diorex
sampiyon

Hikaye Tahlilleri - Mehmet Kaplan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hikaye Tahlilleri kimin eseri? Hikaye Tahlilleri kitabının yazarı kimdir? Hikaye Tahlilleri konusu ve anafikri nedir? Hikaye Tahlilleri kitabı ne anlatıyor? Hikaye Tahlilleri PDF indirme linki var mı? Hikaye Tahlilleri kitabının yazarı Mehmet Kaplan kimdir? İşte Hikaye Tahlilleri kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 22.03.2022 08:00
Hikaye Tahlilleri - Mehmet Kaplan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Mehmet Kaplan

Yayın Evi: Dergah Yayınları

İSBN: 9789759952884

Sayfa Sayısı: 484

Hikaye Tahlilleri Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Türkiye'de lise ve üniversitelerde okutulan edebiyat dersleri, metin tahliline dayanan bir programa göre yürütülmektedir. Ancak ilmi usullere göre metin tahlilinin nasıl yapılacağını örnekleri ile gösteren, öğretmen ve öğrencilere rehber olabilecek kitaplar yok denilecek kadar azdır. Prof. Dr. Mehmet Kaplan memleketimizde bu sahada çalışan ilim adamlarının başında gelmektedir. 1952 yılında yayımlandığı Şiir tahlilleri kitabı bu sahada yapılmış ilk ciddî araştırmadır. Yayınevimiz bu çalışmaları "Tanzimattan Cumhuriyete" ve "Cumhuriyet devri Türk şiiri" olmak üzere iki cilt halde yayımlamış bulunmaktadır. Mehmet Kaplan bu defa aynı metin tahlili usulünü Türk edebiyatında Tanzimattan sonra vücuda getirilen hikâyeler üzerinde uygulayarak elinizdeki eseri vücuda getirmiştir. Bu eser edebiyat dünyamızda ilk defa bir bütün olarak Türk hikâyeciliğini ele almakta ve günümüze kadar verilen eserleri değerlendirmektedir. Kitap, aynı zamanda, tahlil edilen hikâye metinlerini de ihtiav ettiğinden bir güldeste (antoloji) mahiyetindedir.Hikaye Tahlilleri'nin Türkiye'de halen yürürlükte olan edebiyat öğretiminde, öğrencilere olduğu kadar öğretmenlere de rehber olabilecek vasıfları yanında günümüzde Türk hikâyeciliği üzerine toplu bilgiler elde etmek isteyen herkese hitabedeceğine inanıyoruz.

Hikaye Tahlilleri Alıntıları - Sözleri

  • Bu rüzgarlı akşamüstü şehrin en kalabalık caddesinden geçerken, bir mağaza vitrini bana ilk defa olarak yeni bir aşksız insanı tanıttı. Bu hayalsiz, ümitsiz, arzusuz herhangi biriydi. Bir kaşı çatıktı,dudağında gülümseme silinmişti. Bu bendim. Artık bütün şarkılar bana yabancıyı. Aşk şiirlerine düşmandım. Parklar serseriler içindir diyordum. Hayal kurmak işsizlere mahsus...
  • "Bir yerde, bir sokakta doya doya kalamıyor ki insan. Daha etrafımda ne var de­meye kalmadan, bakıyorsunuz gününüz dolmuş, başka bir eve, başka bir sokağa ta­şınıyorsunuz. Yahut bahtınıza, başka bir şehrin yolu görünüyor. Yoksa insan, doğru dürüst etrafını tanımaya kalksa, bir eve, bir sokağa eminim ki, ömür ancak yeter."
  • "Biz insanlar, şu etrafımızdaki cansız şeyler için ne biliyoruz? Yatak odalarımı­zın bir tarafında yahut baş ucumuzda duran şu komedin, içinde yattığımız şu karyola, üzerinde yemek yediğimiz masalar, duvardaki bir çerçeve, hülasa evimizi teşkil eden bu şeyler hakkında bilgilerimizin derecesi nedir? Galiba koca bir sıfır!.."
  • Büyüklere karşı saygın bizzat sayılmayı sevdiğindendir; muti' olman, mutâ' olmak istemendendir. İnce işlere alışmaya vaktin olmasa bile, zor bazuya bağlı teşebbüslerden lezzet alırsın. Kara topraktan, ak ekmeğini çıkarırsın. ___________ *muti: itaat eden *mutâ: itaat edilen *bazu: güç 《•A.H.Müftüoğlu-Üzümcü•》
  • Eski yazarlar, çevrelerinin baskısından kaçmak için, gerçeği masallaştırmaya çalışırken, yeni yazarlar, karanlık ve yalnızlık içine gömülü insanları aydınlığa çıkarmak için, gerçeğin en küçük ayrıntılarına önem veriyorlar.
  • "... Lebbeyk eyâ sultan-ı âlem"
  • Hayal sukutunun temelinde aldanış vardır. İçinde bulunduğu durumu veya gerçeği açık ve seçik olarak göremeyen insan, hayal sukutuna uğrar.

Hikaye Tahlilleri İncelemesi - Şahsi Yorumlar

HİKAYE SANDIĞI: ÇOK DEĞERLİ YAZARLARIN HER BİRİNDEN BİR HİKAYE SEÇİLMİŞ VE TAHLİL YAPILMIŞTIR. HİKAYE YAZMAK İSTEYEN HEVESLİLER BU KİTABI OKUMADAN ESER VERİRSE EKSİK KALIR. HAKKI KAMİL BEŞE -İKİ HAZIR YİYİCİ EN SEVDİĞİM HİKAYEYDİ, UZUN BİR ZAMAN DİLİMİNDE SİNDİRE SİNDİRE OKUDUM, HERKESEDE TAVSİYE EDERİM. (Ceyhun guney)

Bir kitaptan ne kadar zevk alınabilirse, o kadar zevk verdi. Kitabın başında Sayın Mehmet Kaplan'ın hikaye ve hikayeci üzerine açıklamaları var. Tanzimat Döneminden itibaren, kronolojik bir sırayla, yazarlardan -hepsinden değil tabii- birer hikaye seçmiş ve tahlilini yapmış. Bir Türk Dili ve Edebiyatı mezunu olan bana kattıklarından ziyade, farklı yazarlar, farklı üsluplar, farklı konular okumak için herkese oldukça faydalı olacaktır. Tahliliyle ilgilenmeyenler alıp sadece hikayelerini okusa, o dahi kazançtır. Abartmıyorum; okuyacağım elli romana bedel bir çalışma. Teşekkürler Mehmet Hocam; bu çalışmanız aracılığıyla, edebiyatımıza kattığınız her şey için. (Çiğdem)

Hikaye Tahlilleri PDF indirme linki var mı?

Mehmet Kaplan - Hikaye Tahlilleri kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hikaye Tahlilleri PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Mehmet Kaplan Kimdir?

18 Mart 1915 tarihinde Eskişehir Sivrihisar’da doğmuştur. Ortaöğrenimini Eskişehir’de tamamladı. İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yeni Türk Edebiyatı asistanı, 1939′da lisans, 1942′de doktora, 1943’de doçent, 1952’de profesör oldu.

1958-1959’da Erzurum Atatürk Üniversitesi’nde dekanlık ve rektör vekilliği görevlerinde bulundu. Kaplan’ın ilk yazıları 1930’ların sonunda Gençlik, İnkılapçı Gençlik dergilerinde göründü. 1943-1946 arasında İstanbul dergisinde yayınlanan inceleme ve eleştiri yazılarıyla tanındı. 1947’den sonra Hareket, Şadırvan, İstanbul, çağrı, Hisar, Türk Edebiyatı gibi dergilerde yazdı.

Önceleri incelemelerini metnin anlatım biçimine dayandırırken; daha sonraki yıllarda sanatçının kişiliği, biyografisi, psikolojisi gibi öznel etkenlerle metin arasında bağlantılar kuran bir yaklaşımla edebiyat tarihine yöneldi. Dilin yenileşmesi karşısında tavır aldı. Kaplan’ın yabancı dilleri: Fransızca, İngilizce, Almanca’dır. 23-02-1986 tarihinde aramızdan ayrılmıştır.

Mehmet Kaplan Kitapları - Eserleri

  • Kültür ve Dil
  • Şiir Tahlilleri 1 Tanzimat’tan Cumhuriyete
  • Tevfik Fikret
  • Nesillerin Ruhu
  • Şiir Tahlilleri 2
  • Hikaye Tahlilleri
  • Sevgi ve İlim
  • Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1
  • Büyük Türkiye Rüyası
  • Tanpınar'ın Şiir Dünyası
  • Kültür ve Dil
  • Edebiyatımızın İçinden
  • Dönmeyi Düşünmediler
  • Edebiyatımızın Bahçesinde Dolaşırken
  • Yunus Bir Haber Verir...
  • Diksiyon
  • Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 3
  • Türk Milletinin Kültürel Değerleri
  • Oğuz Kağan Destanı
  • Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 2
  • Âli'ye Mektuplar
  • Yavaş Yavaş Aydınlanan Tanpınar
  • Köroğlu Destanı
  • Dön Gel Geri
  • Kalburdan Dökülen Masallar
  • Doğumunun 100. Yılında Atatürk'e Armağan
  • Atatürk Devri Fikir Hayatı 1,2
  • Tevfik Fikret

Mehmet Kaplan Alıntıları - Sözleri

  • Siyah açar güller ve siyah öter Ömrun gecesinde öten bülbüller (Tanpınar'ın Şiir Dünyası)
  • milliyetçiliği dışa kapalılık diye anlamak yanlış bir görüştür. (Kültür ve Dil)
  • Abdülhak Hamid, bir mektubunda "fazla güzellik" in bir kusur olduğunu söyler. (Edebiyatımızın Bahçesinde Dolaşırken)
  • Gerçeği bütün ayrıntıları ile düşünmeyen hayalperestten korkunuz. O, sizi yarı yolda bırakır. (Sevgi ve İlim)
  • Antik çağda, aktörler, geniş halk kitlesine uzaktan oynadıkları rolü belirtmek için yüzlerine maske takarlardı ve buna "persona" denirdi. (Edebiyatımızın Bahçesinde Dolaşırken)
  • "Biz insanlar, şu etrafımızdaki cansız şeyler için ne biliyoruz? Yatak odalarımı­zın bir tarafında yahut baş ucumuzda duran şu komedin, içinde yattığımız şu karyola, üzerinde yemek yediğimiz masalar, duvardaki bir çerçeve, hülasa evimizi teşkil eden bu şeyler hakkında bilgilerimizin derecesi nedir? Galiba koca bir sıfır!.." (Hikaye Tahlilleri)
  • Bütün medeni milletler, çocuklarının dillerini kendi kültür eserlerini bizzat okuyarak anlayacak bir seviyeye getirmek için çalıştıkları, lügat hazinelerini zenginleştirdikleri halde, bizde tam tersi yapılıyor. (Kültür ve Dil)
  • En iptidai cemiyetlerden en ileri toplumlara kadar güzel söz söylemesini bilenler, kalabalıklara dünyayı şöyle veya böyle göstermişlerdir. Para babaları ve koltuk sahipleri kendilerini güçlü sanırlar ama tarihte pek çok örnek gösteriyor ki, bir memlekette kuvvetli bir fikir veya edebiyat akımı esmeye başladı mı, sarayları ve kaleleri temelinden sarsar. Sadece "hürriyet" fikrinin Fransız ihtilalinden sonra dünyada vukua getirdiği değişiklikleri hatırlamak kâfidir. (Kültür ve Dil)
  • Anadolu Türk medeniyeti "Alp" tipi ile "Veli" tipinin ortak çalışması ile kurulmuştur. (Yunus Bir Haber Verir...)
  • Türk gençlerine heyecan verici bir dava uğruna: "Gel öl!" deseniz ölürler. Fakat ciddi, sürekli ve metotlu çalışmaya gelemezler. (Büyük Türkiye Rüyası)
  • Unutmayalım!: Motivasyon bulaşıcıdır. (Diksiyon)
  • Tekerlemelerde mantık aramayınız. Tekerlemeler dilimizi ve beynimizi motorize ve sağlıklı düşünmeye zorlayan ses oyunlarıdır bunu unutmayınız. (Diksiyon)
  • Büyük aksiyonlar ince duyguları yok eder. Ne Ahmed Cemil, ne Adnan bey hareket adamları değillerdir. (Türk Edebiyatı Üzerinde Araştırmalar 1)
  • Artık şairin dört duvarı bizi alakadar etmiyor. Artık biz şairi odasına çekilmiş, saçlarını parmaklarına dolamış ve her akşam gölgeleri ve lambasıyla ağlaşan bir münzevi, çile dolduran bir derviş görmek istemiyoruz. Artık şair 'dört duvarın içinde kendisi için bir mahluk değil ' cemiyet içinde cemiyet için bir halık olmayı öğrenmelidir. (Tanpınar'ın Şiir Dünyası)
  • Milletler de fertler gibi, ancak kendi kabiliyetlerine, inançlarına göre yaşamak ve gelişmek suretiyle şahsiyet haline gelirler. Biz ne kadar kendimize zorlarsak zorlayalım, coğrafyamızın, tarihimizin, kültürümüzün, dilimizin dışına tamamıyla çıkamayız. Eski bir fıkra, öküz olmaya özenen kurbağanın kendini şişirirken çat diye çatladığını anlatır. İlminde, hikmetinde ilk şartı, ❝kendini bilmek❞tir. Kendi varlığını unutarak başkası olduğunu zannetmek bir ruh hastalığıdır. (Büyük Türkiye Rüyası)
  • Türkler yeniden doğma sırrına sahip olan nâdir milletlerdendir. (Yunus Bir Haber Verir...)
  • mecnun çöl gecelerinde yıldızlara baka baka dünyayı, kendisini ve hatta leylâ'yı unutur da karanlığın içinde kaybolup gitmeyi arzular. (Edebiyatımızın İçinden)
  • Bir milletin dilini bozdunuz mu, onun bütün kültür faaliyetlerini aksatmış, mazi ile olan alakalarını kesmiş, halihazırda cereyan eden fikir hareketlerini tam bir karışıklık içine düşürmüş olursunuz. Dili alt üst edilmiş bir millet, kendisini yaşatan an’anevî kıymetlerden mahrum kaldığı gibi, istikbâlini yaratacak olan içtimai bir fikir nizamı da kuramaz. Böyle bir cemiyette vâzıh, derin ve ince bir ilim ve tefekkür hayatı doğamaz. (Nesillerin Ruhu)
  • Bugünkü Türk hikâyecilerinin birçoğu hayat görüşlerini idare eden fikirler yüzünden sanatı unutmuşlardır. Onların eserleriyle, okuyucuda, ihtilale götüreceğini umdukları bir nefret ve isyan hissi uyandırmak gayesini güttükleri çok bellidir. Dünyaya geldiğinden beri masal, destan, mabet, saray, heykel, resim ve musiki yaratan mahluku, onlara göre idare eden bir tek şey vardır: Mide! O bir tek gaye güder: Karnınını doyurmak! İnsan hakkındaki bu dar görüş, onları kötü şeyler yazmaya mahkûm etmiştir. Sait Faik, insanın her şeyden önce şair mizaçlı olduğuna inanır, ilk hikâye kitabının ilk hikayesinde bu görüş açıkça ortaya konulmuştur: (Edebiyatımızın İçinden)
  • yıllardan sonra birdenbire eski sefalet ve cehaleti ile karşımıza çıkınca ondan nefret ettik. ona gerici, yobaz, mürteci dedik. (...) bu merhametsizce tepeden bakışın bir ahlaksızlık olduğunu hissetmedik. (Nesillerin Ruhu)

Yorum Yaz