matesis
dedas

Hoş Bulduk Hayat - Attila Şenkon Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Hoş Bulduk Hayat kimin eseri? Hoş Bulduk Hayat kitabının yazarı kimdir? Hoş Bulduk Hayat konusu ve anafikri nedir? Hoş Bulduk Hayat kitabı ne anlatıyor? Hoş Bulduk Hayat PDF indirme linki var mı? Hoş Bulduk Hayat kitabının yazarı Attila Şenkon kimdir? İşte Hoş Bulduk Hayat kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 29.06.2022 10:00
Hoş Bulduk Hayat - Attila Şenkon Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Attila Şenkon

Editör: Duygu Çayırcıoğlu

Tasarımcı: Deniz Karagül

Yayın Evi: İletişim Yayınları

İSBN: 9789750530487

Sayfa Sayısı: 147

Hoş Bulduk Hayat Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Ne acayip şeymiş bu yaşlılık. İki beden küçük bir takım elbisenin içine zorla sığdırılmışım sanki. Üzerimdeki ceket ve pantolon öyle dar ki, kollarımı bacaklarımı kımıldatmakta zorlanıyorum. Dikkatsiz bir hareket sonucu her an yırtılabilirler. Kıyafetime uyum sağlayıp bir köşede ağırbaşlılıkla oturabilsem sorun olmayacak aslında. Ama damarlarımda kaynayan kanı soğutamıyor, yüreğimdeki deli tayı dizginleyemiyorum bir türlü. Kendime verdiğim sözü tutup yaşlılığımla çocukluğumu buluşturmakla hata mı ettim yoksa? İlkokul müsameresinde saçları pudrayla beyazlaştırılıp zorla dede rolüne çıkartılmış öğrenci gibiyim. Dışım kış, içim bahar...”

Ünlü bir şair olan Hüsrev Pertev, ölmeden önce bir vasiyette bulunmuştur: Özgür iradesiyle yayımlanmış kitaplarının dışında

geriye tek bir satır bile bırakmak istemiyordur...

Attilâ Şenkon, merhum bir şairin çalışma odasında bulunan yayımlanmamış bir metinle başlayan, genç ve azimli bir editörün dedektif titizliğiyle birleştirdiği parçalarla açıklığa kavuşan özgün bir hikâye anlatıyor.

Hoş Bulduk Hayat, okuru, yazarların ve yayıncıların dolambaçlı yollarında kaybolmaya davet ediyor, edebiyatın dünü ve bugünü arasında bir yolculuğa çıkarıyor.

Hoş Bulduk Hayat Alıntıları - Sözleri

  • Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya Gülten Akın
  • Kısaca, payına düşeni yaşayan her fani gibi ben de dersimi aldım, yükümü sırtladım; biraz kırgın, biraz dargın, yorgun argın gidiyorum.
  • Korkuyordum hayattan. Ben küçücüktüm o ise çok büyük. Tırmanmam gereken yüksek bir dağ gibi dikiliyordu karşımda.
  • Parmaklarının ucu tenime dokunduğu an kolumdaki acıyı unuttum. Daha güçlü bir ateşle yüreğim tutuştu çünkü.
  • Harfleri sever, rakamlardan korkarım oldum olası. Sözcüklerin önü arkası bellidir de sayıların sağına soğuna güvenilmez.
  • Üslup; yazarın nefesi... Gözle görünmeyeni, yürekte sezileni.
  • Yaşamak güzeldi. Bazen yanarak, bazen sönerek; kimi gün ağlayıp kimi gün gülerek geçtim içinden. O mu kısaydı, ben mi aceleciydim anlayamadım. Tam öğrenmişken, tam alışmışken sonu göründü. Şimdiki aklımla baştan başlasam, her şeyin çok daha kolay olacağından eminim. Ama insan bir filmi ikinci izleyişinde ondan aynı zevki alabilir mi, kararsızım. Yaşamak acemilikleriyle güzeldi. Teşekkürler Tanrım.
  • Korkuyordum hayattan. Ben küçücüktüm, o ise çok büyük. Tırmanmam gereken yüksek bir dağ gibi dikiliyordu karşımda. Eteklerine çocukluk, aradaki kısmına gençlik, zirvesine de yaşlılık adı verilen üç katmanlı bir dağ idi bu.
  • Ölmeye gör... Yazdığın kitaplara, yaptığın iyiliklere ve yardımlara rağmen hemen unutuyorlar.
  • Ah, kimselerin vakti yok Durup ince şeyleri anlamaya Gülten Akın
  • Paketteki son çekirdeğin acı çıkmasına benziyor hayat; ne kadar güzel yaşanırsa yaşansın ölümle bitiyor çünkü.
  • İlk aşk unutulmuyor be evlat. Nefes olup ciğerine, kan olup damarına yerleşiyor insanın; aradan yıllar geçse bile sürdürüyor varlığını.
  • "İlkokul müsameresinde saçları pudrayla beyazlaştırılıp zorla dede rolüne çıkartılmış öğrenci gibiyim. Dışım kış, içim bahar."
  • Yaşamak güzeldi. Bazen yanarak, bazen sönerek; kimi gün ağlayıp kimi gün gülerek geçtim içinde. Onu kısaydı, ben mi aceleciydim anlayamadım. Tam öğrenmişken, tam alışmışken sonu göründü. Şimdi aklımda baştan başlasam, her şeyin çok daha kolay olacağından eminim. Ama insan bir filmi ikinci izleyişinde ondan aynı zevki alabilir mi , kararsızım. Yaşamak acemilikleriyle güzeldi. Teşekkürler Tanrım .
  • “ Biçimsiz bir çocuktum. İnsan kokusuna hassas burnum, zamanımdan evvel söz kuşanan dilim ve büyüteç görünümlü gözlerimTanrı’nın armağanı ;yeryüzündeki bütün sesleri içinde biriktiren kulaklarım ise abimin eseriydi.Bı tuhaf özelliklerle büyümenin aslında paha biçilmez bir ayrıcalık olduğunun, hayatımı nasıl zenginleştireceğinin farkında değildim. “

Hoş Bulduk Hayat İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Attila Şenkon, 40 yıl arayla cereyan eden ancak birbirine paralel ilerleyen bağlantılı iki ayrı hikâyeyi dönüşümlü olarak anlattığı romanının sağdaki sayfalarında; 1976 yılında ünlü şair Hüsrev Pertev'e ve ona yaşlılık döneminde 10 yıl boyunca refakat eden Ekrem'e odaklanarak iki can yoldaşının edebiyatla, sanatla, şiirle dolu ilişkisini işlerken, soldaki sayfalarında ise 2016 yılında çoktan ölmüş olan şairin eşyaları arasında bulunan ajandadaki basılmamış romanın editoryal çalışmasını yapan Sema'nın hikâyesini anlatıyor. Sema ünlü şairin bu gizli kalmış romanını inceledikçe beklenmedik ilginç sürprizlerle karşılaşıyor ve okurlar da kendilerini onunla beraber çıktıkları yolculukta son derece keyifli, merak uyandırıcı bir edebiyat araştırmasının içinde buluyor. Şenkon'un dönüşümlü olarak geçmiş ve gelecek arasında sürekli gidip geldiği bu çift katmanlı hikâye, aynı zamanda okura yayımcılık dünyasının cilveleri ve editoryal çalışmaların arka planı konusunda çok şeyler anlatıyor. Tek kelime ile bir başyapıt. (Evrim Devrim)

"Hoş Bulduk Hayat" Attila Şenkon 'un bir çırpıda okunuveren ve damakta tadı kalan kısa romanı. İyi bir okur ve araştırmacının yazarın üslubunu çok iyi tanıyacağını gözler önüne seriyor bu yapıt. 1976-2016 tarihlerinde iki yaşam ve bir yapıtta kesişen hayatlar. "İlk randevulara geç kalmak kadar erken gitmenin de doğru olmadığını okumuştu." "Etkileyici bir açılış cümlesi lokomotife benzer." derdi hep. "Peşinden gelenleri sürükleyip götürür." "Yazmak içşn yaşamış, yaşamak için yazmıştı. Edebiyat değil, edebihayattı onunki." @attilasenkon kaleminize sağlık #hoşbuldukhayat #hoşgeldinölüm #sevgisoysal #yılmazertezşiirleri @yazarıylakonuşanlar söyleşiye hazırım (Emine Çelebioğlu Taş)

Ne güzeldir bilirmisiniz? Olayları/hikayeyi ıcığına cıcığına kadar anlatmayan, kurguya okuyucuyu da dahil eden kitaplar. İşte yazar Şenkonun kitaplarını sevmem de en büyük etken ... Bu sefer kitapta ki editörle beraber bir şairin peşindeyiz, daha doğrusu şairin son eserini okuyucuya kazandırma peşinde ... Kitapta değişik bir anlatım denemiş Şenkon. Bir yanda editörümüzün mücadelesine şahit olurken öte yanda da şairimizin son günlerini okuyoruz .... “Korkuyordum hayattan. Ben küçücüktüm, o ise çok büyük. Tırmanmam gereken bir dağ gibi dikiliyordu karşımda. Eteklerine çocukluk, arkadaki kısmına gençlik, zirvesine de yaşlılık adı verilen üç katmanlı bir dağ idi bu.” diyor şairimiz hayata elveda derken Öte yandan editörümüz ise şairi hayta döndürme çabasında hoş bulduk hayat demeye çalışıyor ... Geçmişle şimdiki aman arasında slalom yaparken tempoyu düşürmüyoruz o yüzden dikkat edin ”bir solukta” bitirebilirsiniz kitabı. Lakin tavsiyem odur ki, bir solukta değil bir kaç solukta okuyun. Şahsen ben öyle yaptım netekim fasılalarla okuduğunuzda sizin de hayal gücünüz harekete geçiyor ... Amma ve lakin kayıkçı, yine de bir buçuk günde bitti (Cem Erem)

Hoş Bulduk Hayat PDF indirme linki var mı?

Attila Şenkon - Hoş Bulduk Hayat kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Hoş Bulduk Hayat PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Attila Şenkon Kimdir?

Attilâ Şenkon, 21 Ağustos 1962'de Ankara'da doğdu. İlk, orta ve liseyi bu kentte tamamladı. 1987'de Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü'nden yüksek lisans derecesiyle mezun oldu. Dostluk ve insan ilişkilerini fantastik bir anlatımla sorgulayan öykülerini 1990'da Her Gün Perşembe Olsa adıyla kitaplaştırdı. Bu ilk kitabı ile 1991 Akademi Kitabevi Öykü Özendirme Ödülü'ne değer görüldü. 1993'te ikinci öykü kitabı Uykusuz Gece Düşleri, 1995'te Ten Yükü, 1998'de ise Nazlı Eray'ın yaşamöyküsünden yola çıkarak yazdığı ilk romanı Bütün Düşler `Nazlı'dır yayınlandı. Güldane Ayaoku Yiğit tarafından filme alınan Ten Yükü, 19. İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması'nda dördüncü oldu.

Attila Şenkon Kitapları - Eserleri

  • Gökkuşağına İki Bilet
  • Hoş Bulduk Hayat
  • Yalan Satıcısı
  • Her Gün Perşembe Olsa
  • Telef
  • Ten Yükü
  • On Üç Büyülü Öykü
  • Bıyık İzi Yalanları
  • Bütün Düşler Nazlı'dır
  • Aykırı Üçgenler
  • Sustum Duydun mu?
  • Bahar Temizliği
  • Geveze Kitap Tatilde

Attila Şenkon Alıntıları - Sözleri

  • Biliyorum ki, dostluklar var oldukça sevgi tükenmez. (Her Gün Perşembe Olsa)
  • “Bizimle dalga geçen hayattır. Her zaman. Hep.” (Yalan Satıcısı)
  • “Benim yaşadıklarım kaderdi. Kadere ancak boyun eğilir. Halka yaşatılan zulme ise baş kaldırmak gerekir.” (Telef)
  • “Hayatın yeni dalgası, yüreğimin kıyısına vurup geri çekiliyor usulca. Bir taş daha yerine oturur. Romanın bittiğini anlarım.” (Yalan Satıcısı)
  • Unutma, insanın kendini tanımasından daha önemli şey yoktur yaşamda. Kendini tanımayan başka insanları anlayamaz. Başka insanlar anlaşılmadan da yaşam anlatılamaz. (Gökkuşağına İki Bilet)
  • “Yaşama bir ucundan tutunmazsak hızlı bir tren gibi bizi almadan yanımızdan geçip gider.” (Bütün Düşler Nazlı'dır)
  • Seninseyemezsin çocuk. Sevgi, hoşgörü, özveri bolca konmuşsa hamuruna ve sen yirmi küsur yıl böyle pişmişsen, olmak istediğin bu kişiyi seninseyemezsin. Değişmeye karar verdiğimde sen yaşlardaydım. Beni de bezdirmişti insanlar. Tek çıkar yolun oyunu onların kurallarıyla oynamak olduğuna inanmıştım. Başlangıçta zorlandıysam da, sonunda kaskatı bir maske takabildim yüzüme. Ne var ki, içimdeki benle yüzümdeki maske hâlâ iki yabancı. (Her Gün Perşembe Olsa)
  • "... az önce açtığı yarayı kendi örten bir yara bandıydı o an." (Yalan Satıcısı)
  • Korkuyordum hayattan. Ben küçücüktüm, o ise çok büyük. Tırmanmam gereken yüksek bir dağ gibi dikiliyordu karşımda. Eteklerine çocukluk, aradaki kısmına gençlik, zirvesine de yaşlılık adı verilen üç katmanlı bir dağ idi bu. (Hoş Bulduk Hayat)
  • Kısaca, payına düşeni yaşayan her fani gibi ben de dersimi aldım, yükümü sırtladım; biraz kırgın, biraz dargın, yorgun argın gidiyorum. (Hoş Bulduk Hayat)
  • "İnsan, yaşamını temize çekebilir mi?" öykünün sonunda da şöyle cevap veriyor: "Yaşam temize çekilemiyor. Bir tek ölüm her şeyin üstünü örtebilir. Yalnız ölüm." (Ten Yükü)
  • "Dünyaya gelirken herkesin yüreğine bir armağan paketi yerleştirir Tanrı. Kimileri bu paketin farkına bile varmadan yaşayıp gider, kimileri açmakta geç kalır, açanların çoğu ise içinden çıkan şeyi ne yapacağını bilemez. Sen, paketini çok küçük yaşında açan şanslılardan ve sunulmuş armağanın değerini anlayanlardansın." (Gökkuşağına İki Bilet)
  • "Mutlu sonlara öyle ihtiyacımız var ki.” (Yalan Satıcısı)
  • Ayrılık zamanı hızla yaklaşıyordu, bizse hâlâ susuyorduk. Söylemek istediğim ne çok şey vardı oysa. Neden korkuyordum ki ağlamaktan? (Ten Yükü)
  • İki tümce arasında bunca değişir mi insan? (Her Gün Perşembe Olsa)
  • Ölmeye gör... Yazdığın kitaplara, yaptığın iyiliklere ve yardımlara rağmen hemen unutuyorlar. (Hoş Bulduk Hayat)
  • Yaşamak güzeldi. Bazen yanarak, bazen sönerek; kimi gün ağlayıp kimi gün gülerek geçtim içinde. Onu kısaydı, ben mi aceleciydim anlayamadım. Tam öğrenmişken, tam alışmışken sonu göründü. Şimdi aklımda baştan başlasam, her şeyin çok daha kolay olacağından eminim. Ama insan bir filmi ikinci izleyişinde ondan aynı zevki alabilir mi , kararsızım. Yaşamak acemilikleriyle güzeldi. Teşekkürler Tanrım . (Hoş Bulduk Hayat)
  • “Çivi çıkarmış, ama yeri kalırmış gerçekten.” (Telef)
  • "İlkokul müsameresinde saçları pudrayla beyazlaştırılıp zorla dede rolüne çıkartılmış öğrenci gibiyim. Dışım kış, içim bahar." (Hoş Bulduk Hayat)
  • "Yazdıkça kendini daha iyi tanır, yüreğini kazıdıkça içindeki gizli bene ulaşırsın. Kendi psikiyatrın olursun giderek. Unutma, insanın kendini tanımasından daha önemli şey yoktur yaşamda. Kendini tanımayan başka insanları anlayamaz. Başka insanlar anlaşılmadan da yaşam anlatılamaz. Belki de bu yüzden, kimi yazarlar yaşama duyarlı bir şekilde dokunurken, kimileri ona tecavüz ederler." (Gökkuşağına İki Bilet)

Yorum Yaz