Saf Bir Yürek - Gustave Flaubert Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Saf Bir Yürek kimin eseri? Saf Bir Yürek kitabının yazarı kimdir? Saf Bir Yürek konusu ve anafikri nedir? Saf Bir Yürek kitabı ne anlatıyor? Saf Bir Yürek kitabının yazarı Gustave Flaubert kimdir? İşte Saf Bir Yürek kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Gustave Flaubert
Çevirmen: Samih Rifat
Yayın Evi: Can Yayınları
İSBN: 9789750740060
Sayfa Sayısı: 56
Saf Bir Yürek Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Saf Bir Yürek öyküsü sıradan bir yaşamın, bağlandığına coşkudan uzak bir biçimde bağlanan, taze, ekmek gibi yumuşak, dindar ve yoksul bir köylü kadının öyküsüdür.”
Flaubert
Fransız edebiyatında gerçekçiliğin öncüsü sayılan Gustave Flaubert, birçoklarınca başyapıt kabul edilen öyküsü Saf Bir Yürek’te, biricik aşkı Théodore askere alınmamak için hali vakti yerinde bir kadınla evlenince, çalıştığı çiftlikten ayrılıp başka bir kentte yaşayan dul bir kadının hizmetçisi olan Félicité'nin öyküsünü anlatır. Karşılıksız veren, karşılıksız seven bu talihsiz kızın hikâyesi eşliğinde ruhsal bir yolculuğa çıkarır okuru. Flaubert’in tüm yazınsal ustalığını sergileyen bu eşsiz öyküyü Samih Rifat’ın çevirisiyle sunuyoruz.
Saf Bir Yürek Alıntıları - Sözleri
- "hakim olan sessizlik her şeyi sanki daha huzurlu hale getiriyordu."
- Onun sevgi dolu ama biraz kırılgan olduğunu söylüyolardı. En küçük bir heyecan bile sinirlerini etkiliyordu.
- Duyarlı ruhları acımaya yöneltmek, ağlatmak istiyorum, çünkü ben de onlardanım.
- Yirmi beş yaşındayken kırkında görünüyordu; ellisinden sonra da yaşı bütünüyle anlaşılmaz oldu.
- Duyarlı ruhları acımaya yöneltmek, ağlatmak istiyorum, çünkü ben de onlardanım.
- ... hiçbir şey anlamıyor, anlamaya da çalışmıyordu.
- "Belki de onu unutmuşlardı ya da yoksulluk kalplerini taşlaştırmıştı."
- … sefillere özgü o yürek katılaşması yüzünden.
- "...gözlerin çukura kaçtığını farketti. Birkaç kez öptü onları ve o anda Virginie gözlerini açsaydı çok şaşırmazdı. Böylesi ruhlar için doğaüstü son derece basittir."
- Felicite arkasından bir efendi için dökülmeyecek gözyaşlarıyla ağladı. Madamın kendinden önce ölmüş olması kafasını karıştırıyor, doğanın düzenine ters, kabul edilmesi olanaksız, korkunç bir şey gibi görünüyordu.
- ... neredeyse hayvansal bir bağlılıkla, dinsel bir saygıyla bağrına bastı onu. Yüreğindeki iyilik zamanla arttı.
- “Hakim olan sessizlik her şeyi sanki daha huzurlu hale getiriyordu.”
- Onun da, herkes gibi, bir sevda öyküsü olmuştu.
Saf Bir Yürek İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Felicite, yitik bir hayatın kahramanı. Her tanıştığına karşılıksız-hesapsız sevgi sunuyor. Onlar için elinden gelen her şeyi yapmaya çalışıyor, kendini paralıyor deyim yerindeyse. Kitapta sınıf farkının, yoksulluğun içinde sevgiyi etrafındakilerden esirgemeyen bir kadının yaşamının önemli anları paylaşılmış ve bu sadece birkaç olay. Etrafta önemsiz görülen ama sadece hayata, insanlara olan sevgileriyle bile iyi ki var dememiz gereken insanları hatırlatıyor Flaubert. (Hüseyin Yurtal)
ilk Gustave Flaubert okumamdı. öncelikle kitap çok hızlı ilerliyor, bir sayfada on olay oluyor. sürekli ölümlerle mücadele eden Félicité'nin hüzünlü hikayesi. (damla)
Hayatına giren herkese duygusal hisler besleyen, samimi ve içten bir bağlılık oluşturan yoksul ve temiz kalpli bir genç kadının koşulsuz ve hesaplı sevmeleri ruhunda derin yaralar açar. Modern romanın öncülerinden sayılan Fransız yazar Gustave Flaubert yapayalnız Felicite'nin hayat mücadelesinde kaçırdığı mutlulukları acısını, hüznünü, kaybedişlerini, yasını ve acı sonunu satırlarında ilmek ilmek de dokuyor. (Nida Külte Kahraman)
Kitabın Yazarı Gustave Flaubert Kimdir?
Edebiyat eleştirmenleri tarafından modern romanın kurucusu kabul edilir. En tanınmış eseri, 19. yüzyıl toplumsal gerçekliğini çarpıcı biçimde aktaran ve dünya klasikleri arasına giren Madame Bovary'dir. 1857'de yayımlanan ve Fransa'da ciddi tartışmalara neden olan bu eserden sonra realist akımı başlatan kişi olarak gösterilmiştir.
12 Aralık 1821’de Fransa'nın Rouen kentinde doğdu. Bir hekim kızı ve dinsel bağlılıkları sahip bir aristokrat olan annesi Justine-Caroline Fleuriot ile Hôtel-Dieu'de baş cerrahlık yapan orta sınıftan gelme babası Achille-Cléophas'nın ortanca çocuğuydu. Rouen'de mutlu bir çocukluk dönemi yaşadı.
1832-1840 yılları arasında Rouen Koleji'nde öğrenim gördü. Edebiyat alanındaki ilk denemelerini okul gazetesinde ve Le Colibri ("Sinek Kuşu") adlı küçük bir dergide yaptı. 1834’te arkadaşı Ernest Chevalier ile birlikte Art et Progrès (Sanat ve İlerleme) adında bir dergi çıkarmaya başladı. Henüz 15 yaşındayken Trouville sahilinde tanıştığı kendisinden on yaş büyük ve evli bir kadın olan Elisa Schlésinger'e aşık oldu. Bu aşk, yaşamında çok önemli etkiler, izler bıraktı. Elisa Schlesinger daha sonra "Duygusal Eğitim" adı ile kaleme alacağı eserde Marie Arnoux karakterinin de temel kaynağı oldu. Öğrencilik yıllarında sürekli yazdı. "Bir Çılgının Hatıraları" (1838), "Smarh" (1839) ve 1840 yılında yazmaya başladığı "Kasım" lise öğrencisi olduğu dönemin ürünleridir.
1841'de Paris'e gidip Hukuk Fakültesi'ne kaydoldu. Hukuk öğrenimi sırasında da yoğun bir şekilde yazmakla meşgul oldu. 1844 yılında sara kaynaklı ilk krizini geçirince, dinlenmesi gerektiğinden hukuk eğitimini yarıda bırakarak eve döndü. Hastalığı nedeniyle vaktinin çoğunu evde geçirmek zorunda kaldı.
1845’te "Duygusal Eğitim"in ilk taslağını bitirdi ve ailesiyle beraber bir İtalya seyahatine çıktı. Cenova'da gördüğü ve onu çok etkileyen bir Brueghel tablosunun verdiği ilhamla “"Aziz Anthony'nin Baştan Çıkışı”'nı yazmaya başladı.
1846 yılında babasını, hemen ardından kız kardeşini kaybetti. Ölen kardeşinin küçük bebeğinin bakımını üstlendi. Babasından kalan yüklü miras sayesinde tüm zamanını yazı yazarak geçirmeye karar verdi. Yeğeni ve annesi ile Rouen yakınlarındaki Croisset'ye yerleşti, hayatının tamamını burada geçirdi. Bu arada edebiyat dünyasında kendisinden uzatmalı sevgilisi olarak bahsedilen şair Louise Colet ile tanıştı (1846) ve ilişkileri sekiz yıl sürdü.
1849’da "Aziz Antoine" adlı eserinin ilk okumasını arkadaşlarına yaptığında büyük hayal kırıklığı yaşadı. Arkadaşları ona sıradan konular seçmesini ve bunu doğal bir üslupla, herkesin anlayabileceği bir dille yazmasını öğütlediler. Bu hayal kırıklığının ardından yakın dostu Maxime du Camp ile birlikte 18 ay süren bir Ortadoğu gezisine çıktı. Yunanistan, Anadolu, Mısır, Filistin, Suriye ve İtalya'yı dolaştı. Gezi esnasında mal varlığının çoğunu harcayan ve frengiye yakalanan Flaubert, içe kapanıklığından, yalnız Mısır’a ve Tunus’a yaptığı yolculuklarla sıyrıldı. Ünlü romanı Salambo’yu ona esinleyen de, bu yolculuklar oldu. Madame Bovary’i de bu esnada kurgulamakta olduğu ifade edilir. Edebiyat dünyasından pek çok kişiyle mektuplaştı. Bu mektuplardan bazıları sonradan büyük ün kazandı. Sevgilisi Louise Colet’e mektupları ise edebî açıdan eserleri arasında sayılacak değerde kabul edilir.
Yakın Doğu seyahatinden dönüşünden üç ay sonra, Eylül 1851′de Madame Bovary'yi yazmaya başladı. Kitabı 1856 baharında bitirdi ve eser tefrika edildi. Flaubert 1856′da "Baştan Çıkış"'ı tekrar kaleme ve "Salombo" üzerinde çalışmaya başladı (1857). Bu arada ilk romanı Madame Bovary, 1857’de kitap olarak basıldı. Eser “ahlaksızlık-sapkınlık” eseri olarak suçlanarak yasaklandı ve yazara dava açıldı. Savcıya göre kitapta eş aldatma yüceltilmekte, cinsel duygular abartılıp kışkırtılmakta, geleneklere hakaret edilmekteydi. Yargıç “namus cellâdı kadın”ın kim olduğu sorulduğunda, Falubert’in verdiği "Madam Bovary, c'est moi! (Madame Bovary benim!)” yanıtı meşhurdur. Avukatı Marie-Antoine-Jules Senard’ın başarılı savunması Flaubert’in aklanmasını sağladı. Bu nedenle avukat Senard’ın adı bu nedenle kitabın yeni basımında, daha ilk sayfada, ithaftan da önce, Flaubert’in kendisine hitaben yazdığı kısa bir teşekkür notuyla birlikte yer almıştır. Flaubert bu savunmadan sonra, yazdığı kitabın kendi gözünde bile umulmadık bir değer kazandığını söylemiştir.
Yazar, 1858 ilkbaharında Kuzey Afrika'da iki aylık bir araştırma gezisi yaptı. Salomo adlı romanını Nisan 1862′de tamamladı. 1864-1869 arasında Duygusal Eğitim’in son taslağını yazdı. Yirmi beş seneye yayılan bir çalışma sonunda ortaya çıkan bu eserde kendi gençlik yıllarından hareketle bir "nesil hikâyesi" anlatmıştır.
Yaşamının son yılları acılar, edebi başarısızlıklar ve maddi zorluklarla geçti. Bitiremediği son projesi "Bouvard ve Pécuchet"'yi ("Bilirbilmezler" ismi ile Türkçeye çevrildi) yazmaya 1874′te başladı. Para sıkıntısı yüzünden, projeye iki senelik bir ara verip 1877′de yayımlanacak olan "Üç Hikâye"'yi (Saf Bir Kalp, Konuksever Aziz Julien Efsanesi ve Hérodias) kaleme aldı. Çocukluk arkadaşı Laure le Poittevin'in oğlu Maupassant'ı manevi evladı olarak benimsemişti. Onu iyi bir yazar olarak yetiştirmeye çalıştı ve Maupassant'ın başarılarıyla avundu.
Flaubert, 8 Mayıs 1880 günü, ani bir felç sonucu, Croisset’de öldü.
Romanları
Salambo (Salammbô)
Duygusal Eğitim
Madam Bovary
Gönül ki Yetişmekte
Ermiş Antonius ve Şeytan
Bilirbilmezler (Bouvard ile Pécuchet)
Günlük
Kırlarda ve Kumsallarda (1886)
Anı
Bir Delinin Anıları (1838)
Gustave Flaubert Kitapları - Eserleri
- Madame Bovary
- Saf Bir Yürek
- Bir Delinin Anıları
- Madam Bovary
- Bibliyomani
- Üç Öykü
- Yerleşik Düşünceler Sözlüğü
- Ermiş Antonius ve Şeytan
- Duygusal Eğitim
- Bilirbilmezler
- Herodias
- Kasım
- Salambo
- Doğu’ya Yolculuk
- Gönül Eğitimi
- Konuksever Aziz Julien Söylencesi
- Kabul Görmüş Kanaatler Sözlüğü
- Cehennem Rüyası
- Aşk Eğitimi
- Mektuplar
- Bir Delinin Anıları
- Bibliomanie
- Madame Bovary
- Herodias Stage 2
- Madame Bovary
Gustave Flaubert Alıntıları - Sözleri
- Elle tutulup gözle görülmez bir derdi nasıl anlatabilirdi insan ? (Madam Bovary)
- Ne istiyorsun? Söyle bana! (Salambo)
- Ortada bir hain varsa, o da Büyük Meclis'tir. Askerlerin bağlılığı savaşla sona erdiğinden, savaş bitince serbest kalırlar. (Salambo)
- Tanrı’dan başka kral yoktur! (Üç Öykü)
- FATURA: Muhakkak kabarık gelir. (Kabul Görmüş Kanaatler Sözlüğü)
- ÇAĞ(IMIZ): Çağımıza şiddetle karşı çıkmalı. — Şiirsel olmamasından yakınmalı. — Onu, geçiş dönemi, çöküş dönemi olarak adlandırmalı. (Yerleşik Düşünceler Sözlüğü)
- "Belki de onu unutmuşlardı ya da yoksulluk kalplerini taşlaştırmıştı." (Saf Bir Yürek)
- Felicite arkasından bir efendi için dökülmeyecek gözyaşlarıyla ağladı. Madamın kendinden önce ölmüş olması kafasını karıştırıyor, doğanın düzenine ters, kabul edilmesi olanaksız, korkunç bir şey gibi görünüyordu. (Saf Bir Yürek)
- Öyle ya , yüreğinize soğuğun gelip çöktüğünü hissetmek bir sevinçtir ,ve hâlâ tüten bir ocakmışçasına elinizle yoklayıp , artık yanmıyor diyebilmek . (Kasım)
- “Yüreğinde bir bağ, onları birleştiriyordu; yazgıları da benzer olacaktı.” (Üç Öykü)
- Kudurmuş hayvanlar ortalığa salınmaz (Herodias)
- Ben belirli sayıda okur için bir eser yazmıştım, bütün halk tabakaları bunu sevip benimseyiverdi (Salambo)
- "Hepimiz dünyaya ıstırap çekmeye geldik." (Madam Bovary)
- Robespierre, azınlıgın haklarını savunurken, XVI. Louis'yi Milli Konvansiyon'un önüne götürdü ve halkını kurtardı. Sonuçlar alayları meşru kılar. Diktatörlük kimi zaman zorunludur. Yaşasın zorbalı k! Elverir ki zorba iyi şeyler yapsın ! (Gönül Eğitimi)
- "Kadının sözleriyle büyülendiği gibi, sessizliğiyle de büyülenmişti" (Madam Bovary)
- - Eee! Sizin şu evlenmeden ne haber? dedi. - Hangi evlenme? - Şu sizinki ! - Benimki mi? Yok böyle bir şey! -Hem böyle bir şey ne zaman olur? Düşlerinde yaşattıgın guzelden umut kesip basit bir hayatta yaşamaya razı olunca. (Gönül Eğitimi)
- - Ne olursa olsun, birbirini çok sevmiş iki kişi olarak kalacagız. - Birbirimizin olmadan, ama! - Böylesi belki daha iyi, (Gönül Eğitimi)
- Her birimiz dünyaya bir prizma arkasından bakarız; gülümseyen renkleri ve neşe veren şeyleri seçebilenlere ne mutlu.. (Bir Delinin Anıları)
- Ve Atlas Dağı'nın tepesindeydim, altını ve çamuruyla, erdemi ve gururuyla dünyayı izliyordum. (Cehennem Rüyası)
- "Neyi mi bekliyorum? Sadece birinin gelip sarılmasını..." (Bir Delinin Anıları)