Satıcının Ölümü - Arthur Miller Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Satıcının Ölümü kimin eseri? Satıcının Ölümü kitabının yazarı kimdir? Satıcının Ölümü konusu ve anafikri nedir? Satıcının Ölümü kitabı ne anlatıyor? Satıcının Ölümü PDF indirme linki var mı? Satıcının Ölümü kitabının yazarı Arthur Miller kimdir? İşte Satıcının Ölümü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Arthur Miller
Çevirmen: Emre İzat
Çevirmen: Aytuğ İzat
Orijinal Adı: Death Of A Salesman
Yayın Evi: Mitos Boyut Yayınları
İSBN: 9786054465385
Sayfa Sayısı: 128
Satıcının Ölümü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Pulitzer Ödülü almış, başyapıtı olarak kabul edilen Satıcının Ölümü adlı oyunu, başarılı olmadan insana yaşama hakkı tanımayan Amerika Birleşik Devletleri'ndeki acımasız kapitalist düzenin güçlü bir eleştirisidir.
Oyun, ülkedeki bu yarışma düzeninde yarışmaya ayak uyduramayan, yanılsamalar içinde kendini aldatan yaşlı bir satıcının, düzenin insani olmayan, kaskatı sert koşulları ve toplumun sahte değerleri karşısında, ailesi için kendini kurban edişinin, trajik öyküsünü anlatır.
(Tanıtım Bülteninden)
Satıcının Ölümü Alıntıları - Sözleri
- Düşünsene. Ömür boyu çalışıp, bir evin borcunu öde. Sonunda senin olsun, ama içinde oturacak kimse bulunmasın.
- Düşün bir kere. Bir ev alabilmek için bir ömür boyu çalış. En sonunda sahibi ol, bu seferde içinde yaşayacak kimse yok.
- Ben bu firmaya otuz dört yılımı verdim Howard, ama şimdi sigortamı ödeyemiyorum! Sen portakalı yiyip de kabuğunu atamazsın. İnsan bir meyve değildir!
- Yazın o sıcak günlerde metroya binmek. Bütün hayatını telefon konuşmalarına, para biriktirmeye, alışverişe adamak. İki haftalık tatil için yılın elli haftası sıkıntı çekmek. Ve daima birisini geçmek zorunda olmak. İşte geleceğinizi böyle kuruyorsunuz
- “İnsan baharda gelip giden bir kuş değildir.”
- Bütün arzun gömleğini çıkartıp kırlarda dolaşmak olduğu halde, senede iki haftalık bir tatil için elli hafta çile çekmek. Ve daima bir başkasını geçmek için yarış. Ve daha neler... İşte geleceği güvence altına almanın yolu.
- “Düşünsene. Ömür boyu çalışıp bir evin borcunu öde. Sonunda senin olsun ama içinde oturacak kimse bulunmasın.”
- Bu dünyada elindeki tek varlık satabildiğindir. Komik olan şey de, satıcısın ama bunu bilmiyorsun.
Satıcının Ölümü İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Bu ülke dünyanın en büyük ülkesi. Bu ülke bir rüyayı gerçek kılıyor içerisinde barınanlara. Sadece ona ulaşmak için çabalamak gerekli. Elinizi uzatınca yakalayacak kadar yaklaştığınızda, çabalarınızın meyvesini çevrenizden alacağınız değerlerin de yardımıyla elde etmiş olacaksınız. Bu bir rüya. Bu Amerikan Rüyası. İkinci Dünya Savaşı sonrası yılları. Bay Willy Loman, bu rüyaya kapılmış basit bir bireydir. Onun gözünü kamaştıran kapitalist sisteme yenik düşmüş bir bireydir. Yıllar boyunca çalışıp durmuş ve iki de evlat yetiştirmiştir. Ama sistem, kapitalist sistem, güçlünün ayakta durmasını sağlayan bir yapıdadır ve Willy Loman gibiler, bu sistemin ayakta kalmasını sağlayan basit "şey"lerden başka bir şey değildir. Willy Loman örneğiyle kapitalist Amerikan sistemi içinde, tüm hayatını bir rüyanın peşinde koşarak harcayan ve asla bu rüyayı gerçek kılamayacak bşr gerçekle karşılaşan insanları görüyoruz. Bu sistemden uzak kalamayacak kadar yoksul, bu sistemi kabul edemeyecek kadar da öfkeli bireyleriz. Ve kasa asla kaybetmez. Kasa kendini güçlendirmek için gerekirse ortalığı birbirine dahi katar ama kendini yok edebilecek ideolojilere kapısını kapatmanın yolunu her zaman bulmuştur. Willy de bunlardan biri olur. Sonu intihardır Willy'nin ve bu eylemi, çocuklarına bir gelecek bırakmak için yapar. Kapitalist sistem bu coğrafya örneğiyle tüm dünyada nasıl işlediğini gösterir aslında. Bu oyun yıllar öncesine dayansa da, günümüzde, kendi coğrafyamızda farklı oyuncularla sürdürür işlevini. (Sîdar Ronahî)
Toplum/kültür, insanlara neyin iyi neyin kötü olduğunu gösterdiği gibi neyin amaçlanması gerektiğini yani hedefi ve bu hedefi gerçekleştirmek için izlenilmesi gereken yolu da gösterir. ''Satıcının Ölümü''nde kapitalist Amerikan toplumunun insanlara hedef olarak sunduğu şeye erişemeyen (zengin olmak) ve sistemin içerisindeki başarısızlar arasında yerini alan bir ailenin hikayesi, kapitalizmin eleştirisi ile birlikte verilmektedir. Doğrusu insana Amerikalı sosyolog Robert King Merton'un, bireysel adaptasyon tipolojisini de hatırlatan bir eser. Bu yönüyle de sosyoloji ile ilgilenenlerin daha çok beğeneceğini düşündüğüm bir eser. Unutmadan! Willy Loman'ın, küçüklükten beri oğlu Biff'ten beklentisi yüksektir fakat Biff bu beklentiye cevap verememiştir ve akla ''Ruh Adam''daki bir sözü getirmektedir. (gonderi/55847898) Beklenti ile gerçek arasındaki makas adeta baba ile oğul arasında bir gerilim olarak kendini göstermektedir. (Aykan)
Satıcının Ölümü, Arthur Miller tarafından 1948 yılında yazılan başta Pulitzer olmak üzere çeşitli ödüller kazanmış bir oyun. Dünya tiyatro ve sinema tarihinde oldukça büyük yankı uyandırmış. Oyun mutlu bir hikaye değil. Sorunlu bir aile hakkında. Yıllarca süren sıkı çalışmadan sonra yaşlanmak ve bir kenara atılmak hakkında, asla tam olarak başaramamak hakkında. Asla tam karşılanamayan büyük beklentiler hakkında. Baba ve oğul arasındaki yabancılaşmış ilişki hakkında. Şimdiki ve geçmiş olaylar, hatta hayal edilen olaylar hikayeye girip çıkıyor. Etkileyici bir oyun. Oyunu aynı zamanda Ankara Devlet Tiyatrosunda izlemiş ve çok beğenmiştim. (engin divir)
Satıcının Ölümü PDF indirme linki var mı?
Arthur Miller - Satıcının Ölümü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Satıcının Ölümü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Arthur Miller Kimdir?
Arthur Asher Miller (17 Ekim 1915 - 10 Şubat 2005) ABD'li yazar.
Miller, yüzyılımızın en önemli Amerikalı dram yazarlarından biri kabul edilmektedir. Miller'in kahramanları, haşin bir toplum içerisinde, kendi vicdanlarıyla yaşayabilmek için bireysel suç ve sorumluluklarıyla uzlaşmaya çalışırlar. İlk bakışta oyunları, genellikle aile hikayelerini anlatan bireysel dramlar gibi gözükse de, çağının önemli toplumsal, siyasi ve ahlaki sorunlarına eğilirler.
Miller New York'un Harlem mahallesinde dünyaya geldi. Avusturya-Macaristan'dan ABD'ye gelmiş Yahudi bir göçmen olan babası, bir kumaş mağazasının sahibiyken dünya ekonomik buhranından sonra 1929'da iflas etti. Ekonomik durumun güvensizliği spora meraklı genci derinden etkiledi. 1934-38 yılları arasında Ann Arbor/Michigan'da edebiyat ve İngiliz dili yüksek eğitimini sürdürebilmek için Michigan Daily gazetesinde redaktörlük yaptı. Miller'in bu dönemde yazdığı ilk dramlar üniversitede takdirle karşılandı. Haziran 1956 tarihinde eşi Mary Slattery'den boşanan Miller, yine haziran ayının 29'unda ünlü fotomodel Marilyn Monroe ile evlendi. Monroe ve Miller Nisan 1951'den beri görüşmekteydi. Bu birliktelikleri 5 Ağustos 1962'de Monroe'nun ölümüyle sona erdi.
Arthur Miller Kitapları - Eserleri
- Satıcının Ölümü
- Cadı Kazanı
- Hepsi Oğlumdu
- Fokus
- Köprüden Görünüş
- Bedel
- Vichy'deki Olay
- Mr. Peters'in Bağlantıları
- Yaratılış Sonrası
- Jane'in Battaniyesi
- Bütün Oğullarım - Satıcının Ölümü - Cadı Kazanı
- Artık Sana İhtiyacım Yok
- Düşüşten Sonra
- Uygunsuzlar
- Seçilmiş Əsərləri
Arthur Miller Alıntıları - Sözleri
- - " (…) Maskelerin sonu yoktur; çıkardığımız her maskenin altında o anda taşımakta olduğumuz bir başkası vardır! – Samimiyet mi? Kimse kendi hakkında bunu bilemez..." (Artık Sana İhtiyacım Yok)
- "Bir vatanın yok mu senin? Dünyada yaşamıyor musun? Nesin sen? Hayvan bile değilsin, hayvanlar bile kendi cinslerini öldürmez, nesin sen?" (Hepsi Oğlumdu)
- Elə bil, heç vaxt adam olmamışıq, yalnız buna hazırlaşmışıq. (Bedel)
- Ruslar orta sınıfı, İngilizler Hintlileri, Afrikalılar ve ellerine geçirdikleri herkesi mahkûm ettiler. Fransızlar, İtalyanlar her ulus bir başka halkı ırkı nedeniyle mahkûm etti. Ve Amerikalılar... kara derililere ne yaptılar? İnsanlığın büyük bir bölümü ırkı nedeniyle mahkûm edildi. Tüm bu insanlara ne öneriyorsunuz intihar etmelerini mi? (Vichy'deki Olay)
- "Uyumuyorum ki düş göreyim. Düş falan göremem, hep uyanığım. Bir aşağı bir yukarı dolaşıyorum evin içinde. Sanki her an kapı açılacak da karşıma çıkıvereceksin gibi." (Cadı Kazanı)
- O mənim bütün ümidlərimi öldürəndə əsl həqiqət mücəssəməsiydi. Və mən də onun ümidlərini öldürənəcən, sadəcə, məsxərə yeri olacağam. (Seçilmiş Əsərləri)
- Yüzyıllarca, dünyaya insanın değersizliği düşüncesi sürekli ve sistemli olarak aşılandı. Tanrının kurtaramadığı insan, yok olmuş demekti. Bütün bunlar düşünülecek olursa, şeytanın bir silah olarak gerekliliği anlaşılabilir: Öyle bir silah ki, her çağda insanları ikide bir kamçılamış, küçük büyük, bir kiliseye ya da din bir devletine teslim olmaya zorlamıştı... (Cadı Kazanı)
- VOLTER - Niyə axı mən hansısa məsələdə başqalarının, hətta daha təcrübəlilərin imtina etdiyi halda riskə gedirəm? İlk ağlıma gələn, bilirsən nə oldu? Səbəb mənim namümkünü mümkün etmək ehtirasımdır. Rəqiblərimi rüsvay etmək ehtirası. Axır-axırda anladım ki, burada başqa bir şey də var. Bu, qorxudur. Düz otuz ildir beynimi, əllərimi, mənliyimi idarə edən də elə bu qorxuymuş. VİKTOR - Nəyin qorxusu? VOLTER - Nə vaxtsa mənim də onların aqibətini yaşayacağımın qorxusu ki, axşamların birində mən qəflətən başa düşəcəyəm ki, bir insan kimi məhv olub zibilliyə atılmışam. (Bedel)
- Sonuçta, kendine hâkim olma, kendini tutma ikiyüzlülükten başka nedir? (Vichy'deki Olay)
- Bu karanlık ve yıldırı dolu dünya, gece gündüz enselerine dikiliyordu. (Cadı Kazanı)
- Bütün arzun gömleğini çıkartıp kırlarda dolaşmak olduğu halde, senede iki haftalık bir tatil için elli hafta çile çekmek. Ve daima bir başkasını geçmek için yarış. Ve daha neler... İşte geleceği güvence altına almanın yolu. (Satıcının Ölümü)
- I’m not only telling you now, I’m warning you -the law is nature. The law is only a word for what has a right to happen. When the law is wrong it’s because it’s unnatural, but in this case it is natural and a river will drown you if you buck it now. (Köprüden Görünüş)
- İnsan acaba ne zaman akıllanıyor hayatta ? (Bedel)
- Ben bu firmaya otuz dört yılımı verdim Howard, ama şimdi sigortamı ödeyemiyorum! Sen portakalı yiyip de kabuğunu atamazsın. İnsan bir meyve değildir! (Satıcının Ölümü)
- "Kazaklar" ve " İvan İlyiç’in Ölümü’nde ",” Savaş Ve Barış”a nazaran insanın nefesini kesecek daha az an vardır ,ama aynı zamanda inanadırıcı bulamayacağı daha az şey de.. (Artık Sana İhtiyacım Yok)
- “In a peculiar way, Frank is right...every man does have a star. The star of one's honesty and you spend your life groping for it, but once it's out it never lights again. I don't think he went very far. He probably just wanted to be alone to watch his star go out. (Hepsi Oğlumdu)
- "Benim anlamadığım, koca salonda hiç kimse, hayatı boyunca toplasan üç Yahudi'yle bile şahsen tanışıp konuşmamışken nasıl olup da bu kadar insan bir araya gelip Yahudilerle ilgili bu tür önyargıları körükleyebiliyor?" (Fokus)
- Keller: Eee, nasıl buldun babanı? İyi mi? George: Hayır, pek iyi değil Joe. Keller: Yine kalbi mi yoksa? George: Her şeyi Joe. Ruhu. (Hepsi Oğlumdu)
- İnsanlar aynı konuda yirmi saniyeden fazla konuşabilse, bu memleketin bütün dertleri hallolur. (Mr. Peters'in Bağlantıları)
- Sən onun yaratdığı bu dünyada, bu dəlixanada yeganə ağıllısan. Çünki onun xaosu ancaq sənə dişlərini göstərir. İn poena veritas - amma ağrın həqiqidir! (Seçilmiş Əsərləri)