tatlidede

Cevizli Bahçe - Kemal Bilbaşar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Cevizli Bahçe kimin eseri? Cevizli Bahçe kitabının yazarı kimdir? Cevizli Bahçe konusu ve anafikri nedir? Cevizli Bahçe kitabı ne anlatıyor? Cevizli Bahçe PDF indirme linki var mı? Cevizli Bahçe kitabının yazarı Kemal Bilbaşar kimdir? İşte Cevizli Bahçe kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 15.05.2022 10:00
Cevizli Bahçe - Kemal Bilbaşar Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Kemal Bilbaşar

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750725982

Sayfa Sayısı: 432

Cevizli Bahçe Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Tekrar sıkıntıyla yağlığını alnında gezdirdi, öfkeli öfkeli yere tükürdü. Ah Satıoğlu... Bu çektikleri hep onun yüzündendi. Karun gibi zengin adam, Dal Murat gibi donsuzdan üç buçuk kuruşunu alamadıysa ne olmuştu? Para kazanmış da mı vermemişti? Her zaman yağmur duasına çıkarak Allah'tan kuruyan tarlalarına bir damla rahmet isterlerken, geçen yıl tarlaları su basmışsa, mahsul alamamışlarsa bunun vebali kimindi? Amma bunu herife nasıl anlatmalıydı?"

Kemal Bilbaşar, romanlarında olduğu gibi öykülerinde de Anadolu'nun her bölgesinden çarpıcı kesitler sunuyor okuyucularına. Cumhuriyet döneminin kent ve taşra dokusunu yansıtan bu öykülerde ağalık, köy hayatı; toplumun, devlet memurları ve din adamlarıyla kurduğu çarpık ilişkilerin yanı sıra kadının toplumdaki yeri de nüktedan bir gerçekçilikle ortaya konuyor. Bilbaşar, yoksulluk, otorite, eşitsizlik ve ahlaka ilişkin kadim soruları bir kez daha hatırlatıyor.

(Tanıtım Bülteninden)

Cevizli Bahçe Alıntıları - Sözleri

  • Anılar tatlı da olsa, acı da olsa içimizde aynı sızıyı duyarız.
  • her insan yaptığı bir kötülüğün sırrını kalbinde saklar.
  • İnsan felaketini kendisi kovalar derler.
  • Aradığım, bu karanlık sükûnet değildi.
  • Ben deli miyim? Allah bilir. Herhalde pek de akıllı sayılmam.
  • Her kadının içinde bir iskelet gören adam aşka yükselebilir mi?
  • Yetimlerin, köylülerin kursağından kazanılan malı ya sel alırdı ya ateş...
  • Düşünmekten ve memnun olmaktan korkuyordum. Sanıyordum ki benden hayat cevherimi çalan şeytanlar, beni mesut ve memnun görürlerse saklandıkları yerden birdenbire çıkıverecekler.
  • Yeniyi kurmak için bende bir âlemin yıkılması lazımdı.
  • İlk kez onsuzluğun kendisinde bırakacağı boşluğu acıyla anlıyordu.
  • Dünyaya bir kere gelir insan. Hep mi çalışalım yani?
  • Kırılmış hayatlar da mesut isteğinde haklıdırlar.
  • Haram para bu, bugün olmazsa yarın, yarın olmazsa öbür gün, çıkar insan elinden mutlaka...
  • Şefkate, teselliye muhtaç bir insanın kanayan yarasıyla ışıklı geceye baktı. “ Hayat... Seni kayıp mı ettim?” diye inledi.
  • Bu iradesizlik varken bende ben adam olmam.

Cevizli Bahçe İncelemesi - Şahsi Yorumlar

“Yapıtlarımı genellikle küçük kasaba ve köylerde yaşayan, çok çalışan, az mutlu olan insanların hayatını yansıtmak, onların belli bir bilince varmaları amacıyla kaleme aldım. Fikirde toplumcu, sanatta gerçekçi görüşe bağlı kaldım.” Edebiyat emeğini bu sözlerle en güzel şekilde kendisi özetliyor yazarımız. Cevizli Bahçe Kemal Bilbaşar adını duymama vesile olan kampanya ile aldığım ve okunmak için bir köşede bekleyen bir kitaptı. Kitabı okuduktan ve yazar hakkında araştırmalar yaptıktan sonra onu daha çok okuma ve tanıma isteği uyandırdı bende. Ahmet Hamdi Tanpınar ve Hakkı Tonguç için hocam demesi de bu merakımı tetikledi diyebilirim. Kitap üç bölümden oluşan ve içerisinde Cumhuriyet döneminin sınıfsal farklılıklarını, inanç ve geleneklerini, din adamlarını, memurların sorunlarını, ağalık sistemini, köy-kasaba hayatını ve kadınların toplumdaki yeri gibi daha birçok konuyu toplumsal gerçekçi anlayışla ustaca ele alan keyifli bir eser. Otorite, yoksulluk, eşitsizlik ve ahlaka ilişkin konuları bazen nüktedan bazense sert bir gerçeklikle eleştirme imkânı sunuyor. İyi bir gözlemci olan Bilbaşar hikayelerinde sade, anlaşılır, samimi üslubu ile (araya serpiştirdiği naftalin kokulu kelimeleriyle) Anadolu kasabalarının ruhunu, öykülerde yer alan konuların çeşitliliği ve her kesimden kişiyi ele almasıyla çok iyi yansıtmış. Bazı öyküler bol şive barındırdığından anlayabilmek için tekrar okumak gerektirse de öykü severlerin kefiyle okuyacağı güzel bir eser olmuş. Benim gibi yazarla hâlâ tanışmadıysanız ve bekliyorsa okunmayı, mutlaka şans verin derim. (Ceren)

Kemal Bilbaşar'ın okuduğum ilk eseri... Cevizli bahçe, 432 sayfalık devasa bir öykü kitabı; toplam 3 bölümden oluşuyor... Anadolu Öyküleri; dokuz adet, Cevizli Bahçe; on altı adet ve Pazarlık; üç adet. Öykülerinde her türlü kesimden insan yer alıyor, ağalık sistemi, köy hayatı, kamu görevlileri, din adamları... Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında kent ve taşra hayatından kesitler sunan öykülerde ayrıca kadının toplumdaki yeri de irdeleniyor. Ve hikayelerin büyük bölümünün sonunda suçlu olanlar mutlaka cezalarını çekiyorlar. Bir kaç öyküsünden kısaca bahsedecek olursak... Budakoğlu: Bir feodalite öyküsü... Budakağlu namzet bir ağadır kasabanın ipliğini kemiğini sömürmeye ve malına mal katmaktadır. Bankacıyı, kaymakamı, belediye reisini Asiye sayesinde kendisine bağlamıştır. Bir gün bir müfettiş gelir... Hacı Emminin Damadı: Hacı Emöinin sahibi olduğu Millet lokantası kasabanın en işlek lokantasıdır. Hacı emmi kurnaz bir adamdır fazla para vermemek için işe giren garson ve yamaklar bir hafta on gün olmadan işten kovulmaktadırlar. Taki bir gün Kaymakamın tavsiyesiyle lokantaya giren Yusuf'a kadar. Bundan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır. Kaza: Bir Vapur iskelesinde çımacı olarak çalışan Hasan gönlünü şarkıcı bir kıza kaptırır ancak sevdasını söyleyemez gün be gün dalgınşaşor hayattan kopar... Ta ki başına gelen o kaza ya kadar. Sevdasını kalbine gömen Hasan kendini de toprağın koynuna bırakmıştır. Sen hiç sevdin mi? Tuğla ocağı: Dal Mehmet borcuna mukabil Satığlu'nun bir dağ başında bulunan tuğla ocağında çalışmaya gitmiştir. Otuzbeş yaşındaki karısını, on yedi yaşındaki oğlunu ve on üç yaşındaki kızını ardında bırakmıştır. Karısı o yokken hastalanmış, Satıoğlu kızına göz koymuştur. Delikanlı ise namusunu temizlemek için Satıoğlu'nu öldürmüş ve jandarmadan kaçmak için babasının yanına gitmiştir yanında da dinamit lokumları ve bir fitille birlikte... Amasralı Gemiciler: Ali Reis, takasına yüklediği malları Amasra'dan Odessa'ya götüren bir kaptandır. Son seferinde on yedi yaşındaki oğlunu da alışması için yanına alır. Bu seferden sonra oğlunun düğününü yapacaktır. Yavuklusunu gözü yaşlı bırakan Hüseyin ve Ali Reis yola çıkarlar, Odessa limanına varınca tayfalar karaya çıkar Hüseyin'dd çıkmak ister ve İlenga adında bir Rus kadını ile tanışır... Toplumun din adamları, devlet daireleri ve üst düzey yöneticilerle olan çapraşık ilişkiler ağına bolca yer veriliyor. Kitapla kalın efenim :) (Betül)

Toplumcu gerçekçi roman ve hikayenin ustalarından Kemal Bilbaşar'ın öykülerinden oluşan serinin birinci kitabı olan "Cevizli Bahçe"yi okumuş bulunmaktayım. Kitap üç bölüm 28 hikayeden oluşmaktadır. •Öyküler köy hayatını, sosyal ve kültürel öğeleri taşıması nedeniyle çok kıymetli. •Öykülerde en çok dikkatimi çeken şeylerden biri de Kemal Bilbaşar'ın mükemmel gözlem yeteneği vasıtasıyla köy yaşantısını en ince ayrıntısına kadar verebiliyor oluşu. •İçerisinde çok başarılı öyküler var ancak bu başarılı öykülerin gölgesinde sönük kalan öyküler de yok değil. Bunun bilincinde olarak okursanız hayal kırıklığı yaşamamış olursunuz. •Köy edebiyatını, Toplumcu gerçekçi roman ve hikayeyi sevenlere kesinlikle okumalarını tavsiye ederim. **Serinin ikinci kitabı olan "Irgatların Öfkesi"ni de okuyunca incelememi yine buradan paylaşacağım. İYİ OKUMALAR (Yasin Kezer)

Cevizli Bahçe PDF indirme linki var mı?

Kemal Bilbaşar - Cevizli Bahçe kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Cevizli Bahçe PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Kemal Bilbaşar Kimdir?

1910 yılında Çanakkale'de doğan Bilbaşar, orta öğretimini 1929 yılında Edirne Öğretmen Okulu'nda tamamlamış, iki yıl ilkokul öğretmenliği yapmıştır. Yüksek öğretimini Gazi Eğitim Enstitüsü Tarih-Coğrafya Bölümünde tamamlamış, 1935 yılında mezun olmuştur. Aynı yılın resim-iş bölümü mezunlarından Bedia Bilge ile evlenmiş, İzmir'e yerleşmiştir. Hayatları boyunca biribirlerinden bir gün olsun ayrılmayan çiftin iki çocuğu olmuştur. Nazilli ve İzmir Karataş Ortaokullarında öğretmenlik yapan Bilbaşar 1961 yılında emekliye ayrılmış, bir süre siyasetle uğraştıktan sonra 1966'da İstanbul'a yerleşmiş, kendini tümüyle yazmaya vermiştir. Yazar 21 Ocak 1983'te ölmüştür.

Kemal Bilbaşar edebiyatla ilgilenmeye Gazi Eğitim Enstitüsü'nde başlamış, ilk öykülerini İzmir'de Cahit Tanyol ve İlhan İleri ile birlikte çıkardıkları Aramak dergisinde yayımlamıştır (1939). Bu dönemde Halkevlerinin açtığı öykü yarışmasında ilk ödülü kazanan yazar, 1945-1952 yılları hariç, sürekli öykü yayımlamış, radyo oyunları yazmış, pek çok gazete ve dergide öykü, roman ve makaleleri çıkmıştır. Tiyatro, senaryo ve ders kitapları da yazan Bilbaşar, 1961 den sonra daha çok roman türüne ağırlık vermiştir.

Aldığı Ödüller :

Bilbaşar 1939 yılında Budakoğlu öyküsüyle Ankara Halkevi Öykü yarışmasını, Cemo adlı romanıyla 1967 yılı Türk Dil Kurumu Roman Ödülü'nü, 1970 yılında da Yeşil Gölge adlı romanıyla May Roman Ödülü'nü kazanmıştır.

Kemal Bilbaşar Kitapları - Eserleri

  • Cemo
  • Yonca Kız
  • Denizin Çağırışı
  • Memo
  • Başka Olur Ağaların Düğünü
  • Cevizli Bahçe
  • Ay Tutulduğu Gece
  • Bedoş
  • Zühre Ninem
  • Yeşil Gölge
  • Irgatların Öfkesi
  • Kölelik Dönemeci
  • Kurbağa Çiftliği
  • Memo 2. Cilt
  • Pembe Kurt
  • Anadolu'dan Hikayeler

Kemal Bilbaşar Alıntıları - Sözleri

  • Bu millet bol vaat ile göynünü havalandırana kul köle olur. (Ay Tutulduğu Gece)
  • Benim yüreğim, onun yüreğiyle bir çarpardı. (Cemo)
  • "Yonca kız adam olmaya bir türlü akıl erdiremiyordu. Ama Kocanine'sine de niye kadın değil de adam olacağını bir türlü soramıyordu." (Yonca Kız)
  • Her kadının içinde bir iskelet gören adam aşka yükselebilir mi? (Cevizli Bahçe)
  • Benim gözlerimde karartan, çirkinleştiren bir mercek vardı. Yaşamayı tatsız, dünyayı sınırlı gösteren bu mercek bana babamdan mı yadigâr kalmıştı? Yoksa yaşadığım zamanın eseri mi idi, bilmiyorum. (Denizin Çağırışı)
  • "Tabutnan gömmeğe günah derler." "Günah senin benim için. Ağa oldu mu iş değişir. İmam fetvasını verdi." (Irgatların Öfkesi)
  • Memo'nun hamaylı asılı göğsüne yatanda dünyayı unuturdum. Kırk anahtarlı dilinin açmadığı kapı, sevdalı elinin çözmediği büyü yoğdu. Onun ağzında her iş kolaylaşırdı, olmayacak şeyleri oldurur, uyanık göze düş gördürürdü. (Memo)
  • “Gençlik aklın, mantığın yüksek duvarlarına tırmanıp aşan bir duygu coşkunluğu demekti.” (Başka Olur Ağaların Düğünü)
  • Düşkırıklığı gibi yıkan dert yoktur kişiyi. (Kölelik Dönemeci)
  • Muhabbet de, kazanç da karşılıklı olur katip. Sev beni, seveyim seni. Kazandır beni, kazandırıyım seni! (Yeşil Gölge)
  • Bu iradesizlik varken bende ben adam olmam. (Cevizli Bahçe)
  • Ne zaman uyanıp kalkınacak Bu memleket? (Kurbağa Çiftliği)
  • "Tanrım verince birden verir. Oğlumuz pavlikeye katip oldu, bubamız da belediye ireisi..." (Yeşil Gölge)
  • Herkesin önünden kaçmak için can attığı bu kapıları, sen zorlayıp açmak cesaretini göster. (Denizin Çağırışı)
  • Kırılmış hayatlar da mesut isteğinde haklıdırlar. (Cevizli Bahçe)
  • Mal tamahına tutulan beyin kulağı, vicdanının da, törenin de, halkının da sesine sağır olur. (Kölelik Dönemeci)
  • Hünerli kişi ne birine kul olur, ne birini kendine kul eder. (Cemo)
  • "İnsan sevdiğinden ayrılanda, yüreğinden kök sökülür kurban." (Cemo)
  • "Cesur bir kez ölür, korkak olan her saat ecel teri döker," (Cemo)
  • Bataklığın içinde bir çiçek görsen bataklığa saplanırım korkusuyla gidip onu almaktan vazgeçer misin? (Ay Tutulduğu Gece)

Yorum Yaz