İnce Memed 3 - Yaşar Kemal Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İnce Memed 3 kimin eseri? İnce Memed 3 kitabının yazarı kimdir? İnce Memed 3 konusu ve anafikri nedir? İnce Memed 3 kitabı ne anlatıyor? İnce Memed 3 kitabının yazarı Yaşar Kemal kimdir? İşte İnce Memed 3 kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Yaşar Kemal
Yayın Evi: Yapı Kredi Yayınları
İSBN: 9789750807030
Sayfa Sayısı: 629
İnce Memed 3 Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Otuz iki yıllık bir zaman diliminde yazılan İnce Memed dörtlüsü, düzene başkaldıran Memed’in ve insan ilişkileri, doğası ve renkleriyle Çukurova’nın öyküsü. Yaşar Kemal’in söyleyişiyle “içinde başkaldırma kurduyla doğmuş” bir insanın, “mecbur adam”ın romanı.
Çiçekli Mahmut Ağa, Çiçeklideresi köyündeki toprak-larını işleyen köylüleri İnce Memed’i korudukları için topraklarından atar. Bunun üzerine Memed Çiçekli Mahmut Ağa’yı öldürür. Zulmedenlerin öldürmekle bitmeyeceği yönündeki kuşkuları, “bir İnce Memed gitse de, yerine bin Memed gelir” fikriyle umuda dönüşür.
İnce Memed 3 Alıntıları - Sözleri
- “İnsan her şeyden kurtulur da içindeki kurttan kurtulamaz.”
- Uğruna bu kadar alçaldığımız, zulmettiğimiz, haram yediğimiz, insan öldürdüğümüz yaşamak ne işe yarıyor?
- Ağlamak kadınların yazgısıdır.
- “Sen çok üzülmüşe benziyorsun ...”
- Şu dünyaya kim bilir ne kötü, ne alçak, tanıyınca ne kadar utanacağımız insan gelmiştir ...
- Kelebekler, bir güzel çiçeklere, bir de iyi kimselerin ölülerine çokuşurlar.
- Sende bu korku, bende bu doğruluk varken biz bir araya gelemeyiz.
- "İnsanın yolunu Allah çizer.”
- “İnsan, tanıdığını sandığı insanı kendisine benzeterek tanır.”
- Sende bu korku, bende bu doğruluk varken biz bir araya gelemeyiz.
- "Biz ölmüşüz de üstümüze ağıt yakan yok."
- Eğer bir ülkede adalet yozlaşırsa o memleketin dibi oyulmuş demektir. Adaleti çökmüş bir milleti yok olmaktan hiçbir güç kurtaramaz.
- " Eğer bir ülkede adalet yozlaşırsa , o memleketin dibi oyulmuş demektir. Adaleti çökmüş bir milleti yok olmaktan hiçbir güç kurtaramaz . "
- “İnsan azgınlaştı. İnsan insanlıktan çıktı. Bundan sonra biz iflah olur muyuz?”
- “Bir insan ne kadar sana benzerse, o kadar da benzemez. Hiçbir insanın bir başka benzeri yoktur.”
İnce Memed 3 İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Osmanlı’nın son yılları ile cumhuriyetin ilk yıllarında Anadolu’nun, özelinde Çukurova’nın, sosyo-ekonomik, siyasal ve kültürel yapısını en iyi anlatan ve gelecek kuşaklar için bir ayna tutacak, kocaman bir hazine değerini taşıyacak eser hangisidir, derseniz. Ben bu eser, “İnce Memed serisidir.” diye cevaplarım. Cumhuriyetin ilk dönemlerindeki Çukurova’yı, Çukurova’nın iklimini, doğasını, kültürünü, yaşam biçimini, köylü sınıfının belli bir zümre tarafından nasıl sömürüldüğünü, o kadar güzel anlatıyor ki benzer betimlemeler ilk iki seride olduğu gibi bu üçüncü seride de defalarca tekrar yapmasına rağmen beni hiç sıkmadı. Aksine kendimi adeta Çukurova’nın, usta yazarın anlattığı, zenginliklerinin içinde buldum. Günümüzde şehirleşmenin üst düzeye ulaşması, insanlarımızın çoğunun doğadan kopması ve benzeri sebeplerden kaynaklı günlük hayatımızda Türkçede kullanılamayan birçok kelime bu seride buldum. Zaman zaman TDK’e sözlüğüne de bakmak durumunda kaldım. Bu seriden çıkardığım en önemli sonuç: 1- Birinci kitapta, zulme karşı başkaldırarak zulmün bitebileceğinin inancı, 2- İkinci kitapta, insanoğlu var olduğu sürece zulmün bitmeyeceği inancı, 3- Üçüncü kitapta ise dünyada zulüm yapan insanlar varsa zulme karşı da mücadele edebilecek daha çok insanın var olacağı inancı. Bu üçüncü kitabın başlarında olaylar her ne kadar ağır ilerlese de sonunu ilk iki kitap gibi güzel bitirmiş. Serinin sonu olan dördüncü kitabı okumak için sabırsızlıkla bekliyorum. Kitaplarla kalın… (Gülüzar Yıldırım)
Serinin birinci ve ikinci kitabı okuduktan sonra, kalan iki kitabını okumamaya karar vermiştim. Yaşar Kemal'in Mehmet Ali Birand ile yaptığı bir röportajı izledikten sonra, seriyi bitirmeye karar verdim. Yaşar Kemal'e o dönemde yapılan karalamalar ve eskiden çalıştığı gazetede kendisi hakkında yazılan "vatan haini" sözleri üzerine Yaşar Kemal şu sözleri söylüyor: "Bana vatan haini diyenler o gazete kapandığında unutulacaklar ama İnce Memed belki 50 yıl boyunca okunacak". Bu sözler serinin kalanını okumak için yeterli oldu. Üçüncü kitabı gelecek olursak, İnce Memed'den ziyade daha çok yan karakterlerin hikayesi ağır basmış. Ana karakter üzerinden beklentileri olanlar için kitap durağan bir şekilde ilerliyor denilebilir. İlk iki kitaptaki heyecanı bulduğumu söyleyemem. Bunlara rağmen yan karakterlerin(Murtaza Ağa, Topal Ali, Askerler ve Yörükler vb.) hikayelerinin anlatımı oldukça hoşuma gitti. Namı olan birisinin hiçbir şey yapmasa bile insanlar üzerinde kulaktan kulağa yayılan efsaneleriyle; sevenlerine mutluluk, düşmanlarına ise sonsuz korku saldığı durumlar mevcut. Halkın kulaktan kulağa oynaması gibi, pireyi deve yaparak çok küçük olayların büyütülmesiyle İnce Memed herkes için iyi veya kötü şekilde kahraman haline gelmiş. Çukurova ve civar çevresi için oldukça geniş kültürel ve savaş sonra siyasi analizler çok derin bir şekilde yapılmış. Kurtuluş Savaşından sonra Cumhuriyetin ilk yıllarında toprak ağalarının nasıl zenginleştiği ve halkın ne şekilde yoksullukla boğuştu anlatılmış. Sadece bir eşkiya hikayesinden ziyade, belli bir döneme ayna tutan bir seri ve bu konuda çok başarılı. Yaşar Kemal'in olayları yalın bir şekilde betimlemesiyle, İnce Memedin tarlada yürürken ayağına takılan çakır dikenlerinin bacağını kanatmasıyla duyduğu acıyı hissedebilirsiniz. Serinin dördüncü kitabını okumak için sanırım üç, dört ay kadar bekleyeceğim. Kitapların kalın olması ve hikayenin biraz daha zihinde soğuyup olgunlaşmasının, okuma serüvenine pozitif etki yapacağı düşüncesindeyim. (Adem)
Kitabın Yazarı Yaşar Kemal Kimdir?
Yaşar Kemal (d. Kemal Sadık Gökçeli,] 1923; Gökçedam, Osmaniye), Kürt asıllı Türk romancı, senaryo ve öykü yazarı. Türk edebiyatının en önde gelen kalemlerinden biridir. İlk öykü kitabı Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü ile ilk romanı İnce Memed, Cumhuriyet'te tefrika edildi. İnce Memed, yaklaşık kırk dile çevrilerek yayımlandı ve kitaplarının yurtdışındaki baskısı yüz kırktan fazladır.
Yaşar Kemal pek çok yapıtında Anadolu'nun efsane ve masallarından yararlanmıştır. PEN Yazarlar Derneği üyesidir. Nobel Edebiyat Ödülü'ne aday gösterilen ilk Türk yazardır.
Çocukluğu
Yaşar Kemal, Nigâr Hanım ile çiftçi Sadık Efendi'nin oğlu olarak aslen Van-Erciş yolu üzerinde ve Van Gölü'ne yakın Muradiye ilçesine bağlı Ernis (bugün Ünseli) köyünden olan bir aileden dünyaya geldi. Kendi anlatımına göre bir Türkmen köyünde tek Kürt ailenin çocuğu olarak doğup büyüyen Yaşar Kemal, evde sadece Kürtçe köyde ise Türkçe konuşurdu. Ailesi, Birinci Dünya Savaşı'ndan dolayı Adana'nın Osmaniye ilçesine bağlı Hemite (bugün Gökçedam) köyüne yerleşti. Beş yaşındayken, babasının camide öldürülüşüne tanık oldu. Orta okul döneminde çeşitli işlerde çalıştı. Kuzucuoğlu Pamuk Üretme Çiftliği'nde ırgat kâtipliği (1941), Adana Halkevi Ramazanoğlu kitaplığında memurluk (1942), Zirai Mücadele'de ırgatbaşlığı, daha sonra Kadirli'nin Bahçe köyünde öğretmen vekilliği (1941-42), pamuk tarlalarında, batozlarda ırgatlık, traktör sürücülüğü, çeltik tarlalarında kontrolörlük yaptı.
Sanat hayatı
1978 yılındaki yaptığı bir söyleşide sanat çalışmalarına ilkokula başlamadan önce şiirle işe koyulduğunu ve okula başladığında "yaşlı halk şairleriyle çakıştığını" anımsadığını belirtti. İlkokulun son sınıfındayken arkadaşı Aşık Mecit, çok iyi saz çalarken kendisi annesinden ötürü sazı "berbat" çalmaktaydı. Bunun nedenini şu sözlerle dile getirdi:
"Benim saz çalamamamın sebebi var, anam aşık olacağım da diyar diyar dolaşacağım diye saza, aşıklığa düşman olmuştu. Onun tek çocuğuydum ve gözünden ayırmıyordu beni. Okulda, düğünlerde bayramlarda beni hep Aşık Mecitle çakıştırırlardı. Aşık Mecitle Kadirlide bir kahvede bir gece sabaha kadar çakıştığımı şimdi iyice anımsıyorum."
Ortaokuldan ayrıldıktan sonra folklor derlemelerine başladı ve 1940-1941 yılları arasında Çukurovadan ile Toroslardan derlediği ağıtları içeren ilk kitabı olan Ağıtlar, Adana Halkevi tarafından 1943 yılında yayınladı. 1944 yılında ilk hikâyesi Pis Hikâye'yi yayınladı. Bunu, Kayseri'de askerlik yaparken yazmıştı. Bebek, Dükkâncı, Memet ile Memet öyküleri 1950'lerde yayımlandı.
Kemal Sadık Göğceli adı ile çeşitli yayımlarda yazarken Yaşar Kemal adını Cumhuriyet gazetesine girince kullanmaya başladı. 1952 yılında yayımlanan ilk öykü kitabı olan Sarı Sıcak'ta da yer alan Bebek öyküsü burada tefrika edildi.
1947'de İnce Memed'i yazdı fakat yarım bıraktı ve 1953-54’te bitirdi. Romanı yazma nedeni eşkiya olan ve dağda vurulan amcasının oğlunun vurulması olduğunu 1987 yılındaki bir söyleşisinde belirtti. Ayrıca aynı söyleşide, çocukluğunun eşkiyalığın içinde geçtiğini, dayısının "en büyük" eşkiyalardan biri olduğunu, o çevrede 1936'lara kadar beş yüze yakın eşkiya bulunduğunu ve bunlardan birinin de Kurtuluş Savaşı'nda Kadirli'yi ilk örgütleyenlerden olan Karamüftüoğlu ailesinden ünlü Remzi Bey olduğunu söyledi. Remzi Bey'in kendisine, ilk İnce Memed hikayesinde "Çakırdikeni" diye yer alan diken hikâyesini anlattı ve Yaşar Kemal'le "eşkıyalığın felsefesini" yaptı.
Yaşar Kemal'in dünyada ilk kez yayımlanan seri, Bebek öyküsüdür ve önce Fransızcaya, sonra İngilizceye, İtalyancaya, Rusçaya, Romenceye ve diğer dillere çevrildi.
Siyaset
17 yaşından bu yana sosyalist politikanın içindedir. 1961 Anayasası'ndan sonra kurulan Türkiye İşçi Partisi'ne 1962'de katıldı. Emekçi sınıfının tamamen yönetime gelmesini isteyen Kemal, TİP'te sekiz yıl çalıştı ve yöneticilerden biriydi. 1987'deki bir söyleşisinde Türkiye'de bir Marksist partiye ihtiyaç olduğunu belirtmiştir. Aynı söyleşideki "Nasıl bir sol modelden yanasınız?" sorusuna, şu cevabı vermiştir:
"Her ülke sosyalist modelini kendisi kurar. Sovyetlerin 70 yıldır yaşama geçmiş modelini kabul edemeyiz. Yüzde yüz bağımsızlıktır sosyalizm. Kişi bağımsızlığı, ülke bağımsızlığı, politik bağımsızlık, ekonomik bağımsızlık, özellikle de kültürel bağımsızlık... Sosyalizmin başka bir anlamı yok benim için. Bu çağa gelinceye kadar kültürler birbirlerini beslemişlerdir, yok etmemişlerdir. Oysa çağımızda, kültürler kültürleri yok etmek için, bilinçli olarak kullanılmışlardır, emperyalistler tarafından. Benim için dünya bin çiçekli bir kültür bahçesidir; bir çiçeğin bile yok olmasını, dünya için büyük bir kayıp sayarım."
TİP'ten ayrılan yazar, nedenini partinin niteliğini yitirmesine, bürokratların eline geçmesine ve emekçilerden kopmasına bağladı. Sovyetler Birliği çökmesinin, sosyalizmin de çökmesi değil, tam tersine dünya sosyalizminin zaferi olduğunu 1993'teki bir söyleşisinde dile getirmiştir.
Temalar
« Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi... Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım. [...] Ben etle kemik nasıl biribirinden ayrılmazsa, sanatımın halktan ayrılmamasını isterim. Bu çağda halktan kopmuş bir sanata inanmıyorum. »
Yaşar Kemal'im edebi çalışmalarında halka dönük bir düşünce hakim oldu ve bunu, bir yerde politik düşünce ile birleştirerek yürüttü. Yapıtlarıda halk şiirinde, epopelerde olduğu gibi insan değerlerinden kopmamaya çalıştı. Yaşar Kemal, siyasi görüşü ile sanatının paralel olduğunu, "halk ve doğa"ya inandığını, sanatının proletaryanın çıkarlarının emrinde olduğunu dile getirmiştir.
Yaşar Kemal Kitapları - Eserleri
- Teneke
- Çakırcalı Efe
- İnce Memed 1
- İnce Memed 2
- İnce Memed 3
- İnce Memed 4
- Ağacın Çürüğü
- Ağıtlar
- Ağrıdağı Efsanesi
- Al Gözüm Seyreyle Salih
- Yılanı Öldürseler
- Çıplak Deniz Çıplak Ada
- Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
- Karıncanın Su İçtiği
- Tanyeri Horozları
- Demirciler Çarşısı Cinayeti
- Yusufçuk Yusuf
- Allahın Askerleri
- Hüyükteki Nar Ağacı
- Zulmün Artsın
- Üç Anadolu Efsanesi
- Binboğalar Efsanesi
- Ortadirek
- Denizler Kurudu
- Kuşlar da Gitti
- Deniz Küstü
- Tek Kanatlı Bir Kuş
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca
- Yağmurcuk Kuşu
- Kale Kapısı
- Kanın Sesi
- Ölmez Otu
- Yer Demir Gök Bakır
- Gökyüzü Mavi Kaldı
- Sarı Sıcak
- Yanan Ormanlarda Elli Gün
- Nuhun Gemisi
- Peri Bacaları
- Bir Bulut Kaynıyor
- Neredesin Arkadaşım
- Sevmek, Sevinmek, İyi Şeyler Üstüne
- Baldaki Tuz
- Bugünlerde Bahar İndi
- Yolda
- Yağmurla Gelen
- Binbir Çiçekli Bahçe
- Pis Hikaye
- Kalemler
- Ustadır Arı
- Bu Bir Çağrıdır
- Yüzler
- Yaşar Kemal Kendini Anlatıyor
- Dağın Öte Yüzü
- Beyaz Pantolon
- Sarı Defterdekiler
- Don Quijote ve Roman Sanatı
- Bu Diyar Baştan Başa
- Röportaj Yazarlığında 60 Yıl
- Yeşil Kertenkele
- İnce Memed
- Taş Çatlasa
- Çukurova Yana Yana
- Teneke, Sarı Sıcak, Pis Hikaye ve Ötekiler
- Bütün Hikayeler
- Memed, mein Falke
- Van
Yaşar Kemal Alıntıları - Sözleri
- " Keşke zelzelede ölseydik de bu hallere düşmeseydik." (Nuhun Gemisi)
- İçinden her şeyi bırakıp kaçmak geldi. Yapamadı. (Beyaz Pantolon)
- Kaçamıyordu kimseden, kendini yitirip gitmişti. (Yılanı Öldürseler)
- Cehennem yerinde hiç ateş yoktur, herkes ateşini buradan götürür... (Kuşlar da Gitti)
- Ve sonra Sait Faik… Yeşil, çocuksu gözleri vardı. Onulmaz öfkesi vardı. Hikayeleri kadar da, kendi kişiliğinin tadı vardı. Küfürleri vardı. Ve İstanbul Sait Faiksiz edemezdi. (Peri Bacaları)
- "Oğlum, diyordu.Sen sen ol görünüşe aldanma. İnsanlar iki yüzlüdür..." (Teneke)
- Şu insanoğluna akıl ermez. (Ağrıdağı Efsanesi)
- Yeni yüzler, yeni dünyalar görmek onu kendine çekiyordu. Yeni yeni insanlara, yeni yeni şeyler söylemek. (Üç Anadolu Efsanesi)
- İnsana ne olursa olsun, başına ne gelirse gelsin, insan umudunu kesmemeli. Yalnız kalmış, umudunu yitirmiş insan yarı ölü bir insandır. Bana kalırsa insan yaratım gücünü hiçbir yerde yitirmemelidir. (Çıplak Deniz Çıplak Ada)
- Korku, insanın yerleşmiş, büyük duygularından bir tanesi… Bana göre, insanlar korkuyu inkar ettikçe korkuyorlar. (Ağacın Çürüğü)
- İnsan doğar, büyür ve ölür. Sınıf da doğar, büyür ve ölür. Ama büyük insanlık ölmez. Doğada da böyle bir oluşum var. Doğanın parçaları da doğar, büyür, ölürler. (Binbir Çiçekli Bahçe)
- Çöplükler, şehirlerin tıpa tıp aynasıdır. (Yolda)
- insanın katlandığına dağlar katlanmaz. (Bu Bir Çağrıdır)
- "Benim Ustam," dedi, "benim ustamda böyle yapardı.Emek varsa yemek vardır" (Yağmurla Gelen)
- “Bir insan ne kadar yürekliyse, o kadar korkaktır. Ya da bir insan ne kadar korkaksa o kadar yüreklidir. Bunun böyle olduğunu bir insan ancak seksenine gelince anlar.” (İnce Memed 2)
- "Bugünlerde öğretmenlik, doğru dürüst vicdanlı öğretmenlik bir kahramanlık değil mi, bu kadar kıyımdan, sürgünden, zulümden sonra… Ve aldıkları para ayın on beşine kadar yetmezken… Baskı, baskı, baskı… Bugünlerde öğretmenlik yapılır mı?" (Baldaki Tuz)
- Tanışmadan görüşmeden bir insan bir ıssız ada gibidir.. (Tek Kanatlı Bir Kuş)
- "Susmak sövmektir." (İnce Memed 4)
- Çok özlem çeken insanlardır çocuklar (Neredesin Arkadaşım)
- Umutsuzluk,kötülüğe karşı savasma gücünü yokeden, kıran en büyük silahtır. (Taş Çatlasa)
Editör: Nasrettin Güneş