Savcı Bey - Abdullah Ziya Kozanoğlu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Savcı Bey kimin eseri? Savcı Bey kitabının yazarı kimdir? Savcı Bey konusu ve anafikri nedir? Savcı Bey kitabı ne anlatıyor? Savcı Bey PDF indirme linki var mı? Savcı Bey kitabının yazarı Abdullah Ziya Kozanoğlu kimdir? İşte Savcı Bey kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Abdullah Ziya Kozanoğlu
Yayın Evi: Bilge Kültür Sanat
İSBN: 9789756316009
Sayfa Sayısı: 218
Savcı Bey Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Soliria denilen Silivri'den İstanbul'a gelen yol üzerindeki Diyonis hanındaki yolcuların sayısı hiçbir gün dördü geçmezdi. Pazar günlerinden başka hancının yüzünün güldüğü görülmemişti.
Ayazma'nın önündeki ağaçların altında iki adam oturmuş, önlerine konan yemekleri temizlemeye çalışırken, atları da çayırda otluyor; karşıda yatan karadağın tozlu yolundan aşağı, bir öküz arabası delicesine bir hızla yuvarlanıyormuş gibi kayıyordu...
(Kitabın İçinden)
Savcı Bey Alıntıları - Sözleri
- Fakat Bizans halkı Türk halkına benzemez.Bizim gibi durup da son demde değil, her fırsatta parlarlar.Başlarındakilerin ufacık bir yanlış ayak atması; kendilerini unutup vergileri çoğaltması,şehirde büyük bir ayaklanma doğurur.
- "İçkiden çatlar, sevgiden deli olunur."
- "Öldü sandıklarınız yaşayabilirler. Yaşıyor sandıklarınızın bir gün ölecekleri gibi."
- -Yüce Bizans Vasileas Kaymakamı(1) bulunan efendim Manoel Paleologos sizi görünüşüne çağırıyor, diye bağırdı. Bu sözleri işittiği halde doğrudan doğruya varenge cevap vermeye tenezzül etmiyormuş gibi Savapolos, Balaban'a döndü: -Söyle ona, efendisi benimle görüşmek istiyorsa kendisi benim görünüşüme gelsin! * (1) Bizans İmparatoru Yuvanis Paleologos oğullarından Manoel'i kendisine ortak ve kaymakam yapmıştı. Andronikos'u imparator yapmak istemezdi.
- -Ben Bizans İmparatoru Yuvanis Paleologos'um. Benimle dövüşecek adamın benimle denk olması gerektir. Bu sözlerden açık bir yüksekten atışın altında kapalı bir korku gizli idi. Fakat Savapolos bu korkuyu sezmemiş gibi kendini tanıttı: -Bana da Savcı Bey derler. Diyar-ı Rum'da Savapolos Savcı diye anılırım. Babam Türk Sultanı Murat Bey'dir. Adım ve namım her halde prensliğinizden ve babanızın namından geri kalmasa gerek?!
- Dünyada olmayacak bir şey yoktur.
- -Siz öyle anlıyorum ki, pederinizi ve pederimizi de hiçe sayıyorsunuz! -Bundan hiç şüpheniz olmasın! Hayatta kendimden başka kimseye boyun eğmem ve kimsenin işlerime karışmasını da istemem!
- İçkiden çatlar, sevgiden deli olunur.
- Burada tutulacak en doğru yol kendi gücümüze güvenmektir. -Yani?! -İsyan ediyorum! -Neye karşı?! -Her şeye karşı! Haksızlığa, kardeşlerime, yalanlara, tuzaklara, babama ve bütün cihana karşı isyan ediyorum!
- Erkeklik, temiz kalblilik yapacağım diye açıkça dövüşeceğime, düşmanlarıma güler yüz gösterip arkadan vursaydım bugün ben kazanacaktım.
- Kötü yoldan gidenlerin senin eriştiğin mutluluğu bir gün arayıp da bulamayacaklarını duyacaksın.
- Dünya sana kalacak sanıyorsan, aldanıyorsun
- Andronikos ne kadar cesur olursa olsun, gene bir Bizanslı idi. O da her Bizanslı gibi eğlence, har vurup harman savurma, entrika, ayaklanmalar ve ahlâksızlıklar kaynağı olan Bizans'ta büyüdüğünden canını pek kolay kolay ortaya koyamazdı. Kendisine meydan okuyan bu gençle vuruşmaktansa, bir gece vakti yolunu bekleyip arkasından hançerlemeyi, yahut adamlarına buyurup gizlice öldürmeyi daha doğru ve daha kurnazca bir iş sayardı. Hafifçe sararan yüzünü zorla gülmek için buruşturdu. Öksürür gibi cevap verdi: -Ben Bizans İmparatoru Yuanidis Paleologos'un oğluyum. Benimle dövüşecek olan adamın benimle denk olması gerektir. Bu sözlerden açık bir yüksekten atışın altında kapalı bir korku gizli idi. Fakat Savapolos bu korkuyu sezmemiş gibi kendini tanıttı: -Bana da Savcı Bey derler. Diyarı Rum'da Savapolos Savcı diye anılırım. Babam Türk Sultanı Murat Bey'dir. Adım ve namım herhalde prensliğinizden ve babanızın namından geri kalmasa gerek!
- "Bizim bileğimiz kesilmeden, kılıcımız alınamaz."
Savcı Bey İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitabı tavsiye etmem: Kitabı aslında tarihi bir roman olarak almamış,sadece bir akıncının yaşamıyla alakalı hikayeler okumak için almıştım.Kitap'da gerçekliğe sahip olmadan tarihi bir şahsiyeti küçük düşürecek ve ahlaksızca bölümler var.Bu ifadelere dayanamayarak kitabı yarım bırakmak durumunda kaldım.Bu kitabı almamanızı tavsiye eder,alıp okuduysanız da burada anlatılanlara göre kafanızda tarihi olaylara bir bakış açısı eklememenizi rica ederim.Teşekkürler. (Esad Ulusoy)
Savcı Bey, Abdullah Ziya Kozanoğlu'nun tarihi bir kitabı. Kitapta Osmanlı padişahı Murat Bey'in oğlu olan Savcı Bey'in hayatı anlatılmaktadır. Kurgular vardı ama sıkılmadan okudum çok beğendim. Tarih entrikalarla dolu ve başa geçmeye çalışanlar acaba hakkıyla mı geçmişler. Kitapta bunu çok iyi anlıyorsunuz. Savcı Bey, Murat Bey'in üç oğlundan birisi ve sevdiği bir evladı. Yıldırım Bayezid türlü hilelerle Savcı Bey ile babası Murat Bey'in arasını bozdu. Şartlar daha sonra onu padişah yaptı belki ama Savcı Bey cesur ve kimseye boyun eğmeyen bir kahramandır. Osmanlı Devleti kuruluş döneminde halka hoşgörülü anlayış gösteren padişahlar öz kardeşlerine evlatlarına neden böyle acı bir muamele yapmışlar anlamak zor. Bize öğretilen merkezi otorite güçlü olsun diye bunlar yapılırdı. Merkezi otorite güçlü olsun ama kardeşinin oğlunun gözünü kör ettirmek anlaması zor bir şey gibi geliyor bana. Tarihte üzücü anlardan birisi bu olaylardır. Aslında Savcı Bey'in de hocası olan Hacı Ali, Murat Bey'e yaptığının doğru olmadığını aralarını bozmak isteyenlerin tuzak kurduğunu anlatıyor ve orda Murat Bey hak veriyor. Ama olan Savcı Bey'e olmuş... Savcı Bey'e sadık dost olan güvendiği adamı Balaban'dan ve sonradan Bizans'ın başına geçecek olan Savcı Bey'in hep yanında olan şehzade Andronikos'tan kitapta bahsediliyor. Okumanızı tavsiye ederim... Savcı Bey'in oğlu Doğan Bey'e nasihatindeki gibi; Bir insan olmak bir padişah olmaktan çok daha iyi... Ve çok daha güzeldir. Bu dünyada adalet yoktur. Haklı olduğu halde kaybedenlere, Savcı Bey'e selam olsun... (Haree)
Savcı Bey PDF indirme linki var mı?
Abdullah Ziya Kozanoğlu - Savcı Bey kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Savcı Bey PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Abdullah Ziya Kozanoğlu Kimdir?
Abdullah Ziya Kozanoğlu, Abdullah Ziya Bey (d. 16 Ocak 1906, İstanbul - ö. 1966 İstanbul), Türk mimar, müteahhit, romancı, çizgi-roman yazarı.
Tarihi serüven romanı ve piyes türündeki popüler eserleri ile tanınmış milliyetçi bir yazardır. Romandan sonra çizgi roman ve sinema kahramanı olarak ilgi gören Malkoçoğlu, Gültekin, Seyit Ali Reis kurgu-karakterlerin yaratıcısıdır. 1942-1950 arasında Beşiktaş Jimnastik Kulübü başkanlığını yapmış bir spor adamıdır. İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi ve Ankara Hukuk Fakültesi gibi yapıların inşaatını üstlenmiş bir mimar ve müteahhittir.
Manken ve oyuncu Yasemin Kozanoğlu’nun dedesidir.
16 Ocak 1906’da İstanbul’un Beşiktaş semtinde dünyaya geldi. Babası Abdulah Osman Bey, annesi Seyyide Hanım’dır. İlk öğrenimini Nişantaşı İttihat ve Terakki Mektebi’nde gördü. Ortaöğrenimine Gaziosmanpaşa Mektebi’nde başladı; 1922’de Kabataş Erkek Lisesi’nden mezun oldu. Yükseköğrenimine İstanbul Teknik Üniversitesi Yüksek Mühendislik Bölümü’nde başladıktan sonra beşinci sınıfta okuldan ayrılmak zorunda kalınca Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık Bölümü’ne girdi; 1929’da Akademiden mezun oldu.
1929’da Adana Belediye Fen İşleri müdürü olarak atanan Kozanoğlu, 1932’de Milli Eğitim Bakanlığı’nda mimar olarak görevlendirildi. O yıl memuriyetten ayrılarak İstanbul’a döndü ve meslek yaşamına serbest mimarlık, müteahhitlik yaparak devam etti. İnşaat işlerini üstlendiği yapılar arasında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fen Fakültesi, İstanbul Operası birinci kısım inşaatı, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Etibank, Tayyare Fabrikası, Ankara yeraltı suları, Malatya Tütün Fabrikası, Sağmalcılar Cezaevi bulunur.
Öğrencilik yıllarında gazetelerde çizerlik yapan ve roman tefrika etmeye başlayan Kozanoğlu’nun 1925 yılında Resimli Mecmua’da tefrika edilen “Kızıl Tuğ” adlı romanı, 1927’de kitap olarak yayımlandı. Türk edebiyatının ilk tarihsel serüven romanı kabul edilen bu eserin devamı 1959’da çizgi roman olarak Suat Yalaz’ın çizimleri ile yayımlanmıştır. Yazı yaşamına tarihi serüven romanları ile devam etti. Romanlarında Abdulllah yerine “Aptullah” ismini kullandı. Eserlerinin çizgiromana ve sinemaya uyarlanması için uygun altyapıyı hazırlamakla uğraştı. Pek çok uyarlamayı kendisi yaptı; bu yüzden Türkiye’deki ilk ciddi çizgi roman yazarlarından birisi kabul edilir
1942-1950 yılları arasında Beşiktaş Jimnastik Kulübü başkanlığında bulundu.
Tiyatroya her zaman ilgi duyan yazar; İstanbul Taksim’de bir apartmaın üst katını tiyatro salonuna dönüştürerek Arena Tiyatrosu’nun kurulmasını sağladı
Muhittin Hanım ile evliliğinden 3 çocuk sahibi olan Kozanoğlu, 23 Mart 1966’da İstanbul’da hayatını kaybetti. Cenazesi, Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilmiştir.
Abdullah Ziya Kozanoğlu Kitapları - Eserleri
- Kızıl Tuğ
- Gültekin
- Malkoçoğlu
- Atlı Han
- Türk Korsanları
- Savcı Bey
- Sarı Benizli Adam
- Kolsuz Kahraman
- Sencivanoğlu
- Hilal ve Haç
- Fatih Feneri
- Battal Gazi Destanı
- Seyit Ali Reis
- Patronalılar
- Dağlar Delisi
- Kızıl Kadırga
- Arena Kraliçesi
- Kubilay Han’ın Gelini
- Atlı Han
Abdullah Ziya Kozanoğlu Alıntıları - Sözleri
- "Yürü, bizim yolumuz uğraş yolu, sevdiğimiz at, yavuklumuz sadaktır." (Kızıl Tuğ)
- -Dinini, Allah'ını seversen önümden çekil,ne parası? Balamir tekrar gürledi: -Bizim dinimiz para, Tanrı'mız kılıçtır. (Atlı Han)
- -Dişisini kaybeden sırtlan, onu ararken geberir. (Seyit Ali Reis)
- Sana bir şey diyeceğim, bir şey diyeceğim... Ama kafa kafa değil ki... Sanki uğru ambarı. İçerisi karmakarışık, sana diyeceğimi bir türlü bulamıyorum. (Atlı Han)
- - Demek Verböçi de Japolya'yı istiyor... - Evet!.. Fakat Peter Perene falan Ferdinand'ı istiyorlar. "Avusturyalılar kuvvetlidir, bizi Türklere karşı korurlar" diyorlar. - Sersemler... Sonra Avusturyalılara karşı onları kim koruyacak?.. Böyle iki büyük devletin arasında otururlarsa elbet birisine sığınacaklar. Sonra, sonra... Ben dağlarda gezeli epey şeyler olmuş.'' (Malkoçoğlu)
- Ahlâksızlık bu keratalarda; dedikodu, kötülük bu heriflerde; birbirlerinin canına, malına, ırzına göz dikmek bunlarda... (Türk Korsanları)
- içinizde bulunan memleket sevgisinden uzak, din kardeşliğinden habersiz, tek amaçları hâlâ yoksul halkı ezmek olan bir topluluk... (Türk Korsanları)
- - Sen de Moğol musun? - Hayır. - Sen Türk müsün? - Ben Müslümanım. - Müslüman ne demek koca baba? Okumuş adama benzersin. Bir adamın önce bağlı olduğu bir bayrağı, bir avulu, bir obası olur. Din gönülleri birleştiren ayrı bir bağdır. İmandır. Ben sana uruğunu, boyunu, dokuz atanı soruyorum; sen bana dinden imandan söz açıyorsun. Uruğunu, soyunu, sopunu bilmiyor musun yoksa? - Ben de sizdenim. - Ne pis konuşuyorsun. Türk'üm de be adam. Ne korkuyorsun? Türk'üm diye bağır! Utanacak, korkacak ne var? (Kızıl Tuğ)
- Selam Tanrı'ya ki suçlarımızı hoş görsün!.. (Atlı Han)
- O dağ gibi Türk arslanını da sevgilisinin yanına çökertti. (Atlı Han)
- - Biz bir şey sorunca öyle devedikeni yalamış sıpalar gibi sırıtıp kalmayın bre. Ne biçimde benim bayrağım? Attilâ'nın bayrağında ne vardı? (Hilal ve Haç)
- Burada tutulacak en doğru yol kendi gücümüze güvenmektir. -Yani?! -İsyan ediyorum! -Neye karşı?! -Her şeye karşı! Haksızlığa, kardeşlerime, yalanlara, tuzaklara, babama ve bütün cihana karşı isyan ediyorum! (Savcı Bey)
- Şair Nedimi hasut ve kinli bakışlarile gözlüyorlardı. Arkadan padişahın yaldızlı sandalı gözükmüştü. Nedim'in sesi çayırı inletitordu: Geh varub havz kenarında hırâmân olalım Geh gelüb Kasr-ı Cinân seyrine hayran olalım Gâh şarki okuyub gah gazel-hân olalım Gidelim serv-i revânım yürü Sa'd-âbâd'a (Patronalılar)
- Halk bu sefer Belizer'den yana döndü. Beyinsiz bir domuz sürüsü gibi nereden yem kokusu gelirse o yana dönüyorlardı... (Arena Kraliçesi)
- Kelle Bekir'e göre insan dünyaya üç şey için gelirdi. 1-Yoğurtlu kebap yemek, şarap içmek, 2-Galata'da karı oynatmak, 3-Kavga etmek. (Seyit Ali Reis)
- ... çok iğrenç gördüğün vücudum yerine sana temiz ve hiç kimsenin olmayan kalbimi verdim. Onu istersen sakla, istersen fırlat at! (Atlı Han)
- Korsana denizden ayrılmak yaramaz. (Seyit Ali Reis)
- Silâh gücü ve din korkusu; memleketin milyonlarca halkını padişaha esir etmiş, süründürmüş, bilgisiz bırakmış, cihanlara sığmayan cihangir bir milleti ezmişti. (Patronalılar)
- "Buğatırlar!.. Cenk kokuları gene kendini gösterdi. Gün şu tepelerden doğup, ay gökte parladıkça Türkler, Moğollar ve bütün danışıklarımız, yoldaşlarımız kılıçlarını indirmeyecek, at üzerinden inmeyecekler, İşittik ki, atalarımızı köpek Çinliler yendiler; onları buyruklarına tutsak kıldılar. Dedelerimiz bu köpeklere bac vermekte idi. Bugün Timuçin "Tung-Hay" gibi bir serseme bac vermeyi değil, onun ülkesini başına geçirmeyi daha doğru buluyor." (Kızıl Tuğ)
- Bir nim neş’e say bu cihanın baharını, Bir sagar-ı keşideye tut lâlezarını. (Patronalılar)