Neden Mutsuzdur İnsan? - Jean-Jacques Rousseau Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Neden Mutsuzdur İnsan? kimin eseri? Neden Mutsuzdur İnsan? kitabının yazarı kimdir? Neden Mutsuzdur İnsan? konusu ve anafikri nedir? Neden Mutsuzdur İnsan? kitabı ne anlatıyor? Neden Mutsuzdur İnsan? kitabının yazarı Jean-Jacques Rousseau kimdir? İşte Neden Mutsuzdur İnsan? kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Jean-Jacques Rousseau
Çevirmen: Rabia Elif Özcan
Yayın Evi: Zeplin Kitap
İSBN: 9786057775641
Sayfa Sayısı: 104
Neden Mutsuzdur İnsan? Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
NEDEN MUTSUZDUR İNSAN?, Rousseau’nun sözlerinden özenle derlenmiş bir seçkidir.
“Kendimiz için çalışmadıkça başkaları için çalışamayız.”
“İnsan özgür doğar ve her yerde bir zincire bağlı yaşar.”
Neden Mutsuzdur İnsan? Alıntıları - Sözleri
- Hayatta kimi dönemler vardır,ilerledikçe geriye doğru gideriz.
- Yangından kaçmak için kendini pencereden aşağı atan bir adamı intiharla suçlayabilir miyiz?
- " Yaşamak, yalnızca nefes almak değil; hayatın içinde bilfiil bulunmaktır. Organlarımızı, duyularımızı, kabiliyetlerimizi, bize var olduğumuzu hissettiren tüm özelliklerimizi kullanmaktır. En çok yaşayanlar, ömrü uzun yıllarla ölçülenler değil, hayatı en iyi şekilde hissedenlerdir. "
- Doğa bizi asla kandırmaz; bizi kandıranlar, kendimiziz.
- Eğer bir tanrı olmasaydı, insanları aklı selim tutabilmek için bir tane icat etmemiz gerekirdi. . . . Tanrı öldü şimdi yeni tanrılar biziz çağrıştı zihnimde :)
- Hakaretler, haksız tarafların sürdürdüğü münakaşalardı.
- Yalnızca yürüdüğüm esnada düşünebilirim. Durduğum zamansa düşünmeyi bırakırım. Aklım, sadece bacaklarımla birlikte çalışır.
- Delilerle dolu bir dünyada akıllıca düşünebilmek, başlı başına bir deliliktir.
- İyi yönetilen bir devlette ceza uygulaması azdır. Bunun nedeni çok fazla telafi imkanının olması değil, suçluların az sayıda olmasıdır. Suçluların büyük bir kısmının eninde sonunda cezasız kalacağı bir devlet, dağılmaya başlamıştır.
- En büyük talihsizlikler, kendi yüzümüzden başımıza gelir.
- Bir şeye sahip olabilecekken ondan kaçınmak, mantığın hazcılığıdır.
- Yaşamak, yalnızca nefes almak değil; hayatın içinde bilfiil bulunmaktır. Organlarımızı, duygularımızı, kabiliyetlerimizi, bize var olduğumuzu hissettiren tüm özelliklerimizi kullanmaktır. En çok yaşayanlar, ömrü uzun yıllarla ölçülenler değil, hayatı en iyi şekilde hissedenlerdir.
- Yaşamak, salt nefes almak değil, bir şeyler yapmaktır.
- Sabır, sabır yinelemeleri acıdır; fakat nihayetinde verdikleri meyve tatlıdır.
- Gördüklerimin hiçbiri gibi yaratılmadım ben. Var olan hiç kimseye benzer yaratılmadığıma inanma cürretini gösteriyorum. Daha iyi değilsem bile, ötekilerden farklıyım.
Neden Mutsuzdur İnsan? İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Sıradışı bir kitap: İlk defa bir kitabı sondan başlayarak okudum. Çünkü İlk sayfalardaki cümleler çok kısaydı ve sayfaları hızlıca geçmek boşuna okuyormuşum hissiyatı verdi. Ayrıca kitapta bir olay örgüsü veya bütünsel bir durum betimlemesi de olmaması bu kararı vermemde etkili oldu. Bireysel okuyunca; çok etkilendiğim ve beni anlattığını düşündüğüm cümleler de oldu, katılmadığım ve karşıt görüşlü olduğum cümleler de oldu. Ama kitaptaki çoğu söz basit, sıradan geldi. Başkasıyla tartışarak okuyunca; her cümlenin üzerine dakikalarca konuştuk tartıştık ve neredeyse her cümlenin derin bir anlamı olduğu kanaatine vardık. Sonuç olarak arkadaş ortamında okunup cümlelerinden üzerinde özenle durulması halinde çok faydalı ve zevkli bir kitap olabileceğini düşünüyorum. (Efe Demir)
Kitabın Yazarı Jean-Jacques Rousseau Kimdir?
İsviçre'nin Cenevre kentinde doğmuştur. Bir saatçinin oğludur. Babası Topkapı Sarayı'nda saat tamirciliği yapmıştır. On yaşında eğitimine bir din adamının yanında başlayan Rousseau, daha sonra bir gravürcü ustasının yanında çalışmıştır. 1728-1738 yılları arasında, sekreterlik, müzik hocalığı ve tercümanlık yaparak, Fransa, İtalya ve İsviçre'de dolaşmıştır. Fransa'da yazıları yasaklanınca daha sonra aralarının açıldığı dostu David Hume'un daveti üzerine İngiltere'ye gitti. Daha sonra Batı İsviçre'de Neuchatel'e sığındı. Kalvenist olarak vaftiz olmuştu. Torino'da Katolikliğe geçti, daha sonra tekrar Kalvenist oldu. Bu sebeple doğduğu şehir olan Cenevre'de ateist suçlamalarına mâruz kaldı. 1749'da Ansiklopedinin müzik bölümünü kaleme almıştır.
Jean-Jacques Rousseau'nun yapıtlarındaki karmaşıklık onun; doğal hukuk kuramcısı, doğal hakları yadsıyan biri, aydınlanmacı, aydınlanma ilkelerini yerle bir eden biri, demokrasinin inançlı savunucusu, demokrasiyi ayaklar altına alan biri, burjuva liberal devriminin hazırlayıcısı, öte yandan böyle bir devrimin olumsuzluklarını çok önceden gösteren, hatta reformculuğu bile benimseyen biriymiş gibi birbiriyle çelişen ve çatışan çok karşıt düşüncelerle yorumlanmasına sebep olmuştur. Bu sebeple Rousseau anlaşılması güç bir düşünür olmuştur. Kendisini hep halktan birisi olarak görmüş, halktan kişiler arasında daha rahat etmiştir.
Rousseau, doğru bir siyasal toplumun temellerini ortaya koyabilmek için olguların bir yana bırakılması gerektiğini belirtir. Çünkü ona göre salt olgulardan hareket edildiğinde, çıkarlar, yararlar ön plana yerleştirilmekte ve böylece adalet, hukuk ayaklar altına alınmaktadır. Rousseau, güçlünün haklı kabul edildiği, siyasal toplumun kökenine olguları yerleştiren, olgusal verileri ve kuramları eleştirmektedir. Yurttaşı, ortak benliği, halkı, devleti yaratan bir toplum sözleşmesini ve bu sözleşmeye toplumdaki her bireyin dahil olması gerektiğini savunur. Halk olmanın temelinde egemenliğin var olması gerektiğini düşünür. Yasaların olmadığı bir yerde devletten söz edilemeyeceğini savunmuştur. Yasaların, halkın tümü için geçerli olması gerektiğini düşünmektedir.
Halk sayısı arttıkça, yönetici sayısının azalması gerektiğini savunan Rousseau, demokrasi, aristokrasi, monarşi şeklindeki sınıflandırmayı benimsemiştir. Rousseau'ya göre demokrasi biçimindeki hükümette yönetici, halkın tamamı ya da büyük bir kısmıdır. Aristokrasi biçimiyse küçük bir azınlığın yönetimidir. Monarşik hükümette ise yönetme yetkisi tek bir kişidedir.
Rousseau'ya göre yurttaşlar olmadan erdem, erdem olmadan özgürlük, özgürlük olmadan devlet olamaz. Ayrıca devletin temelinde dinin de olması gerektiğini savunur. Rousseau; devletin iktidara değil, halka ait olduğunu savunmuş ve ulus-devlet anlayışını benimsemiştir.
Jean-Jacques Rousseau Kitapları - Eserleri
- İtiraflar 2.Cilt
- İtiraflar 1. Cilt
- Toplum Sözleşmesi
- İnsanlar Arasındaki Eşitsizliğin Kaynağı
- Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev
- Dillerin Kökeni Üstüne Deneme
- Yalnız Gezenin Düşleri
- Émile
- Siyasal Fragmanlar
- İçimizde Gezinen Sessizlik
- Yeni Heloise (2 Cilt Takım)
- Ekonomi Politik
- 6 Kitabile Rousseau
- Narsist
- Anayasa Projeleri
- Neden Mutsuzdur İnsan?
- Dağdan Yazılmış Mektuplar
- Siyasal Gövde
- Kırdan Mektuplar Dağdan Mektuplar
- Bir Yalnız Gezerin Düşleri
Jean-Jacques Rousseau Alıntıları - Sözleri
- senli benli konuşmalarını dinlemek zorunda kalmam, beni rahatsız etmeye başladı. (Yalnız Gezenin Düşleri)
- Tüm bilgeliğimiz kölece önyargılara bağlılıktan ibaret; tüm alışkılarımız yalnızca bağımlılık, sıkıntı ve baskı. Uygar insan kölelik içinde doğar, yaşar ve ölür. Doğuşunda bir kundak içinde dirilir; öldüğünde bir tabutun içinde çivilenir; insan şeklini koruduğu sürece, kurumlarımız tarafından zincirlenir. -- (Émile)
- Soyluluğu dikkat çekmeyen güzel kadın yüzünü süslemekten hoşlanır. (Narsist)
- Tanrının bende gördüğü akıl ve hikmet üstünlüğü sadece benim bilmediğimi bilmediğimden emin oluşumdur.” (Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev)
- Ah, gerçek aşkı duymakta bu kadar geciktim ama gönlüm ve duyularım aşka bu gecikmenin cezasını bol bol ödediler. Paylaşılmayan bir sevgi bile insanı bu hale getirirse, ya bizi seven bir sevgilinin yanında duyacağımız heyecanlar ne olmalı acaba? (İtiraflar 2.Cilt)
- Nesnelerin resmedilmesi vahşi halklara, sözcüklerin ve önermelerin işaretlerle gösterilmesi barbar halklara, alfabe de uygarlaşmış halklara uygundur. (Dillerin Kökeni Üstüne Deneme)
- Ey hırslı önderler! Bir çoban da köpeklerini ve sürülerini pekala idare eder, ama yine de insanlar arasında en aşağıdadır. Buyruk vermek güzel şeyse de, ancak itaat edenler buyruk vereni onurlandırdığı takdirde öyledir: Öyleyse yurttaşlarınıza saygılı olun, siz de saygıdeğer olursunuz; özgürlüğe saygılı olun, gücünüz, iktidarınız, günden güne artacaktır; haklarınızı aşmayın, çok geçmeden sınırsız olduklarını göreceksiniz. (Ekonomi Politik)
- Temkinli olmaya ağırlık verdikçe şans ıskalanır. (Siyasal Gövde)
- Çökmekte olan bir devlette suçların çokluğu cezasız kalmalarına yol açar. (Toplum Sözleşmesi)
- ..kaba güç bir hak yaratmaz.. (Toplum Sözleşmesi)
- İlk köleleri köle yapan kaba güçse, onları kölelikte tutan korkaklıkları olmuştur. (Toplum Sözleşmesi)
- o, yüreğimde, her zaman güvenebileceğim saflığını korudu. (Yalnız Gezenin Düşleri)
- Kendimi sevmemek, yaşamımı daraltmak, sınırlamak olur. (Yalnız Gezenin Düşleri)
- Uzlaşımın dili sadece insana aittir. (Dillerin Kökeni Üstüne Deneme)
- Yeryüzünde benim için her şey bitti. Artık bana burada ne iyilik edebilirler, ne de kötülük. (Yalnız Gezenin Düşleri)
- Bitkiler tarımla, insanlar eğitimle yetiştirilir. (Émile)
- Sağlam yapılı bir devlette insanlar öyle eşittir ki ,kimse daha bilgili,hatta daha becerikli olduğu için ötekine yeğlenmez ,olsa olsa en iyisi olduğu için yeğlenir. (Narsist)
- Ne zaman ki ilkelerime göre davranmam, işte o zaman düşüncelerimden ve ilkelerimden dolayı beni suçlamak haksız olmaz (Narsist)
- Quaestor Cato'nun dürüstlüğün dikkatleri çekmesi ve bir imparatorun(Galba) da yetenekli bir şarkıcıyı bir kaç altınla ödüllendirirken bu paranın devlet hazinesinden değil kendi aile servetinden geldiğini belirtmek ihtiyacını duyması Roma için son derece onur kırıcı birer olaydır. Fakat Galba'lar bile nadirken Cato'ları nerede arayacağız? Kötü huy ve davranış onursuzluk nedeni olmaktan bir kez çıkınca, iyi niyetlerine emanet edilmiş kamu gelirlerine dokunmaktan kaçınacak ve çok geçmeden kendi boş ve rezil savurganlıkları ile devletin şanını yüceltmeyi ve kendi iktidarlarını yayma yollarıyla devletin gücünü arttırma çarelerini birbirine karıştırma görünümü içinde, bunları harcamayı adeta kendine görev saymayacak kadar ilkeli yöneticiler bulabilir miyiz acaba? (Ekonomi Politik)
- Hor görülen bilgisizliğin yerine tehlikeli bir inançsızlık gelecek. (Bilimler ve Sanatlar Üstüne Söylev)