diorex
life
Dedas

Hikayesi Olan Ölüler - Üstüngel Arı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hikayesi Olan Ölüler kimin eseri? Hikayesi Olan Ölüler kitabının yazarı kimdir? Hikayesi Olan Ölüler konusu ve anafikri nedir? Hikayesi Olan Ölüler kitabı ne anlatıyor? Hikayesi Olan Ölüler PDF indirme linki var mı? Hikayesi Olan Ölüler kitabının yazarı Üstüngel Arı kimdir? İşte Hikayesi Olan Ölüler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 17.06.2023 11:00
Hikayesi Olan Ölüler - Üstüngel Arı Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Üstüngel Arı

Yayın Evi: Esen Kitap

İSBN: 9786054609352

Sayfa Sayısı: 148

Hikayesi Olan Ölüler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

"Biraz sonra bir roman okuyacaksınız ve hayatınız değişmeyecek. Ama değişen bir şey olacak: Artık hayatınız değişmediği için küfredebilecek olgunluğa erişeceksiniz! Bunu yeniyetme bir yazar, daha ilk kitabıyla yapacak size. Şimdi kendinizden pişman olmayı öğrenin ve hiç zaman kaybetmeden bu romanı okumaya başlayın ya da ağlayın. Hayatınız bir fim şeridi gibi geçsin gözlerinizin önünden: Babanızın ilk tokadı, üstüne erken boşaldığınız sevgiliniz, ya da boşanmak için geç kaldığınız karınız, kocanız, o berbat mesleğiniz… Biliyorsunuz, belki de bilmiyorsunuzdur, yine de söyleyeyim: 'Bazı meslekler adi suç kategorisine girebilir, tıpkı bazı adi suçların meslek kategorisine girebildikleri gibi.'

Hikâyesi Olan Ölüler'le karşılaşmak sizi şaşırtmazsa, asıl o zaman üzülün. Demek ki bir hikayesi bile olmayan diriler şaşırtıyor sizi. Çok yalnızsınız ve yalnız yaşlanıyorsunuz. Gelin, bir iyilik yapın kendinize. Bu romanı okuyun. Sonra, ister hayatınızı bir saksı gibi önünüze koyup seyredin, hani derler ya, kendinizle yüzleşin; ya da kafanıza sıkın, ne bileyim. Önce okuyun da… "

-Altay Öktem-

(Tanıtım Bülteninden)

Hikayesi Olan Ölüler Alıntıları - Sözleri

  • "Fakat yine de savaşmamak, her savaşta olduğu gibi savaşarak kaybetmekten daha fazla kaybetmekti."
  • “Nefes almayı,yaşamak sanan bir insan sürüsü var dışarıda. Oysa ölümlerin en yavaş ve sancılısıdır nefes almak”
  • Tökezleyeceğiniz bir an,tek bir an kollayıp ilk fırsatta boynunuza yapışarak kanınızı emmeye hazır vampirlerle dolu bir dünyada,ölü bedenlerden korkmak sizce de fazla anlamsız değil mi?
  • Hem zaten anılar, yaşadıklarımız mıdır sadece? Yok mudur anı kavramında bir boşluk? İçini "yaşanması muhtemel olan şeyler" ile de doldurabileceğimiz bir boşluk, bir açıklık mesela, yok mudur? Yaşadıklarımız bile yaşandıkları andan itibaren bizim olma özelliklerini kaybediyorsa eğer - ki kaybediyorlar, ne farkı vardı ki yaşanmışlıkla kurmacanın? Ne farkı vardı yaşanmış olanla yaşanması muhtemel olanın
  • Alışıyorduk çünkü, kanlı ellerle yaşamaya alışıyorduk. Bir çocuk öldürülüyordu mesela, daha 14 yaşında ulan! Ve birileri meydanlara çıkıp evladını kaybetmiş bir anneyi yuhalatabiliyordu. Yuhalıyordu da kitle. Kitle alışıktı çünkü ölümlere. Ölümün kendilerinden uzaklığına alışıktı kitle. Çalışınca değil kısaca, alışınca oluyordu bu ülkede herşey. Alışınca bir şeyler mümkün olabiliyordu. Çünkü alışınca daha kolaydı devam etmek. Alkışlamak, eleştirmek, yuhalamak, sevmek ve nefret etmek daha kolaydı. Yaşamak daha kolaydı alışınca. Gazeteleri okuyup akli dengemizi hala koruyor, haberleri izleyip en yakın bıçakla bileklerimizi kesmiyor oluşumuzun tek nedeni alışıyor oluşumuzdu. Çünkü alışınca her şey, alışılagelmiş oluyordu. Biz de devam ediyorduk. Yaşamaya, ilerlemeye, zam istemeye, pazartesi sendromlarına, arkadaş buluşmalarına, sevişmeye, yürümeye, unutmaya, uyumaya... hepsine devam ediyorduk -yani yaşamaya. Çünkü biliyorduk, bu ülkede işler çalışınca değil, alışınca yürüyordu. Adalet yerini bulunca değil, adaletsizliğe alışınca temize çıkıyordu ayakkabı kutularında milyonlar saklayan alınlar ve zerre kadar utanmadan yapılıyordu alnı aklanmışlar tarafından balkonlarda konuşmalar. Çünkü çalışınca değil, alışınca unutuluyordu her şey. Unutmaya alışılıyordu... ve yavaş yavaş unutuluyordu... Unutulu... unutu... unut...-tuk bile.
  • "Ve belki de zaten asıl önemli olan, birlikte sıkılmaktan bile sıkılmamaktı."
  • "Delil yoksa, kanıt ya da buluntu yoksa, olmamıştı tüm olanlar. Olanların olmuşlukları, geride bıraktıkları kadardı ancak ve geride bir şey kalmamışsa, hiçbir şey olmamıştı."
  • ...tepeden bakmak değiştirirdi birçok şeyi. Tepeden bakınca her şey farklı görünürdü insanın gözüne. Ne kadar yukarıdan bakarsak o kadar değersizleşirdi aşağıdaki hayatlar. Ne kadar yukarıdan bakarsak o kadar aynılaşırdı çekilen acılar, tüketilen yaşamlar, dertler, sorunlar, sıkıntılar... Ne kadar yukarıdan bakarsak, farklılıklar azalırdı o kadar. Aynılaşırdı her şey. Karıncalaşırdı insanlar ve tepeden bakan için fark etmezdi karıncalaşan insanın, kendisinin kaç katı ağırlığı omuzlarında taşıyor oluşu. Önemsizleşirdi. Tanrı olmak, böyle bir şeydi sanırım. Sonuçta o bize en yukarıdan, en yüksekten bakandı. Yükseğin kendisiydi Tanrı. Onun gözünde hepimiz aynıydık. Hepimiz bu koskoca evrendeki değersiz toz parçacıkları...
  • Satın alınabilir olan hiçbir şey, sadece satın alınan o şey değildi.
  • "Bir insanı dünyaya getirmek, onu öldürmekten daha ufak bir suç değildir."

Hikayesi Olan Ölüler İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hikayesi Olan Ölüler: Farklı ve güzel bir üslup.. Konu hayatın içinden ve son derece etkileyici.. Hayatta dikkat etmediğimiz küçük ayrıntılar çok güzel yakalanmış. İnsan olduğumuzun ve insan kalmamızın ne kadar önemli olduğunu yüzümüze tokat gibi çarpıyor. Mutlaka okunması gereken kitaplardan.. (Vahit TANE)

Hikayesi Olan Ölüler: Öncelikle şunu belirteyim Hikayesi Olan Ölüler kitabının ilk iki sayfasını okurken hiçbirşey anlamadım hatta şansa bak epey kafa yoracağım bir kitap sanırım dedim. O yüzden isteksizce devam ederken birden kendimi çok tuhaf bir hikayenin içinde buluverdim. Yani bildiğiniz çekirdek kola cips eşliğinde film izler gibi bir pozisyon oluştu bende. Temposu, kurgusu, geçmişe dönüşleri, şimdiki zamanı, aşkı, meşki, cinayeti, sokakları travestileri, siyaseti, dini, bilimi, felsefesi, bol küfürü ile her şeyi bir arada bulabilirsiniz bu Hikayesi Olan Ölüler kitabında. Devamı: https://www.kitapofisihakan.com/edebiyat/hikayesi-olan-oluler/ (@kitapofisi)

Hikayesiz doğan insanoğlunun, yaşamı boyunca biriktirdiği hüzünlü ve acıklı hikayelerle ölüme gidişini genç bir yazarın kaleminden okuyorsunuz. Yazılanlarda çıkarılacak çok ders, hüzünlenecek çok detay var.   (Özlem NURKAYA)

Hikayesi Olan Ölüler PDF indirme linki var mı?

Üstüngel Arı - Hikayesi Olan Ölüler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hikayesi Olan Ölüler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Üstüngel Arı Kimdir?

1990 yılının başlarında Zonguldak’ta dünyaya geldi. Dünyaya gelişine hiçbir zaman bir değer atfetmedi. O da hepimiz gibi biraz zaman geçirmek için buralardaydı.

1996’da TED Zonguldak Koleji’ne girdi. Burada 8 yıl eğitim gördü.

2004’te Zonguldak Atatürk Anadolu Lisesi’ni kazandı ve liseyi ancak 5 senede bitirebildi.

2009 yılında Kocaeli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nü kazandı.

2011 yılında Felsefe bölümünde Çift Anadal yapmaya başladı.

2012’nin Nisan ayında, yazdığı blog Okan Bayülgen tarafından keşfedildi ve Bayülgen’in paylaşımları sayesinde günlük ziyaretçi sayısı ortalama 20-30 olan blogu, on binlere ulaştı. (2012 yılı içinde blogu yaklaşık 150.000 kez görüntülendi. 2012’nin en yoğun günü 9.134 hit ile 8 Temmuz oldu ve o günün en popüler yazısı bok. idi)

2012 Mayıs ayında yakın arkadaşları Onurcan Yılmaz, Eren Öztürk ve Levent Kaan Gündoğdu ile birlikte Parrhesia adında, düzensiz aralıklarla yayın yapan bir e-dergi kurdu. (Levent Kaan Gündoğdu, üçüncü sayının ardından ekipten ayrılmıştır.)

Üstüngel Arı Kitapları - Eserleri

  • Hikayesi Olan Ölüler
  • Yük

Üstüngel Arı Alıntıları - Sözleri

  • Hem zaten anılar, yaşadıklarımız mıdır sadece? Yok mudur anı kavramında bir boşluk? İçini "yaşanması muhtemel olan şeyler" ile de doldurabileceğimiz bir boşluk, bir açıklık mesela, yok mudur? Yaşadıklarımız bile yaşandıkları andan itibaren bizim olma özelliklerini kaybediyorsa eğer - ki kaybediyorlar, ne farkı vardı ki yaşanmışlıkla kurmacanın? Ne farkı vardı yaşanmış olanla yaşanması muhtemel olanın (Hikayesi Olan Ölüler)
  • ''Hayat sana karşı adil davranmıyorsa kart çalmakta bir sakınca görmemelisin.'' (Yük)
  • "Ve belki de zaten asıl önemli olan, birlikte sıkılmaktan bile sıkılmamaktı." (Hikayesi Olan Ölüler)
  • " Bir şeyi akılda tutmanın en iyi yolu onu unutmaya çalışmaktır. " (Yük)
  • Alışıyorduk çünkü, kanlı ellerle yaşamaya alışıyorduk. Bir çocuk öldürülüyordu mesela, daha 14 yaşında ulan! Ve birileri meydanlara çıkıp evladını kaybetmiş bir anneyi yuhalatabiliyordu. Yuhalıyordu da kitle. Kitle alışıktı çünkü ölümlere. Ölümün kendilerinden uzaklığına alışıktı kitle. Çalışınca değil kısaca, alışınca oluyordu bu ülkede herşey. Alışınca bir şeyler mümkün olabiliyordu. Çünkü alışınca daha kolaydı devam etmek. Alkışlamak, eleştirmek, yuhalamak, sevmek ve nefret etmek daha kolaydı. Yaşamak daha kolaydı alışınca. Gazeteleri okuyup akli dengemizi hala koruyor, haberleri izleyip en yakın bıçakla bileklerimizi kesmiyor oluşumuzun tek nedeni alışıyor oluşumuzdu. Çünkü alışınca her şey, alışılagelmiş oluyordu. Biz de devam ediyorduk. Yaşamaya, ilerlemeye, zam istemeye, pazartesi sendromlarına, arkadaş buluşmalarına, sevişmeye, yürümeye, unutmaya, uyumaya... hepsine devam ediyorduk -yani yaşamaya. Çünkü biliyorduk, bu ülkede işler çalışınca değil, alışınca yürüyordu. Adalet yerini bulunca değil, adaletsizliğe alışınca temize çıkıyordu ayakkabı kutularında milyonlar saklayan alınlar ve zerre kadar utanmadan yapılıyordu alnı aklanmışlar tarafından balkonlarda konuşmalar. Çünkü çalışınca değil, alışınca unutuluyordu her şey. Unutmaya alışılıyordu... ve yavaş yavaş unutuluyordu... Unutulu... unutu... unut...-tuk bile. (Hikayesi Olan Ölüler)
  • " Hayatta ilerlediği için kaybedilen tek şeyse zamandı. " (Yük)
  • Satın alınabilir olan hiçbir şey, sadece satın alınan o şey değildi. (Hikayesi Olan Ölüler)
  • " Bazı şeyler de vardır ki bir ömür sürer, " demişti, "ölmeden unutamazsın." (Yük)
  • " Oyları çalarak da iktidara gelsen, kitle istikrara bakar. " (Yük)
  • "Fakat yine de savaşmamak, her savaşta olduğu gibi savaşarak kaybetmekten daha fazla kaybetmekti." (Hikayesi Olan Ölüler)
  • ...tepeden bakmak değiştirirdi birçok şeyi. Tepeden bakınca her şey farklı görünürdü insanın gözüne. Ne kadar yukarıdan bakarsak o kadar değersizleşirdi aşağıdaki hayatlar. Ne kadar yukarıdan bakarsak o kadar aynılaşırdı çekilen acılar, tüketilen yaşamlar, dertler, sorunlar, sıkıntılar... Ne kadar yukarıdan bakarsak, farklılıklar azalırdı o kadar. Aynılaşırdı her şey. Karıncalaşırdı insanlar ve tepeden bakan için fark etmezdi karıncalaşan insanın, kendisinin kaç katı ağırlığı omuzlarında taşıyor oluşu. Önemsizleşirdi. Tanrı olmak, böyle bir şeydi sanırım. Sonuçta o bize en yukarıdan, en yüksekten bakandı. Yükseğin kendisiydi Tanrı. Onun gözünde hepimiz aynıydık. Hepimiz bu koskoca evrendeki değersiz toz parçacıkları... (Hikayesi Olan Ölüler)
  • "Bir insanı dünyaya getirmek, onu öldürmekten daha ufak bir suç değildir." (Hikayesi Olan Ölüler)
  • Çünkü biliyordum, hayatlar anlatıldığında değil, yazıldığında roman olurdu; romanlarsa okunduğunda değil, yaşandığında gerçek. (Yük)
  • "Delil yoksa, kanıt ya da buluntu yoksa, olmamıştı tüm olanlar. Olanların olmuşlukları, geride bıraktıkları kadardı ancak ve geride bir şey kalmamışsa, hiçbir şey olmamıştı." (Hikayesi Olan Ölüler)
  • “Nefes almayı,yaşamak sanan bir insan sürüsü var dışarıda. Oysa ölümlerin en yavaş ve sancılısıdır nefes almak” (Hikayesi Olan Ölüler)
  • " Kendinden kaçmaya çalışırken, yolda sürekli kendine çarpıp durmuş gibisin." (Yük)
  • Tökezleyeceğiniz bir an,tek bir an kollayıp ilk fırsatta boynunuza yapışarak kanınızı emmeye hazır vampirlerle dolu bir dünyada,ölü bedenlerden korkmak sizce de fazla anlamsız değil mi? (Hikayesi Olan Ölüler)
  • - Ne anlamı var o zaman yaşamamızın? + Anlam zaten varlığımız. Yani demek istediğim, insanlar, 'Ben bu dünyada bir sebep için varım ' yerine ' Ben bir sebebin sonucu olarak dünyada varım ' fikrini benimsediklerinde sorunun büyük bir kısmı ortadan kalkacak aslında. (Yük)

Yorum Yaz