matesis
dedas

Değişim - Mo Yan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Değişim kimin eseri? Değişim kitabının yazarı kimdir? Değişim konusu ve anafikri nedir? Değişim kitabı ne anlatıyor? Değişim PDF indirme linki var mı? Değişim kitabının yazarı Mo Yan kimdir? İşte Değişim kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 22.05.2022 17:00
Değişim - Mo Yan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mo Yan

Çevirmen: Erdem Kurtuldu

Yayın Evi: Can Yayınları

İSBN: 9789750731778

Sayfa Sayısı: 96

Değişim Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Çin’in en ünlü ve Nobel ödüllü yazarı Mo Yan, Değişim adlı uzun öyküsünde ülkesindeki toplumsal ve siyasal değişimleri dile getiriyor. Otobiyografi tarzında öykü ya da öykü tarzında otobiyografi diyebileceğimiz bu yapıt, Çin edebiyatındaki çoğunlukla siyasal olaylara odaklanan tarihsel anlatıların tersine, “insanlar”ın tarihini ele alıyor. Değişim bu niteliğiyle değişme sürecindeki bir ülkenin görünümünde tavandan aşağıya değil, tabandan yukarıya bakan bir yaklaşımın temsilcisi oluyor.Mo Yan, anlatımında zaman içinde ileriye ve geriye dönüşler yapıyor; önemsiz olaylar ile sıradan insanların yaşamına yöneliyor. Gündelik yaşamın boyutlarını aşan büyük olayların sokaktaki insan üzerindeki etkisini aktararak tarihe insan sıcağının soluğunu katıyor.

Değişim Alıntıları - Sözleri

  • "... ağaçlar yerinden olursa ölür ama insan yaşamaya devam eder."
  • "Ağaçlar yerinden olursa ölür ama insan yaşamaya devam eder."
  • Sabret biraz, bir gün şans senin de kapını çalacak.
  • Zaman değişti, her şey bunun kanıtı adeta.
  • Zaman değişti, her şey bunun kanıtı adeta.
  • Büyük haydutların yaptıklarının üçte biri kahramanlık içerir, kahramanların yaptıklarının üçte biri de haydutluk.
  • Aşağılık bir yaşam sürmektense şanlı bir ölümü tercih ediyorduk hepimiz.
  • "...ağaçlar yerinden olursa ölür ama insan yaşamaya devam eder."
  • Birden, dünyada ölümsüzlere yer olmadığını anlamıştım...
  • "Başkalarının içinden geçenleri görebilmemin asıl nedeni de tanıdığım insanların çoğunun benim gibi aşağılık olmasıydı.. "
  • Hiç kimse bir işi olmadan tapınağa gitmez.
  • İnsanı hastalık öldürür, çalışmak değil.
  • “...ağaçlar yerinden olursa ölür ama insan yaşamaya devam eder.”
  • Zaman değişti, her şey bunun kanıtı adeta.
  • "Elliden sonra az önce gözünün önünde olan şeyi bile unutmaya başlıyorsun ama geçmişte yaşananlar gün geçtikçe daha da netleşiyor."

Değişim İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Lisan ne mucize şey! Tercüme ise bir o kadar ilginç. Katıldığım uluslararası toplantılarda üç dört dil konuşabilen insanlara gıpta ederdim. Ben anadilim hariç ikide kaldım. Arapça konuşabilmeyi çok isterdim mesela. Kara Harp Okulunda askerlik yaparken Farsça okutuyordum. Farsça dışında on bir ayrı dil daha okutuluyordu! Bakardım da anlamazdım. Mesela Çince'yi Prof. Bülent Okay hoca okutuyordu. Bir gün sohbet ederken konu yüksek lisans mevzuuna geldi. Arapça mezunu birinin sinolojide yüksek lisans yapmasını çok arzu ettiğini söylemişti. Nedenini sorduğumda Talas Savaşının Arap kaynaklarında nasıl anlatıldığını çalışacak birisine ihtiyaç olduğunu söylemişti. Bugün hala çok manidar gelir bana bu cevap. Savaşın dili kandır ama kanın nasıl aktığını iki ayrı dil, iki ayrı şekilde anlatır. Dillerin acıyı ele alışları farklıdır acı aynı acı olsa da... İtiraf edeyim Değişim kitabını Japon edebiyatından bir kitap olsun okumak için aldım kütüphane rafından. Acelem vardı bakamadım. Meğer Çinli bir yazarın kitabıymış. Olsun. İlk defa Çin edebiyatından bir kitap okumuş oldum. Kitabın konusuna değinmek gelmiyor içimden. Çünkü şu an hissettiğim şey dillerin, insanların dünyasındaki geçiş güzergâhlarına dair heyecan. Dünyanın seyrinde tercümelerin ne kadar önemli olduğunu hatırlıyorum. Emeviler dönemindeki tercümeler, sonra bu tercümelerin tekrar batıya tercümelerle geçişi....Tercüme diller arasındaki güzergahın kendisi... Tercüme üzerine çok şey yazılabilir belki. Son yıllarda dilimizin güçsüzleştiğini hissediyorum, tercümelerimizde karşılık bulmak yerine yabancı kelimeyi olduğu gibi dilimize alıyoruz malesef. Ama ilginçtir "tercüme" kelimesi Türkçe, Arapça, Farsça, Urduca, İbranice, Ermenice, Akadca ve hatta Hittiçe'de neredeyse aynı teleffuza sahip. Nuh Tufanına benzettim bu durumu. Tufan, nerdeyse dünyanın her yerinde, neredeyse aynı şekilde anlatılageliyor. Sahi Nuhun gemisinde konuşulan dil hangisiydi? Sonra nasıl ayrıldı diller? Not: yazı aslında bir inceleme yazısı değil. Sadece kitabın hissettirdiklerine dair birkaç nottan ibarettir. (Vakti Garîbe Âlemi Muhal)

Elimde bulunan tuğlamsı Mo Yan kitaplarını okumaya gözüm korkunca hacmi en ince kitabına sarılıp kalemiyle tanışmaya niyetlendim. Okuduğum birçok tavsiyeye göre "Mo Yan kitaplarına giriş kitabı olmaya uygun olmasa da" okuduktan sonra bana uygun göründü. Lakabını yüzüne söylediği öğretmeni tarafından kovulduğu okula girmek için birçok yöntem aramış, eğitime meraklı, edebiyata düşkün, gözlem yeteneği kuvvetli, aktarımda sağlam bir yanının olduğunu keşfediyoruz Değişim'de! Hal böyle olunca bir giriş kitabı olarak değerlendirilebilir. Kitabın yazılmasını tetikleyen etken ise; Ocak 2005'te İtalya'ya edebiyat ödülünü almaya gittiğinde tanıştığı bir editörün isteğidir. Editör, asıl adı Guan Moye olan Mo Yan'dan "son otuz yılda Çin'de gelişen değişimleri" kaleme almasını istediğinde ilk başta reddedilir. Daha sonra Mo Yan, nasıl yazmak istiyorsa öyle yazabileceğini öğrendiğinde ise bocalayarak yazmaya koyulur. İstek üzerine 1979'dan sonra olanları yazması söylense de Mo Yan, 1969'lardaki okul sıralarına götürüyor. Bu kitabında tümevarım tekniğiyle öyküleyici bir anlatımı tercih ederek duygudan çokça yoksun bir otobiyografik anı oluşturuyor. Okuldaki anılarından başlayarak okulunu, öğretmenlerini, mahallesini, çevresini, toplumunu, askerliğini, kişisel hayatını ve yaşadığı ülkenin tablosunu çizerek 1969-2005 arası dönemi anlatıyor. Mo Yan, adeta sıradan insanın gündelik hayatına odaklanıp basit şeyleri kaleme alıyor ve ince mesajları almak okura düşer diyor, üslubuyla! "Şu değersiz yaşamım" dediği bir noktadan kitaplarının sansürlendiği bir konuma gelmek hayli yorucu ve meşakkatli olsa gerek Mo Yan için! Edebiyata olan aşkı ise yadsınmayacak bir detay! Yazılmasındaki asıl amacın Çin'deki son 30 yıllık değişim olduğunu göz önünde bulundurursak kitaptaki yavanlığa hak vermeli! Mo Yan okumaya devam! (Esengül Ersoy)

Yıllar sonra hak edilmiş bir ünün keyfini süren yazar: Mo Yan: Şubat ayı Mo Yan etkinliği ile ‹Çin'in Kafka›sı kabul edilen yazarla tanışmamı sağlayan black 'e teşekkür ederim. " .. şimdiyse anılarımı yazıyorum, eğer burada yazdıklarımla tarihsel gerçeklikler arasında bir uyumsuzluk varsa aradan uzun yıllar geçtiği ve bu arada hafızamda boşlukların oluştuğunu bilinmesini isterim." (23) Değişim; ilk çalışmalarını toplumcu gerçekçi bir anlayış ile kaleme almış olan yazarın anılarından oluşan uzun bir öykü niteliğinde. 'I. Tekil Şahıs' anlatıcının aktardığı bu anılar, okuyucuyla konuşma havasında geçiyor ve okuyucusunu sıkmıyor. Ben otobiyografik bir eser olduğu için iyi bir başlangıç olduğunu düşünsem de Mo Yan okurları, yazarı ve eserlerini bilip de okumanın daha doğru olacağını söylemiş. ( Okumak isteyenler dikkate almalı) 1950'li - 1980'li yıllar arası Çin'in Sovyet Rusya ve Amerika ile ilişkilerinin bozulduğu, ardından Çin Kültür Devrimi'nin başladığı dönemdir. Çin halkının başına gelen sıkıntılarla mücadele ettiği bu dönemde yazar, 1969 sonbaharından başlayarak zamanda geriye dönüş ve ileri sıçramalarla anılarını kaleme almış. Yazarın kaleme aldığı bu anılar, kendi geçmişiyle birlikte yaşadığı dönemde büyük değişimler geçiren ülkesine de ışık tutuyor. • Orta sınıf köylü bir ailenin çocuğu olan Mo Yan, kendi deyimiyle ' pısırık, talihsiz ve kendi başına bela açmada başarılı bir çocuk', bu nedenle daha okulun ilk yıllarında okuldan atılır. Pamuk İşleme Tesisi'nde geçici işçi olarak çalışır, daha sonra askerlik belgesi alarak, Halk Kurtuluş Ordusu'na katılır. 1982'de subaylığa terfi eder. 'Rafa tırmanmaya zorlanan bir ördek' olarak kendini tanımlayan yazar, Eylül 1978 'den itibaren yazmaya başlar. İlk olarak 'Anne' adlı bir kısa öykü, ardından 'Boşanma' adlı 6 perdelik bir tiyatro oyunu yazar ancak gönderdiği dergilerden red cevabı alınca, yazdıklarını sobaya atıp yakar. Birkaç başarısız girişimden sonra, Boading'in Nilüfer Göleti adlı edebiyat dergisinde ilk öyküsü yayımlanır: Bir İlkbahar Gecesinde Yağan Yağmur.. • Böylece Mo Yan, büyük bir yazar olma yolunda ilerlerken; anılarında, belli aralıklarla hayatına giren çıkan okulun en güzel kızı Lu Wenli, kendisi gibi okuldan atılan He Zhiwu ve her zaman hayallerini süsleyen Gaz 51 adı verilen kamyonun öyküsünü de okuyucusuna anlatır. • Yazarın sürekli değişen bir sistemde kararlılıkla ve sabırla ilerleyişi, okunmaya değerdi. Ben yazarın hayatındaki zorluklara karşı geçirdiği değişim ya da başarı öyküsünü okurken gerçekten keyif aldım, etkilendim. Otobiyografik eser okumayı sevenlere ve yazarı merak edenlere önerebilirim. (The Misanthrope)

Değişim PDF indirme linki var mı?

Mo Yan - Değişim kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Değişim PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mo Yan Kimdir?

Guan Moye (Mo Yan) (doğum 17 Şubat 1955), Çinli yazar. Gerçek adı Guan Moye'dir fakat eserlerinde Çince "Konuşma!" manasına gelen Mo Yanmahlasını kullanır. "Sürekli sansürlenen ve eserleri korsan yollarla çoğaltılan Çinli yazarlar arasında en meşhuru" diye bilinir. Batı dünyasında Kızıl Darı Tarlaları filmine konu olan iki romanı ile bilinir. Çin'in Franz Kafka'sı ya da Joseph Haller'i olarak gösterilir. İsveç Akademisi'nin "som med hallucinatorisk realism förenar saga, historia och samtid - who with hallucinatory realism merges folk tales, history and the contemporary", yani "sanrısal gerçekçilikle halk hikayelerini, tarihi ve şimdiyi kaynaştırma"daki ustalığına yaptığı atıfla 2012 Nobel Edebiyat Ödülüne layık görülmüştür.

Mo Yan Kitapları - Eserleri

  • Değişim
  • Kızıl Darı Tarlaları
  • İri Memeler ve Geniş Kalçalar
  • Yaşam ve Ölüm Yorgunu
  • Saydam Turp
  • İçki Cumhuriyeti

Mo Yan Alıntıları - Sözleri

  • Bazen insan ırkının bozulmasıyla gittikce daha zengin ve daha rahat hayat koşullarının oluşması arasında bir baglantı olduğunu düşünüyorum.Zengin ve rahat hayat koşullarınin peşine düsmek insan ırkının hedefidir,ama bu hedefe ulaşmak bazı koşullara baglıdır,bu da kaçınılmaz olarak derin ve korkutucu bir çelişkiyi ortaya çıkarır.Insanlar insan ırkina ait bazı mukemmel özellikleri kendi çabalarıyla ortdan kaldırirlar. (Kızıl Darı Tarlaları)
  • İnsanoğlu toprağı bir anlığına ihmal etse, toprak onu bir yıl unutur. (Yaşam ve Ölüm Yorgunu)
  • "Şu küçük zavallıya bakın hele! Böyle bir havada yarı çıplak sokağa salmışlar." "Senden çıkmadıysa sevemiyorsun işte çocuğu." (Saydam Turp)
  • Bir kaç gün önce şantiyedeki herkes öğle yemeğine gittiğinde demirci ustalarından birinin, çekiciyle çeliğe su vermek için kullandığı yepyeni kovası çalındı. Bunun üzerine Liu Taiyang bent kapağının üzerine çıkıp herkese bir güzel sövdü durdu yarım saat. Kara Çocuk'a yeni bir görev verdi: Her öğlen diğerleri yemek yerken şantiyede kalıp aletlere bekçilik edecekti, öğle yemeğiniyse demirci ustaları getirecekti mutfaktan, " Bu küçük köpek de bedava öğle yemeği yemiş olacak" dedi Müdür Yardımcısı Liu. (Saydam Turp)
  • ...sakın çekinmeyin, eşeklerin vücudundan gelen bu iki hazine kötü gözüküyor ama tadı çok lezzetlidir, yemezseniz çok şey kaybedeceksiniz, yerseniz yine çok şey kaybedeceksiniz , gömülün hadi , yiyin , yiyin , yiyin hadi şu Ejderha ve Zümrüdüanka’nın Getirdiği Şansı. (İçki Cumhuriyeti)
  • " Birbirlerinden binlerce kilometre uzakta olsalar da birbirlerine görünmez bir aşk ipiyle bağlıdır gerçek âşıklar, bir ömür boyu sürecek aşk eninde sonunda karşına çıkar, bundan kaçış yoktur." (Kızıl Darı Tarlaları)
  • Her bekleyişin bir sonu olduğunu, bu son ortaya çıkınca da bu sonun ne kadar sıradan ve öylesine kendiliğinden olduğunu çok sonraları kavramış. (Kızıl Darı Tarlaları)
  • “...ağaçlar yerinden olursa ölür ama insan yaşamaya devam eder.” (Değişim)
  • Kadınların gözyaşlarına dayanamıyorum. Kadınlar ağlar ağlamaz burnumun direği sızlardı. Kadınların ağlarken gördüğüm an düşüp bayılırdım. Bu zayıf mizacım bütün hayatımı mahvetti. (Yaşam ve Ölüm Yorgunu)
  • Kadeh kaldırıp ayı da çağırıverdim,gölgemle birlikte üç kişiyiz artık (İçki Cumhuriyeti)
  • Sarayda tanıdığın varsa memur olmak kolay,eskiden beri böyle süregelmiştir (İçki Cumhuriyeti)
  • Gerçekler hitabet sanatından daha üstündür, yalan gerçeği örtbas edemez, halka açık toplantılarda sık sık bunu dile getirdi dedem. (Saydam Turp)
  • İçkinin karakteri pervasızdır,dizginlenemez;içkinin mizacı sular seller gibidir,ağzına geleni hiç çekinmeden söyler (İçki Cumhuriyeti)
  • Zaman değişti, her şey bunun kanıtı adeta. (Değişim)
  • ".... Başarıya giden yolda kestirme yoktur, sadece dağın o engebeli yolunu tırmanmaktan korkmayan, cesur insanlar zaferin o şanlı zirvesine ulaşmayı umut edebilirler!" (İçki Cumhuriyeti)
  • Ama benim tüm yaşamım bir mücadeleyle geçti, nerede bir hayat varsa orada bir mücadele var, derler ya hani, işte öyle. (İri Memeler ve Geniş Kalçalar)
  • “... içki içerken şarkı söylemek güzel bir kadına serenat yapmaya benzer, hayat kısadır, güzel kadınlar sabah çiyi gibidir.” (İçki Cumhuriyeti)
  • Tüm yaşanmışlıklar hoş kokulu meyvelere ve yere düşen oklara benziyormuş. Tüm yaşanacaklarsa ninemin belli belirsiz görebildiği bazı kısacık aralıklarmış.Sadece şu kısa, yapışkan ve kaygan bir şimdi varmış ninemin umutsuzca tutunmaya çalıştığı. (Kızıl Darı Tarlaları)
  • Topraktan gelen her şey yine toprağa döner. (Yaşam ve Ölüm Yorgunu)
  • Aşksız evlilik en büyük ahlâksızlıktır. (Yaşam ve Ölüm Yorgunu)

Yorum Yaz