matesis
dedas

Dua Çiçeği - Kamuran Şipal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Dua Çiçeği kimin eseri? Dua Çiçeği kitabının yazarı kimdir? Dua Çiçeği konusu ve anafikri nedir? Dua Çiçeği kitabı ne anlatıyor? Dua Çiçeği PDF indirme linki var mı? Dua Çiçeği kitabının yazarı Kamuran Şipal kimdir? İşte Dua Çiçeği kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 01.02.2023 14:00
Dua Çiçeği - Kamuran Şipal Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Kamuran Şipal

Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları

İSBN: 9789750842689

Sayfa Sayısı: 92

Dua Çiçeği Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Kâmuran Şipal, Orhan Kemal Roman Armağanı kazanan kitabı Sırrımsın Sırdaşımsın’dan sekiz yıl sonra yeni romanıyla okurunun karşısına çıkıyor.

Dua Çiçeği, kadın ve kızların dünyasında hayatı keşfeden bir delikanlının hikâyesi...

Şipal’in inceliklerle dolu kaleminden gönül ilişkileriyle tatlanan, çiçekli bir geçmiş zaman anlatısı.

Fadime’nin ellerinde, kendisine çaylar, kekler buyur eden uzun parmaklarında bir şey vardı sanki, bir an kendi başlarına bırakılsalar uzayacak, uzayacak, onun iç dünyasının derinliklerinde soluğu alacaktı.

Kapıyı teyzesi açtı. Geleceğinden habersizdi. Onu görünce şaşırdı. Ne yapacağını bilemeyerek bir an öylece kapıda dikildi. Ağlamaklı bir hal aldı yüzü, kendini tuttu. Sonra birden atılıp onu kucakladı, mutluluk içinde yaşanmış bir geçmişi kucaklar gibi kucaklayıp öpücüklere boğdu.

Dua Çiçeği Alıntıları - Sözleri

  • “Derken giderek güçlenen bir özlem ansızın başkaldırdı içinde, bir anda filizlenip yeşerdi, büyüdükçe büyüdü, başka her şeye kapadı belleğini; başka bir duygunun, bir düşüncenin bu bellekte boy göstermesine izin vermedi.
  • Değişik biçimde birbirine sarılıyordu eller.parmaklar değişik biçimlerde.Söylemek istenip istenip de bir türlü söylenmeyen sözcük. Sözcükler. Söylenmek istenip de söylenemeyen. Zaman dursa.zaman durmuyordu.
  • “Derken giderek güçlenen bir özlem ansızın başkaldırdı içinde, bir anda filizlenip yeşerdi, büyüdükçe büyüdü, başka her şeye kapadı belleğini; başka bir duygunun, bir düşüncenin bu bellekte boy göstermesine izin vermedi. Sanki bir çocukluk vardı da yarım yamalak yaşandıktan sonra bir kenara kaldırılmış, üzerinden atlanıp geçilmişti. Ve şimdi sesini duyuruyordu.”
  • “Ben anlatayım peki. Ben, öğretmen olarak küçül bir kente atanmayı diledim. Gürültü patırtıdan uzak, fazla kalabalık sayılmayan bir kente atanayım, genişçe sofrası, toprak damıyla iki katlı bir evim olsun, yazları damında bir taht kurup yatabileyim, akşamüzeri gündüz güneşinden hâlâ sıcak yatağı açıp elimde bir kitap, uzanayım içine, ortalık iyice, ama iyice kararana, gözlerim harfleri seçmez oluncaya kadar okuyayım, sonra da yıldızların gökte birer, ikişer çıkışını izleyeyim.”

Dua Çiçeği İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Kısacık olmasına rağmen dolu dolu bir kıtap, küçük ama gönülden gelenlerin anlatıldı bır kıtap. İnsanın cocuklığuna gittiği o dönemlerde hikayeleri anımsattı, bana Kahramanımız da dıyo ya "Bu kadarcık" benden de öyle olsun.. Ozamn kendinize bir iyilik yapın ve#OKUYUN yazar/i16957 (Hande gunkut)

Orhan Kemal Roman Ödülü sahibi yazarın bu kitabıyla sahaf raflarında denk geldiğimde tanışmak istedim, iyi ki de istemişim. Bir novella tarzında kelimelere dökülmesi çok zor olan duyguların ustalıkla okura aktarımını okuduk. Geçmişin o sarı sıcak atmosferine dönmek isteyenlere tavsiyemdir. Keyifli okumalar #readingismycardio #aslihanneokudu #okudumbitti #2021okumalarım #okuryorumu #kitaptavsiyesi #duaçiçeği #kamuranşipal #yapıkrediyayınları #orhankemalromanödülü #çağdaştürkedebiyatı (Aslıhan tufan)

Kamurân Şipal çiçeklerin, eski bayramların ve aşkların dünyasından bir eski zaman masalı anlatıyor Dua Çiçeği'nde. Kırık bir aşk hikayesi olan, çocukluğun yoğurduğu geçmişi merkezine alan bir roman. Aynı zamanda geçmişin naifliğini ve özlemi dile getiriyor. Kahramanımızın adı bilinmiyor, çocukluğundan beri hayatında onu yoğuran bir nevi şekillendiren kadınlarla olan ilişkileri anlatılıyor daha doğrusu kadınlar ve kızların dünyasında hayatı keşfeden bir delikanlı. Bu kadınlar annesi, çocukluğunda çok sevdiği ama evlenmesiyle ayrılmak zorunda kaldığı Havva ablası, teyzesinin kızı, arkadaşının kızı Betül, ilk aşkı Fadime, arkadaşı Fadime’nin kızı Seher. Kitabın sayesinde bir bitkiyle de tanışmış oldum: Dua çiçeği. Bitki ismini yaşadığı fiziksel değişimden alır. Güneşin batması ve gecenin gelmesiyle beraber çiçek, dua eden bir kişinin ellerini andıran bir görünüme bürünür. Kalemle çizilmiş gibi yapraklarıyla adeta bir sanat eserine benzeyen dua çiçeği yaşam alanlarına ferahlık katar. Kısacık olmasına rağmen dolu dolu bir kitap. Kahramanın içsel ve geçmişe yolculukları ara ara yordu. Fakat genel olarak konusunu, yalın, saf anlatımını sevdim. Kitabın bir yerinde kahramanımız dileğinden bahsederken, şöyle bitirir: “ Bu kadarcık!” Benden de bu kadarcık olsun, umarım ilginizi çeker ve kitabı okursunuz. (Zuhal Yilmaz)

Dua Çiçeği PDF indirme linki var mı?

Kamuran Şipal - Dua Çiçeği kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Dua Çiçeği PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Kamuran Şipal Kimdir?

1926’da Adana’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Çağdaş Alman Hikâyesi/1945’ten Sonra başlıklı bir incelemesi; Beyhan, Elbiseler Çarşısı, Büyük Yolculuk, Buhurumeryem, Köpek İstasyonu adlı öykü kitapları yayımlandı. Sırrımsın Sırdaşımsın adlı romanıyla 2011’de Orhan Kemal Roman Armağanı’nı aldı. Rainer Maria Rilke, Franz Kafka, Robert Musil, Heinrich Böll, Thomas Mann, Günter Grass, Ingeborg Bachmann, Sigmund Freud, Hans Bender gibi önemli yazarların yapıtlarını dilimize kazandırdı.

20 Eylül 2019'da memleketi Adana'da toprağa verildi.

Kamuran Şipal Kitapları - Eserleri

  • Dua Çiçeği
  • Demir Köprü
  • Sırrımsın Sırdaşımsın
  • Eskimo Masalları
  • Gece Lambaların Işığında
  • Elbiseciler Çarşısı
  • Köpek İstasyonu
  • Büyük Yolculuk
  • Buhurumeryem
  • Beyhan

Kamuran Şipal Alıntıları - Sözleri

  • “…şafakla yüz yüze geldi mi, insanların sevinçten içi içine sığmaz, çünkü güneşin ışığı yeniden dönüp gelir yeryüzüne.” (Eskimo Masalları)
  • Oysa sevgi nazlı bir fidan gibidir, önce sevgiyi içte büyütmek gerekir. Kolay kolay yeşermez, çiçek açmaz sevgi ve çiçekleri de çabuk solar.” (Gece Lambaların Işığında)
  • "Daha ileri uzanmayı göze almayarak gerisingeri çark edeceği son durak neresi olacak bugün. Pek çok son durak sözkonusu. Hızlı hızlı yürürken - evden çıktığında kesinlikle yavaş yürümeye niyetleniyor, ama her seferinde kendiliğinden hızlanıyordu adımları- birden duracağı,daha ileriye tek bir adım atmaktan onu alıkoyan, söz dinlemedi mi, tatsız bir şeyin gerçekleşeceğini önceden haber veren bir duygunun ansızın içinde sesini duyuracağı, dikkate alınmadı mı kaşla göz arasında belirsiz bir korkuya dönüşüp var gücüyle üzerine çullanacağı pek çok durak, pek çok sınır taşı! " (Sırrımsın Sırdaşımsın)
  • Karga,insanlar gibi hayvanları da balçıktan yarattı. Avlanmasını öğrenecek insanların besinini oluşturacaktı hayvanları yarattı. Ve insanlar gösterdi onları ve avlanma becerisini kazandıktan sonra bu hayvanları yiyerek yaşamlarını sürdürmelerini anlattı. (Eskimo Masalları)
  • Günlerden bir gün ilk çocukluk yaşantılarına ilişkin anılar arasında gezinirken, o zamana kadar hiç karşılaşmadığı birine rastladı. Belleğinin kuytu bir köşesinde gözden saklı, mahcup çekingen duruyor, sonunda ele geçirdiği için adeta mahzun bir yüzle ona bakıyordu. Aydınlık yaz geceleri gökyüzünün derinliklerinde bir batıp bir çıkan, zorlukla seçilebilen bir yıldız gibi, daha fazla sabredemeyip su yüzüne çıktığı anların birinde yakayı ele vermiş, bu da onun bir hayli canını sıkmıştı. (Sırrımsın Sırdaşımsın)
  • "Almanya ’da esmerlere rağbet fazla” (Gece Lambaların Işığında)
  • Gel zaman git zaman,gebe kalan kadın ikiz çocuk dünyaya getirdi ,çocukların yüzleri insan yüzü,vücutları solucan vücuduydu. (Eskimo Masalları)
  • Okuldan getirdiğim karne pekiyilerden geçilmiyor. Ama göğsümü kabartarak karneyi gösterecek kimseyi bulamıyorum evde. (Demir Köprü)
  • Hayran kalırım hep Uzak ülkelere gezen insanlara (Eskimo Masalları)
  • “ Bir zamanlar, çok, çok zaman önce yukardan düştü dünya. Yeryüzü, kayalar ve taşlar, yüksek gökyüzünden aşağı düştü.” (Eskimo Masalları)
  • Allah bir ayetinde, ben çalışana veririm, diyor. Hıristiyan’mış, Müslüman’mış ayırt etmiyor. (Gece Lambaların Işığında)
  • Yine bıraktığın gibi bu diyar Sen sonbahar şiirlerini severdin Yine sonbahar (Sırrımsın Sırdaşımsın)
  • Evet, Hazreti Yusuf o kadar güzeldi ki, Mısır beldesinde at üzerinde gezmeye çıktığı vakit, sokaklarda kendisini görenler hüsnünden açlıklarını unutur, karınları doyardı. (Gece Lambaların Işığında)
  • Anlaşıldı; tangoyu öğrenemediğin gibi sevginin ne olduğunu da öğrenemeyeceksin! (Gece Lambaların Işığında)
  • Biz fabrikada birbirimizi çok tutarık. Almanlar da çok fabrikada. Bizi sevmirler. Bize deyirler, niye çalışırsınız burda. Memleketiniz yok mu, gedin memleketinizde çalışın. Biz derik, savaşta sizden yana dövüştük deyi böyle söyleyirsiniz. Biz böyle söyleyirik, gülüşürler. Dövüşmeseydiniz, deyirler, dövüştünüz ne oldu? Biz deyirik, torpağınızı üç gün erden düşmana verecektiniz, üç gün sona verdiniz. Siznen dövüştük, kötü mü ettik. Arkadaşa deyirler ikide bir, gedesiniz burdan, sizi istemiyirik. (Gece Lambaların Işığında)
  • Nerede siyah çantalı, siyah resmi giysisinin düğmeleri sarı sarı parıldayan birini görse, hemen babasına benzetirdi! Kentte ne çok siyah çantalı, siyah giysili, resmi giysisinin düğmeleri sarı sarı parıldayan adam vardı! (Demir Köprü)
  • "Dışarda hava kararmış, sokak fenerleri çoktan yanmıştı. Gözlerini sırayla yolun karşısındaki evler üzerinde gezdirdi. Hepsi de üç beş katlı apartmanlardı. Hemen hepsinin beton çatıları üzerinde televizyon antenlerinin direkleri, çoklarının pencereleri altında klima cihazları görülüyordu. Çocukluğundaki o en fazla iki katlı, damlarında tahtlar, tahtlarda sabah yataktan kalkılınca toplanmış cibinliklerle evler aradı gözü. Bulamayınca hüzünlenir gibi oldu. Yüksek beton binaların tümü gaz lambaları yerine elektrikle aydınlanıyordu artık ve hemen hepsinde ışıklar yakışmıştı. " (Sırrımsın Sırdaşımsın)
  • “Derken giderek güçlenen bir özlem ansızın başkaldırdı içinde, bir anda filizlenip yeşerdi, büyüdükçe büyüdü, başka her şeye kapadı belleğini; başka bir duygunun, bir düşüncenin bu bellekte boy göstermesine izin vermedi. (Dua Çiçeği)
  • "Kardeşim,kardeşim nerede?" Annem,"Kardeşini melekler götürdü, " diye yanıtlıyor. "Meleklerin yanında kalacak artık, kendisi gibi küçük meleklerle oynayacak. Gece oldu mu gökyüzünden bize bakacak,ben buradayım, beni merak etmeyin diyecek. Biz de ona buradan selam yollayacağız." (Demir Köprü)
  • "Çok sevdiği, sık sık ortaokuldan, sonra liseden kaçıp ırmak kıyısındaki portakal bahçelerinde her biri bir ağaç altına çekilerek elden ele dolaşan yasak kitaplar okudukları, içtikleri su ayrı gitmeyen bir arkadaşının peşine takılıp, kafasının içi romantik düşler ve renkli serüvenlerle dolup taşarak, kanatları henüz doğru dürüst çıkmamış tek oğlunu yuvada tutup bırakmak istemeyen annesinin elini hoyratça bir kenara ittiğinden ve okumak için bir başka, bir büyük kentin yolunu tuttuğundan bu yana gerçekten o kadar çok zaman geçmiş miydi? " (Sırrımsın Sırdaşımsın)

Yorum Yaz