diorex
sampiyon

Hizmetçiler - Jean Genet Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hizmetçiler kimin eseri? Hizmetçiler kitabının yazarı kimdir? Hizmetçiler konusu ve anafikri nedir? Hizmetçiler kitabı ne anlatıyor? Hizmetçiler kitabının yazarı Jean Genet kimdir? İşte Hizmetçiler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 01.03.2022 08:00
Hizmetçiler - Jean Genet Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Jean Genet

Çevirmen: Salâh Birsel

Orijinal Adı: Les bonnes

Yayın Evi: Nisan Yayınları

İSBN: 9789757496014

Sayfa Sayısı: 80

Hizmetçiler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Genet, 1947 yılında yazdığı bu oyunuyla karmaşık kimlik sorunlarını işlemeye başlar. Ruhunda oynamayan bir oyunun boşunalığını vurgulayarak, "Hizmetçi olsam onlar gibi konuşurdum" der. Oyunun karakterlerinden Claire'e, ''Şu her an karşımda durup yüzümü pis bir koku gibi yansıtan korkunç ayna...'' dedirtir.

Sartre, onun için, ''Şeytanını bize bulaştırarak, kendini ondan uzaklaştırır...'' yorumunda bulunur.

Hizmetçiler Alıntıları - Sözleri

  • Genç olmasına gençsiniz. Gelgelelim güldüğünüzü hiç görmedim.
  • “Ülkenin birinde bir iç savaş çıkmış, ülke ikiye bölünmüş, iki tarafında tüm erkekleri savaşa gidiyormuş. Günün birinde anlam veremediği bu savaşta kardeşlerini kaybeden bir asker komutanını öldürmüş. Fakat savaşa bir son vermemiş bu. Asker derhal infaz edilmiş, sadece birliğe yeni bir komutan gelene kadar askerler bir süre rahat etmiş. Tercih etmediği bu savaşta neden kurban olarak öne sürüldüğünü düşünmek yerine öfkesine yenik düşmüş. Duyulan öfke, bir anda parlayıp sönen, çaresizlik getiren bir öfke değil, uzun süren ve uygun araçları seçmesini bilen bir öfke olmalıdır.”
  • Suçumun güzelliği bana acımın zavallılığını unutturmalıydı. Sonra da ateşe verirdim ortalığı.
  • Biz lanetli insanlarız, bütün nesneler, bütün eşyalar bize düşman.
  • Gülmemiz lazım. (Kahkahalarla gülerler.) Yoksa bu korkunç havaya kulak asarsak kendimizi pencereden almak zorunda kalacağız.
  • Bu yaşamı sürmekten, bu oyunu oynamaktan başka hiçbir çaremiz yok bizim.
  • Benden iğreniyorsun. Biliyorum, çünkü ben de senden iğreniyorum. Lağımda yaşayanlar böyle severler birbirlerini, bu da sevmek değildir.
  • Sevgilimin bana yüz vermeyişi beni daha da güzelleştiriyor.
  • Tanrıdan güzelliği aşırabileceğinizi, beni de güzellikten yoksun edeceğinizi umdunuz değil mi?
  • Benim artık hiçbir şeye gücüm kalmadı.
  • Duygusallığım bana acı veriyor, hem de ne acı!
  • Üsttekiler suçsuz olduğu vakit, aşağıdakiler suçludur.

Hizmetçiler İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Nasıl anlatsam bilmiyorum. Uzun zamandır tüylerimi diken diken eden, beni bu kadar etkileyen bir oyun okumamıştım. Oyunun konusu, hanımefendiyi öldürmek isteyen iki tane hizmetçinin bunu hanımefendinin evde olmadığı zamanlar onun kıyafetlerini giyip, onun gibi davranarak bir oyunla prova etmeleri. Karakter tahlilleri, diyaloglar, Solange'ın tiradı kesinlikle çok can alıcı ve yazar Genet'in oyuna grotest, gotik bir hava vermesi oyunu daha dikkat çekici kılıyor. Mutlaka okunması gerek ve ayrıca Tiyatro Hemhal'in Nezaket Erden ve Pınar Gunturkun'un oynadığı Tırnak İçinde Hizmetçiler oyununu izlemenizi tavsiye ederim. (Gamze Can)

MUTLAKA OKUYUN ! Toplum içinde meydana gelmiş olan sınıfsal farkın insanlar üzerinde bırakmış olduğu hastalık derecesindeki etkiler gözler önüne serilir. Bir serzeniş veya dışavurumu göstererek, bu konudaki yanlışlığa değinilir. Jean Genet hayatı araştırılmaya değer ... (Anıl Alkan)

Jean Genet ve Hizmetçiler: Yazar evlilik dışı bir çocuk olduğu için annesi kimsesizler yurduna bırakmış ve Genet yetimhanede büyümüş. Haliyle anne ve babasının kim olduğunu hiçbir zaman öğrenememiş. 10 yaşında hırsızlığa başlamış, 15 yaşında yine yaptığı bir hırsızlık sonucu ilk kez ıslahevine girmiş; serbest kaldığında yine rahat durmamış bu sefer ömrü boyun ıslahevini boylamış. Maalesef bu son girdiği sert bir ıslahevi olduğundan Genet katlanamayıp hapisten kurtulmak için gönüllü askerlik yapmak üzere Fransa’dan firar etmiş. Ne ilginçtir ki :), yine suç işliyor. 5 yıl boyunca fahişelik ve hırsızlık yapmış. Hayatında gördüğü iktidar güçlerine yakından tanık olmuş olacak ki eserlerinde döneminin alt-üst kimliklerinin birbiri ile ‘uyumsuzluğu’na sert (?) bir şekilde gözler önüne sermiş. Hizmetçiler oyun türünde yazdığı kısa, bir çırpıda okunabilecek fakat içerik açısından kıymetli bir eser. İki hizmetçinin hanımefendilerini sınıf farkının etkisiyle öldürmeyi planlamaları anlatılıyor. Bu anlatılırken de hizmetçilerin her şeyle bir iktidar bağı kurması dikkat çekici. Hizmetçilerin nefret, öfke kontrolsüzlüğü, onları cinayet işlemeye kadar ileri götürmüş, yani statü arzusu her şeyin önüne geçmiş. Sonu hayal ettiğim gibi olmadı :/ ama hem yazar tanınmaya hem de eserleri okunmaya değer :) (seda)

Kitabın Yazarı Jean Genet Kimdir?

Jean Genet (Jan Jöne diye okunur) (1910-1986) Fransız düşünür, yazar. Daha çok tiyatro oyunlarıyla tanınır.

1910 yılında Camille Gabrielle Genet tarafından kimsesizler yurduna bırakılan yeni doğmuş bebeğe Jean adı verilmişti. Jean, yedi yaşına geldiğinde zanaatçı bir ailenin yanına yerleştirildi. 10 yaşında hırsızlığa başladı, on üç yaşında bir zanaat okuluna kaydoldu. Ancak orada da çok kalmayacaktı; 1926'da, 3 ay süren ilk hapishane deneyimini yaşadığında 15 yaşındaydı. Serbest kaldığında uslanmamıştı; bu kez reşit olana kadar kalmak üzere ıslahevini boyladı. 1930’ların sertliği ile ünlü bu ıslahevi Genet’yi gerçek bir suçlu haline getirdi.

Islahevinden kurtulabilmek için yazıldığı askerlikten ve ardından Fransa’dan firar eden Genet, pekçok ülkeyi ve hapishaneyi ziyaret edeceği bir yıllık seyahatinin sonucunda 1937’de Fransa’ya geri döndü ve yeniden suç dünyasına daldı. Beş yıl boyunca ya hırsızlık yaptı, ya fahişelik. 1942’de bir kez daha cezaevine düştüğünde olgunlaşmıştı artık. İlk şiirini yazdı, ilk kitabı Notre-Dame des Fleurs (Çiçeklerin Meryem Anası) yayımlandı. Ardından Miracle de la rose (Gülün Mucizesi) geldi. 1948 ylında yayımlanan Journal du voleur (Hırsızın Günlüğü) bir anlamda Genet'nin otobiografisi niteliğindedir. Le balcon (Balkon), oyunları ve hatta tüm eserleri içinde en çarpıcı olanı kabul edilir. Balkon adlı oyununda yeryüzü egemenlerini alaycı ve acımasız bir dille eleştirir. Bu oyun Türkçe olarak 1998 yılında Tiyatro Stüdyosu tarafından sahnelendi. Ölümünden kısa süre önce, atölyesinde ziyaret ettiği Alberto Giacometti ile yaptığı röportaj ve Giacometti'nin sanatı üzerine kendi yorumunun bulunduğu L'Atelier d'Alberto Giacometti Giacometti'nin Atölyesi adlı röportaj/sanat içerikli kitabı, Genet'nin son yapıtıdır.

Kitapları sayesinde tanıştığı André Gide, Jean Cocteau ve Jean-Paul Sartre'ın cumhurbaşkanına verdikleri dilekçe sonucu özgürlüğüne kavuşmuştur. Bu af sonrası, tekrar yeraltı dünyasına dönmemiş, kendisini tamamıyla edebiyata vermiştir. Ancak toplumsal olaylara, ezilen insanlara karşı hiç duyarsız kalmadı; 1968 mayısında öğrencilerin, Vietnam Savaşı sırasında Amerikan solunun, ırkçılığa karşı Kara Panterler'in ve İsrail’e karşı da Filistinliler'in yanındaydı. Bu konular hakkında yazdıkları ve röportajları Türkçe olarak Açık Düşman başlığıyla yayımlanmıştır.

1986'da Paris'te bir otel odasında ölü olarak bulunmuştur.

Jean Genet Kitapları - Eserleri

  • Balkon
  • Hırsızın Günlüğü
  • Hizmetçiler
  • Zenciler
  • Açık Düşman
  • Gülün Mucizesi

  • Denizci
  • Paravanlar
  • Çiçeklerin Meryem Anası
  • Giacometti'nin Atölyesi
  • Sıkı Gözetim
  • Cenaze Merasimi
  • Sevdalı Tutsak

  • Tek Başına
  • Nasıl Oynanmalı

Jean Genet Alıntıları - Sözleri

  • “Güzel cümleler ezberlemeliydim. Böyle şeyler öğrenilir. Ama ben kendim güzel bir cümleyim, işte bu öğrenilemez.” (Sıkı Gözetim)
  • Kendi kendimin heykelini yapmayı bitirmedim, kendi kendimi dantel haline getireceğim. Kendi kendimi bir virane halinde tekrar işleyeceğim, ebedi bir virane. Şu anda beni yok eden zaman değil. Beni bitiren yorgunlukta değil. Sadece ölüm içime işleyen ölüm. (Zenciler)
  • Bu yaşamı sürmekten, bu oyunu oynamaktan başka hiçbir çaremiz yok bizim. (Hizmetçiler)
  • Ama ben, kendim güzel bir cümleyim, işte bu öğrenilemez. (Sıkı Gözetim)
  • Sevgilimin bana yüz vermeyişi beni daha da güzelleştiriyor. (Hizmetçiler)
  • Geceleyin, uçsuz bucaksız bir alanın ıssızlığında, yalnız ikiniz varsınız yeryüzünde. Bedenlerinizin çifte yontusu her bir yarısında yansıyor. Yalnızsınız ve çifte yalnızlığınız içinde yaşıyorsunuz. (Denizci)

  • Nesnelere gülümsemeyi ve onlar hakkında düşünmeyi öğreniyordum. (Hırsızın Günlüğü)
  • Şimdi hoşlanıyorum kendimden. Siz hoşlanmıyor musunuz benden? (Sıkı Gözetim)
  • Her insanın bir kimliği vardır ama insan kendi kimliğini algılayamaz; kendisinin düşsel bir yansısını başka bir insanın gözünde görebilir. (Sıkı Gözetim)
  • Aranızda özgürlüğün tadını iletmek önemli. Ne var ki Beyazlar özgürlükten korkuyorlar. Onlar için fazla kuvvetli bir içki bu. (Açık Düşman)
  • sayesinde aşkın ne olduğunu anladığımız davranış: Bir tekten ayrılmanın bilinci, ikiye bölünmüş olmanın bilinci, benliğinizin hayran hayran sizi seyre daldığının bilinci. (Denizci)
  • çekicilik güzellikte değildir, bir varolma biçimindedir. (Açık Düşman)
  • ...devlete tabi olan halk değildir, devlet halka tabidir; çokuluslu hisse senedi ortaklığına dayalı şirketlere ve onların fabrikalarına ihtiyacı olan halk değildir, halka ihtiyacı olan o pislik kapitalistlerdir... (Açık Düşman)

  • Kamplardaki sivil halka dokunulmayacağına söz veren Reagan, Mitterrand ile Pertini'ye inanıp Arafat ile beraber giden anne babalara şimdi bunu nasıl söyleyeceğiz? Çocukların, yaşlıların, kadınların katledilmesine ve cesetlerinin öylece başlarında bir dua bile okunmadan öylece ortada bırakılmasına kimsenin sesini çıkarmadığını nasıl söyleyeceğiz onlara? Ölülerinin nereye gömüldüğünü bilemediğimizi nasıl söyleyeceğiz? (Tek Başına)
  • İdam sehpasında ölmek; mutluluğumuz, şanımızdı bizim. Harcamone “başarmıştı” ve bu başarı her gün karşılaşılan işlerden olmadığından, servet ya da yüksek görevler gibi, bende şaşkınlık ve hayranlık uyandırmış, aynı zamanda da büyülü bir olaya tanık olan kimseyi altüst eden türden bir korku vermiştir bana. (Gülün Mucizesi)
  • "Kim ki bu yalnızlık karşında büyülenmemiştir, resmin güzelliğini anlayamaz. Anlıyorum derse, yalandır." (Giacometti'nin Atölyesi)
  • Çünkü Siyah-lar'ın baskıcı ve faşist bir rejimde yaşadıklarını anlayabilmek için Beyazlar'ın hayal güçlerini adamakıllı çalıştırmaları gerekiyor. (Açık Düşman)
  • Düşüklüğün belirtilerini taşıdığınız sürece düşüksünüzdür ve hileciliği bilmenin pek az yararı olur. Yalnızca yoksulluğun gerektirdiği gurur kullanıldığı için, en iğrenç yaraları besleyerek acıma uyandırıyorduk. Sizin mutluluğunuzun bir kınaması oluyorduk. (Hırsızın Günlüğü)
  • hayır, hiçbir zaman bizim için aşk olmayacak... (Zenciler)
  • Buralarda, gülme yalnızca bir dramdan doğar. Bu bir acı çığlığıdır. (Çiçeklerin Meryem Anası)

Yorum Yaz