diorex
life

Gece Geçen Serseriler - Jack London Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Gece Geçen Serseriler kimin eseri? Gece Geçen Serseriler kitabının yazarı kimdir? Gece Geçen Serseriler konusu ve anafikri nedir? Gece Geçen Serseriler kitabı ne anlatıyor? Gece Geçen Serseriler kitabının yazarı Jack London kimdir? İşte Gece Geçen Serseriler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 21.02.2022 14:00
Gece Geçen Serseriler - Jack London Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Jack London

Yayın Evi: Cem Yayınevi

İSBN: 9789754066784

Sayfa Sayısı: 111

Gece Geçen Serseriler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Gecenin yarısında, cepte beş para yokken, buz gibi bir havada yabancı bir kentte yatacak yer bulmak hiç de kolay bir iş değildi. İsveçli meteliksizdi. Benim bütün varım yoğum iki adet on sentlik ve bir adet beş sentlikten ibaretti. Kentteki bazı delikanlılardan biranın beş sente satıldığını, meyhanelerin sabaha kadar açık olduğunu öğrendik. Bu durum arayıp da bulamadığımız şeydi. İki bardak bira on sent eder, sıcak bir soba, sandalye de olunca gel keyfim gel! Sabaha kadar birer bira parasına uyuyabilirdik. Omuzlarımız dik, gördüğümüz bir meyhanenin ışığına doğru yöneldik; kar ayaklarimızın altında gıcırdıyor, buz gibi bir rüzgar inceden inceye içimize işliyordu."

Jack London adıyla bilinen John Griffith Chaney (1876-1916), San Francisco'da doğdu. Düzgün bir eğitim alamadı, kendi kendisini yetiştirdi. Yollarda serserilik etti, hapse girdi. Alaska'ya altın aramaya gitti, planlarını kendi çizdiği teknesiyle okyanuslan dolaştı. Binbir serüven peşinde sürdürdüğü yaşamını çok genç yaşta yitirdi.

Derlemeye adını veren Gece Geçen Serseriler London'un yaşamının gezgin serseri olarak geçirdiği dönemini gözler önüne sererken Dok İşçisi Dan Cullen ve Bir Kalem Pirzola hikayelerinde London'un keskin, eleştirel bakışına tanık oluruz. Beyaz Sessizlik altın arayıcısı olarak Alaska yıllarının, Güneşin Oğllu ise gemicilik yıllarının birikimini yansıtmaktadır.

Gece Geçen Serseriler Alıntıları - Sözleri

  • "hayat ihtişamlı yürümez hummalı sokakların alanıdır"
  • Arkadaşının acısından daha kötü olan kadının yüzündeki sessiz ıstıraptı. O an bu yüzde hem umutlu hem de umutsuz bir sorgulayışın karmaşık ifadesi okunuyordu.
  • " Akıllı olduğu halde yenilgi içinde ölen insan, ben gerçek tragedya diye buna derim. "
  • Hele geceleri battaniyesiz geçirmek yok mu, işte onu ancak çeken bilir.
  • "Akıllı olduğu halde yenilgi içinde ölen insan,ben gerçek tragedya diye buna derim."
  • Akıllı olduğu halde yenilgi içinde ölen insan, ben gerçek tragedya diye buna derim.
  • Hah, rüzgar da yavaştan esmeye başladı.
  • Denizci jack ve Kunturlu yelken Jack
  • Seksen dört tane iri kıyım serseri sere serpe uzandığı zaman oldukça yer kaplıyordu üstlrine bastığım adamlar kızdılar altımda gövdeleri deniz dalgaları gibi kabardı ve beni elimde olmaksızın ileri doğru hareket ettirdi öfke arttı ister istemez başka adamlarında üstüne bastım ayaklarım yerden kesildi aniden yere oturdum ne yazıkkibirinin başına oturmuşum adam bir anda ileri geri dizlerinin üstüne kalktı aynı kendimi havada buldum her havalanan nesle gibi yere inmek zorundadır nitekim bende indim indimde başka birini kafasının üstüne top gibi bir ucdan bir uca gidyordum ve sonunda sağlam kalan bir saman bir yer buluncaya kadar bu seksendört serseri harmanımı savurdular ve sonunda bu neşeli kalabalık içine kabul edildim.
  • denizci jack ve lsveçli serseri o geceyi bir elektrik üretim merkezinde kazanların üstünde uyuyarak geçirdik. o pasıyonu nasıl bulduk hatırlamıyorum. hani atlar nasıl sulaklarda dogru gider posta güvercinleri nasıl gerçek yuvasına yönelirse bizde öyle içgüdüselerimizle dosdoğru oraya yönelmişiz.ama hiç olmayn bir gece gecirdik bizden önce bir düzüne serseri kazanların üstüne yatmıştı ve bu yüzden sıcak daha daha coğalmıştı terlemiş ve susamıştım ve su dıye ınledım ve kazancı adam bana dişarısını işaret ederek ileride nehir olduğunu söyledi karanlıkla nehri ararken iki üç kere su birikitisine düştüm yarı donmuş bir halde geri döndüm
  • "Akıllı olduğu halde yenilgi içinde ölen insan, ben gerçek tragedya diye buna derim."
  • Hayat ihtişamla yürümez hummalı sokakların alanıdır. Thomas ashe
  • barmen burnu yaralılar dıye bağırarak bardan çıkmalarını ister. ama bizim brunumuz sağlamdı o günden buyana dünyanın bir çok yerini gördüm .yanacı ülkeler gezdim yabancı insanlar arasında dolaştım pek çok kitap karıştırdım okul sırlaaırnda dırsek cürüttümma abügüne kadar uzun uzun düşündüğüm halde wyominh eyaletınnin evanston kentınde o barmenin bilmecemsi anlmı br türlü çıkaramadımçünkü burnumuz sapasağlamdı.
  • Serserilerin en hoşlandıkları yöntem takma adlarını çıktıkları kente dayandırmaktır.örneğin newyorklu Tommy .Pacisif Slim. buffalo simity ,canyon tim
  • Denizci Jack Ve İsveçli Serseri Baatınıyenın olmadığı gibi içimize işlemiş yağmurdan sılırsıklam giysilermizle uyumaya çalışıyorduk ben içk tezgahının kıvrıldım.isveçlide masanın altına kıvrıldım işveçlide masanın altına ama döşmenin deliklerinden gelen yarıklarından giren soğuk yüzünden uyumak olanaksızdı bulundğumuz yerde gün bir an önce ışısın diye dua ederek titreyerek duruyorduk kendi hesabıma ben öyle titredimki artık titreyemez oldum her yanım dehşetli ağrılar içindeydi isveçli homurdanıyor bir daha mı bir daha tövbe diye mırıldandı ve bu sözü durmadan tekrarladı sonunda hava aydınlandı yoğun sis ve soğunun içinde yola koyulmaya çalıştık ama düşe kalkla isveçli serseri serseriliğe töbe bir daha durdu yeniden konuşmaya başladığında sesi kesin kararını destekler gibi güç kazanmış daha kalınlaştı serseriliğe tövbe bir daha bir iş bulacağım kendime sende öyle yapsan iyi edersin dostum böyle geceler insanı romatizma yapar elimi sıktı hoşçakal serseri dedi.

Gece Geçen Serseriler İncelemesi - Şahsi Yorumlar

JACK LONDON _ GECE GEÇEN SERSERİLER _ ÇOK HARİKA BİR HİKAYE: Dünyaca ünlü amerikalı efsane çok harika yazar Jack Londonun Gece Geçen Serseriler İsimli Gerçek hayatından derlediği çok harika hikayelerden oluşuyor. Özelikle Gece Geçen Serseriler adlı hikayesi çok harikaydı harika bir film seyreder gibi okudum hikayeyi jack london serserlik yaptığı yılları yazdığı hikaye gerçekten çok mükemmeldi Denizci Jack lakaplı jack london kendıne serserilerin kralıyım der ve kendı gibi gördüğü kuntura yelken jack ısım serserıyle bır türlü tanışamaz isveçli isimli serseriyle sıkı arkadaş olurlar özelilikle isveçli isimli serseri arkadaşıyla birlikte yaşadığı olaylar hem gerçek hayatın ne kadar acımasız olduğunu anlatıyor yer yer çok komık durumlarınıda yazar harika anlatmış. Serserliğin en uç yaşanıcak olaylarını aktarmış bir serseri uzmanı :)) şimdiye kadar okuduğum en güzel hikayelerde yerine alan bir hikaye oldu gerçek hayatını bu kadar güzel edebileştiren bir yazar gerçekten azdır anllatım dili ve yazıya hakimiyeti anlamak istediği hakimiyeti ve yeteneğiyle çok harika bir yazar jack london bu hikayesindende öbür hikayelerindende gördüğüm jack london yolsulluktan kurtulmak için okulu bırrakıp gezgin bir serseri olarak serüvenlere genç yaşta başlamıştır , maceracı serüvenci ve cesaretlı biri olduğu kesin yaşamın zorluğuna bazen katlamasada yoluna devam etmıştır zaten böyle bir hikayeyi yaşamadan yazamazsınız imkansız jack london anlatım tarzı o kadar akıcı etkileyiciki hıc sıkılmadan okuğum kitaplardan biriydi hayatı maddi zorluklarla geçmiş ve okuduğu universitiden maddi zorluklar yüzünden ayrılmış biri böyle çok harika bir yazar olabiliyor yanı yazarlık çok okul okumakla olucak birşey değil bu bir ruh ve yetenek işi bu bağlamda Jack London son derece mükemmel bir yazar .toplam beş hikayeden oluşan kitap 1 dok işicisi dan cullen 2 gece geçen serseriler 3 güneşin oğlu 4 bir kalem pirzola 4 beyaz sessizlik . kesinlikle okuması gereken çok harika bir kitap. Ayrıca bu kitaba 10 puan bile az :))) ___Dok işcisi dan Cullen___ Hayat ihtişamla yürümez hummalı sokakların alanıdır. Thomas ashe Kimseye yaranmak için yaktaklanmamış ustalarının etkisinde kalmamış kendi yaşamını yaşamış inandığı kavgada sonuna deng dövüşmesini bilmişti. Dok işcisi cullen masanın üzerinde walter besant'ın romanları duruyordu shakespeare iyi bildiği tarih sosyoloji ve ekonomi okudğunu söylediler. şimdi haksızlığı yeteri kadar yenemeden son nefesini veriyordu bu yoksul yatağında kuşku dolu ve karamsar olarak akıllı olduğu halde yenilgi içinde ölen insan ben gerçek tragedya diye buna derim . Gece Geçen Serseriler Serserilik günlerimde yüzlerce serseriyle karşılaşmışımdır.yüzlercesiyle sohbet etmişimdir. bunlarla birlikte hır çıkarmış bunlarla tıkınmış bunlarla birlikte yük katarlarına atlamış yada evlerin kapılarını çalarak yiyecek dilenmiş yine bunlarla birlikte trenleri durdurmuşumdur.Ancak bunlar gelip geçmiştir bir daha görünmemişlerdir. Gece Geçen Serseriler denizci jack ve kuntura yelkenli jack Ben bir kuyruklu yıldız serserilerin kralı idim oda öyle gururum ve söhretim nedeniyle onu yakalamalıydım ama yınede önünden geçtiği yerlerde bazı serserilende benim hakkımda denizci jack hakkında sorular sorduğunu öğrendim.bir araya gelebilsek mükemmel bir çift olurduk ama bir türlü bir araya gelemedik kuntura yelken jacj ile denizci jack ah be bir kaşılaşabilsekdik onunla Gece Geçen Serseriler denizci jack ve kuntura yelkenli jack Hatta insanın burnunun dipinden hortlak gibi gelip geçen hiç görünmeyen serserilerde vardı işte sonuncularından bir tanesi olarak belirticeğim bir tanesi kanadanın bir ucundan öbür ucuna kadar kovaladım beşbinkilometerelik demirboyu boyunca yinede bir kere yüzünü göremedim takma adı Kuntura yelken jack Kazanların üzerİnde yatıp en az 20 30 serserinni yattığı kazanlara ısınmak ıcın gıdeler bu severde cok sıcaktan terleyip su diye inleyen denizci jack su bulmak için karanlıklta nehri aramaya koyulurken ıkı defa su birintisine dusüp donarak geri gelir :))))buzlarım cözülünce susuzluğum bir kat daha artı :))) ve kazanın üstünde bütün serserliler inim inim inleyip kıvranıyordu biz zavallı ruhları cehennemin ateşinde kavruluyorduk kazancı olarak o cehennem zebanisi bize sadece dışarının soğunda donma seceneğini bırakıyordu.İsveçli doğrulup oturdu kendisini serseliğe iten ve dolasıyla bunca acı ve işkenceye katlanmak üzere bırakn insanoğlunun macera hırsına lanet okudu Gece Geçen Serseriler denizci jack ve lsveçli serseri o geceyi bir elektrik üretim merkezinde kazanların üstünde uyuyarak geçirdik. o pasıyonu nasıl bulduk hatırlamıyorum. hani atlar nasıl sulaklarda dogru gider posta güvercinleri nasıl gerçek yuvasına yönelirse bizde öyle içgüdüselerimizle dosdoğru oraya yönelmişiz.ama hiç olmayn bir gece gecirdik bizden önce bir düzüne serseri kazanların üstüne yatmıştı ve bu yüzden sıcak daha daha coğalmıştı terlemiş ve susamıştım ve su dıye ınledım ve kazancı adam bana dişarısını işaret ederek ileride nehir olduğunu söyledi karanlıkla nehri ararken iki üç kere su birikitisine düştüm yarı donmuş bir halde geri döndüm Gece Geçen Serseriler barmen burnu yaralılar dıye bağırarak bardan çıkmalarını ister. ama bizim brunumuz sağlamdı o günden buyana dünyanın bir çok yerini gördüm .yanacı ülkeler gezdim yabancı insanlar arasında dolaştım pek çok kitap karıştırdım okul sırlaaırnda dırsek cürüttümma abügüne kadar uzun uzun düşündüğüm halde wyominh eyaletınnin evanston kentınde o barmenin bilmecemsi anlmı br türlü çıkaramadımçünkü burnumuz sapasağlamdı. Denizci Jack Ve İsveçli Serseri İsveçli serseri serseriliğe töbe bir daha durdu yeniden konuşmaya başladığında sesi kesin kararını destekler gibi güç kazanmış daha kalınlaştı serseriliğe tövbe bir daha bir iş bulacağım kendime sende öyle yapsan iyi edersin dostum böyle geceler insanı romatizma yapar elimi sıktı hoşçakal serseri dedi. elimi sıktı hoşçakal serseri dedi güle güle serseri dedim :biraz sonra sis ikimizi yutarak ayırdı birbirmizden onunla son görüşmemiz oldu bu ama buradan sana sesleniyorum isveçli her nerede isen aradığın işi bulmuşsundur umarım. Arka Kapak yazısı "Gecenin yarısında, cepte beş para yokken, buz gibi bir havada yabancı bir kentte yatacak yer bulmak hiç de kolay bir is değildi. İsveçli meteliksizdi. Benim bütün varım yoğum iki adet on sentlik ve bir adet bes sentlikten ibaretti. Kentteki bazı delikanlılardan biranın bes sente satıldığını. meyhanelerin sabaha kadar açık olduğunu öğrendik. Bu durum arayip da bulamadığımız seydi. Iki bardak bira on sent eder, sıcak bir soba, sandalye de olunca gel keyfim gel! Sabaha kadar birer bira parasına uyuyabilirdik. Omuzlarimız dik, gördüğümüz bir meyhanenin ısığına doğru yöneldik; kar ayaklarımızın altında gıcırdıyor, buz gibi bir rüzgâr inceden inceye icimize işliyordu." Jack London adıyla bilinen John Griffith Chaney (1876-1916), San Francisco'da doğdu. Düzgün bir eğitim alamadı, kendi kendisini yetistirdi. Yollarda serserilik etti, hapse girdi. Alaska'ya altın aramaya gitti, planIarını kendi çizdiği teknesiyle okyanusları dolasti. Binbir serüven pesinde sürdürdüğü yaşamını çok genç yaşta yitirdi. Derlemeye adını veren Gece Geçen Serseriler London'un yaşamının gezgin serseri olarak geçirdiği dönemini gözler önüne sererken Dok Iscisi Dan Cullen ve Bir Kalem Pirzola hikâyelerinde London'un keskin. elestirel bakışına tanık oluruz. Beyaz Sessizlik altın arayıcısı olarak Alaska yıllarının, Güneşin Oğlu ise gemicilik yıllarının birikimini yansıtmaktadır. (Murat Tosun)

Kitabın ortasına gelindiğinde terk edilen ilk başlardı konuyu kitabın sonuna kadar aramıyor, belki de hiç hatırlamıyorsunuz. Ortalarda gelişen olayları okurken de " Gerçekten, nereye varacak bu olay? " diye düşünmeye, hatta belki sıkılmaya başlıyorsunuz. Ta ki son cümlede geçen yalnızca üç kelimeye kadar : " Namıdiğer Kundura Jack" İşte bu üç kelime, tüm kitabı anlamanıza ve düşünmenize neden oluyor, duygulandırıyor. Öykünün Jack London'ın hayatından çıkmasını sonradan öğrenince kitaptan aldığım duygunun perçinlendiğini de eklemeliyim. (Samet)

Jack London, bu kısa hikâyelerle bile insanın içinde bir yarım kalma ve ağlama hissi, bir buruk, ezik oluşturmayı başarıyor. O birkaç sayfacık hikâyelerin kahramanları sizinle tanışıp kendilerini sevdiriyorlar. Ve başlarına gelen olayların olağanlığı ve yıkıcılığı.... Ahhhhhhhh....... (Reyhan)

Kitabın Yazarı Jack London Kimdir?

12 Ocak 1876’da San Francisco’da doğdu. Gerçek adı John Griffith Chaney’dir. Evlilik dışı bir çocuk olarak dünyaya gelen Jack London, soyadını, henüz sekiz aylıkken annesinin evlendiği John London adlı savaş gazisinden aldı. Maddi sıkıntılar nedeniyle küçük yaşta okulu bırakıp gazete satıcılığı, tayfalık, balıkçılık, istiridye korsanlığı, gazetecilik, sahil koruma devriyeliği gibi çeşitli işlerde çalıştı ve Amerikan işçi sınıfını tanıdı. 1894’te serserilik suçlamasıyla otuz gün hapis yattı. Hapisten çıktıktan sonra hayatını değiştirmek arzusuyla liseye kayıt yaptırdı. Lise öğrenimini bir senede tamamlayarak 1896 yılında Kaliforniya Üniversitesi’ne girdi. Bir dönem okuyabildiği üniversiteden maddi zorluklar sebebiyle ayrıldı. 1897’de Klondike bölgesinde altın arayanlara katıldı ama bir yıl sonra yine yoksul ve işsiz olarak geri döndü. Yoğun bir çalışma programı hazırlayarak şansını yazarlıkta denemeye karar verdi. Soneler, baladlar, nükteli fıkralar, anekdotlar, korku ve serüven öyküleri yazmaya başladı. 1909’da yazdığı Martin Eden bu dönemi yansıtması bakımından otobiyografik izler taşır. İlk kitabı Kurt Dölü (1900) büyük ilgiyle karşılandı. Aynı yıl Elisabeth Maddern ile evlendi ve bu evlilikten iki kızı oldu. Ancak bu beraberlik uzun ömürlü olmadı ve 1904’te sona erdi. Charmian Kittredge ile ikinci evliliğin ardından 1916’da Kaliforniaya’daki çiftliğinde hayatını kaybetti. London yazarlık kariyeri boyunca elliye yakın kitap yazdı ve döneminin en çok okunan yazarlarından biri oldu. Yazdıkları, yaşadıkları etrafında şekillenmiş, sosyalizmin de etkisiyle toplumcu bir dünya görüşüne ulaşmıştır. Başlıca eserleri arasında Beyaz Diş, Martin Eden, Uçurum İnsanları, Vahşetin Çağrısı yer alır.

Jack London Kitapları - Eserleri

  • Beyaz Diş
  • John Barleycorn
  • Martin Eden
  • Demir Ökçe
  • Ay Vadisi
  • Demiryolu Serserileri

  • Vahşetin Çağrısı
  • Deniz Kurdu
  • Uçurum İnsanları
  • Alın Teri
  • Şampiyon
  • Dehşet Ülkesi
  • Güneşin Oğlu

  • Yanan Günışığı
  • Kız, Kar ve Kan
  • Düş Ülkelerine Yolculuk
  • Sevginin Katıksızı
  • Tanrılar ve Köpekler
  • Suikast Bürosu
  • Kurt Dölü

  • Denizin Çağrısı
  • Midas'ın Müritleri
  • Yıldız Gezgini
  • Ölüme Boyun Eğmeyen Adam
  • Ataların Tanrısı
  • Beyaz Sessizlik
  • Can Yoldaşı

  • Devrim
  • Dönek
  • Gece Doğan
  • Halk Avcısı
  • İnsanın Sadakati
  • Meksikalı
  • San Fransisco'nun Güneyi

  • Sınıf Farkı
  • Makaloa Hasırı Üzerinde
  • Bana Göre Hayatın Anlamı
  • Hawaii Öyküleri
  • Büyük Serüven
  • Kurt Kanı
  • Yakalanış

  • Öyküler
  • Uzak Diyarlarda
  • Bir Kuzey Macerası
  • Gece Geçen Serseriler
  • Gemide İsyan
  • Geleceğin Hikayeleri
  • Beyaz Cehennem

  • Büyük Evin Küçük Hanımefendisi
  • Beyaz Diş - Madam Bovary
  • Şafak Kızı
  • Beyaz Diş - Esrarlı Ada
  • Yumruk
  • Buzun Çocukları
  • Bin Düzine Yumurta

  • Adem'den Önce
  • Oyun
  • Ateş Yakmak
  • Acemi Gece
  • Vahşetin Çağrısı (Çizgi Roman)
  • Kumarbazlar Cenneti
  • Vahşetin Çağrısı - Beyaz Diş

  • Ateş Yakmak
  • Hayatın Kanunu
  • Demir Yolu Çocukları
  • Kızıl Veba
  • Büyük Sorgu
  • Mapuhi’nin Evi
  • Ölümcül Dalgalar

  • Kadın Denen Mucize
  • İlk Savaş, İlk Zafer
  • İnsanlığın Sürüklenişi
  • Kepaze
  • Çinago
  • Bütün Dünyanın Düşmanı
  • Alice Ruhunu Açınca

  • Kahekili’nin Kemikleri
  • Dağ Adamı
  • Bir Dilim Biftek
  • Kırmızı
  • Tek Özgürlüğüm
  • Güneşe Doğru
  • Lost Face And Other Stories

  • Theft
  • Tom Pomplun
  • Kaval Kemikleri

Jack London Alıntıları - Sözleri

  • “Sanki kendimin dışında durmuş da kuşkuyla kendime bakıyor gibiydim.” (Deniz Kurdu)
  • Henüz çıldırmadım ama çıldırmaya başladığım zaman beni görün;))) (Büyük Evin Küçük Hanımefendisi)
  • Yaşlılık zamanlarımızda dine ihtiyaç duyarız Alice. Din bizi yumuşatır, diğer insanların zayıflıklarına, özellikle de nerede sabah orada akşam hovardalık ettikleri ve ne yaptıklarını bilmedikleri gençlik zamanlarında gösterdikleri zayıflıklara karşı daha hoşgörülü ve affedici olmamızı sağlar. (Alice Ruhunu Açınca)
  • Ömrüm boyunca gövdemle hayvan gibi çalıştım ve ne kadar çok çalıştıysam çukurun dibine o kadar fazla yaklaştım. (Tom Pomplun)
  • °• İnsan her zaman hayattan talep ettiğinin daha azını alır . (Uçurum İnsanları)
  • Dünyaya egemen olan kanunu iyi biliyordu: zayıflar ezilir, güçlülere itaat edilirdi. (Beyaz Diş)

  • “Bana o gözleriyle bir dakika içinde, bin yılda kitaplarda okuyabileceğimden daha çok şey söylüyordu.” (Büyük Sorgu)
  • Bundan şu çıkıyordu ki bir kişi dostluğun d'sini bile bilmez ama soylu biri olabilir! (Uzak Diyarlarda)
  • İnsanlar neden şarap içer, at biner, aktristleri tutar, papaz ya da kitap kurdu olur? Öyle isterler de ondan. İşte sana cevap. Hepimiz, elimizdeyse, hoşlandığımız şeyleri yapmak isteriz, elde edelim etmeyelim, istediğimiz şeylerin peşinden koşarız. (Sevginin Katıksızı)
  • Güneş her sabah doğar. (Makaloa Hasırı Üzerinde)
  • Korkak olduğu için, zorbalığı da korkaklığıyla uyumluydu. (Can Yoldaşı)
  • Derler ki, bu aşk hayattan bile daha kıymetliymiş, aşık olanlar böyle söyler. Bir kadın ya da erkek, birini dünyadaki herkesten daha fazla severse, o zaman aşık olduğunu anlar. Böyle denir ama kelimelerle açıklamak fazlasıyla zor. Sadece bilirsin işte, o kadar. (Kadın Denen Mucize)
  • “Kalbimde sana duyduğum hisler yıldızlar kadar parlak ve çok, bunu ifade edebilecek bir dil yok. Sana nasıl anlatabilirim ki? Oradalar... Görüyor musun?" (Kadın Denen Mucize)

  • Tekdüzelikten uzak olması belki de serseri yaşantısının en güzel yanıdır. Topluluklar hâlinde yaşayan serserilerin ülkesinde, yaşamın yüzü sık sık biçim değistirir. (Demir Yolu Çocukları)
  • Yaşamaktan mutluyum, kendi akıl ve gücümden mutluyum, işleri yapmaktan mutluyum, kendim için yapmaktan. Bundan başka yaşamak için bir neden olabilir mi? Kendimden ve yaptığım işlerden keyif almayacaksam, neden yaşayayım? (Buzun Çocukları)
  • “Aramızda küçük bir tartışma yaşadık ve yapabileceğimiz en iyi şey, bunun bu kadarla kalmasını sağlamak.” (Vahşetin Çağrısı (Çizgi Roman))
  • Kötü olan iyi olanı bozar, her şey birlikte iltihaplanır. (Uçurum İnsanları)
  • Bugün n'oluyor, ilkokuldan sonra ortaokul, lise, sonra üniversite, sonra ya memur oluyoruz ya doktor moktor, bildiğimiz serüvenleri de sadece kitaplardan öğreniyoruz. (İlk Savaş, İlk Zafer)
  • Hayat hayal kırıklıklarıyla dolu ve öyle olmalı zaten. En tatlı et kıtlıktan sonra gelen ve en yumuşak yatak da zor bir avdan sonra yatılandır. (İnsanın Sadakati)
  • Kazanılacak bir oyun gibi gördükleri şeyi yıllarca oynayan insanları izledim. Sonunda kaybettiler... (Dönek)

Yorum Yaz