diorex
Dedas

Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu - Eleanor Coerr Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu kimin eseri? Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu kitabının yazarı kimdir? Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu konusu ve anafikri nedir? Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu kitabı ne anlatıyor? Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu PDF indirme linki var mı? Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu kitabının yazarı Eleanor Coerr kimdir? İşte Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 27.10.2022 10:00
Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu - Eleanor Coerr Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Eleanor Coerr

Çevirmen: Zuhal Yeke

Editör: Aslı Onat

Orijinal Adı: Sadako and the Thousand Paper Cranes

Yayın Evi: Beyaz Balina Yayınları

İSBN: 9789756580585

Sayfa Sayısı: 96

Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Bilinen en eski çocuk romanlarından olan Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu, yaşanmış bir hikâyeyi anlatıyor.

Yazar, Sadako Sasaki’nin günlüğünden yola çıkarak, Hiroşima’ya atılan atom bombasının ardından bu ülkede yaşananları ve dünya kamuoyundaki yankılarını trajik bir üslupla kaleme alıyor.

-Özcan Ünlü- Türkiye Gazetesi

Sadako, yalnız çocukların değil, büyüklerin de severek okuyacağı bir kitap, gerçek bir yaşamöyküsü. Savaşın yıkıcılığı, atom bombasının insanlık onurunu yok eden ölümcül etkileri... Ve en önemlisi, küçücük bir kızın yaşam tutunma çabası, turnaların kanadına asılı kurtulma düşleri... Bu romanı okuyun, çocuklara da okutun... Ve kağıttan turna kuşu katlamayı öğretin onlara, ömür boyu barışa ve umuda sarılmaları için...

-Ali Çolak- Zaman Gazetesi

Sadako ve Kâğıttan Bin Turna Kuşu bir çocuk romanından çok büyüklerin okuması gereken bir kitap adeta. Acı, ama bir o kadar da umut dolu kitabın kendisinin de garip bir çekiciliği var... Bir çocuğun yüreği ve elleri için hazırlanmış... Her sayfada bilinen sona rağmen terk edilmeyen cesaret, okuyucunun kalbini de kağıt bir turna gibi katlıyor okudukça...

-Ece Yücel- Radikal Kitap

Japon geleneğine göre kâğıttan bin tane "tuna kuşu" yapan kişinin her dileği gerçekleşmiş... Sadako adında bir Japon kızı da Hiroşima’ya atılan atom bombasının etkisiyle on iki yaşında öleceğini bildiğinden turna kuşları yapmaya başlıyor... Kitapta, Sadako’nun gerçek yaşamından yola çıkarak bu küçük kızın hayata sarılışının hikâyesi anlatılmakta...

"Altı yıl boyunca aradığım, basılmasını beklediğim kitap. Sonunda iki yıl önce buldum ve aldım. Yaklaşık yarım saat sonra kitap bitmişti ama ben de bitmiştim. Umut etmeyi unuttuğum zamanlardan utandım. Uçurumun eşiğine gelinse bile nasıl yaşanacağını bilmediğim için utandım. Bence tüm yetişkinlerin, umutlarını kaybetmiş, çocukluğunu öldürmüşlerin okuması gerekli olan bir kitap.

-Zephyra-

Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu Alıntıları - Sözleri

  • Artık insana benzer halleri kalmamıştı.
  • Ölürken insanın canı acıyor muydu? Yoksa, ölüm uykuya dalmak gibi bir şey miydi?
  • Bu bizim yalvarışımız Bu bizim duamız Dünyada barış istiyoruz.
  • Ölürken insanın canı acıyor muydu yoksa ölüm uykuya dalmak gibi birşey miydi..? ~√~
  • "Tanrıların da çikolata sevdiğini umarım."
  • "Ne olursa olsun beni seviyorlar,"
  • Ölmek insanın canını yakar mıydı? Yoksa uykuya dalmaya mı benziyordu?
  • "Oysa yarın o kadar uzak görünüyordu ki..." ~√~
  • Ölürken insanın canı acıyor muydu? Yoksa ölüm, uykuya dalmak gibi bir şey miydi?

Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Ölürken insanın canı acıyor muydu?: Kitabı beğendiniz mi? Diğer okurlara tavsiye eder misiniz? Hmm... Şimdi bilemedim. Yani beğenmesine beğendim de tavsiye konusunda kararsızım. İçindeki bazı cümleler çok güzeldi - tek cümle olarak; alıntı şeklinde. Ama bir bütün olarak, okurken çok güzel dedirtmedi. Bakın yanlış anlaşılmasın hikayeye bir laf etmiyorum ki yaşanmış, gerçek bir hayat hikayesi. Hatta öğrendiğim zaman ağlamıştım. Kitabı okurken de ağlamak isterdim. Bence kitabın daha ilk sayfasında - ön sözünde sonunu söylediği için merak uyandırmadı. "Atom bombasının yaydığı radyasyon sonucu lösemiye yakalanan Sadako, bombanın atıldığı tarihten 10 yıl sonra öldü." Buna rağmennn daha iyi bir üslupla , daha güzel bir şekilde olabilirdi. Misal olarak dönem dizilerini, tarih romanlarını diyebiliriz. Sonuçta onların da sonu belli ama kendini izlettiriyor, okutuyor. Kısaca spoilerden öte biraz da yazarın başarısızlığından kaynaklı bence. Okumayın diyemem hatta okuyun. Beklentiniz olmadan okuyun. İsteyenlere pdf olarak gönderebilirim. İyi okumalar. "Doktor Numata odaya geldi ve elini Sadako’nun alnına koydu. Sadako doktorun, “Şimdi dinlenmen gerek. Yarın daha çok kuş yapabilirsin,” dediğini güçlükle duyabildi. Ve yarı baygın bir şekilde başını öne eğerek, “Yarın...” diyebildi. Oysa yarın, o kadar uzak görünüyordu ki..." "Ölürken insanın canı acıyor muydu? Yoksa ölüm, uykuya dalmak gibi bir şey miydi?" (ٌ₰‹‹D’opَaminٍ›› ٌ₰)

Sadako II Dünya Savaşı'nda, Japonya'da yaşamış küçük bir kızın gerçek öyküsü anlatılmaktadır. Atom bombası atıldıktan sonra radyasyondan etkilenen Sadako, tam 10 yıl sonra lösemiye yakalanır ve hayatını kaybeder. Ama o umudunu, hiçbir zaman yitirmez ve son ana kadar canlı tutar. Nasıl mı? Japon geleneğinde "1000 tane turşu kuşu yapanın dileği kabul olur. " inancına sımsıkı sarılarak.. Ve başlar, hastane odasında turna kuşlarını katlamaya.. Lösemi ağrıları bir taraftan, ailesinin gözlerinde gördüğü hüzün diğer taraftan, Sadako'nun her daim omuzlarındadır. Ama O, yine de pes etmez, kokeşi bebeğine bakarak " İyileşeceğim. Ve bir gün, rüzgar kadar hızlı koşacağım, " der. Her geçen gün turna kuşlarını yapmaya devam eder, taa ki son katladığı 644. turna kuşu kadar.. Sonrasında hayata gözlerini yumar. ◕◕◕◕◕◕◕◕◕◕◕◕◕ Okur olarak son söz: Bilindiği üzere atom bombası II Dünya Savaşı'nda Japonya' da ciddi yaralar açmıştır. Ama öyle ki Japonya, zamanla o yaraları sarmayı başarmıştır. Bir gün kampüste Asyalı öğrencilerle sohbet ederken konu o zaman, II Dünya Savaşı'ndan açılmıştı. Sorardık, Japon arkadaşa: _Ciddi bir savaştan çıkmış ülkesiniz.Ama yaralarınızı sarıp ülkenizi gelişmiş ülkeler seviyesine yükseltebildiniz, peki bunu nasıl başardınız? dedik. Japon arkadaşta başlardı, anlatmaya.. Bizim eğitmenlerimiz, biz okula başlamadan önce bizi, atom bombasının atıldığı Hiroşima ve Nagazaki kentlerine görürdü ve bizler oradaki tahribatı canlı canlı gözlerimizle görürdük. Sonra öğretmenlerimiz eklerdi. "Bakın görün, bizler ne acılar çektik, ne hale geldik, eğer sizler şimdi çalışmazsanız, geçmişte çektiğimiz acıları tekrar yaşarsınız," derlerdi. "Anlayacağınız çocuk yaşta bizlere yaşanılanlardan ibret almamız öğretildi. Bizler de çok çalıştık." Düşünüyorum da Japonya'ya bataklık ülkesi demek aslında pek yanlış olmaz çünkü orada  topraklardan ne doğru düzgün maden çıkar, ne ekin yetişir. Orada bir tek, pirinç yetiştirip balıkçılık yapabilirsin. Ama onlar ne yapıyor? Şartlara boyun eğmiyor. Dışarıdan ham madde, maden satın alıyor. Sonra aldığı madenleri işleyip; cep telefonu, tablet, bilgisayar olarak piyasaya geri satıp ekonomisini güçlendiriyor. Ve böylelikle, yükselerek gelişmiş ülkeler içerisinde yerini alıyor. Zaten Japon kültüründe başarısızlık onur meselesi kabul edilmiyor mu? Televizyonlarda görüyoruz, adam başarısız olunca hemen harikili yapıp, kendi canına son veriyor. Sözün özü atalarımızın değimiyle "Çalışan demir pas tutmaz. " diyorum. Darısı ülkemizin başına.. Şuan, Sadako'nun duygu yüklü hikayesinden  buralara kadar nasıl geldim, bilemedim. Konudan konuya zıplamışım. Ama sanırım bu, hikayenin satırları etkisinde fazla kalmış olmamdan kaynaklanıyor. Gerçekten hikâye fazlasıyla okunmayı hak ediyor. Bir sonraki incelemede. görüşmek üzere.. Sevgiyle kalınız. ◕‿◕ (Gizemli okur)

Bilinen en eski çocuk kitaplarından birisi olan Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu, 2. Dünya Savaşı sırasında 1945 yılında yaşananları ve sonrasını Sadako’nun hayatı üzerinden anlatıyor. On iki yaşında bir çocuğun radyasyondan dolayı hastalanması ve hayata tutunma çabaları bizi karşılıyor. Sadako’nun kendi günlüklerinden esinlenilmiştir. Çocuk kitapları arasında yer verilse de herkese kendinden bir şeyler katabilecek niteliktedir. Keyifli Okumalar... (Mihmandar)

Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu PDF indirme linki var mı?

Eleanor Coerr - Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Eleanor Coerr Kimdir?

Eleanor Coerr, Kanada doğumlu Amerikan çocuk kitapları yazarıdır.

Kamsack, Saskatchewan, Kanada'da doğdu ve Saskatoon'da büyüdü. Bir çocuk olarak, düşünmeyi ve yeni hikayeler okumayı severdi. Lisede Japon göçmenlerin çocuğu olarak dünyaya gelen en iyi arkadaşı sayesinde kaligrafiye, Japon yemeklerine ve origamiye ilgi duydu.

Saskatchewan Üniversitesi'ne girdi, daha sonra Kadel Airbrush Okulu'na geçiş yaptı. Amerikan Üniversitesi'nden İngilizce lisans derecesi ve Maryland Üniversitesi'nden kütüphane bilimi alanında yüksek lisans derecesi aldı. Mezuniyetten sonra, gazete muhabiri ve çocuk köşesi editörü olarak çalıştı. Monterey Peninsula College'da çocuk edebiyatı ve California'daki Chapman College'da yaratıcı yazarlık dersleri verdi.

1965 yılında ABD'nin Uruguay Büyükelçisi Wymberly DeRenne Coerr (1913–1996) ile evlendi. Eşi 1996'da Parkinson hastalığından öldü. Evliliği boyunca Japonya, Tayvan, Tayland, Filipinler ve Brezilya'daki yabancı görevler de dahil olmak üzere birçok ülkeye seyahat etti.

İlk kitabını 1945'te hem yazdı hem de resimledi. Belki de en çok 1977'de yayınlanan Sadako and the Thousand Paper Cranes adlı kitabıyla tanınır. İki yaşındayken Hiroşima'ya atılan atom bombasından kaynaklanan komplikasyonlar nedeniyle lösemi teşhisi konan Sadako Sasaki'nin hikayesini anlatır.

Coerr 22 Kasım 2010'da 88 yaşında öldü.

Eleanor Coerr Kitapları - Eserleri

  • Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu
  • Mieko ve Beşinci Hazine
  • Mieko and the Fifth Treasure
  • Sadako and the Thousand Paper Cranes

Eleanor Coerr Alıntıları - Sözleri

  • Artık insana benzer halleri kalmamıştı. (Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu)
  • "Oysa yarın o kadar uzak görünüyordu ki..." ~√~ (Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu)
  • "Ne olursa olsun beni seviyorlar," (Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu)
  • “But everything was different now.” (Mieko and the Fifth Treasure)
  • Good food cures everything, (Mieko and the Fifth Treasure)
  • Ölmek insanın canını yakar mıydı? Yoksa uykuya dalmaya mı benziyordu? (Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu)
  • Dökülen su asla bardağa dönmez! (Mieko ve Beşinci Hazine)
  • Worry about things that can not be changed. (Mieko and the Fifth Treasure)
  • Blood was everywhere. (Mieko and the Fifth Treasure)
  • “Unutmayın, kıymetli bir taş, cilalanmadan parlamaz.” (Mieko ve Beşinci Hazine)
  • “Dökülen su, asla bardağa dönmez. İnsan değiştiremeyeceği şeyler için üzülmemelidir…” (Mieko ve Beşinci Hazine)
  • "Tanrıların da çikolata sevdiğini umarım." (Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu)
  • ‘Spilled water never returns to the glass' (Mieko and the Fifth Treasure)
  • “Dökülen su, asla bardağa dönmez. İnsan değiştiremeyeceği şeyler için üzülmemelidir…” (Mieko ve Beşinci Hazine)
  • … feeling very sorry for herself. (Mieko and the Fifth Treasure)
  • Ölürken insanın canı acıyor muydu? Yoksa ölüm, uykuya dalmak gibi bir şey miydi? (Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu)
  • Spilled water never returns to the glass. (Mieko and the Fifth Treasure)
  • "İçimdeki tüm bu acı ve nefret yüzünden kalbimde güzelliğe yer kalmadı artık..." (Mieko ve Beşinci Hazine)
  • "Dökülen su, asla bardağa dönmez" İnsan değiştiremeyeceği şeyler için üzülmemelidir (Mieko ve Beşinci Hazine)
  • Ölürken insanın canı acıyor muydu? Yoksa, ölüm uykuya dalmak gibi bir şey miydi? (Sadako ve Kağıttan Bin Turna Kuşu)

Yorum Yaz