diorex
sampiyon

Paris Düşerken - Ilya Ehrenburg Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Paris Düşerken kimin eseri? Paris Düşerken kitabının yazarı kimdir? Paris Düşerken konusu ve anafikri nedir? Paris Düşerken kitabı ne anlatıyor? Paris Düşerken PDF indirme linki var mı? Paris Düşerken kitabının yazarı Ilya Ehrenburg kimdir? İşte Paris Düşerken kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 16.03.2022 06:00
Paris Düşerken - Ilya Ehrenburg Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Ilya Ehrenburg

Çevirmen: Attila Tokatlı

Orijinal Adı: Pedeniye Parija

Yayın Evi: Evrensel Basım Yayın

İSBN: 9789756865774

Sayfa Sayısı: 656

Paris Düşerken Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Paris Düşerken, Fırtına ve Dipten Gelen Dalga'dan oluşan nehir roman, 20. yüzyılın en hareketli dönemini tüm tarafları ve çeşitli yönleriyle tasvir eden dev bir eserdir. Savaşın ayak seslerinin duyulduğu 1930'ların ikinci yarısından soğuk savaş rüzgarlarının Avrupa'yı içine aldığı 1950'li yıllara kadar uzanan dönemi kapsayan bu eserin ilk kitabını oluşturan Paris Düşerken'de, yayılmacı Hitler faşizminin işgali altındaki Paris'te toplumun farklı kesimleri üzerine projektör tutulur. Bir yanda işgalcilere çıkar hesaplarıyla bağlı olan yönetici elit ile burjuvazi, diğer yanda faşizme karşı yurt savunması için örgütlenen direnişçiler bu saflaşmanın iki ana kesimini oluşturmaktadır. İşgal günlerinde, her şeylerini geride bırakarak, kafileler halinde kentlerini terk eden Parislilerin trajedisi, uluslar arası diplomasinin satranç tahtasında yapılan hamleler, cepheden gelen bozgun haberleri, direniş hareketini örgütleme çabaları... Avrupa'nın çehresini kutuplarında yer alan kahramanlar... Yüzyılın en büyük romanlarından sayılan ve sayısız dilde basılarak milyonlarca insan tarafından beğeniyle okunan bir klasik.

(Arka Kapak)

Paris Düşerken Alıntıları - Sözleri

  • "Yaşamak için yanlış bir çağ seçmişiz.”
  • ‘İşin en üzücü yanı da, yüreğimin niçin bu derece burkulduğunu bilmemek.’
  • Bir telaş, bir gürültü, bir insanların insanları fark etmezliği var her tarafta.
  • Dünyanın en güzel düşü, sen de hoşça kal!
  • Sözler ve davranışlar inançla gerçeklik kazanır .
  • Bir kelime daha söylesem ağlayacağım bak. Sussam da anla beni!
  • Fabrikada, bizim müdür fala baktırdı. Kova burcuna bakarsan savaş olacak. Boğa burcu olmayacak, diyor. Bu kafasızlık bizi nereye kadar götürecek?
  • Kanatları vardır, ama başı yoktur zaferin.
  • Seni seven birisi olmalı bu dünyada. Seni seven varsa için daha rahattır, derler. Yalan. Daha az rahattır için. Ama gene de güzel şeydir sevilmek:Daha bir derinden yaşarsın.
  • Devrim! Sislerin arasından kopup gelen güneş gibi bir söz bu.
  • ‘Asıl yenilmez olan, fikirler ve ruhtur!’ deriz. Ama şu anda heyhat! Tanklar fikirleri ezip geçiyor...
  • "Bir tek şey önemliymiş eskiden: Ölümü göze almak! Oysa bugün yaşamak gerekiyor, yenmek gerekiyor... Ne pahasına olursa olsun. Ve bu daha zor... Fakat gerekli.”
  • Sözler ve davranışlar inançla gerçeklik kazanır.
  • “Yeneceğiz, yeneceğiz, çünkü insanlar mutluluğu özlüyor, bir elin sıcaklığını, dostluğu, hayata güvenmenin tadını arıyorlar.”
  • Ben hep yalnızımdır! Nedendir bilmem. Ben mi insanlardan kaçıyorum, yoksa insanlar mı benden?

Paris Düşerken İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Merhaba kitap dostları,iyi akşamlar dilerim.Bu akşam sizlere İlya Ehrenburg’un Paris Düşerken isimli eserinden bahsetmek istiyorum. İlya Ehrenburg, bu romanında, Fransa’nın çürüyüp kokuşmuş yüksek sosyetesini ve vatan satıcılarıyla dolu Parlamento ortamını parlak bir anlatımla gözler önüne sererken, bir yandan da Fransız Ulusal Direniş Hareketi’nin, o adı sanı bilinmez kahramanları tarafından nasıl oluşturulup nasıl örgütlendiğini çarpıcı sahnelerle dile getirir.. Politik entrikalar, aristokratların halktan kopuk sadece rantlarını gözettikleri Fransa 'da konjektürel gelişimlerle birlikte gelişen olayları 4-5 ana karakter üzerinden sosyalistlerin sistematik ezilmeleri ve masumane isteklerine rağmen her dönem siyasi iktidar ve faşizanlar tarafından şeytanileştirlmelerini de anlatıyor. Romanı okurken, romanın geçtiği otuzlu kırklı yıllar ile altmış-yetmiş yıl öncesi, Paris Komünü dönemini karşılaştırdım. Ve şuna kanaat getirdim. Hem kent kültürünün oluşmasında, hem de periferi kültürünün oluşmasında komünistlerin rolünün azımsanmayacak büyüklükte olduğu. Gerçekten kırktaki Alman işgali sırasında sadece komünistler dik durmayı başarmıştır, tıpkı 1871 Paris Komünü’nde olduğu gibi.. Stalin’in başucu kitabı olarak da bilinir.Ve Stalin kitabı okuduktan sonra İlya Ehrenburg’u özellikle arayarak tebrik etmiştir.Kitap aynı zamanda iki kez stalin ödülü almıştır..Bu güzel eseri ve devamı olan kitaplar mutlaka okunması gerekli.Kitapla kalın. (Dark Reader)

Fransa tarihinin, 1930'lu yılların ortasından başlayıp, 1940 yılında ülkenin Almanlar tarafından işgal edilmesine kadar olan beş yıllık bir döneminin anlatıldığı muhteşem denecek nitelikte bir kurgusal roman. Kitapta, bu beş yıllık dönemde gelişen siyasal, sosyal ve toplumsal olaylar çok ayrıntılı ve derinlemesine olarak anlatılırken Alman işgalinin nasıl göz göre göre geldiği, nasıl olup da önleyici tedbirlerin bir türlü alınamadığı veya bunların nasıl engellendiği konusu da gözler önüne seriliyor. Bütün bunlar da, üst düzey politikacılar, ordu mensupları, emekçiler, iş adamları, gazeteciler ve halkın çeşitli kesimlerinden oluşturulmuş bir grup insan üzerinden kurgulanarak bizlere aktarılıyor. Ayrıca Fransa'nın ve dolayısıyla da Paris'in işgal öncesi ve işgal sırasındaki kaotik ve dramatik görüntüsü de çok başarılı bir şekilde okuyucuya yansıtılıyor. Aslında Fransa'da iki dünya savaşı arasındaki yaşananlar, sadece Fransa için değil bütün dünya devletleri için bir ibret dönemidir. Fransa tarihini okumuş olanlar bilirler; bu dönemde ülkede 42 hükümet kurulmuştur. Bir hükümetin ortalama ömrü yaklaşık 6 aydır. Sadece 1932-1935 yılları arasında Fransa'da kurulan hükümet sayısı on birdir. 3 yılda 11 hükümet. Tabii ki böyle bir ülkede istikrar beklemek bir hayaldir. Ekonomik kriz, grevler, yükselen faşizm sempatizanlığı, komünist bir devrim mücadelesi, geniş kitleleri kapsayan toplumsal olaylar, ülkelerini değil kendi çıkarlarını düşünen politikacılar. Sonuçta görünürde güçlü, ama gerçekte zayıf bir Fransa. Ve bu durumu da en iyi bilen kişi tabii ki Hitler. Kitapta sadece Fransa anlatılmıyor. Başta İspanya iç savaşı olmak üzere dünyadaki belli başlı siyasal gelişmeler de geniş bir şekilde yer almaktadır. Bir kaç cümleyle de yazardan bahsetmek istiyorum. İlya Ehrenburg uzun yıllar Paris'te yaşamış olan bir Rus gazeteci. Dolayısıyla Paris'i ve oradaki yaşamı çok iyi bilen, Fransız siyasetini iyi gözlemlemiş birisi. Aksi takdirde tarihi gerçeklerle bu derece örtüşen bir kitap yazması zaten mümkün değildi. ''Paris Düşerken'' yazarın ''Nehir roman '' üçlemesinin ilk kitabı. Serinin diğer kitapları ise ''Fırtına'' ve ''Dipten Gelen Darbe''dir. Yazar bu üçlemesinde Avrupa'nın 1935-1952 yılları arasındaki durumu hakkında bizlere kurgusal olarak bilgi vermektedir. Kitap oldukça akıcı ve sürükleyici bir şekilde yazılmış. Bu yüzden çok kolay okunuyor. Büyük beğeniyle ve keyif alarak okuduğum, müthiş bir bilgi hazinesi olan bu muhteşem romanı, döneme ilgi duyan veya dönem romanlarını seven herkesin mutlaka okumasını tavsiye ederim. https://www.instagram.com/p/CN2pyVLDjm6/ (mehmet temiz)

Paris Düşerken, sizi İkinci Dünya Savaşı öncesi Fransa’ya alıp götüren, hem çok önemli hem de muazzam bir klasik. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ülkenin durumunu, siyasi ve ekonomik dalgalanmalarını ve ülkenin İkinci Dünya Savaşı’na sürüklenmesini anlatıyor. Muhteşem bir tarihi roman. Bunun yanında, politikanın kokuşmuş yüzüne ve bir vatanın nasıl satıldığına tanık oluyorsunuz (ki bazı yerleri kahrolarak fark ediyorsunuz ki çok tanıdık geliyor), okuyup herkese okutulup ders çıkarılacak nitelikte. O dönemle ilgili az da olsa bilgi sahibiyseniz daha çok keyif alacağınızı düşünüyorum; ama her halükarda klasik eserlerden ve dönem romanlarından hoşlananların çok severek okuyacakları bir kitap. Yalnız kitapta çok fazla politikacının (milletvekili, bakan vs.) adı geçiyor ve dipnotlar yok maalesef. Ben okurken bilmediğim insanların ismini not edip, okumaya ara verdikçe araştırdım, okuyacaklara bu yöntemi tavsiye ederim. Herkesin mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum. Devamı niteliğindeki Fırtına ve Dipten Gelen Dalga kitaplarını da yakın zamanda okuyarak devam edeceğim. (İpek Dadakçı)

Paris Düşerken PDF indirme linki var mı?

Ilya Ehrenburg - Paris Düşerken kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Paris Düşerken PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Ilya Ehrenburg Kimdir?

İlya Ehrenburg 1891’de Kiev’de doğdu. Çok genç yaşta Rusya’daki devrimci harekete katıldı ve çok geçmeden tutuklandı. Serbest bırakılınca Paris’e göç etti ve ilk şiirlerini burada yayınladı. I. Dünya Savaşı sırasında savaş muhabirliği yaptı. Yurda 1917’de döndü. İç Savaş başladığında Ehrenburg Ukrayna’daydı. Daha sonra tekrar Avrupa’ya geçti ve Julio Jurenito’yu yazdı. 1924’te Sovyetler Birliği’ne döndü. Çeşitli Sovyet gazetelerinin yurtdışı yayınları sorumlusu olarak Avrupa’ya gönderildi. 1941’e kadar İzvestiya gazetesinin savaş muhabiri idi. İspanya İçsavaşı’na katıldı.

Paris’te bulundu. Tekrar Sovyetler Birliği’ne döndüğünde Paris Düşerken’i yazmaya başladı. Bu eser üçlemenin ilk kitabıdır. Gazetecilik ve roman çalışmaları dışında makale, gezi yazısı, anı ve öykü de yazan Ehrenburg 1967’de öldüğünde ardında Paris Düşerken, Fırtına ve Dipten Gelen Dalga’dan oluşan üçleme dışında, çok sayıda eser bıraktı.Yazarın en büyük eseri sayılan bu üçleme 1936-1952 yılları arasında dünyanın politik durumuna ışık tutmaktadır. 3'leme yanlızca Sovyetler Birliğinde 8.5 milyon basılmış ve 2 kez Stalin ödülü almıştır.

Ilya Ehrenburg Kitapları - Eserleri

  • Paris Düşerken
  • Fırtına
  • Fırtına
  • Dipten Gelen Dalga
  • Dipten Gelen Dalga
  • On Üç Pipo
  • Tröst
  • Buzlar Çözülürken
  • Faşizm Sonrası Avrupa
  • Anılar
  • Ve İnsan Otomobili Yarattı
  • Fırtına
  • Julio Jurenito
  • Moskova'da Bir Sokak
  • Otomobilli Yaşam

Ilya Ehrenburg Alıntıları - Sözleri

  • Biteceğe benzemiyor bu savaş. Sağdan, sağ kıyıya geçemiyoruz;soldan Almanlar bizi sol kıyıya sürüp atamıyorlar;on metre ilerliyorlar, sonra biz bu on metreyi geri alıyoruz. Birkaç metre için bir sürü kurban veriliyor. (Fırtına)
  • Günler gittikçe korkunçlaşıyordu. Sporcular son kargaları da yakalayıp yediler. Sanki haftanın yedi gününden İngiltere'nin payına yalnız pazar günü düşmüş gibi , limanlar her gün pazar ayini sessizliği yaşıyor ; yoksulluğa gömülen ülkenin sahillerine , Tanrının bir yelkenlisi olsun yanaşmıyordu. İnsanlar sık sık ölmekle birlikte ölürken bile onurlarını ayak altına düşürmüyorlardı. İnlemeleri sessiz , kıvranmaları ağırbaşlıydı. Fakat ölürlerken papaza gülümseseler de ölüm gene ölümdü ; ölümden kurtuluş yoktu. (Tröst)
  • Uzak gelecekte kuşakların büyük saygı duyacakları iki ülke var : Üstadın yurdu Meksika ve yaşama gözlerini yumduğu Rusya. (Julio Jurenito)
  • Gerçekten de, bir küçüğü Kızıldan ya da difteriden kurtarmak, politik çıkarlar uğruna milyonlarca çocuğu öldürmekten çok daha onurlu bir şey. (Dipten Gelen Dalga)
  • "Yaşamak için yanlış bir çağ seçmişiz.” (Paris Düşerken)
  • "Başka türlü bir müzikti.!" (Fırtına)
  • Mutluluk, bir saat bile olsa, farklı bir dünyada yaşamak gibidir... (Fırtına)
  • Yurtseverlik, kazanılan gelirle birlikte artmıyor. (Faşizm Sonrası Avrupa)
  • Londra olağan günlerinden birini yaşıyordu o gün de. Kral muhafızları ak pak peruklarıyla sarayın önünde tur atıyorlar , işsizler ise makineli tüfeklerle ateş ederek zaman öldürüyorlardı. Aç insanlar sokak ortasında düşüp ölüyordu da kimse dönüp bakmıyordu. Karşılıklı iddiaya giren birtakım tuhaf adamlara sık sık rastlanır olmuştu : Sonuncu İngiliz ne zaman ölecekti ? Kötümserler ocakta , iyimserler ise mayısta diyorlardı. (Tröst)
  • “Eşinizin yüz hatları çok yumuşak, onun resmini çizmek çok güç. Ama ben onun iç dünyasını vermeye çalıştım..” (Buzlar Çözülürken)
  • "Gece ölürsen sırf rastlantı sonucudur .. (Fırtına)
  • "Kılıç tutanların hepsi kılıçla ölecektir ." (Julio Jurenito)
  • Sabah olduğunda düşünü unutuyor, hayat her şeyin üzerine çıkıyordu. (Fırtına)
  • Faşizm her şeyden önce ulusal kin demek; ulusal gurur anlayışının çarpıtılması demek. Faşizme bulaşan insanlar başka halkların zengin kültüründen gurur duymaktan uzaktırlar, sadece kendi soy köklerinden gurur duyarlar. (Faşizm Sonrası Avrupa)
  • İnsanlar zamanın acımasız olduğunu söylerler, gene de zaman in­sanlardan daha bağışlayıcıdır. (On Üç Pipo)
  • Biz, mahvolduk. Zengin olduk. Artık yokuz. Öldük. Barikatlarda öldük. Biz Meksikalıyız. Biz Obregon'danız. Ve biz... biz ona karşıy­dık. Sizden yanaydık. Petrolden yana. Biz Arnavutluk'danız. İnsanları katlettik. Biz Riff'deniz. Orda da petrol var. Musul'danız. Clemence­ au anlamadı. Siz anladınız. Siz. (Ve İnsan Otomobili Yarattı)
  • Bir şey görmüyor, yüreğini kupkuru sanıyordum; oysa her sözüyle alev alev yanıyorum. Kitaplarda aşk aramıştı; oysa aradığı yanı başındaydı. Ne garip, insanlar böyledir işte: En basit şeyi anlamaları için dünyanın acısını çekmeleri gerekir!.. (Fırtına)
  • L.N Tolstoy bir gün fabrikamıza geldi ve babamdan nasıl bira yapıldığını göstermesini rica etti ...Babamla fabrikanın bütün atölyelerini dolaştı. .Peşlerinden bir adım bile ayrılmadım Büyük yazarın boyca babamdan kısa olmasına çok canım sıkıldı. .Tolstoya bir maşrapa ile sıcak bira ikram ettiler ..Lev Nikolayeviç şaşkın bakışlarımın arasında "çok lezzetli " dedi ve avucu ile sakalını sildi... Yazar bu arada bira'nın votka ile mücadelede bir yardımcı olabileceğini ileri sürdü .. Sonraları Tolstoyun bu sözleri üzerine uzun uzun düşündüm ve : Belkide Tolstoy herşeyi anlamıyordur,diye kuşkulanmaya başladım. Ben onun yalan yerine gerçeği getirmek istediğine inanmıştım. O ise votka yerine birayı getirmekten söz ediyordu .. (Anılar)
  • Faşizm sadece kölelik değil, aynı zamanda ölümdür. (Faşizm Sonrası Avrupa)
  • 1938 yılında bir çocuk yuvasını geziyordum. Burada ıspanya iç savaşı sırasında getirilmiş ıspanyol çocukları da vardı .... Yuvanın öğretmenlerinden biri ıspanyol çocuklarından yakındı .."bunlarla başa çıkamıyorum ,bunların hepsi anarşist" dedi .. Meğer çocuklar oynarken bir vazoyu kırmışlar Öğretmenin : "bunu kim yaptı? " sorusu üzerine "Hepimiz" Karşılığını vermişler ... (Anılar)

Yorum Yaz