Sayı Şeytanı - Hans Magnus Enzensberger Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sayı Şeytanı kimin eseri? Sayı Şeytanı kitabının yazarı kimdir? Sayı Şeytanı konusu ve anafikri nedir? Sayı Şeytanı kitabı ne anlatıyor? Sayı Şeytanı PDF indirme linki var mı? Sayı Şeytanı kitabının yazarı Hans Magnus Enzensberger kimdir? İşte Sayı Şeytanı kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Hans Magnus Enzensberger
Çevirmen: İlknur Özdemir
Orijinal Adı: Der Zahlenteufel
Yayın Evi: Can Çocuk Yayınları
İSBN: 9789755109114
Sayfa Sayısı: 215
Sayı Şeytanı Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Matematik mi? Allah korusun! Matematiği düşünmek bile çoğumuz için kabuğuna çekilmeye yeter. Bu kitabın kahramanı olan Robert için de durum farklı değildir. Bir gece, düşünde bir "Sayı Şeytanı" görür, tam on iki gece boyunca da bu "Sayı Şeytanı", o lanet olası sayıların dünyasında öylesine meraklı ve eğlenceli bir oyuna girişir ki, Robert'in -ve elbette kitabın okurlarının da- kafasındaki bütün karanlık noktalar birer birer aydınlanır. Evet, matematiğin ille de bir karabasan olması gerekmez.
Matematik korkusu da bir kör inançtan başka bir şey değildir. Almanya'nın önemli şair ve düşünürlerinden olan Hans Magnus Enzensberger bu kez pek alışılmadık, ama bir o kadar da eğlenceli bir kitap yazmış. Okuru 1+1=2'den başlatıyor ve matematiğin şaşırtıcı, ama sanıldığı kadar karmaşık olmayan yollarında dolaştırıyor. "Sayı Şeytanı", matematikten ürken, onu anlamadığını düşünen, bir yandan da onun gizemlerini keşfetmeyi isteyenler için vazgeçilmez bir başucu kitabı. Hem eğlendiren, hem öğreten bu kitap, büyük-küçük herkes için unutulmaz bir serüven olacak.
(Arka Kapak)
Sayı Şeytanı Alıntıları - Sözleri
- “Ama anne, biliyorsun: bir şeyi kırk kez yinelersen başına gelir.”
- “Anlamıyorum. Şu sıfırı tutturdun sen de. Sıfır hiçbir şey demektir.” “Doğru. İşte sıfır’ın yaratıcılığı da burada.”
- Sayıların şeytansı yanı, çok basit olmaları.
- İki fırıncı altı saatte 444 çörek pişirirse, beş fırıncı 88 çöreği kaç saatte pişirir?
- Annesine iyi geceler demekle yetindi çünkü insanın annesine her şeyi açıklayamayacağını biliyordu.
- Çünkü sıfır, insanların aklına en son gelen rakam olmuştur. Bunda şaşacak bir şey de yok, sıfır bütün rakamların içinde en zarif olanıdır.
- İki fırıncı altı saatte 444 çörek pişirirse, beş fırıncı 88 çöreği kaç saatte pişirir?
- İki fırıncı altı saatte 444 çörek pişirirse, beş fırıncı 88 çöreği kaç saatte pişirir?
- "İki fırıncı altı saatte 444 çörek pişirirse, beş fırıncı 88 çöreği kaç saatte pişirir?"
- Ateşliyken görülen düşler en kötüleridir.
- Ateşliyken görülen düşler en kötüleridir.
- "Evet yavrum, bazen ben de kendime matematiğin nerede bitip sihirbazlığın nerede başladığını sormuyor değilim."
- "Ama tümden bakıldığında matematikte her şey oldukça düzenlidir. Tam da bu yüzden bazı kimseler nefret ederler ondan."
- -Anlamadığım bir şey var, nasıl oluyor da her şey bu kadar denk düşüyor? -Matematiğin şeytansı yanı da bu zaten. Her şey birbirine uygun düşer.
- Robert, bu kadar çok sayı şeytanı olmasına rağmen aralarında pek az kadın bulunmasına çok şaşırmıştı. Olsa olsa altı ya da yedi kadın görmüştü. Kadınlar nerede? Buraya girmelerine izin yok mu? diye sordu. Eskiden onların adını bile duymak istemezlerdi. Matematik erkek işidir denirdi sarayda. Ama bunun değişeceğini sanıyorum.
Sayı Şeytanı İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Matematik aslında sıkıcı değildir hatta eğlencelidir de. Matematik hayatın içinde her daim var olan ilişkilerdir. Sonsuza uzanan sayılar, desen desen şekiller, paradokslar, olmayanın adedi sıfır, altın oran ve çok daha fazlası... Matematiği sevmeyenler bu kitabı okuyunca sevecek, matematiği sevenler de daha çok sevecek. Ben alanını seven ve alanıyla ilgili bir matematik öğretmeni olmama rağmen bu kitaptan bilmediğim eğlenceli şeyler öğrendim. Matematik sanatını roman içerisinde mükemmel bir şekilde işlemiş yazar. Kesinlikle matematik kitabı gibi değil, roman kurgusu ve matematik el ele uyumlu bir şekilde ilerliyor. Büyükler de okuyabilir ama özellikle 7, 8 ve 9. sınıf öğrencileri mutlaka okumalılar bu kitabı. (Bekir İstanbul)
Bu kitabın 15-16 yaş itibariyle her gencin kitaplığında bulunması gerektiği kanısındayım. Ben de liseyi bitirmeye yakın okumuştum ve gayet keyifli zaman geçirmiştim. O yıllarınız bu eğlenceli matematik serüvenini yaşamadan geride kalmışsa hiç vakit kaybetmeden okumanızı da mutlaka öneriyorum. Yaşamlarımızın gündelik dertleri arasında kaybolmuş halde, bizi sürekli bir endişe ve güvensizlik hisleriyle dolduran sıkıntılardan boğulurken, sayıların yalın güzelliği içinizin sıkıntısını biraz olsun alabilir. (Uzel)
İlk olarak 11 yaşımda okumuştum ve bana kesinlikle matematiği sevdirmişti diyebilirim :) Geçenlerde tekrar okudum ve çocuk akılla anlamadığım kısımların farkına vardım ve aslında matematikteki en temel şeyleri nasıl çocuklara uygun dille anlattığına hayran kaldım. Mutlaka küçüklerimize okutmalı. Okullarda öğretilen matematiği değil de matematiğin asıl yüzünden bahsediyor. (Yiğit T.)
Sayı Şeytanı PDF indirme linki var mı?
Hans Magnus Enzensberger - Sayı Şeytanı kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sayı Şeytanı PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Hans Magnus Enzensberger Kimdir?
Hans Magnus Enzensberger; 1929, Kaufbeuren doğumlu Alman yazar, şair, çevirmen ve editör. Halen yazılarını, yaşadığı Münih'ten Andreas Thalmayr müstear adı ile yazmaktadır.
Hayatı ve Çalışmaları
Enzensberger'in çocukluk dönemi Nürnberg'te geçti. Hamburg, Erlangen ve Paris'te Alman Filolojisi ve felsefe eğitimi gördü. Edebiyat ve felsefe ile ilgilendi. 1955 yılında Clemens Brentano'nun şiirleri üzerine doktora tezini verdi. 1957 yılına kadar Stuttgart'ta radyo editörlüğü yaptı. Amerika veKüba'da öğretim görevlisi olarak bulundu. Almanca konuşulan ülkelerdeki yazarların ve eleştirmenlerin 1947'de oluşturdukları birlik olan Grup 47 üyesi oldu. 1965 ve 1975 yılları arasında Kursbuch dergisinin editörlüğünü yaptı. 1985'ten bu yana Die Andere Bibliothek adlı kitap serisinin editörlüğünü yapmaktadır. Yazar ayda bir yayınlanan TransAtlantik dergisinin kurucusudur. Yazarın çalışmaları 40'dan fazla dile çevrilmiştir. Enzensberger; yazarChristian Enzensberger'in büyük kardeşidir.
Aldığı Ödüller
1963 Georg-Büchner Ödülü; Georg Büchner
1985 Heinrich-Böll-Ödülü; Heinrich Böll
1993 Erich-Maria-Remarque-Ödülü; Erich Maria Remarque
1998 Heinrich-Heine-Ödülü; Heinrich Heine
2002 Asturias Prensliği İletişim ve Hümanizm Ödülü
2010 Sonning Ödülü
Hans Magnus Enzensberger Kitapları - Eserleri
- Sayı Şeytanı
- Titanic'in Batışı
- Havana Duruşması
- İç Savaş Manzaraları
- Anarşinin Kısa Yazı
- Ah Avrupa!
- Körler Alfabesi
- Hammerstein'in Suskunluğu
- Bütün Şiirlerinden Seçmeler
- Hayatta Kalma Sanatçıları
Hans Magnus Enzensberger Alıntıları - Sözleri
- Ateşliyken görülen düşler en kötüleridir. (Sayı Şeytanı)
- Kışkırtıcılıkları, yalnızca varolana karşı duydukları derin nefreti değil, aynı zamanda kendilerinden de aynı derinlikle nefret ettiklerini kanıtlamaktadır (İç Savaş Manzaraları)
- Suç hiçbir zaman failde değildir, çevrededir: baba evi, toplum, tüketim, medya, kötü örnekler. Her katilin önüne, kendi iyiliği için doldurulması istenen bir çoktan seçmeli soru kağıdı konuyor: Annem beni istemiyordu; çok otoriter/hiç otoriter olmayan öğretmenlerim vardı; babam eve sarhoş gelirdi/hiç gelmezdi; banka bana fazla kredi verdi/hesabımı dondurdu; çocukken/öğrenciyken/çırakken/işçiyken şımartıldım/haksızlığa uğradım; annem babam erken boşandı/geç boşandı; çevremde yeterince boş zaman uğraşları yoktu/fazlasıyla vardı. Bu nedenle kundakçılık yapmaktan/saldırıda bulunmaktan/cinayet işlemekten başka çarem yoktu. (Size uyanı lütfen işaretleyiniz. (İç Savaş Manzaraları)
- Bu hikaye Brinan'ın hiçbir şey bilmediğini,ama herşeyi anladığını anlatır,buna karşı Poincaré herşeyi bilir,ama birşey anlamaz. Sizin bir yığın bilginiz olabilir,ama siz hiçbir şeyden hiçbir şey anlamıyorsunuz. (Havana Duruşması)
- Her şeye alışmaya alışır insan. Öğrenme süreci denir genelde buna. (Bütün Şiirlerinden Seçmeler)
- "Evet yavrum, bazen ben de kendime matematiğin nerede bitip sihirbazlığın nerede başladığını sormuyor değilim." (Sayı Şeytanı)
- Daha kaç kez söyleyeyim size! Eğlencesiz sanat olmaz diye. (Titanic'in Batışı)
- Yoksulların yoksulluğunu salt dış etkenlere bağlayarak açıklayan kuramlar yalnızca ahlâkî isyanı beslemiyor; bunların başka bir yararı daha var: yoksul dünyanın hükümdarlarının işini kolaylaştırıyor ve sefaletin tek sorumluluğunu, artık Kuzey olarak da anılan Batı’ya yüklüyor. Bu aldatmacanın farkına varan Afrikalılar, süperler tarafından sömürülmekten daha kötü bir şeyin olabileceğini söylüyorlar: onlar tarafından sömürülmemek. En büyük düşmanlarının kapitalizmin kaleleri değil, ülkelerini yıllardır sistematik biçimde yıkan o siyasî gangsterler olduğunu artık görüyorlar. (İç Savaş Manzaraları)
- Onun neler söylediğini anlamıyor değillerdi, ama onu anlamamışlardı. Onun sözleri kendi sözlerine benzemiyordu. Onlar, onun bilmedigi başka korkularla ve başka umutlarla yenip bitmişlerdi. (Titanic'in Batışı)
- Gerçekte nasıldı? Şiirimde nasıldı? (Titanic'in Batışı)
- “Bize ne oldu böyle, bilemiyoruz (İç Savaş Manzaraları)
- Erkek olma iddiasıyla ortaya çıkanın, ister samuray ya da kahraman kovboy, ister cani ya da asi, olabildiğince güçlü ve tehlikeli bir rakiple, en azından kendisine denk bir rakiple boy ölçüşmesi temel kuraldı. Günümüzün saldırganları bu tür kavramlara yabancı. Burada ortaya yeni bir erkeklik anlayışı çıkıyor. Bu erkekliğin onurunun korkaklık olduğu söylenebilir; fakat bunu söylemekle onları yüceltmiş olurduk. Cesaret ve korkaklık arasındaki yalın ayırımı dahi anlayamıyorlar. Gelgelelim bu da bencilliğin ve kanaat/inanç yitiminin bir belirtisi (İç Savaş Manzaraları)
- Bilmeden, her deneyimli sosyologun hiç çekinmeden ülkenin güçlü azınlığı diye adlandıracağı bir toplulukta bulmuştum kendimi; oysa orada bulunanların hiçbiri bu güçlü azınlıktan olma izleri taşımıyordu. "Güçlü azınlık" terimi ne kadar da berbat; dünyanın hiçbir yerinde, ne Tiran'da ne de Pnom Penh'de bu terim Stockholm'daki kadar uygunsuz düşmez. (Ah Avrupa!)
- Siyasal gücün banka kasalarında yerleşmiş olduğuna inanmak, kaba Marksizm'e dayanan eski bir hatadır. İnsanların kafalarından neyin geçtiği, hangi yazılmamış kanunlara inandıkları, hangi dili konuştukları da aynı derecede ağırlıklı sanılır. İsveç burjuvazisinin kendi dili kalmamıştır, kendi öz bilinci ve siyasal kültürü de yoktur. Borgerskapet sözcüğü bile şaibeli, daha çok savunmaya dayalı bir çağrışım yapar. (Ah Avrupa!)
- İnsanlar ancak eylemlerinin ve görmezden geldiklerinin ölümcül sonuçlarını kendi bedenleri üzerinde hissettikleri zamandır ki, masumların saati gelmiş demektir. (İç Savaş Manzaraları)
- -Anlamadığım bir şey var, nasıl oluyor da her şey bu kadar denk düşüyor? -Matematiğin şeytansı yanı da bu zaten. Her şey birbirine uygun düşer. (Sayı Şeytanı)
- Henüz hiç olmayana alışkınız. Alışkanlığın hukukudur henüz hiç olmayan. Alışkanlığı kudurmuşluktan beter olan biri bir gün alışılmış köşede rastlar suçu alışkanlık edinmiş birine. Alışılmamış bir olay. Alışılmış pislik. Klasik yazarlar alışıktır öykü yapmaya ondan. (Bütün Şiirlerinden Seçmeler)
- Ama tarih bir süpermarket, bir kendi işini kendin gör mağazası değildir; toplum gereksinmelerini kendi istediği gibi karşılayamaz. (Ah Avrupa!)
- “Ama anne, biliyorsun: bir şeyi kırk kez yinelersen başına gelir.” (Sayı Şeytanı)
- Her türlü özenin ve eğitimin, ne kadar çok insanı kapsarsa kapsasın, ulaşamadığı kişiler vardır. Neden bilmiyorum ama, içimi rahatlatan bir saptama bu. (Ah Avrupa!)