İstanbul'un Nazım Planı - Sunay Akın Kitap özeti, konusu ve incelemesi
İstanbul'un Nazım Planı kimin eseri? İstanbul'un Nazım Planı kitabının yazarı kimdir? İstanbul'un Nazım Planı konusu ve anafikri nedir? İstanbul'un Nazım Planı kitabı ne anlatıyor? İstanbul'un Nazım Planı kitabının yazarı Sunay Akın kimdir? İşte İstanbul'un Nazım Planı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Sunay Akın
Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9789944888912
Sayfa Sayısı: 168
İstanbul'un Nazım Planı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Tarih: 1 Ocak 1921... Yeni bir yılın ilk sabahında İstanbul'a kar yağmış ama pek tutmamıştır... Yol kenarlarında ve Çamlıca tepesinde beyazlıklar göze çarpıyor... Sirkeci'den demir alan bir vapur pamuk balyalarıyla dolu olsa da, asıl yükü direnişe katılmak için Anadolu'ya geçen Kuva-i Milliyecilerdir.
Vapurda dört de şair vardır: Yusuf Ziya, Faruk Nafiz, Vâlâ Nureddin ve Nâzım Hikmet...
Kız Kulesi'ne doğru yaklaşıldıkça Nâzım'ın yüreğindeki korku da büyür. Çünkü, Kız Kulesi işgal yıllarında İngiliz askerleri tarafından Boğaz'dan geçen gemilerin kontrol edildiği bir karakol olarak kullanılıyordu.
(Tanıtım Bülteninden)
İstanbul'un Nazım Planı Alıntıları - Sözleri
- Kadından şair olamayacağını iddia edenler, ilk aşk şiirinin bir kadın tarafından yazıldığını elbette bilmezler.
- Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür.
- Kitap bir aynadır: Yüzüne bir maymun bakarsa, elbette bir havarinin yüzünü yansıtmaz.
- Aşkla duruyorum ayakta.
- Bütün savaşların sona ermesi dileğiyle...
- Iyi bağlanmış bir kravat, hayata atılan ilk ciddi adımdır.
- Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür Ve bir orman gibi kardeşçesine.
- Selimiye Kışlası'nın kulelerine dikkatli bakın bir İstanbul gecesinde. Kanın ve kirin ortasında yaratılan devrimin ışığını pencerelerde göreceksiniz!
- Kitap bir aynadır: Yüzüne bir maymun bakarsa elbette bir havarinin görüntüsünü yansıtmaz. George C. Lichtenberg
- Emekçilerin ellerindeki anahtarla güzel günlerin kapısını açacağı gerçeği asla pas tutmuyor!
- Sümerlerden bu yana şiirler yazılıyormuş. Bakıyorum dünyanın haline, Yazılmasa da olurmuş.
- Timsahın kendisinin yaşamadığı ama gözyaşlarının bolca aktığı ülkeler sıralamasında bir hayli iddialı bir yerde olduğumuzdan da şüphem yoktur.
- Şiir sokağında her şair kendi şemsiyesinin altında yürür. Sokağa bir pencereden bakıldığında ne kadar ayrı renklerde şemsiye görülürse, bu şiirin o denli zengin olduğu demektir.
- Dörtnala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan Bu memleket bizim.
- “Yaşamın bir ormana benzemesine karşı olanlara batan kardeşlik duygusudur!”
İstanbul'un Nazım Planı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Uzun zamandır bu kadar keyifli ve keyifle bir kitap okumamıştım. Aşina olduğumuz sevgili Sunay Akın, aslında bildiğimiz İstanbul ve Nazım tarihini alışagelmişin dışında anlatıyor. İnceden inceden İstanbul'un geldiği hali ve çok kıymetli devlet büyüklerimizi eleştirirken de gülümsetiyor kendine has yorumlarıyla. Ülkemiz ve dünya tarihinde küçük ama etkili bir yolculuk yaptım. (Gülçin)
Merhabalar değerli inceleme okuyucuları ..uzuun bir aradan sonra yine bir inceleme ile karşınızdayım efendim.. öncelikle belirtmek isterim ki bu inceleme bol miktarda şahsi kanaat ve eser miktarlarda spoiler içerir.. zaten spoiler vermeden kitap inceleyebilenlere helal olsun :) bence olmalı.. tabii ki tadında.. kendim de bu tarz incelemelerden azami derece faydalandığım gibi kritik alıntıların da ciddi takipçisiyim.. Sunay Akın’ın kitaplarını bu sitede farkedip alıntılar hoşuma gittikçe bi kaç kitabını listelerime ekleyip zamanın birinde almıştım nitekim.. her kitabın bi okuma zamanı vardır düşüncesi ve KİTAP SENİ ÇAĞIRIYOR moduna can-ı gönülden inandığım için bu kitabı şimdi okumamın da üzerimde güzel etkileri oldu tabii ki.. en büyük etkisi ise o sohbet havasında tabiri caizse ota koka yazılan eğlenceli bi kaç sayfalık malumat dolu yazılar, okuma konusundaki üzerimdeki rehaveti attı sayılır.. evet bi kaç sayfalık yazılar.. neler yok ki içinde.., kravatın tarihçesi mi yok, şemsiyenin hatırlattıkları mı yok, Galata Kulesi, İstanbul simitçileri vs vs. İstanbulla alakalı pek çok malumat.. Sunay bey nezle olmuş yazı yazmış, yağmurda şemsiyesiz kalmış yazı yazmış, vapuru kaçırmış yazı yazmış.. bir de onunla yetinmemiş şemsiyenin tarihçesi ne olaki ya da şemsiye ile alakalı kim ne şiir yazmış ki, ya da nezleyken nezleye kim neler yazmış falan fıstık araştırmış da araştırmış :) Zaten malumatfuruşluk konusunda İlber Hoca 1, sanırım Sunay Akın 2 :) daha başka biri varsa da şimdilik ben bilmiyorum cahilliğime verin :) Ama en çok da şiir var şairler var, dönüp dolaşıp kız kulesinin kafeterya olarak kiralanışına saydırmak var ve de tabii ki kitabın adından da belli olduğu gibi Nazım Hikmet var.. Bolcana.. Aslına bakarsanız ben kitabın adından daha başka bir şey anlamıştım, kitabı alırken de o yüzden almıştım ama içerik tamamen farklı çıktı.. Mesleki anlamda Nazım Plan imar planlarında ve yönetmeliklerde hep okuduğumuz bi kavramdır.. Nazım plan demek 1/5000 lik harita ölçeğinde şehir veya bölge planlamaları demektir ve 1/1000 lik dediğimiz uygulama imar plan ve parselasyondan öncesidir yani.. şimdi tam da burda Nazım ne demek o zaman diye sormak lazım kelime anlamı olarak değil mi.. onu da söyleyeyim; Nazım yani ‘’1. Düzenleyen, tanzim eden. 2. Manzum yazan.’’ İşte bu kitaptaki nazımdan kasıt benim anladığım gibi imar planı değil Nazım Hikmet’in ta kendisidir.. Her yazıda dönüp dolaşıp farklı konularda neler yaptığı ne şiir yazdığı vs var.. kitabın en başında da atalarının Osmanlı topraklarına ilk nasıl geldiği anlatılıyor tabii ki.. en çok da her konudan buna şemsiye ve kedi de dahil kadınlarla olan duygu ve düşüncesi ilgi alakasını okumak ara ara hayli güldürdü beni doğrusu :) her konudan Nazım Hikmete bağlanmak ve her konuda ideolojik görüşünü vurgulamak peki ne kadar gerekli?? Bence çok gereksiz ve sıkıcı ve 7 puan vermeme en büyük sebeptir efenim.. hele de uyduruk kaydırık şiir diye yazılmış dizelerin ünlü biri yazdı diye göklere çıkarılması inanın çok abes.. o dizeleri şu yazmış demeseler inanın çoğu insan bu ne saçmalamış der okuyunca.. Kendi kanımca düşünce ve ideolojisini ünlü biri üzerinden anlatmanın ve o isimle güçlendirmeye çalışıp varlığını ispat etmeye çalışmak bir nevi bağnazlık.. hiç düşüncesi olmayan birinin her lafında Atatürk de şöyle demiş, Nazım da böyle demiş diye sürekli o isimleri zikretmesinin bende bıraktığı etki maalesef bu.. kemikleşmiş bağnazlık.. varlığını göstermeye ve büyütmeye çalışma ve şahısları ilahlaştırma.. Sunay bey bir yandan da gerçekten eğlenceli biri diye de düşündüm bazı bölümleri okurken gerçekten güldüm çünkü.. Hezarfen Ahmet Çelebi bölümü, şemsiye ve İstanbul simitçileri bölümü ve Nazım ın kedi muhabbeti kısımlarında.. extra bir bilgi ise kitabın sonunda kendi gezilerinden biriktirdiği oyuncakların sergilendiği bir de oyuncak müzesinin fotoğrafları da vardı.. ve Niyazi Gül dörtnala filminde Ata Demirer ile bi kitap imzalama sahnesi de vardı Sunay Bey’in çok güldüğüm, belki izleyenler hatırlar veteriner prof Niyazi Gül ‘HAYVANLA HAYVAN OLMAK' kitabına sıfır ilgi ile otururken Sunay Akın vızır vızır kitap imzalıyordu.. bir kitabı daha var elimde Sunay beyin Ay Çöreği ve Deniz Yıldızı diye onun yazım tarzı da bu ise sanırım okuyacağım son kitabı olur.. malumatfuruşluk , hoş sohbetlik falan da bir yere kadar değil mi ama :) fazlası bi müddet sonra gevezelik etkisi yapmıyor mu sizce de.. bence yapıyor.. Başta dediğim gibi bu benim şahsi kanaatim olup okuyacak olanlara ve bu tarzı sevenlere keyifli okumalar diliyorum efendim.. kalın sağlıcakla.. (Hatice Mehlika)
İstanbul'un Nazım Planı PDF indirme linki var mı?
Sunay Akın - İstanbul'un Nazım Planı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de İstanbul'un Nazım Planı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Sunay Akın Kimdir?
Şükrü Sunay Akın (d. 12 Eylül 1962), şair, yazar, gazeteci, araştırmacı, tiyatro oyuncusu.
12 Eylül 1962 tarihinde Trabzon'un Maçka ilçesinde doğdu (bu yüzden 18 yaşından beri doğum gününü kutlamamaktadır). Ailesi, onun daha iyi eğitim görebilmesi için, 10 yaşındayken İstanbul'a taşındı. Lise öğrenimini İstanbul Haydarpaşa Lisesi'nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Fizik Coğrafya Bölümü'nden mezun oldu.
İlk şiirini, Meteoroloji Müdürlüğü'nde çalışan bir memurun kızına yazar. Henüz 9 yaşındadır. Kızın isminin baş harflerinin dizelerini oluşturduğu şiiri, evlerinin terasında bulunan odunluk kapısının iç kısmına yazar. Kız, balkona geldiğinde odunluğun kapısını açar mahsusçuktan!. Ama şiir kızın gözüne hiçbir zaman takılmaz. Sunay Akın yıllar sonra (ki bir şairdir artık) çocukluğunun geçtiği Trabzon'a gittiğinde, sert geçen bir kışta, içindeki odunlarla birlikte kapının da sökülüp yakıldığını öğrenir. Şairin ilk şiiri "hava muhalefeti" nedeniyle kayıptır!.. 1984 yılında yayınlanan ilk şiiri de bir sobanın içinde kütürdeyen odunu anlatır! İlk şiir kitabı 1989'da "Makiler" adıyla yayınlanır. Arkadaşlarıyla birlikte 1989'da Yeni Yaprak şiir dergisini ardından, 1990 yılında da Olmaz adlı şiir dergisini çıkardı. Adını Cemal Süreyya'nın koyduğu bu kitabı "Antik Acılar, Kaza Süsü, 62 Tavşanı" izler.
1987 yılında Halil Kocagöz Şiir Ödülü'nü Noktalı Virgül adlı dosyasıyla aldı. 1990 yılında ise Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü'nü Makiler şiiri ile kazandı.
Anlık ilhamlara dayanan ve genellikle kısa olan şiirleri, Orhan Veli'nin şiirindeki bazı özelikleri günümüzde sürdüren bir yapıya sahiptir. Ayrıca, bu tür şiirlerde genellikle rastlanmayan, yumuşak, lirik bir tonu vardır. Şiirlerinde özellikle ince yergi ögelerini kullanmadaki rahatlığı ile dikkat çeker. Cemal Süreya'nın etkisinde sürdürdüğü şiirlerde, dil oyunlarına dayalı yoğun bir alaycılık ve şaşırtma; çocuklar ve hüzünle birlikte şairin ilgi ve duyarlılığını göstermektedir.
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ders verdi, Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde 5 yıl boyunca hem ders verdi hem ders aldı. Bu deneyimin de yardımıyla, tek kişilik oyunlar hazırlayıp oynamaya başladı. Türkiye'nin çok sayıda merkezinde ve yurtdışında (Frankfurt, Nürnberg, Londra) sayısız kez tek kişilik oyunlarını sergiledi. Halen Sunay Bey Tarihi adlı gösterisini sunmaya devam etmektedir.
23 Nisan 2005 tarihinde 11 yıldır dünyanın dört bir yanından topladığı oyuncaklarla, yıllardır hayalini kurduğu İstanbul Oyuncak Müzesi'ni Göztepe, İstanbul'da ailesine ait dört katlı tarihi bir konakta açtı. Müze, Türkiye'de türünün ilk ve tek örneği olup, Avrupa Konseyi'ne bağlı Avrupa Müze Forumu (European Museum Forum) tarafından verilmekte olan Avrupa Yılın Müzesi Ödülü'ne 2010 yılı için aday olmuştur.
TRT 2 ve CNN Türk'te "Stüdyo İstanbul", "İzler", "Akşama Doğru", "5N1K" gibi kültür sanat programları ve belgeseller hazırlayan ve bunlara katkıda bulunan Sunay Akın, TV8'de de "Gezgin Korkuluk" ve "Mahya Işıkları" adlı programları hazırlayıp sundu.
Yaşam Radyo, Radyo Kent ve Best FM'de radyo programları yaptı. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi ve Müjdat Gezen Sanat Merkezinde öğretim görevlisi olarak ders verdi.[5] Atv'de Hıncal Uluç, Haşmet Babaoğlu ve Nebil Özgentürk ile birlikte "Yaşamdan Dakikalar"da yer aldı. Skyturk360'ta "Hayat Deyince" programını sunmuştur.
Sunay Akın Kitapları - Eserleri
- Bir Çift Ayakkabı
- Geyikli Park
- Antik Acılar
- Ay Hırsızı
- İstanbul'da Bir Zürafa
- Kız Kulesi'ndeki Kızılderili
- Kırdığımız Oyuncaklar
- İstanbul'un Nazım Planı
- Onlar Hep Oradaydı
- Kalede 1 Başına
- Önce Çocuklar ve Kadınlar
- Tuncay Terzihanesi
- Ayçöreği ve Denizyıldızı
- Hayal Kahramanları
- Kule Canbazı
- Aslanlı Yol
- Kaza Süsü
- Makiler
- 62 Tavşanı
- Şiirli Yastık
- Çorap Kaçığı
- Şiir Cumhuriyeti
- Kırılan Canlar
- Veşaire...Veşaire...
- Şairler Matinesi
Sunay Akın Alıntıları - Sözleri
- "Çocukluklarını bütün bütün kaybedenler, bir daha çiçek açmak gücü bütün bütün yok olan kurumuş ağaç gibidirler. Tahtalarından maroken koltukları iskelet de yapılabilir, sobaya odun da olabilirler. Ancak bir damlacık çiçek vermezler bir daha!.." (Hayal Kahramanları)
- At eyersiz, insan eğersiz güzeldir. (İstanbul'da Bir Zürafa)
- “Merdiven çıkarken bir başkasının önüne geçmek,uğursuzluktur.Merdiven altından geçmeye kalkışmak da öyle.Bunun nedeni,merdivenlerin Tanrılara uzanan yollar olduğu inancıdır.” (Tuncay Terzihanesi)
- Anadolu'yu sömürüden kurtaran Mustafa Kemal Atatürk'ün "manevi mirasım" dediği bilim ve sanatın yolundan yürüyen beyaz kukuletalılar ile devrimlerini yok etmeye çalışan uzun boylu Gargamel arasındaki serüven Cumhuriyet tarihinde de devam etmektedir. (Hayal Kahramanları)
- “Bir müzik şövalyesidir her sokak çalgıcısı…İşsizliği,açlığı herkesin gözü önünde düelloya davet eden birer müzik şövalyesi!…” (Tuncay Terzihanesi)
- "Önünüz karanlık, farlarınızı yakınız." (Onlar Hep Oradaydı)
- "Bu ülke hepimizin ama esas siz gençlerin. Mücadeleden yılmak yok." Mustafa Kemal Atatürk (Şiirli Yastık)
- Hepimiz üşüyorduk... (Şiir Cumhuriyeti)
- Ters düşmesin diye yaşamın gerçeklerine şair olmasını istemez çocuğunun kitabı yalnızca başucunda masal okumak için eline alan bir anne (Çorap Kaçığı)
- Kadından şair olamayacağını iddia edenler, ilk aşk şiirinin bir kadın tarafından yazıldığını elbette bilmezler. (İstanbul'un Nazım Planı)
- Eşit olmadığı Söylenir insanların Aynı boyda olmayan Beş parmağı Gibi bir elin Oysa uzanır Nice yorgun Emekçinin dudağı Su dolu Avucuma Elimin Eşit olmayan Beş parmağının ucunu Getirince Biraraya (Şiir Cumhuriyeti)
- Artık dağdan dağa kaçmak istemiyorum; büyük bir antlaşma yapmak istiyorum. Taşlar eriyinceye dek tutacağım sözümü. (Kız Kulesi'ndeki Kızılderili)
- Aşırı derecede miyop olan ve gözlüğünü çıkardığı zaman "ileriyi" göremeyen Fenerbahçeli Orhan Menemencioğlu'nun lakabı "Vallah" idi. Vallah Orhan, ilk gece maçında sahaya çıkarken arkadaşlarını uyarır: "Topu bana atarken seslenin..." Kendisine pas atan arkadaşları "Orhaaan" diye bağırırken, sahada Adana şivesiyle şu ses duyulur: "Nirde?.. Nirde?.." (Ayçöreği ve Denizyıldızı)
- Değiştirilmesi önerilen ülke bayrağı Amerika Birleşik Devletleri'ninkidir. Değişimi öneren de ünlü romancı Mark Twain'den başkası değildir. Yazar şunları söyler: "Bayraktaki beyaz çizgileri siyaha boyayalım. Yıldızların yerine de kurukafa ile çapraz kemik amblemi koyalım." (Ayçöreği ve Denizyıldızı)
- Neden mi, onlara "Atatürk düşmanı" demeyeceğiz? Çünkü onlar Atatürk'ün düşmanı bile olamazlar! (Şiirli Yastık)
- Oyuncakları onun Yırtık kutuları Sarı hıyarları Ve küçük patlicanlardı. (Kırdığımız Oyuncaklar)
- Yoksul bir çocuk görsem Yağmur altında üşüyen Köprü olmak geçer Hiç değilse İçimden (Makiler)
- Heinrich Bünting'in Asya haritasında dikkatle bakmamız gereken yer, "Küçük Asya" olarak tanıttığı Anadolu'dur. Bu toprak parçasından gözümüzü ayıramayaşımızın nedeni Anadolu'nun Pegasus'un başı olarak çizilmesidir. Bu benzetme akılları elbette Nâzım Hikmet'in ünlü dizelerini getirir: Dört nala gelip Uzak Asya'dan Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan Bu memleket Bizim (Hayal Kahramanları)
- "Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet, Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin İstiklal." 'Benim bu milletten daima hatırlamasını istediğim ve en beğendiğim vecizeler işte bunlardır.' Mustafa Kemal Atatürk (Geyikli Park)
- Gitme kal demeni bekliyorum ama yalnızca rüzgar çekiştiriyor atkımı (62 Tavşanı)