tatlidede

Mitoloji Sözlüğü - Azra Erhat Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Mitoloji Sözlüğü kimin eseri? Mitoloji Sözlüğü kitabının yazarı kimdir? Mitoloji Sözlüğü konusu ve anafikri nedir? Mitoloji Sözlüğü kitabı ne anlatıyor? Mitoloji Sözlüğü PDF indirme linki var mı? Mitoloji Sözlüğü kitabının yazarı Azra Erhat kimdir? İşte Mitoloji Sözlüğü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 10.06.2022 09:00
Mitoloji Sözlüğü - Azra Erhat Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Azra Erhat

Yayın Evi: Remzi Kitabevi

İSBN: 9789751403919

Sayfa Sayısı: 335

Mitoloji Sözlüğü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Mitoloji Sözlüğü, Azra Erhat'ın geniş bilgi ve kültürünün son ürünü, ustaca yazarlığının en yüksek aşamasıdır. Titizlikle hazırlanan kitap, başta Anadolu efsaneleri olmak üzere, Yunan ve Latin mitolojisini açık seçik, tatlı bir dille okuyucuya sunmaktadır. Azra Erhat, efsaneleri hem bilimsel bir gözle incelemeye, hem de dünya yazın ve sanatındaki yerlerini, eşsiz bir esin kaynağı olarak değerleriyle canlandırmaya çalışır.

Mitoloji Sözlüğü Alıntıları - Sözleri

  • Homeros destanlarında "güzel saçlı kraliçe" guzel orgulü Demeter" diye anılan toprak ve bereket tanrıçası Demeter ekinleri ve özellikle buğdayı simgeler..
  • Demodokos Odysseia destanının en sevimli, en ışıklı bir kisisidir. Homeros'un kendisi midir? Kör ozan üstüne nice söz söylendi, nice mürekkep döküldü. Homeros kör muydü, değil miydi diye tartışıldı. Okuyucu kendi duygu ve izlenimine göre karar versin, ben bugüne dek okuduğum bunca yapıtların hiçbirinde şair Homeros'un gozü gibi gören göz görmedim.
  • Ölümsüz tanrılar kimi zaman kıskanır insanların mutluluğunu. Sevgiyle insanların bir çeşit ölümsüzlüğe ermelerini, tanrılara denk gelmelerini istemezler de ondan.
  • Sevgi ile ruh birbirlerinden ayrılmaz, ama bu birlik ancak birçok engelleri yenmek, birçok düşman güçleri alt etmekle gerçekleşir.
  • Arkadya bölgesinde yaşayan bir orman perisi. Tanrı Pan onu sevmiş ve peşine takılıp kovalamaya başlamış. Tam yakalayacakken Syrinks bir saz haline dönüşmüş. Bir dere kenarından topraktan fışkıran saz yel estikçe tatlı tatlı ötüyormuş. Pan bu kamışları alıp balmumuyla birleştirmeyi düşünmüş, böylece Pan flütü diye anılan Syrinks kavalını meydana getirmiş. Söylentiye göre Pan ilk yaptığı kavalı Efes’teki bir mağaraya bırakmış. Bu mağarada kızların kız olup olmadıkları denenirmiş: İçeriye bir kız girip kapanınca mağaradan kaval sesleri gelirmiş; kız gerçekten kız oğlan kızsa uyumlu tatlı ezgiler gelir, mağara kapısı kendiliğinden açılır ve kız başı bir çam çelengiyle süslü olarak çıkarmış, yok değilse, korkunç çığlıklar duyulur ve birkaç gün sonra kapı açılınca kızın yok olduğu görülürmüş.
  • Morpheus: Uyku tanrısı Hypnos'un üç bin çocuğundan biri sayılan Morpheus'un adı biçim anlamına gelen "morphe" (Lat. forma) den türemedir. Morpheus insanlara uykuda çeşitli biçimlerde görünen düşleri simgeler. Uyku ve düş tanrılarının hepsi gibi Morpheus da kanatlıdır. Kocaman, hızlı kanatlarıyla dünyanın bir ucundan öbür ucuna şıp diye uçarmış.
  • Prometheus gibi insanları tanrılara karşı tuttugundan, Odysseus gibi insan aklı ve kurnazlığıyla tanrılara bile ustun olduğundan olsa gerek. Sisyphos tanrılara karşı suc islemiş kişidir, onlarla boy ölçüşmeye giriştiği için de oluler ülkesinde korkunç bir cezaya çarpılır.
  • Ey doymak bilmez adam... Seni gidi edepsiz, cikarina düşkün yürek... Seni şarap fıçısı, seni it gözlü, seni geyik yürekli... Halkını kemiren bir kralsın sen.
  • Devletin baskısına karşı kişi özgürlüğünü savunan Antigone sonunda tam bir zafer kazanır. Gerçi Kreon ceza olarak onu kayalıklara diri diri kapatır, ama Kreon'un oğlu ve Antigone'nin nişanlısı Haimon babasını sert sözlerle kınadıktan sonra, nişanlısını kurtamaya koşar, Antigone'nin kendini asmış olduğunu gorunce, kederinden Haimon da canına kıyar.
  • Troya savaşı efsanesinin ancak kısa bir bölümünü yansıtır: Akhilleus'un orduların yöneticisi Agamemnon'a karşı ofkesi ve savaştan çekilmesiyle başlar, Akhilleus'un savaşa dönmesi, Hektor'u öldürüp Troya şehrinin cevresinde sürüklemesi, sonra da ölüsünü babası Priamos'a geri vermesiyle biter.
  • Aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite'nin üzerine iki ayrı kaynağımız vardir. Biri Hesiodos, öbürü Homeros. Hesiodos Thegonia'da bu tanrıçanın denizin köpüklü dalgalarından doğduğunu anlatır. Homeros'a göre, Aphrodite Zeus ile Okeanos kızı Dione'den doğmadır.
  • Metis Yunanca akıl, us, düşünme gücü demektir. Tanrilar tanrısının kendine ilk eş olarak Metis'i seçmesi anlamlıdır, ama onu gebe bıraktıktan sonra dölüyle birlikte kendi gövdesine alması daha da derin bir anlam tasir. Akıl gücü ve ancak onun aracıyla elde edilebilen dunya egemenliği baştanrıdan ayrılamamakta, ürünleri de ancak onun kafasından çıkabilmektedir.
  • Hele Fethiye'nin görkemli kral mezarlarından başlayıp, Kekova, Kaş, Demre, Olympos ve hepsi Anadolu'ya özgü adar taşıyan daha nice kentler boyunca, her biri birer tapınak gibi karşımıza çıkan, kayalara oyulu ya da denizde yüzen o eşsiz mezarları, lahitleri gördük mü, burası Apollon'un ülkesidir demekten alamayız kendimizi.
  • İnsanları iyi ede ede ölüme meydan okuyan Asklepios'u Zeus yıldırımıyla yere serince, ünlü hekimin son deminde yazdığı bir reçete oradaki bir otun üstüne düşüvermiş, yağmur yağmış, yazının özü boylece ota karışmış ve her derde deva sarmısak meydana gelmiş.
  • Amazon'lar Ephesos'taki ünlü Artemis tapınağı ile de ilişkilidirler. Dünyanın yedi harikasından biri olan bu tapınağı Amazon'ların yaptığı ya da orada rahibelik ettikleri anlatılır. Anadolu'nun ana tanrıçası Kybele ile sıkı sıkıya iliskili oldukları apaçık belli olan Amazon'ların efsaneleri de, tarihsel kimlik ve kişilikleri de ana tanrıça üstüne olan bilgilerimiz değerlendirildikçe açıklık ve kesinlik kazanacaktır.

Mitoloji Sözlüğü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Aslında inceleme yazmayacaktım ama baktım ki sitede çok bahsedilmemiş bu kitaptan, o zaman ben bahsedeyim diye düşündüm. Başlayalım bakalım. Öncelikle Azra Erhat’ı tanımayan, uzmanlık alanının eski Yunan ve Roma olduğunu bilmeyen, kitabın kapağına da dikkat etmemişse, bu kitaba Yunan ve Roma haricindeki mitolojileri öğrenme beklentisiyle başlayabilir. Ama bu büyük bir hata olur, kitap sadece Yunan mitolojisine ve onun Roma karşılıklarına odaklıdır. Hatta bence adı Yunan Mitolojisi Sözlüğü olmalıydı, ama Azra Erhat, kitabın daha başında, bu mitolojinin aslında Anadolu’ya ait olduğunu ve dili Yunanca-Latince olduğu için Yunan Mitolojisi dediğimizi belirtir. gonderi/74954298 Bu yüzdendir ki adına Yunan Mitolojisi Sözlüğü dememiştir kitabın, ama siz yine de bunu göz önünde bulundurarak okuyun. Kitaba gelince. Kitap gerçekten bir sözlüktür, alfabetik sırayla yazılmıştır ve tek amacı Homeros’ta, Hesiodos’ta ve diğerlerinde adı geçen karakterleri tanıtmaktır. Bu tanıtma işini, adın geçtiği yerlerden kaynaklar göstererek yapmıştır. Sık sık İlyada ve Odysseia’dan, Zincire Vurulmuş Prometheus’tan, Theogonya’dan alıntılarla karşılaştım. Mesela gonderi/75128587 ve gonderi/75136206 Bu kitabı, ya da daha doğrusu sözlüğü, okuyacaksanız beklentileriniz şunlar OLMAMALI: -Mitolojiye giriş yapayım. -Mitolojiyi başından sonuna iyice öğreneyim. -Mitolojik efsaneleri ve kahramanları tanıyayım. Bu sözlük size bunları vermez. Kronolojik olmadığı için, evrenin ve dünyanın yaratılışından titanların-tanrıların savaşlarına kadar olan kısmı düzgün bir şekilde okuyamazsınız. Gaia için G harfine, Kronos için K harfine gitmeniz gerekecek. Bunlara hiç gerek yok; size mitolojiyi tanıtacak birkaç kitap önerisi bırakıyorum. Öncelikle, edebiyat bölümlerinde kaynak olarak okutulan Hamilton’ın Mitologya’sıyla başlayın. Bu kitap tam bir başlangıç kitabı, bilinmesi gereken karakterleri tanıtıp olmazsa olmaz dediğimiz efsaneleri anlatıyor. Çoğu mitoloji sever serüvenlerine bu kitapla başlamıştır. Mitologya aslında çok iyi bir giriş kitabı olmasına rağmen sizi İlyada ve Odysseia okumaya tam anlamıyla hazırlamaz. Bunları okumaya hazır olmak hiç mümkün müdür, tartışılır, ama Mitologya’dan sonra seçtiğiniz bir mitoloji kitabıyla devam edebilirsiniz, aşağıdaki listede 2 kitap öneriyorum. Bu basamağın amacı okuduklarınızı tekrar etmenizi sağlamak; karakterlere ait bilgilerinizi pekiştirince destanları okurken kim kimdi, ne yapmıştı hatırlamakta zorluk çekmezsiniz. Bundan sonra, mitolojiyi tam olarak anlamak için kültüre biraz hakim olmanız gerektiğinden, Theogonia ve İşler ve Günler kitabı okunmalı. Bu kitap, çoğu Yunan klasiğine girişte de “atlangıç” olarak kullanılır. Bu kitaptan sonra artık İlyada ve Odysseia’ya hazırsınız demektir. Önce İlyada okunur, çünkü Truva savaşını anlamadan Odysseus’u anlamak imkansızdır. Odysseia okunduktan sonra da mitoloji bitmez. Vergilius’la tanışmak gerekir, Aeneis destanını da okumak gerekir. Aeneas'ın efsanesiyle dönemin Roma İmparatorluğu'na dair önemli bilgilere de ulaşabiliyoruz. Bunla da bitmiyor tabii, Thebai üçlemesi geliyor ardından. Bu üçleme Sophokles’e ait; destanlarımızla direkt olarak alakalı değil ama karakterler mitolojiye ait yine. Belki hepimizin duyduğu bir karakter olan Oidipus’u tanıyoruz bu üçlemede. Kitapları aşağıdaki listeye ekledim. Bundan sonra artık tragedyalara hazırsınız demektir; bunlar opsiyoneldir ama baktınız mitolojiyi seviyorsunuz, o zaman bunların da bir tadına bakabilirsiniz. Başlangıç olarak Oresteia. Tam Liste: kitap/mitologya--26063 kitap/yunan-mitleri--89081 (Bu ve alttakini henüz okumadım ama incelemelere bakınca işe yarayacağını görebiliyoruz) kitap/mitologya--125249 (Sözlükte bu kitaptan çokça alıntı yapılmış, özet niteliğinde bir kitap olduğu belirtiliyor) kitap/theogonia-isler-ve-gunler--68024 kitap/ilyada--1953 kitap/odysseia--1955 kitap/aeneis--174425 kitap/kral-oidipus--14367 kitap/oidipus-kolonosta--74645 kitap/antigone--20527 kitap/oresteia--50397 ve diğer tragedyalar. Aiskhylos, Plutarkhos, Sophokles, Euripides gibi yazarlar okunabilir. Mitoloji Sözlüğü, bu kitaplarda görüp görebileceğiniz her karakteri tanıtan bir sözlük işte. Ama şunu belirtmekte fayda var; kitap KARAKTERİN ADI=KARAKTERİN KİM OLDUĞU şeklinde ilerlemiyor. Bazı önemli, mitolojide yer etmiş karakterlerin efsanelerini de anlatıyor. Olimposluları ve Titanları, adlarının anlamı, doğuşları, nitelikleri ve en bilindik efsaneleri şeklinde anlatmış mesela. Keza Akhilleus, Hektor, Herakles, Oidipus, Odysseus gibi karakterler de her birine 3-4 sayfa ayrılarak incelenmiş. İlyada ve Odysseia’yı bölüm bölüm anlatmış, her bölümde neler olduğunu kısaca özetlemiş. Bu açıdan aslında sözlük tanımının dışına çıkıyor biraz, ama şikayet etmiyoruz tabii ki. Benim yaptığım gibi açıp baştan sona okumanıza gerek yok, ben hayatsız bir insan olduğum için yaptım bunu. Kitabı, aklınıza takılan, hatırlayamadığınız isimleri açıp bakabileceğiniz bir başvuru kitabı olarak tanımlayabiliriz kısaca. Kitabın sonuna eklenmiş olan alfabetik dizin ve soy tablolarını da bu açıdan çok faydalı buldum. Ben okumaktan çok keyif aldım, bilmediğim birçok karakteri öğrendim, tanıdıklarımı da ne kadar iyi tanıdığımı anlamış oldum. Hatta o kadar çok alıntı paylaştım ki bazılarınızı rahatsız ettim. Ama inanın bana, paylaştığımdan da fazlası çıkardı bu sözlükten; ben sonlara doğru dizginledim kendimi. Fazla uzatmayalım, mitoloji sevenlerin edinmesi gerektiğini düşündüğüm bir kitap. Şimdiden keyifli okumalar. (orpheus)

Mitoloji Sözlüğü: İlyada ve Odysseia okurken Azra Erhat adını ilk defa duymuştum. Önsöz ve çeviri kısımlarını çok beğendiğim için Azra Erhat'ı biraz araştırdım ve gerek bilgi birikimi gerek bu alanda olan çalışmalarıyla oldukça ilgimi çekti. Mitoloji Sözlüğü'nü gördükten sonra hemen aldım ve kelimenin tam anlamıyla bayıldım diyebilirim. Tam bir başucu kitabım oldu. Mitoloji çok severim ve çok okurum fakat isimleri veya kavramları unuttuğum tam hatırlayamadığım zamanlarda kurtarıcım oldu bu kitap. Arada rastgele sayfalarını çevirip okuyorum. Yunan mitolojisi için kapsamı çok geniş bir sözlük ve terimler oldukça güzel tanımlamalar ile aktarılmış. Yunan mitolojisine ilgisi olanlara şiddetle tavsiye ettiğim bir sözlük. (Ata Güneşer)

Çok değerli deneme ve inceleme yazarı azra erhatın mitoloji sözlüğü kitabı yaklaşık 340 tüm mitolojileri mitlerin anlamlarını A ' dan Zye bulucağınız çok güzel yararlı bir kitap herkezin kitaplığında bulunmalı Geniş bilgi ve kültür birikimiyle azra erhat yüksek yazarlığının en yüksek aşamasında olan bu kitap başta anadou efsaneleri olmak üzere yunan latin mitolojisiniözlü bir biçimde yalın bir anlatımla anlatıyor erhat efsaneleri bilimsel bir gözle ineceleyip dünya yazın ve sanattaki yerlerini saptarken onların tü değerlerini canlandırmasıı sağlıyor ZEUS Tanrıların tanrısı babası büyüğüdür DIONYSOS Şarap tanrısı işte ben zeusun oğlu kodmosun kızı semelenin yıldırım içinde doğurduğu tanrı thebal toprağına ayak basıyorum tanrılığımdan soyunup insan süretine girdim tragedyanın doğuşu yunan tyatrosu (Murat Tosun)

Mitoloji Sözlüğü PDF indirme linki var mı?

Azra Erhat - Mitoloji Sözlüğü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Mitoloji Sözlüğü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Azra Erhat Kimdir?

Azra Erhat (4 Haziran 1915; Şişli, İstanbul - 6 Eylül 1982, İstanbul), Türk deneme ve inceleme yazarı, Eski Yunan ve Roma dilleri uzmanı, filolog,arkeolog, çevirmen ve düşünce kadını. Özellikle Eski Yunan klasiklerinden yaptığı çevirilerle tanınmıştır. A. Kadir ile birlikte gerçekleştirdiği İlyada ve Odissea çevirileri referans kabul edilir.

Yaşamı

4 Haziran 1915’te İstanbul-Şişli’de doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Belçika’da yaptı. 1939’da Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’ni bitirerek Klasik Filoloji Bölümünde asistan olarak göreve başladı. 1946’da doçent oldu. 1948’de aynı fakültedeki öğretim üyeleri Pertev Naili Boratav, Behice Boran, Adnan Cemgil, Niyazi Berkes’le birlikte üniversiteden uzaklaştırıldı. 1949-1950 arasında Yeni İstanbul ve Vatan gazetelerinde çalışti.Uluslararası Çalışma Örgütünde (ILO) kütüphanecilik yaptı.

İlk çevirileri Tercüme dergisinde çıktı. Sofokles, Aristofanes gibi yazarların eserlerini Türkçeye kazandırdı. Yeni Ufuklar dergisinin yazarlarından biri olan Erhat, bu dergi çevresinde gelişen hümanist anlayışın öncüleri arasında yer aldı. Batı uygarlığının kökenini ve Anadolu’ya dayandıran ve Anadolu kültürlerini bir bütün olarak gören Halikarnas Balıkçısı ile aynı görüşleri paylaştı ve aralarında derin bir yakınlık doğdu. Yine çok yakınındaki Sabahattin Eyüboğlu ile birlikte çevirdiği Hesiodos’un Theogonia ve "İşler ve Günler" adlı yapıtlarıyla Hesiodos üzerine araştırmaları, 1977’de "Hesiodos, Eserleri ve Kaynakları" adıyla basıldı. Bu üç isim bir arada "Mavi Yolculuk" terimini Türk ve dünya literatürüne kazandırdılar.

Azra Erhat, kansere yakalandı. Londra'da tedavi gördü, ama sonuçsuz kaldı. 6 Eylül 1982'de 67 yaşındayken İstanbul’da vefat etti. İstanbul-Üsküdar Bülbüldere Mezarlığına defnedildi.

Atatürk'ü İlyada kahramanlarindan Hektor'a benzetmesinin bir dönem sebep olduğu tartışmalarla da gündeme gelmiştir.

Şadan Gökovalı'nın manevi annesidir.

Eserleri

Mavi Anadolu (1960) (Gezi Yazısı)

Mavi Yolculuk (1962) (Gezi Yazısı)

İşte İnsan-Ecce Homo (1969) (Deneme)

Mitoloji Sözlüğü (1972) (Mitoloji)

Mektuplarla Halikarnas Balıkçısı (1976) (Mektup)

Sevgi Yönetimi (1978) (Deneme)

Karya'dan Pamfilya'ya Mavi Yolculuk (1979)

Troya Masalları (1981) (Çocuk Masalı)

Osmanlı Münevverinden Türk Aydınına (Eleştiri)

Gülleylâ'ya Anılar (Anı)

Düşün Yazıları, Halikarnas Balıkçısı (Halikarnas Balıkçısı adına yayıma hazırlayan)

Çevirileri

İlyada (1967) A. Kadir ile birlikte

Odysseia (1970) A. Kadir ile birlikte

Hesiodos, Eserleri ve Kaynakları (1977)- Sabahattin Eyüboğlu ile birlikte

Eşekarıları, Kadınlar Savaşı ve Diğer Oyunlar, Aristophanes - Sabahattin Eyüboğlu ile birlikte

Lysistrata Kadınların Savaşı, Aristophanes - Sabahattin Eyüboğlu ile birlikte

Gargantua,François Rabelais - Sabahattin Eyüboğlu, Vedat Günyol ile birlikte

Tepegözlerin Mağarasında, Homeros - A. Kadir ile birlikte

Gül ile söyleşi, Homeros

Yedi Deniz, Piri Reis - A. Kadir ile birlikte

Şölen - Dostluk, Platon - Sabahattin Eyüboğlu ile birlikte

Zincire Vurulmuş Prometheus, Aiskhylos - Sabahattin Eyüboğlu ile birlikte

Savaş Uçuşu, Antoine De Saint Exupery

Küçük Prens, Antoine De Saint Exupery (1968)

Dişi Kedi, Colette

Cicim, Colette

Ödülleri

A. Kadir ile birlikte İlyada destanından yaptığı çevirinin birinci cildi 1959’da Habib Törehan Bilim Ödülü’nü, üçüncü cildi 1961’de Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü’nü aldı.

Azra Erhat Kitapları - Eserleri

  • Mitoloji Sözlüğü
  • Mavi Yolculuk
  • Mavi Anadolu
  • Troya Masalı
  • Homeros
  • İşte İnsan
  • Hesiodos Eseri ve Kaynakları
  • En Hakiki Mürşit
  • Mektuplarıyla Halikarnas Balıkçısı
  • Sevgi Yönetimi
  • Osmanlı Münevverinden Türk Aydınına

Azra Erhat Alıntıları - Sözleri

  • Hızlı Akhilleus kovalıyordu Hektor’u durmadan. Dağlarda bir köpek nasıl izlerse geyik yavrusunu, onu ininden kaldırmış, kovalar dere tepe, geyik yavrusu sığınıp saklanır çalıların altına, izini koklaya koklaya koşar köpek de habire, buluncaya dek direnir, bırakmaz peşini, İşte Hektor da tıpkı onun gibi … (Homeros)
  • Kimsesi yoktur Andromakhe'nin, ne anası, ne babası, ne kardeşleri. Akhilleus günün birinde Kilikya'yı basmış, Eetion'un canına kıymış, oğullarının yedisini de öldürmüş, aklını oynatan Kraliçeyi babasının evine yollamış, kenti konağı yerle bir etmiştir. Andromakhe başına gelen bu yıkımın nedenini sormaz, ama sonucunu olan ca varhğıyla yaşar: Anası yok, babası yok, kardeşleri ölmüş, yurdu kalmamıştır. Akrabalık bağlarının hepsi kop muşsa, bunlann, gönlünde yarattığı sevgiler de yok olma mıştır ya. Hepsi birden bir insana akmış, onda toplan mıştır. Bu insan Hektor'dur. (İşte İnsan)
  • Tanrılar insanlara görünmek için dağ tepelerini ya da yamaçlarını seçerler her nedense, belki gökten ya da Olympos'tan uçarak oralara konmak daha kolay olduğu, belki de bu ıssız yerlerde görünmek istedikleri kimseden başkasına rastlamıyacaklarını bildikleri için. Dağda bayırda kim gezer? Çobanlar. Görümlerin çokluk çobanların başına gelmesi raslantı değildir demek. Tanrı sofrasına Eris'in attığı altın elma ortalığın karışmasına yol açınca Zeus üç güzel tanrıçanın başına Hermes'i koyar ve onları İda dağının çobanı Paris'e gönderir güzeller güzelini seçmesi için. Ne yazık ki, bu ilginç serüveni Homeros bize anlatmaz, anlatsaydı, renkleri, biçimleriyle gözümüzün önünden bir daha silinmezdi bu tablo. (Hesiodos Eseri ve Kaynakları)
  • "Ölçüsü kaçtı mı, en güzel şeyler bile bıktırır insanı." (Homeros)
  • Gün olur alır başımı giderim, Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda. Şu ada senin, bu ada benim, Yelkovankuşlarının peşi sıra. (Mavi Yolculuk)
  • ...kendi düşün geleneğimizle canlı alışverişi kurmadan, nerden geldiğimizi, nereye vardığımızı saptayamadığımız sürece bir felsefe düşünemeyiz, bir felsefe oluşturamayacağız biz. Bu savları ileri sürmek bana düşmez belki, yine de sezdiğimi dile getir mekten alamıyorum kendimi: biz hiç bir konuya bütün benğilimizle veremiyoruz kendimizi, aşık, tek yolun yolcusu olamıyoruz. Eklektik, seçici kişileriz, derin, dirençli, sürdürücü değiliz. Onun için de ne geleneklerimize sahip çıkabiliyoruz, ne de tam anlamıyla özgün ve yaratıcı olabiliyoruz. Bu yüzden iyi araştırıcı, gerçek denemeci deği liz. Çevirici, aktarıcı, seçici. .. olur mu böyle şey! Gözümüz sağlam yapıt kurmakta değil, günlük çıkarımızda. Ben böyle görüyorum, başka kanı da olan varsa, çıksın tartışalım, hodri meydan! (Sevgi Yönetimi)
  • Senin için şimdi tek kurtuluş kendini Kybele’ye büsbütün teslim etmektir. O ne yapacaksa yapacak seninle. Sabahattin duymasın, yüzüme tükürür, ama Sabahattin bilmez benim ne olduğumu, nasıl geliştiğimi, Sabahattin aşka pek inanmaz, dostluk der. Hayır, efendiler, siz kadın değilsiniz, siz bazı şeyleri bilemezsiniz, duyamazsınız. O halde, siz şimdilik susun bakalım. Haddinizi bilin ve yerinize oturun! Anadolu dilleri, kültleri veya kelime etimolojisine sıra gelince, gene sizi dinleriz, kulak kesiliriz, erkekçe kafanıza hayran oluruz, ama bu o değil, şimdi de bizim sözümüz geçer. (Mektuplarıyla Halikarnas Balıkçısı)
  • ..." Sevmekle adam akıllı alay edildi, sağa konuldu, sola konuldu, yukarıya aşağıya konuldu; fakat dünyada insana insanoğluna en sempatik gelen, insanoğlunu dünyada ne kadar sempati varsa topuyla birden sempatikleştiren şey yinede bu gönül sıcaklığı, ve kan ısısıdır. Astronomlar, milyarlarca ışık senesi uzaklardan, bütün güneş sistemini içine alabilecek kadar büyük dev yıldızlardan bahsederler, insanlara dehşet vermeye çalışırlar, Halbuki kainat bir insan kadar kompleksli değildir.".. (Mektuplarıyla Halikarnas Balıkçısı)
  • "Aşırı Batılılaşmanın bizim ailemize neler kaybettirdiğini hesaplamaya çalışıyorum. Biz Türkler uyma,benimseme yetisini fazla ileri götüren bir ulusuz gibime geliyor. Başka toplumların daha üstün saydığımız uygarlığı karşısında kendi değerlerimizi unutur özbenliğimizi yitiririz. Benimsediğimiz ya da benimsemeye çalıştığımız yabancı çevrelerin içinde bir özenti yaşamı süreriz. Kendi kendimize yabancılaşırız.Giderek törelerimizi, dilimizi bile unuturuz..." (En Hakiki Mürşit)
  • Mutlu ölümsüzlere gereken saygıyı göster. Arkadaşına kardeşim deme hiçbir zaman, Dersen, kötü davranamazsın. artık ona karşı~ Ve güzel konuşayım derken yalan söyleme Kardeş dediğin kötü söyler, -kötülük ederse,öcünü iki katlı almalısın ondan. (Hesiodos Eseri ve Kaynakları)
  • Tanrı Âdem'i topraktan yoğurup içine can üfledikten, Aden bahçesine yerleştirdikten ve hayat ağacını ona gösterip bu ağacın meyvasından yemeyi kendisine yasakladıktan sonra, ona yardımcı olarak bir yaratık meydana getirmek üzere, uyutur Âdem'i, kaburga kemiklerinden birini alır ve ondan bir kadın yapar. O kadar. Âdem kadını kendisine eş bilir, dolaşırken Aden bahçesinde yılan gelir, kadını kandırır, o da yasak ağacın meyvasından bir tane koparır yer. Bu sırada Âdem nerdedir, belli değil, o da duymuş mudur yılanın söylediklerini, duymamış mıdır bilinmez, ne ki Havva'nın uzattığı meyvayı o da yer. Sonra olan olur, Tanrı ikisini de kovar cennet bahçesinden. Bu arada savurduğu korkunç tehditler ilerde uygulanacak gerçeklerdir: toprak lânetli olmuştur, insan artık alnının teriyle ekmek yiyecektir, insan topraktır ve toprağa dönecektir. Hesiodos'un anlattığı mythos'ta cennetin adı geçmiyorsa da, Pandora’nın suçundan önce insanların yeryüzünde dertsiz kaygısız yaşadıkları ve toprağın kendiliğinden bereket saçtığı vurgulanıyor. (Hesiodos Eseri ve Kaynakları)
  • "Değerli kadın, erkek kadındır,erkeğe asalak olmayan, bağımsız ve özgür insan. Işte o çeşit kadınlar azdır bu dünyada..." (En Hakiki Mürşit)
  • Fenere ne lüzum, a hemşerim? diyesim gelir Diojen'e ; insansan, kendini ara bul, kendini yaşadın mı, bulursun insanı. (İşte İnsan)
  • Dosta sarılmak, dost yanağı öpmek kadar tatlı ne vardır bu dünyada ? (Mavi Yolculuk)
  • Hektor, Mustafa Kemal, Troya, Conkbayırı... (Mavi Anadolu)
  • Yaşamadan sevebilir miyiz bir yapıtı, sevmeden de anlayabilir miyiz? (Homeros)
  • Deli eder insanı bu dünya Bu gece, bu yıldızlar, bu koku... (Mavi Yolculuk)
  • Helene tam 37 isteyen arasından Menelaos'u seçmiş. Neden Menelaos'ta karar kıldığını pek bilmeyiz. Atreus'un oğlu, Agamemnon'un küçük kardeşi Menelaos çok mu güzeldi? Homeros sarışın olduğunu söyler, boylu poslu, yakışıklı, sözü sazı yerinde bir adam olarak gösterir onu. Ne var ki, tarihin ilk aldatılmış kocası olmak talihsizliğine uğrayan Menelaos'un güzelliği Helene'nin ona taktığı boynuzların altında adamakıllı gölgelenmiştir. Ama bu gölge daha çok bizim gözümüze çarpar. İlkçağda aldatılmış koca edebiyatı henüz başlamamıştı. Homeros, Menelaos'u şerefli bir yiğit olarak gösterir. Hem kaçırılan karısını, hem Helene ile birlikte çalınan mallarını geri almak için Menelaos canla başla savaşır. Paris'i kendi eliyle öldürüp öç almak başlıca emelidir. Ama ölçülü bir adamdır Menelaos, kendisi ve karısı yüzünden kopan bu kavgaya son, verecek barışçı çare ilere başvurmaktan geri kalmaz. Savaş kopmadan Troya'ya karısını geri almaya gelmiştir, koptuktan sonra da, Helene malları ile geri verilirse, savaştan vazgeçmeye razıdır. Yani karım beni aldattı, ille de öldüreceğim diye direnmez. (Mavi Anadolu)
  • "Eski Yunan kültürünün Anadolu'da daha gerçek, yüz yıllık Batı hayranlığının romantik ve sahte süslerinden arınmış olarak yaşayıp geliştiğine inanırım..." (En Hakiki Mürşit)
  • Boz bulanık bir düzlük ... alabildiğine boşluk ... hiçlik ... kaos. (İşte İnsan)

Yorum Yaz