Hallac - Annemarie Schimmel Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Hallac kimin eseri? Hallac kitabının yazarı kimdir? Hallac konusu ve anafikri nedir? Hallac kitabı ne anlatıyor? Hallac PDF indirme linki var mı? Hallac kitabının yazarı Annemarie Schimmel kimdir? İşte Hallac kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Annemarie Schimmel
Çevirmen: G. Ahmetcan Asena
Yayın Evi: Pan Yayıncılık
İSBN: 9789944396943
Sayfa Sayısı: 120
Hallac Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
922 yılında Bağdat'ta devrin halife ve ulemasının ortak kararıyla şehit edilen Hallac, o günden bugüne, bir efsane olarak hem halkın arasında dilden dile dolaşmakta, hem saray şairlerinin hem de halk ozanlarının eserlerinde varlığını sürdürmektedir. Doğu'da ve Batı'da hiçbir İslam mutasavvıfı onun kadar aksiseda bulmamıştır. Hallac'ı bilen herkes onun cezbe halinde söylediği meşhur "Ene'l-Hakk" (Ben Yaratıcı Hakikatim) sözünü de bilir. Vahdet-i vücudu yaşayan birinin, içten gelen haykırışı olan bu söz yanlış anlaşılmış, onun "Ben Tanrı'yım" dediğini sananlar dinlerini korumak adına ona düşman olmuşlardır. Oysa Hallac'ı Ahmed Yesevi'nin, Mevlânâ Celâleddin Rumî'nin gözünden görmek gerekir. Onlara göre Hallac rahmete ve kurtuluşa ermiş bir âlimdi. Hallac, varlığını İslam'ın mutlak tek Tanrı inancına adayan bir dervişti. O bütün varlığıyla buna tanıklık etmek istiyordu; bunun için de bilinçli olarak her türlü çileyi sineye çekiyordu.
Hallac Alıntıları - Sözleri
- Bedenleşen ruhun hayat denizinden ıslanmadan çıkması mümkün mü?
- " Aşktan daha latif hiçbir şey yoktur ve kavramlar sadece kavramın kendisinden daha latif birşeyle ifade edilebilir. Bu yüzden de aşk ifade edilemez. "
- " Aşktan daha latif hiçbir şey yoktur ve kavramlar sadece kavramın kendisinden daha latif birşeyle ifade edilebilir. Bu yüzden de aşk ifade edilemez. "
- Hallac’a “aşk nedir?” diye sordu. Hallac,”Aşkın ne olduğunu bugün,yarın ve öbür gün göreceksin”dedi.O gün onu katlettiler.Ertesi gün ateşte yaktılar.Üçüncü gün külünü göğe savurdular
- Hallac’a “aşk nedir?” diye sordu. Hallac,”Aşkın ne olduğunu bugün,yarın ve öbür gün göreceksin”dedi.O gün onu katlettiler.Ertesi gün ateşte yaktılar.Üçüncü gün külünü göğe savurdular
- Bedenleşen ruhun hayat denizinden ıslanmadan çıkması mümkün mü?
- " Bir gece çölde dolaşmaya çıktım. Baktım ki, Hallaç bana doğru geliyor. Yaklaşınca, selam verdim. Bana, 'Burada bir aç köpek var. Bana kızartılmış bir kuzu ve iki pide al getir; burada bekliyorum.' dedi. Gittim, bir şeyler aldım getirdim. O, köpeği, kendi ayağına bağladı ve kuzu ile pideleri önüne koydu. Et ve pideyi yedikten sonra, köpeği serbest bıraktı. Köpek gittikten sonra bana döndü ve şöyle konuştu: 'Günlerdir nefsimin benden istediği buydu. Ben hep direndim; ancak bu gece nefsimin istediklerini bulmak üzere dışarı çıktım. Ancak ulu Tanrı beni onun üzerinde muzaffer kıldı. "
- Ey, O olan ben ve ben olan O!
- Sen'in uzaklığının sebebi farklı olmandandır, yoksa kendini uzaklaştırmaktan değil.
Hallac İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Rahman ve rahim olan Tanrı'nın adıyla Tanrım, sana olan sevgim bu fani alemde günah karşılanıyor. Onların nezdinde bir kafirden ve şirk koşandan ibaretim. Ben, Hüseyin İbn Mansur el-Hallac bu dünyadan sana koşmak istiyorum. Senin hasretin ve çilen ile doluyum. Ardımdan gelenler var ve bana sorduklarından Sen'i, O, Ben'im diyorum. Ene'l-Hakk. Ben yaratıcı gerçeğim diyorum. Ama bu bendeki Sen'i, anlamaları için hazmı zor bir ifade. "Tanrım, sana yakarıyorum ya beni benden al ya da beni bana ver ki huzura kavuşayım" diye yakardım Sen de beni kabul edip, venden aldın beni. Şimdi de insanlara, kullarına sesleniyorum: "Kurtarın beni Tanrı'dan." Beni benden aldın ve şimdi de senden ayrı kalmaktan korkuyorum. İnsanlara sesleniyorum beni öldürmeleri gerek diye. Benim katlim vaciptir Müslümanlara. Eğer iman sahipleriyseler bu yakarışıma kuşak verirler. Tqnrım, sen aşkın ta kendisisin. Aşk, bende son üç günüme göre de tanımlanabilir. İlk gün beni katlettiler, ikinci gün beni yaktılar ve son gün külümü savurdular. Kurtarın beni Tanrı'dan, Kurtarın beni Tanrı'dan, Kurtarın beni Tanrı'dan. (Sîdar Ronahî)
922 yılında Bağdat'ta devrin halife ve ulemasının ortak kararıyla idam edilen Hallaç, İslam ve Tasavvuf Araştırmacısı bilimkadını Annemarie Schimmel tarafından tüm açıklığı ile gün yüzüne çıkarılıyor. Aslında adını çok duymamış olsakta sufi geleneğinde önemli bir etkisi olduğu, zamanının Türk ve Türkmen kavimlerini etkilediğini, saray şiiri ve halk türkülerinin içinde yaşadığı dile getiriliyor. Hallaç kendi zamanında da oldukça dikkat çeken ibadet anlayışı ve tanrıyı içselleltirme algısını kimsenin cesaret edemediği derinlikte gerçekleştiriyor. Tabii benim kitapta ilgimi çeken tarafı tanrıyı arayışındaki varoluşsal sorgulayışlar. Meşhur 'Ene'l-Hakk' ( ben yaratıcı hakikatim) sözü kendisine ait ve bu söz kendi zamanında 'ben tanrıyım' olarak algılanıyor. Mezhep ve islami gelenekleri bir kenera atıp sözde inanışları sorgulaması, keskin ifadeleri ve şiirsel mısraları çok etkili. Din ve islam tarihi, sufilik, tasavvuf yada tanrı algısı gibi konulara merakınız var ise tavsiye edebileceğim bir eser. (Aydın Nasuh)
Herkese merhabalar. Hallac-ı Mansur ile liseli yıllarımda tanıştım. O yıllarda işin akademik boyutuyla pek ilgilenmiyordum. Beni vahdet-i vücud anlayışı büyülüyordu. Sanırım Annemarie Schimmel'ı da büyüleyen bu oldu. Kendi hocası Schaeder'in Hallac hakkında yazdığı "Hallac'ın İslam dininin derinliklerinde ifadesini bulan kabullenme ve saklamanın en son ve en saf sonucu olan Tanrı'nın birliğine mükemmel bir aşk ile teslim olmaktaki maksadı, gizliden ve sadece kendi için ermişlik mertebesine ulaşmak değil, bilakis onu anlatmak, onda yaşamak ve onun için ölmekti" sözleri Schimmel' in hayranlığını artırdı. Schimmel kitapta Hallac'ın günümüze ulaşan 27 rivayetine yer veriyor. Hallac hakkındaki bazı tartışmaları açıklıyor. Ene'l-Hak mevzusuna Hallac'ın Hıristiyan olup olmadığına kadar kısaca değiniyor. Hallac'ın beni en çok etkileyen sözlerinden birkaç alıntı yapmak istiyorum. 'Görmeyi başaran artık bilginin peşine koşmaz, Görülene erişen ise görmenin derdine düşmez', 'Benim hiçliğime karşı ebedidir Sen'in Zatın'. Günümüzde de Vahdet-i vücud, Hallac, tasavvuf, tarikatlar... hakkında bir sürü tartışma bulabilirsiniz. Hallac'ın da dediği gibi: çıkış noktaları din oldukça beni (tabiri caizse) sevselerde sövselerde Allah onları affetmiştir. Kitabı bazı noktaları dışında beğendim. Okumanızı tavsiye ederim. Sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim. (Fatma Nur Şahin)
Hallac PDF indirme linki var mı?
Annemarie Schimmel - Hallac kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hallac PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Annemarie Schimmel Kimdir?
Annemarie Schimmel (d. 7 Nisan 1922 - ö. 26 Ocak 2003) ünlü Alman İranolojist ve İslam ve Tasavvuf araştırmacısı.
Schimmel doktora çalışmasını henüz on dokuz yaşındayken Berlin Üniversitesi'nde İslam dilleri ve medeniyeti üzerine yaptı. Yirmi üç yaşında Almanya, Marburg Üniversitesi'nde Arap dili ve İslam Araştırmaları profesörü oldu. Aynı üniversitede ikinci doktorasını dinler tarihi alanında yaptı.
Schimmel 1954 yılında Ankara Üniversitesi'nde Dinler Tarihi Profesörü olarak çalışmaya başladı. Üniversitede kendisini ülkenin mistik gelenek ve kültürünü araştırmaya adadı. Schimmel'in Bonn Üniversitesi'nden aldığı bir onursal profesörlük, Pakistan hükümetinden İslam, Tasavvuf ve Muhammed İkbal'e ilişkin çalışmalarından ötürü aldığı Hilal-i İmtiyaz olarak bilinen en yüksek dereceli sivil ödülün yanı sıra unvanının yanı sıra İslam edebiyatı ve kültürü, tasavvuf alanlarında elliyi aşkın kitabı ve Farsça, Urduca, Arapça, Sindi, Türkçe şiirlerden İngilizce ve Almanca'ya yaptığı çevirileri bulunmaktadır.
Annemarie Schimmel Kitapları - Eserleri
- Sayıların Gizemi
- Hazreti Muhammed
- Ben Rüzgarım Sen Ateş
- Hallac
- Tasavvuf Notları
- İslamın Kısa Tarihi
- İslamın Mistik Boyutları
- Doğudan Batıya
- Ruhum Bir Kadındır
- Dinler Tarihine Giriş
- Şark Kedisi
- Şark Kedisi
- Tanrı'nın Yeryüzündeki İşaretleri
- Muhammed İkbal
- Müslüman Saati
- Halifenin Rüyaları
- Ve Muhammed O'nun Elçisidir
- Dinler Tarihine Giriş
- Doğu-Batı Yakınlaşmaları Avrupa'nın İslam Dünyasıyla Karşılaşması
- Tanrı’nın Ayetlerinin Çözümlenmesi
- İki Renkli Sırma
- Tasavvufun Boyutları
- Yunus Emre ile Yollarda
- Rumi's World
Annemarie Schimmel Alıntıları - Sözleri
- Bir asır geçecek üzerinden ve göreceksiniz ki dünya'yı; Sokakları dağıtan bu çocuklar (koministler) bile düzeltememiştir. Fikirleri batıdan ortaya çıkan bir akım Batının barbarlığına karşı gelebilir mi? Ve yine Göreceksiniz ki bunlar; müslümanın mazlumluğuna inanmayacak Avrupa yaşamını daima Ortadoğu'ya üstün tutacaktır... (Muhammed İkbal)
- Çünkü tasavvuf, sadece zâhirîni ve lafzıni dikkate almak demek olan taklit değildir ancak hakikatini ve iç yüzünü esas almak olan tahkiktir. (Tasavvuf Notları)
- "Teslis arkasında, bu taayyünsüz ilahi varlık, bu 'fazla aydın karanlık', bu ezeli ve ebedi derinlik vardır." (Dinler Tarihine Giriş)
- "Bir anlık iyi düşünce, bir gece sabaha kadar yapılan ibadetten hayırlıdır.." Hz.Muhammed (S.A.V) (Hazreti Muhammed)
- Her solukta aşkın sesi geliyor sağdan soldan. (Ben Rüzgarım Sen Ateş)
- " Bir gece çölde dolaşmaya çıktım. Baktım ki, Hallaç bana doğru geliyor. Yaklaşınca, selam verdim. Bana, 'Burada bir aç köpek var. Bana kızartılmış bir kuzu ve iki pide al getir; burada bekliyorum.' dedi. Gittim, bir şeyler aldım getirdim. O, köpeği, kendi ayağına bağladı ve kuzu ile pideleri önüne koydu. Et ve pideyi yedikten sonra, köpeği serbest bıraktı. Köpek gittikten sonra bana döndü ve şöyle konuştu: 'Günlerdir nefsimin benden istediği buydu. Ben hep direndim; ancak bu gece nefsimin istediklerini bulmak üzere dışarı çıktım. Ancak ulu Tanrı beni onun üzerinde muzaffer kıldı. " (Hallac)
- Esrar-ı Bihudi adlı eserinde yer alan muazzam naatında şu mısraları söylemiştir: Hiçbir vatana bağlı olmayan biz ki, İki gözden çıkan tek bir bakış gibiyiz. Hicaz'dan, İran'dan ve Çin'den Bir sabah vaktinde gülümseyen şebnemiz. Biz Mekke'nin sakisinin gözüne bakıp sarhoş, Şarap ve kadeh gibi bağlanmışız! O bütün farklılıkları yakıp kül etti, O ateşle bütün kirler temizlendi. Biz yüz yapraklı bir gül gibiyiz, Fakat kokumuz aynı ve bu koku bizim ruhumuz! (Ve Muhammed O'nun Elçisidir)
- "Eril 3 ve dişil 2'nin bölünmez birleşimi olarak 5, saf matematiksel nedenlerle, erkek ve kadının birliğini ifade eden uygun bir sayıdır." (Sayıların Gizemi)
- " Aşktan daha latif hiçbir şey yoktur ve kavramlar sadece kavramın kendisinden daha latif birşeyle ifade edilebilir. Bu yüzden de aşk ifade edilemez. " (Hallac)
- Türk ilahilerinin o basit melodilerinden ne kadar haz alırım, o ilahiler ki her zaman Allah'ın zikrinde zirveye çıkarlar. (Doğudan Batıya)
- Olur olmaz şeylerin suçunu Türklerin dininde arayanların çok azının Kuran'ı okuduğuna, okuyan az sayıda kişinin arasında ise okuduklarını gerçekten anlamaya niyet edenlerin neredeyse yok denecek kadar az olduğundan hiç şüphem yok. (İslamın Kısa Tarihi)
- İnananların hayatlarının her anını düzenleyen İslami takvimdeki etkinliklere yapılan sayısız göndermelere ek olarak şairler geleneksel Acem ziyafetlerini de zikreder. Mutlu baharı müjdeleyen Nevruz, ilkbahar ekinoksu özel bir önem arz ederken Mihrican’dan, sonbahar ekinoksundan, da bazen bahsedilir. En uzun gece, kış gündönümü, Müslümanlar tarafından benimsenmiş İslam öncesi Hıristiyan bir ifade olan Şeb-i Yeldâ’dır; y'eldâ “doğum” anlamında kullanılır ve burada kastedilen Hazreti İsa’nın doğumudur. Sa’dî-i Şîrâzî birbiriyle çelişen bu iki kavramla çok ustaca oynar: Yüzüne bakmak Nevruz’un şafağını görmek gibi, Senden ayrı kaldığını her gece de bir Şeb-i Yeldâ...46 (İki Renkli Sırma)
- ...ölüm hayatın meyvesidir. Ölüm, Rûmî'nin dediği gibi, "İnsanın elinin altında büyütülmüştür" (Doğudan Batıya)
- İmana mensup akıl adil bir sahneye benzer. Gönül şehrinin bekçisidir, hakimidir. (Şark Kedisi)
- İnsan ne tamamen özgürdür ne de tamamen özgür değildir; ancak kendisi için belirlenmiş gidişatı seçerek, kendini o gerçeğe sahip kılar. (İslamın Kısa Tarihi)
- " (...) Bir caminin büyüsüne kapılmamak elden değil, ve dallanıp budaklanan bir arabesk strüktürde ya da kendini devamlı yansıtan geometrik bezemelerde klasik bir edebi eserin yapısını sezinlemek pekala mümkündür. Kim köklü bir geleneği yaşatan güzel bir halıya veya ince işlenmiş metal bir kaba sevinmez ki? " (Doğu-Batı Yakınlaşmaları Avrupa'nın İslam Dünyasıyla Karşılaşması)
- Sadece insan değildir hisseden güzelliği Her gönülde gizlidir hissetmek güzelliği. (Şark Kedisi)
- Kuran okumak mutasavvıfın başka bir önemli göreviydi: "Kuran'ı ezberlemeyen mürit, kokusu olmayan turunca benzer" . llahi kelam, manevi yükselmenin şaşmaz kaynağıdır; neşe ve huşu verir ve Allah'la gizli sohbet yolunu açar; çünkü Ali'nin, "Allah zatını kullarına Kuran'da gösterir" dediği rivayet edilir (İslamın Mistik Boyutları)
- Bağdatlı mutasavvıf Ebû Bekir Şiblî hicrî 334 (m. 946) senesinde vefat etmişti. Ölümünden sonra dostlarından biri onu rüyasında gördü ve: “Allah Teâlâ sana nasıl muâmele etti?” diye sordu. Şiblî şöyle cevap verdi: Rabbim beni huzuruna aldı ve bana: Ey Ebû Bekir Şiblî, biliyor musun, seni neden affettim? diye sordu. Dedim ki: İyi amellerimden dolayıdır. Hayır, dedi. Ben: İbâdetlerimde samimi idim, dedim. O: Hayır, dedi. Hac, oruç ve namazlarımdan dolayıdır, dedim. Hayır, dedi, bu yüzden de seni affetmiş değilim… Dedim ki: Ey Allahım, o zaman ne sebeple beni affettin? Buyurdu ki: Hatırlıyor musun, Bağdat’ın ara sokaklarında gidiyordun. Soğuktan mecalsiz kalmış, ayazdan ve kardan kurtulmak için duvardan duvara koşarak sığınak arayan bir kedi yavrusu buldun, merhametle onu yerden kaldırdın ve kürkünün içine sokup ısıttın. Dedim ki: Evet hatırlıyorum. Buyurdu ki: O kediye merhamet ettiğin için ben de sana merhamet ettim. (Şark Kedisi)
- " (...) sonsuz hazine ve zenginliklere sahip, renkli ve lüks içinde yüzen bir Şark dünyası. " (Doğu-Batı Yakınlaşmaları Avrupa'nın İslam Dünyasıyla Karşılaşması)