Efsaneler Dünyasında Anadolu - Derman Bayladı Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Efsaneler Dünyasında Anadolu kimin eseri? Efsaneler Dünyasında Anadolu kitabının yazarı kimdir? Efsaneler Dünyasında Anadolu konusu ve anafikri nedir? Efsaneler Dünyasında Anadolu kitabı ne anlatıyor? Efsaneler Dünyasında Anadolu PDF indirme linki var mı? Efsaneler Dünyasında Anadolu kitabının yazarı Derman Bayladı kimdir? İşte Efsaneler Dünyasında Anadolu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Derman Bayladı
Yayın Evi: Say Yayınları
İSBN: 9789754681499
Sayfa Sayısı: 282
Efsaneler Dünyasında Anadolu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Anadolu'nun her yanından efsaneler fışkırır. Binlerce yıldır sayısız uygarlıkları bağrında yeşerten ve onlara yurt olan bir toprak parçası için doğaldır bu.
Anadolu değişik toplumlardan aldıklarını özümser, birleştirir. Sonra bir bireşim olarak sunar bu ürünü. Bir yandan alırken bir yandan da fazlasıyla verir. Onun bereket dolu bağrından uygarlık doğar ve de yan ürünleri efsaneler, masallar, destanlar, halk öyküleri...
Batıda yüzlerce yıldır 'Yunan Mitolojisi' adıyla anlatılan efsaneler Anadolu'da yaratılan kültür ürünleridir.
Derman Bayladı, kendi topraklarında yaratılmış efsaneleri akıcı bir dille aktararak, kendi kökenini, kültürünü öğrenmek, özümsemek isteyenlere önemli bir kaynak eser sunuyor.
(Arka Kapak)
Efsaneler Dünyasında Anadolu Alıntıları - Sözleri
- Makedonya kralı Büyük İskender'in annesi. Efsaneye göre Zeus bir yılan biçimine girip Olympias'lq birleşmiş ve Büyük İskender doğmuş. Be nedenle Büyük İskender'i tanrı sayiyorlarmiş.
- Amazonların yurtları konusunda görüş birliği yoktur; ama yine de baskın kanı, bu kadınların Karadeniz kıyılarında Terme yöresinde yaşadıkları yolundadır. Yani bir Anadolu toplumu oluşturmuştur Amazonlar.
- Derler ki kavalı bulan kişi Athena tanrıça imiş. Ama bir gün kavalını çalarken bir dereye yansıyan yüzünü görmüş. Kavalı öttürürken şişen yanakları yüzünden tanrıçanın güzel yüzü çirkin bir görünüm almaktaymiş. Athena öfkeyle atmış kavalı elinden.
- Aslında bir Arap kahramanı olan Seyyid Battal Gazi, Türk halkının hayal gücüyle bir Türk kahramanı olup çıkmış zamanla.
- Amazonlar bir aile yaşamı sürmezlermiş bildiğimiz anlamda. Başlarında her zaman bir kraliçe vardır. Erkeklerse ya köleydi ya da hizmetçi. Soylarini sürdürebilmek için ara sıra erkeklerle cinsel ilişki de bulunurlar; ama doğan çocukları erkek olursa ya öldürürler ya da sakat bırakırlardı.
- İki ayrı denizi birbirine bağlayan Çanakkale Boğazı ve yöresi, değişik ve ilginç efsanelerin yaratıldığı bir bölge olmuştur tarih boyunca. Bunların en önemlisi, Troia savaşlarını konu edinen ünlü İlyada Destanı'dır.
- Her şeyi önceden bilmesine karşın, kimseyi inandıramadığı için olacakların önünü alamayan, bu yüzden de bilgisi hiçbir işe yaramayan Kassandra'ya bu yeteneği hiçbir zaman mutluluk getirmemiştir. Bu nedenledir ki ölürken lanetler yağdirmistir bu yeteneği veren Tanrı Apollon'a.
Efsaneler Dünyasında Anadolu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
homeros'taki karakterleri daha iyi anlamanıza yardımcı olacak bir kitaptır . homeros'un ağır dili ve yazım tarzı bizimkinden farklı olması sonucundaki zorluğu aradan kaldırır bu kitap . yazar hikayeleri konu başlıklaşrı altında ayırarak yazmasına karşın bağlantıları hiç koparmamış . konu ile ilgili "Azra Erhat"ın "mitoloji sözlüğü" nüde tavsiye ederim . (berkay çelik)
Efsaneler Dünyasında Anadolu PDF indirme linki var mı?
Derman Bayladı - Efsaneler Dünyasında Anadolu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Efsaneler Dünyasında Anadolu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Derman Bayladı Kimdir?
Pertevniyal Lisesi ve İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji ve Klasik Filoloji bölümlerinde okudu. TRT İstanbul Radyosu'nda on beş yıl prodüktör olarak görev yaptı ve yüzlerce radyo programına imzasını attı. 1983 yılında gerçekleştirmiş olduğu Bu Şehr-i Stanbul adlı dizi programla Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nce Radyo-TV yayınları dalında 'Yılın Gazetecisi' seçildi. 1985 yılında TRT'deki görevinden kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Halen araştırma ve çevirilerinin yanı sıra 'Profesyonel Turist Rehberi' olarak çalışmaktadır.
Henüz Pertevniyal Lisesi'nde öğrenciyken tarih öğretmeni merhum Reşad Ekrem Koçu'nun anlatmış olduğu "Troilalı Hektor'un öyküsü" ve birlikte gezdikleri İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde gördüğü eserler orda mitolojiye karşı merak uyandırdı. Bu merak onu mitolojinin köklerini aramaya, Eski Yunan ve Latin dillerini öğrenmeye yönlendirdi. Anadolu kültür ve uygarlığı üzerinde yaptığı çalışma ve araştırmalardan edindiği birikimi bir yurt tanıtım hizmeti olarak yabancı konuklara da sunmak amacıyla "Turist Rehberliği" mesleğini seçmiş bulunuyor.
Çin Dağı, Çinçin Dağı adlı masal kitabı, Nesini Söyleyim (Mahmut Alptekin ile) adlı halk edebiyatı araştırması (Varlık Yay.) Tanrıların Öyküsü, Uygarlıklar Kavşağı Anadolu, İstanbul'un Yüreğinde Tarihe Yolculuk, Dinler Kavşağı Anadolu adlı inceleme kitapları, Nağmeler Tahtım Olsa adlı romanı (Say Yayınları) çeşitli edebiyat dergilerindeki ve Cumhuriyet gazetesindeki yazıları, İngilizce ve Fransızcadan yaptığı yirmi kadar çocuk klasiği çevirisi, TRT'de yayımlanan radyofonik oyunları kültürel etkinlikleri arasında yer almaktadır.
Derman Bayladı Kitapları - Eserleri
- Tanrıların Öyküsü
- Pythagoras
- Efsaneler Dünyasında Anadolu
- Uygarlıklar Kavşağı Anadolu
- Cumhuriyete Kan Verenler
- Felsefenin Beşiği Anadolu
- Dinler Kavşağı Anadolu
- Göbeklitepe'nin Keşfi
- Sorularla Mitoloji
- İstanbul'un Yüreğinde Tarihe Yolculuk
- Ece ile Arda Efsaneler Dizisi
- Açıklamalı ve Yorumlarıyla Klasik Mitolojide En Güzel Aşk Masalları
- Mavi Kapaklı Defter
- Yüzyılın Dahisi
- Nağmeler Tahtım Olsaydı
- Gençler İçin Bir Demet Mitoloji
- Akhilleus
- Odysseus; Mitolojik Kahramanlar
- Çin Dağı Çin Çin Dağı
- Gece Yarısı Çalınan Kapı
- Efsaneler Dünyasında Anadolu: Anadolu Mitolojisi
- Aşksız ve Yalnız
- Tarih ve Efsaneler Diyarı Bursa
- Ben İstanbul
- Efsaneden Gerçeğe Çanakkale Destanı
- Anılarda Kalan Bir Semt Kocamustafapaşa
Derman Bayladı Alıntıları - Sözleri
- Ares ile Aphrodite'nin sevişmesinde, iki aşığın tedbirsizliklerinin cezasını asıl Ares'in, güneşin doğuşunu haber vermesi için kapıya gözcü diye koyduğu adamı Alektryon çekmiş. Olacak bu ya, adamcağızın tam güneş doğarken uykusu gelmesin mi! Güneş, ışınları sayesinde olan biteni görüp Hephaistos'a haber vermiş. Ares de bunun üzerine, görevini yerine getirmediği gerekçesiyle Alektryon'u bir horoza dönüştürmüş. İşte bu yüzdendir ki horoz her sabah güneş doğarken uzun uzun öterek kendisini affettirmeye çalışırmış. (Alektryon sözcüğü horoz anlamına geliyor Yunancada.) (Sorularla Mitoloji)
- Büyük Konstantinus İstanbul'dan önce ata toprağı olduğuna inandığı Troya'yı başkent yapmak istemiş. Diokletianus ise imparatorluğu yönetmek için oturma yeri olarak Nicomedia'yı (İzmit) seçiyor kendisine. (Uygarlıklar Kavşağı Anadolu)
- İmparator Tiberius döneminde bir gemi Ege denizinde yol almaktaymış. Geminin Thamus adında bir dümencisi varmış. Bir akşam rüzgar kesilivermiş birden. Gemideki yolcular içki içip eğlenirlerken adalardan "Thamus Thamus!" diye dümencinin adını çağıran bir ses yükselmiş. Ses üçüncü kez gelince Thamus da yanıt vermiş. Ses o zaman gemi belirli bir noktaya varınca dümencinin "Yüce Pan öldü!" diye bağırmasını buyurmuş. Gemideki herkes korku ve dehşetten donakalmış. Thamus'un bu buyruğa uyup uymaması gerektiğini tartışmışlar. Thamus o söylenen yere gelindiğinde rüzgar esiyorsa geçip gitmeyi ama kesilirse buyruğa uymayı kararlaştırmış. Oraya varınca kesilivermiş rüzgar; Thamus da, "Yüce Pan öldü!" diye gırtlağının var gücüyle bağırmış. Susar susmaz da sanki bir alay kişi bu haberi almış da çok kederlenmiş gibi her yandan iniltiler ve ağlamalar yükselmiş. Gemideki herkes de tanık olmuş bu olaya. Haber çok geçmeden Roma'da da yayılmış, İmparator Tiberius, Thamus'u bizzat görmek istemiş ve ona sorguya çekmiş. Bilginleri toplayarak bu Yüce Pan'ın kim olduğunu sormuş. Bilginler de onun Hermes'le Penelope'nin oğlu olduğunu söylemişler. Bu olay sonraları, Hıristiyanlığın doğmasıyla eski inançların öldüğü biçiminde yorumlanmış (Tanrıların Öyküsü)
- Derler ki kavalı bulan kişi Athena tanrıça imiş. Ama bir gün kavalını çalarken bir dereye yansıyan yüzünü görmüş. Kavalı öttürürken şişen yanakları yüzünden tanrıçanın güzel yüzü çirkin bir görünüm almaktaymiş. Athena öfkeyle atmış kavalı elinden. (Efsaneler Dünyasında Anadolu)
- Titan Iapetos'un oğlu Prometheus yağmur suyuyla toprağı karıştırarak tanrı suretinde insanı yaratır. Başka anlatımlara göre, Minerva (Athena), Prometheus'un bu yapıtının güzelliğine hayran olarak bu ruhsuz gövdeye yaşam soluğu üflemiş (...) Zeus öfkesini Prometheus'un kolladığı insana yöneltir bu kez. Demirci tanrı Hephaistos'a, bir parça toprağı suyla karıştırarak bir kadın yapmasını söyler. Athena bu kadına el işlerini öğretir, Aphrodite arzularla doldurur onun yüreğini, Hermes de yalan dolanlarla donatır içini. Bu da insanın ikinci yaratılışıdır. (Tanrıların Öyküsü)
- Her şeyi önceden bilmesine karşın, kimseyi inandıramadığı için olacakların önünü alamayan, bu yüzden de bilgisi hiçbir işe yaramayan Kassandra'ya bu yeteneği hiçbir zaman mutluluk getirmemiştir. Bu nedenledir ki ölürken lanetler yağdirmistir bu yeteneği veren Tanrı Apollon'a. (Efsaneler Dünyasında Anadolu)
- Fatih Sultan Mehmet büyük bir diplomasi ustasıymış da. Bir Anadolulu olarak soyunu Troya'ya bağlar ve Yunanlılar'ı destekleyen Papa Pius'a şu satırları yazar: "Nasıl oluyor da İtalyanlar bana karşı çıkıyorlar şaşıyorum. Biz de onlar gibi Troyalılar'ın soyundan geliyoruz. Yunanlılar'dan Hektor'un öcünü almak bana olduğu kadar onlara da düşer. Oysa İtalyanlar bana karşı Yunanlılar'ı tutuyorlar." (Uygarlıklar Kavşağı Anadolu)
- ",Ey Türk, Oğuz Beyleri! İşitin! Yukarıda mavi gök çökmezse, Aşağıda yağız yer delinmezse Senin ilini, Senin töreni Kim bozabilir?" (M.S. 732'de Bilge Kağan'ın diktirdiği Göktürk Anıtı'ndan) (Cumhuriyete Kan Verenler)
- Makedonya kralı Büyük İskender'in annesi. Efsaneye göre Zeus bir yılan biçimine girip Olympias'lq birleşmiş ve Büyük İskender doğmuş. Be nedenle Büyük İskender'i tanrı sayiyorlarmiş. (Efsaneler Dünyasında Anadolu)
- Ana Tanrıça, Anadolu'da çağ ve toplumlara göre Vuruşemu, Hepat, Arinna, Nana, Ma, Kybele, Leto, Latona, Kupaha olur. Sonra Yunanistan'a geçerek Rhea; Suriye ve Filistin'de Mariamme, Marianna olur. Adlar değişir ama öz hep aynı kalır. Toprağın, doğanın yaratılışının simgesi Toprak Ana'dır o. (Uygarlıklar Kavşağı Anadolu)
- "Doğa ile eğitim ve öğretim benzer şeylerdir. Eğitim ve öğretim insanı değiştirir. Ancak bunu yaparken de ikinci bir doğa yaratır." (Felsefenin Beşiği Anadolu)
- İlkel insanın, bu sürekli oluşumda erkeğin rolünü fark edememiş olması pek olası. Gözünün önünde belirli bir süre içinde durmadan büyüyen bir karın, derken günün birinde bu karından çıkan bir yeni canlı varken ve de bu oluşum hep kadın tarafından gerçekleştirilirken, hiçbir değişime uğramadan gezinip duran erkeğe bu olayda niye bir etkinlik yükleyecekti ki ilkel insan? (Uygarlıklar Kavşağı Anadolu)
- “İnsan ruhu akıl, mantık ve tutku olmak üzere üç bölümlüdür. Akıl ve tutku öteki canlılardada vardır ama mantık yalnızca insanda vardır.” (Pythagoras)
- Çok tanrılı dönem Anadolusu ise kadının doğurganlık gücünü toprağın verim gücüyle özleştirerek toprağı kadında simgeleştirmiş ve onu bütün varlıkların yaratıcı gücü olarak görmüş. Yani kutsal kitapların "insanin topraktan yaratıldığı" yargısına daha on bin yıl önce katılmış Anadolu insanı dolaylı bir biçimde de olsa. (Uygarlıklar Kavşağı Anadolu)
- Bu yaşamda üç tür insan vardır, tıpkı Olympiyat oyunlarına gelen üç tür halk gibi. En aşağıdaki sınıf alım satım için gelenlerden oluşur. Bunların bir üzerindeki, yarışmak için gelenlerdir. Hepsinin en iyileri ise seyretmek için gelenlerdir. (Pythagoras)
- "Ate" insanlara kötü eylemlerde bulunmayı esinleyen ve her türlü yıkıma yol açan bir tanrıçadır. (Tanrıların Öyküsü)
- " Samsun limanına bu gemiden atılan Demir değil ! Sarılan anayurda Kemal Paşa'nın kollarıydı." Cahit KÜLEBİ (Cumhuriyete Kan Verenler)
- Her şeyden önce bir doğa tanrısıdır Dionysos. Taşkınlığın, coşkunun, yaşama sevincinin tanrısı. Üzümle simgelenen şarabın, sarhoşluğun; bu sarhoşluğun getirdiği sınır tanımazlığın tanrısı da odur. Bu sınır tanımazlık çılgınlığa kadar gider kimi zaman. (Tanrıların Öyküsü)
- Koca bir kayayı yüksek bir tepenin doruğuna çıkarmaktı çarpıldığı ceza. Uflaya puflaya, kan ter içinde ite kaka çıkarıyordu da onu nitekim. Ama tam doruğa oturtacağı sırada kaya paldır küldür yuvarlanıyordu aşağı ve Sisyphos bir kez daha başlıyordu yeniden, bu hiç bitmeyecek görevine. (Tanrıların Öyküsü)
- Şu halde evren ezelidir, ebedidir, tektir ve de tek biçimdir. Ne eksilebilir ne de artabilir, ne değişir ne de ağrı ya da acı duyar. Eğer on bin yılda bir saç teli kalınlığında değişseydi, tüm zaman boyu yok olur giderdi. (Felsefenin Beşiği Anadolu)