Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler - Halil İnalcık Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler kimin eseri? Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler kitabının yazarı kimdir? Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler konusu ve anafikri nedir? Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler kitabı ne anlatıyor? Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler PDF indirme linki var mı? Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler kitabının yazarı Halil İnalcık kimdir? İşte Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Halil İnalcık
Yayın Evi: Kronik Kitap
İSBN: 9789752430150
Sayfa Sayısı: 272
Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Osmanlı tarihinin kaynaklarına inildiğinde birçok abartılmış olay ve efsanevî şahsiyet görmek mümkün. Bu durumda okurlar şu soruyu sormakta çok haklı: “Kaynakları bile böyleyse, biz kendi tarihimizi nasıl öğreneceğiz?” İşte bu soruya cevap verebilmek için Osmanlı tarihçiliği konusunda tüm dünyanın parmakla gösterdiği Halil İnalcık, özel olarak araştırdığı 18 konuya özel bir dosya hazırlar ve bu dosyaya şu ismi koyar: Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler.
Halil İnalcık kitabına Anadolu’nun Türkleşmesi sürecinde Rumlarla olan irtibat, İzmir’i fethedip Bizans’ı ürküten Türk komutanı Çaka Bey, son araştırmalar eşliğinde Ertuğrul Gazi’nin gerçek hikâyesi gibi kuruluş döneminin en önemli sayfalarıyla başlıyor.
Kitabın devam eden sayfaları arasında Çelebi Mehmed’in iktidar yolu, İstanbul Kuşatması’ndaki kritik üç gün, İstanbul’un fethi gibi oldukça şaşırtıcı ve kritik konular mevcut.
Boğazların 800 yıllık tarihi ve İstanbul, Sultan II. Osman’ın katli, iç savaş döneminin en merak edilen şahsiyeti Kösem Sultan, Sultan I. İbrahim’in hal’i ve katli, Osmanlıların Avrupa’da Protestanlığın yayılmasındaki rolü ve son olarak İnalcık’ın Türk Tarih Kongrelerinin değerlendirmesi ile kitap son buluyor.
Araştırmalara özgünlük kazandıran ve birer kanıt değeri taşıyan fotoğraflarla Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler’de Halil İnalcık, koca bir imparatorluğu yeniden ayağa kaldırıyor. Bu kitap sayesinde, size öğretilenlerin üzerine daha fazla bilgi koyabilir ya da bildiklerinizin sadece bir efsaneden ibaret olduğunu görebilirsiniz.
Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler Alıntıları - Sözleri
- Sivas olayı üzerine Alâeddin ertesi yıl Moğol Hanı Ögedey'e bir elçi gönderdi. Buna karşı Ögedey, gönderdiği bir yarlıg ile Alâeddin'den kendi egemenliğini tanımasını istedi. Fırtına yaklaşıyordu. Selçuklular batıda Laskarid'lerle barış içinde kalmak zorundaydı. Alâeddin bu yarlığı aldıktan az sonra son nefesini verdi (635/1237).
- Alâeddin'in ordusu; Anadolu Türkleri yani "Rûmî ve Ucî'ler yanında ücretli askerden, Harezmli Türkler, Gürcü, Frenk, Rus, Kıpçak ve Kürdlerden oluşmaktaydı". "Ulug Keykubâd'ın ölümüyle" ahval-i memâlik-i Rum ve Şam" kargaşa içine düşecektir.
- Baştan aşağı tarih, insanoğlunun bir dramdır.
- Osmanlı döneminde Türkmen boylarına verilen toplu bir terim de genel Yörük adıdır. Osmanlı bürokratları, Şah'a bağlı Kızılbaş Türkmenlerden ayrı bir ad kullanma kaygısıyla kendi Türkmenleri için toptan Yörük adını kullanmışlardır.
- Baştan aşağı tarih, insanoğlunun bir dramdır.
- Batı'da, özellikle İngiltere'de Victor Mènage öğrencileri tarafından Tevârih-i Âl-i Osman'ı mitoloji, masal ve efsane sayan sözde ilerici bir tarihçi nesil ortaya çıkmıştır: Bunlardan C. Imber, çarpıcı olmak hevesiyle o dönem riyavetlerini ve dönemi black hole (karanlık kuyu, çukur) deyimiyle tarihî bir kaynak saymaz; bizde de revizyonist akımı temsil eden bazıları Tevârih'i bir kenara koyma eğilimindedir.
- Söğüt'te ayrıca, Ertuğrul'un oğlu Savcı lakabıyla anılan Saru-Yatı'nın mezarı bulunmuş, mezara bir kitâbe konmuştur. Savcı hakkında kesin bir kanıt, Eskişehir-Söğüt yolu üzerinde Savcı adı altında bir köyün yakın zamanlara kadar haritalarda tespit edilmiş olmasıdır. Köyün Savcı olan adı, sonradan Aktaş'a çevrilmiştir (yer adlarının değiştirilmesi tarihe ihanettir).
- Ertuğrul'un Uc gazîliği döneminde oğulları Sarı-Yatı (Savcı) ve Gündüz Beg'e ait tarihî-topografik veriler haritalarda mevcuttur. Haritada Savcı Köyü, Gündüz-Beg köyünü tespit etmekteyiz. Yazıcızâde, Oğuz Han-Kayı Han rivâyetini eklemiş, buradan hanedanın Kayı aşiretinden olduğu teorisi çıkmış ve hanedanca benimsenmiştir.
- "Bir insan Tanrı'yı ne kadar çok severse Tanrı da onu o derece günahlarından affeder."
- Sultan I. Alâeddin Keykubâd (1220?- 1237), Bizanslılarla (Laskaridler) savaşmak üzere 1222-1230 döneminde çeşitli zamanlarda Ankara'ya ve Sultan-Öyüği'ne geliyor (bunu Ruhî açıkça belirtmiştir.)
- Devlet büyükleri ve yörük kıyafetli yöre halkının katılımıyla Hayme Ana-Devlet Ana, bugün Türk kültür hayatının vazgeçilmez bir olgusu haline gelmiştir. Kuşkusuz milletlerin hayatında zamanla yerleşmiş bu çeşit mitolojiler gereklidir. Bununla beraber tarihçi, bu gibi folklorik rivayetlerin, tarihi gerçek kökenlerini araştırmak zorundadır.
- Başka bir rivayete göre, aşîret Sürmeli-Çukur (Aras Vadisi) veya Ahlat'tan Ankara civarında Karaca-Dağ'a göçmüş, orada Ertuğrul'un ataları Kubuk ve Sarkuk idaresinde bir süre kalmışlar, I. Alâeddin Laskaridlere karşı gazâ için Ankara'ya geldiğinde (1222) Ertuğrul akıncı olarak Sultanın ordusuna katılmış, Karacahisar kuşatmasında bulunmuştur, Moğol Cebe ve Söbüdey'in 1223 akını üzerine Alâeddin Konya'ya dönmeye karar vermiş, Ertuğrul'a en ileri Uc bölgesinde Söğüd'ü kışlak merkez, Domaniç'i yaylak tayin etmiştir.
- II. Mehmet'in imparatorluğu top sayesinde-İstanbul fethinden başlayarak kurulmuştur.
- “Çaka’yı merasimle karşılayan Kılıç Arslan sonrasındaki ziyafette kılıcını çekip onu bizzat katleder.”
- Yer adlarının değiştirilmesi tarihe ihanettir.
Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bu aralar Osmanlı kuruluş devrine dair araştırmalar yaptığım için okuduğum çok kıymetli bir eser. Başka yorumlarda kitap ismi ile içeriğinin farklı olduğu söylenmiş ancak buna katılmadığımı belirtmeden geçemiyorum. Bilhassa Osmanlı tarih yazımı, kuruluş devrine ilişkin bilgiler genel manada efsaneleşen olgulardır. Ancak Halil hoca ömrü yettiği sürece bu konunun aydınlatılmasına önem vermiştir.. (hobbysalads)
Tarih alanında duayen kabul edilen Halil Hoca'nın hazırlamış olduğu bu eseri okumadan önce bilinmesi gerekenler: Bu eser ismiyle içerik uyumu açısından bağlantılı değil. Yani Osmanlı tarihindeki efsaneler ve gerçekleri kıyaslayarak anlatmıyor. Daha çok Osmanlı tarihindeki önemli olayları inceliyor: İstanbul'un fethinin kritik günleri, Kosova Savaşı, 2.Osman'ın katli, Kösem Sultan iktidarı gibi. Kitabın İçeriği hemen hemen Halil İnalcık'ın "Devleti Aliyye" eseriyle aynı. Üslup olarak Halil İnalcık, akademik bir üslubu tercih ediyor. Eserlerini hikaye ederek değil de olaylarla ilgili çağdaş kaynaklardan alıntılar yaparak kurguluyor. Daha öncesinde Devleti Aliyye'yi okuyan kişilerin bu eseri okumasina bence gerek yok. Çünkü fazladan bir bilgi içermiyor. (Yücel Ceyhan)
Kitap Osmanlı Tarihinde değerlendirilen on sekiz konunun İnalcık ‘ın tarihçi titizliği ile yeniden yorumlanmasından oluşuyor .Denizciliği ile Bizans’ı rahatsız eden Türk komutan Çaka Bey’in faaliyetleri ve bunların önemi ,Ertuğrul Gazi ile Büyük Selçuklu sultanlarından Alaeddin Keykubat arasındaki münasebetten yola çıkarak kuruluşun gerçek ve doğru temeli ,İstanbul Kuşatmasında kilit öneme sahip olan fetihten evvelki kritik son üç gün ,Kösem Sultan’ın faaliyetleri ve kişiliği ,Sultan İbrahim döneminin tahlili ,Genç Osman’ın katli ve Osmanlılar’ın Protestan devrimine bakışları gibi çok mühim önem arzeden konular üzerinde doğru bilinen yanlışlar ile yanlış bilinen doğrulara değiniliyor.En güzel yanı çok akıcı bir dille yazılıp, zengin bir kaynakçaya dayandırılan çalışmanın uzman bakış açısıyla yorumlanması.Ayrıca içinde göresel malzeme barındırması da arşivi iki kapak arasına sıkıştırmayı başaran nitelikli bir çalışma olduğunun göstergesi. (Asi)
Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler PDF indirme linki var mı?
Halil İnalcık - Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Halil İnalcık Kimdir?
İnalcık, aslen Kırım Tatarı'dır. Balıkesir Muallim Mektebi'ni tamamladı. 1935 yılında Ankara Üniversitesi Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Yeni Çağ Tarihi bölümünde yükseköğrenimine başladı. 1942 yılında "Tanzimat ve Bulgar Meselesi" adlı doktora tezini verdi. Uzun yıllar aynı Fakültede Osmanlı ve Avrupa tarihi üzerine dersler verdikten sonra 1972 yılında Chicago Üniversitesi Tarih Bölümü'ne "Osmanlı Tarihi Üniversite Profesörü" olarak davet edildi.
1973 yılında meşhur kitabı The Ottoman Empire The Classical Age 1300-1600 yayımlandı. Yurtiçi ve dışında çeşitli üniversitelerden fahri doktora payeleri aldı. 1993 yılında Bilkent Üniversitesi'ne davet edildi ve burada Tarih bölümünü kurdu. Yazdığı makale ve kitaplarla Osmanlı İmparatorluğu tarihi üzerinde tartışılmaz bir otorite haline gelen Prof. Dr. Halil İnalcık Bilkent Üniversitesi Osmanlı Tarihi Bölümü'nde yüksek lisans ve doktora ögrencilerine seminerler verdi.
Hayatı ve tarihçiliğini anlattığı Tarihçilerin Kutbu Halil İnalcık Kitabı adlı söyleşi kitabı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınlarından 2005 yılında yayımlanmıştır.
Halil İnalcık Kitapları - Eserleri
- Devlet-i Aliyye - Klasik Dönem (1302-1606)
- Osmanlı Tarihinde Efsaneler ve Gerçekler
- Devlet-i Aliyye - Tagayyür ve Fesâd (1603-1656)
- Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600)
- Atatürk ve Demokratik Türkiye
- Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet
- Şâir ve Patron
- Devlet-i Aliyye - Köprülüler Devri
- Devlet-i Aliyye - Âyânlar, Tanzimat, Meşrutiyet
- Osmanlılar
- Kuruluş ve İmparatorluk Sürecinde Osmanlı
- Rönesans Avrupası
- Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet
- Osmanlı ve Modern Türkiye
- Osmanlı ve Avrupa
- İmparatorluktan Cumhuriyete
- Kuruluş Dönemi Osmanlı Sultanları (1302-1481)
- Kuruluş - Osmanlı Tarihini Yeniden Yazmak
- Tarihçilerin Kutbu
- Fatih Sultan Mehemmed Han
- Halil İnalcık'ın Merceğinden Osmanlı
- Has-Bağçede Ayş u Tarab
- Halil İnalcık’ın Merceğinden Tarih Bilinci
- Osmanlılar ve Haçlılar
- Tarihe Düşülen Notlar
- Tanzimat ve Bulgar Meselesi
- Osmanlı İmparatorluğu
- Tanzimat
- Türklük Müslümanlık ve Osmanlı Mirası
- Doğu Batı-Makaleler 1
- Osmanlı İmparatorluğu: Toplum ve Ekonomi
- Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1
- Akademik Ders Notları
- Söyleşiler ve Konuşmalar
- Adalet Kitabı
- Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar 1
- Osmanlı Hakimiyetinde Ortadoğu ve Balkanlar
- Kırım Hanlığı Tarihi Üzerine Araştırmalar 1441-1700
- Doğu Batı-Makaleler 2
- Osmanlı İdare ve Ekonomi Tarihi
- The Ottoman Empire and Europe
- İstanbul Tarihi Araştırmaları
- Osmanlı İmparatorluğunun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 2
- Devlet-i ‘Aliyye
- Gazavât-ı Sultân Murâd b. Mehemmed Hân
- Halil İnalcık Seti
- Türkiye Tekstil Tarihi Üzerine Araştırmalar
- Bursa Araştırmaları
- Kemal Atatürk Değişim ve Uluslaşma Süreci
- The Ottoman Empire
- Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar 1
- The Survey of Istanbul 1455
- Osmanlı İmparatorluğu (2CİLT)
- Tarih ve Akademi
- Osmanistik Bilimi’ne Katkılar
Halil İnalcık Alıntıları - Sözleri
- Bahar geldi, bahar geldi Sevinelim sevinelim Dallarda hep bülbüller çağlar Gelincikler, papatyalar Uçuşur nazlı kelebekler Sevinelim sevinelim Neşe ile bu baharı yad edelim. (Tarihçilerin Kutbu)
- Leibnitz'in planı şu şekilde hazırlanmıştı: Osmanlı tehdidi karşında geleneksel Avrupa Hıristiyan birliğinin sağlanması, Doğu'da savaşın devamı. (Osmanlılar)
- In Mustafa Nuri Pasha's view, during the third stage (that is, broadly speaking, the 16th century), the love of luxury increased, moral qualities were lost, and the first signs of decline appeared. But if the real decline set is after the repulse before Vienna in 1683, the stage from 1595 to 1683 must be counted as belonging to the period of maturity. (The Ottoman Empire)
- Cizye artışları ve tahsilatının, on altıncı yüzyıl sonlarından itibaren Hıristiyan nüfusun Osmanlı rejimin den soğumasının temel nedenleri arasında yer aldığını; daha sonraki yüzyıllarda Balkanların çeşitli bölgelerinde görülen kitlesel ihtida(dininden dönerek Müslüman olma.)olaylarının da ardında cizye artışlarının yattığını rahatlıkla söyleyebiliriz. (Osmanlı İmparatorluğu'nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi - Cilt 1)
- "Fatih ,tahta ciktiğinda henüz memede olan kardesi Ahmed'i "nizâm-ı âlem " uğruna bogdurmustur ." (Devlet-i Aliyye - Klasik Dönem (1302-1606))
- İstanbul’un fethinden sonra Akşemseddin, fethin evliyanın eseri olduğunu söylediği zaman Fatih, “Bu şehir kılıcımla alınmıştır.” Yanıtını vermiştir. (Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet)
- "Hükümdarın gücü askeri güce ,askeri güç hazineye , hazine reayanın ödediği vergilere ,vergilerin artışı adalete bağlıdır .Bu nedenle akıllı hükümdar ,kendi egemenliğini korumak ve gücünü arttırmak istiyorsa ,reayaya adaletle muammele etmeli ,zulümden kaçınmalıdır :"Adalet mülkün temelidir." ." (Osmanlı Tarihinde İslamiyet ve Devlet)
- Ulug-kent beyi der ki " halk mutlu olmalıdır, halkın mutlu olması için karnının doyması lâzımdır " ( b. 5353-55 ). Zira " Kara budunun kaygısı hep karnıdır...Onların yiyecek ve içeceklerini eksik etme " ( b. 4330, 4327 ). (Osmanlı Hakimiyetinde Ortadoğu ve Balkanlar)
- Alp Arslan'ın Malazgird meydan muharebesine başlamadan evvel beyazlar giyinmesi ve atının kuyruğunu bağlaması,eski Şâmanî ananelerinin devamını kat'iyetle göstermektedir. (Adalet Kitabı)
- Bugün bilim toplumunda hükümet adamları, siyasiler, herhangi bir meseleyi ele almadan önce, bir hüküm vermeden önce tarihe bakarlar, bu meselenin evveliyatını araştırırlar. Bu ileri devletlerde siyasete yardım eden, siyasileri aydınlatan ve atacakları adımda en emin yürümelerini temin eden bir kurumdur. (Halil İnalcık’ın Merceğinden Tarih Bilinci)
- Osmanlı Devleti,kocası ölen kadının erkek evladı yoksa,elinden tarla arazisini alır ve başka bir köylüye aktarır. Eğer dul kadın, oğulları çalışma çağına gelinceye kadar,ırgatla idare edebilirse, onu "bive"adıyla işletmenin sahibi tanıyabilir. (Osmanlı İmparatorluğu)
- Savurganlık ve irrasyonellik maalesef halkımız arasında da caridir. Türkiye'de devlet, sonsuz tüketim imkanlarına kavuşan bir azınlık, hatta sıradan halk, kredi kartı zihniyeti ile yaşamaktadır. Hiç kimse giderlerini kaynaklarına göre ayarlamıyor, harcamalarını bitmez tükenmez sandığı kredi kartına göre yapıyor, böylece devlet de, birey de borç, faiz, kısır döngüsü içine düşmüş bulunuyor. (Söyleşiler ve Konuşmalar)
- Tüm hayatımı arşivlerde, kütüphanelerde milletimin belgelere dayanan doğru bir tarihini anlatmak için harcadım. Buy benim için yerine getirilmesi gerekli bir şükran borcu idi. (Halil İnalcık’ın Merceğinden Tarih Bilinci)
- "İnsan akıl ile yükselir, bilgi ile büyür. Her ikisi ile insan itibar görür." Yusuf Hâs Hâcib (Osmanlı'da Devlet, Hukuk ve Adalet)
- Yaşamını yalnız bir bilgi dalına adayan kişi, ilahi gerçeğin uzağına düşer. (Osmanlı İmparatorluğu Klasik Çağ (1300-1600))
- Herhangi bir tarih döneminin yorumunda, kurum ve davranışları, günümüz üslup ve kavramlarına indirgeyerek anlatmak, ileri modern kurum tarihçilik gibi algılanır olmuştur. Meselâ; gazâ (ganimet akını), sipahi timarı (fief sahibi atli), ayanlık (feodal düzen) gibi. Modernist yazarlara göre mesela gaza, gazi, fetih gibi tarihi terimlerin kullanılması ulusalcılık, bağnazlıktır. Unutuluyor ki tarih, müşahhasın, (actual/somut olanın) bilgisidir. Osmanlı savaşçısı, savaşırken İslam'ın belli bir inanç ve zihniyetiyle savaşmaktadır; o gelişigüzel bir akıncı değil bir gazidir, aldığı ganimet onun için, dinin kutsallık verdiği bir kazançtır Cami yaptırmaya niyet eden sultanlar, gazâ seferi düzenler ve ganimet malıyla camisini yapardı; reâyâ vergisinin haram içerdiğine inanilirdi. Tarihçi, bu inancı, bu ruh haletini, bu zihniyeti görmezlikden gelirse, tarihî müşahhas olanı göz ardı etmiş olur; o zaman yaptığı şey tarih değildir. (Doğu Batı-Makaleler 2)
- Herhalde ilk Kırım Hanı sayılan Hacı Giray'dan evvel, atalarının 15. yüzyıl başlarında Kırım'da hâkim oldukları muhakkaktır. (Kırım Hanlığı Tarihi Üzerine Araştırmalar 1441-1700)
- Osmanlılar, kendilerini Allah'ı kılıcı saymakta idiler ve bu görüş Palamas'a ait kayıtların ortaya koyduğu cici, yalnız arasında değil, Bizanslılar arasında da yayılmıştı. İleride Martin Luther de, Osmanlılar hakkında aynı şeyi düşünecek, Allah'ın onları, Hıristiyanları günahlarından dolayı cezalandırmak için gönderdiğini söyleyecektir. (Devlet-i Aliyye - Klasik Dönem (1302-1606))
- Azerbaycan'ın işgal ettikten sonra Şâhruh, I.Mehmed'i uyararak Kara Yusuf'un oğlu İskender'in Osmanlı topraklarına sığınması halinde ona yardım etmemesini istedi (Aralık 1420). Uyarıya cevabında I.Mehmed tam bir teslimiyet ifade etti. Bu sırada Osmanlılar, büyük endişe ile doğu cephesindeki gelişmeleri izliyordu. Akkoyunlu Kara Osman'ın İskender tarafından mağlup edilmesi üzerine (Nisan 1421) Şâhruh, Doğu Anadolu'ya girmiş ve İskender'e karşı ezici bir zafer kazanmıştı (Temmuz 1421). Bu ortamda I.Mehmed, Şâhruh tarafından tehdit edilen Memlükler'le dostane ilişkilerini sürdürmeye çalışıyordu. (Kuruluş Dönemi Osmanlı Sultanları (1302-1481))
- Kosova savaşı Osmanlı kuvvetlerinin kesin galibiyetiyle sonuçlandı. Başlangıçta Osmanlı sol kolu çöktü, fakat sağ koldaki Yıldırım Bayezid'in büyük gayreti sayesinde zafer kazanıldı. Gazânâme'ye göre I.Murad, birkaç hasekisiyle gelip cesetler arasında dolaşırken, kendisini cesetler arasına saklamış bulunan Miloş Kobilovic tarafından hançerle yaralandı ve az sonra öldü. İç organları çıkarıldıktan sonra şehid düştüğü yerde gömüldü; daha sonra, Yıldırım Bayezid'in tahta çıktığı sırada idam ettiği oğlu Yakub Bey'in cesediyle Bursa'ya götürülüp Çekirge'deki türbesine defnedildi. Yaralandığı ve öldüğü yere Hudâvendigâr Meşhedi denilen bir türbe yapıldı. (Yakub Bey : I.Murad'ın oğlu) (Kuruluş Dönemi Osmanlı Sultanları (1302-1481))