yarınınkinin halâ inşa edilmesi gerek.
  • Bir yıldıza giden yolda dağı aşan gezgin, eğer kendini tırmanışla ilgili sorunlara fazla kaptırırsa, kendisine hangi yıldızın yol gösterdiğini unutma tehlikesiyle karşı karşıya kalır.
  • İnsan geceleyin duymak için nefesini tuttuğunda çöken tiz bir sessizlik vardır. Ve insan sevdiği kişiyi hatırladığı takdirde çökecek olan hüzünlü bir sessizlik vardır.
  • "Bir gülümseme çoğu zaman esas olandır. İnsan bir gülümsemeyle karşılık bulur. Bir gülümsemeyle ödüllendirilir. Bir gülümsemeyle harekete geçer. Ve bir gülümsemenin vasfı insanın ölümüne neden olabilir."
  • Ben kendimi gizlememeye bu kadar özen gösterirken, beni nasıl hedef alabilirler? Ben bu kadar savunmasız bir haldeyken?
  • Ölüleri ölü olarak kabul etmek gerekirdi.
  • Bir gülümseme çoğu zaman esas olandır. İnsan bir gülümsemeyle karşılık bulur. Bir gülümsemeyle ödüllendirilir. Bir gülümsemeyle harekete geçer. Ve bir gülümsemenin vasfı insanın ölümüne neden olabilir.
  • Ve işte Fransa’nın topyekün işgalden sonra, tıpkı denizdeki tehlikelerden sağ çıkıp çıkamadığı bilinmeyen, bütün ışıkları sönmüş bir gemi gibi, içindeki yüküyle birlikte bir bütün olarak sessizliğe gömüldüğü şu günlerde, sevdiğim insanların kaderi bana içime yerleşecek bir hastalıktan daha büyük bir azap veriyor. Onların savunmasızlığı üzerinden kendi özümün tehdit altında olduğunu keşfediyorum.

Bir Rehineye Mektup İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bir kitabın önsözü olarak çıkacakken bağımsız bir kitap olarak çıkan bu eser, yazarın "Ben sadece Küçük Prens'in yazarı değilim, böyle aşırı edebi ve çok daha kaliteli kitaplar da yazabiliyorum" kitabı olacakken nedense sonlara doğru daha "düz", yani daha az sanatlı, daha az farkındalıklı ve daha basit devam ediyor. Elbette belirli bir başlangıcı ve sonu olmayışı da bu kanaatimde etkili olmuştur. Bir pilot olan yazarın, II. Dünya Savaşı sırasında yaptığı uçuşlar, uçaktan şehir tasviri ve esir düşmesi kaliteli bir anlatıydı. Sonlara doğru silik bir karakter olan ve muhtemelen geneli temsil eden "esir dost" ise sanırım daha ayrıntılı işlense yazarın masterpiecei olabilecek bir kitaptı. Kısa bir kitap, kısa sürede okunabilir. Yazarın Küçük Prens'ten başka bir eserini ararsanız ideal. (Onur KARABAĞ)

İnce bir kitap olmasına rağmen, oldukça anlamlı bir eser. Saint-Exupéry bir arkadaşının romanı için önsöz olarak yazmış aslında bunları. Ancak arkadaşı kitabı yayımlamayınca, onun şahsı için yazdıklarını çıkartmış ve sevgi ile dolu sıcacık bir kitapçık oluşturmuş. (Melek Ceylan)

Kendi işgal altındaki vatanından uzakta kaleme aldığı bu eserinde yazar, kendi halkına dayanışma içerisinde olduğunu gösterme isteğiyle durmadan savaştığını duyurmak istemektedir. Aslında eser bir bölgede sıkışıp kalmış bir yazar dostunun romanına önsöz olarak kaleme almıştır ilk olarak. Daha sonra birkaç kez değiştirilip bu halini almıştır. Yayımlanmamış romanın önsözü de diyebiliriz esere. Eserin konusu insan, insana saygı ve insanca bir yaşam... Kendi halkının içinde bulunduğu bunalım döneminden kendisi de ayrıca çok etkilendiği eserden anlamak mümkündür. Bir dostundan yola çıkan eser Fransa'nın kötü talihinin simgesi haline gelir. Savaş dönemindeki bazı insanların vurdumduymazlığı, bazı insanların ruhen kaçışı ve bazı insanları çaresizliği esere çok sağlam bir şekilde yansımış. Özellikle yahudiler üzerine de bir kaç not serpiştirmiştir yazar. Ayrıca Küçük Prensin ithaf edildiği yazar, yine bu yayımlanmayan romanın sahibi olan Leon Werthtir. (Nedim Kardaş)

Kitabın Yazarı Antoine de Saint-Exupéry Kimdir?

Antoine Marie Jean-Baptiste Roger, comte de Saint Exupéry (29 Haziran 1900 - 31 Temmuz 1944), Fransız pilot, yazar ve şairdir. Özellikle "Küçük Prens" (Le Petit Prince) isimli eseriyle ünlenmiştir. Yaşamı Fransa'nın Lyon şehrinde doğdu. Beş kardeşin üçüncüsüydü. Aristokrat bir aileye mensup olan Exupéry dört yaşındayken babasını kaybetti. Babasının ardından aile hızla yoksullaştı. Anneleri kültürlü bir kadındı. İlk öğretmenleri anneleri oldu. Exupéry okulda başarılı değildi. Ödevlerle arası yoktu, sürekli ceza alıyordu. Uçaklarla 12 yaşında tanıştı. Evlerinin yanındaki hava alanına gizlice girer uçakları yakından seyrederdi. 12 yaşındayken bir pilot onu uçağına aldı ve uçurdu. Kardeşi François'in ölümü onu ve ailesini çok sarstı. Liseyi bitirdikten sonra pilot olmayı çok istediği halde annesini kırmamak için denizcilik okuluna kaydoldu. 19 yaşında Ecole des Beaux-Arts'ta mimarlık fakültesine girdi. 21 yaşında orduya çağrıldı. Eğitimini yarıda bırakıp askere gitti. Askerlik görevini Fransız Hava Kuvvetlerinde teknisyen olarak yaptı. Strasbourg şehrinde pilotluk eğitimi aldı. Askerliğin ardından ailesinin isteği üzerine Paris'te bir ofiste kamyon satıcısı olarak çalışmaya başladı. Ticaret yaşantısında başarısız oldu. Bu arada yazı yazmaya da başlamıştı. 1926 yılı hayatında bir dönüm noktası oldu: Tekrar uçmaya başlamıştı. Toulouse ve Dakar arasında posta servisi yapan uçağın pilotu olarak göreve başladı. İlk kitabı Güney Postası'nı bitirdi. Burada ilk uçuş deneyimlerini anlatıyordu. Aynı şirketin Arjantin bölge sorumluluğuna getirildi. Gece Uçuşu adlı romanı Arjantin'deki yaşantısını anlatır. Paris'te evlendi. 35 yaşındayken uçağı arıza yaptı ve Tunus'ta çöle zorunlu iniş yaptı, kayboldu. Dört günlük zorlu çöl macerası ardından bir Bedevi tarafından bulundular. İspanya İç Savaşı boyunca Fransız gazetesi adına muhabir olarak görev yaptı. Havacılık alanında birçok buluşa imza attı. Gece uçuşlarını düzenleyen cihazların geliştirilmesinde katkı sağladı. II. Dünya Savaşı başladığında Fransa, Almanya'nın işgaline uğradı. Komutanları Exupéry'ye sağlık durumunun savaş şartlarına uygun olmadığını söylemesine rağmen o askere yazıldı. Fransa'nın yenilgisi üzerine ABD'yi gitti. Buradayken yazdığı Dünya ve İnsanlar ile Savaş Pilotu adlı iki kitabı New York'ta çok tutuldu. En önemli eseri Küçük Prens'i de bu dönemde yazdı. Savaşın getirdiği yıkımın ortasında dünyaya bir umut mesajı vermek istiyordu. Bunu Küçük Prens'te bir çocuğun gözüyle yapmaya çalıştı. Ülkesinin işgal altındaki durumu onu çok üzmekteydi. Olaylar karşında sessiz kalamayacağına karar vererek ABD ordusuna katılarak yüzbaşı rütbesiyle Kuzey Afrika'ya gitti. Görevi Alman ordularının hareketini havadan izlemekti. Yine böyle bir keşif uçuşu sırasında 31 Temmuz 1944'te uçağı vuruldu ve Marsilya açıklarında denize düştü. Uçağının enkazı 2000 yılında balıkçılar tarafından bulundu.

Antoine de Saint-Exupéry Kitapları - Eserleri

  • Küçük Prens
  • Gece Uçuşu
  • İnsanların Dünyası
  • Savaş Pilotu
  • Küçük Prens'in Güzel Hikayesi
  • Kale

  • Bir Rehineye Mektup
  • Güney Postası
  • Küçük Prens - Filmin Romanı
  • Küçük Prens ile Sayıları Öğreniyorum
  • Sevgi
  • Toplu Eserleri
  • Kanayan İspanya

  • Küçük Prens ile Bir Gün
  • Küçük Prens ile Hayvanları Tanıyorum
  • Sevgi Dolu Dilekler
  • Mektuplar
  • Arkadaşlık
  • Sana Ait Olanı Bu Kadar Önemli Yapan Onun İçin Harcadığın Zamandır
  • Seni Düşünüyorum

  • Küçük Prens ile Renkleri Öğreniyorum
  • Küçük Prens ile Görgü Kurallarını Öğreniyorum
  • Küçük Prens ile Karşıtlıkları Öğreniyorum
  • Seçilmiş Əsərləri
  • Günlük Notlar
  • The Little Prience

Antoine de Saint-Exupéry Alıntıları - Sözleri

  • Ne var ki, kültürün formüller öğrenmek ve elde edilmiş bilgileri hatırlamağa dayandığını sanan kişi, insan ruhunu pek zavallı tanıyordur. (Kanayan İspanya)
  • Bazılarının yüreğe iyi gelen bi' yanı vardı. Armağan gibiydiler... (Küçük Prens'in Güzel Hikayesi)
  • "İnsanların beni anlayabileceğine dair bir umut taşımıyorum ve bunu umursamıyorum da." (Savaş Pilotu)
  • Yalnız yetersiz bir dil karşı karşıya getirir insanları. (Kale)
  • Mesela sen öğleden sonra saat dörtte geleceksen, ben saat üçten itibaren sevinmeye başlayabilirim. Zaman ilerledikçe kendimi daha iyi hissederim. Saat dört olduğunda heyecanlanmaya ve telaşlanmaya başlarım; ne kadar mutlu olduğumu görmüş olursun. Ama sen herhangi bir zaman diliminde gelirsen, kalbimin ne zaman atacağını bilmem... İnsanın değiştirilemez, kalıcı adetleri olması şart!. (Seni Düşünüyorum)
  • Yapayalnızdı... (Gece Uçuşu)

  • "Uykularından uyandıramadığımız ne çok insan var." (İnsanların Dünyası)
  • Yıldızın yürüyüşünü hesapladınız, ey laboratuvar uşakları ama yıldızı bilmez oldunuz. Yıldız kitabınızda bir işarettir ama ışık saçmaz oldu: Bir küçük çocuktan daha az bilginiz var. İnsan sevgisini yönelten kuralları bile bulmuşsunuz ama sevginin kendisi sığmaz işaretlerinize: Bir genç kızdan daha azdır bilginiz! Bana gelin, bana! Işığın tadını, sevginin ışığını vereyim gene size. Sizi köle yapmam, kurtarırım. (Güney Postası)
  • Az önce yakaladılar seni. Kurşuna diziverdiler. Bizler gibi düşünmediğin için... (Kanayan İspanya)
  • Ölüleri ölü olarak kabul etmek gerekirdi. (Bir Rehineye Mektup)
  • "Yalnızca mal mülk için çalışırken, kendi Hapishanelerimizi kendimiz Kuruyoruz." (Sana Ait Olanı Bu Kadar Önemli Yapan Onun İçin Harcadığın Zamandır)
  • Bir çiçeği büyüten sevgi, insanı değiştirmez mi sanıyorsun? (Küçük Prens - Filmin Romanı)
  • "Yalnız dünya malı hırsıyla yaşayanlar, yaşanmaya değer hiçbir şey kazanamazlar." (İnsanların Dünyası)

  • Ama gözler kördür. İnsan gözleriyle değil yüreğiyle bakmalı… (Küçük Prens'in Güzel Hikayesi)
  • Yeryüzünde bekleyenlerin hükümden haberleri yoktur. (İnsanların Dünyası)
  • "Onun ölümüyle, ben de biraz öldüm." (Savaş Pilotu)
  • Kalp kalbe sığdığı zaman göz gözü kusurlu görmez. (Günlük Notlar)
  • Beni ilgilendirmeyen şeyler için kaygılanmam.Eğer çayım,şekerim,besili bir eşeğim ve yanımda da kadınım varsa,eğer çocuklarım erdemli olarak büyüyorsa,tümüyle mutluyum demektir ve daha fazla bir şey istemem... (Kale)
  • Her şey basit aslında; yaşa, ıvır zıvırları bırak ve öl! (Sana Ait Olanı Bu Kadar Önemli Yapan Onun İçin Harcadığın Zamandır)
  • "Geneviéve, gerçek mi, aşktan ölünür mü?" (Güney Postası)

Yorum Yaz