Erdoğan Operasyonu - Mahir Kaynak Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Erdoğan Operasyonu kimin eseri? Erdoğan Operasyonu kitabının yazarı kimdir? Erdoğan Operasyonu konusu ve anafikri nedir? Erdoğan Operasyonu kitabı ne anlatıyor? Erdoğan Operasyonu PDF indirme linki var mı? Erdoğan Operasyonu kitabının yazarı Mahir Kaynak kimdir? İşte Erdoğan Operasyonu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Ömer Lütfi Mete
Yazar: Mahir Kaynak
Yayın Evi: Timaş Yayınları
İSBN: 9789752637610
Sayfa Sayısı: 224
Erdoğan Operasyonu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“Bugün iki düşman gibi görünen ABD ve Rusya perde arkasında yeni bir denge politikası kurmak için anlaştılar. Türkiye’nin bu yeni düzende hangi safta yer alacağını konuşmamız lazım. Çünkü bu yeni süreç, Türkiye’de büyük dönüşümlere sebep olacak.”
“Yeni süreçte Erdoğan ve ekibi tasfiye edilecek fakat yine bu partideki bir grup isim iktidara gelecektir. Yeni lider orduyla kavga etmeyen, eşinin başı açık ama başörtüsünü serbest bırakacak, Kürt değil ama Kürtlerle çatışmayan biri olacak…”
“Gül ve Erdoğan arasındaki ayrılık, Türkiye’nin stratejik müttefikinin hangi güç olacağı konusundaki görüş farklılığından kaynaklanıyor. Meselâ Gül, İngiltere ile ittifak kurmak isterken, Erdoğan ABD’yi tercih ediyor olabilir. İngiltere Kraliçesi’nin ziyaretini böyle değerlendirmek gerekir.”
“Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı seçilmesiyle, aslında başbakan olmasının önüne geçmek istediler. Şimdi süreç tersinden işliyor. Bu kez iktidara, Gül’ün uyguladığı politikaları takip edecek bir isim geçebilir…”
Erdoğan Operasyonu Alıntıları - Sözleri
- Osmanlı’nın yayılmacılığı, kendisinden önceki ve kendisiyle çağdaş olan bütün imparatorluklardan daha insanidir.
- Türkiye'nin kontrolü dünya üzerindeki dengelerde çok ciddi rol oynar.
- Masonluk, küresel sermayeye veya karunlar liginin menfaatlerine nasıl bir katkıda bulunuyor? Belki de bildiğimiz masonluk, artık yarı gizli veya yarı açık diyebileceğimiz yapılanmasıyla, daha geride ve daha gizli bir şeytani örgütlenmenin paravanı da olabilir. Her şey burada bitiyor değildir. Yani 'Her mason mutlaka çok tehlikelidir' anlamına da gelmiyor bu. 'Her mason doğrudan doğruya şeytanın tetikçisidir' anlamına da gelmez elbette. Fakat bu örgütlenme ile milletler ve dinler üstü küresel bir şebeke oluşturma yöntemi geliştirilmiştir. Bu şebeke çoklarının zannettiği gibi sadece Israiloğullarına hizmet eder görünüyor olabilir. Fakat zaten onlarca peygambere isyan etmiş, İsrailoğulla-rı'nın bazı kolları, bazı kabileleri ve onların bugünkü devamları şeytanın en yakın işbirlikçisi olabilirler. Tabii, bu demek değildir ki, sadece Yahudi tezgâhıdır. Hayır, bu söylem 'Bütün Yahudiler bu fitnenin ortağıdır' anlamına da gelmez! Mahir Kaynak hoca gibi ben de bu işin etnik veya dini bir örgütlenme olduğunu sanmıyorum. Bu, daha çok cürüm işleyerek varılabilecek şeytani bir makam olsa gerek.
- Bizim düşmanımız kapitalizmdir. Bütün milletleri şeytanın oyuncağı yapan, bütün insanları köleleştirme hedefine yürüyenlerin kitlelere Dayattığı din olan kapitalizm ile savaşımız var veya olmalı!
- Şimdi bir de mukayese için Osmanlı'dan sonra da devam eden imparatorluklara bir bakalım: Tunus'ta sokaktaki Bedevilerin pek çoğu Fransızca konuşmaktadır. Arapça sorduğunuz soruya anladığı halde Fransızca cevap vermektedit. Aynı topraklar bir zamanlar Osmanlı imparatorluğunun bir parçası olduğu halde hiçbir zaman oranın sokaklarında Arapçadan daha çok Türkçe konuşulmamıştır. Dahası, oralarda aslen Türk olanların bile Türkçesi kalmamış, onlar da Bedeviler gibi Fransız dilinin esiri haline gelmişlerdir. İngiltere'nin Avus-tralya'smdaki yerlilere baksak aynı durumu görürüz. Bir de Rusya İmparatorluğu'na bakalım. Adını Sovyetler diye değiştirdikten sonra ve önce, bu imparatorluk sürekli bütün tebaasını Ruslaştırmaya çalışmış ve büyük ölçüde başarı elde etmiştir. Bir kere Ruslar bütün fethettikleri Türk bölgelerinde en önce temel kentleri Ruslaştırmaya başlamışlardır. Mesela Kazak bölgesinde, merkezden Ruslaştırmaya başlamak suretiyle işe girişmişlerdir. Önce Alma Ata'yı yüzde 75-80 oranında Rus nüfusla kontrol altına almışlardır. Kırgızistan'ın başkenti Bişkek'te de yüzde 80 oranında Rus nüfus iskân edilmiştir. Baku biraz daha düşük de olsa aynı Ruslaştırma tasarısına dâhil edilmiştir. Bugün artık bütün bu Türk diyarlarında ana dil neredeyse Rusça olmuştur. Tabii bunu yapabilmek için önce her Türk bölgesine ayrı alfabeler dayatmışlardır. Sanki çok farklı diller konuşuyorlarmış gibi otuz tane ayrı alfabe geliştirerek Türklerin birbirleriyle akrabalık duygularının kökünü kazımak için en temel hamleyi yapmışlardır.
- Evet, belgelense ki, DTP doğrudan PKK’nın kardeşidir, teröristtir, buna rağmen Meclis'te kalmasını isterim. Niye isterim? Çünkü hayat böyle bir süreçtir! Düşmanınla, hasmınla, koynuna girmiş yabancı uşağıyla, suçluyla ve başka bin türlü muzır unsurla pazarlık etmek herkesin kaderinde olabilir. En büyük devletler, en güçlü zamanlarında en basit suçlularla pazarlık durumunda kalabilmiştir. Çünkü suçlu şantaj yapar, canını yakmakla tehdit eder. Sen kendi canını değil, milletin canını korumak için suçluyla pazarlığa girersin.
- "Çünkü milli irade dediğiniz şey halkın oylarıdır, yani ben diyorum ki bu oyu kim verdiriyor, hangi etkiler altında veriyor, onu irdelediniz mi? Gazate okuyorlar, televizyon seyrediyorlar ondan sonra da oy veriyorlar. Bu irade; bu gazetelerin, dergilerin ve televizyonların iradesi mi, yoksa halkın iradesi mi? "
- “Bu ülkede Yassıada mahkemeleri diye bir sabıka vardır. Bu sabıka benim sabıkam değil, bizim yargı adamlarımızın sabıkasıdır. Yassıada yargıç ve savcıları ile aynı anlayışta olanların hukuktan bahsetmeleri, dünyanın en büyük hukuk kepazeliğidir…”
- “Cumhuriyet mitingleri için büyük kalabalıkları harekete geçiren paranın yerli bir kaynak olduğuna inanmıyorum. Belki içeriden de bir miktar katkı sağlanmıştır ama tasarı küresel bir oyuncunun senaryosu olsa gerektir…“
- “Tony Blair herhangi bir seçim kaybetmemesine rağmen istifa etti ve yerine maliye Bakanı geldi. Bu, İngiltere’nin artık Avrupa Birliği’ni kontrol etme politikasından vazgeçtiği, karşısında çok ciddi mukavemet olduğu anlamına geliyor…“
- “AKP kapatılırsa ne olur? AKP kapatıldığı zaman bu parti iktidardan düşmez, yeni bir parti kurulur ve o parti iktidarı devam eder. Yalnız tTayyip erdoğan bertaraf edilmiş olur, yasaklı olacağı için. Bu da küresel sermayenin zaferi demektir…”
- Tabii ki, dünya ekonomisi bir bütün olarak algılanıyor. Böyle olunca zaten her ülkenin kendi ekonomik politikasını izlemesi veya tespit etmesi gibi bir durum söz konusu olmayacak.
- Şimdi biz geçmişte küresel sermayenin etkisi altındaydık, şimdi onun etkisi azalırken yerine körfez sermayesi dolduruyor.
- Tayyip bey cumhurbaşkanı olamaz. Çünkü Tayyip Bey cumhurbaşkanı olursa Abdullah Gül bey başbakan olur. Burada herkes zannediyor ki;Tayyip Bey’in cumhurbaşkanlığının önü kesiliyor. Hayır, Abdullah Gül Bey’in başbakanlığının önü kesiliyor.
Erdoğan Operasyonu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Dikkat spoiler içerir. Eski MİT mensubu Mahir Kaynak ve Ömer Lütfi Mete'nin hazırladığı güzel bir araştırma eseri. Erdoğan hakkında farklı bakış açıları ile yazılmış güzel bir kitap. Erdoğan ve çevresinde oluşan gelişmeleri maddi ve dini açıdan irdeleyen bir eser. Dünyanın para baronlarının bu olaylara ve ülkemize nasıl baktığı, ılımlı İslam modelini önceden neden destekledikleri, paranın nereye akacağını kimlerin belirlediği, Erdoğan'ın bu konudaki duruşunu önceden destekleyip sonradan neden vazgeçtiklerini, ülkenin başında Erdoğan'ın durmasını neden istemediklerini detaylıca ve ağdalı bir dille anlatıyor. Bu tarz konularda farklı bir bakış açısı arayanların okumasında fayda olacak bir kitap. (Serdar Poirot)
2008 yılında yazılan bu kitabın adı Erdoğan Operasyonu olsa da, kitap Erdoğan'ı anlatmıyor. Dünyada ki küresel sermaye ve ulus devletlerin mücadelesini anlatıyor. Erdoğan'ın ismi sadece ülkemizde ki gelişmelerde, o dönem ki olan 2007 cumhurbaşkanlığı seçimi, Akp'ye kapatma davası ve anayasa mahkemesi'nin türban kararı konularında geçiyor. Kitap küresel sermaye'yi destekleyen yönetim ve ülkeleri ve ulus devletleri destekleyen ülke ve yönetimlerini irdeliyor. Ayrıca kitabın yazımından 12 yıl geçse de kitap da yazılanlar. Hem dünya ülkeleri hemde ülkemiz hakkında düşündürüyor. Kitap bir sohbet havasında olduğu için çok rahatlıkla okunuyor. Küresel sermaye ve ulus devletlerin mücadelesini 2007-2008 yıllarından bugüne kadar anlamak için okunabilecek bir kitap. Tabi bizim ülkemizde ve dünyada olan eski bazı olaylarada değiniliyor. (EMRAH)
kitap/erdogan-operasyonu--20736 yazar/omer-lutfi-mete yazar/mahir-kaynak 2008 yılında yazılan bu kitabın adı Erdoğan Operasyonu olsa da, kitap Erdoğan'ı anlatmıyor. Dünyada ki küresel sermaye ve ulus devletlerin mücadelesini anlatıyor. Erdoğan'ın ismi sadece ülkemizde ki gelişmelerde, o dönem ki olan 2007 cumhurbaşkanlığı seçimi, Akp'ye kapatma davası ve anayasa mahkemesi'nin türban kararı konularında geçiyor. Kitap küresel sermaye'yi destekleyen yönetim ve ülkeleri ve ulus devletleri destekleyen ülke ve yönetimlerini irdeliyor. Ayrıca kitabın yazımından 12 yıl geçse de kitap da yazılanlar. Hem dünya ülkeleri hemde ülkemiz hakkında düşündürüyor. Kitap bir sohbet havasında olduğu için çok rahatlıkla okunuyor. Küresel sermaye ve ulus devletlerin mücadelesini 2007-2008 yıllarından bugüne kadar anlamak için okunabilecek bir kitap. Tabi bizim ülkemizde ve dünyada olan eski bazı olaylarada değiniliyor. (Münzevi Genç)
Erdoğan Operasyonu PDF indirme linki var mı?
Mahir Kaynak - Erdoğan Operasyonu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Erdoğan Operasyonu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Mahir Kaynak Kimdir?
1934 yılında Gaziantep’te doğdu. İlk ve ortaöğrenimini burada tamamladıktan sonra 1948’de Kuleli Askeri Lisesi’ne gitti. 1953’te Harp Okulu’nu bitirdi. 1967’de askerlikten ayrıldı. 1961’de mezun olduğu İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde asistanlık yaptı. 1965’te doktor, 1971’de doçent oldu. O dönemlerde Millî İstihbarat Teşkilatı'na girdi. 1980 yılında Millî İstihbarat Teşkilatı'ndan emekli oldu. 1989’da İktisat profesörü oldu. 1993 yılında Gazi Üniversitesi’nden emekliye ayrıldı. Mahir Kaynak, 9 Mart cuntacılarını deşifre ettikten sonra Millî İstihbarat Teşkilatı tarafından deşifre edilmiştir, belki de kendi istihbarat servisi tarafından deşifre edilen tek ajandır.
Türk akademisyen Deniz Ülke Arıboğan'ın babası, eski basketbolcu Lütfi Arıboğan'ın kayınpederi idi.
14 Şubat 2015'te öldü. Cenazesi Karacaahmet Mezarlığına defnedildi.
Kitapları
- Uluslararası Eksende Terör ve Türkiye/ Terör Nasıl Bitirilir ? Nevzat Yalçıntaş,Mahir Kaynak, Ahmet Almaz Nokta Kitap.
- Erdoğan operasyonu
- Amerika 11 Eylül Afganistan Irak
- Başımıza Çuval Geçirenler
- Yeni Ortadoğu Haritası (Emin Gürses ile birlikte)
- Büyük Ortadoğu Projesi ve Türkiye Üzerine Stratejik Analizler
- Dünyayı Kimler Yönetiyor (Ömer Lütfi Mete ile birlikte)
- İstihbarat ve Terör Oyunları
- Maskeli Balo / Türkiye, ABD ve Diğerleri
- Para İmparatorluğu / Kontrol Kimin Elinde?
- Sil Baştan
- Sonuçlardan Sebepler
- Üç... İki... Bir (Ters Labirentlerde Final)
- Yel Üfürdü Su Götürdü (otobiyografik hatıralar) ISBN 975-8486-13-6
- Derin Devlet (Ömer Lütfi Mete ile)
- Yeni Dünya Düzeni
- Mit ve Türkiye (Oğuzhan İhtiyar- Truva Yay.- Kısa Röportajı)
- Geleceğin Türkiye'si Yeni Osmanlılar (Emin Gürses - Cem Küçük Röportajı)
- Darbeli Demokrasi (Olaylar ve Çözümlemeler)
Mahir Kaynak Kitapları - Eserleri
- Derin Devlet
- Büyük Ortadoğu Projesi
- Erdoğan Operasyonu
- Dünyayı Kimler Yönetiyor
- İstihbarat ve Terör Oyunları
- Gizli Servisler
- Derin PKK: Büyük Oyun'un Gizli Kodları
- Yeni Dünya Düzeni
- Darbeli Demokrasi
- Ergenekon
- Komplo Yok
- Başımıza Çuval Geçirenler
- Kürt Meselesi
- Büyük Ortadoğu Projesi ve Türkiye Üzerine Stratejik Analizler
- Sistemi Yeniden Kurgulamak
- Bugünü Dünden Okumak
- Nokta Atışları
- Yeni Ortadoğu Haritası
- Maskeli Balo
- Sonuçlardan Sebeplere
- Yel Üfürdü Su Götürdü
- Geleceğin Türkiyesi - Yeni Osmanlılar
- Sil Baştan
- Dönemeç
- Dünyada Yeni Dönem
- Savaşın Eşiğindeki Ortadoğu
- Üç.. İki.. Bir Ters Labirentlerde Final
- Para İmparatorluğu
- Osiero Nero Öldü
- Devriye
- Olaylar Ve Çözümlemeler
- Amerika 11 Eylül Afganistan ve Irak
- Stratejik Analizler
Mahir Kaynak Alıntıları - Sözleri
- Eğer bir gün bahçenizdeki bir yılanın başının ezildiğini görürseniz, buna çok şükür demeyiniz.O yılanın başını ezeni bulunuz.Bugün o yılanın başını ezen, yarın sizin de başınızı ezebilir. (İstihbarat ve Terör Oyunları)
- İstihbarat örgütleri bir at gibidir. İyi bakılmalı ve sürekli ilgilenilmelidir. Her at gibi acemi binicilerin altında huysuzlanır ve binicisini yere atar. Yokluğunuzda başkasının ilgilenmesine imkan verirseniz, sizi taşırken onun ıslığına göre davranabilir. (Komplo Yok)
- Atatürk ölmüş, derin devlet de onunla gömülmüştür. (Derin Devlet)
- Her ülkenin değerinin bir sınırı vardır.ABD'nin sınırı Irak'taki masum insanların maruz kaldığı acımasızlık, bizim sınırımız ülkemizi kurtarmak için yaptığımızı söylediğimiz kanunsuzluklar, yolsuzluklar, parayı en büyük değer yapan anlayışımızdır. (Ergenekon)
- Uyuşturucu aynı zamanda bir silahtır. Böylelikle operasyonları da finanse eder. Bizim Güneydoğu Anadolu’nun da ekonomik yapısı uyuşturucuyla bağlantılıdır. Normal bir ekonomide, yaratılan gelirle üretilen mal birbirine eşittir. Güneydoğu Anadolu örneğinde üretilen mala bakıp geliri hesap edemezsiniz. Üretilen mal oranı son derece düşüktür, gelirler ise onun çok üzerindedir. Mesela bir Güneydoğu düğününde ortalığa saçılan dolarlara bakın, bir de adamın ne ürettiğine. Bu dolarların çoğu transfer ve uyuşturucu ticaretinden gelir. (İstihbarat ve Terör Oyunları)
- Eğer insanları belirli bir şekilde eğitmişseniz ve yönlendirebiliyorsanız ve bütün kitle iletişim araçları elinizdeyse, bunları istediğiniz gibi yönlendirebilirsiniz. Mahir Kaynak (Derin Devlet)
- Devlet bir canlı varlık gibidir, devamlıdır ve değişimi bir gelişmeden ibarettir. (Nokta Atışları)
- Bir gizli servis eğer ihtiyaç duyduğunda suçlulardan faydalanacaksa bunu belli bir mesafe içinde yapabilmelidir. (Gizli Servisler)
- İntihar eylemcileri bir amaç uğruna kendilerini feda ederler ama yaratılan sonuç onların amaçladıklarından farklıdır. (İstihbarat ve Terör Oyunları)
- "Din halk içindir. Yöneticiler açısından dinin hiçbir önemi yoktur. Ama halka karşı, halkın dini eğilimlerini kullanırlar. Yani gerektiği zaman bir sefer yaparlar, gerektiği zaman bir ideolojik mücadele verirler. Ama kendileri bununla bağlı değildir. Halkı bağlarlar böyle." (Yeni Dünya Düzeni)
- Irak'ta bir istikrarsızlık vardır ve bu olmaya devam edecektir. Çünkü Irak'ın yapısı devlet kurmaya müsait değildir. Bir millet oluşmamıştır. Bir milletin üzerine bir devlet kurulabilir. Oysa burada aşiretler, çeşitli Irklar ve mezheplerden oluşan insanlar vardır. Bunların arasında bir birlik oluşturulamadı. (Yeni Dünya Düzeni)
- Tehdit altında olduğuna inanan ve bunu kolayca bertaraf edemeyeceğini sanan birinin doğal refleksi savunmadır. Bu durum onun ideolojisini ve dünyaya bakışını da belirler. (İstihbarat ve Terör Oyunları)
- Serveti gasp edilenden daha kötü durumdayız. Kötülüklere karşı Allah'a sığınıyoruz. İnançlarımız bencil bir siyaset içinde tanınmaz hale geliyor. Başını örten kadın veya sakallı erkekle sembolleşen bir iticiliğe dönüşüyor. Din, içimizdeki bir güzellik olmaktan çıkıp üstümüzdeki boyalardan biri oluyor. Herkes elindeki boyaları bıraksın. Biz benzemek değil, olmak istiyoruz. Bizi benzetmek istediklerinizden daha güzel olduğumuzun farkında değilsiniz. Yarattığınız şey, bir köy kahvesine asılacak kadar değer taşımıyor. İdeolojik tercihler halkın değil yönetenlerin sorunudur. Şu anda ortalığı kasıp kavuran gerici-ilerici tartışması da derinlere inmeyen yüzeysel bir çalkantı. Halkla somut sorunlar üzerine bir diyaloğa girmenin, bu çatışmadan daha etkili sonuçlar yaratacağı kesin. Fabrikaları, yolları, limanları, eğitimi anlatın. Büyük çoğunluk, bazılarının zannettiği gibi, boş laf üreten liderlerin peşinden gitmeye hevesli değil. Gerçek bir liderin kitleleri sürükleyeceğinden hiç şüphem yok. (Sil Baştan)
- Tarih zaten yetenek sınırlarının ötesinde görevler üstlenmiş şahısların mezarlığı halindedir. (Derin Devlet)
- Esasen dünya üzerinde yaşanan gizli servisler arası rekabet, çekişme ve çatışmalar bakımından Türkiyenin çok parlak bir konumda bulunmamasının sebebi haber alma ve bilgi edinememe eksikliği değildir. Türkiye'nin başarısızlığının temelindeki sebep bildikleriyle amel edememesidir. (Gizli Servisler)
- Türkiye'de, Türk başkanlarını Türklerin tayin edip, Türklerin indirmesini savunuyorum. Bu bir bağımsızlık meselesidir. (Darbeli Demokrasi)
- Ama sistemi eleştirenler, dogmasız bir dünya yerine, kendi dogmalarının hakim olduğu bir dünya istiyordu. (Darbeli Demokrasi)
- Türkiye'deki ideolojik hareketler aslında arka planda bir siyasi gücü ve bir ülkeyi barındırır. Onun için Ittihat ve Terakki'yi Osmanlı'daki bir hareket olarak algılamak yerine, Almanya'nın Osmanlı Devleti içerisindeki bir harekâtı olarak kabul etmek lazımdır. Nitekim Almanya bu harekâtta başarılı olduğu için imparatorluk genelinde ciddi etkilerini gördük. Bu operasyon Enver Paşa üzerinden yapılmıştı ve Almanlar o zamanki Osmanlı'ya Enverland diyorlardı. Almanların ülkeyi içeriden teslim almaya yönelik bu operasyonu, Osmanlı imparatorluğu'nu Ingilizlerin karşısına geçmeye mecbur etti. Bu mecburiyetten kurtulabilirdik. Mesela o dönemde siyasi bir analiz yapılsaydı ve Ingiltere ile Almanya'nın petrol bölgeleri üzerinde bir egemenlik savaşı yaptığı nazar-ı itibara alınsaydı, Almanya safında savaşa girilmez, Ingiltere'ye de bir takim topraklar verilmek suretiyle Osmanlı Devleti'ni muhafaza etmek mümkün olabilirdi. Çok sınırlı araziler vererek devleti devam ettirebilirdik ama bu devlet de yine değişime tabi olmak zorundaydı.Saltanatın kaldırılması, hilafetin kaldırılması gibi kararların da içinde bulunduğu bir projeydi. Bizim dışarıyla olan bağlarımızı koparmak, dışarının da bize düşmanlığını körüklemek.Bu projeyle Osmanlı imparatorluğu'na ait bütün simgeler ortadan kaldırıldı çünkü o simgelerin varlığını devam ettirmesi geriye dönüşü tetikleyebilirdi. Hâlbuki amaç geriye dönüşü olmayan bir model kurmaktı. Onun için de saltanat ortadan kaldırıldı, bölgede egemen olan ortak paydanın islamiyet oldugu düşünüldüğü için Islamiyet üzerindeki etkilerimizin sınırlandırılması istendi ve hilafet kaldırıldı. Türkiye laik bir çizgiye oturtuldu. Teokratik bir düzenden, islamcı bir ülke, laik bir Cumhuriyete dönüştü.Bu nasıl bir değişim olurdu?Atatürk esasen bu tavizleri vermemiz nedeniyle mutlu degildi. Türkiye'de yaratılan imaj şu oldu: Bizim, yeni Türkiye'nin sınırları içerisinde bir devlet olarak kalmamız bile çok büyük bir başarı gibi algılandı ve Türk halkına öyle lanse edildi. Şöyle söyleyelim, eğer bu sınırlar içerisinde kalmasaydık, ideolojimiz farklı olurdu, devlet düzenimiz farklı olurdu. Belirlenen sınırların içerisinde kalacağımızı ispat etmek için böyle bir model uygulamak zorundaydık. (Sistemi Yeniden Kurgulamak)
- “Her darbede militan olarak kullanılan kişileri, onu kullanan bilir ve saklar. Gizli servisten de saklar. Darbe olduktan sonra onları kurban eder, onların asılmasıyla, öldürülmesiyle ilgilenmez. Hatta onları ele vermek suretiyle iktidara itibar kazandırır. Burada itham edilmesi gereken olayın tertipçisidir.” (Bugünü Dünden Okumak)
- "Bir şeyi algılamanın iki boyutu vardır. Birincisi bilgi ve veri edinmek, ikincisi bunu yorumlamaktır. İnsanlar bunun ikisini de belli odaklardan ve amaçlı olarak biçimlendirilmiş olarak alırlar. Eğitim bir olayı nasıl yorumlayacağınızı öğretir ve size özgürce değerlendirmek için değil istenen biçimde algılamak için eğitilirsiniz. Eğitimin amacı şüphe etmeyi öğretmek değil şüphe duygusunu yok etmektir. Bilen insan şüphe etmez ve eğitilen insan bilir." (Büyük Ortadoğu Projesi ve Türkiye Üzerine Stratejik Analizler)