Mezarcı - Paul Cleave Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Mezarcı kimin eseri? Mezarcı kitabının yazarı kimdir? Mezarcı konusu ve anafikri nedir? Mezarcı kitabı ne anlatıyor? Mezarcı PDF indirme linki var mı? Mezarcı kitabının yazarı Paul Cleave kimdir? İşte Mezarcı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Paul Cleave
Çevirmen: Zeliha Babayiğit
Orijinal Adı: Cemetery Lake, 2009
Yayın Evi: Pegasus Yayınları
İSBN: 9786054456536
Sayfa Sayısı: 432
Mezarcı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
"Affet beni, Peder, günah işledim!"
İşte Tate, o bir dedektif. Christchurch`ün en yeni ve öldürmekten vazgeçmeyen psikopat seri katilinin izini sürmek üzere zorlu bir yarışa girişti. O, ölülerin bile güvende olmadığı dehşet dolu bir dünyaya istese de istemese de bulaştı. Katili bulmakta başarılı olamazsa yargılanacak tek kişi Tate`in ta kendisi olacak
"Yeni Stephen King."
-NDR-, Almanya
"Cleave`in tarzı baş edilemez, tahmin edilemez ve heyecan doludur. Okurken midemi zaptedemiyorum.
Gerçekten. O kadar iyi"
-Jack Heath-
"Sürükleyici ve tamamen gerçekçi bir polisiye.Cleave takip edilmesi gereken bir yazar".
-Tess Gerritsen-
"Paul Cleave`in kitapları sıradan gerilim romanlarında olmayan bir enerjiye sahip."
-Listener-
"Mezarcı, bazı yönleriyle Edgar Allan Poe ve Stephen King başyapıtlarını oldukça andırmakta."
-The Australian-
Mezarcı Alıntıları - Sözleri
- "Rachel'in onun adına konuşacak kimsesi yok. Elimden geleni yapmam gerekiyor." "Rachel'in Tanrısı var." "Tanrı onu hayal kırıklığına uğrattı." "İnancını kaybetmemelisin, Theo." "İnanç insanı hayal kırıklığına uğratıyor." "İnsanlar kendi kendilerini hayal kırıklığına uğratıyorlar."
- Cebimden bir fotoğraf çıkarıp ona karımı ve kızımı gösterebilirdim ama Peder Julian onları tabii ki hatırlıyordu. Kaza sırasında Tanrı'nın nerede olduğunu sorabilirdim ama Peder Julian, Tanrı seven, Tanrı'dan korkan insanların kullanacağı türde dogmatik bir cevap verirdi. Özellikle genelleyici, "Tanrı gizemli şekillerde çalışır," sözünü ne zaman duysam çığlık atasım gelirdi.
- Mezarlarin cogu yasamak icin cok yasli, olmek icin cok genc ya da hayatta kalmak icin cok sanssiz olanlara ait
- "Masum insanlara kötü bir şey olmadığını düşünecek kadar aptal mısın?"
- Algı garip bir şeydir. Özellikle de şans söz konusu olduğunda. Uçak kazasından kurtulan biri şanlı kabul edilir. En başta o uçakta olduğu için şanslı mı sayılır? Yoksa şanssız mı? Sonu gelen bir uçakta oturmanın kötü şansı, hayatta kalmak gibi bir iyi şansı yok mu eder? İnsanların yalnızca bir kollarını kaybettikleri için şanslı sayılmalarını hiç anlamamıştır.
- Haberlerin sorunu şuydu: Kurbanların isimleri farklıydı, spikerler farklı giysiler giyiyordu, ama hikayeler hep aynıydı.
- Bugünlerde o kadar çok ağlamıyordum. Acı artık kimliğimin bir parçası olmuştu. Bu acıdan kurtulmak bir uzvumu kaybetmek gibi olacaktı.
- Ölmeleriyle benim bir ilgim yoktu. Hem de hiç. Ama onları gömdüm; buna mecbursun. O kızlar, bunu hak ediyorlardı. Ve artık hayaletleri beni rahat bırakacak. Sen de beni ciddiye alacaksın.
- Herkesin mazereti aynı mıydı? Hayatlarındaki hiçbir şeyden sorumlu değil miydi bu insanlar? Başka biri haline geldiklerinde yaptıklarından sorumlu olmuyorlar mıydı?
- Boş umut acımasızdı, ama belki de hiç umut olmamasından daha iyiydi.
- Burayı gören herkes aynı şeyi düşünüyordu. Gömülmek için güzel bir yer. Güzel ve manzaralı. Huzurlu. Sanki fark edermiş gibi. Sanki birisi gelip bütün ağaçları kesse bunun farkına varabilecekmişsin gibi.
- Kendime bir kahve yaparken insan evriminin hangi aşamasında kahvenin önemli bir unsur haline geldiğini merak edip, gelecekte ne olursa olsun kahvenin dinden bile uzun bir süre varlığını koruyacağına karar verdim.
- Çocuğunun ölmesi her anne babanın kabusudur. Bütün kabuslar gerçekleşince ne olur?
- Aynı zamanda hem sevip hem nefret edebilirsin.
- "Buradan nefret ediyordu? Neden?" "Gerçekten nefret ettiğini sanmıyorum. Bu şehirle ilgili bir şey galiba, değil mi? Aynı zamanda hem sevip hem nefret edebilirsin. Bence buraya sıkışıp kaldığını hissediyordu, bilirsin. Dünyayı görmek istiyordu."
Mezarcı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
serinin ilk kitabi: Oncelikle herkese ıyi okumalar Dedektif tate serisinin ilk kitabini yazarin ise ikinci kitabini okudum ( temizlikci ile birlikte ) temizlikci kitabini cok begenmistim olaylara katilin gozunden baskmasi olaylara farklilik getirmisti ve kurban joe kitabini hemen siparis vermistim ama okumak bir turlu nasip olmadi Mezarci nasildi peki bence yazar gerilimi gizemi aksiyonu ve duygusal bolumleri cok iyi harmanlamis ozellikle yazarin ölen kizi ile ilgili yazdigi yerler inanin anne ve babalar icin okumasi biraz zor yerlerdi yazar o bolumlerdeki duyguyu cok iyi gecirmis okuyculara Bunun haricinde cok iyi bir kitapmiydi ben daha iyilerinide okudum bir once okudugum kitap kestane adam bence cok daha iyiydi ama bu kitabada kotu diyemem hizli okunan ortalama bir polisiye gerilim di Elinizde varsa alin okuyun Arti yonleri : temposu yuksekti okuycuyu sıkmadan okutuyordu bas karakteri sevdim iyi yazilmis ama kitapta beni en cok vuran yerler dedektif tate nin bir trafik kazasinda ölen kızı ile ilgili yazdigi bolumler yazar cok iyi bir işçilik yapmis buralarda Eksi yonleri : cok iyi bir polisiye kitabi degil ortalama seviyede bir kitap yani kestane adam 5.cinayet yada chris carterin kitaplari gibi son yillarda cikmis polisiye gerilim kitaplarinin yaninda biraz sonuk kaliyor (Mustafa altun)
Uzun zamandır polisiye roman okumuyordum (yaklaşık 6 senedir), son okuduğum polisiye romanı hiç beğenmemiştim. Polisiye romanlara karşı bir soğukluk kaptım. Mezarcı bu soğukluğu biraz da olsa kırmama sebep oldu. Neden mi biraz, anlatayım. Theodor Tate, romanımızın baş kahramanı. İki sene öncesine kadar polis olup meslekten ihraç edilen bir özel dedektif. Çökmüş bir insan, iki sene öncesinde bir trafik canavarı yüzünden beş yaşındaki kızını kaybetmiş ve karısı da felç geçirmiş. Hayattan pek de ümidi olmayan biri. Roman kahraman bakış açısıyla anlatılıyor, yani Dedektif Tate'in ağzından. Bu durum son 100-150 sayfada beni biraz sıktı açıkçası, çünkü karakteri öğrenince bir süre sonra ağzından çıkacak kelimeleri de tahmin edebiliyorsunuz. Yazar Paul Cleave, Yeni Zelanda'nın güneyindeki en büyük şehir olan Christchurch doğumlu. Christchurch, 400 bini aşkın nüfusu olan eski yapılarla kaplı bir şehir. Kitap nerede geçiyor bilin bakalım: Christchurch'te! Bunu size söyleme sebebim öyle büyük bir şehirle karşılaşmayacak olmanız, kitapta geçen mekânlar çoğunlukla aynı. Dedektif Tate, bir kez gittiği yere ilerleyen sayfalarda tekrar tekrar uğruyor ve bu durum da bir süre sonra sıkılmanıza sebep olabiliyor. En bariz örnek, kitabın adından da anlaşılabileceği gibi mezarlık :) 432 sayfalık kitabın 150-200 sayfalık bölümü mezarlık ve yanındaki kilisede geçiyor. Kitap genel olarak sıkıcı değil, ama yukarıda belirttiğim nedenlerden sıkılma ihtimaliniz var. Polisiye türünde daha iyi örnekler bulabileceğinizi düşünüyorum, ama genelde ABD'nin metropollerinde veya İstanbul'da geçen polisiye romanlarından sıkıldıysanız bir göz atabilirsiniz. (Mert)
Kapağındaki "Yeni Stephen King" sözü epey iddialı olsa da, gerilim türü için fena sayılmayacak bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Türden hoşlanan okurların bakmasında fayda var. (Çağrı)
Mezarcı PDF indirme linki var mı?
Paul Cleave - Mezarcı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Mezarcı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Paul Cleave Kimdir?
Yeni Zelandalı polisiye roman yazarı. Yeni Zelanda, Fransa, ABD ve Avustralya'da en çok okunanlar listesine girmiş ve polisiye kitap dalında ödüller almıştır.
Yeni Zelanda'da en iyi polisiye roman dalında Ngaio Marsh Ödülü'nü üç kez kazandı, Saint-Maur kitap festivalinin Fransa'da yılın suç romanı, ABD'de Edgar Ödülü ve Barry Ödülü için kısa listeye ve Avustralya'da Ned Kelly Ödülü için kısa listeye alındı.
İlk yayınlanan romanı The Cleaner, 2006'da Random House tarafından yayımlandı ve 500.000'i aşan satışla uluslararası en çok satanlar arasına girdi. Almanya'da Amazon'da 2007'nin en çok satan suç/gerilim romanı oldu.
Eylül 2009'da, Cleave'in Cemetery Lake adlı romanı Arrow Books tarafından Birleşik Krallık'ta yayımlandı.
Dördüncü romanı Blood Men, Şubat 2010'da yayımlandı.
2011'de Paul, Ngaio Marsh En İyi Suç Romanı Ödülü'nde diğer yazarlar Neil Cross, Paddy Richardson ve Greg Mckee namı diğer Alix Bosco ile birlikte finalist olarak aday gösterildi. Cleave, 2010 yılında yayınlanan Blood Men kitabıyla ödülü kazandı.
Collecting Cooper (2011) başlıklı beşinci romanı, yine memleketi Christchurch'te (tüm romanlarının geçtiği yer) geçiyor ve Mezarlık Gölü'nde tanıtılan Theodore Tate'in dönüşünü anlatıyor.
Altıncı romanı The Laughterhouse'da (2012), Theodore Tate, 15 yıl önce acemi bir subayken başlayan bir suçun izini sürüyor.
Yedinci romanı Joe Victim (2013), Joe Middleton'ı (The Cleaner'dan) içeriyor ve hikayesini The Cleaner sona erdiği andan itibaren anlatıyor.
Sekizinci romanı Five Minutes Alone'da (2014), eski Dedektif Carl Schroeder ve Theodore Tate, tecavüz kurbanlarının saldırganlarından intikam almalarına izin veren bir katili bulmak için bir kedi-fare kovalamacasına giriyorlar.
Trust No One, Alzheimer'ı geliştiren emekli bir suç yazarı Jerry Grey'in yer aldığı bağımsız bir roman. Hakkında yazdığı suçları itiraf ediyor -ama kitaplarında olmuş olanlar ile olmakta olanlar arasındaki çizgiler bulanıklaşmaya başlar.
A Killer Harvest, babası öldükten sonra göz nakli olan Joshua'nın hikayesini anlatıyor. Joshua doğuştan kördür, ancak tıbbi bir aksilik nedeniyle iki farklı göze sahip olur ve hücresel hafıza denen bir şey öğrenir. Babası ve bir katil olmak üzere iki farklı insandan görüntüleri ve anıları görebilmektedir.
Paul Cleave Kitapları - Eserleri
- Temizlikçi
- Mezarcı
- Koleksiyoncu
- Öldürme Saati
- Avcı
- Kurban Joe
- Mezbaha
- Delilik Günlüğü
- 5 dakika
Paul Cleave Alıntıları - Sözleri
- Bu dünyada yapılanı geri almak diye bir şey yok, Edward. Baştan başlatmak yok. (Avcı)
- Ölmeleriyle benim bir ilgim yoktu. Hem de hiç. Ama onları gömdüm; buna mecbursun. O kızlar, bunu hak ediyorlardı. Ve artık hayaletleri beni rahat bırakacak. Sen de beni ciddiye alacaksın. (Mezarcı)
- "Böyle ölemez " "Zaten ölmüş. " Hayır, hayır, yanılıyorsunuz. Elli yıl sonra ölmesi gerekiyordu. Birlikte yaşlanacaktık." (Avcı)
- "Evet. Nasıl bir şey olduğunu biliyor musun, Joe? Bir şey hakkında kesinlikle haklı olduğunu bilirsin. Yani şüphen bile yoktur, ama karşındakini ikna edemezsin. Anlamadıklarından ya da anlamak istemediklerinden değil. Yanlış şeyi yapmaya o kadar alışmışlardır ki onlara göre başka bir yol yoktur." (Temizlikçi)
- Zaman iyileştirmiyor ama yardım ediyor. (Avcı)
- Bence gidip bir tişört al ve üzerine Demans Hastalarından Büyük Yazar Çıkmaz yazdırıp giy onu. Akıl noksanlığı yaşıyorsan hikaye kurgulamak zorlaşır. (Delilik Günlüğü)
- '' Bugün hatırladıklarımı yarın da hatırlayabileceğim ne malum? '' (Delilik Günlüğü)
- Öte yandan... Polisiye yazarı kimliği cuk oturuyordu , hem de eline tam uyan bir eldiven gibi ve şimdi kadının doğru söylediğini biliyordu. (Delilik Günlüğü)
- "Olamaz, göz kapağı tamamen kopmuş." "Tamamen denemez." "Ne kastediyorsun?" "Arabanın arka tarafında, yerde düşürdüm." (Kurban Joe)
- Yaşamak için çalış , çalışmak için yaşama . (Temizlikçi)
- Aynı zamanda hem sevip hem nefret edebilirsin. (Mezarcı)
- Bilmemekten bıkmıştı. Sorulardan bıkmıştı. Bıkmaktan bıkmıştı. (Temizlikçi)
- "Burası çürümüş bir şehir." (Avcı)
- Oysa son bir senesi kendisinden çalınmıştı. Kişiliği çalınmıştı. Düşünceleri ve anıları iç içe girmiş , bozulmuştu. (Delilik Günlüğü)
- Üzgün adam kötülüğe yatkın adamdır.. (Koleksiyoncu)
- "Ya şuradaki soru? Eğer Bob, Greg'den uzunsa ve Greg'de Alice'ten uzunsa en uzun kimdir? Steve yazmışsın ve sonra Steve ibnenin tekidir demişsin!" (Kurban Joe)
- "Kurban ilk defa hak eden biri olmuş. İlk kez kurban yanlış bir adama bir adama gülümsediği için doğranan bir kız değil. Hadi Carl, bunu kaç kez gördük, ha? Ve bu kez, iyi adamlar puan aldı." (Avcı)
- Neden ona sormuyorsun ? (Avcı)
- Tabutun içindeki ölü adamların da şık bir takıma ihtiyacı olur değil mi? (Delilik Günlüğü)
- "Ne okumak istiyorsun?" "Avukat olmak istiyorum. Ya da oyuncu." "İkisi de aynı şey değil mi?" (Temizlikçi)