tatlidede

Merhaba Hüzün - Françoise Sagan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Merhaba Hüzün kimin eseri? Merhaba Hüzün kitabının yazarı kimdir? Merhaba Hüzün konusu ve anafikri nedir? Merhaba Hüzün kitabı ne anlatıyor? Merhaba Hüzün PDF indirme linki var mı? Merhaba Hüzün kitabının yazarı Françoise Sagan kimdir? İşte Merhaba Hüzün kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 02.07.2022 18:00
Merhaba Hüzün - Françoise Sagan Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Françoise Sagan

Çevirmen: Mazhar Önad

Orijinal Adı: Bonjour Tristesse

Yayın Evi: Gendaş Kültür Sanat Yayıncılık

İSBN: 9789753082082

Sayfa Sayısı: 156

Merhaba Hüzün Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

İçimde garip bir hüzün var. Bu ağır, olağanüstü duyguya üzüntü veremiyorum. Önceleri çok çekici gelirdi bana bu üzüntü sözcüğü; ama şimdi onun bencillikten başka bir şey olmadığını anlıyorum; anlıyor ve utanıyorum... Çok kez sıkıntı, pişmanlık, hatta vicdan azâbı duyduğum oldu; bugünse beni her şeyden ayıran yumuşak, sinir bozucu bir duygu, ipek bir ağ gibi sarıyor...

Merhaba Hüzün Alıntıları - Sözleri

  • Başka şeydir aşk, bir özleyiştir
  • Mutlu dakikalar ne de çabuk geçiyor; hep böyle olur...
  • hissedilen her şeye cümle kurulamıyor
  • Sıkıntıyı, pişmanlığı ve ara sıra pişmanlık duymayı biliyordum ama asla üzülmedim. Bugün beni ipeksi bir ağ gibi sarıyor, sinirlendiriyor ve süzüyor ve beni herkesten ayırıyor.
  • Önüme çözülmez sorular çıkarmaktan, geçmiş günleri anmaktan, bundan sonra gelecek günle­ri korku içinde beklemekten sanki haz duyuyor­dum.
  • Birbirini tutmayan, birbirine bağlı olmayan birtakım kısa kısa anılar; yalnız buydu aşkın bende bıraktığı.
  • Acaba kendi özgürlüğünü herkesin özgürlüğünden üstün tutan , şımarık , budala , bencil bir kız mıydım ben?
  • Her şeyden konuşmuştuk: aşk­tan, ölümden, müzikten... Ama şimdi o beni bıra­kıyor, beni silahsız koyup gidiyordu.
  • Babamın dediğine göre, aşkın üzüntüleri, kaygıları, tasaları doğru değilmiş, masalmış hep. Bağlılık gibi, işi ciddiye almak, bir kimseye gönlümüzü bağlamak gibi düşüncelere babam bir türlü yanaşmıyordu. Uydurmaymış hepsi, bir şeye yaramazmış, öyle diyordu.
  • Bağışlamış bir insanın umut dolu gülümsemesiydi bu ..
  • İnsanın kader çizgisi ne renkler, ne şekiller alıyor.
  • Hissedilen her şeye cümle kurulamıyor.

Merhaba Hüzün İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Bir dönem çok popüler olmuş bu romanı ne zamandır okumak istiyordum. Yazıldığı döneme göre cesur bir roman olarak nitelendirilebilir ama günümüzde yazılsa aynı ilgiyi görmezdi sanırım. Merhaba Hüzün ismi gibi hüzünlü bir sona sahip.Kahramanımız ergenlik sorunlarıyla boğuşan, annesi öldüğü için çapkın babasıyla yalnız yaşayan genç bir kız. Başlarda uçarı babanın kızı da uçarı diyemesek de vurdumduymaz bir karaktere sahip. Babasının sevgilisi Elsa da onlarla beraber yaşıyor. Kızımızın öpüşmekten ileri gitmediği ,kendi yaşlarında bir de sevgilisi var. Bu tatlı hayat geçmişte kızımıza manevi annelik de yapan Ann'in gelmesiyle bozulur. Ann güzel,eğitimli, asil ve olgun bir kadındır. Elsa ise gençliğin güzelliğine sahip olsa da bunun dışında özelliği olmayan bir kadındır. Sesil'in babası da aradaki farkı görür ve Ann'le evlenmeye karar verir. Bundan sonrası Sesil'in iç hesaplaşmaları, entrika çevirmesi,Ann'i sevip sevmemediğine karar verememesi..vb. şekilde devam eder. Burjuva çevresini anlattığı bu ilk romanını 18 yaşında yazdığını bilmek,doğal olarak biyografik bir roman mı sorusunu akla getiriyor. Ergen bir kızın gözünden anlatılan bu roman günümüzde yazılsaydı ,çok iyi bir dizi senaryosu haline getirilirdi. Duyguların ve karakterlerin iyi anlatıldığı , güzel bir gençlik romanı. (ÜMİT YILMAZ)

Sevgi də müharibə kimidir. Vay məğlub olanın halına...: Sesil 17 yaşında gənc və qayğısız bir qızdır. Onun atası və atasının sevgilisi Elza ilə xoşbəxt, şən və qayğısız həyatı, bir anda vəfat edən anasının ən yaxın rəfiqəsi Annanın gəlişi ilə alt-üst olur. Anna bunlardan fərqli olaraq xüsusi intizam qaydalarına sahib, qürurlu və məğrur bir qadındır. Bir gün Anna və Reymond evlənmək qərarıba gəlirlər, bu isə Sesil üçüm böyük bir fəlakət deməkdir. Və o istəməyərək də olsa, yavaş - yavaş Annanın sonunu hazırlayır... (Gul Bva)

Sesil on yeddi yaşında gənc qızdır. Atası Reymon və onun sevgilisi Elza ilə qayğısız, xoşbəxt yaşayırlar. Birlikdə Aralıq dənizinin sahilində istirahət edirlər. Onlara sonradan Anna Larsen qoşulur. Reymon Elza ilə münasibətini bitirib Anna ilə evlənmək qərarına gəlir. Anna, Sesil və atasından fərqli insandır. Sesil və atası Reymon əyləncə düşkünü, Anna isə sakitliyi sevən, sərt ədəb qaydalarına əməl edən insandır. Annanın gəlişi ilə sərbəstliyə son qoyulur. Həyatlarının tamamilə dəyişəcəyindən qorxan Sesil atası və Annanın əlaqəsini bitirmək üçün plan qurur. Plana görə Sesilin "sevgilisi" Siril və Elza sevgili kimi davaranacaq onları bir yerdə görüb qısqanan Reymon Elzanı geri qazanmaq istəyəcək. Müəllifinə böyük şöhrət qazandıran "Salam Kədər" əsəri gənc qız olan Sesilin dilindən nəql edilir. Kitabın dili çox sadədir. Eqoist Sesildə, atası Reymonda sevimsiz obrazlardılar. Bu kitabın adına görə insanların diqqətini cəlb edib populyarlıq qazandığını düşünürəm. Çünki bəyənilərək oxunub məsləhət görüldüyünə inanmıram. Mənimdə diqqətimi elə kitabın adı çəkmişdi. (Nicat Shukurlu)

Merhaba Hüzün PDF indirme linki var mı?

Françoise Sagan - Merhaba Hüzün kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Merhaba Hüzün PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Françoise Sagan Kimdir?

Françoise Sagan (21 Haziran 1935–24 Eylül 2004) veya asıl adıyla Françoise Quoirez, Fransız oyun yazarı, romancı ve senaryo yazarı. Sanatçı, François Mauriac tarafından verilen "alımlı küçük canavar" takma adıyla da bilinmektedir. Sagan, havalı burjuva karakterler içeren güçlü romantik eserleriyle tanınmaktadır.

Hayatı

Sagan, Fransa'nın Cajarc kentinde dünyaya geldi ve bu kentin de içinde bulunduğu Lot ilinde büyüdü. Çocukluğunda hayvanlara karşı özel bir hayranlığı vardı. Bu dönemde 'Kiki' takma adıyla çağrılan Sagan, zengin bir ailenin en küçük kızıydı. Babası bir şirketin genel müdürü, annesi toprak sahibi bir ailenin kızıydı. Savaş döneminde Dauphiné'e yerleşen aile, ardından Vercors'a gitti. Sagan, 1953 yılındaki Sorbonne'a giriş sınavlarını kazanamadı. Aşırı savurgan yaşam tarzıyla bilinen sanatçı, yine de bu okula daha sonra girdi fakat mezun olmadan ayrıldı.

İlk romanı Günaydın Hüzün, 1954 yılında, Sagan 18 yaşındayken satışa sunuldu. Kitap kısa sürede uluslararası çapta başarı elde etti. Kitapta on yedi yaşındaki Cécile'in zevk düşkünü hayatı anlatılır. Romanda ayrıca kahramanın erkek arkadaşıyla olan ilişkileri ve zina tutkunu-eğlence düşkünü babasının tutumuna da yer verilir. Roman, Simon & Garfunkel'in "The Sounds of Silence" adlı şarkısında esin kaynağı oldu. Sanatçının takma adı, Marcel Proust'ın "Kayıp Zamanın İzinde" adlı kitabındaki 'Sagan Prensesi' karakterinden esinlenilerek verildi.

Sagan'ın karakterleri, J.D. Salinger'in eserlerindekine benzer bir şekilde bozulmuş gençlik için birer ikon oldu. 1996 yılına kadar düzinelerce eser veren Sagan'ın bu eserlerinden bazıları sinemaya uyarlandı. Sanatçı, nouveaux roman tarzının popüler olduğu dönemde bile sadece Fransız psikolojik romanlar yazdı. Karakterlerinin konuşmalarında sıklıklavaroluşçu duygulara rastlanır. Buna ek olarak sanatçının yazdığı şarkı sözleri ve senaryo yazıları bulunmaktadır.

Özel yaşamı

Sagan, iki kez evlendi. Bunların ilkini 13 Mart 1958 tarihinde kendinden yirmi yaş büyük bir editör olan Guy Schoeller ile yaptı. Bu ilk evliliği Haziran 1960'ta noktalandı. Daha sonra ise 10 Ocak 1962 tarihinde Bob Westhof adlı Amerikalı bir çömlekçiyle evlendi. Bu son evliliği ise 1963 yılında bitti. Haziran 1963'te ise oğlu Denis dünyaya geldi. Sonraları ise lezbiyen olarak takılmayı sürdürmeyi seçen Sagan, bu bağlamda bir moda stilisti olan Peggy Roche ile birliktelik yaşamaya başladı. Ancak sonrasında evli bir erkek olan Bernard Frank ise beraber oldu. Daha sonra tekrar Fransız Playboy dergisinde editör olan Annick Geille ile lezbiyen birliktelik yaşadı.

Sagan Amerika Birleşik Devletleri'nde gezmeyi severdi. Bu geziler sırasında çoğunlukla Truman Capote ve Ava Gardner gibi isimlerle görüntülenirdi. 14 Nisan 1957 tarihindeAston Martin marka spor arabasıyla kaza yaşayan yazar, bir süre komada kaldı. Otomobil tutkunu olan Sagan'ın bir Jaguar ve kumar oynamaya giderken kullandığı bir Monte Carlo marka arabası bulunmaktaydı.

1990'larda kokain kullandığı gerekçesiyle tutuklanan Sagan, hayatının belli dönemlerinde uyuşturucu bağımlılığı yaşadı. Öyle ki, kendisi hakkında bilinen bir olayda; evinde uyuşturucu aramaya gelen polis köpeğinin uyuşturucuyu bulup yalaması sonrasında Sagan, polise "Bak! O da bunu sevdi." şeklinde bir cümle kurmuştur.

Ölümü

2000'lere gelindiğinde yazarın sağlığı kötüleşti. Öyle ki 2002 yılında yargılandığı vergi kaçakçılığı davasına katılamadı. Bu nedenle cezası askıya alındı. Françoise Sagan 24 Eylül 2004 tarihinde, 69 yaşındayken Honfleur, Calvados'ta akciğer ambolisi geçirerek öldü.

Ölümü sonrasında Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac: "Onun ölümüyle Fransa tarihinin en parlak ve hassas yazarlarından birini kaybetti. O ayrıca edebi hayatımızda seçkin bir yere sahip olan yazarlardandı." yorumunu yaptı.

Film

Sagan'ın yaşamı, Diane Kurys tarafından yönetilen "Sagan" adlı biyografik filmde yer aldı. Bu film, Fransa'da 11 Haziran 2008'de gösterime girdi. Fransız aktris Sylvie Testud, Sagan'ın rolünü üstlendi.

Françoise Sagan Kitapları - Eserleri

  • Merhaba Hüzün
  • Günübirlik Acı
  • Brahms'ı Sever misiniz?
  • Hoş Geldin Hüzün
  • Çarpık Yansımalar
  • Arsız Köpek
  • Tasma
  • Hoşgeldin Hüzün / Büyük Aşklar
  • Bonjour Tristesse ve Acı Tebessüm
  • Bonjour Tristesse
  • Ruhumun Acıları
  • Seçilmiş Əsərləri

Françoise Sagan Alıntıları - Sözleri

  • ... atlar adeta yırtılan bir kumaş sesiyle önümden geçer ve halkın bağırışı önce patlayıp sonra sönerken, birisinin hoparlörden "Sanseverina kazandı! Sanseverina dayandı! Sanseverina birinci! Paçuli ve Numea kaybetti!" diye bağırdığını duydum. (Tasma)
  • Her şeyden konuşmuştuk: aşk­tan, ölümden, müzikten... Ama şimdi o beni bıra­kıyor, beni silahsız koyup gidiyordu. (Merhaba Hüzün)
  • Evet, çok güldüm. Ama bir kez daha anladım ki, gülmemeliymişim. (Tasma)
  • Size Roger’yi sevdiğimi söyledim. — Ben de annemi, yaşlı süt annemi, arabamı seviyorum.. (Brahms'ı Sever misiniz?)
  • Lorans heç vaxt məni sevməmişdi; o, mənə sahib çıxmışdı. (Seçilmiş Əsərləri)
  • Kısacası zengin olmak bir şey değildi, asıl önemli olan zengin kalabilmekti! (Tasma)
  • "Aşırı duyarlı insanlar yaşamları boyunca uzun süren bir düş kırıklığı yaşıyorlardı, doğumlarında başlayıp ölümlerine kadar bitmez bir çığlık olarak süren bu gerçeğe, yaşam boyunca katlanıyorlardı." (Günübirlik Acı)
  • . İnsan ancak tüm çelişkileri, iştahları, nefretleri ve öfkeleriyle doğasındaki aşırılıkları takip ederek hayatın ne hakkında olduğunu biraz anlamayı umabilir. ... (Ruhumun Acıları)
  • Ben kendimden, ancak mutlu olduğumda hoşnuttum. (Tasma)
  • Hissedilen her şeye cümle kurulamıyor. (Merhaba Hüzün)
  • Acaba kendi özgürlüğünü herkesin özgürlüğünden üstün tutan , şımarık , budala , bencil bir kız mıydım ben? (Merhaba Hüzün)
  • Yaklaşan bir ölümün önünde kim ayakta kalabilir ki? (Günübirlik Acı)
  • İnsanın kendi gerekçeleri karşısındakinin hemen aklına gelmiş olsa hiç kavga dövüş olmazdı. (Tasma)
  • Bakışlar ve bakış açıları azaltılır ve daraltılır. Yavaş yavaş, gerçek bir aptal olunur, gerçek bir aptal. (Günübirlik Acı)
  • Çok zor da olsa bu bilinçlenme, bana zaman kazandırmış, üstelik içimde de hiçbir pişmanlık bırakmamıştı: Hayata karşı beslediğim zevki korumuştum. (Tasma)
  • Onların layiq olduqları şəkildə yasları tutulmadı: əvvəla, həddindən artıq uzun müddət axtarılmışdılar, digər tərəfdən də onların nə öldükləri zaman, nə də qəribə ölümlərinin səbəbi dəqiq məlum deyildi. (Seçilmiş Əsərləri)
  • ve kendinden nefret ediyordu. Nefret ve utanç hissediyordu. (Günübirlik Acı)
  • Aydın məsələdir ki, başqalarının gördüyü yuxular çox darıxdırıcı görünür, ona görə də mən bütün gecəni gözəl qar yağmasının, fortepiano səsinin, şabalıd ağaclarının xışıltısının yuxuma girdiyini söyləməklə kifayətlənirəm. (Seçilmiş Əsərləri)
  • Alışkanlık, sahiplenmenin en kötü ve sinsi biçimlerinden biridir. (Tasma)
  • – Ey qəribə adam, sirr dolu insan, de görüm, daha çox kimi sevirsən? Atanı, ananı, bacını, yoxsa qardaşını? – Mənim nə atam, nə anam, nə bacım, nə də qar daşım var. – Bəlkə, dostlarını? – Bu söz məndən çox uzaqdır…. – Vətəni? – Onun hansı genişlikdə olduğunu belə bilmirəm. – Gözəlliyi? – Əgər gözəllik ölümsüz ilahə olsaydı, bəlkə də, sevə bilərdim. – Qızılı? – Ona nifrət edirəm, sizin Tanrıya nifrət etdiyiniz qədər... – O zaman kimi? – Buludları… Səmada süzən buludları… Orada… Yüksək likdə… Sehrli buludları… Şarl Bodler (nəsrdə poema) (Seçilmiş Əsərləri)

Yorum Yaz