diorex
Dedas

Kösem Sultan - Reşad Ekrem Koçu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kösem Sultan kimin eseri? Kösem Sultan kitabının yazarı kimdir? Kösem Sultan konusu ve anafikri nedir? Kösem Sultan kitabı ne anlatıyor? Kösem Sultan PDF indirme linki var mı? Kösem Sultan kitabının yazarı Reşad Ekrem Koçu kimdir? İşte Kösem Sultan kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 26.10.2022 05:00
Kösem Sultan - Reşad Ekrem Koçu Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Reşad Ekrem Koçu

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN: 9786050926101

Sayfa Sayısı: 664

Kösem Sultan Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Reşad Ekrem Koçu, Kösem Sultan’ın entrikalarla dolu yaşamının son derece renkli bir tasvirini sunuyor.

Reşad Ekrem’in dilinde tarih gerçek hayattan daha canlı, daha güzel, daha büyülü…

Osmanlı tarihinin en görkemli kadınlarından Kösem Sultan… Ahmed’in haseki sultanı, 4. Murad ile İbrahim’in annesi, 4. Mehmed’in babaannesi olarak yıllar boyu Osmanlı sarayının temel direklerinden biri. Müthiş bir güç odağı ve evlat katili! Reşad Ekrem Koçu, Kösem Sultan’ın entrikalarla dolu yaşamının son derece renkli bir tasvirini sunuyor okurlara. Çıplak ayaklı Rum kızının dünyanın en güçlü ve zengin kadınlarından birine dönüşmesinin hikayesi Koçu’nun kalemiyle bambaşka bir tat kazanıyor.

“Uzun yıllar öncesine dönüyorum ve Murat Reis’in Oğlu’nu okumaya başlıyorum. Büyük bir hayranlıkla okuduğum bu roman uçsuz bucaksız denizlerden geçip giderek bana Osmanlı tarihini sevdiriyor. Yazarı Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı tarihini ‘bugünde yaşatan’ mucizevi, görkemli bir yazar! Reşad Ekrem’in eşsiz eseriyle dostluğum artık hep sürecek, herhalde ölünceye kadar…”

- Selim İleri

Kösem Sultan Alıntıları - Sözleri

  • Halkın hafızası, kini, sadakati yoktur, onlar fertlerin kafasında yaşar, onun içindir ki insanın fert olarak düşmanı olmamalıdır.... Halk deniz gibidir, hiç ummadığın anda, rüzgar esince kabarır... Bu gün baş tacı ettiğini yarın ayakları altına alır...
  • Hayat doyumluk değil, tadimlikti. Yüz yıl yaşmak hüner değil, bir tek nefesin kıymetini verebilmek hunerdi.
  • ...devlet küfürle durur, zulümle yıkılır!
  • Sultan Süleyman insanı bir kum saatine benzetiyordu ve hayata asla doyulamayacağını söylüyordu. İki yuvarlak cam şişeciğin birbirlerine aktardıkları yüz binlerce kum zerresinin ifade ettiği kıymet, bir tek saatten ibaretti. İnsanın ömür yılları o yüz binlerce kum zerresi kadar da olsa, hayat öyle esrarengizdi ki, öyle doyulmaz şeydi ki, gök kubbenin şişesi içinde, insana bir saatçik ömürmüş gibi az gelecekti. Hayat doyumluluk değil, tadımlıktı. Yüz yıl yaşamak hüner değil, bir tek nefesin kıymetini verebilmek hünerdi..
  • Yalan ile iman bir arada olmaz...
  • Sultan Süleyman insanı bir kum saatine benzetiyordu ve hayata asla doyulamayacağını söylüyordu. İki yuvarlak cam şişeciğin birbirlerine aktardıkları yüzbinlerce kum zerresinin ifade ettiği kıymet, bir tek saatten ibaretti. İnsanın ömür yılları o yüz binlerce kum zerresi kadar da olsa, hayat öyle esrarengizdi ki, öyle doyulmaz şeydi ki, gökkubbenin şisesi içinde, insana bir saatçik ömürmüş gibi az gelecekti.
  • Aziz Mahmut Hüdai, gülü dikenleriyle sevenlerdendi. İnsan da kusursuz olamazdı. Dikenli gülün nasıl hoş kokusu, güzel rengi varsa, kusurlarla dolu insanlara da güzel renkler, hoş kokular vermeye çalışmalıydı.
  • İstanbul'da herkesin kabul ettiği bir hakikattir ki, Kösem Sultan eğer isterse oğlu olan padişahı tahttan indirebilir ve bu büyük iş için sarayı yeniçerilere bastırabilir.(Venedik Elçisi)
  • Kösem, entrikalarını, kıl iğneyle oya işler gibi incelikle örebilecek kadındı.

Kösem Sultan İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Tarih ancak bu kadar güzel anlatılır. Reşat Ekrem anlatırken siz de sarayda İstanbul’un dar sokaklarında geziyorsunuz. Bu dönemi birebir yaşıyorsunuz. Hatta sonra herkes bu kitabı keşke okusa tarihin aslında dialektik olarak herşeyi çözümleriyle birlikte anlattığını toplumların kendini tekrar etmekten hiç vazgeçmediğini görerek gülümsüyorsunuz. Mutlaka okunmalı bir kitap… (GÜLÇİN TÜRKMEN SARIYILDIZ)

Kösem Sultan hakkında okuduğum üçüncü kitap, Reşad Ekrem Koçu'nunsa okuduğum ikinci kitabı. Kösem hakkında okuduğum kitaplar içinde en ayrıntılı ve doyurucu olanı kesinlikle bu kitaptı. Reşad Ekrem'in Kösem Sultan'ı tarihi bir roman, dolayısıyla kurgu ile gerçek harmanlanmış. Fakat yazar bunu gerçekten çok başarılı bir şekilde yapmış. Sadece kitabın başlarında, Kösem'in henüz adada yaşayan bir Rum kızı olduğu kısımlarda kurgu çok ağır basıyordu. Pek tabi, kendisinin saraya gelmeden önceki hayatının tam anlamıyla bilinmemesinin etkisi yadsınamaz bu durumda. Ayrıca yazarın Kösem'in yaşadığı adayı tasviri de gerçekten çok iyiydi. Kendisinin saraya girip Mahpeyker Kösem Sultan olduğu bölümlerden itibaren tarih ağır basmaya başlıyor ve biranda kendinizi sarayın içerisinde dolaşır vaziyette buluyorsunuz. Tanıtım yazısında da denildiği gibi Reşad Ekrem gerçekten tarihi anlatırken yaşatıyor. IV. Murad ve Sultan İbrahim dönemleri çok ayrıntılı bir biçimde işlenmiş. Özellikle Sultan İbrahim dönemi oldukça ilgi çekici bir dönem zaten. Belirtmekte fayda var, Kösem'in son dönemlerini ve ağalar saltanatını da gerçekten çok ayrıntılı ve anlaşılır şekilde anlatmış kitap. Olayların altı doldurulmuş, akılda soru işareti kalmıyor. Hanzade Sultan ile Bayram Paşa'nın evliliklerine değinilmemişti kitapta, gözlerim aradı bir süre ne zaman bahsedilecek diye; fakat yoktu. Bir de Sultan Murad'ın hasekisi Ayşe Sultan yoktu kitapta, saltanatının başında bir Ayşe geçti ama, sadece bir cariye olarak. Kaya Sultan'ın ve Sultan Murad'ın yaşamamış evlatlarının annesi şeklinde bahsi geçmedi. Onların eksikliklerini hissettim denilebilir. Bir de şehzadeler var tabi... Sultan Ahmed'in şehzadeleri hakkındaki bilgiler oldukça kısıtlı. Bu dönemi anlatan okuduğum her eserde, acaba şehzadeler hakkında bilmediğim bir ayrıntı olacak mı diye merak ederim. Bu konuda Özlem Kumrular'ın ''Kösem Sultan'' kitabı daha tatmin ediciydi. Ayrıca Reşad Ekrem, Şehzade Bayezid'den ilk bahsedişinde tombul ve hantal diye betimleme yaparken sonraki sayfalarda yakışıklılığından, güzel fiziğinden bahsediyor. O da dikkatimi çekti. Ama Kösem Sultan dönemindeki olayları anlatmada Reşad Ekrem'in bu eseri gerçekten çok etkileyici. Okuduğum Kösem Sultan'ı anlatan üç eser arasında en iyisi ve en ayrıntılısı bu kitaptı. Tarihi seviyorsanız ya da 17. yüzyıl dönemindeki Osmanlı'yı merak ediyorsanız kitabı okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum. Aslına bakarsanız sadece bir tarihi roman olarak bile okuyabilirsiniz. Reşad Ekrem'in anlatımını gerçekten çok beğeniyorum. Büyük bir zevkle okudum iki kitabını. Diğer kitaplarını da okuyacağım. Burada da çok az kişi tarafından okunmuş olduğunu gördüm. Daha çok kişinin kitaplarıyla tanışması dileğiyle... (Merve)

Kösem Sultan PDF indirme linki var mı?

Reşad Ekrem Koçu - Kösem Sultan kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Kösem Sultan PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Reşad Ekrem Koçu Kimdir?

Tarihi konularda yazdığı fıkra, roman, hikâye ve incelemeleriyle ve en önemli yapıtı İstanbul Ansiklopedisi'yle tanınmaktadır. 1905'te İstanbul'da doğan Koçu, Bursa Erkek Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü'nü 1931 tarihinde bitirdi. Aynı fakültede asistan oldu, ancak, 1933 Üniversite Reformunda hocası Ahmet Refik Altınay'la beraber üniversiteden ayrıldı. Alman, Kuleli, Pertevniyal ve Vefa liselerinde tarih öğretmenliği yaptı. Reşad Ekrem Koçu 6 Temmuz 1975'te İstanbul'da öldü.

Öğretmenliği sırasında Tarihten Sesler gibi çeşitli dergi ve gazetelerde şiir, hikâye ve çocuk romanları, Osmanlı döneminin ilginç olaylarını ve kişilerini öyküleştirdiği Forsa Halil (1962), Patrona Halil (1967), Erkek Kızlar (1962) ve Haşmetli Yosmalar (1962) gibi kitaplar yazdı. Evliya Çelebi Seyahatnamesinin (1943-1967, 6 cilt) bazı bölümlerini bugünkü dile aktardı. Türk Giyim, Kuşam ve Süsleme Sözlüğü (1967) ise alanında yapılmış ilk önemli çalışmadır. Reşad Ekrem Koçu'nun en önemli ve büyük yapıtı, İstanbul'u her yönüyle ayrıntılı biçimde anlatan İstanbul Ansiklopedisi olarak kabul edilir. Bu ansiklopedinin ilk baskısı 1944-1951 Aba-Bahadir Sokağı maddeleri ve ikinci baskısı 1958-1971 yayımlandı ve 11'inci ciltte 7076 sayfaya ulaşarak "Gökçınar" makalesinde yarım kaldı. Koçu'nun diğer kitapları arasında Osmanlı Padişahları (1960) ile Eski İstanbul'da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri (1947) ve 2 ciltlik Kösem Sultan sayılabilir.

Reşad Ekrem Koçu Kitapları - Eserleri

  • Tarihimizde Garip Vakalar
  • Yeniçeriler
  • Kızlarağasının Piçi
  • Kösem Sultan
  • Fatih Sultan Mehmed
  • Osmanlı Padişahları
  • Aşk Yolunda İstanbul'da Neler Olmuş
  • Eski İstanbul'da Meyhaneler ve Meyhane Köçekleri
  • Tarihimizde Kahramanlar
  • Topkapı Sarayı
  • Patrona Halil
  • Kabakçı Mustafa
  • Forsa Halil
  • Erkek Kızlar
  • Osmanlı Tarihinin Panoraması
  • Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar
  • Esircibaşı
  • Kafes Arkası Günahkarları
  • Cevahirli Hanım Sultan
  • Aşık Şair ve Padişahlar
  • Tarihte İstanbul Esnafı
  • Dağ Padişahları
  • Hatice Sultan ile Ressam Melling
  • Haydut Aşkları
  • Türk Giyim Kuşam ve Süslenme Sözlüğü
  • Türk Zaferleri
  • İstanbul Tulumbacıları
  • Taçlı Fahişeler
  • Selçuk Tarihi
  • Ahmed Rasim - Ahmed Refik

Reşad Ekrem Koçu Alıntıları - Sözleri

  • Bir kere bir akıl çelindi mi üst yanı kolaydır. (Kafes Arkası Günahkarları)
  • Alemdar Mustafa Paşa'nın İstanbul'a girdikten sonra yaptığı işler Vaka-yi Selimiye denilen 1807 Mayıs İhtilali'ne kuvvetle bağlıdır. (Kabakçı Mustafa)
  • Bir gün yeni harp hazırlığının nereye karşı olduğunu soran bir ordu kadısına; "Efendi! Eğer sakalımın tellerinden bir tanesi tasavvurlarımı bilseydi onu koparır ve yakardır!" demişti.. (Fatih Sultan Mehmed)
  • Mayaları aynı çamurdan insanlar çabuk anlaşırlar, ilk tanıştıkları gün kırk yıllık dost kadar yaklaşırlar. (Cevahirli Hanım Sultan)
  • Bütün tebaasının malı ve canı iki dudağı arasında çıkacak emre bağlı padişahlar, askeri ihtilallerde öyle bir acze düşmüşlerdir ki, yüzlerine karşı pervasızca hitaptan ve hatta hakaretten çekinilmemiştir. (Topkapı Sarayı)
  • Abdülaziz'in horoz ve koç dövüştürme merakı ve galip gelen hayvanların boyunlarına elmas nişanlar taktığı rivayetleri saltanatının bu sonuncu devrine yakıştırılan şeylerdir. (Osmanlı Padişahları)
  • Gidenler devlet hazinesini soymuştu, gelenler hazinede bir şey bulamadıkları için gidenlerin terekesini yağmaladılar. (Yeniçeriler)
  • Eski berberler aynı zamanda sünnetçi, dişçi ve hacamatçıydı;kellik, uyuz, sıraca, egzama gibi cilt hastalıklarına da ilaçlar, merhemler yapardı,çeşitli ihtisas sahibi mütetabbiptiler. (Tarihte İstanbul Esnafı)
  • “Bir yeniçeriye de bir gün, - Nizamıcedid olur musun? diye sormuşlar. - Vallah billah Moskof olurum, Nizamıcedid olmam!.. demiş.” (Yeniçeriler)
  • "Şimâlden, cenuptan, şarktan ve garptan, İstanbul'a esen bütün rüzgârlar, fitne ve fesat tohumları saçıyordu." (Esircibaşı)
  • Sarayın odun ambarı 16. asırda bir cinayete sahne olmuştu. 17. asır ortasında ise tarihi bir idam fermanının tatbik edildiği yer oldu. Sultan IV. Murad zamanında asrın büyük şairi, Türk hiciv edebiyatının büyük üstadı Nef'î, bu padişahın gazabına uğrayarak burada idam olundu. ... Şairin cesedi Saray-ı Hümayun'un deniz kenarındaki Balıkhane Kapısı önünden denize atıldı. (Topkapı Sarayı)
  • Bütün bu suları, merhemleri, tozları hazırlamak için bazen 14 yaşında bir erkek çocuğu beyni, bir küçük kızcağızın kalbi lazım geliyordu. Evinin fırınında ve bahçesinin muhtelif yerlerinde, 2.000'den fazla yakılarak öldürülmüş çocuk iskeleti buldular!.. (Haşmetli Yosmalar Osmanlı Tarihinde Yasaklar)
  • Büyük İtalyan edibi Edmondo de Amicis de (1846-1908) İstanbul Seyahatnamesi'nde İstanbul esnafından bahsederken şunları yazıyor : Türklerle pazarlık etmeyin "Rum, müşteriyi seslenip çağırır, eliyle koluyla işaretler yaparak davet eder ;Ermeni, biraz daha temkinlidir;Yahudi, malının fiyatını kulağa fısıldayarak arz eder;Türk'e gelince, sessiz, müşterisini sadece bakışlarıyla çağırır. Bir Türk'e söylediği fiyat için, sakın, 'Biraz aşağı olmaz mı?' diye pazarlığa girişmeyin, bunu kendisine bir hakaret sayar ve 'Ben hırsız mıyım ki önce sizden hakkım olmayan fahiş bir para isteyeyim ve sonra pazarlığa girişeyim!..' der. " (Tarihte İstanbul Esnafı)
  • Halk denilen esrarengiz kitlenin içinde kulakların asla duyamayacağı ve gözlerin hiç göremeyeceği kim bilir ne garip ve acayip şeyler oluyordu? (Erkek Kızlar)
  • Sultan İbrahim'in devrinde hakikat olan yolsuzluk, makam temini için rüşvet toplama, hısım ve akrabayı bir mansıpa kaydırmada dalkavuk kadınların devlet işlerine karışmasıdır; sancakbeyleri, valiler ve kadılar dama taşları gibi durmadan değiştirilmiş, herkes makamından emin olmadığı için verdiği rüşveti gittiği yerde halktan fazlasıyla çıkarmaya çalışmış, bu suretle memleketi zulüm kaplamıştır. (Osmanlı Padişahları)
  • "Şu dünyada garip kaldım. " (Kafes Arkası Günahkarları)
  • "Bencillik gütme, *müstebit olma. Adalet tarlasını bilgi sapanı ile sür ve **meşveret tohumunu ek. Bir an evvel bitip yeşermesi içinde durmadan gözyaşlarınla sula" *zorba, baskıcı **danışma, istişare, görüş paylaşımı (Dağ Padişahları)
  • Abbasi halifelerinden Filozof Memun, "İnsan üç çeşittir" diyor, "Bir kısmı gıda gibi her zaman ve her yerde lazımdır. Bir kısmı deva gibidir, yerinde ve zamamnda lazımdır, bir kısmı da illet gibidir, Allah bizi onlardan korusun!.." (Patrona Halil)
  • Bu hezele guruhunun (Patrona Halil ve peşinden giden ayaktaşlar) kıyamını, Lale Devri'nde İbrahim Paşa ve yâranının sefahat ve lüksüne karşı toplum ıstırabından doğmuş bir hareket gibi göstermek, bizce çok hatalıdır. Patrona ile ayaktaşlarının acı hayat hikâyesini yazar ve onların hakiki simalarını göstermeye çalışırken yukarıdaki satırları, işte bunun için yazdık Halkın ve esnafın bin türlü şikâyeti, vergiler, para ayarsızlığı, toplumu kızdıran himayeler de, lale merakı ve helva sohbeti gibi, Lale Devri'nden evvel de vardı, sonra da devam etti. Kaldı ki, karşısında hırslı muhalifleri ve düşmanları bulunamayan bir iktidar, Türkiye tarihinde değil, cihan tarihinde görülmez. (Patrona Halil)
  • Oğullar ataya yürek yağıdır. Oğulun iyisi gamı dağıtır, Oğlu kim atanın hemsazı olsa Safalı bağı, bostan bağıdır. Oğlu kim dua alup makbul olsa Atanın devleti, yüzü akıdır. (Fatih Sultan Mehmed)

Yorum Yaz