Ermişin Bahçesi - Halil Cibran Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Ermişin Bahçesi kimin eseri? Ermişin Bahçesi kitabının yazarı kimdir? Ermişin Bahçesi konusu ve anafikri nedir? Ermişin Bahçesi kitabı ne anlatıyor? Ermişin Bahçesi kitabının yazarı Halil Cibran kimdir? İşte Ermişin Bahçesi kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Halil Cibran
Çevirmen: Kenan Sarıalioğlu
Orijinal Adı: Le Jardin du Prophéte
Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9786053328926
Sayfa Sayısı: 56
Ermişin Bahçesi Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Altmışlı ve yetmişli yıllarda Batı Avrupa ve ABD gençliği arasında en yaygın okunan ve tartışılan yazarlardan biridir. Halil Cibran ve 1974'de "Ermiş"in, Aytunç Altındal tarafından Türkçe'ye kazandırılmasıyla ülkemizde de tanınmaya başladı ve ilgi gördü. Yaşadığı günlerde kitaplara egemenlerce, tehlikeli, ihtilalci ve gençliği zehirleyici bulunarak meydanlarda yakılmış, kendisi de Maonit Katolik Kilisesi'nce afaroz edilmiştir. Fakat Cibran, inançlarından ödün vermez ve şöyle der:
"Bunlar ve diğer öğretilenlerden söz edişim nedeniyledir ki cezaya çarptırılıp, sürgüne gönderildim ve kilise tarafından afaroz edildim... Geçirdiğim yıllarda hiçbir pişmanlığa kapılmış değilim. Gerçeği arayıp da acı çekmeye mahkumdur."
Ermiş'in Bahçesi, Cibran'ın ölümünden sonra yayımlanmıştır. Ermiş'in devamı sayılıyor. Bilge, "Ermiş"te Orphalese kentinden bindiği gemiden, yolculuğunu tamamlayarak bu kitapta iner.
(Tanıtım Bülteninden)
Cibran'ın en sevilen yapıtı Ermiş'in devamı olan Ermişin Bahçesi, yazarın ölümünden sonra, 1933'te yayımlandı. Ermiş'in sonunda on iki yılını geçirdiği Orphalese kentinden ayrılarak denize açılan El Mustafa, doğduğu adaya, annesiyle babasının ebedi uykularına daldıkları bahçeye döner. Uzun bir aradan sonra müritleriyle yeniden bir araya gelmiştir. Onlara ayrılıktan, yalnızlıktan, zamandan, insanla insanı, insanla doğayı birleştiren bağlardan söz eder. Sözlerinde mutlu ve aydınlık bir hayatın sırları gizlidir yine.
Ermişin Bahçesi Alıntıları - Sözleri
- Sessizliğinde bir savaş vardı.
- Ebedi ayrılıkları sırtlanmış zamanlar vardır. Ancak ayrılmak aklın yitip gitmesinden başka bir şey değildir. Belki de biz hiç ayrılmadık.
- Özlem, hele ki gurbet özlemiyse, saatleri, dakikaları saymak insanı çok yorar.
- Sessizliğinde bir savaş vardı.
- Kim seni sağır ve dikkatsiz yerine koyabilir, senin anlamadığın bir dille sana sesleniyorsa?
- “Niçin uzaklaştın hepimizden, yüzünün ışığında yaşayamaz mıydık?”
- Yalnızlık! Ne varmış bunda? Yalnız geldin ve yalnız geçeceksin sisin içinden.
- Ayrılığın sonsuzluğunu esir eden zamanlar vardır. Ama ayrılmak, hafızanın bitip tükenmesinden ibarettir. Kim bilir, belki de hiç ayrılmamışızdır.
- "Ben yalnızım, Efendim. Ve saatlerin darbeleri göğsümde ağır bir şekilde duyuluyor..."
- ....kalbiniz kırılabilir ama gene de sorgulayın.
- “Öyle bir an olur ki içinde binlerce senelik ayrılık gizlidir. Yine de her veda ediş, zihnin tükenmesinden kaynaklanan bir histen başka bir şey değildir. Biz belki de hiç ayrılmamışızdır.”
- Bilmez misin ki ruhun, hayalinde aşamayacağı hiçbir uzaklık yoktur? Ve bu uzaklığı aştığın zaman ruh bir uyuma kavuşur.
- " -- Efendim, çok yalnızım. Zaman, ayaklarıyla göğsüme hızla vuruyor. " " -- Yalnızlık! Ne var bunda yani? Bu dünyaya yalnız geldin ve yalnız gideceksin sisin içinde."
Ermişin Bahçesi İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Yazarın okuduğum ilk kitabı diğer kitaplarınıda okumayı düşünüyorum anlatımı gayet güzel sade anlatım tarzı var zaten bi oturuşta bitiyor kitap ders verir nitelikte hayatla ,evrenle ilgili güzel mesajlar veriyor el Mustafa adında ermiş var eski yaşadığı bahçesine geliyor ve burada arkadaşlara sohbet ediyor müridler sürekli ona sorular soruyor el Mustafa da cevaplıyor sorular ve cevaplar felsefeyle,dinle ve insanın tahammülü ne ulaşmasıyla alakalı Keyifle okudum:) (Hamdiye Karataş)
Halil Cibran'ın okuduğum ikinci eseri. İlk olarak Ermiş'i okumuş ve çok etkilenmiştim. Ermişin Bahçesi için onun devamı niteliğinde diyebiliriz. Başkahramanımız El Mustafa'nın seneler süren yolculuktan sonra anne babasının gömülü olduğu bahçeye geri dönüşünü, müritleriyle bir araya gelince onlara: varlığı, tanrıyı, insanlığı, hayatı ve birçok kavramı aktardığı hoş sohbetlere konuk oluyoruz. İlk eser kadar etkilenmesem de sevdiğimi rahatlıkla söyleyebilirim. Halil Cibran; kitaplarında hayata, insanlığa dair görüşlerini bizlere aktarırken ders niteliğinde mistikleriyle yaşamımıza dokunmaya çalışıyor. Kitabın kısa olması ve şık kapak tasarımı insanları büyülerken içinde geçen diyalogların okuyucuyu, yazara hayran bırakacağını düşünüyorum. Okuduğum bütün satırlar beni derinden etkiledi. Eseri okurken kelimeler arasında huzura eriştiğimi ve rahatladığımı hissettim. İlerleyen zamanlarda tekrar okumayı düşünüyorum. Çünkü her defasında yeni bir ders çıkarabileceğiniz kaliteli bir eser. Yazarımızın dili oldukça akıcı ve sade, bu da saatler içinde kitabın sonuna gelmeniz demek. Sonuna geldiğimde küçük bi burukluk hissettim. Herkes tarafından okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum. İyi okumalar (Muhammed Öğüt)
Kitabın Yazarı Halil Cibran Kimdir?
Cibran, 1883 yılında Osmanlı İmparatorluğu kontrolündeki Cebel-i Lübnan Mutasarrıflığı'nda Maruni bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Ailesi ve kardeşleriyle 1895'de ABD'ye göç etti. Annesi terzi olarak çalışırken Boston şehrinde bir okula başladı. Cibran'ın yaratıcılığını fark eden öğretmeni Cibran'ı fotoğrafçı ve yayıncı F. Holland Day'le tanıştırdı. Gibran, Beyrut'taki Collège de la Sagesse'e kaydolmak için on beş yaşında ailesi tarafından memleketine geri gönderildi.
1904'te, Cibran'ın çizimleri ilk kez Boston'daki Day's stüdyosunda sergilendi ve Arapça ilk kitabı 1905'te New York'ta yayımlandı. Cibran, yeni tanıştığı hayırsever Mary Haskell'in mali yardımıyla 1908'den 1910'a kadar Paris'te sanat okudu. Oradayken, Jön Türk Devrimi'nden sonra Osmanlı İmparatorluğu'nda isyanı destekleyen Suriyeli siyasi düşünürlerle tanıştı; Gibran'ın aynı fikirleri ve aynı zamanda antiklerikalizmi dile getiren bazı yazıları, sonunda Osmanlı yetkilileri tarafından yasaklanacaktı.
Eserleri ve düşünceleri dünya üzerinde geniş yankı uyandırdı. Şiirleri yirmiden fazla dile çevrilmiş olan Cibran aynı zamanda başarılı bir ressam idi. Resimlerinin bazıları günümüzde dünyanın birçok şehrinde sergilenmektedir.
Yaşamının yaklaşık son yirmi yılını ABD'de geçiren yazar, ölümüne kadar kaldığı bu ülkede eserlerini İngilizce yazmıştır.
Halil Cibran'ın en ünlü eserlerinden biri olan ve ilk kez 1923 yılında basılan Nebi adlı eseri, toplam 26 adet şiirden oluşan bir karma şiir denemeleri kitabıdır. El Mustafa adındaki bir kahinin 12 sene kaldığı Orphalese şehrinden ayrılıp evine gitmek üzereyken bir grup halk tarafından durdurulması ve ana kahraman ile halk arasında insanlık ve hayatın genel durumu hakkında geçen konuşmalar kitabın kendisini oluşturmaktadır. Cibran'ın bu kitapta El Mustafa isimli şahsa verdiği bu isimle peygamber Hz. Muhammed'i işaret ettiğini iddia edenler vardır. Fakat kitaptaki metinler çoğunlukla Matta'ya göre İncil'in 5. bölümünde yer alan İsa'nın Dağdaki Vaaz'ıyla içerik ve üslup açısından benzerlik ve paralellik gösterir. Yazarın İnsanoğlu İsa adlı kitabındaki çalışmalar da dikkate alınırsa El Mustafa'nın Meryemoğlu İsa Mesih olabileceği iddiaları daha da güç kazanmaktadır. Ermişin Bahçesi Halil Cibran'ın Ermiş kitabının devamı niteliğindedir. Türkçeye çevirisi R.Tanju Sirmen tarafından yapılmıştır. Yayın yılı 1999.
Halil Cibran Kitapları - Eserleri
- Ermiş
- Fırtınalar
- Ermişin Bahçesi
- Asi Ruhlar
- Kum ve Köpük
- Aforizmalar
- Vadinin Perileri
- Rüzgar Gülü
- Gönlün Sırları
- Bilgelik Kitabı
- Bütün Eserleri - 2
- Bütün Eserleri - 1
- İnsanlık Yalnızlığında Oturur
- Umutsuz Aşık
- Bilgelik ve Erdem
- Bir Gözyaşı ve Bir Tebessüm
- Mezarlar Ne Söyler?
- Haberci
- Aşk Mektupları
- Meczup
- Bir Ozanın Ölümü Onun Yaşamıdır
- Gezgin
- Kendimle Konuşmalar
- İnsanoğlu İsa
- Lazarus ve Sevgilisi
- Dost Mektupları
- Sevgili Ermiş
- Kabuklar ve Özler
- Yeryüzü Tanrıları
- Cibran Neden Evine Gidemedi?
- Ermiş - Gezgin
- Gece ile Sabah Arasında
- Usta'nın Sesi
- Derin Akıl ve Derin Yürek
- Bütün Eserleri
- Öz
- Kırık Kanatlar
- Musiki
- Sus Kalbim
- Ben Bir Sisim
- Kum ve Köpük - Avare
- Şeytan
- Seçme Eserleri
- Medcezir
- Cibran'ca 3: Şeytan - Deli
- Kafir Halil
- Reenkarnasyon Öyküleri
- Gavur Halil - Deli
- Felsefi Öyküler
- Halil Cibran Seti
- Bütün Şiirler ve Şiirsel Yazılar
- Şairin Ölümü Hayatıdır
- من به خوشبختی شما اهمیت می دهم
- Vadinin Perileri
Halil Cibran Alıntıları - Sözleri
- Binlerce ifadeye ev sahipliği yapan bir yüz de gördüm, kalıptan çıkmış gibi tek bir ifade barındıran yüz de. (Meczup)
- Biz çok ekeriz, biçtiğimiz ise hiçtir . (Vadinin Perileri)
- "Yalnızlığımın ötesinde başka bir yalnızlık var içimde ve orada oturan için benim tek başınalığım kalabalık bir pazar yeridir ve sessizliğim seslerin bir karmaşasıdır." (İnsanlık Yalnızlığında Oturur)
- Bunlar kelimelere dökülenlerdi. Fakat kalbindeki pek çok şey, söylenmemiş olarak kaldı. Çünkü en derin gizemini açıklayamazdı… (Ermiş - Gezgin)
- Fırtınalar ve karlar çiçekleri öldürebilir fakat çiçek tohumlarını öldüremezler. (Mezarlar Ne Söyler?)
- - Nereye ilkbaharım, nereye? (İnsanoğlu İsa)
- Dün, hayat dairesinde kararsızca dalgalanan bir zerreymişim gibi gelirdi bana. Oysa bugün, çok iyi biliyorum ki o dairenin kendisiyim. Ve düzenli zerreleriyle hayat, bütünüyle bende devinmektedir. (Ben Bir Sisim)
- Ve zaman da, tıpkı sevgi gibi bölünemez ve ölçülemez değil midir? (Derin Akıl ve Derin Yürek)
- “Bir kadını anlayabilecek veya bir dahiyi açıklayabilecek veya bilimin sırrını çözümleyebilecek biri işte o kişidir, güzel bir düşten uyanıp, bir kahvaltı sofrasına oturan.” (Kum ve Köpük)
- "Acılarınızın çoğu sizin tarafınızdan seçilmiştir." (Bilgelik Kitabı)
- Delillerimi dinleyin. Acımayın, fakat adaletli olun. Çünkü şefkat zayıf günahkarlar içindir. Adaletse masum insanların isteğidir. (Gavur Halil - Deli)
- Bu, ölümün pençeleri arasındayken hayata döndüğünü hisseden bir insanın, ümitsizliğe düştükten sonra ümitlenen kişinin bakışıydı. (Kafir Halil)
- Bizler bu dünyaya aşağılık birer sürgün olarak gelmedik. Aksine hayatın güzelliklerini, gizemlerini öğrenmek, ölümsüz evrensel ruha ibadet etmek ve bedenlerimizin sırlarını araştırmak için cahil birer çocuk olarak geldik. (Mezarlar Ne Söyler?)
- "Her birimizin bir yerlerde mutlaka dinlenecek bir yerleri olmalı, sevgili Mary. Benim ruhumun dinlenme yeri, içinde senin üzerine edindiğim bilginin yaşadığı güzel bir koruluk." (Sevgili Ermiş)
- Cehalet ise bir zencinin teninden daha siyahtır. Sizler,zulüm ve zorbalığa tamamen teslim olmuşsunuz. (Asi Ruhlar)
- Kimimiz mürekkep gibidir, kimimiz kâğıt. Bazımızın siyahlığı olmasa, beyazlık sağırlaşırdı. Ve bazımızın beyazlığı olmasa, siyahlık kör olurdu.. (Halil Cibran Seti)
- "Hatırlamada mesafeler yoktur; sadece farkında olmadan ne sesinin ne de gözlerinin daraltacağı bir uçurum vardır." (Bütün Eserleri - 1)
- Bilmez misin ki ruhun, hayalinde aşamayacağı hiçbir uzaklık yoktur? Ve bu uzaklığı aştığın zaman ruh bir uyuma kavuşur. (Ermişin Bahçesi)
- *İnsanın hayal gücü ile hedefledikleri arasında bir uçurum vardır. Ve bu uçurum ancak tutkuyla aşılabilir. (Bütün Eserleri - 1)
- " Ne kadar yaşam eder bu para! " (Rüzgar Gülü)