diorex
Dedas

Bizim Ülkemiz - Charlotte Perkins Gilman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Bizim Ülkemiz kimin eseri? Bizim Ülkemiz kitabının yazarı kimdir? Bizim Ülkemiz konusu ve anafikri nedir? Bizim Ülkemiz kitabı ne anlatıyor? Bizim Ülkemiz PDF indirme linki var mı? Bizim Ülkemiz kitabının yazarı Charlotte Perkins Gilman kimdir? İşte Bizim Ülkemiz kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 30.08.2022 09:00
Bizim Ülkemiz - Charlotte Perkins Gilman Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Charlotte Perkins Gilman

Çevirmen: Aylin Onacak

Yayın Evi: Otonom Yayıncılık

İSBN: 9789756056684

Sayfa Sayısı: 280

Bizim Ülkemiz Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Gilman, muhteşem kadın ütopyası Kadınlar Ülkesi'nin ardından bu kez bir distopya kaleme alıyor: Bizim Ülkemiz. Bu kitapta öykü, kadınların anlamlı farklar yaratabileceği gerçek dünyaya taşınmıştır. Ellador, yüzyıllardır dış dünyayla bağlantısı olmayan anaerkil bir toplumda, ortaklaşmacı bir kültür içinde yetişmiştir. Ülkelerini keşfeden bir erkekle birlikte cesur bir adım atar ve dünyaya açılır. Nefret, cinsiyet ayrımcılığı, kaos, ırkçılık ve zalimlikle dolu savaş içindeki dünyayı görür. Ataerkil toplumun zayıflıkları, tutarsızlıkları, gülünç sayılacak varsayımları, pek çok değişik kılığa girmiş otoriterliği her adımda karşısına çıkar. Zaman zaman hüsrana uğrasa da yalın çözümler önererek bize hep umut verir. Bizim Ülkemiz'de günümüzde de başımıza dertler açmayı sürdüren toplumsal çatlakları ele alan Gilman, ne feminist ayrılıkçılığı ne donkişotvari kaçışçılığı önerir. Bunun yerine, akıl, toplumsal eylem ve cinsiyetler arası işbirliği talep eder. Böylelikle Kadınlar Ülkesi'nin anlamını çarpıcı şekilde genişleten Bizim Ülkemiz, bir devam kitabı olmanın çok ötesine geçer.

(Tanıtım Bülteninden)

Bizim Ülkemiz Alıntıları - Sözleri

  • İnsanlarınız halka yalan söylenmesine o kadar alışmış ki umursamıyorsunuz. Gözünüzü dört açmanız gereken belli kötülüklere karşı felç olmuş, hissizleşmiş, nasırlaşmışsınız. Çok daha fazla ses çıkardığınız, çok daha az tehlikeli bir sürü şey var.
  • ''Aile ve ev fikri, sorunun büyük kısmını oluşturuyor. Aile, neredeyse hepinizin inandığı gibi bütün iyi ve güzel şeylerin ideal örneği değil; gelişimi engelleyen ilkel bir toplumsal grup.''
  • ''Kızlarınız ve oğullarınız eşit doğuyorlar, eşit olmalılar. Onları ayıran şey kültürel koşullardaki muazzam fark...''
  • Erkekleri dişilikle etkilemekten çok onlarla insan olarak arkadaş oldu; insan olarak fikir alışverişi yapıp anlaştılar. Kadınlar o kadar insan değildi. Genellikle daha dar bakış açıları, daha az deneyimleri vardı. İçlerinden birine konuşmak için yaklaştığında, fazla kadınca bir bakış açısı, faklı toplumsal ve ahlaki değer anlayışları, konumlarının getirdiği tuhaf sınırlamalar devreye giriyordu.
  • Otorite yöntemi çok basit. 'Bu bir emirdir!' ve sen sadece yerine getirirsin. Düşünmek yok, emek yok, sorumluluk yok. Tanrı böyle söylüyor, kral ya da kaptan böyle söylüyor, kitap böyle söylüyor ve hepsinin omurgası Aile, Baba-Patron. Nasıldı o güzel öykü: 'Baba ne diyorsa odur!'
  • ''Her dinin içindeki dayatma inanç, nihai hakikat olduğunu iddia ederek, diğer inananlara ve inanmayanlara karşı ahmakça bir üstünlük duygusu geliştirilmesini teşvik etme eğiliminde olduğundan, zulümde uç noktalara koşarlar.''
  • ''Demokrasi, bütün insanların bilinçli, mantıklı ve koordineli eylemlerde bulunmasını gerektirir.''
  • ''Bir cinsin yükselmesi, o cinsi toplumsal gücü ve niteliği geliştirmesi için özgür bırakırken, diğerini zorla binlerce yıl gerideki bir emek düzeyinde tutan bu daimi ayırım; yaptıkları işler arasındaki ayrımının neden olduğu bu koca uçurum...''
  • ''Erkeklerin kadınlardan daha üstün olduğu şeylerin cinsiyet farlılığından kaynaklandığını gururla iddia ediyorduk. Erkeklerin kadınlarda görülmeyen kötü özellikler sergilediği şeyleriyse büyük bir rahatlıkla ırk özelliği olarak değerlendiriyorduk.''
  • ''Her şey bol miktarda olduğunda, herkes istediği kadar almakta özgürdü; yetersiz olduğunda bölüyorlardı. Ne yaptıklarıyla ve ne yapacaklarıyla ilgileniyorlardı, ne alacaklarıyla değil.''

Bizim Ülkemiz İncelemesi - Şahsi Yorumlar

yazar/Charlotte-Perkins-Gilman 'ın kitap/kadinlar-ulkesi--22695 kitabının devamı olmasına rağmen içerik anlamında bir o kadar şahsına münhasır bir eser. Çift kutuplu bir dünyada(anaerkil-ataerkil) doğan ve her iki dünyayı da tanıma şansı bulan Ellador karakteri üzerinden muazzam bir sistem eleştirisi ve anaerkil düşüncenin anlatımını işlemiş yazarımız. Bu her ne kadar kurgusal olsa da bir o kadar da realiteye dayanan bir konu. Çünkü getirdiği eleştiriler, anaerkil dünya ile sunmuş olduğu çözümler, kapitalizmin en büyük dayanaklarından biri olan ataerkil oligarşik yapılanmanın yarattığı toplumsal infialler karşı getirilen eleştiri ve karşı çözümler, anaerkil bakış açısının herkesin iyiliği için gerçekleştirdiği çözüm yolları kitabı muazzam bir noktaya taşımış. Özellikle erkek düşmanlığı yerine toplumsal eşitlik ve kadın erkek işbirliğini önemsemesi tam da anaerkil düşünceye yakışır bir işleyiş olmuş. Kitap tamamen gerçeklere dayalı aslında. gonderi/85148108 incelememin devamı niteliğinde oldu ancak dualist okumalarda bu kadar güzel ikiliye denk gelmek nadiren oluyor. Kitaba yönelik söyleyeceğim tek olumsuz şey, çeviriden mi yoksa kitabın orijinal dilinden mi kaynaklı olduğunu bilemediğim, yoğun devrik cümlelerin ve kimi yerde ise öznesiz, yüklemsiz cümlelerle dikkati dağıtan bir yapıya sahip olması oldu. Biraz zorlaştırmış olsa da oldukça başarılı bir kitap diyebilirim. Kadınlar ülkesini okuyanlar için şiddetli tavsiyemdir. Okumamış olanlar ise mutlaka ilkinden başlamalılar okumaya. (Uğur De Molinari)

Aylar önce İthaki Bilim Kurgu Klasiklerinden Kadınlar Ülkesi'nin yorumu paylaşmıştım. Yorumunun sonunda devamı gelecek gibi bitmiş demiştim. Bu yorumu okumadan önce o yorumumu okumanızı öneriyorum. Kadınlar Ülkesini okuduğum zaman devamı olup olmadığını araştırmıştım. Kitapyurdundan baktığımda yazarın başka kitabı yok gözüküyordu. Geçen günlerde düşündüğüm gibi devam kitabı olduğunu öğrendim. Hemen kitabı buldum ve en kısa sürede temin edip okumaya başladım. Kitaba dönecek olursam; Yazarımız Kadınlar Ülkesinde bizleri feminist bir ütopyada buluştururken devam niteliğinde olan Bizim Ülkemizde distopik dünyamızda bizlere her yönden ayna tutuyor. Kadınlar Ülkesinden yaşayan Ellador dünyamızı ziyarete gelir. Geldiği yıllarda dünyamızda 1. Dünya Savaşı sürmektedir. Kendi yaşadığı mükemmel ülkeden çok farklı bir dünyayla karşılaşınca sarsılır. Dünyamız hakkında daha çok şey öğrenmek için dünyayı dolaşmak ister. Dünyamızı keşfederken bizlere Ataerkil zihniyetin başarı ve yanlışlarını açık ve net olarak gözler önüne serer. İnsanları insan olarak görmediğimizi, kadın ve erkek olarak ayırdığımızı, neden tam anlamıyla mutlu olamadığımızı derin gözlemlerle ve etkili bir dille bizlere aktarır. Son cümlelerime gelecek olursak; Her satırında insanı düşünmeye, sorgulamaya iten farkındalığı artıran dolu dolu bir eser. Kadınlar ülkesini çok sevmiştim ve bu kitabı okuyunca ikisinin bütünlüğü zihnimde bazı şeyleri daha net hale getirdi. Her iki kitabı da mutlaka ve mutlaka okumanızı öneriyorum. Ölmeden önce mutlaka okuyacağım dediğimiz kitaplar listesine eklemeniz tavsiyemdir. (kitapruhluadam)

Bizim Ülkemiz PDF indirme linki var mı?

Charlotte Perkins Gilman - Bizim Ülkemiz kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Bizim Ülkemiz PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Charlotte Perkins Gilman Kimdir?

Amerikan edebiyatının etkili sesi Charlotte Perkins Gillman (1860-1935), feminist harekete yüzyıl dönümünde önemli katkılar yapan Amerikan geleneğinin önemli yazarlarından biridir ve feminist bir bilinçle yazan ilk Amerikalı (feminist) kadın yazar olarak kabul edilir.

Din bilimcisi olan babası çocukken ailesini terk ettiğinden yalnız ve mutsuz bir çocukluk geçiren Gillman, yaşamı boyunca kadınlara uygulanan adaletsizlikleri eleştirmiş ve kadınların oy hakkını savunmuştur.

Sanat öğretmenliği ve mürebbiyelik yapan Gillman, yazar olacağını sezdiğindeyse gönülsüzce evlenir. Ancak bir anne, ev idarecisi ve eş olarak yaşayacağı güçlükleri de tahmin eder ve evlendikten on bir ay sonra bir kızı olduğunda umutsuzluğa kapıldığından evliliğinde sorunlar yaşar. Annesi ve kocası ise, genç kadını depresyonu yenmesi için dinlenmesi gerektiğine inandırarak, tedavi için Philadelphia, Amerika'da döneminin kadınların sinir hastalıklarında uzmanlaşmış ünlü nörologu Dr. Sir Weir Mitchell'a gönderir. Histeri hastalarına verdiği dinlenme kürleriyle ünlü nörolog, Gillman'a altı haftalık yatak istirahatı verir ve entelektüel aktivitelerini kısıtlar. Eve döndükten sonra üç ay boyunca bu tavsiyelere uyan Gillman, zihinsel bir çöküntü olan "borderline" hastalığının eşiğine gelir ve nerdeyse çıldırır. Hayatını, isteksiz bir eş ve anne olarak yaşamakla, hevesli bir yazar olmak arasında geçirdiğini düşünür.

1888'de ise, evliliğinin deliliğine meyil verdiğini anladığı için boşanma davası açan Gillman, kızıyla birlikte Kaliforniya'ya taşınsa da ancak 1892'de resmen boşanabilir. 1900'de yeniden evlenen yazar, 1934'de eşinin ölümü üzerine kızının ailesinin yanına taşınır ve bir yıl sonra göğüs kanseri olduğunu öğrenince bunun üretken yaşamına engel olacağına inandığı için intihar eder.

Gillman'ın boşandıktan sonra kaleme aldığı ve evliyken yaşadığı depresyonu otobiyografik öğelerle birlikte anlattığı "Sarı Duvar Kağıdı" adlı öyküsü de, Freud'un özgül nedenlerle oluşan nevroz tespitine uygun bir biçimde sinirsel buhranları yüzünden doktor tavsiyesi üzerine, kocasıyla birlikte dinlenmeye geldiği yazlık malikâne de kocasından ve onun kız kardeşinin kontrol ve baskılarından uzakta, gizlice yazı yazmaya ve kitap okumaya çalışırken tamamen çıldırarak; evin sarı renkli duvar kağıtlarının desenlerinden dışarı çıkmak isteyen bir kadın olduğunu düşünen, yazar bir kadının hikâyesini anlatır.

Öykünün hemen başında, kocasıyla birlikte babadan miras kalan kolonyal bir malikâneye taşınan anlatıcı kadının, "perili ev" diye tabir ettiği ev, 19. yüzyıl romanslarını andıran bir atmosfere sahiptir. Patriarkal bir simge olan bu muazzam evin, kolonyal bir malikâne olduğu gerçeğinin ilk olarak vurgulanması, Amerikan tarihinin köle ticareti geçmişine de işaret eder ve öykünün sonunda, anlatıcının ancak duvar kağıdının desenlerinde gördüğü kadın gibi delirerek özgürleşeceğini ima eder.

Kölelerin özgürlük hareketiyle özdeşleşerek, kolonyalizm eleştirisi de yapan yazar, kadınların toplumsal cinsiyet öğretilerinin dışına çıkarak, özgürleşmeleri gerektiğini de savunur. Gillman'a göre bu bağlamda, siyah kölelerin hayaletleri de, Amerikan kadının bastırılmışlığında, susturulmuşluğunda ve nihayet deliliğinde açığa çıkacaktır.

Hikâyenin sonunda anlatıcı kadın, baskıdan kaynaklanan kendi şizofrenik bölünmesini yansıtır bir biçimde hem duvar kağıdını hem de kendi yazılarını kast ederek kocasına "Sonunda sana ve Jane'e rağmen çıktım! Ve, kağıtların çoğunu parçaladım, yani beni tekrar oraya kapatamazsın." der.

Charlotte Perkins Gilman Kitapları - Eserleri

  • Kadınlar Ülkesi
  • Sarı Duvar Kağıdı
  • Bizim Ülkemiz
  • Dağı Yerinden Oynatmak
  • Sarı Duvar Kağıdı ve Diğer Öyküler
  • The Yellow Wallpaper and Other Stories

Charlotte Perkins Gilman Alıntıları - Sözleri

  • ''Erkeklerin kadınlardan daha üstün olduğu şeylerin cinsiyet farlılığından kaynaklandığını gururla iddia ediyorduk. Erkeklerin kadınlarda görülmeyen kötü özellikler sergilediği şeyleriyse büyük bir rahatlıkla ırk özelliği olarak değerlendiriyorduk.'' (Bizim Ülkemiz)
  • "Bazen düşünüyorum da, biraz olsun yazabilecek kadar iyi olsaydım en azından düşüncelerimin baskısından kurtulup rahatlayabilirdim." (Sarı Duvar Kağıdı)
  • ''Her dinin içindeki dayatma inanç, nihai hakikat olduğunu iddia ederek, diğer inananlara ve inanmayanlara karşı ahmakça bir üstünlük duygusu geliştirilmesini teşvik etme eğiliminde olduğundan, zulümde uç noktalara koşarlar.'' (Bizim Ülkemiz)
  • "Havva Ana'ya gelince, orada değildim ve hikayeyi inkar edemem ama şunu söyleyeyim ki eğer günahı dünyaya getirdiyse bile biz erkekler günahın bugüne kadar gelmesinde aslan payına sahibiz. Buna ne dersiniz?" (Sarı Duvar Kağıdı ve Diğer Öyküler)
  • İnsan zihninin en ayırt edici özelliklerinden biri, daha iyi şeyler öngörmesidir. Önceye ve sonraya bakarız biz Ve olmayan için yas tutarız. (Dağı Yerinden Oynatmak)
  • Yalnızca yalnızken ağlıyorum. (Sarı Duvar Kağıdı)
  • Şahsen, zevk alarak yapılan bir işin, heyecan ve değişiklikle beraber bana iyi geleceğine inanıyorum... (Sarı Duvar Kağıdı ve Diğer Öyküler)
  • Yalnızca yalnızken ağlıyorum. (Sarı Duvar Kağıdı)
  • Erkekleri dişilikle etkilemekten çok onlarla insan olarak arkadaş oldu; insan olarak fikir alışverişi yapıp anlaştılar. Kadınlar o kadar insan değildi. Genellikle daha dar bakış açıları, daha az deneyimleri vardı. İçlerinden birine konuşmak için yaklaştığında, fazla kadınca bir bakış açısı, faklı toplumsal ve ahlaki değer anlayışları, konumlarının getirdiği tuhaf sınırlamalar devreye giriyordu. (Bizim Ülkemiz)
  • ''Her şey bol miktarda olduğunda, herkes istediği kadar almakta özgürdü; yetersiz olduğunda bölüyorlardı. Ne yaptıklarıyla ve ne yapacaklarıyla ilgileniyorlardı, ne alacaklarıyla değil.'' (Bizim Ülkemiz)
  • İnsanlarınız halka yalan söylenmesine o kadar alışmış ki umursamıyorsunuz. Gözünüzü dört açmanız gereken belli kötülüklere karşı felç olmuş, hissizleşmiş, nasırlaşmışsınız. Çok daha fazla ses çıkardığınız, çok daha az tehlikeli bir sürü şey var. (Bizim Ülkemiz)
  • Keşke daha hızlı iyileşebilsem. (Sarı Duvar Kağıdı)
  • Bu aralar da bir hayli yalnızım. (Sarı Duvar Kağıdı)
  • Otorite yöntemi çok basit. 'Bu bir emirdir!' ve sen sadece yerine getirirsin. Düşünmek yok, emek yok, sorumluluk yok. Tanrı böyle söylüyor, kral ya da kaptan böyle söylüyor, kitap böyle söylüyor ve hepsinin omurgası Aile, Baba-Patron. Nasıldı o güzel öykü: 'Baba ne diyorsa odur!' (Bizim Ülkemiz)
  • “Yalanlara inanmayı bırakıp gerçekleri gördüğümüzde, dünyanın nasıl bir sabaha uyandığını sana hissettirebilseydim keşke.” (Dağı Yerinden Oynatmak)
  • ''Demokrasi, bütün insanların bilinçli, mantıklı ve koordineli eylemlerde bulunmasını gerektirir.'' (Bizim Ülkemiz)
  • Neden olmasın? Neden hayatında bir kez olsun kendin olmayasın, insanların senden istediklerini değil kendi istediğin şeyi yapmayasın? (Sarı Duvar Kağıdı ve Diğer Öyküler)
  • “John benim gerçekte ne kadar acı çektiğimi bilmiyor. Acı çekmem için hiçbir neden olmadığını biliyor,bu da ona yetiyor. (Sarı Duvar Kağıdı)
  • Beyefendiler her daim zararsız mıdır? (Kadınlar Ülkesi)
  • "...yazmak düşüncelerin basıncını azaltır ve beni rahatlatırdı." (Sarı Duvar Kağıdı ve Diğer Öyküler)

Yorum Yaz