diorex
Dedas

Kızıl Kraliçe - Philippa Gregory Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kızıl Kraliçe kimin eseri? Kızıl Kraliçe kitabının yazarı kimdir? Kızıl Kraliçe konusu ve anafikri nedir? Kızıl Kraliçe kitabı ne anlatıyor? Kızıl Kraliçe kitabının yazarı Philippa Gregory kimdir? İşte Kızıl Kraliçe kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 09.03.2022 12:00
Kızıl Kraliçe - Philippa Gregory Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Philippa Gregory

Çevirmen: Demet Altınyeleklioğlu

Orijinal Adı: The Red Queen

Yayın Evi: Artemis Yayınları

İSBN: 9786054482580

Sayfa Sayısı: 440

Kızıl Kraliçe Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İngiltere‘nin Jeanne d‘Arc‘ı olmaya kararlı bir kadın, ülkenin kaderini baştan yazacaktı. Onun önünde krallar bile duramadı. Lancaster kırmızı güllerinin varisi Margaret Beaufort, İngiltere tahtının gerçek sahibinin kendi ailesi olduğuna tüm benliğiyle inanıyordu. Ancak onu ve ailesini bekleyen ihtişamlı kaderin yolunu bizzat çizmesi gerekecekti. Kuzeni Kral VI. Henry aklını yitirince, Margaret hayalkırıklığına uğradı. İçindeki kutsal cevheri farkedecek kimse kalmamıştı. Üstelik Margaret, Fransa‘da, İngiltere‘nin yüz karası olmuş, beceriksiz bir babanın kızıydı ve annesi, onu sevmediği bir adamla evlenmesi için Galler‘in bir ucuna gönderiyordu. Babası yaşında adamlarla evlenip genç yaşında dul kalan, daha on dört yaşında anne olan bu genç kadın, yalnızlığından bir zafer yaratmaya kararlıydı. Her bedeli ödemek pahasına, oğlunu İngiltere tahtına çıkarmayı kafasına koymuştu. Siyasi dengeler her geçen gün değişirken, Margaret gözünü kırpmadan hain ittifaklar ve gizli planlarla yoluna devam etti. Artık yetişkin bir adam olan sürgündeki oğlu, kendi ordusunu toplayıp en büyük ödüle ulaşacağı günü beklerken, Margaret tarihin en büyük isyanlarından birine öncülük etti. Entrika, tutku ve soğukkanlı hırslarla dolu bu romanda, Philippa Gregory, Tanrının isteğiyle tarihi değiştirmek zorunda olduğuna inanan, güçlü ve gururlu bir kadının hikayesini anlatıyor. "Mücadele, ihanet ve siyasi çekişmelerle dolu cüretkar, renkli, unutulmaz bir roman... Gregory, tıpkı Margaret Beaufort gibi, eşsiz enerjisi ve sarsılmaz anlatımıyla benzerlerinin arasından bir kez daha sıyrılıyor." -Publishers Weekly-

Kızıl Kraliçe Alıntıları - Sözleri

  • . Bazılarımız yalnız bir hayata doğarız. ...
  • “Anne,” dedim gözyaşları içinde ve titreyen bir sesle. “Tanrı önünde yemin ederim ki erkeklerin birbiri ardına karısı olmanın ötesinde bir hayatım olduğuna inanıyorum ve çocuk doğururken ölmemeyi umut ediyorum.” Bana oyuncakları elinden alınmış bir çocukmuşum gibi baktı. “Hayır canım, sende bunun ötesinde hiçbir şey yok. O yüzden üzerine düşeni yap ve itaatkar ol.”
  • ‘Beni kimse tanımıyordu. Ben çölde boş yere açan bir çiçektim. O beni hiçbir zaman görmeyecekti. Bir kişi bile, benim için tek satırlık bir türkü yakmamıştı. Kimse beni beğenmemişti.’
  • ‘Neden olmasın? Ben İngiltere Kralının annesi ve İngiltere’nin Kraliçesi olacağım.’
  • Göz yaşlarıyla savaşabilirdim; ama sorularla içimde büyüyen bu şüpheyle savaşamazdım.
  • Sanki Tanrı, insanın insana savaşını lanetliyor gibiydi.
  • “Oysa, Tanrının beni çağırdığını ve O’na, sadece O’na itaat etmenin en önemli işim olduğunu bilmiyordu bunlar.”
  • "Aynı aileden olabiliriz. Ama işte tam da bu nedenle dost olamayız. Biz taht için rakibiz. Aile çatışmasından daha kötü bir çatışma yoktur.
  • ‘Bütün bunlar zaten bir hiç. Daha yeni mi anlıyorsun? Her ölüm anlamsızdır. Savaştan sakınmak gerekir.’
  • Dünyanın değişen koşullarına karşı sürekli gülümsemek ve ödülümü cennette beklemek benim kaderim olmalıydı.
  • Ah Margaret, sen hep başkalarına aitsin. Bense uslu bir aşığım. Uzaktan sevilen bir sevgili. Bir gülümseme ve dualarında olma dışında bir şey isteyemem senden. Ben uzaktan sevmeye ve sevilmeye mahkumum.
  • Gözyaşlarıyla savaşabilirdim. Ama sorularla ve kalbimde büyüyen şüpheyle savaşamazdım.

Kızıl Kraliçe İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Güç isteyen bir kadın. Doğduğu günden beri İngiltere tahtına varis doğurmak için dünyaya gelmiş bir Lancaster kızı Margaret. Daha 13 yaşında gelin olmuş ve 14 yaşında Henry Tudor’un annesi olmuştu. Kralın kuzeni olarak tahta en yakın olan kişiydi ve bütün evliliklerini, çocuğunu, kendisini buna adamıştı. Kendine bir yandan dine adamış hep manastıra kapanmak istemişti ama tarih ya da kader onu bambaşka bir kadın haline getirdi. Tahta York’lar çıksa bile oğlunun önünü açmak için, çıkarı uğruna bir çok şeyi yaptı. Ve kitabın sonunda başardı. Yazarın notunda da dediği gibi, okuyunca benimde içinden geçen şu oldu; bu kadın inancıyla, doğrularıyla Tudor’ların en büyük başarısı olmuş oldu. Kitap diğer kitaplara göre bana daha sakin, yalın geldi. Sanırım yazardan okuduğum onca entrika kaynayan kitaptan sonra bu kitabın böyle gelmesi normal. Kuzenler Savaşı serisini de severek okuyorum ama en favori serim her zaman Boleyn Kızı serisi olacak. Tarihte taht için, iktidarlık için İngiltere tarihi kurgularına bayılıyorum. Özellikle de bu yazar baş tacı benim için. (Gamze Demirkol)

Hayatımda ilk kez bir savaşa bu kadar objektif bakıyorum.: Hayatımda ilk defa bir savaşa bu kadar objektif bakabiliyorum. Yazar bizi ters köşe yaptı; ilk kitapta aynı savaşı York sülalesinin gözünden okuduk, yer yer İngiltere’nin medeniyetden bu derece uzak bir Orta Çağ yaşamasına tahammül edemedik. İkinci kitap olan Kızıl Kraliçe’de ben başka bir kuzen savaşı beklerken, bu sefer aynı savaşı karşı tarafın Lancaster Sülalesinin gözünden okuduğumu fark ettim. Öle bir ters köşe ki ilk kitabı okurken Lancesterlılardan nefret etmiştim, şimdi bir Lancesterlı için ağladım okurken. Savaş; asla kazananı olmayan insanlığın bitiği nokta. İki kitap bize bunu gösterdi. 300-380 arası kitap resmen durdu; çünkü serinin ilk kitabından sonucunu bildiğimiz bir savaşın haIzırlığını okumak; pek ilgi çekici değildi.Lord Stanleyin ihanet etmeyip Henry Tudor un yanında yer alması ilginçti. korana hastalığımda annemin meyveleri yemekleri eşliğinde okumak harikaydı. (Erdem Yağcı)

Kızıl Kraliçe, Gregory nin alıştığımız entrikalı kaleminin yanında durağan ilerleyen bir romanı olsa da okumaya değer. Savaşın gereksizliğini hele ki aynı millet için gereksizliğini, hanedanlık yarışının nasıl binlerce cana mal olduğunu, ne kazananı överek ne kaybedeni yererek tarafsızca anlatılmış tarihi bir roman. Ne kadar acı tarihe kuzenler savaşı diye yazılan bir dönem. (İlknur Sultan)

Kızıl Kraliçe PDF indirme linki var mı?

Philippa Gregory - Kızıl Kraliçe kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kızıl Kraliçe PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Philippa Gregory Kimdir?

Phillipa Gregory Kenya'da doğdu. İki yaşındayken ailesi İngiltere'ye göç etti. Okulda bir "isyancı"ydı, fakat sonunda üniversiteye gitmeye karar verdi ve Sussex Üniversitesi'nde eğitim gördü. Edinburgh Üniversitesi'nde 18. yüzyıl edebiyatı doktorasını tamamlamadan önce BBC radyosunda iki yıl çalıştı. Durham, Teesside, Open üniversitelerinde ders verdi ve 1994 te Kingston Üniversitesi'nde akademisyen olarak görev yaptı.

Gregory ayrıca bir çocuk romanı olan ve çok beğenilen Minik Ejderha adlı kitabıyla dünyaca tanınmıştır.

Philippa Gregory Kitapları - Eserleri

  • Boleyn Kızı
  • Kraliçenin Soytarısı
  • Bakirenin Aşığı
  • Mahkum Prenses
  • Boleyn Mirası
  • Beyaz Kraliçe
  • Öteki Kraliçe
  • Kızıl Kraliçe
  • Nehirlerin Kadını
  • Beatrice - Kötü Tohum
  • Beyaz Prenses
  • Julia - Günahkar Çocuklar
  • Kralyapanın Kızı
  • Meridon - Son Varis
  • Karanlık Düzen
  • Karanlık Rahibe
  • Kralın Laneti
  • Fırtına Habercileri
  • Üç Kardeş Kraliçe
  • Aptalın Altını
  • Kraliçenin Terbiyesi
  • Minik Ejderha

Philippa Gregory Alıntıları - Sözleri

  • Seven bir kadının acısı dinmiyordu demek ki. (Beatrice - Kötü Tohum)
  • “Aklı başında bir adam güneşten kaçıp karanlığa gömer mi kendini? Saf altını arkasında bırakıp uyduruk yıldızlara teslim olur mu? En iyi şarapların tadına varıp sonra da kötüsünü ister mi?” (Bakirenin Aşığı)
  • Tanrı huzurunda verilen sözler, imza atılan anlaşmalar kadar geçerlidir. (Boleyn Mirası)
  • "Hayır hiçbir zaman veda etmez. Sevgisi bittiğinde, sinsice sahneden çekilir" (Boleyn Mirası)
  • Bir kadın isteği kadar dindar, bilge, hazırcevap, güzel ya da akıllı olsun, budalanın tekiyle evlendiği takdirde, kocası ölene dek o sadece "Bayan Budala" dır. (Öteki Kraliçe)
  • “Bilgi sahibi olmak bile suçtu bugünlerde.” (Nehirlerin Kadını)

  • "Ah, trajediler kraliçesi! Kalbin kırıkken gülümseyebilirsin çünkü sen bir kadınsın." (Boleyn Kızı)
  • Hiçbir kadına kazanmayı başardıgı bir şeyden vazgeçmesi tavsiyesinde bulunmam. Benim kadınlara vereceğim ögüt çok çalışmaları, çok kazanmaları ve kazandıklarını muhafaza etmeleridir. Hiçbir kadın çıkaelarını kendi elleriyle başkasına temsil etmemeli. Akıllı bir kadın, kendini erkeklerle eşitmiş gibi yetiştirmeli ve yasalar onların haklarını korumalı. Kıskanç bir koca tarafından dolandırılmalarına izin verilmemeli. (Üç Kardeş Kraliçe)
  • "Zayıf erkeklerden hiç haz etmiyorum." (Kraliçenin Soytarısı)
  • Bazen istemediğimiz şeyleri yapmak zorundayızdır. Bazen üzgün ya da kızgın olduğumuz zamanlarda mutlu görünmemiz gerekir. (Beyaz Prenses)
  • "Kalbini saklaması için bir yabancıya teslim etmek! Ve bir erkeği ölene dek seveceğine söz vermek..." Durdu. "Eh, erkekler kendilerini bu tür sözlerin yükümlülüğü altında hissetmiyor nasılsa. Bu sefer iyi niyetli bir kadının durumu ne oluyor?" (Kraliçenin Soytarısı)
  • Sanki Tanrı, insanın insana savaşını lanetliyor gibiydi. (Kızıl Kraliçe)
  • Ama bir çocuğu çok sevince, dünya küçük mutluluklar ve küçük huzur adacıklarına dönüşüveriyordu. (Beatrice - Kötü Tohum)

  • Hayat,maalesef cılız bir umudun peşine düşenlerin bile zafer kazandığı,henüz yolun çok başındaki gencecik bir adamın asla ölümün soğuk yüzüyle tanışmadığı masallara benzemiyor. (Mahkum Prenses)
  • Yine de bana, dünyada ne istediğini bilen ve bu yolda korkmadan ilerleyen bir kadından daha güçlü hiçbir şey olmadığını öğretti. (Beyaz Prenses)
  • Herkes inancı neyi gerektiriyorsa onu yapsa ve biz de insanları kendi ibadetleriyle baş başa bıraksak ne çıkar? (Bakirenin Aşığı)
  • Çünkü birisinin, “ Korkma,” demesine ihtiyacım vardı. “ Korkma bunu tek başına göğüslemek zorunda değilsin.” (Beatrice - Kötü Tohum)
  • Çok şey gören ve kimseye güvenmemeyi öğrenen koyu renk gözlerindeki bakış sertleşti. (Öteki Kraliçe)
  • “Çok acımasız bir dünyada yaşıyoruz.” (Julia - Günahkar Çocuklar)
  • İnsanlar nasıl oluyor da bir şeyleri kırıp dökerek dünyanın daha iyi bir yere dönüşeceğine inanıyor? (Boleyn Mirası)

Yorum Yaz