matesis
dedas

Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu - Marcel Danesi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu kimin eseri? Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu kitabının yazarı kimdir? Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu konusu ve anafikri nedir? Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu kitabı ne anlatıyor? Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu PDF indirme linki var mı? Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu kitabının yazarı Marcel Danesi kimdir? İşte Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 07.12.2022 13:00
Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu - Marcel Danesi Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Marcel Danesi

Çevirmen: Özlem Karadağ

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN: 9786050925326

Sayfa Sayısı: 170

Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Rüzgâr Gibi Geçti'den Kazablanka'ya, Tiffany'de Kahvaltı'dan Titanik'e uzanan bir yelpazede öpücüğün ve romantik aşkın tarihi gözlerinizin önünden bir film şeridi gibi geçecek…

Her şeyin bir tarihi var. Düşüncelerin, alışkanlıkların, doğaüstü varlıkların, gizlice sevdiğimiz, korktuğumuz şeylerin aşina olunan ama bilinmeyen tarihi. Başrolünde savaşların, devletlerin, büyük adamların olmadiği bir tarih. Karşınızda yepyeni bir dizi: Renkli Tarih! Dünya üzerindeki ilk öpücük, Fransız öpücüğü kadar baştan çıkarıcı mıydı? Romantik aşkın kapısını açacak, sevgilileri geleneksel aşkın baskısından kurtaracak dudaktan dudağa bir oyun muydu öpücük?

Cinselliği günahtan arındıran, mahrem kılan; alelade hikâyeleri edebiyatın ve beyazperdenin mendil ıslatan aşklarına dönüştüren sihirli bir gücü vardır öpücüğün. Öyle ki değdiği yerde, Psyche ile Cupid'i, Romeo ile Juliet'i, Rhett Butler ile Scarlett O'Hara'yı, Tom Cruise ile Nicole Kidman'ı birleştiren "talihsiz âşıklar" temasının izlerini bırakır.

Marcel Danesi'nin öpücüğün tarihi ile paralel olarak incelediği popüler kültür tarihi ise her yaştan okuyucu için bir nostalji ziyafeti: Rüzgâr Gibi Geçti'den Kazablanka'ya, Tiffany'de Kahvaltı'dan Titanik'e uzanan bir yelpazede öpücüğün ve romantik aşkın tarihi gözlerinizin önünden bir film şeridi gibi geçecek. Aşkı, cinselliği bizim için anlamlı kılan tüm görüntüler, Danesi'nin yorumlarıyla başka bir anlama bürünecek. Sahi, bir öpücük yalnızca bir öpücük müdür ki?

(Tanıtım Bülteninden)

Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu Alıntıları - Sözleri

  • Bu dünyayı içinde yaşanacak daha iyi bir yer yapmak için gerekli olan tek şey sevmektir.
  • "Sonuçta,aşk bir idealdir; bu dünyanın, onu hayal etmeyi arzuladığımız halinin bir parçasıdır. Romeo ve Juliet dünyanın ilk büyük aşk hikâyesinin yıldızlarıydı. İlk öpüşmenin sancılarında ölmek yerine, evlenselerdi, ideal mahvolabilirdi ve dünya farklı bir şekilde gelişirdi."
  • Psikanalist Sigmund Freud için de öpüşmek bir "kalıntı eylem"dir, anne memesi emmeye bilinçsiz bir geri dönüştür. Emmek sadece zevk verici değil aynı zamanda seksüeldir. Bu nedenle Freud, öpüşmenin çocuklukta, sütten kesildikten sonra ortaya çıkan meme ya da baş parmağı emmenin yerini aldığını iddia etmiştir.
  • Bir kız veya Bir bakirenin üç çeşit öpücüğünü sıralar: göstermelik öpücük (kız sevgilisi ile dudaklarını birleştirir ama kendisi bir şey yapmaz), titreşimli öpücük (kız utangaçlığını biraz kenara bırakarak alt dudağı ile karşılık verir ama üst dudağını kullanmaz), dokunarak öpüşmek (kız sevgilisinin dudaklarına dili ile dokunur, gözlerini kapatır ve ellerini sevgilisinin ellerinin üstüne koyar)
  • "Aslında öpüşmek metaforik bir düğümdür, dudaklar aracılığıyla iki bedeni ve iki ruhu birleştirir."
  • "İşte bir öpücükle ölüyorum."
  • Matrix (1999) Uyuyan Güzel'in veya masalların yaşama döndüren öpücüğünün, cinsiyet rollerinin tersine döndüğü bilimkurgusal bir versiyonunu içerir. Filmin sonlarına doğru, Trinity (Carrie-Anne Moss) az önce vurularak ölen sevgilisi Neo'yu (Keanu Reeves) bir öpücükle hayata döndürür. Ona şöyle fısıldar: "Neo, artık korkmuyorum. Kâhin bana aşık olacağımı ve sevdiğim adamın seçilmiş kişi olacağını söyledi. Anlıyor musun, ölmüş olamazsın. Ölemezsin çünkü seni seviyorum. Duyuyor musun? Seni seviyorum." Neo'nun hayati belirtileri, masallardaki gibi, Trinity ona "Şimdi ayağa kalk!" dediğinde geri gelir, sarılıp tutkuyla öpüşürler.
  • Çağdaş dünyada öpüşmek aşırı derecede, belki de insanlık tarihinde de herhangi bir zamanda olduğundan çok daha fazla popüler. Alfred Eisenstaedt'in yakaladığı, bir denizci ile bir hemşire arasında Japonya'nın mağlup edildigi gün Times Square'de yaşanan, Life dergisinde görülen karede olduğu gibi simgeleşmiş öpüşme fotoğraflarını göklere çıkarıyoruz. Gustav Klimt'in aynı adlı eserinde olduğu gibi, sanatsal öpüşmelere hayranlık duyuyoruz. 2000'deki Democratic National Convention sırasında Al ve Tipper Gore arasında yaşanan öpüşmede olduğu gibi beklenmedik öpüşmeleri unutamıyoruz. MTV Müzik Ödülleri unutulmaz bir şekilde Michael Jackson'ın Lisa Marie Presley'yi daha sonra da Madonna'nın Britney Spears ve Christina Aguilera'yı öpüşünü yayınladı. Daha sonra Sacha Baron Cohen bize, karşısına çıkan herkesi öpmeyi başaran, hem öpücüğün alıcılarında hem de izleyicilerinde büyük etki bırakan, Borat karakterini verdi. Bu anlar, belki de ünlülerin, ikonların ve liderlerin bizden pek de farklı olmadıklarını hatırlattıkları için, dünya genelinde yıllar boyunca tartışılacak manşetler oldular. Ten rengimiz, dillerimiz ve geleneklerimiz değişebilir ama dünya genelinde öpüşmek belki de paylaştığımız tek evrensel ve insani adettir.
  • Bin öpücük ver bana, sonra yüz, sonra bin daha, sonra bir yüz sonra binlerce öpücük olunca öyle karışsın ki hepsi, hesabı şaşıralım kemgözlerin değmesin diye nazarı öpüşlerimizin bu kadar çok olduğunu öğrenince
  • Romeo ve Juliet’i gördüğümüzde sevgili olduk. Oscar Wilde (1854-1900)

Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

"Sonuçta, aşk bir idealdir; bu dünyanın, onu hayal etmeyi arzuladığımız halinin bir parçasıdır. Romeo ve Juliet dünyanın ilk büyük aşk hikayesinin yıldızlarıydı. İlk öpüşmenin sancılarında ölmek yerine, evlenselerdi, ideal mahvolabilirdi ve dünya farklı bir şekilde gelişirdi. Bu evliliğin aşkı yok ettiği anlamına gelmiyor, kesinlikle. Şöyle diyelim, Romeo ve Juliet çocukları futbol maçından kimin alacağı hakkında tartışmak zorunda değillerdi. Öpüşmek ideal olanla ilgilidir, gerçek olanla değil. Ama bir anlığına gerçeği durdurup dünyayı yeniden mükemmel bir hale getirir. Öpüşmek, işe yaradığında, alışılagelmiş olanı yıkar, günlük tartışmaları, kıskançlıkları ve evliliklerde münakaşalara neden olan diğer her şeyi unutmamızı sağlar. Aynı zamanda tedavi edicidir. Bu nedenle çiftler öpüşerek barışırlar. Kutsal bir eylemdir, bizi aşkın seksle eşdeğer sayılamayacağı ve seksin de hayal ettiğimiz kadar olmadığı konusunda uyarır." Eee nisan ayının da ortasına kadar geldik. Bahar, kendini inceden inceden hissettiriyor, arada marttan kalma yağmurlara maruz kalsak da. Eskiler "toprağa su yürüdü" derler, canlanmayı kast etmek adına. İnsana da su yürür bu aylarda, canlanır coşar, yerli yersiz sevdalara tutulur. Boşuna dememişler "Nisan mayıs ayları, gevşer gönül yayları" diye. Tehlikeli dönemler azizim... Bu zamanlar bolca platoniğin yanında, küçük kıvılcımlarla birbirlerine çekilen sevgilileri de doğurur. Hatta iki dişinin bir erkekle randevulaştığı dahi görülür. "Ménage a trois" ya da cinsel fantezi boyutunda ele almayın bu grubu yalnız. Ya da kişilerden birinin keman virtüözü olduğunu da düşünmeyin. Olay tamamen duygusal... (Bkz. İki Başlı Ejderha Teorisi -> Nette falan aratmayın, bulamazsınız. Bu benim teorim ;) ) Öncelikle kitabın ortaya çıkış sürecinden bahsedelim. Yazar, Toronto Üniversitesi'nde romantik filmleri tartışırlarken bir öğrencinin, "Hiç de hijyenik olmayan bir eylemi neden güzel ve romantik olarak tecrübe ediyoruz?" sorusuna o anda cevap verememiş. Sonrasında da cevabı olarak bu güzel kitabı bize sunmuş. Peki... Can alıcı soruyu soralım artık madem. Nedir öpüşmek? Öpüşmek, çok sesli bir orkestra gibidir. Kimi zaman yaylıların uzun ve derinden melodileri gibi, hüzne ve ayrılığa işaret eder. Kimi zaman, biriken duyguların tepe noktasında, taşma anına eşlik eden vurmalılar gibidir. Onların kalp ritmi metronomunda, veyahut çoğu zaman daha da ötesinde ortaya çıkan ritimlerini, dudaktan kalbe doğru hissetmektir. Öpüşmek ruhtur, öpüşmenin "ruhundan bir parçayı paylaşma"ya varan bir manası varmış, daha ne olsun? Kimi zaman isyandır, düzene karşı bir baş kaldırıdır. Bunu zaten Ortaçağ'daki yansımalarından beridir görmekteyiz. Öpüşmek, aile birlikteliği amaçlı yapılan duygusuz evliliklere karşı, aşkın verdiği en büyük tepkilerden biridir. Kimi zamansa kadının, kendini ifade edişinin ve var olduğunu haykırdığının en net kanıtıdır. Öpüşmek bir bilimdir. Sırf edebiyat olsun diye söylemiyorum, cidden bir bilimdir: Filematoloji. Öpüşmek tarihtir. Her ne kadar yazarımız, romantik öpüşmeyi ısrarla Ortaçağ'a endekslese ve bu konuda yazılmış metinleri de buna referans gösterse de, öpüşmenin daha erken tarihlere ait kanıtları da mevcut. Yazar, bu öpüşmeleri pek de romantik olarak kabul etmiyor gözüküyor. Yalnız bana kalırsa öpüşmek, insanın kendi bedenini keşfettiği andan beridir vardı. Dudaklar, yoğun sinir ağı içerir ve hassas noktalardandır. Bu sebeple olsa gerek, karşıdaki insanda gerek duygusal, gerekse cinsel bir etki bırakmak adına dudakların başrol oynadığı bir etkileşimin ortaya çıkması kaçınılmazdı insanlık adına. Bu arada, şunu da belirtelim, kadınlar genel olarak öpüşmede, öptüğü kişinin kendisinde bıraktığı duygusal etkiyi tartmak ve olası ilişkinin geleceği hakkında fikir sahibi olmak için öperken erkekler, "öpmeye bir yerden başlamak lazım" düsturuyla, sekse doğru giden adımda kapıyı açmak adına öpüşmeyi kullanıyormuş. Bu sav çürütülebilir, fakat bana pek mantıklı geldi doğrusu. Kitabı çok beğenmeme rağmen bir puan kırdım. O da, onca aşk meşk hikayesi örneği verilirken, doğuda Hindistan'dan öteye geçilmemesi idi. Tamam, Hindistan denilince Mahabharata ve Kama Sutra'dan bahsetmeden olmazdı ama ne bileyim, bir Uzak Doğu aşk örneği veya bizden, bir Leyla ve Mecnun temasına değinilseydi daha hoş olurdu. Bu açıdan kitap, Amerika kıtası, Avrupa ve az buçuk da Hindistan üçgeninde seyrediyor. Kitapta öpüşmenin bunca yönü yanında bilimsel etkileri ve psikolojik temelleri de irdelenmiş. Freud amca olmadan da olmazdı tabii :) Yalnız Freud'un öpüşmeye bakışını, basitçe "dudak tiryakiliği"ne indirgemesi, haliyle romantizmden uzak geldi bana. Ayrıca mitlerde, edebiyatta, sanatta, müzikte, sinemada ve hatta teknoloji çağında öpüşmenin etkileri güzelce irdelenmiş. Bu anlamda kitap tam bir bilgi bombardımanı. 200 sayfadan bile az olmasına aldanmayın, hemen her sayfası çizilesi bir kitap bu kitap. Ben de birçok konuya ayrı ayrı değinmek isterdim ama bu sefer de sizi, bu kitabı okumak hazzından mahrum bırakmaktan endişe ettiğim için kısa keseceğim (nasıl bir kısalıksa bu). Kitapta birçok kitap, film ve de şarkı keşfedeceksiniz. Birçoğunu biliyor da olabilirsiniz lakin bilmeyenler için söyleyeyim, "Nuovo Cinema Paradiso", "Postacı Kapıyı İki Kere Çalar", "Tiffany'de Kahvaltı", "Kız Arkadaşım" ve "Wall-E" gibi filmlerin sağlam spoiler'larını yeme riskiniz var. Kitabı okumadan evvel ya gözü karartıp bunu sineye çekmelisiniz ya da bu filmleri izleyip öyle başlamalısınız kitaba. Son olarak, öpüşmenin ve genel olarak aşkın, teknolojik evrimine de değinilmiş ve bunun etkileri hayal edilmeye çalışılmış. Ben teknolojinin, aşkı tüketebileceğine inanıyorum. Buna inancımdaki temel etmen ise, insanların gerçek anlamda sosyalleşmekten uzaklaşmaları, yapay yalnızlıklar yaratmaları ve birbirlerine karşı duydukları, kimi dayanaklı kimi ise dayanaksız güvensizlikleri. Bütün bunlar sonunda insanlar, birbirlerinden epeyce uzaklaştıklarında ve sektör de evrimini tamamladığında, insanların her biri, kendi istekleri dışına çıkmayan, kendilerini üzmeyen ve sahte mutluluklar yaratarak da olsa kendilerini mutlu eden androidlerde ve seks robotlarında huzuru arayacaklar. Şimdiden bile bunun örnekleri mevcut. Bunun olmasını istemiyorsanız, birbirinize karşı daha anlayışlı ve sevgi dolu olabilmeyi hedefleyin. Sevgiyle kalın :) Dip Not: O sayfa kenarları neden siyaha boyanmış hala anlamış değilim. Bu aralar bazı kitapları böyle, altı, üstü ve sırt kısmı siyah boyayla boyanmış görüyorum. Bunun sebebini bilen varsa ve bilgilendirirse sevinirim. (Post Mortem)

Öpüşmenin tarihi, nedenleri, filmlerde ve günlük hayattaki yerine dair zevkle okunan bir kitap.İçeriğindeki bilgiler kadar resimlerinden zengin olmasını isterdim. Bu konuda çok zayıf. Psikanalitik yaklaşım, efsaneler, popüler masallar,hikayeler,şiirler, dinler, toplumlar, yüzyıllar, filmler.... ile ilgili birçok örnek ve inceleme barındırıyor. (Aytac)

Öpüşmenin Tarihi: Hep kişilerin, şehirlerin, binaların tarihi yazılacak değil ya! Burada anlatılan tarihler ise tali yolların dillenmesi gibi düşünülebilir. Farklı bir şey okumak, duymak isteyenlere; yeni bir tat almak gibi bir şey diyebiliriz. Kitaplar ilginç başlıklara sahip. Kıskançlığın, öpüşmenin, kem gözlerin, şişmanlığın gibi. Kişi, mekan, şehirlerden sıkıldıysanız ya da bunları da merak ediyorsanız birileri bizler için derin ve ayrıntılı şekilde bunları araştırmış. Bu seriyi okudukça, kitapların içinden yeni ufuklara yelken açacak bilgilere de ulaşabilirsiniz. Doğan Kitap Yayınları, 'Renkli Tarih' adına sahip bu seri ile 'renkli' ve ilginç şeyler anlatıyor. Bu seriye ben de bir ilave kitap ekledim (Bu seriye ait değil ama kapak tasarımı bunlara benzediği için). Farklı, ilginç ve eğlenceli kapak tasarımlarına sahip. Bu seri aşağıdaki kitaplardan oluşmaktadır ve bu yazı serideki kitaplarda üst bilgi olarak yer alacak. >> İfritler'den Dracula'ya Modern Vampir Mitinin Doğuşu: kitap/ifritlerden-draculaya-modern-vampir-mitinin-dogusu--71188 >> Can Sıkıntısının Eğlenceli Tarihi: kitap/can-sikintisinin-eglenceli-tarihi--26747 >> Kara Kediler Kem Gözler Modası Geçmiş Batıl İnançlar Kitabı: kitap/kara-kediler-kem-gozler-modasi-gecmis-batil-inanclar-kitabi--79723 >> Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu: kitap/opusmenin-tarihi-populer-kulturun-dogusu--33828 >> Ortaçağ'dan 20. Yüzyıla Şişmanlığın Tarihi: kitap/ortacagdan-20-yuzyila-sismanligin-tarihi--111760 >> Edebiyatta Sanatta ve Popüler Kültürde Kıskançlık: kitap/edebiyatta-sanatta-ve-populer-kulturde-kiskanclik--58548 ++++ >> Avrupa'da Cinsellik: kitap/avrupada-cinsellik--22107 ++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++ Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu adlı kitap, alışagelmiş bir kitap adı değil. Genelde coğrafya ya da geçmiş anlatımı yapan kitaplarla haşır neşir olan bir kişi, 'nasıl yani, öpüşmenin de tarihi mi olur' diye düşünebilir. Kitap, 'Öpüşmenin popüler kökenleri', 'Sembol ritüel ve mitlerde öpüşmek', 'Gerçek ve kurmaca hikayelerde öpüşmek', 'İmgelerde öpüşmek', 'Öpüşmenin popüler kökenleri', 'Filmlerde öpüşmek', 'İnternet çağında öpüşmek' gibi başlıklara sahip. Kanada, Toronto Üniversitesinde profesör olan Marcel Danesi'nin bu kitabı yazmasının sebebi ise, okulda ders verirken, bir öğrencinin sorduğu sorudur. Öğrencinin sorduğu soru ise, 'Hiç de hijyenik olmayan bir eylemi neden güzel ve romantik olarak tecrübe ediyoruz?' (s.12) idi. Yazar bu cümleye kafayı takarak kitabın oluşmasını sağlıyor. Tarihsel kökenlerine değinilmeden geçilmez ve yazarda öpüşmenin kökeni hakkında bilgi verirken İncil ve ortaçağ da yazılan kitaplardan alıntılar da ekleyerek, önce geçmişte ki durumu anlatıyor. Sonra kısa alıntılarla Ortaçağa gelinir. Örneğin, William Shakespeare'nin Romeo ve Juliet adlı oyununda, tarihsel kişilerle oyunda geçen karakterlerin açıklaması da yapılıyor. Kitabın bazı kısımları edebiyat sahasıyla meşgul olan kişilere hitap edecek şekilde yazılmış. Şiir, nesir ya da şarkı sözlerinden hareketle Ortaçağ'dan günümüze didiklenen sözler eşliğinde bir anlatım sağlanıyor. Sinema dünyasında 'kült' haline gelen bazı filmler içindeki 'öpüşme' sahneleri hakkında bilgi verilirken, bunların yorumlanması da yapılıyor. Kitabın son bölümünde ise yazar internet çağında öpüşmek adıyla 'Toronto Üniversitesi'nde yaptığı gerçek araştırmalar neticesinde elde ettiği bilgileri anlatıyor. Bu kitabı 10 - 12 Temmuz 2019 tarihleri arası okuyup, inceleme yazısı ise 5 Ekim 2019 tarihinde 1000Kitap sitesine eklenmiştir. Tavsiye ederim. (S. Ali)

Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu PDF indirme linki var mı?

Marcel Danesi - Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Marcel Danesi Kimdir?

Marcel Danesi Toronto Üniversitesi göstergebilim ve antropoloji profesörüdür. Göstergebilimin önde gelen dergisi Semiotica’nın baş editörüdür. İletişim teorisi ve göstergebilim alanında önemli eserler vermiştir.

Marcel Danesi Kitapları - Eserleri

  • Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu
  • Pisagor'un Mirası
  • A Basic Course in Anthropological Linguistics

Marcel Danesi Alıntıları - Sözleri

  • "Sonuçta,aşk bir idealdir; bu dünyanın, onu hayal etmeyi arzuladığımız halinin bir parçasıdır. Romeo ve Juliet dünyanın ilk büyük aşk hikâyesinin yıldızlarıydı. İlk öpüşmenin sancılarında ölmek yerine, evlenselerdi, ideal mahvolabilirdi ve dünya farklı bir şekilde gelişirdi." (Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu)
  • Psikanalist Sigmund Freud için de öpüşmek bir "kalıntı eylem"dir, anne memesi emmeye bilinçsiz bir geri dönüştür. Emmek sadece zevk verici değil aynı zamanda seksüeldir. Bu nedenle Freud, öpüşmenin çocuklukta, sütten kesildikten sonra ortaya çıkan meme ya da baş parmağı emmenin yerini aldığını iddia etmiştir. (Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu)
  • Bin öpücük ver bana, sonra yüz, sonra bin daha, sonra bir yüz sonra binlerce öpücük olunca öyle karışsın ki hepsi, hesabı şaşıralım kemgözlerin değmesin diye nazarı öpüşlerimizin bu kadar çok olduğunu öğrenince (Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu)
  • The Bible starts off with the phrase “In the beginning was the Word, ” acknowledging the close connection that exists between the birth of language and the origin of sentient, sapient life. (A Basic Course in Anthropological Linguistics)
  • aynı şeye eşit iki farklı şey, birbirine eşittir (Pisagor'un Mirası)
  • Çağdaş dünyada öpüşmek aşırı derecede, belki de insanlık tarihinde de herhangi bir zamanda olduğundan çok daha fazla popüler. Alfred Eisenstaedt'in yakaladığı, bir denizci ile bir hemşire arasında Japonya'nın mağlup edildigi gün Times Square'de yaşanan, Life dergisinde görülen karede olduğu gibi simgeleşmiş öpüşme fotoğraflarını göklere çıkarıyoruz. Gustav Klimt'in aynı adlı eserinde olduğu gibi, sanatsal öpüşmelere hayranlık duyuyoruz. 2000'deki Democratic National Convention sırasında Al ve Tipper Gore arasında yaşanan öpüşmede olduğu gibi beklenmedik öpüşmeleri unutamıyoruz. MTV Müzik Ödülleri unutulmaz bir şekilde Michael Jackson'ın Lisa Marie Presley'yi daha sonra da Madonna'nın Britney Spears ve Christina Aguilera'yı öpüşünü yayınladı. Daha sonra Sacha Baron Cohen bize, karşısına çıkan herkesi öpmeyi başaran, hem öpücüğün alıcılarında hem de izleyicilerinde büyük etki bırakan, Borat karakterini verdi. Bu anlar, belki de ünlülerin, ikonların ve liderlerin bizden pek de farklı olmadıklarını hatırlattıkları için, dünya genelinde yıllar boyunca tartışılacak manşetler oldular. Ten rengimiz, dillerimiz ve geleneklerimiz değişebilir ama dünya genelinde öpüşmek belki de paylaştığımız tek evrensel ve insani adettir. (Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu)
  • Perhaps no other faculty distinguishes humanity from all other species as language does. The reason for this is because humans use language to encode knowledge and to pass it on to subsequent generations. It is no exaggeration to say that the very survival of civilization depends on the preservation of words. If somehow all memory of language were to be irretrievably lost overnight, the next morning people the world over would have to start anew, literally rebuilding knowledge with new words. In a phrase, language constitutes the overarching memory system of the human species. (A Basic Course in Anthropological Linguistics)
  • Bir kız veya Bir bakirenin üç çeşit öpücüğünü sıralar: göstermelik öpücük (kız sevgilisi ile dudaklarını birleştirir ama kendisi bir şey yapmaz), titreşimli öpücük (kız utangaçlığını biraz kenara bırakarak alt dudağı ile karşılık verir ama üst dudağını kullanmaz), dokunarak öpüşmek (kız sevgilisinin dudaklarına dili ile dokunur, gözlerini kapatır ve ellerini sevgilisinin ellerinin üstüne koyar) (Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu)
  • "İşte bir öpücükle ölüyorum." (Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu)
  • Matrix (1999) Uyuyan Güzel'in veya masalların yaşama döndüren öpücüğünün, cinsiyet rollerinin tersine döndüğü bilimkurgusal bir versiyonunu içerir. Filmin sonlarına doğru, Trinity (Carrie-Anne Moss) az önce vurularak ölen sevgilisi Neo'yu (Keanu Reeves) bir öpücükle hayata döndürür. Ona şöyle fısıldar: "Neo, artık korkmuyorum. Kâhin bana aşık olacağımı ve sevdiğim adamın seçilmiş kişi olacağını söyledi. Anlıyor musun, ölmüş olamazsın. Ölemezsin çünkü seni seviyorum. Duyuyor musun? Seni seviyorum." Neo'nun hayati belirtileri, masallardaki gibi, Trinity ona "Şimdi ayağa kalk!" dediğinde geri gelir, sarılıp tutkuyla öpüşürler. (Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu)
  • "Aslında öpüşmek metaforik bir düğümdür, dudaklar aracılığıyla iki bedeni ve iki ruhu birleştirir." (Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu)
  • "İspat müessesesi, beklenti ya da kestirimlerinizi tasdik etmekten çok daha ötesini yapar. İspat aslında var olan şeydir. İspatlar fikirlere, fikirler hayal gücüne, hayal gücü ise sezgiye muhtaçtır. Dolayısıyla ispat keyfekederliğin ve içine düşülen rutinliğin ötesindeki matematik dünyasının derinliklerinde bir keşfe çıkmanızı sağlar. Bir ispata 'hakikat olmasının ötesinde değer katan da, o keşfinizde bulduğunuz şeyin ta kendisidir." (Pisagor'un Mirası)
  • Romeo ve Juliet’i gördüğümüzde sevgili olduk. Oscar Wilde (1854-1900) (Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu)
  • Bu dünyayı içinde yaşanacak daha iyi bir yer yapmak için gerekli olan tek şey sevmektir. (Öpüşmenin Tarihi - Popüler Kültürün Doğuşu)
  • The impetus for establishing a “science of language, ” however, can be traced to 1786. That was the year in which the respected and highly influential English scholar Sir William Jones suggested that Sanskrit, Persian, Greek, and Latin sprang from the same linguistic source and, thus, belonged to the same “language family.” Shortly thereafter, the systematic study of language families started in earnest, leading in the subsequent nineteenth century to the emergence of linguistics as a true science. (A Basic Course in Anthropological Linguistics)

Yorum Yaz