Haykıran Merdiven - Jonathan Stroud Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Haykıran Merdiven kimin eseri? Haykıran Merdiven kitabının yazarı kimdir? Haykıran Merdiven konusu ve anafikri nedir? Haykıran Merdiven kitabı ne anlatıyor? Haykıran Merdiven PDF indirme linki var mı? Haykıran Merdiven kitabının yazarı Jonathan Stroud kimdir? İşte Haykıran Merdiven kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Jonathan Stroud
Çevirmen: Belgin Selen Haktanır
Orijinal Adı: The Screaming Staircase
Yayın Evi: Akılçelen Kitaplar
İSBN: 9786055381660
Sayfa Sayısı: 400
Haykıran Merdiven Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“Kadim kötülük, çözülmemiş gizemler, kudretli hayaletler ve kötülüğe teslim olmuş insanlar… Bu kitabı gecenin geç saatlerine dek elinizden bırakamayacağınıza hiç şüphe yok ama evin tüm ışıklarını açık tutmanızda da fayda var. Yaşadığımız dünyaya çok benzeyen ancak tüylerinizi ürpertecek kadar da farklı dünyalar yaratmak söz konusu olduğunda, Jonathan Stroud mükemmel işler çıkaran bir dâhi.”
Rick Riordan
Çok satan Olimposlular kitaplarının yazarı
Londra’da netameli bir problem yaşanıyor: Şehrin dört bir tarafında hayaletler ortaya çıkmaya başladı ve bunların tümü de iyi niyetli değiller. Bu hayaletleri görebilen -ve ortadan kaldırabilen- yegâne kişiler ise psişik güçleri olan gençler.
Gözüpek ve yetenekli bir genç olan Lucy Carlyle, Lockwood ve Ortakları isimli psişik araştırma şirketinin karizmatik lideri Anthony Lockwood ile işbirliği içerisinde. Onları tüyler ürpertici bir keşfe ve felaket bir sona sürükleyen bir soruşturmanın ardından, alaycı meslektaşları George’la birlikte İngiltere’nin en çok hayaleti barındıran evlerinden birinde yürütülecek araştırmaya katılmak zorunda kalıyorlar.
Lockwood ve ortaklarının Haykıran Merdiven ve Kırmızı Oda’da yaşanacakların ardından yeni günü görüp göremeyecekleri tam bir muamma.
Haykıran Merdiven Alıntıları - Sözleri
- Bana gülümsediğinde odaya ılık bir ışık dolmuş gibi hissettim.
- "Seninle gelmemi ister misin?" "Burada yapılacak daha önemli işler var. Kalemizi senin korumanı istiyorum."
- "Sevgili Annie'min eğreti mezarını hazırlamam yirmi dört saat sürdü, Bay Lockwood. O mezar ki elli senedir benimle."
- George kırık gözlüğünün ardından bana bakıyordu. "Gördüm onu." "Neyi?" dedim. "Neyi gördün? Bir şey olmadı ki." "Aynen. Niye ona tokat atmadın? Neden onu sertçe sarsmadın? Burada çifte standart konuşuyor." "Merak etme." dedim. "Bir dahaki sefere ona mutlaka tokat atacağım." George inledi. "Harika... O zaman, beni kendime getirmek için de tekme atacaksın demektir." "Bunu kesinlikle aklımda tutarım."
- Bir mezar taşı gibi soğuk bir ağırlık göğsüme bastırıyordu; uvuzlarımsa çamura batmış gibiydi. Beynimin köklerine doğru buz gibi bir hissizlik yayıldı. Zihnim uyuşmuştu, bedenimin işlevleriyse donmuştu; bir daha asla kımıldayacak gücüm olmayacakmış gibi hissediyordum. Çaresizlik diye nitelendirebileceğim bir his çökmüştü üstüme. Kendim bir yana, hiçbir şeyin önemi kalmamıştı. Elimden gelen, hak ettiğim tek şey sessizlik, hareketsizlik ve doğrudan doğruya bir felç haliydi.
Haykıran Merdiven İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Hikâyeyi Lucy' nin gözünden okuyoruz. Benim gibi kolay sıkılan, sabırsız okurlar için öykü henüz kitabın ilk sayfasından hızlı ve aksiyonlu bir şekilde başlıyor. Karakterleri ve kitabın dünyasını tanırken bir yandan da kendinizi sonraki sayfayı merak ederken buluyorsunuz.. (Gülce)
Dikkat Hayalet Çıkabilir!: Hayaletlerin artık herkes tarafından bilindiği bir Londra'da, sahip oldukları duyarlılık nedeniyle Hayaletler'i sadece genç çocuklar hissedip, görebilmektedir. Kimse, Misafirler denilen bu tehlikeli Hayaletlerin; nasıl, neden ve nereden geldiklerini bilmiyordur. Hükümet, Hayaletlerle savaşmak için bu çocuklardan oluşan ajanslar kurmuş, Hayalet tehlikesine karşı koymak için demir zincir, lavanta gibi birçok yöntem geliştirmiştir. Hayaletleri görebilmekten öte anılarını hissedebilen Lucy Carlyle'da bu çocuklardan biridir. Tam bir felaket olan son görevinden sonra gittiği iş başvurusuna kabul edildiğinde, artık Lockwood ve Ortakları'nın bir üyesi, bu gizemli ekibin bir parçasıdır. Çekici ama bir o kadar da gizemli Anthony, huysuz ama iyi kalpli George ve kendinden oluşan bu üç kişilik minik ajans aldıkları tek tük işlerle geçiniyorlardır. Başarılı olmalarına rağmen pek iş alan bir ajans olmadıkları için, bir evde ortaya çıkan bir Misafir'i defetme görevi aldıklarında, bunun kolay bir görev olacağını düşünerek kabul ederler. Ama bu öyle göründüğü kadar kolay bir iş değildir. Bu evdeki gizemli olay birilerini rahatsız edip, birçok beklenmeyen gelişmeyi tetiklediğinde, olaylar hiç hesap edemedikleri bir hal alır. Bütün Londra'nın gözü üstlerindeyken kendilerini bir anda ölümüne savaş verecekleri ciddi bir olayın tam ortasında bulacaklardır. Bu olayı çözüp, en başarılı ajanslardan biri mi olacaklardır yoksa Haykıran Merdiven'in yuttuğu sıradaki kurbanlar onlar mı olacaktır? Haykıran Merdiven, başarılı, gizemli, aksiyon dolu olay örgüsü, ters köşeleri ve onları yutmaya hazır aç yetişkinlere karşı koyan genç karakterleriyle bu sene okuduğum en başarılı kitaplardan biri oldu. Hızla gelişen ve oldu bittiye gelen olay örgüsünden ziyade taşları yerlerine oturtarak gelişen, güçlü bir kurgusu var. Her bir sayfada karakterleri daha iyi tanımamıza rağmen kitaptaki her karakter gizemli bir geçmişe sahip. Eğlenceli, aksiyon dolu görünüşünün altında herkesin birbirinin kuyusunu kazdığı "Karanlık" bir Londra portresi çiziyor. Üç ana karakterimiz de daha iyi biri olmaya çalışırken, bir yandan bir şeylerden kaçıyor ve peşlerini bırakmayan geçmişleriyle uğraşıyorlar. Üçünü de daha iyi tanımak, aralarında yavaşça gelişmeye başlayan dostluğu ve güveni okumak çok güzel bir deneyimdi. Hayaletlerle dolu iyi bir fantastik kurgu okumak isteyen herkesi Lavanta Sokağı'na bekleriz! Kılıçlarınız ve demirleriniz hazır olsun! (Luthien)
Üç kitaptan oluşan serinin ilk kitabını bitirdim. Doğrusu uzun süre fantastik bir kitap okumayınca daha da bir güzel geliyor insana böyle kitaplar okumak. Oldukça eğlenceli, macera dolu üç hayalet avcısının yaşadığı olaylar anlatılıyor. Arada olan atışmalar, yaşadıkları bir takım zorluklar ve gizemler olayları heyecanlı hale getirmiş. İkinci kitap için hiç beklemeden başladım bile. (Beghei)
Haykıran Merdiven PDF indirme linki var mı?
Jonathan Stroud - Haykıran Merdiven kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Haykıran Merdiven PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Jonathan Stroud Kimdir?
Eğitim: York Üniversitesi
Adaylıklar: En İyi Çocuk Kitabı Dalında Edgar Ödülü
Jonathan Stroud Kitapları - Eserleri
- Semerkant Tılsımı
- Golem Gözü
- Batlamyus’un Kapısı
- Haykıran Merdiven
- Süleyman'ın Yüzüğü
- Vadinin Kahramanları
- Lockwood ve Ortakları 2
Jonathan Stroud Alıntıları - Sözleri
- “Özgürlük yalnızca bir yanılsamadır. Her zaman bir bedeli vardır.” (Semerkant Tılsımı)
- Dipsiz Uçurum: Öteki Âlem'in ne doğru ne de övgü dolu bir tanımı, ama çok yaygın bir yanılgı. Aslında yurdumuz dipsiz bir uçuruma hiç benzemez; bir kere bahsi geçebilecek bir "derinliği" yoktur (boyutları da), ayrıca karanlık da değildir. Kafalarından uydurdukları dehşetleri bize yansıtmak tam da insanlara göre bir şeydir, oysa aslında bütün dehşetler sizin dünyanızdadır. (Süleyman'ın Yüzüğü)
- "Onunla sohbet eden kadın, Angeline Crawford olmalı. Muhtemelen o da konuşmamamız gereken birisi. Ne de olsa, amcasını öldürdük." "Bunu bilmiyor, değil mi?" "Hayır, ama görgü kuralları denen bir şey var." (Lockwood ve Ortakları 2)
- "Kaybedecek çok şey var, Luce. Sorun başlayalı elli yıl oldu ve hayaletleri anlamaya zerre kadar yaklaşamadık. Hangi yöne dönsek, bir gizemle karşılaşıyoruz." (Lockwood ve Ortakları 2)
- "Zeno'nun gösterdiği cesaret hayranlık vericiydi. Bir an bile duraksamadan doğruca gürültünün kaynağına doğru uçtu ve bir daha onu gören olmadı." (Golem Gözü)
- Elinde olmayanlar için endişelenmeyi bırakıp sahip olduklarına şükretmeyi öğrenmelisin. (Semerkant Tılsımı)
- "Hayır. Bir gün senin gibi birine rastlayacağımı biliyordum. Biliyordum ve korkuyordum. Çünkü sen bağnazsın, değil mi? Gençsin, güzelsin, kafanın içi bomboş ve umursamıyorsun." (Süleyman'ın Yüzüğü)
- Bir mezar taşı gibi soğuk bir ağırlık göğsüme bastırıyordu; uvuzlarımsa çamura batmış gibiydi. Beynimin köklerine doğru buz gibi bir hissizlik yayıldı. Zihnim uyuşmuştu, bedenimin işlevleriyse donmuştu; bir daha asla kımıldayacak gücüm olmayacakmış gibi hissediyordum. Çaresizlik diye nitelendirebileceğim bir his çökmüştü üstüme. Kendim bir yana, hiçbir şeyin önemi kalmamıştı. Elimden gelen, hak ettiğim tek şey sessizlik, hareketsizlik ve doğrudan doğruya bir felç haliydi. (Haykıran Merdiven)
- "Diyorlar ki..." Biraz daha yaklaşıp sesini alçalttı. "...acınası sadelikte bir kadın olan karısına hediye olarak almış. Halhal, takana müthiş bir cazibe ve güzellik verir. Nefertiti de firavunu böyle baştan çıkarmıştır. Ama senin bunlardan haberin bile yoktur herhalde." Büyük gaflet. O halhalı Nefertiti'ye zaten ben vermiştim. Ve diyebilirim ki onu takmadan önce bile zaten baş döndürücü bir kadındı. (Bu arada, bu modern büyücüler halhal hakkında çok yanılıyorlar. O bir kadının görünümünü değiştirmez; sadece kocasının onun bütün kaprislerine boyun eğmesini sağlar. Zavallı ihtiyar Dük'ün durumunu merak ediyordum doğrusu.) (Semerkant Tılsımı)
- George öne doğru adım attı. "Ajanların kılıçları sırf hayaletler de işe yaramaz. Küstah gece nöbetçisi çocukları dövmek için de kullanılabilir. Göstermemizi ister misin?" (Lockwood ve Ortakları 2)
- Bana gülümsediğinde odaya ılık bir ışık dolmuş gibi hissettim. (Haykıran Merdiven)
- "...Hem zaten, bilgi ve zeka çok farklı şeylerdir. Bir gün senin de anlayacağın gibi." (Semerkant Tılsımı)
- Yeterince açık oldu mu bilmem. İnsanoğulları bazen çok kalın kafalı olabiliyorlar da... (Semerkant Tılsımı)
- "Ateşli ve güvenilir sırdaş" kozunu oynayacak, üstüne biraz da "coşkulu idealizm" ekleyecektim. (Süleyman'ın Yüzüğü)
- "Korkma, yalnız değilsin. Ben hala yanındayım." (Lockwood ve Ortakları 2)
- Bağnazlar: Dünyanın işleyişini çok iyi bildiği konusunda kendinden son derece emin olmak gibi iflah olmaz bir hastalığa tutulmuş, deli deli bakan kişiler - ki dünya onların görüşleriyle örtüşmediği zaman, kendinden eminlikleri şiddete varabilir. (Süleyman'ın Yüzüğü)
- Aklıma birkaç bahane geliyordu. Bazıları akla yatkındı. Bazıları nükteliydi. Bazıları da, sahtelikleri apaçık ortada olmasına rağmen, üslup bakımından belirli güzellikler içeriyordu. (Süleyman'ın Yüzüğü)
- Bu utanç verici konuşmanın tek iyi yanı, başka hiç kimse tarafından duyulmamış olmasıydı. (Süleyman'ın Yüzüğü)
- Ölüm firaridir. Onu izliyor olsanız bile, kesin ölüm anı bir şekilde parmaklarınızın arasından sıyrılabilir. Filmlerdeki gibi, insanların başının düştüğünü görmezsiniz. Orada oturur, bir şey olmasını bekler ve sonra o anı kaçırdığınızı fark edersiniz. O an kaçmıştır, görecek bir şey kalmamıştır. Bir daha asla görecek bir şey kalmamıştır. (Lockwood ve Ortakları 2)
- "Bu iş için bir cine ihtiyacın yok," dedi. "İçi boş kavramlar için canını vermek konusunda genç delikanlılardan daha iyisini bulamazsın. Saba'ya geri dön ve kendin gibi birini bul." (Süleyman'ın Yüzüğü)