Ermiş - Gezgin - Halil Cibran Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ermiş - Gezgin kimin eseri? Ermiş - Gezgin kitabının yazarı kimdir? Ermiş - Gezgin konusu ve anafikri nedir? Ermiş - Gezgin kitabı ne anlatıyor? Ermiş - Gezgin kitabının yazarı Halil Cibran kimdir? İşte Ermiş - Gezgin kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Halil Cibran
Yayın Evi: Parşömen Yayınları
İSBN: 9786055935153
Sayfa Sayısı: 172
Ermiş - Gezgin Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
ERMİŞ
Halil Cibran, Yakın, Orta ve Uzakdoğu'nun geleneksel öğretileriyle Batı düşüncesini karşılaştırmış, bireysel ve toplumsal olgulara çeşitli sentezler getirmiştir. Yapıtlarında şiirsel bir anlatım kullanmış, Doğu düşüncesini Batı diliyle yazmıştır. Bu nedenle Cibran'ın eserlerini okuyanlar, bir bakıma Peygamberler'in kitaplarını okuyormuş izlenimine kapılırlar.
GEZGİN
Kavşakta rastladım ona. Pelerini, portesi ve yüzünde acıdan örülmüş bir örtü vardı. Selamladıktan sonra birbirimizi dedim ki ona:
“Evimize buyur gel ve misafirim ol.”
Ve geldi o da.
Eşim ve çocuklarım eşikte karşıladı bizi. O gülümsedi onlara, onlar da memnun oldu onun gelmesine.
Ermiş - Gezgin Alıntıları - Sözleri
- Dağılan ruhumun parçaları ile doludur şehrin sokakları…
- Düşünceleriniz ile barış içinde olmadığınızda konuşmaya başlarsınız.
- “Malınızdan vermeye geldi mi verirsiniz ama yeteri kadar değil. Kendinizden verirseniz ancak gerçekten vermiş olursunuz. "
- Aşkın rotasını çizebileceğinizi sanmayın, o sizinkini çizer, sizi buna layık bulursa eğer.
- Bunlar kelimelere dökülenlerdi. Fakat kalbindeki pek çok şey, söylenmemiş olarak kaldı. Çünkü en derin gizemini açıklayamazdı…
- Acı mı, içinizdeki hekimin, hasta benliğinizi iyileştirmekte kullandığı tatsız bir iksiridir.
- “Dost, ihtiyaçlarına cevap verendir.” Sevgiyle ektiğin, şükranla biçtiğin tarlandır.
- İki adam konuşurlar. Biri der ki: "Çok zaman önce, deniz yükseldiğinde bir misra yazmıştım kumun üzerine. Ve gelip geçen insanlar hâlâ okurlar bu misrayı ve silinmemesi için özen gösterirler.” Diğeri şöyle der: “Ben de bir misra yazmıştım deniz alçaldığında. Ama denizin dalgaları sildi onu. Peki, söyler misin ne yazmıştın kumsala?" Birinci adam cevap verir: “Ben var olanım. Peki sen ne yazmıştın?" Diğeri yanıtlar: “Ben de şunu yazmıştım: Ben bu engin okyanusun bir damlasıyım.”
- “Ruhunuz çoğunlukla bir savaş alanıdır.”
- Elinizde vermek istemediğiniz ne vardır? Sahip olduğunuz her şeyi mutlaka bir gün vereceksiniz.
- Konfor öyle bir şeydir ki, eve misafir olarak gelir, sonra ev sahibi, sonra da efendi olur. Elleri ipekten ancak yüreği demirdendir.
- Yalnızlığımda bana şarkı söylediniz ve ben de bir kule inşa ettim özlemlerinizden gökyüzüne.
- Neşe, maskesi düşmüş kederdir. Tıpkı içinden kahkaha fışkıran kuyunun, gözyaşıyla dolu olması gibi. Başka nasıl olabilir ki? Keder benliğinizi ne kadar derinden zedelerse, neşenizde o kadar çok olur. Şarabı koyduğunuz kase, çömlekçinin fırınında pişmedi mi? Ruhunuzu dinlendiren ud, ağaçtan bıçakla oyulmadı mı? Neşeliyken yüreğinizin derinlerine inin göreceksiniz ki yalnız size keder getiren şey size neşe veriyor.
- Keşke, keyfinizin doruğundayken ya da bolluk zamanlarında da dua edebilseniz.
- Neşe, maskesi düşmüş kederdir; içinden kahkaha fışkıran kuyunun, gözyaşlarıyla dolmasıdır.
Ermiş - Gezgin İncelemesi - Şahsi Yorumlar
"Ben batanları sevmem" sözünü söyleyebilecek merhaleye ermiş olmak, tutulan dilin konuşması. Güven anıtının ilk harcı. yazar/sezai-karakoc / kitap/yitik-cennet--4444 / İBRAHİM/ Ateş ve Perde (zaimoğlu mehmet)
Ermiş Kalbimin derinlerinden bir kuş uyandı, uçtukça büyüdü, çoğaldı, oysa yüreğimi hiç terketmemişti. Anlaması kolay değil ama gerçekten anlayabilirseniz güzel bir kitap. Gezgin Halil Cibran'ın diğer kitaplarından pek bir farkı yok, onlarca hikayeden oluşan kıssadan hisse tarzında yazılmış bir kitap. Bir gezgin bir ailenin evine misafir olur ve 3 gün boyunca hikaye anlatıp gider. (Recep Mercan)
Ermiş Deme Değilim, Gezgin Deme Değilim.: Halil Cibran'ın Ulak Yayıncılık'tan çıkan iki kitabı bir arada basımı: Ermiş & Gezgin. Halil Cibran için her şey karşıtı ile var. İyi - kötü, güzel - çirkin, cahil - bilgili, neşe - keder gibi pek çok zıtlıktan besleniyor. Anlatımlarında kesinlik ve keskinlikler yok. Belirlenmiş mutlak sonlar yok. Ne mi var? Sanırım biraz Nietzsche etkisi ve ortak noktaları var. 1.Kitap Ermiş, yazarın yasalar, özgürlük, akıl, dostluk, evlilik, din gibi çok sayıda konuda kıssalarından ve aforizmalarından oluşuyor. Her biri 2 sayfa kadar kısa ve bazıları oldukça vurucu. "Çünkü oklarımdan pek çoğu, yayımdan, sadece kendi bağrıma saplanmak üzere ayrıldı. Yayımı terk eden oklarımın hedefi, kendi göğsümdür." diyor mesela. Aslında daha ne diyebilir ki? 2.Kitap Gezgin ise daha çok tek sayfalık öyküler gibi. İçinde hayvan hikayeleri, kadın erkek ilişkileri, tacını bırakan krallar var. İki kitap da görmesini bilen gözler için bakılacak şeyler, almasını bilenler için ibretler içeriyor. Fayda sağlayabileceğiniz tek bir cümle bile varsa içinde, ona rastlarsınız umarım. (Hilal Ku)
Kitabın Yazarı Halil Cibran Kimdir?
Cibran, 1883 yılında Osmanlı İmparatorluğu kontrolündeki Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı'nda Maruni bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Ailesi ve kardeşleriyle 1895'de ABD'ye göç etti. Annesi terzi olarak çalışırken Boston şehrinde bir okula başladı. Cibran'ın yaratıcılığını fark eden öğretmeni Cibran'ı fotoğrafçı ve yayıncı F. Holland Day'le tanıştırdı. Gibran, Beyrut'taki Collège de la Sagesse'e kaydolmak için on beş yaşında ailesi tarafından memleketine geri gönderildi.
1904'te, Cibran'ın çizimleri ilk kez Boston'daki Day's stüdyosunda sergilendi ve Arapça ilk kitabı 1905'te New York'ta yayımlandı. Cibran, yeni tanıştığı hayırsever Mary Haskell'in mali yardımıyla 1908'den 1910'a kadar Paris'te sanat okudu. Oradayken, Jön Türk Devrimi'nden sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda isyanı destekleyen Suriyeli siyasi düşünürlerle tanıştı; Gibran'ın aynı fikirleri ve aynı zamanda antiklerikalizmi dile getiren bazı yazıları, sonunda Osmanlı yetkilileri tarafından yasaklanacaktı.
Eserleri ve düşünceleri dünya üzerinde geniş yankı uyandırdı. Şiirleri yirmiden fazla dile çevrilmiş olan Cibran aynı zamanda başarılı bir ressam idi. Resimlerinin bazıları günümüzde dünyanın birçok şehrinde sergilenmektedir.
Yaşamının yaklaşık son yirmi yılını ABD'de geçiren yazar, ölümüne kadar kaldığı bu ülkede eserlerini İngilizce yazmıştır.
Halil Cibran'ın en ünlü eserlerinden biri olan ve ilk kez 1923 yılında basılan Nebi adlı eseri, toplam 26 adet şiirden oluşan bir karma şiir denemeleri kitabıdır. El Mustafa adındaki bir kahinin 12 sene kaldığı Orphalese şehrinden ayrılıp evine gitmek üzereyken bir grup halk tarafından durdurulması ve ana kahraman ile halk arasında insanlık ve hayatın genel durumu hakkında geçen konuşmalar kitabın kendisini oluşturmaktadır. Cibran'ın bu kitapta El Mustafa isimli şahsa verdiği bu isimle peygamber Hz. Muhammed'i işaret ettiğini iddia edenler vardır. Fakat kitaptaki metinler çoğunlukla Matta'ya göre İncil'in 5. bölümünde yer alan İsa'nın Dağdaki Vaaz'ıyla içerik ve üslup açısından benzerlik ve paralellik gösterir. Yazarın İnsanoğlu İsa adlı kitabındaki çalışmalar da dikkate alınırsa El Mustafa'nın Meryemoğlu İsa Mesih olabileceği iddiaları daha da güç kazanmaktadır. Ermişin Bahçesi Halil Cibran'ın Ermiş kitabının devamı niteliğindedir. Türkçeye çevirisi R.Tanju Sirmen tarafından yapılmıştır. Yayın yılı 1999.
Halil Cibran Kitapları - Eserleri
- Ermiş
- Fırtınalar
- Ermişin Bahçesi
- Asi Ruhlar
- Kum ve Köpük
- Aforizmalar
- Vadinin Perileri
- Rüzgar Gülü
- Gönlün Sırları
- Bilgelik Kitabı
- Bütün Eserleri - 2
- Bütün Eserleri - 1
- İnsanlık Yalnızlığında Oturur
- Umutsuz Aşık
- Bilgelik ve Erdem
- Bir Gözyaşı ve Bir Tebessüm
- Mezarlar Ne Söyler?
- Haberci
- Aşk Mektupları
- Meczup
- Bir Ozanın Ölümü Onun Yaşamıdır
- Gezgin
- Kendimle Konuşmalar
- İnsanoğlu İsa
- Lazarus ve Sevgilisi
- Dost Mektupları
- Sevgili Ermiş
- Kabuklar ve Özler
- Yeryüzü Tanrıları
- Cibran Neden Evine Gidemedi?
- Ermiş - Gezgin
- Gece ile Sabah Arasında
- Usta'nın Sesi
- Derin Akıl ve Derin Yürek
- Bütün Eserleri
- Öz
- Kırık Kanatlar
- Musiki
- Sus Kalbim
- Ben Bir Sisim
- Kum ve Köpük - Avare
- Şeytan
- Seçme Eserleri
- Medcezir
- Cibran'ca 3: Şeytan - Deli
- Kafir Halil
- Reenkarnasyon Öyküleri
- Gavur Halil - Deli
- Felsefi Öyküler
- Halil Cibran Seti
- Bütün Şiirler ve Şiirsel Yazılar
- Şairin Ölümü Hayatıdır
- من به خوشبختی شما اهمیت می دهم
- Vadinin Perileri
Halil Cibran Alıntıları - Sözleri
- Binlerce ifadeye ev sahipliği yapan bir yüz de gördüm, kalıptan çıkmış gibi tek bir ifade barındıran yüz de. (Meczup)
- Biz çok ekeriz, biçtiğimiz ise hiçtir . (Vadinin Perileri)
- "Yalnızlığımın ötesinde başka bir yalnızlık var içimde ve orada oturan için benim tek başınalığım kalabalık bir pazar yeridir ve sessizliğim seslerin bir karmaşasıdır." (İnsanlık Yalnızlığında Oturur)
- Bunlar kelimelere dökülenlerdi. Fakat kalbindeki pek çok şey, söylenmemiş olarak kaldı. Çünkü en derin gizemini açıklayamazdı… (Ermiş - Gezgin)
- Fırtınalar ve karlar çiçekleri öldürebilir fakat çiçek tohumlarını öldüremezler. (Mezarlar Ne Söyler?)
- - Nereye ilkbaharım, nereye? (İnsanoğlu İsa)
- Dün, hayat dairesinde kararsızca dalgalanan bir zerreymişim gibi gelirdi bana. Oysa bugün, çok iyi biliyorum ki o dairenin kendisiyim. Ve düzenli zerreleriyle hayat, bütünüyle bende devinmektedir. (Ben Bir Sisim)
- Ve zaman da, tıpkı sevgi gibi bölünemez ve ölçülemez değil midir? (Derin Akıl ve Derin Yürek)
- “Bir kadını anlayabilecek veya bir dahiyi açıklayabilecek veya bilimin sırrını çözümleyebilecek biri işte o kişidir, güzel bir düşten uyanıp, bir kahvaltı sofrasına oturan.” (Kum ve Köpük)
- "Acılarınızın çoğu sizin tarafınızdan seçilmiştir." (Bilgelik Kitabı)
- Delillerimi dinleyin. Acımayın, fakat adaletli olun. Çünkü şefkat zayıf günahkarlar içindir. Adaletse masum insanların isteğidir. (Gavur Halil - Deli)
- Bu, ölümün pençeleri arasındayken hayata döndüğünü hisseden bir insanın, ümitsizliğe düştükten sonra ümitlenen kişinin bakışıydı. (Kafir Halil)
- Bizler bu dünyaya aşağılık birer sürgün olarak gelmedik. Aksine hayatın güzelliklerini, gizemlerini öğrenmek, ölümsüz evrensel ruha ibadet etmek ve bedenlerimizin sırlarını araştırmak için cahil birer çocuk olarak geldik. (Mezarlar Ne Söyler?)
- "Her birimizin bir yerlerde mutlaka dinlenecek bir yerleri olmalı, sevgili Mary. Benim ruhumun dinlenme yeri, içinde senin üzerine edindiğim bilginin yaşadığı güzel bir koruluk." (Sevgili Ermiş)
- Cehalet ise bir zencinin teninden daha siyahtır. Sizler,zulüm ve zorbalığa tamamen teslim olmuşsunuz. (Asi Ruhlar)
- Kimimiz mürekkep gibidir, kimimiz kâğıt. Bazımızın siyahlığı olmasa, beyazlık sağırlaşırdı. Ve bazımızın beyazlığı olmasa, siyahlık kör olurdu.. (Halil Cibran Seti)
- "Hatırlamada mesafeler yoktur; sadece farkında olmadan ne sesinin ne de gözlerinin daraltacağı bir uçurum vardır." (Bütün Eserleri - 1)
- Bilmez misin ki ruhun, hayalinde aşamayacağı hiçbir uzaklık yoktur? Ve bu uzaklığı aştığın zaman ruh bir uyuma kavuşur. (Ermişin Bahçesi)
- *İnsanın hayal gücü ile hedefledikleri arasında bir uçurum vardır. Ve bu uçurum ancak tutkuyla aşılabilir. (Bütün Eserleri - 1)
- " Ne kadar yaşam eder bu para! " (Rüzgar Gülü)