Bir Zambak Hikayesi - Mehmet Rauf Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Bir Zambak Hikayesi kimin eseri? Bir Zambak Hikayesi kitabının yazarı kimdir? Bir Zambak Hikayesi konusu ve anafikri nedir? Bir Zambak Hikayesi kitabı ne anlatıyor? Bir Zambak Hikayesi kitabının yazarı Mehmet Rauf kimdir? İşte Bir Zambak Hikayesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Mehmet Rauf
Yayın Evi: Sel Yayıncılık
İSBN: 9789755703626
Sayfa Sayısı: 120
Bir Zambak Hikayesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Edebiyat tarihimizde, sadece 'ilk' olma özelliğini taşımakla kalmayıp aynı zamanda ana tema ve kurgusal motif bağlamında çığır açmış olan bir eser: Bir Zambak Hikayesi. Tüm ahlaki tabuları bir çırpıda yerle bir eden bu eser sırf bu niteliği nedeniyle günümüze kadar "el sürülmekten kaçınılması gereken" bir yapıt olarak kalmış, maalesef çağdaş okuyuculara ulaşamamıştı. 'Adı var, kendi yok,' içinde ne yazılmış olduğu pek de bilinmeyen Mehmet Rauf'un bu önemli eserini Osmanlıca orijinal metniyle birlikte okuyucuyla buluşturuyoruz. Edebiyat tarihimizin ilk erotik yapıtlarından olan Bir Zambak Hikayesi bir nefeste okunacak türden...
Bir Zambak Hikayesi Alıntıları - Sözleri
- "Kim ki "Sevdim ve sevildim! "diyebilirse işte o tebrik edilmeye şayandır. Çünkü ancak o adam hayatı hakkıyla anlamış, niçin dünyaya geldiğini takdir ederek, yalnız o yaşamıştır."
- "Yavrucuğum, bir kadının aşığı olmak, saadet alfabesinde son harfe gelmek demektir. Halbuki ondan evvel yirmi sekiz harf daha öğrenmek lazımdır ki, öpme, bunların ilk harfidir. "
- "Ve masumiyet öyle bir çiçektir ki, saksısında mümkün olduğu kadar fazla bırakmak ve koparılırsa bile yaprak yaprak koparmak lazımdır, bir gonca bazen açabilmek için bir hafta zamana ihtiyaç duyar. "
- -Lakin, yalnız sizin buseleriniz bu kadar tatlı! Herkes de böyle mi öper acaba? - Birbirini sevenler böyle öpüşürler... -Demek siz beni seviyorsunuz? - İstediğim kadar sevmiyorsam da sevmek üzereyim.
- “Şu fırsatla söyleyeyim ki, zaten karşı karşıya konuşan bir güzel erkekle bir genç ve güzel kadının aşktan ve şehvetten başka bir söz konuşmalarını sahtekârlık addederim.”
- Fikrimce, bir kadının güzel olduğunu anlamak için sabahleyin yatağında görmelidir.
- İşte bunun içindir ki, ahlak fanatiklerinin çıkışmalarını adi bir riyakarlık addetmeye daha meyilliyim. Çünkü bütün bu adamlar kendi özel hayatlarında, herkesin içinde aleyhinde bulundukları şeylerin en rezilini gerçekleştirmekten uzak değildirler...
- yavrucuğum,bir kadının aşığı olmak,saadet alfabesinde son harfe gelmek demektir.
- “Fakat heyhat, bu hayâl-i lûtf u letâfete asıl muhtaç olduğum bu sâniyede, ondan mahrum olduğumu, bir hakîkat renk ve zevkı verirken, bu saadetin bir hayâlden başka birşey olmadığını ve benim yerime bu vücud-ı dilberin bu saadetleri başka bir adama bahş u îsâra [bağışlayıp saçmaya] mahkûm olduğunu düşünürüm ve ikimizin de bu sebepten mahrum kaldığımız ezvâk-ı semâviyye [ilâhî zevkler] için derin bir matem tutarım.”
- “Ve bir kadın hakkında bende bu kadar şedîd bir emel peyda oldu mu, o kadın için artık selâmet imkânı kalmamış demektir. Diyebilirim ki, bütün İstanbul’da, kadınları benim kadar ateş ve iltihab [hararet] ile ta’zîz eden [yücelten] ve ta’zîz ettiği kadına vusûl için benim gibi hayatını bilâ-tereddüd bezl ü îsâra [döküp saçmaya] kadir başka bir adam bulunamaz. Ve takibim o kadar musır [ısrarlı], o kadar mâzurdur, tedâbîrim [tedbirlerim] o kadar müdebbir, o kadar mâhirdir ki, bir kere takibe karar verdiğim kadın için elimden kurtulmak mümkün değildir. Neler, ne çareler bulurum, ne vasıtalar kullanırım, bilinse...”
- “Şübhesiz kalbimde bu ateşler yanarken, bir genç erkekle bir güzel kadının zâhiren sakin görünmeğe çalışarak siyâsiyâttan, ahvâl-i âlemden bahse mecbur kalmaları insanlar için ne büyük bir azaptır!”
- “Şu fırsatla söyleyeyim ki, zaten karşı karşıya konuşan bir güzel erkekle bir genç ve güzel kadının aşktan ve şehvetten başka bir söz konuşmalarını sahtekârlık addederim.”
Bir Zambak Hikayesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Mehmet Rauf: Öncelikle şunu söylemeliyim ki, o dönemin şartlarında böyle bir kitap yazabilmek gerçekten büyük bir cesaret gerektirir. Sırf bunun için bile takdir edilmesi gerekirken bu romanı yüzünden hapis cezasına çarptırılmış ve mesleğinden men edilmiş Mehmet Rauf. Edebiyatımızdaki ilk erotik metinlerden sayılan bu kitabın uzun olmasını beklerken kitap elime ulaşınca şaşırdım çünkü sadece 36 sayfa. Kitabın uzun gözükmesinin sebebi, kitabın 36 sayfalık kısmı bitince aynı metnin bu defa eski Türkçeyle tekrar yazılmış olması. Erotik dediysem de lütfen çirkin bir üslupla yazdığını düşünmeyin, Mehmet Rauf her zamanki gibi ustalıkla ve edebi bir şekilde kaleme almış(olabilecek en edebi şekilde) . Kitabı okumasanız çok da bir şey kaybetmezsiniz ama ben dönemin şartlarına göre düşünecek olursak oldukça başarılı buldum. Hatta yazarını bilmeden bu kitabı okumuş olsam, yabancı bir yazarın kitabı olduğunu düşünürdüm. O kadar da başarılıydı bence. Ama kitabı okumak için mutlaka yaş sınırı konmalı bence. Güzel bir kitaptı. (Nehir Kaya)
bir zambak hikayesi Mehmet rauf un yazdıgı erotik bir hikaye, Bu kitabı okurken ne kadar erotik açık olabilirki dedim kendi kendime, ama yanılmışım. salı günleri kimse sex yapmaz kitabındaki gibi bir kitap zannettim, salı günleri kimse sex yapmaz kitabında sadece kitabın ismi müstehcen, gerisi sıradan bir roman, bir zambak hikayesinde kitabın başında erotiklik başlıyor, kitabın sonuna kadar aksiyon gibi devam ediyor. hatta ve hatta cinsel bilgiler ansiklopedi si desek heralde uygundur yani yani Mehmet rauf efendi Osmanlı türkçesi ile porna kitap yazmış sanki, bana öyle geldi, ömrüm boyunca 700 küsür kitap okudum ve hatırlamadığım da bir sürü kitap var, ama bu kadar müstehcen bir kitap okumadım okumanızı tavsiye etmem, çok çok cinsellik içeriyor (s.yavuz)
Merhabalar Okuduğum beşinci Mehmet Rauf kitabı olur Bir Zambak Hikayesi. Türk edebiyatın ilk erotik kitabı olarak kabul ediliyor kendisi. Bu kitapla Mehmet Rauf yargılanıp 8 ay mapus yatmış olup ayrıyeten askerlikten de atılmıştır. Kitap iki kısımdan oluşmakta. Türkçe ve Osmanlıca orijinal metin şeklinde. Türkçe kısım 32 sayfa sadece ve sadece. Okumasanız bir şey kaybetmezsiniz, okusanız da bir şey kazanmazsınız. Yine de okumak isteyenlere keyifli okumalar dilerim. Fazla bir şey söylemeye de gerek yok... (GBB)
Kitabın Yazarı Mehmet Rauf Kimdir?
Mehmed Rauf Servetifünun romancılarından, 1875 yılında doğdu, 1931 yılında İstanbul'da öldü. Bahriye Mektebi'ni bitirdi (1893), deniz subayı oldu, staj için Girit'e (1894), Kiel kanalının açılış töreninde bulunmak üzere Almanya'ya (1895) gönderildi, dönüşte İstanbul'da Tarabya'da elçilik gemilerinin irtibat subaylığına atandı. 1908'den sonra bahriye'den ayrıldı, hayatını yazarlıkla kazanmaya başladı. Cumhuriyet devrinde kadın dergileri çıkardı, ticaretli uğraştı. On altı yaşındayken yazdığı Düşmüş adlı hikayesini İzmir'e, Halit Ziya'ya göndermiş, Halit Ziya da Hizmet gazetesinde basmıştı, daha sonra İstanbul'da Mektep dergisinde yazıları çıktı. Halit Ziya, Cenap Şehabettin, Hüseyin Cahit'le böylece önceden tanışan Mehmed Rauf, sanatının en başarılı eserini Eylül romanıyla verdi; psikolojik roman örneği olan Eylül'de olduğu gibi öteki eserlerinde de özellikle aşk maceralarını konu yaptı. Romanları: Eylül (1901), Genç Kız Kalbi (1925), Böğütlen (1926), Define (1927), Son Yıldız (1927), Kan Damlası (1928), Halâs (1929) Hikâye Kitapları: İhtizar (Cançekişme, 1909), Âşıknâme (1909), Son Emel (1913), Hanımlar Arasında (1914), Bir Aşkın Tarihi (1915), Üç Hikâye (1919), İlk Temas İlk Zevk (1923), Aşk Kadını (1923), Eski Aşk Geceeri (1924) Mensur Şiir: Siyah İnciler (1901, 1925) Oyunlar: Ferdi ve Şürekâsı (1909, filme de alındı: 1917), Cidal (Kavga, 1911), Sansar (1920), Ceriha (Yara, 1927)
Mehmet Rauf Kitapları - Eserleri
- Eylül
- Genç Kız Kalbi
- Böğürtlen
- Ferdâ-yı Garâm
- Define
- Kan Damlası
- Halas
- Eski Aşk Geceleri
- Bir Aşkın Tarihi
- Define ve Kan Damlası
- Bir Hastalığın İlacı
- Yara
- Uzaktan
- Bir Zambak Hikayesi
- Üç Hikaye
- Karanfil ve Yasemin
- Siyah İnciler
- Kabus
- Serap
- Menekşe
- İsyanlar, Direnişler, Zaferler
- Âşıkane
- Edebi Hatıralar
- Son Emel
- İhtizar
- Eylül
- Eylül
- Sansar
- Son Yıldız
- Yağmurdan Doluya - Cidal - Sansar
- Seçme Hikayeler
- Harabeler
- Menekşe
Mehmet Rauf Alıntıları - Sözleri
- Yani hayale, yani şiire, yani aşka aşıktım. Aşkı evrenle hayatın tek varlık sebebi sayacak kadar deli bir aşık. (Eski Aşk Geceleri)
- Sende bir şey var, öyle bir şey ki hiçbirinde rastgelmiyorum. (Eylül)
- "Ah bu eksiklik duygusu.. İnsan değilim sanki bir denklemim.." (Eylül)
- O anda kapıdan genç bir hanım girdi. Fakat bu tam manasıyla bir güneşin doğuşu gibiydi. (Define ve Kan Damlası)
- "Ah insan denen mahlukat ne kadar zayıf ve alçak birşey (Üç Hikaye)
- “Günlerce ev bir hastane gibi, delirmiş genç kadına gelen giden hocalarla, hekimlerle dolar. (…) genç kadın bir deri bir kemik kalmıştır. (…) Hastalık geçer, fakat bu yara, bu valide yarası geçmez, aylarca kadını inletir.” (İhtizar)
- Biliyor musunuz, kadın olmasaydım belki Mesut olurdum. Zira kadın olmak, kadınlar arasında çirkin olmak gibi bir şey. (Ferdâ-yı Garâm)
- Zaten hayatımız âdet ile tesadüfün elinde zalim ve yırtıcı bir pençe içinde dayanıklılık ve katlanabilme yetisini kaybetmiş sefil bir hastalıktan başka bir şey miydi? (Serap)
- “Nedir bu insanın içten içe çürüyüşü...” (Eylül)
- Ah niçin bütün aşklar böyleydi? Niçin birbirlerini bugün sevenler hayattaki mutlulukları birbirlerinden bekler ve mutluluğu bulmakla bahtiyar ve zevk dolu olurken, iki gün sonra, birbirlerine iki amansız düşman oluyorlar, dişleri, tırnakları, pençeleri kan içinde, birbirini didiklemekten, mahvetmekten, helak etmekten başka bir şey istemiyorlardı? Buna nasıl razı oluyor, nasıl dayanıyorlardı? (Menekşe)
- Hayat böyle vesveselere değer mi? (Bir Hastalığın İlacı)
- Gök, yaldız içinde, aynı zamanda berrak, hayran hayran sevdiğine bakan bir genç kız gözü gibi saf ve berraktı (Karanfil ve Yasemin)
- "İnsanın içtenliğine inanmıyorum!" (Böğürtlen)
- “Ah, kim bilir ne nefis bir ruhu vardır.." (Menekşe)
- Dünyada şefkat, af, insanlık gibi güzel şeyler varken neydi bu insanlardaki vahşilik ki hâla birbirlerini yiyorlar, hâla birbirlerini yemekten zevk alıyorlardı ? (Kabus)
- ''Kalabalık içinde yalnız yaşamak, kalabalık içinde gezip beraber bir köşeye kaçmak, işte asıl zevk budur. İnsan, kalpleri birbirine bağlayan bu bağları o zaman anlar.'' (Eylül)
- “Zavallı hiç! Bazen ne etkili olarak zıddını ifade etmek ve anlatmak için kullanılır ve bir bakış açısına göre ne büyük, ne kahredici bir heptir!” (Serap)
- "Yaşamda o denli kötülük gördüm ki kimden olursa olsun, iyilik beklemiyorum." (Böğürtlen)
- Zaten hayatımız tamamen zannetmekten ibaret değil midir ? (Bir Aşkın Tarihi)
- Gün oluyor ki hiçbir şey görmemek için gözlerimi kapayarak oturmak istiyorum. (Ferdâ-yı Garâm)
Editör: Nasrettin Güneş