diorex
life

Küçümseme - Alberto Moravia Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Küçümseme kimin eseri? Küçümseme kitabının yazarı kimdir? Küçümseme konusu ve anafikri nedir? Küçümseme kitabı ne anlatıyor? Küçümseme PDF indirme linki var mı? Küçümseme kitabının yazarı Alberto Moravia kimdir? İşte Küçümseme kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 12.07.2022 02:00
Küçümseme - Alberto Moravia Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Alberto Moravia

Çevirmen: Eren Yücesan Cendey

Yayın Evi: Turkuvaz Kitap

İSBN: 9789944860543

Sayfa Sayısı: 208

Küçümseme Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Sevmediği halde, paraya ihtiyacı olduğu için senaryo yazarlığı yapan Molteni, güzel karısı Emilia'yı mutlu edebilmek için ona bir ev satın almak ister. Bu amaçla Homeros'un Odysseia destanını popüler bir filme uyarlama işini de üstlenir. Senaryo yazımı ilerledikçe filmin yapımcısı, yönetmeni ve genç çift arasında garip bir bağ kurulur. Bir yandan Molteni, çok sevdiği karısı Emilia'nın kendisini sevmediği soğuk davrandığı fikrine kapılır, öte yandan Emilia anlaşılmaz bir tavır içerisine girer. Kuşkularla, saplantılarla bunalan Molteni, karısının onu artık sevmemesinin, hatta küçümsemesinin nedenini araştırmaya başlar, ancak beklenmedik bir anda tanık olduğu olay, evliliğini, işini ve giderek bütün hayatını bambaşka bir yöne çevirecektir.

İtalyan edebiyatının temel taşlarından Alberto Moravia'nın bu etkileyici romanı, 1963'te Jean-Luc Godard tarafından filme alındı, başrollerde Brigitte Bardot ve Michel Piccoli oynuyordu. Küçümseme, orta sınıf kentsoylu yaşam tarzı, evlilik, sadakat gibi konuların eleştirildiği, 60'lı yılların Avrupa'sında yükselen ve alçalan değerlerin ustaca irdelendiği, bunların insan ruhu ve tutkuları üzerindeki etkilerinin ortaya konulduğu küçük bir başyapıt. 2007'de 100. doğum yılı kutlanan Moravia dünya edebiyatının klasikleri arasında sayılıyor.

(Tanıtım Yazısından)

Küçümseme Alıntıları - Sözleri

  • Mutluluk ne kadar az hissedilirse, o kadar büyüktür.
  • ...ben onun kusurlarını, o da benimkileri görüyordu ama aşk duygusunun ürettiği gizemli bir dönüşüm nedeniyle bu kusurlar bize sadece bağışlanabilir değil, aynı zamanda sevilebilir görünüyordu; bunlar sanki kusur değil, türünün özel bir örneği olsa bile birer nitelikti.
  • Bu sessizliği en temkinli ve sevgi dolu yolla bile bozsam, katlanması sessizlikten daha zor konuşmalara meydan verecektim.
  • Fark ettim ki, insan ne kadar derin bir kuşkuya kapılırsa , zihnin yapay pırıltısına o kadar sıkı sıkıya tutunuyormuş; böylece duygunun bulanıklaştırdığını ve karanlık kıldığını akılla aydınlatmayı amaçlıyormuş.
  • Düşünce, eylemden bir önceki ya da bir sonraki ana aittir. Eylem sırasında bize yol gösteren geçmişte kalmış ve unutulmuş, ruhumuzda tutkuya dönüşmüş düşüncelerdir. Şu anda eylem halindeyim ve bu nedenle düşünmüyorum. Daha sonra, eylemim sona erince düşüneceğimi biliyordum.
  • ona karşı kendimi dans etmeyi beceremeyen topal bir insan gibi hissediyorum
  • Kökünden sökülmüş bir ağaç acı duysa, bunu kendini toprağın üzerinde dik tutan köklerinde hissederdi.
  • "Ben seni küçümsüyorum" dediğinde acıyla fark ettiğim üzere bu üç sözcüğün söylenişindeki ses tonu bana aşkını itiraf ettiğinde dile getirdiği "seni çok seviyorum" şeklindeki üç sözcüğün telaffuzuyla kesinlikle aynı tonu taşıyordu.
  • Mutluluk ne kadar az hissedilirse, o kadar büyüktür.
  • (..) ama insanoğlu umutsuz olduğuna inandığı anda bile hep umutlu olmak ister.''
  • Manevi olduğunu söyleyebileceğim bu imgem, fiziksel imgem üzerinde de etki ediyordu.
  • Nasıl olduğunu ben bilmeyeceğim. Sen bileceksin. Tek bildiğim, bir erkek gibi davranmadığın. Erkek gibi olmadığın..
  • Ama benim canımı acıtma. Bu biçimde sıkman hoşuma gitmiyor.
  • Manevi olduğunu söyleyebileceğim bu imgem, fiziksel imgem üzerinde de etki ediyordu.
  • Ama şimdi bu aşk elimden kayıp giderken, işim anlamını, gerekçesini yitiriyor ve benim gözümde sıradan bir köleliğe bürünüyordu.

Küçümseme İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Destek'ten Beklenyemeyecek Bir Kitap...: Orijinal dilinde "Il Disprezzo" başlığıyla yazılmış, Türkçeye Eren Yücesan Cendey tarafından çevrilmiş ve Destek Yayınları tarafından basılmış bir Alberto Moravia romanıdır. Kitap uzunca ve güçlü bir paragrafla başlamakta. Bu giriş aslında kitabın seyredeceği yolu da bize ucuyla göstermekte. Sonra da aynı güçle devam etmekte. İkili ilişkilerin ve özelde de kadın-erkek ilişkilerinin detayına, bir erkeğin gözüyle bakan kitap, evlilik kurumunun neliğini de ele alıyor. Özellikle evli kişiler, kitabın belli bölümlerinde doğrudan doğruya kendilerini bulabilecekler. - "mutluluk ne kadar az hissedilirse o kadar büyüktür. tuhaf görünebilir ama o iki yıl boyunca canımın sıkıldığını düşündüğüm bile oldu. elbette sonradan da mutlu olduğumu fark etmedim. benim yaptığımı herkes yapıyor gibi geliyordu. karımı seviyor ve seviliyordum; bu aşk bana sıradan, olağan geliyordu. değerli olabileceğini aklıma bile getirmiyordum. tıpkı rahatça soluduğumuz havanın ancak yoksun kalındığında değerinin fark edilmesi gibi." Yaşam sınırlarımıza da açıklamalar getirilen çok güzel tespitlerle de dolu bir kitapla karşı karşıyayız. Kitap aslında çok daha iyi olabilirmiş. Zaten iyi ama dahası gelebilirmiş. Kısmen konudan kopuşlar olmasa tam bir metin olarak bütün beğeni kazanabilirmiş. Olsun. Böylesi de iyi... Ben şahsen Destek Yayınevi denen yerden böyle güzel bir kitap çıkacağını pek sanmadım. Bu vesileyle yayınevini de kutlamış olayım. (Herkez yanlızsa demekki birşeyler yalnış...)

Karşılıklı büyük bir sevgi besleyen iki insanın çöküşünü anlatan büyük bir roman. Artık sevilmeyen bir erkeğin neler düşündüğünü ,çaresizliğini ,çabalarını anlatıyor. Psikoloji yönünü cok iyi işlemiş bir kitap, ani duygu iniş-çıkışlarını ve düşüncelerin belli bir zamanla nasıl saplantı haline geldiğini çok iyi yansıtmış. Ama beni asıl etkileyen olayın ise son anına kadar Molteni'ye üzülürken ,neden hiç karısının gözünden bakmadığım? Fikrimin tamamen değişmesine neden oldu. Bir kadının bazen küçük bir hareketten, düşüncesizce söylenilen kelimeden nasıl derin bir şekilde etkilendiğini, büyük aşkından vazgeçtiğini anladım. Bazen sadece samimi bir gülümsemenin, sahiplenilmenin önemini.... (Hatice)

kitap su gibi aktı gitti. Başkahramanımızın yerine koyarak okudum kitabı ama olanlara bu kadar kayıtsız kalabilir miyim? Asla ! Ama bunun öncesinde onun yaptığı yanlışlarıda asla yapmazdım. Kitap bi adam ve eşi arasındaki ilişkisinin üzerinde duruyor. Adam karısını çok seviyor. Ama kadın zamanla ondan uzaklaşıyor. Kitap baş karakterin (koca) ağızından anlatıyor hadiseleri. tavsiye ederim ama... Bir sonuca bağlanmış olsaydı sanırım biraz daha anlam kazanırdı. Demem o ki sadece sonuca bağlanmamasını kendi açımdan eleştirilebilinecek bir durum . (Hüseyin)

Küçümseme PDF indirme linki var mı?

Alberto Moravia - Küçümseme kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Küçümseme PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Alberto Moravia Kimdir?

Alberto Moravia, (asıl adıyla Alberto Pincherle), (28 Kasım 1907, Roma - ö. 26 Eylül 1990), İtalya'nın dünyaca ünlü yazar ve şairlerinden.

Alberto Pincherle (Moravia büyükbabasının soyadıdır), Yahudi bir ressam ve mimar olan Carlo ile Teresa Iginia De Marsanich'in dört çocuğunun üçüncüsü olarak Roma'da doğdu. Dokuz yaşına kadar tüberküloz hastalığıyla boğuştuğu ve en az beş yılını yatakta geçirdiği için eğitimi aksadı. Bu yaşlarını yaşıtlarıyla geçirmek yerine edebiyatla haşır neşir oldu.

Hasta yatağında Dostoyevski, Joyce, Goldoni, Shakespeare, Molière, Mallarmé ve birçok diğer yazarı okudu, Fransızca ve Almanca öğrendi. 1925'te senatoryumdan ayrıldı ve Gli indifferenti 'yi yazmaya başladı.

Bu süreçte Corrado Alvaro ve Massimo Bontempelli ile tanıştı ve 1927'de '900 dergisinde çalışmaya başladı, ilk hikâyeleri de burada yayımlandı.

1929'da ilk romanı Gli indifferenti yayımlandı ve eleştirmenlerden olumlu tepkiler aldı.

Amerika seyahati

1935'te New York'taki Columbia Üniversitesinde İtalyanca bölümünün başkanı olan Prezzolini'nin davetiyle, İtalyan romanı hakkında konferanslar vermek üzere ABD'ye gitti.

Alberto Moravia Kitapları - Eserleri

  • Düzen Adamı
  • Küçümseme
  • Romalı Kadın
  • Röntgenci
  • Kıskançlık
  • Aylaklar
  • Bakma Sevdalısı
  • Evlilik
  • Ben ve O
  • Mao'nun Kültür İhtilali
  • Maskeliler
  • Taşralı Kız
  • Kızım ve Ben
  • Meçhul Tanrı
  • Oyun İçinde Oyun
  • Kıskançlık
  • Şanssız Bir Adam
  • Nefret
  • Diktatörün Kadını
  • Voice of the Sea
  • La Désobéissance
  • Hain
  • Kalbe Düşen Gölge

Alberto Moravia Alıntıları - Sözleri

  • Senin bir kusurun da aşırı tevazu, hayatta az isteyen hava alır. (Romalı Kadın)
  • Üretim - tüketim devresinde, üreten ve tüketen toplumun zaman zaman tutulduğu kabızlar yüzünden savaş kaçınılmaz ve önlenmez oluyor. Savaş sırasında, barış çağının alışılmış tüketicisinin yerini asker alıyor, yâni tüketimin çeşitliliği, hızlılığı, çokluğu ve şiddetiyle olağanüstü bir tüketici. Bir savaş gününde, barış içinde bir yıl tüketildiği kadar şey tüketilir. Sonra mal ve zenginlik tüketmekle yetinmeyen asker insan hayatını tüketmeye koyulur: önce düşmanlarının hayatını, sonra da kendininkini tüketir. (Mao'nun Kültür İhtilali)
  • Bizim kişisel işlerimize papazın burnunu sokmaya ne hakkı var? (Romalı Kadın)
  • “Hayatımızın tamamı,” diye düşündü alaycı bir tavırla sandalyeden ceketini alıp giyerken, “ taksitli... ama son taksitler en büyükleri ve onları ödeyemeyeceğiz.” (Düzen Adamı)
  • Kimsenin yüzünü görmek istemiyordum ama yalnız kalmak da istemiyordum. Evde kalmak istemiyordum ama sokağa çıkmak da istemiyordum (Kıskançlık)
  • Fark ettim ki, insan ne kadar derin bir kuşkuya kapılırsa , zihnin yapay pırıltısına o kadar sıkı sıkıya tutunuyormuş; böylece duygunun bulanıklaştırdığını ve karanlık kıldığını akılla aydınlatmayı amaçlıyormuş. (Küçümseme)
  • Ama kim demiş müzik nasıl olsa etkisini yapar, en dalgın kimseye bile kendini âdeta zorla dinletir diye? Bunu söyleyen yalan söylemiş. Doğrusu şu ki kulaklarım dinlemek şöyle dursun, duymaya bile yanaşmıyorlardı (Kıskançlık)
  • Zaman zaman, sıkıntımın bu çılgınlıkları arasında: Ölmek mi istiyorum acaba? diye soruyordum kendi kendime. Yaşamaktan böylesine hoşlanmadığıma göre, akıllıca bir soruydu bu. (Kıskançlık)
  • Çin’in her yanına salıverilen elli milyon kızıl muhafız, duvarlara yapıştırılan milyonlarca gazete, yüzbinlerce yürüyüş, tören, gösteri ve toplantı; Pekin'de şahsen kabul edilen on mil­ yondan fazla kızıl muhafız, sonra alt üst olan tüm Çin, sanayi ve tarım üretiminde düşüş, yö­ netici kadronun karmakarışık edilişi, parti bü- roksisinin yok oluşu, bazı bölgelerin Mao taraf­ tarlarının, bazı bölgelerin ise düşmanlarının eli­ ne geçişi işte Mao’nun halk yığınlarına yaptığı çağrının ortaya çıkardığı patlamanın tam liste halindeki sonuçları. Bürokrasi ve parti otoritesi yıkıldı. Daha önemli olan sonuç, belki yarın Sov­ yet ideolojisiyle boy ölçüşecek evrensel bir ih­tilâlci ideolojinin kıyaslama noktaları yaratıldı. (Mao'nun Kültür İhtilali)
  • ...Gerçekte insan anımsamak istemediği şeyi kolayca unutuyor... (Nefret)
  • Belki de bütün düşmanlıkların sebebi cehaletti. Çünkü bilen kötülük edemez. (Kızım ve Ben)
  • Katı olunmazsa güçlü olunamayacağını düşünürler ve kendilerini katı hissetmek için var olmayan günah keçileri yaratırlar. (Düzen Adamı)
  • Benim için sıkıntı, gerçeğin bir çeşit yetersiz­liği, oransızlığı ya da yokluğu demektir aslında (Kıskançlık)
  • ...Yeni baştan başlamamız gerek. Yanlışlarımızın kaynağı sıkıntı ve yaşam koşullarına karşı gösterdiğimiz sabırsızlıktan doğmuştur... (Aylaklar)
  • Sanki düşen suları çalıyordu. (Maskeliler)
  • ... karanlıkta asılı duran bir miktar yıkımım, o kadar. (Düzen Adamı)
  • Benim içimdeki sıkıntı, bir evdeki elektrik akımının esrarlı bir tarzda sık sık kesilmesine benzer. Bir zaman için herşey aydınlıktır, belirlidir; burada koltuklar, şurada divanlar, daha ileride dolaplar, konsollar, tablolar, duvar ve yer halıları, pencereler, kapılar vardır; biraz sonra ise karanlıktan, boşluktan başka şey yoktur (Kıskançlık)
  • Kendi yaşantısının resmi karşısında bir dakika değil, yıllar boyu yaşamıştı ama hiçbir şey görmemiş, hiçbir şey farketme-miş gibi bir hâli vardı. (Kıskançlık)
  • Kadınlar, kararsız yaratıklardı; düşünceleri ve duyguları kolaylıkla değişebilirdi. (Maskeliler)
  • Derki : Evlilik düşünmeyen düşünen var mı acaba (Evlilik)

Yorum Yaz