diorex
life
Dedas

Sessizlik ve Gürültü - Nihad Siris Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sessizlik ve Gürültü kimin eseri? Sessizlik ve Gürültü kitabının yazarı kimdir? Sessizlik ve Gürültü konusu ve anafikri nedir? Sessizlik ve Gürültü kitabı ne anlatıyor? Sessizlik ve Gürültü PDF indirme linki var mı? Sessizlik ve Gürültü kitabının yazarı Nihad Siris kimdir? İşte Sessizlik ve Gürültü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 17.12.2022 05:00
Sessizlik ve Gürültü - Nihad Siris Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Nihad Siris

Çevirmen: Rahmi Er

Yayın Evi: Jaguar Kitap

İSBN: 9786056501975

Sayfa Sayısı: 160

Sessizlik ve Gürültü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Yazar Fethi Şiyn, ülkenin mutlak hâkimi olan Lider'in iktidara gelişinin yirminci yıl kutlamalarının yapıldığı sıcak bir güne açar gözlerini. Tıpkı diğer sabahlarda olduğu gibi, propaganda şarkılarının gümbürtüsü sloganların kükreyişine karışmıştır. Düşündüklerini baskı nedeniyle yazamayan ama istenildiği gibi yazmaya da yanaşmayan ve sessiz kalan Şiyn, ülkenin doğal gerçekliği haline gelmiş bunaltıcı karmaşadan bir parça uzaklaşabilme umuduyla kendisini sokağa atar. Ne var ki polis tarafından dövülen bir öğrenciyi kurtarmaya çalıştığında "uzun bir gün"ün başlangıcında olduğundan habersizdir.

Şiyn, "bilinmeyen" bir Arap ülkesindeki zamanın ruhunu ve baskının şiddetini gösteren acı olaylara tanık olur. Lider için yanıp tutuştuğunu sandığı halkın ona fısıldayarak anlattıklarını dinler. İktidarın propaganda faaliyetlerinin işleyişini ve onu kendi sessizliğinden çıkarma planlarını öğrenir. Sadece bir gün içinde, bir devrin sinsi zalimliğinin ne denli korkutucu boyutlara ulaşabileceğini görür ve gösterir.

Modern Arap edebiyatının aykırı yazarı Suriyeli Nihad Sîris'in, distopya ile gerçekliğin kesiştiği incecik bir çizgide zarafetle yürüyen romanı Sessizlik ve Gürültü'yü Rahmi Er, Arapça aslından çevirdi.

(Tanıtım Bülteninden)

Sessizlik ve Gürültü Alıntıları - Sözleri

  • "Toplum delirmişse bireysel aklın faydası yoktur."
  • "Sen dilediğini hain ilan edebilirsin, zira kalem senin elinde."
  • Bir süredir bir sıkıntı ve kendime karşı bir kızgınlık içindeyim, çünkü pek bir şey yapmıyorum. Dün tıpkı önceki gün gibiydi, önceki gün ondan önceki gün gibiydi, o da aylar öncesi gibi.
  • “Eğer istersen, konuşmanın iki türü var: Biri Lider'i övmek, diğeriyse hakikati."
  • “Öyleyse sen bir hainsin?" diyerek sözümü kesti... “Sen dilediğini hain ilan edebilirsin zira kalem senin elinde."
  • Düşünmek lanetli bir eylemdir, suçtur, daha doğrusu Lider'e ihanettir. Sessiz ve sakin ortam, insanı düşünmeye sevk ettiğinden, kitleleri ikide bir bu gürültülü yürüyüşlere çekmek, insanların beyinlerini yıkamak ve onları düşünme suçunu işlemekten korumak için gereklidir.
  • Kendi kendine konuşmanın insanı çevresinden uzaklştırdığını ve dünyayı onca kusuruna rağmen daha kabul edilir hale getirdiğini fark ettim.
  • Doğu'da insanlar kendi rızalarıyla köledir. Öyle ki Hegel "Doğu'da özgür tek bir kişi vardır, o da yöneticidir," der ardından " kim yönetici değilse köledir," diye ekler.
  • “Toplumun delirmişse şayet, aklının artık sana yararı olmaz."
  • “Kainattaki en güzel şey; uzaktan gelen yumuşak sesleri işitmemize imkân veren sükûnettir."

Sessizlik ve Gürültü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Suriyeli yazar Nihad Siris, Sessizlik ve Gürültü’de, bir diktatör tarafından yönetilen bir Orta Doğu ülkesinde, siyasi duruşundan dolayı artık üretemeyen ama yine de muhalif tavrını koruyarak varlığını devam ettirmeye çalışan bir yazarın tek bir günde yaşadıkları ekseninde, totaliter sistemlerin nasıl ayakta kaldığını, bunların kültür ve coğrafya ile olan ilişkisini ve kitlelerin manipülasyonunu işliyor. Eser, hem distopik hem de sarsıcı bir gerçeklik olabilecek kadar incelikli detaylarla işlenmiş bir kurguya sahip. Atmosferi çok güçlü olan kitabı okurken, bunaltıcı derecede sıcak olan havadan, susmayan hoparlörlere kadar tasvir edilen her durum sizi karakterlerle yaşıyormuşsunuz gibi rahatsız ediyor. Buna ek olarak distopik unsurlar da çok iyi seçilmiş ve dozunda kurguya dahil edilmiş olduğundan, en başından sonuna kadar okuru içine alan ve ona yer yer distopya okuduğunu dahi unutturup, gerçek ile arasındaki ilişkiyi muğlaklaştıran bir kitap. Yazarın muazzam sosyolojik ve psikolojik analizleri var, bunları tarihten örnekler verip, felsefi yaklaşımlarla desteklemesi de esere derinlik katmış. Çok beğendim. (İpek Dadakçı)

HERKESİN OKUMASI GEREKEN KİTAP: SESSİZLİK VE GÜRÜLTÜ: Suriyeli yazar Nihad Siris’ten muhteşem bir kitap. Suriye’de daha basılmadan yasaklanan Sessizlik ve Gürültü romanı bu nedenle yazıldıktan bir yıl sonra, 2004 yılında Beyrut’ta yayımlanır. Kitap yayımlandığı günden beri büyük bir ilgi görmüş olsa da yazarı Nihad Siris’e de sürgün kapılarını açmıştır. Sessizlik ve Gürültü romanını distopik bir roman olduğunu söyleyenler bence yanılıyorlar. Çünkü Nihad Siris’in anlattığı siyasi rejim keşke gerçek olmasaydı denilecek kadar gerçektir ne yazık ki. Sıcak bir güne gözlerini açar kitap kahramanımız yazar Fethi Şiyn. Yirmi yıl önce darbe ile başa gelen şimdiki iktidarın 20. yıl dönümü kutlanmaktadır. Bu kutlama insanların sokaklarda yürümeleri ve her yere yerleştirilmiş hoparlörlerden Lider’in konuşmaları eşlik etmektedir. Kitapta Lider olarak geçen kişi tam bir diktatördür. Ülke ve ülkede yaşayan tüm insanların kendi etrafında dönmesini, her kesin ona secde etmesini, kitlelerin onun yaptıklarını ve söylediklerini hiçbir koşulda sorgulamamasını istemektedir. Nitekim bunun vuku bulmuş halini kitap kahramanı yazar Fethi Şiyn bize anlatıyor. Fethi Şiyn bir yazar olarak sevilmemektedir iktidar tarafından. Çünkü zamanında onların aleyhinde yazılar yazmış ve televizyon programları düzenlemiştir. Fakat iktidarın onu karalaması ve onu sevenlerinde iktidar korkusundan suskun kalmalarından dolayı Fethi Şiyn uzun yıllardır hiçbir şey yazmamaktadır. O Lider’in yanlışlarını bulan ve sevgilisi Lama ile bu hatalara gülen ve sevginin güzelliğini yaşayan biridir. Fakat Lider ülkede herkesin kendisinin safında olmasını istediğinden dolayı, Fethi Şiyn’in de kendisine katılmasını aynı şekilde kendisini ve ideolojisini yücelten yazılar yazmasını istemektedir. Olaylarda tam da bu şekilde başlar. Fethi Şiyn o sabah dışarı çıkar ve kitapta Yoldaşlar olarak geçen askerler tarafından kimliği alınır. Kimliğini almak için geçen sürede kendisini, sevgilisini ve ailesinin kişisel hayatlarını biz okuyuculara anlatır. “Düşünmek lanetli bir eylemdir, suçtur, daha doğrusu Lider'e ihanettir. Sessiz ve sakin ortam, insanı düşünmeye sevk ettiğinden, kitleleri ikide bir bu gürültülü yürüyüşlere çekmek, insanların beyinlerini yıkamak ve onları düşünme suçunu işlemekten korumak için gereklidir.” Kitabı okuma sürecinde hep Türkiye’yi düşündüm. Ne kadar tanıdık sahneler vardı. Çünkü bizim iktidarımız ve Liderimizde yavaş yavaş kitaptaki Lider yolunda emin adımlarla ilerliyor. Hatta çoğu zaman öyle de denilebilir. Yukarıda bıraktığım alıntıdan da anlaşılacağı gibi Nihad Siris iktidarların düşüncelerini çok güzel şekilde özetlemiştir. Nihad Siris gibi yazarların kitapları ne yazık ki hep yasaklanıyor. Acı bir durum. Lanet iktidarlar bireyselliği istemiyorlar, bireylerin düşünmelerini ve birtakım düşünce ve fikirleri sorgulamalarını istemiyorlar. Onlar her zaman yönlendirecek bir koyun sürüsü istiyorlar. Bu koyun sürüsünü yönetirlerken de kendi egolarının bencilliğinde yaşıyorlar. Acınası bir durumdalar. Nihad Siris gibi cesur yazarlar iyi ki varlar. Ve ne yazık ki çok az kitabı Türkçe’ye çevrilmiştir. Sessizlik ve Gürültü kitabının kahramanı da yazarı gibi cesur bir yazardır. Çünkü Fethi Şiyn iktidarın baskılarına maruz kalır. Lider’in ondan beklentileri ona iletilir. Verdiği kararlar hiçbir okuyucuyu şaşırtacağını düşünmüyorum. Bütün olanlara karşın o Lema’nın kollarında kalmayı ve onunla sevişmeye devam eder. “Onu deli gibi öpmeye başladım çünkü aşk her zaman sığınağımızdı bizim.” Sessizlik ve Gürültü romanı hangi ülkede geçtiğini Nihad Siris bunu biz okuyuculara açıkça söylememiştir. Ama bunun bir Arap yarımadasında bir ülke olduğunu ve hatta bu ülkenin Suriye olduğu çok açıktır. Nitekim Beşşar Esad rejimi de bu dönemlerde başlar. Ve günümüzde Suriye’nin hali ortadadır. Harika bir romandı. Sade bir dil ve okurunu hiç sıkmayan bir anlatımla bunu çok başarılı bir biçimde romanında gerçekleştirmiştir Nihad Siris. Kesinlikle herkesin okuması gereken bir kitap. Ve tabi Jaguar Kitaba da teşekkür etmek lazım. Son yıllarda harika kapaklarıyla beraber harika kitaplar yayınlamaya başladılar. (GökHan)

EY OKUYUCU ANLATILAN SENİN HİKAYENDİR!!: DİSTOPYANIN GÜZEL İNSANLARI MERHABA!! Sizlere bir hikaye anlatmak istiyorum… “Bir yaz vakti uyandınız. Hava Ağustos ayının en yakıcı günleri sıcak dayanılır gibi değil. Sıcaktan, terden bayılacak durumdasınız. Biraz sıcaktan kurtulmak için TV açayım diyorsunuz. Ekranda, istinasız tüm kanallarda LİDER’in canlı konuşması yayımlanıyor. Aniden modunuz düşüyor büyük bir öfke ile dışarı çıkıyorsunuz. Kendinizi sokağa atıyorsunuz. Birden kendinizi, şehrin dört yanından gelen insanlar şehrin en büyük caddesinde BÜYÜK LİDER’in devleti yönetmesinin 20. Yılı için düzenlenen dev mitingin ortasında kalıyorsunuz. Binlerce insan boğazını yırtarcasına LİDER’in eşiz bir insan olduğunu ifade eden sloganlara eşlik ediyor. Mitinge katılmayanlar korkusundan tv'de canlı verilen mitingi son ses açmış. (sıkıysa açmasınlar) Gazeteler, internet siteleri her türlü iletişim aracı, LİDER’ in eşsiz özelliklerini anlatıyor. Okullarda tüm ders kitapları LİDER’in, dünya tarihine damga vurmuş bir şahsiyet olduğunu anlatıyor. Televizyonlar gün oyunca LİDER’n canlı veya eski mitinglerini veriyor. Tüm caddeler, devlet kurumları, reklam panoları gözünüzün gördüğü her yerde LİDER’in fotoğrafları ile süslenmiş. Yazarlar Birliği, sendikalar, ülkenin büyük entelektüelleri! herkes büyük LİDER’i övmekte onun büyük meziyetlerini ortaya koymak için bir yarışa girmişler. LİDER’i övmeyen sözde aydınlar! hapse atılmış veya yurtdışına kaçmış. LİDER’i öven büyük aydınlar! kendileri dışında ülkenin büyük insanını övmeyen eli kalem tutan herkesi vatan hain aydınlar olarak şeytanlaştırmakta. LİDER’e bağlı özel silahlı güçler istediği vatan haini damgası yemiş insanları gözaltına alıp bunları gözaltında kaybetmekteler…” Güzel insanlar yazdığım şeyler içinizi sıktı değil mi? Benim içim daraldı resmen…(ve niyeyse çok tandık geldi, bu filmi izledim ama nerde aklıma gelmedi)) Romanı, mekan olarak alın, Ortadoğu’da istediğiniz bir ülkeye uyarlayın, hoppp aha burası dersin. Hayvanlar Çiftliği,1984, Fahrenheit 451, Otomatik Portakal… kitap sanki tüm distopik romanların bileşkesi modern bir film uyarlaması gibi geldi. Eserde tipik bir Ortadoğu insanını görüyoruz. Düşünmeyen, okuyup okuduğunu sorgulamayan, şiir gibi kafiyeli sloganlar ile büyük LİDER’ e kendini feda etmeye hazır on binlerce vatansever insanlar!... “Düşünmek lanetli bir eylemdir, suçtur, daha doğrusu Lider'e ihanettir. Sessiz ve sakin ortam, insanı düşünmeye sevk ettiğinden, kitleleri ikide bir bu gürültü yürüyüşlere çekmek, insanların beyinlerini yıkamak ve onları düşünme suçunu işlemekten korumak gereklidir.” (s.19) Kitabı okurken, Ortadoğu insanına tüm sistemlerin pompaladığı bir cümle aklıma geldi. “DÜŞÜNME İTAAT ET RAHAT ET.” Suriyeli yazar aynı zamanda adaşım Nihat Siris’,n Türkçeye çevrili ilk kitabı (başka varsa da bilmiyorum.) Suriyeli cesur kalem, Nihat Siris 2004 yılında kitabı yazmış. O dönemde baba Hafız Esad yılları. Kitap içeriği nedeniyle bomba etkisi yaratmış demek ki! Kendi ülkesinde yayımlayamaz. 2004 yılında Lübnan, Beyrut’ta okuyucu ile buluşur. Kitapta şiir ve düzyazının toplumu dizayn etmede önemi ile ilgili tespitlere bayıldım. SESSİZLİK ve GÜRÜLTÜ kavramları ile ilgili kitap boyunca yaptığı analizler hedefi on ikiden vuruyor. Sistemler her türlü elektronik cihazlar ve diğer malzemeler ile bizi bizden alıp o gürültü deryasında istediği bireylere dönüştürüyorlar. SESSİZLİK, çok tehlikeli, hiçbir sistem sizin sessiz kalmanızı istemez. Allah korusun sessiz kalan kişi iç dünyasına döner, düşünmeye başlar, sorgulamaya başlar. Düşünme, rahat et… Güzel İnsanlar!! Rus, Amerikan, Avrupa gibi birçok ülke edebiyatını biliyorken, en uzun sınır komşumuz olan Suriyeli hiçbir yazarı okumayı bırakın, bilmediğimi düşündüm. Bu eksilik ile ilgili önce iğneyi kendime çuvaldızı isteyen dostlara gönderiyorum. Güzel, akıcı bir solukta bir kitap okumak istiyorum, diyen dostlara hemen kitabı okumalarını naçizane tavsiye ederim. SAĞLICAKLA VE KİTAPLA EFENİM!!! (Nihat Çelik)

Sessizlik ve Gürültü PDF indirme linki var mı?

Nihad Siris - Sessizlik ve Gürültü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sessizlik ve Gürültü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Nihad Siris Kimdir?

İnşaat mühendisliği okudu. Yayımlanan yedi romanının yanı sıra tiyatro oyunları ve çocuk kitapları da yazdı. 1950’li yıllardaki Halep’in kültürel ve siyasi durumunun televizyonlarda ilk kez konu edildiği, gerçekçi yaklaşımı ve cüretkâr diliyle öne çıkan televizyon dizileri hazırladı. Suriye’de daha basılmadan yasaklanan ve bu nedenle Beyrut’ta yayımlanan romanı Sessizlik ve Gürültü [es-Samt ve’s-Sahab, 2004] çevrildiği ülkelerde büyük ilgi gördü. Rejimin baskısı nedeniyle uzun yıllar önce ülkesini terk etmek zorunda kalan Nihad Sîris, 2012’den bu yana Berlin’de yaşamaktadır.

1987 yılından bu yana düzenli, kısa hikayeler, oyunlar, senaryolar ve tarihsel romanlar yazıyor.

Nihad Siris Kitapları - Eserleri

  • Sessizlik ve Gürültü

Nihad Siris Alıntıları - Sözleri

  • “Öyleyse sen bir hainsin?" diyerek sözümü kesti... “Sen dilediğini hain ilan edebilirsin zira kalem senin elinde." (Sessizlik ve Gürültü)
  • “Toplumun delirmişse şayet, aklının artık sana yararı olmaz." (Sessizlik ve Gürültü)
  • "Sen dilediğini hain ilan edebilirsin, zira kalem senin elinde." (Sessizlik ve Gürültü)
  • Düşünmek lanetli bir eylemdir, suçtur, daha doğrusu Lider'e ihanettir. Sessiz ve sakin ortam, insanı düşünmeye sevk ettiğinden, kitleleri ikide bir bu gürültülü yürüyüşlere çekmek, insanların beyinlerini yıkamak ve onları düşünme suçunu işlemekten korumak için gereklidir. (Sessizlik ve Gürültü)
  • “Eğer istersen, konuşmanın iki türü var: Biri Lider'i övmek, diğeriyse hakikati." (Sessizlik ve Gürültü)
  • “Kainattaki en güzel şey; uzaktan gelen yumuşak sesleri işitmemize imkân veren sükûnettir." (Sessizlik ve Gürültü)
  • Kendi kendine konuşmanın insanı çevresinden uzaklştırdığını ve dünyayı onca kusuruna rağmen daha kabul edilir hale getirdiğini fark ettim. (Sessizlik ve Gürültü)
  • Bir süredir bir sıkıntı ve kendime karşı bir kızgınlık içindeyim, çünkü pek bir şey yapmıyorum. Dün tıpkı önceki gün gibiydi, önceki gün ondan önceki gün gibiydi, o da aylar öncesi gibi. (Sessizlik ve Gürültü)
  • Doğu'da insanlar kendi rızalarıyla köledir. Öyle ki Hegel "Doğu'da özgür tek bir kişi vardır, o da yöneticidir," der ardından " kim yönetici değilse köledir," diye ekler. (Sessizlik ve Gürültü)
  • "Toplum delirmişse bireysel aklın faydası yoktur." (Sessizlik ve Gürültü)

Yorum Yaz