Şüphe - Friedrich Dürrenmatt Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Şüphe kimin eseri? Şüphe kitabının yazarı kimdir? Şüphe konusu ve anafikri nedir? Şüphe kitabı ne anlatıyor? Şüphe PDF indirme linki var mı? Şüphe kitabının yazarı Friedrich Dürrenmatt kimdir? İşte Şüphe kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Friedrich Dürrenmatt
Çevirmen: Zeyyat Selimoğlu
Orijinal Adı: Der Verdacht (The Inspector Bärlach Mysteries #2)
Yayın Evi: İş Bankası Kültür Yayınları
İSBN: 9789754584035
Sayfa Sayısı: 135
Şüphe Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Emekli komiser Barlach bir ameliyat geçirmiş ve kısa bir ömrü kaldığını öğrenmiştir. Hastanedeyken okuduğu dergide gözüne ilişen bir fotoğraftan; Stutthof toplama kampında narkozsuz ameliyat yapan kötü şöhretli Doktor Nehle ile Zürih'teki özel bir kliniğin müdürü Doktor Emmenberger'in aynı kişi olduğu kuşkusuna kapılır. Komiser yeni emekli olmuştur, üstelik ömrünün son yılını keyfince geçirmeye hakkı vardır. Ama olaylar bu yönde gelişmez. Komiserin inatçı kişiliği onun bu olayı araştırmaya iter...
Şüphe Alıntıları - Sözleri
- İnsan tiksinti duyduğu olayları unutmak ister.
- İnsanoğlu ölümün içinden geçip kendine ait daha yüksek bir olanağa kavuşmalı.
- Hiçbir şey şüphe kadar zor yok edilemez, çünkü hiçbir şey böylesine kolayca, tekrar tekrar ortaya çıkmaz.
- adaleti bir oyuna alet etmeme/liyiz, yoksa her şeyi yitiririz sonunda...
- «Herkes bir iz bırakır arkasında»
- gübre ve buz yığını şu dünyadan başka bir şeyimiz olmadığı için hayatımızın — uçurumun köpük ve buharları üzerine gerilen gökkuşağının karşısında ancak kaçarak bir dakika — mutlu olduğunu sanıyoruz. Ama böyle değildir bu ve böyle de olmayacaktır.
- Maddenin bir parçası olarak sadece bir an’dan, sadece rastlantıdan başka bir şey değilim. Bu koca dünyanın ölçüye vurulamaz olanaklarından biri olan hayat da tıpkı benim gibi bir rastlantıdır –dünya güneşe biraz yakın olsa hayat diye bir şey kalmazdı– ve benim anlamım sadece bir an olmaktır.
- Dünya çürümüştür komiser. Kötü serilmiş meyvalar gibi bozulmaktadır. Ne istiyoruz daha? Dünya artık cennet hâline getirilemez; zaferlerimizin şan veşerefimizin zenginliğimizin rezalet dolu günlerinde başımıza belâ ettiğimiz ve şimdi gecemizi aydınlatan cehennemlik lâv ırmağı, çıkıp yükseldiği kuyulara defedile-mez artık.
- İnce eleyip sık dokuyalım. Düşündüğümüz şey cürümle de ilgili olsa bunu düşünmekten korkmamalıyız. Düşüncelerimizi ancak vicdanımız karşısında da kabullenmekle durumu inceleyebiliriz ve haksız çıkarsak o zaman vazgeçmek de kolay olur.
- . Kanun kanun değil, kudrettir; bu özdeyiş üzerlerinde ölüp gittiğimiz vâdilere yazılmıştır. Bu dünyada hiç bir şey göründüğü gibi değildir, yalandır bütün bunlar. Kanun derken kudret demek istiyoruz; kudret dediğimiz zaman da zenginliği düşünüyoruz. Zenginlik sözcüğü dudaklarımıza geldiği zaman da bu dünyanın sefahatini tatmayı, onun tadını çıkarmayı umuyoruz. Kanun sefahat. kanun zenginlik. kanun top tüfek, partiler demektir. Kanun kanundur tümcesi başlı-başına yalandır. Matematik yalan söyler. mantık. hoşgörü. sanat. hepsi yalan söyler bunların
- Yitirdiğimiz şeyi artık yalnız düşlerimizde morfinle gerçekleştirdiğimiz özlemin parlak düşlerinde geri alabiliriz.
- suçun nedeni fakirlik ve sefaletin varlığı değil. hem fakirin, hem de zenginin var olmasıdır. Bizi de beraberinde sürükleyip hep beraber sulara gömüldüğümüz gemide kudretli ve zenginlere ayrılmış kamaraların yanında yoksullar için ambarlar bulunmasıdır.
- Yoksul nasıl yaşamışsa öyle de ölüyor, bodrumdaki bir çuvalın, yahut biraz daha yükselmişse partal bir döşeğin üzerinde... Daha da yükseği kanlı şeref meydanlarında ... Ama zengin başka türlü ölüyor. O lüks içinde yaşadığı için lüks içinde ölmek istiyor. O kültürlüdür ve geberirken alkış tutuyor elleriyle : Alkış dostlarım, sahnedeki oyunun sonu geldi. Yaşantısı yapmacık, ölümü safsata, gömülmesi reklâm, bütünü ile bir iş.
- iyilik için duyulan inanç hiç değilse kötülük için duyulan inanç kadar kuvvetli olmalı insanın için de...
- İnsanoğlu kendi cehennemini kendi sarıyor başına, onu düşüncelerinde hazırlayıp edimleriyle de yönlendiriyor.
Şüphe İncelemesi - Şahsi Yorumlar
“Hayvandı bunlar, Samuel» dedi. düpedüz hayvandı. Doktorsun sen, daha iyi anlarsın. Stutthof toplama kampına ait şu resme bir bak hele. Kamp doktoru Nehle bir tutukluya narkozsuz karın ameliyatı yaparken çekilmiş! «Naziler bazen yapardı bunu» diyen doktor resme bakıp, dergiyi tekrar yerine koyarken sarardı.” Emekli ve sağlık sorunları yaşayan bir komiser, bir gün bir derginin kapağında Nazi kamplarında, narkozsuz ameliyatlar yapan Nehle adında bir doktorun resmini görür. Ve bu olayın peşine takılır, çünkü bazı ŞÜPHELERİ vardır. Kitap aslında konu itibariyle oldukça gerilimli bir hikayaye sahip, lakin sancıları olan ama bir türlü doğuramayan bir kadın misali, o etkiyi yaratamamış bence. Çeviri de bence çok donuktu. Heyecan olması gereken yerlerde gayet durağan geçişler vardı. Sonuç kitap beni tam doyuramadı. Sofradan aç kalkmışım hissi ile kitabın son sayfasını çevirdim. (Kitap her yerde okunur)
SPOİLER & Hikaye & İşleyiş Emekli komiser Hans Berlach (kitapta Berlach, tanıtım yazısında Barlach) Kasım 1948’de ameliyet için Bern’deki Salem Hastanesine kaldırılır ve kitabımız başlar. Komiserin ayrıca Türkiye ve Bern arasında devlet görevi (!) sürdürdüğü de hoş bir ayrıntı olmuş. Doktor Nehle ile Zürih'teki Doktor Emmenberger aynı kişi mi sorusu gerçekten de oldukça gündemde. Sayfa düzeni ile alakalı da konuşmak istiyorum. Sayfalarda başlıklar değiştikçe yeni sayfaya geçip kitabın sayfasını arttırarak boş alanı açmak mantığı yok. Kitap 100 sayfaysa bunun yarısını boş bırakan yazarlar değil de o 100 sayfada en fazla 2 satır boşluk bırakarak yeni başlığa geçen ve dolu dolu bir kitap yazan yazarı tebrik etmek lazım. Bu konuda benden tam not. :) Gelecek bölümde kitabımız gene hızlı ilerliyor. Doktorun yerine gidiyor bizim polis ve bir de bakıyorsunuz ki hemen kimlikler ifşa olmuş, polise ilaç vermişler ve noeli kaçırmış. Heyecan dorukta tabi. Seviyorum böyle hızlı kitapları açık konuşayım. Şu hızlı giden ve heyecanı düşürmeyen kitapların finali neden böyle ‘Gerizekalı’ yapılır anlamıyorum. Yani son 3, 4 sayfayı okumasam da olurmuş ama neyse. Bugün artık kör olmadan uyumanın benim açımdan en iyisi olduğunu düşünüyorum. Cümleten hayırlı geceler. Kendimi yarın sabah saat 06:00’a kadar kitap okumaktan men ediyor, iyi okumalar, mutlu geceler diliyorum.. (Sadık Kocak)
Şüphe PDF indirme linki var mı?
Friedrich Dürrenmatt - Şüphe kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Şüphe PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Friedrich Dürrenmatt Kimdir?
1921'de Bern kantonuna bağlı Konolfingen'de doğdu. Bir Protestan papazın oğlu olan Dürrenmatt, Zürich'te başladığı üniversite öğrenimini yarım bırakıp Bern'e dönerek burada da felsefe, edebiyat ve doğa bilimleri öğrenimi gördü. Bu yıllarda Kierkegaard, Aristophanes ve George Helm gibi isimleri okumaya başladı. İlk oyunu olan Komedi ne yayınlandı ne de oynandı. O hiç umudunu yitirmeyerek çalışmalarını sürdürdü ve savaş sonrasında ilk başarılı oyunu olan Kayıtta Var'ı yazdı.
1948 yılında sahneye konan ikinci oyunu Kör'de yine İncil dilinin etkisi vardır. 1948 yılında yazdığı ancak 1958'de basılan Büyük Romulus oyunuyla komediye yöneldi. Bay Mississippi'nin Evliliği (1952) oyunuyla dinsel ve Marksist ideolojilerin anlamsızlığını sergilemek istedi. 1954'te Babil'e Bir Melek İniyor'u yazan yazara dünya çapında ününü ise Yaşlı Kadının Ziyareti (1956) adlı oyun getirdi. Bu başarılı oyunu izleyen 5. Frank (1960) beğenilmese de 1962 yılında yazdığı Fizikçiler geniş yankı uyandırdı.
Tiyatro oyunların yanında polisiye olarak adlandırılabilecek türde eserler de vermiştir: Adalet, Yagıç ve Celladı, Yemin gibi.
Friedrich Dürrenmatt Kitapları - Eserleri
- Yargıç ve Celladı
- Fizikçiler
- Gözlemcileri Gözlemleyenin Gözlemi
- Yunanlı Bir Kız Aranıyor
- Büyük Romulus
- Şüphe
- Yemin
- Der Besuch Der Alten Dame
- Duruşma Gecesi ve Yıkılış / Yönetmen
- Uyarca
- Beşinci Frank
- Adalet
- Babil'e Bir Melek İniyor
- Duruşma Gecesi
- Tiyatronun Sorunları
- Derinlikler Vadisi
- Köpek - Tünel - Arıza
- Stranitzky und der Nationalheld
- Göktaşı
- Midas Ya da Siyah Perde
- Babil Kulesi
- Denkanstöße
- The Visit
- Konularım
Friedrich Dürrenmatt Alıntıları - Sözleri
- Bu devirde, suçlu değil de, suçu ortaya çıkaran yok ediliyor. (Uyarca)
- Gülünç olaylar hayati, çoğu kez görünürde daha önemli hatta trajik olaylardan daha çok belirler. (Babil Kulesi)
- Sezgilerim aldatmaz beni. (Beşinci Frank)
- Maddenin bir parçası olarak sadece bir an’dan, sadece rastlantıdan başka bir şey değilim. Bu koca dünyanın ölçüye vurulamaz olanaklarından biri olan hayat da tıpkı benim gibi bir rastlantıdır –dünya güneşe biraz yakın olsa hayat diye bir şey kalmazdı– ve benim anlamım sadece bir an olmaktır. (Şüphe)
- Ansızın gitmesi gerekti. (Yargıç ve Celladı)
- İyi olmak kolaydır zor olan adil olmaktır. En mükemmel adalet vicdandır (Adalet)
- Yolsuzluklara boğulmuş bir devlet, rüşvete yaslanan bir toplum ve ahmakça bir dogmatizm yeryüzünü kasıp kavururken; atomlar, moleküller, bulutsular ve karbon bileşikleri üzerine kafa yormak, namussuzluktur. (Uyarca)
- ''Bir eşek düşünmez, itaat eder'' (Derinlikler Vadisi)
- ...hiçbir insanın kendi kendisiyle özdeş olmadığını, çünkü insanın zamana bağlı olduğunu, tam olarak söylemek gerekirse her saniye bir öncekinden başka bir insan olduğunu söyleyerek, kimi zaman kendisinin her sabah başka birisi olduğu duygusuna kapıldığını, sanki başka bir Ben’in önceki Ben’ini kovarak şimdi kendi beynini ve böylelikle de belleğini kullanıyormuş izlenimini edindiğini... (Gözlemcileri Gözlemleyenin Gözlemi)
- Krallar tanrıyı ilgilendirmez. Buna karşılık bir insan ne kadar yoksulsa tanrıya o kadar hoş görünür. (Babil'e Bir Melek İniyor)
- Kendi kendine koyduğu düzencikler, kişiyi köleleştirdiğine göre; kişi bu düzenciklerini sürekli yıkmalı. (...) Boyuna yeni ideolojiler, yeni ütopyalar bulmanın bir anlamı yok. Bu konularda yeterince gevezelik edildi. (...) böylesine delice bir dünyaya da, delice yöntemler gerekir. Bizim yöntemimiz de, bütün politik sistemlere ve toplum düzenine karşı olmak. Çünkü hiçbiri hiçbir işe yaramıyor. (Uyarca)
- Bu devirde, suçlu değil de, suçu ortaya çıkaran yok ediliyor. (Uyarca)
- Tanrı gibi dünyayı altı günde yaratmış ve bunu iyi bulmuş olduğundarı değil, kendisi bu dünyayı birkaç daki kada, saniyeler içinde, daha doğrusu saliseler, daha doğru su salisenin yüzde, binde birlik birkaç parçası içinde, kısa cası ansızın, o anda, derhal yaratmış (Derinlikler Vadisi)
- “Tüm dünya çıldırmış olmalı, öyle değil mi?” (Adalet)
- Siz ışığımda oynaşan kelebeklerden, kaybolduğum zaman yok olacak gölgelerden başka bir şey değilsiniz. (Büyük Romulus)
- "Sen beni öldürmeyeceksin. Seni tanıyan bir tek kişi benim, ve böylece seni yargılayabilecek olan tek kişi de. Seni yargıladım, [...], seni ölüme mahkum ettim. Bu gününün sonunu göremiyeceksin. Senin için seçtiğim cellat bugün gelecek sana. Seni öldürecek, çünkü Tanrı adına artık yapılması gereken birşey bu." (Yargıç ve Celladı)
- Dünyada kadınların kendilerini kurban edişlerindeki çılgınlıktan daha anlamsız bir şey yoktur. (Fizikçiler)
- “Alle Dilettanten schreiben gern. Darum schreiben einige von ihnen so gut.” (Tüm amatörler yazmayı sever. Bu yüzden bazıları çok iyi yazıyor.) (Denkanstöße)
- . Kanun kanun değil, kudrettir; bu özdeyiş üzerlerinde ölüp gittiğimiz vâdilere yazılmıştır. Bu dünyada hiç bir şey göründüğü gibi değildir, yalandır bütün bunlar. Kanun derken kudret demek istiyoruz; kudret dediğimiz zaman da zenginliği düşünüyoruz. Zenginlik sözcüğü dudaklarımıza geldiği zaman da bu dünyanın sefahatini tatmayı, onun tadını çıkarmayı umuyoruz. Kanun sefahat. kanun zenginlik. kanun top tüfek, partiler demektir. Kanun kanundur tümcesi başlı-başına yalandır. Matematik yalan söyler. mantık. hoşgörü. sanat. hepsi yalan söyler bunların (Şüphe)
- Öznel olan kendisini hem nesnel olarak, hem de nesnel olan olarak gösterir; bellek kurgularla çalışır, o yüzden de bir olay 'acaba'sız anlatılamaz. (Midas Ya da Siyah Perde)