Sıdıka Hanım - Naşide Gökbudak Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Sıdıka Hanım kimin eseri? Sıdıka Hanım kitabının yazarı kimdir? Sıdıka Hanım konusu ve anafikri nedir? Sıdıka Hanım kitabı ne anlatıyor? Sıdıka Hanım PDF indirme linki var mı? Sıdıka Hanım kitabının yazarı Naşide Gökbudak kimdir? İşte Sıdıka Hanım kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Naşide Gökbudak
Yayın Evi: Nemesis Kitap
İSBN: 9786055395179
Sayfa Sayısı: 350
Sıdıka Hanım Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Sürükleyici anlatımı ve gerçek yaşam hikâyesiyle elden bırakılması çok zor, tadına doyulmaz bir eser.
Nazan Şoray
Hadiseler çok iyi tarzda birbirine bağlanmış, kopukluklar hiç yok. Hayat unsurları gerçeklerle o denli birleştirilmiş ki, ayırmak imkânsız. Sıdıka'nın başından geçenler, belli bir sıra ile okuyanın merakını uyandıracak şekilde sıralanmış. Bu hali ile akıcılık ve edebi bir hüviyet kazanmış. Tek kelime ile muhteşem bir eser.
Doç Dr. Naci Onur Fırat Üniversitesi Edebiyat Kürsüsü
Sıdıka Hanım romanı, önemli tarihi değişikliklerin oluştuğu bir dönemde yaşanan, ilginç ve gerçek bir hikâye, çok sürükleyici, anlatım sade ve akıcı. Zevkle okunabilen nadir romanlardan biri.
Işıl Yücesoy Devlet Tiyatrosu Sanatçısı
Sıdıka Hanım Alıntıları - Sözleri
- Bu dünya, ayakta gezen ama yaşamayan insanlara dolu
- Bu dünya, ayakta gezen ama yaşamayan insanlarla dolu
- "İnsan,insan olmalı.Ne Ermeni ne Müslüman ne Yahudi ne Kürt, yeter ki vicdanı olsun!"
- Köpekler ve bebekler, kendini seveni ve iyi niyetli insanları hemen tanır ve severler!
- "Köpeklerle bebekler, kendini seven ve iyi niyetli insanları hemen tanırlar ve severler!"
- "İnsan kafasının içindekileri çıkaramadıktan sonra, bir yerlere gitmenin ne önemi var. Sorun bizimle beraber. Mekanların hiçbir suçu yok. "
- Bu dünya, ayakta gezen ama yaşamayan insanlarla dolu..
- Aşk sıradan değildir, Sevmeyi bilmek gerek, İlahi bir aşk için, Bir ömür vermek gerek.
- "Evet çok güzel sizi de büyüledi değil mi? Artık o çiçeklere daha başka bir gözle bakacaksınız. Basmamaya, zarar vermemeye çalışacaksınız. Hatta Mümkünse başkalarının da zarar vermelerine mani olacaksınız. işte bu sevginin en basit en sade şeklidir. Bu bir insan olsaydı dış güzelliğinin yanı sıra iç dünyasının da bu kadar güzel bu kadar asil ve zarif olduğunu görebilseydiniz ne yapardınız?" Küçük gayet doğal "aşık olurdum herhalde." dedi. Beko yüzünde acıyla karışık bir mutlulukla "ben de öyle yaptım işte." dedi. "Evet annene aşıktım ve aşığım ama bu aşk artık ilahi bir aşka dönüştü. Onun kadın, benim erkek olduğumu gelin gittiği gün unutmaya karar verdim ve başardım. Sevmemeye karar veremezdim Çünkü o Başaramayacağım bir şeydi." dedi.
- "ilk günlerde evlat hasreti, yeni alev almış bir odun yığını gibiydi. Zamanla alevler azalıyor yerini dumana bırakıyordu. İşte ben şimdi duman içinde yaşıyorum."
Sıdıka Hanım İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Uzunca bir zamandır Naşide Gökbudak kitaplarını merak ediyordum, okuyan kitap dostlarımdan da beğeni dolu yorumlar ve öneriler alınca artık okumanın vakti geldi dedim. Bu gün sizlere Naşide Gökbudak 'ın "Sıdıka Hanım" kitabını getirdim. Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanıp yazılmış olması ilgimi çok çekmişti. Sıdıka Hanım.. Gerçek hayatta da bir çok örneğini görebileceğimiz bir kadın aslında..Birbirini tanımadan evlenen çiftler ,kötüye giden evliliklerine belki düzelir umudu ile sabredenler, kendilerini çocuklarına adayan ve onların rahatı ve mutluluğu için kendi hayatını feda eden kadınlar . Sıdıka'nın evliliği kötü gitsede birçok kadına göre şanslıydı.Çünkü onun arkasında çok güçlü bir kadın ; Dilşat Hanım vardı.Onu koruyup kollayan, kızı gibi gören , oğluna verdiği değerin çok daha fazlasını gelinine veren, seven, taş tacı eden bir kayınvalide Dilşat Hanım. Onların arasındaki bağ çevrelerindeki herkesi kıskanıracak derece dillere destandı. Yalnız değildi Sıdıka Hanım, Lamia vardı, çok iyi bir dost /yoldaş, arkadaş, dert ortağı. Beko aşkını kalbine gömen sadık bir hizmetkar önceleri, sonrasında koruyup kollayan bir dost/abi. Ve geçip giden yıllarda büyüyen çocuklar ; Küçük hanım, Dilşat ,Muhammet Ziver, Firdevs. Herbirinin ayrı ayrı hayat hikayesi insanı büyüleyen,üzen,düşündüren.... Kitabın yazarı Naşide Gökbudak ; Sıdıka Hanım'ın torunlarından biri. Kitapta bahsi geçen olayları annesi ve teyzesinden defalarca dinlemiş ve kaleme almış. "Evet çok güzel sizi de büyüledi değil mi? Artık o çiçeklere daha başka bir gözle bakacaksınız. Basmamaya, zarar vermemeye çalışacaksınız. Hatta Mümkünse başkalarının da zarar vermelerine mani olacaksınız. işte bu sevginin en basit en sade şeklidir. Bu bir insan olsaydı dış güzelliğinin yanı sıra iç dünyasının da bu kadar güzel bu kadar asil ve zarif olduğunu görebilseydiniz ne yapardınız?" Küçük gayet doğal "aşık olurdum herhalde." dedi. Beko yüzünde acıyla karışık bir mutlulukla "ben de öyle yaptım işte." dedi. "Evet annene aşıktım ve aşığım ama bu aşk artık ilahi bir aşka dönüştü. Onun kadın, benim erkek olduğumu gelin gittiği gün unutmaya karar verdim ve başardım. Sevmemeye karar veremezdim Çünkü o Başaramayacağım bir şeydi." dedi. " (İlkay Yurttaş Koşar)
Güzellerin bahtı olmaz, Allah çirkin şansı versin kızım der büyükler. Okudukça bu sözler ve haklılığı kulağınıza ve aklınıza defalarca kez gelecek. Peki bir de kitabı bitirdiğimde gerçek olması şokuna ne demeli? Daha fazlası ise, yazarın anneannesinin hayatı olması. Akıp gitti, okudum bitti. (Lavinia)
Kitabı bitirdim ve hemen bir şeyler yazmak istediğimi fark ettim. Bu benim ilk incelemem olucak hatalarım affola :) Sıdıka Hanım beni çok derinden etkileyen bir kitap oldu. Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanıp yazılmış olması ilgimi çok çekmişti. Yalan söyleyemem ki ilk sayfaları hep tekrar eden şeyler gibi geldi. Ama sonrasında olayların birbiriyle uyumu, kitabın sürükleyiciliği ve yazarın anlatımıyla birleşince ortaya enfes bir eser çıkmış. Hatta birkaç yerinde oturup ağladım sanki bir kitabı okuyormuş gibi değilde onların hayatlarını,yaşadıkları olayları uzaktan izliyor gibiydim. Bu kitap yazarın ilk okuduğum eseriydi ama şunu çok içten bir şekilde söyleyebilirim ki son olmayacak. Sıdıka Hanımın ve ailesinin benim kalbimdeki yeri çok ayrı olacak. Mekanları cennet olsun. (Yelda Aksoy)
Sıdıka Hanım PDF indirme linki var mı?
Naşide Gökbudak - Sıdıka Hanım kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sıdıka Hanım PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Naşide Gökbudak Kimdir?
1937 yılında Elazığ ilinin Perçenç (Akça Kiraz) köyünde doğdu. Lise tahsilini Elazığ Lisesinde tamamladı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde okurken eğitimini bazı ailevi sebeplerden ötürü yarım bırakmak zorunda kaldı. İstanbula yerleşti. Halen yaşamına İstanbul'da devam eden Gökbudak evli iki çocuk ve üç torun sahibi.
Kitapları:
Sıdıka Hanım-2003
Asıl Adı Atiye-2005
Miralayın Kızı Süreyya-2005
Ben Eşkıya Değilim-2005
Bana Allahaısmarladık Deme(şiir)-2005
Perina'nın Hikayesi-2006
Şelale'nin Bez Bebeği-2006
Hümeyra-2007
Feraye-2008
Naşide Gökbudak Kitapları - Eserleri
- Feraye
- Perina
- Sıdıka Hanım
- Miralayın Kızı Süreyya
- Asıl Adı Atiye
- Hümeyra
- Rahmi Bey
- Sırma'nın Günlüğü
- Kaç Yıl Geçti Aradan
- Şelale'nin Bez Bebeği
- Küpe Çiçeği
- Aykırı Aşklar
- Mihrimah
- İçimdeki Başka Ben
- Neredesin Şelale?
- Gölge Kadınlar
- Yüreğim Şam'da Kaldı
- Dürrüşehvar Sultan
- Anılar Ağacı
- Sana Rağmen Aşkı Sevdim
- Beyaz Güller Açarken
- Beyaz Gülleri Kurutma
- Sevmesem Ruhsuz Sevsem Mutsuz Gibiyim
- Veda
- Aşk Yolunu Kendini Bulur
- Uçan Süpürge
Naşide Gökbudak Alıntıları - Sözleri
- "Kapalı kutunun içinde neler olduğunu müneccim dahi bilemez. Kutuyu açmadığımız sürece söylenenlerin hepsi tahmin olarak kalır." (Anılar Ağacı)
- Çok iyi bir dostun yerini de kimse tutamaz. (Küpe Çiçeği)
- “Umman gözlü koz,hayattaki en zor işlerden biri de senin inanmadığın şeye,karşındakini inandırmaya çalışmaktır.” (Miralayın Kızı Süreyya)
- Ah, şu Türk kadınları. Sevgileri de sonsuz, fedakârlıkları da, hırsları da... (Feraye)
- Adımlarının çıkardıkları sesi dahi duymuyorlardı. Çünkü kalplerinin sesi daha baskın çıkıyordu. (Feraye)
- Hemen hiçbir iktidar, başa geldiğinde verdiği sözlerin arkasında sonuna kadar doluyor veya duramıyor. (Yüreğim Şam'da Kaldı)
- Her şeyin fazlası zarardır derler ya, aklında fazlası zarardı ve insana bazen faydasız olabiliyordu. O halde insanlar neden her şeyin fazlasının peşinde koşarlardı? (Mihrimah)
- Ama hayat, ümit ettiğin müddetçe yaşanır olabiliyordu. (Dürrüşehvar Sultan)
- Seni tanıdıktan sonra, kimseyi sevmek, beğenmek mümkün olamazdı. Olmadı da. (Sırma'nın Günlüğü)
- "Galiba savaşların en zoru, en yıpratıcısı, bir insanın aklı ve mantığı ile, duygularının karşı karşıya gelmesi, kıyasıya çatışmasıydı. Aklın kazanması için çok ama çok güçlü bir karaktere sahip olunması gerekiyordu. Bu da her zaman, her insanda bulunamayacak çok büyük bir özellik ve güzellikti." (Aykırı Aşklar)
- İnsanın gururlu olabilmesi için, ayaklarını basacağı bir avuç toprak, yiyeceği bir lokma ekmek, içeceği bir tas su ve tutunacak bir dal olması gerekir. (Asıl Adı Atiye)
- Çocuklugumuzu ,gençlıgimizi beraber yaşadık .Sizinle paylaşamadıgım bir çok şeyi onunla paylaştım.Gençligimi onunla paylaştım . Yani insanların sahip oldukları ; ama asla zamanında nedenli degerli oldugunu , fark edemedigim en güzel şeyi ; gencligimi.; . (Miralayın Kızı Süreyya)
- Zira geçmişini bilmeyenler, geleceğe doğru yoldan yürüyemez, doğru kararlar alamazlar. (Hümeyra)
- Allah'ım bana insan sevgisi ve merhameti ver. (Dürrüşehvar Sultan)
- Babalık aç açık bırakmamakla olmuyor. Bir baba özellikle de ana çocuklarına manen destek olmalı. Onlara inanacakları bir sevgi ve şüpheye düşmeyecekleri bir güven vermeli. (Yüreğim Şam'da Kaldı)
- İnsanlar, özellikle küçükler korktukları insana güvenemezler ve sevemezler. (Anılar Ağacı)
- Armut dibine düşer. (Hümeyra)
- "Gene imkansızlar içinde imkansızı arıyorum" (Aykırı Aşklar)
- Arada sırada kendiyle bile barışık insanların kıskançlığı veya yapabileceği kötülükler, bağlılığın ve sevginin karşısında daima etkisiz kalırdı. (Aşk Yolunu Kendini Bulur)
- İstanbul her şeyi ile anlatılmaz, anlaşılmaz, devamlı şikayet edilen ama asla vazgeçilemeyen bir şehirdir. (Gölge Kadınlar)