Struma-Aşk Yolcusu - Bahar Feyzan Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Struma-Aşk Yolcusu kimin eseri? Struma-Aşk Yolcusu kitabının yazarı kimdir? Struma-Aşk Yolcusu konusu ve anafikri nedir? Struma-Aşk Yolcusu kitabı ne anlatıyor? Struma-Aşk Yolcusu PDF indirme linki var mı? Struma-Aşk Yolcusu kitabının yazarı Bahar Feyzan kimdir? İşte Struma-Aşk Yolcusu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Bahar Feyzan
Editör: Sema Çubukçu
Yayın Evi: Doğan Kitap
İSBN: 9786050961188
Sayfa Sayısı: 336
Struma-Aşk Yolcusu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Kavuşamamak değil aşkı yaşatan, rağmenleri birlikte harcayabilmek...
Aşk sadece bir karar meselesi, sonra tek yapman gereken elinden tutmak...
Tarihimizin en trajik olaylarından Struma’nın ve imkânsız bir aşkın hikâyesi… Struma’da yer bulabilenler yaşama ümidiyle yola çıktılar, yakın tarihimizdeki en trajik olaylardan birinin kurbanı oldular.
Aralarından ikisi, aynı zamanda aşklarıyla da sarılmışlardı kurtuluşumuduna. Bahar Feyzan bu zor öyküyü anlatma işini cesaretle üstlenmiş.
- Murat Yetkin
Bahar Feyzan, Struma-Aşk Yolcusu ile o günlerin çaresizliğini, acılarını, umutlarını sevgi penceresinde gelişen bir hikâye ile cesurca ifade ediyor.
Sessizliğe gömülen hayatları canlandırıyor, unutturulmak istenenleri, yaşam yolculuklarımızın birer parçası haline getiriyor.
- İshak İbrahimzadeh
Struma-Aşk Yolcusu okunması gereken bir kitap. Akıp giden bir aşkı tarihin sayfaları içinde sunan, ciddi araştırmalara dayalı bir çalışma.
- Güneri Cıvaoğlu
Bahar Feyzan haberci kimliğinin yanı sıra yazarlıkta da iddialı olduğunu gösterdi.
- Ali Eyüboğlu
Struma-Aşk Yolcusu Alıntıları - Sözleri
- "Dünya askerler kadar doktorla dolu olsaydı, belki savaşa ihtiyaç bile duyulmazdı"
- En mühim hatıraları yaşlı gözler saklarmış.
- Eşya dediğin bugün var yarın yok. Ama duygular! Hep orada. Gitmiyor. Keşke” arkadaş bu duygusal yükün çok, bırak yarısını da burada” diyen bir terazi olsa! Hatta senin şu kadar ağırlık güvene ihtiyacın var deyip, tartıp içime koysalar!.
- Üstüne basınca hayat , altına girince ölüm oluyormuş.
- “Cesursan güven “ deyip, güvenin iyileştirdiğini savunurdu.
- Memleketin neresine baksan ayrı bir kusur! Nereye dönsen sorun! Ama insanlar alışmış.
- Söylenmeyenler pas tutar içinde, canla aynı bedende barınamaz. Can canlıdır. Söylenmemişler paslı. Önce canını karartır, göğsünü acıtır, sonra içini daraltır. İğne deliğinden nefes aldığını sanırsın. Sonra omuzların girer araya, seni koruyacak ya! ‘Ey can biraz da bana ver, yorulma’ der. Seve seve ortak olur, söylenmemişleri taşırlar beraberce. İlk günler, ‘Ben de bir hafiflik var ‘ dersin. Nereden bileceksin omuzların da işe karıştığını? Ağrılar, kasılmalar, tutulmalar başlayınca anlarsın. Omuzlar da taşıyamaz artık. Sırtın en yakın komşundur. Yardımcı olup bir ucundan da o tutmak ister. Sen, sırt ağrıları dayanılmaz olana kadar fark etmezsin. Sonra yüzün istemeye istemeye nasibini alır hepsinden. Hem ağrıdan ekşitir kendini, Hem de söylenmemişler iki kaşının arasına oturur. Derin bir yol gibi koca bir çizgi çeker sana. Sadece anlayan gözler, ‘Kim bilir hangi dertleri içine gömdü’ diye vah çekerler sana!
- İnsanın dışı güzellikler mabedi, içi çirkinlikler mahşeridir.
Struma-Aşk Yolcusu İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Serenad'la başladı Struma merakım! Önce Zülfü Livaneli’nin Serenad'ini muhakkak okuyun. Bitirdikten sonra her bulduğum siteye struma yazmaya başladım. Neymiş bu struma??? Sonra Struma-Aşk Yolcusu'nu okuyun. Her taş yerine oturacak. Struma ne diye soracak olursanız bir gemi. Ya da tahta parçası. İçinde onca kandırılmış, kendilerinden kurtulmak istenen insanı taşıyan bir gemi. Hiçbir millet ve devletin istemediği Yahudiler. 2. Dünya savaşı sarılamamış yara. Ve bu yaraya Türkiye'nin de ortak olduğunu bilmek... Türkiye sınırlarında bu vahşetin yaşandığını bilmek öyle üzdü öyle utandırdı ki beni.. "Irkçılık" bana dünyanın en açıklanamayacak kelimesini çağrıştırıyor. İzak Levi 1941 yilında Berlin'de doktorluk eğitimini alan bir Türktür. Yahudi olmasına rağmen Türk olduğu için bir çeşit dokunulmazlığı vardır. Hastanede acil doğum vakasında kendisine yardımcı olan Viktorya'ya aşık olur. Birgün Viktorya zamansız bir şekilde İzak'ın kapısında belirir çünkü başı beladadır. Naziler Viktorya'nın Yahudi olduğunu öğrenmiş, apar topar onlardan kaçmış İzak'a sığınmıştır. İzak bağlantılarını kullanarak Viktorya ile birlikte Romanya'ya kaçar. Bir süre orda saklandıkları sonra kader onları Struma'ya sürükler. Onları Filistin'e götürecek hayallerin gemisi Struma anlatıldığı gibi lüks bir gemi değil denizin üzerinde zar zor ilerleyen eski bir hayvan taşımacılığı için kullanılan gemidir. Fakat artık dönüş yoktur. Struma zor güç İstanbul kıyılarına yanaşır ve asıl eziyet orda başlar. Çünkü motorları bozulan gemideki yolcuların karaya çıkmasına Almanya ve İngiltere'nin baskıları sonucunda Türkiye izin vermemektedir. Struma gemisi Karadeniz Şile açıklarında 24 Şubat 1942 yılında bir Sovyet denizaltısı tarafından batırılır. 2.kaptan ile 20 yaşında bir genç patlamadan sağ çıkmış ancak tutunduğu tahta parçası ve soğuk umutlarını götürünce 2. Kaptan kendini akıntıya bırakmıştır. Yazım dili bazı kısımları sıkıcı olmasına rağmen genel olarak akıcı ve sürükleyiciydi. Kitapta Mustafa Kemal dönemi sonrası siyasetçiler İsmet İnönü, Refik Saydam gibi yada edebiyatçılar Orhan Veli, Sait Faik gibi isimler çok fazla kullanılmış o yüzden kitap kurgu değilde gerçekmiş hissi uyandırdı. Struma gemisi ülkemiz acısından büyük bir siyasî imtihan olarak tarihimizde yer alıyor. Gemideki yüzlerce insanın Rus bombardimanı ile Karadenizde öldürülmüş olması ise büyük bir vahşet. Büyük umutlarla başka bir vahşetten kaçarken hem de... Kitapta işlenen Izak ve Victoria aşkı ise güveni okuyucuya sorgulatiyor. Yazar Bahar Feyzan 'ı ilk defa okudum. Kendisinin gazetecilik geçmişi olması kitabın kaynaklari açısından iyi bir araştırma yapıldığı izlenimi uyandırıyor. Keyifli okumalar dilerim... (Erdi Çetin)
24 Şubat 1942 Tarihimizin en trajik olaylarından Struma’nın ve imkânsız bir aşkın hikâyesi… Struma’da yer bulabilenler yaşama ümidiyle yola çıktılar, yakın tarihimizdeki en trajik olaylardan birinin kurbanı oldular.. Berlin de yaşayan genç doktor İzak Levi ile Viktorya'nın aşkını anlatıyor. Bükreş'e, Struma ve İstanbul'a uzanan yolculuk ve aşk. Struma gemisinde 800 e yakın yahudi ile İstanbul'a yola çıkmışlardır. İzak için hayatının aşkı yanında, ölen kardeşine benzettiği küçük kız yanlarında yeni bir hayat kuracağını düşünmekedir. Ama olaylar çok farklı ilerler ve farklı son bulur kesinlikle tavsiyemdir. Bu tarih kokan romanı okumalısınız.. (Nurdan Ün)
Ikinci Dünya Savaşı döneminde Berlin'de tıp eğitimi almak için gönderilmiş Türk Yahudisi Izak Levi , büyük bir aşka tutulur. Izak Levi , Mustafa Kemal Atatürk 'ün doktoru Yasef Levi'nin oğludur. Bu dönemde Atatürk' un iyi eğitim alıp ülkeyi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmak için yurt dışına gönderilen öğrencilerden birisi olan Izak, aşkı uğruna Berlin'deki eğitimini bitiremeden Sevgilisi Victoria ile Romanya gider. Oradan da Filistine giden Struma gemisine binerler. Planları geminin duracağı Istanbul 'da inmektir. Ancak gemi Istanbul'da bozulur. Icerisindeki 800'e yakın yolcuyu Türkiye Cumhûriyeti kabul etmez. Çünkü tarafsız olduğu ikinci dünya savaşında bu yolcuları almak taraf olmak demektir. Kitap hem siyasi koşullar içerisinde verilen mücadeleyi hem de halkın nezdinde yaşananları roman tadıyla harmanlayıp keyifli bir okuma fırsatı veriyor. Serenad kitabında da okuduğunuz Struma gemisi ülkemiz acısından büyük bir siyasî imtihan olarak tarihimizde yer alıyor. Yüzlerce insanın Rus bombardımanı ile Karadenizde öldürülmüş olması ise büyük bir vahşet. Büyük umutlarla başka bir vahşetten kaçarken hem de... Kitapta işlenen Izak ve Victoria aşkı ise güveni okuyucuya sorgulatıyor. Yazar Bahar Feyzan 'ı ilk defa okudum. Kendisinin gazetecilik geçmişi olması kitabın kaynaklari açısından iyi bir araştırma yapıldığı izlenimi uyandırıyor. Anlatımını akıcı, dili sade. Tavsiye ederim. Keyifli okumalar dilerim... (Learmdieam)
Struma-Aşk Yolcusu PDF indirme linki var mı?
Bahar Feyzan - Struma-Aşk Yolcusu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Struma-Aşk Yolcusu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Bahar Feyzan Kimdir?
Liseyi İngilizce Makine Teknik üzerine okudu. Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümü'nden mezun oldu. New York'ta ekonomi üzerine yüksek lisans yaptı. Muhabirlik ile meslek hayatına başladı ve iş dünyasında önemli ropörtajlara imza attı. İlk olarak CNBC-e'de medyaya adım attı. Daha sonra Habertürk'e geçti ve orada 2 yıl çalıştı. Meslek hayatına muhabirlik ile başladı ve iş dünyasında önemli ropörtajlara imza attı. Daha sonra NTV'ye geri dönerek ekonomi üzerine programlar ve ropörtajlar yaptı. Türkiye onu Brad Pitt ile yaptığı ropörtajla tanıdı. NTV'nin New York temsilciliğini görevini yaptı. 2006 yılında Star TV'de Ana Haber Bülteni'ni sunmaya başlayarak bir yıl çalıştıktan sonra bu kanaldan ayrıldı. Daha sonra Kanal 24'te hem Moderatör Akşamüstü hem de Tatlı Sertprogramını sundu. 2010 yılında TRT Türk'te Küresel Nabız programını sundu. Daha sonra tv8'de hem 50 Dakika hem de Yaz Günlüğü programını sundu.
Bahar Feyzan Kitapları - Eserleri
- Struma-Aşk Yolcusu
- Aşk Yolcusu
- Adım Nisan
Bahar Feyzan Alıntıları - Sözleri
- "Dünya askerler kadar doktorla dolu olsaydı, belki savaşa ihtiyaç bile duyulmazdı" (Struma-Aşk Yolcusu)
- Bir kadına aşık olursan guveneceksin. Guvenmek zorundasin. Ruhun dahil,senin olan her seyi onun ellerine teslim edeceksin. Yoksa ne anlami bar? (Aşk Yolcusu)
- Söylenmeyenler pas tutar içinde, canla aynı bedende barınamaz. Can canlıdır. Söylenmemişler paslı. Önce canını karartır, göğsünü acıtır, sonra içini daraltır. İğne deliğinden nefes aldığını sanırsın. Sonra omuzların girer araya, seni koruyacak ya! ‘Ey can biraz da bana ver, yorulma’ der. Seve seve ortak olur, söylenmemişleri taşırlar beraberce. İlk günler, ‘Ben de bir hafiflik var ‘ dersin. Nereden bileceksin omuzların da işe karıştığını? Ağrılar, kasılmalar, tutulmalar başlayınca anlarsın. Omuzlar da taşıyamaz artık. Sırtın en yakın komşundur. Yardımcı olup bir ucundan da o tutmak ister. Sen, sırt ağrıları dayanılmaz olana kadar fark etmezsin. Sonra yüzün istemeye istemeye nasibini alır hepsinden. Hem ağrıdan ekşitir kendini, Hem de söylenmemişler iki kaşının arasına oturur. Derin bir yol gibi koca bir çizgi çeker sana. Sadece anlayan gözler, ‘Kim bilir hangi dertleri içine gömdü’ diye vah çekerler sana! (Struma-Aşk Yolcusu)
- İnsanın dışı güzellikler mabedi, içi çirkinlikler mahşeridir. (Struma-Aşk Yolcusu)
- Üstüne basınca hayat , altına girince ölüm oluyormuş. (Struma-Aşk Yolcusu)
- Insanlarin nasil öldüklerini bilmek,acıyı ölçmek istiyorlar (Aşk Yolcusu)
- ‘...insan biteviye kararsızlık içinde kıvranan, duygusal bir hayvandan başka bir şey değildi.’ (Adım Nisan)
- ‘Eğer doğarken baba kucağına verilmiyorsan, hayat seni hiçbir erkeğin kucağına kolay kolay bırakmıyor.’ (Adım Nisan)
- “Kimi kadınlar, bir başkasını istila ederek kendinden kurtulur.” (Adım Nisan)
- Bünyem masum insanlarin alinip bilinmeyen yerlere götürülmesini hic kaldirmadi (Aşk Yolcusu)
- "Bir kadına âşık olursan güveneceksin. Güvenmek zorundasın. Ruhun dahil, senin olan her şeyi onun ellerine teslim edeceksin. Yoksa ne anlamı var?" (Aşk Yolcusu)
- Eşya dediğin bugün var yarın yok. Ama duygular! Hep orada. Gitmiyor. Keşke” arkadaş bu duygusal yükün çok, bırak yarısını da burada” diyen bir terazi olsa! Hatta senin şu kadar ağırlık güvene ihtiyacın var deyip, tartıp içime koysalar!. (Struma-Aşk Yolcusu)
- Sürekli soran insanlar ,kafalarının içinde bir liman bulmakla meşgul olduğundan , hayatlarını yaşayamazlar ! (Adım Nisan)
- Oyle bir ışığı vardı ki, onu gördüğüm an, karanlık sokağın ne demek olduğunu unutmuştum. (Aşk Yolcusu)
- "Bir kişinin yediği ile iki kişi de doyabilir. Açlık geçer, kıtlık biter ama merhamet sayfasındaki yırtıklar hiç onarılamaz..." (Aşk Yolcusu)
- “Cesursan güven “ deyip, güvenin iyileştirdiğini savunurdu. (Struma-Aşk Yolcusu)
- En mühim hatıraları yaşlı gözler saklarmış. (Struma-Aşk Yolcusu)
- Insan yoktur ki cani acımadan ne adalet arar, ne gercek, ne de sevgi.. (Aşk Yolcusu)
- Aslında her insan için ederler farklıdır, bunu da insanları yargılamadığında farkedeceksin. (Adım Nisan)
- Devlet,işini soylentilerin unutuldugu gunlerde görür (Aşk Yolcusu)