Kelile ve Dimne - Mustafa Özçelik Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Kelile ve Dimne kimin eseri? Kelile ve Dimne kitabının yazarı kimdir? Kelile ve Dimne konusu ve anafikri nedir? Kelile ve Dimne kitabı ne anlatıyor? Kelile ve Dimne PDF indirme linki var mı? Kelile ve Dimne kitabının yazarı Mustafa Özçelik kimdir? İşte Kelile ve Dimne kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Mustafa Özçelik
Yayın Evi: Beyan Yayıncılık
İSBN: 9789754733617
Sayfa Sayısı: 286
Kelile ve Dimne Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kelile ve Dimne Hintli Beydaba´nın hikmetli hikaye kitabıdır. Hükümdar Debşelem´in sorularını, Beydaba hayvan hikayeleri anlatarak açıklar. Beydaba da bir anlamda Debşelem´e öğüt veren bilge bir kişidir. Bu yönüyle Kelile ve Dimne, insanlığın mutluluğunu masal diliyle anlatan klasik bir eserdir. Kelile ve Dimne´deki hikayeleri Kelile ve Dimneve Balıkçıl Kuşu ile Yengeç adlı iki kitap halinde okurlarımıza sunuyoruz.
(Tanıtım Bülteninden)
Kelile ve Dimne Alıntıları - Sözleri
- Gönlümde başka iklimler yatıyor.
- Dunya aci su gibidir, içenin sadece susuzlugu artar
- Bilgi peşinde koşan önce kendine öğüt vermeli , sonra kitaplara dalmalıdır.
Kelile ve Dimne İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kelile ve Dimne PDF indirme linki var mı?
Mustafa Özçelik - Kelile ve Dimne kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kelile ve Dimne PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Mustafa Özçelik Kimdir?
1954 yılında Eskişehir'in Günyüzü ilçesinde doğdu. Bursa Eğitim Enstitüsü Türkçe ve Anadolu Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde yüksek öğrenim gördü. Ortaokul ve liselerde öğretmenlik yaptı. Özel öğretim kurumlarında çalıştı. Dumlupınar Üniversitesinde Türk Dili Öğretim görevlisi olarak dersler verdi.
Edebi hayatı Mavera dergisinde yayımladığı yazı ve şiirlerle başladı. 1976’dan bu yana şiir, deneme, makale, biyografi, öykü, masal, günlük türlerinde çalışmalar yaptı. Bunlardan büyük bir bölümü kitaplaştı.
1984’te Suffe yayınlarınca yılın şairi, 1997’de Gençlik dergisince yılın şairi, 2004’te Çocuk Edebiyatçıları ve Sanatçıları birliğince yılın çocuk romancısı seçildi.
Çalışmaları daha çok, Mavera, Yönelişler, İlim ve Sanat, Dolunay, Düş Çınarı, Dergâh, Kayıtlar, Kültür Dünyası, Kırağı, Kardelen, Kitap Dergisi, Bu Meydan, Güneysu, Kubbealtı Akademi, Edebiyat Ortamı, Taşra Edebiyat, Yedi İklim, Yitik Düşler, Ay Vakti, Bir Nokta dergilerinde yayımlandı.
Mustafa Özçelik Kitapları - Eserleri
- Kelile ve Dimne
- Şehitler Tepesi
- Mehmet Akif Ve İstiklal Marşı
- Yunus Emre Menkıbeleri
- Bizim Yunus
- Gençler İçin Mehmet Akif ve Safahat
- Zengin Dilenci
- Nasreddin Hoca
- Dilim Ol Söyle
- Mevlana ve Yunus Emre
- Bir Hisli Yürek / Mehmet Akif Ersoy
- Anadolu'nun Gönül Dili: Yunus Emre
- Okumak ve Yazmak
- Battal Gazi
- Bir Irmak Düşü
- Şiir, Şair, İnsan ve Hayat
- Ben Öğretmenim Çocuklar: Öğretmen Hikayeleri Antolojisi
- Kitap Kitabı Çağırır
- Şairin Şiirle İmtihanı
- Bir Testi Su
- Yunus Emre'nin Dostları
- Gül ve Hançer
- Asım
- Mehmet Akif'ten Seçmeler
- Aşık Yunus
- Nun ve Kalem
- Seyfi Baba
- Yazarlar ve Kitaplar
- Yazmanın Büyülü Dünyası
- Kırmızı Uçurtma
- Gece Işıltısı
- Anadolu'nun Manevi Irmağı: Yunus Emre
- Aşk ve Niyaz
- Nasreddin Hoca
- Güle Güle Yağmura ve Selam
- Sufi Şiirler Antolojisi
- Yunus Emre
- Seyyid Battal Gazi
- Eğitime Adanmış Hayatlar
- Evliya Çelebi Seyahatnamesi'nde Mevlana, Mevleviler ve Mevlevihaneler
- Şairin Duası
Mustafa Özçelik Alıntıları - Sözleri
- "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" Zümer Suresi 9.âyetin bir kısmı Yıllarca, asırlarca süren uykudan artık, Silkin de muhitindeki zulmetleri yak, yık! Bir baksana: gökler uyanık, yer uyanıktır; Dünya uyanıkken uyumak, maskaralıktır! Eyvah! Bu zilletlere sensin yine illet... Ey derd-i cehalet, sana düşmekte bu millet, (Gençler İçin Mehmet Akif ve Safahat)
- '' Bu broşürün içinde okuyacağınız yazıların yegane ve bir ağızdan ifadesi sadece, Mehmet Akif, taşsız bir avuç toprak altında yatıyor. Ona vaadimiz olan mermer taşı dikelim'dir. İş başına arkadaşlar! Damla damla göl olur. Mermer makberinin önünde toplanacağımız ve bir minnet ve şükran vazifesini başaracağımız güne hazırlanalım.'' (Bir Hisli Yürek / Mehmet Akif Ersoy)
- " Battal’ın dediği olmaz. Allah’ın dediği olur. " (Seyyid Battal Gazi)
- " Kader şimdi hicranını söyletiyor akşam kuşlarına Bu yüzden içinde boğulan bir adamın Son kıyameti bu şiir " (Aşk ve Niyaz)
- " Zayıfları koruyan, zalimin korkulu rüyası olan bir şahsiyettir. " (Seyyid Battal Gazi)
- Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol.. (Mevlana ve Yunus Emre)
- Yaralanmış temiz alnından, uzanmış yatıyor; Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. (Mehmet Akif'ten Seçmeler)
- Gitme ey yolcu, berâber oturup ağlaşalım: Elemim bir yüreğin kârı değil, paylaşalım: Ne yapıp ye’simi kahreyleyeyim, bilmem ki? Öyle dehşetli muhîtimde dönen mâtem ki! .. (Gençler İçin Mehmet Akif ve Safahat)
- Yunus'un Bursa'daki kabrinin ilim ve edebiyat dünyasında gündeme gelmesi ise Rıza Tevfik'le olmuştur. Rıza Tevfik, Bursalı Aşık Yunus'u iki makale ile ilim alemine tanıtmıştır. (Aşık Yunus)
- Gönül Çalabın tahtı, Çalap gönüle baktı İki cihan bedbahtı, kim bir gönül yıkar ise (Bizim Yunus)
- İnsan tabiattan hiçbir zaman kopmamalı. Kokusunu duyabileceği, rengini görebileceği bir çiçeği, sırtını okşayabileceği bir hayvanı olmalı. Olmalı ki, bazı şeyleri öğrenebilsin. (Şehitler Tepesi)
- Gönül Kabe'den daha değerlidir. (Bizim Yunus)
- Bana dünyâda ne yer kaldı, emîn ol, ne de yâr; Ararım göçmek için başka zemin, başka diyâr. Bunalan rûhuma ister bir uzun boylu sefer; Yaşamaktan ne çıkar günlerim oldukça heder? Bir güler çehre sezip güldüğü yoktur yüzümün; Geceden farkını görmüş değilim gündüzümün. Seneler var ki harâb olmadığım gün bilmem; (Gençler İçin Mehmet Akif ve Safahat)
- "BİZİM HİKAYEMİZ 'KORKMA' DİYE BAŞLAR "İSTİKLAL" DİYE BİTER. İSTİKLÂL MARŞI Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak; Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak; O benimdir, o benim milletimindir ancak. Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl! Kahraman ırkıma bir gül… ne bu şiddet bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl, Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım; Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Garb’ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar; Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar, "Medeniyet!" dediğin tek dişi kalmış canavar? Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın… Kim bilir, belki yarın… belki yarından da yakın. Bastığın yerleri "toprak!" diyerek geçme, tanı! Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır atanı; Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ? Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ! Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ, Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ. Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli: Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli! Bu ezanlar-ki şehâdetleri dînin temeli Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli O zaman vecd ile bin secde eder –varsa- taşım; Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım, Fışkırır rûh-i mücerred gibi yerden na’şım; O zaman yükselerek Arş’a değer, belki başım. Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl; Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl. Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl: Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet; Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl! (Mehmet Akif Ve İstiklal Marşı)
- Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol... (Mevlana ve Yunus Emre)
- Akif'in ölümüne ilgisiz kalan, resmi bir tören düzenlemeyen hatta gizli tutulmasını isteyen resmi çevrelerin bu tavrını Peyami Safa da yazdığı bir makalede şöyle değerlendirecektir: ''Zararı yok, bazen bütün memleketi birkaç adamın vefası temsil eder.'' (Bir Hisli Yürek / Mehmet Akif Ersoy)
- Molla Kasım, Yunus'un mirasını şer'i şerif üzre ve hakkaniyetle, varisler arasında taksim eden bir adalet timsalidir ve bilerek veya bilmeyerek, gaybın emriyle hareket etmektedir. (Kasım) kelimesi de (taksim eden) demek olduğuna göre, bu vazifeye son derece uygun düşmektedir; bir nevi kassamlık yapılmaktadır. Bu zatın "Molla Ali", "Molla Mehmet" olmayıp da "Molla Kasım" olması, bu mânadadır. Onun adaleti sayesinde melekler de, insanlar da, balıklar da payını almıştır. -Arif Nihat Asya (Yunus Emre Menkıbeleri)
- Dunya aci su gibidir, içenin sadece susuzlugu artar (Kelile ve Dimne)
- Dervişlik dedikleri hırka ile taç değil Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil (Bizim Yunus)
- " Akıllılar,önce feryat ederler ; cahillerse sonunda başlarını vururlar. " (Bir Testi Su)