Öğrenci Kız - Osamu Dazai Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Öğrenci Kız kimin eseri? Öğrenci Kız kitabının yazarı kimdir? Öğrenci Kız konusu ve anafikri nedir? Öğrenci Kız kitabı ne anlatıyor? Öğrenci Kız PDF indirme linki var mı? Öğrenci Kız kitabının yazarı Osamu Dazai kimdir? İşte Öğrenci Kız kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Osamu Dazai
Çevirmen: Barış Bayıksel
Editör: Emrah Serdan
Tasarımcı: Utku Lomlu
Orijinal Adı: 女生徒
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789750745959
Sayfa Sayısı: 56
Öğrenci Kız Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Bir okurunun kendisine gönderdiği günlüklerden esinlenerek yazdığı Öğrenci Kız’da Osamu Dazai bir Tokyo banliyösünde yaşayan isimsiz bir genç kızın bir gününü anlatıyor. Aklına takılan şarkıları, yolda düşündüğü ve gördüklerini, günlük yaşama dair ayrıntıları ve içten içe duyduğu hüznü büyük bir başarıyla ve empatiyle resmetmeyi başarıyor. Yaşama hep çarpıcı bir dürüstlükle bakmış Dazai’nin bir gün kadar kısa romanı, gençlerin sesini ve düşüncelerini çekinmeden aktaran ilk modern yapıtlardan biri.
Öğrenci Kız Alıntıları - Sözleri
- "Benden kitap okumayı çekip alsalar, bu deneyimsiz halimle mahvolurdum herhalde. Kitaplarda yazılanlara bu kadar bağımlıyım işte. Bir kitap okur okumaz hemen o kitaba kapılır, güvenir, kitapla özdeşleşir, hayatımla o kitap arasında ilişki kurarım. Yine başka bir kitap okuyunca yüz seksen derece dönüp bu yeni kitaba bağlanırım. Başkasına ait bir şeyi çalıp kendi malım haline getirme kabiliyeti, bu kurnazlık, işte bu benim yegâne yeteneğim."
- "İyi geceler. Ben prensi olmayan bir Külkedisi'yim.."
- En iyisi doğa. Toprağın üzerinde yürümeyi seviyorum.
- "Hiç yalan söylemeyen biri var mı acaba? Eğer varsa hayatının sonuna kadar yenilenlerden olacağı kesin."
- Nasıl olsa kimse seni sevmeyecek. Öl gitsin.
- Bıkıyorum. Ne kadar iğrenç pişmanlık duygusu varsa bir anda içimi dolduruyor. Kıvranıp kalıyorum.
- Mutluluk bazen bir gün geç gelir. Hayal meyal bu sözü hatırlıyorum. Mutluluğu bekleyip, bekleyip sonunda dayanamayıp evden kaçıp gittiğinde hemen ertesi gün mutluluğun o müthiş haberi senin ardında bıraktığın eve vanır ama artık çok geçtir. Mutluluk bir gün geç gelir. Mutluluk...
- "Bir avuç kişiye verilmesi gereken eğitimin genele uygulanması da korkunç geliyor. Okulda verilen ahlaki eğitimle, dünyanın kuralları arasında bir uçurum olduğunu büyüdükçe daha iyi anladım."
- Deminden beri vatanseverlik de vatanseverlik diye tutturdu - sanki biz bilmiyoruz. Doğduğu yeri sevmeyen mi var?
- Ağlamayı deneyeyim dedim. Nefesimi tutup gözlerim kanlanınca biraz gözyaşı akar diye düşündüm ama olmadı. Belki de artık gözyaşları olmayan bir kızım.
Öğrenci Kız İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bu kitabı çok çok çok sevdim. Kısaca bir konusundan bahsettikten sonra karakter hakkında düşüncelerimi yazacağım. Dazai, okurunun gönderdiği günlüklerden yola çıkarak yazmış. Tokyolu kızın bir günü. Sabah uyandığı andan itibaren uyuyana kadar aklına geldiği düşünceler silsilesi. O yüzden de okurken akıp gidiyor, uyuyunca da kitap bitiyor. Çok tatlıydı, nasıl desem aslında ne istediğini çok iyi bilen ancak "toplum ne der?" düşüncesiyle baskılanmış biri bu günlüğün sahibi. Bu baskı altında kendi idealleri doğrultusunda yaşayamayan ama yaşayamadığı için de oldukça üzülen ve kendini cesaretsiz gören biri. Kim ne der düşüncesiyle yaşamayan, herkesin ötekileştirdiği kişiye sonsuz saygı duyan, onları cesur gören ve bir gün o şekilde yaşamak isteyen bir kız. Hatta sayfa 22'de geçen şu kısmı sizinle paylaşsam daha net anlaşılabilirim. "Benim akrabalarım arasında da doğru davranışlar sergileyen, sarsılmaz inancına bağlı, idealleri peşinde koşan, işte tam da o hakiki anlamda yaşıyor denebilecek biri var ama akrabalarımın hepsi onunla dalga geçiyor. Ona salak muamelesi yapıyorlar. Ben hiç öyle salak muamelesi görüp, yenileceğimi bile bile anneme ve diğer herkese karşı çıkma pahasına kendi düşüncelerimde ısrar edemem. Korkarım. Küçükken, kendi hislerimin başkalarınınkinden tamamen farklı olduğu bir konuda anneme, "Neden böyle?" diye sormuştum. Annem bir-iki sözle geçiştirip kızmıştı. "Deli misin, saçmalama!" deyip üzülmüştü. Babama da söylemiştim. Babam cevap vermeden gülmüştü. Sonrasında anneme, "Diğerlerinden farklı bir çocuk," demiş. Büyüdükçe ürkekliğim daha da arttı. Kendime elbise dikerken bile kim ne der diye düşünür oldum. Kendi karakterim diyebileceğim bir şeyi aslında gizliden gizliye sevdiğim, sevmeye devam etmek istediğim halde bunu kendi üzerimde somutlaştırmak korku verici. İnsanların onayladığı bir kız olmak istiyorum hep. Bir sürü kişiyle bir araya gelince hemen nasıl da dalkavuklaşıyorum. Ağzıma almak bile istemediğim sözleri, kendi hislerimden çok uzak şeyleri yalandan söyleyip duruyorum. İşime böyle geleceği için, işime geleceğini düşündüğüm için. Bundan hiç hoşlanmıyorum. Bir an önce şu ahlak kurallarının baştan aşağı değişeceği gün gelse keşke. Bu dalkavukluktan da kendi iyiliğim yerine, başkalarının görüşleri için yaşamaktan da kurtulurdum böylece." Sevgi dolu ama sevgisini adayacak bir amaç veya kişi bulamayan birisi bu günlüğün sahibi. Babasının kaybının da bu fikirlere etkisi olduğunu düşünüyorum. Kitapta da zaten erkek kardeş istediğinden bahsediyor. Yalnız birisi, ona yakın arkadaşım diyenleri yakını olarak göremeyecek kadar kendini düşünmüyor. Neden bu kadar sevdim peki? Benimle çok zıt birisi, yaşamadığım hayatlardan biri. Sosyal çevremde bu şekilde yaşayan insanları kollamaya çalıştığım için daha da etkilendim sanırım fikirlerini okurken. İdealleri için yaşayan biri olarak bana saygı duyduğunu bilmekte onu sevmemi sağlayan etkenlerden birisi. Belki kendimize kurduğumuz sanal dünyada fikirlerimizi özgürce yansıtmak konusunda bunun sıkıntısını çekiyor olabiliriz ama sosyal çevremde de aynı bu şekil (günlüğün sahibi gibi) kendimi saklamak zorunda kalsaydım kafayı yerdim sanırım. O yüzden bir çiçeğe bakarak bile pozitif düşünebilen bu kişiye müthiş saygı ve sevgi duydum. Herkes bu kitabı benim kadar içselleştirmeyebilir ama güzeldi. Kısacık zaten pek bir vaktinizi almaz. Okuyup çevremizdeki insanlara daha duyarlı olabilmek adına herkese tavsiye ediyorum. (Betül)
Puanım 4/5 (%78/100) Bilinçakış tekniği (stream-of-consciousness) ile yazılmış kısa ama çok hoş bir kitap. Osamu Dazai'ın kendi hayatından elementler de taşıyan yarı-otobiyografik bir kısa öykü/novella diyebilirim. İsimsiz bir genç kızın bir gününü kendi ağzından anlattığı hayattan bir kesit (slice-of-life) niteliğinde bir kitaptı. Normalde bu teknik ile yazılan kitapları pek sevmiyorum (mesela Virginia Woolf'un Dalloway'ı gibi) fakat Dazai'ın öyküsü nedense çok hoşuma gitti. Oldukça gerçek, adeta bir sohbet niteliğinde yazılmış yeri geldiğinde beni etkileyen bir kitap oldu. Bazen etrafında gördüğü şeylerden bahseden ama birden çok ciddileşip ölmüş babasından bahseden ergen bir kızın kafasının içindeyiz. Dili ve tonu da çok güzeldi. Dazai'ın ismini çok duymuş olsam da okuduğum ilk kitaptı ve genel olarak Japon edebiyatını sevdiğim için devam edeceğim kendisinin başka kitaplarından. (Mert Öncel)
Osamu Dazai ergenlik çağındaki bir kızın sabah kalkışında gece yatana kadar ki yaşadıklarını ve aynı zamanda o gün içersinde yaşadığı kimlik bunalımlarını işlemiş. Yani sanki bir günlük şahsi günlük gibi... Kısacık ama insanin kendisinden pek çok şey bulabileceği bir kitaptı. Misal sabahları iç içe girmiş kutuları açtığında en son kutunun bomboş çıkmasına benzetmiş kesinlikle bazi sabahlar bunu yaşarız. Kimlik bunalimlarini hangimiz yaşamadik ki. Kimse bize bunu nasil aşabileceğimize dair spoiler verdi mi işte tokyonun isimsiz bir banliyösünden isimsiz bir kızda kitapta aynı şeyden muzdarip. Gerçekten çok beğendim. Osamu Dazai'nin bu kadar gerçekçi şekilde bir genç kızın içselliğini yansıtması muhteşemdi. Osamu Dazai'yi duymuştum. Hatta animeden yola cikarak onun hayatini anlatan bir filmi izlemisliğim bile vardi ilk defa okumak nasip oldu. Umarim insanliğimi yitirirkeni de yakın zamanda okurum. (Arzu Onuklu)
Öğrenci Kız PDF indirme linki var mı?
Osamu Dazai - Öğrenci Kız kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Öğrenci Kız PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Osamu Dazai Kimdir?
Takma adı Osamu Dazai olan ve bu isimle daha iyi tanınan Şuji Tsuşima, 1909'da Tsugaru Yarımadası'nın merkezi yakınlarında küçük bir kasaba olan Kanagi'de dünyaya geldi. Ailedeki siyasetçi olma geleneğine karşı çıkan Dazai gençliğinde yazar olmaya karar verdi. Yirmi yaşında Tokyo Üniversitesi Fransız Edebiyatı Bölümü'ne kaydını yaptırdı. 1935'te kısa hikayeleriyle ve 1936'da ilk romanı ile (Bannen- Alacakaranlık Yılları) Akutagava Ödülü'ne aday gösterildi. Ödül başka yazarlara verilse de Dazai'nin ünü yayıldı. Bunu takip eden on yılda otuzu aşkın edebi ve otobiyografik eser yayımladı (1944 basımı Mor Bir Serserinin Gezi Notları da dahil). Dazai'nin en iyi eserleri savaşın hemen sonrasına rastlar: 1947'de Şayo (Batan Güneş-YKY 1993), 1948'de Ningen Şikkaku (Artık İnsan Değil).
Hayatının büyük bölümünü intihar takıntısıyla geçiren Dazai, 1948'de metresiyle birlikte suya atlayarak intihar etti. Ama ölümünden kırk yıl sonra bile Japonya'da hâlâ ilgi gören bir yazardır.
Osamu Dazai Kitapları - Eserleri
- İnsanlığımı Yitirirken
- Batan Güneş
- Öğrenci Kız
- Yeşil Bambu ve Diğer Fantastik Öyküler
- Mor Bir Serserinin Gezi Notları
- Buruk Ayrılık
- Koş Melos!
Osamu Dazai Alıntıları - Sözleri
- Ah, hayat çok acı, doğmamış olmak yeğdir inancı meğer ne kadar doğruymuş! (Batan Güneş)
- Ağlamayı deneyeyim dedim. Nefesimi tutup gözlerim kanlanınca biraz gözyaşı akar diye düşündüm ama olmadı. Belki de artık gözyaşları olmayan bir kızım. (Öğrenci Kız)
- Asla âşık olmamalısınız. Aşk size mutsuzluk verecektir. Sevecekseniz, yaşlandığınızda, otuz yaşını geçtiğinizde sevin. (Batan Güneş)
- evden çıktığımda o kadar gerilirdim ki dünya gözlerimin önünde bir o yana bir bu yana savrulurdu, belki nehri o kadar uzak görmemin nedeni de buydu. (Mor Bir Serserinin Gezi Notları)
- “Ah, bu dünya yalnızca insanların anlamsızca acı çektiği bir yer.” (Yeşil Bambu ve Diğer Fantastik Öyküler)
- Beklemek. Hayatta sevinç, öfke, hüzün ve yüz çeşit duygu içindeyiz ama bu duyguların tümü, vaktimizin ancak yüzde birini oluşturur. Yüzde doksan dokuzu ise beklemekle geçer. Ben de bekliyorum... (Batan Güneş)
- "Savaştan söz etmekten nefret ediyorum. Korkunç bir felaketti." (Batan Güneş)
- "Tek bir büyük tepsiye sahip olmaktansa birçok küçük tepsiyi üst üste dizmeyi bil" (Buruk Ayrılık)
- Felsefe mi? Bir sürü yalan. İlkeler mi? Bir sürü yalan. Düzen mi? Bir sürü yalan. İçtenlik mi? Gerçek mi? Saflık mı? Hepsi yalan. (Batan Güneş)
- Eh, işinin erbabı bir adam olsa gerek benim öylesine beceriksizce verdiğim yanıtları ustalıkla derlemiş ve ilginç bir yazı haline getirmişti. (Buruk Ayrılık)
- Sanki bir şeyler eksikmiş hissi veren bir sessizlik. (Buruk Ayrılık)
- Adalet ömrün kumpası derler Öyleyse kanla boyanan savaş alanında Suikastçının kılıcı ucunda Adaletin nesi vardır? (İnsanlığımı Yitirirken)
- "Bir avuç kişiye verilmesi gereken eğitimin genele uygulanması da korkunç geliyor. Okulda verilen ahlaki eğitimle, dünyanın kuralları arasında bir uçurum olduğunu büyüdükçe daha iyi anladım." (Öğrenci Kız)
- Böylece, sonra (yazarken çok fazla böylece, sonra kullanıyorum, değil mi? Bu durum kafası çalışmayan erkeklerin yazdıkları metinlere has bir özellik olsa gerek. Beni de rahatsız ediyor ama ister istemez yazıverdiğim için uğraşmayı bıraktım) -böylece, sonrasında âşık oldum. (Koş Melos!)
- And how futile it all is. (Koş Melos!)
- Bir kitapta Fransa'da krallık döneminde saraylı kadınların saray bahçesinde ya da saray koridorlarında eteklerini kaldırıp rahatlamaktan hiç çekinmediklerini okumuştum. (Batan Güneş)
- Şu an ben ne mutluyum ne de mutsuz. Sadece her şey geçip gidiyor. Benim şimdiye kadar pandomim sayesinde yaşamayı sürdürdüğüm bu “İnsan” dünyasında, gerçek olduğunu düşündüğüm tek şey bu. Sadece her şey geçip gidiyor. (İnsanlığımı Yitirirken)
- "Seçilmiş olmaktan, büyük heyecan ve korku duyuyordu." (Verlaine, Sagesse) (Mor Bir Serserinin Gezi Notları)
- Taze yumurta kolay kolay yanmaz. Bilmiyor muydunuz? (Batan Güneş)
- Sabahları insanın zinde olduğu söylenir, yalan.Sabahlar gridir. (Koş Melos!)