diorex
sampiyon

Sürü - Frank Schatzing Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Sürü kimin eseri? Sürü kitabının yazarı kimdir? Sürü konusu ve anafikri nedir? Sürü kitabı ne anlatıyor? Sürü PDF indirme linki var mı? Sürü kitabının yazarı Frank Schatzing kimdir? İşte Sürü kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 02.06.2022 13:00
Sürü - Frank Schatzing Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Frank Schatzing

Çevirmen: Damla Özlüer

Çevirmen: Anıl Bilge

Orijinal Adı: Der Schwarm

Yayın Evi: Pegasus Yayınları

İSBN: 9786053436539

Sayfa Sayısı: 848

Sürü Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Hishuk ish ts'awalk 

Her şey birdir…

Tek bir bütünün parçalarıyız

Biz ve Onlar

Her şey Peru sahilinde bir balıkçının kaybolmasıyla başlar. Ardından Norveçli petrol arama şirketlerinden uzmanlar, deniz tabanının daha önce görülmemiş bir solucan türüyle kaplandığını keşfederler. Bu sırada Britanya Kolumbiyası sahili boyunca balinaların saldırganlaşmaya başladığı yönünde haberler gelir. Birbiriyle bağlantısız gibi görünen bu olaylar silsilesi tesadüf olmak için fazla sıradışı olunca çeşitli çevrelerden bilim insanları bu işin peşine düşer. Ancak bilinenler, buzdağının yalnızca görünen kısmını oluştururken, gezegen büyük bir kaosun eşiğine sürüklenmektedir.

"Sürü'yü okurken dünya yıkılsa fark etmeyeceksiniz." 

-Die Welt-

"Satış rekorları kıran bir kitap… Tatil güneşi ne kadar sıcak olursa olsun tüyleriniz ürperecek. Tadını çıkarın." 

-Evening Standard-

"Bu nefes kesici romanı okuduktan sonra denizlere çok farklı bir gözle bakacaksınız." 

-Focus-

"Nefes almak için yüzeye çıkacağınızdan kuşkuluyum."

-Contra Costa Times-

"Hızlı akan temposu, ilginç ve gerçekçi karakterleriyle insanı içine çeken bir roman. Büyüleyici. Bu kitabı okurken kendimi kaptırdım, sonuna kadar da diken üstündeydim."

-Peter Constantine-

"Frank Schätzing'in romanını okuyanlar toprağın her bir santimetrekaresini öpmek isteyecek ve su gördüğü yerde kaçacaktır." 

-Die Zeit-

"Sürü'yle birlikte Frank Schätzing Alman kurgusunu uluslararası bir seviyeye taşıyor."

-Süddeutsche Zeitung-

"İnanılmayacak kadar güzel bir kitap. Denizlerin biyolojik çeşitliliğiyle ilgili Jaws'tan beri gördüğüm en sürükleyici gerilim. İlginç biyologlar, seksi insanlar, içlerinde saf kötülük barındıranlar ve genler üzerinde oynayan ama yanlış anlaşılan bilim insanları… hepsine bayıldım." 

-Dr. James Mallet, Biyolojik Çeşitlilik Profesörü-

"Heyecan dolu bir ekolojik gerilim."

-Financial Times-

"Schätzing, kendi geniş hayal gücüne dayanan bir hikâye anlatıyor olabilir ama yazarken destek aldığı araştırmasının temelleri kesin gerçeklerde yatıyor. Büyüleyici."

-Herald Sun, Avustralya-

(Tanıtım Bülteninden)

Sürü Alıntıları - Sözleri

  • İnsanların zeki olduğuna inanıyor musun?" Weaver güldü. "Eğer tek bir insandan bahsediyorsan, evet... ama birkaç tanesi bir araya gelince boğucu bir güruh oluyorlar."
  • Hepimiz aynı şeye bakıyoruz ama herkes farklı bir şeyler görüyor.
  • Şimdiki zaman, kabuğu gündelik sorunlar ve bayağı iş hayatı ile kalınlaşmış bir salyangozdu.
  • Hayat ödünler ve kaçırılan fırsatlardan oluşuyor.
  • Hayat ödünler ve kaçırılan fırsatlardan oluşuyor, diye düşündü Johanson kapıyı kapatırken.
  • İnsanlar bana ne iş yaptığımı sorduklarında çığlıklar atarak kaçmak isterim. Kendimi açıklamak zorunda olmaya dayanamıyorum.
  • Saf zeka duygusuzdur. Bilinçle bağlantılı zeka ise tamamen farklı bir meseledir. Bilinçli ve zeki bir yaratığın mutlaka değerleri olmak zorundadır.
  • Her şey bu kadar huzur doluysa kesinlikle ters giden bir şeyler olmalıydı.

Sürü İncelemesi - Şahsi Yorumlar

800 sayfalık zekâ dolu efsane: Tek ciltlik bir Ansiklopedi hayal edin , sonra bunun içine, tüm insani duyguları doldurun, sonra iyice karıştırın …..içine dibine kadar hiç bitmeyen heyecan ve merak ekleyip harika bir çeviri ile okumaya başladığınız tarifteki kitabın adıdır …..”Sürü” kitap/suru--8042 yazar/Frank-Schatzing (Mustafa)

Sürü kitap incelemesi: Bu kitabın bendeki yeri bambaşkadır. Benimle beraber 4 şehir gezdi ve beni geceleri uykusuz bırakarak sayfa sayfa çevirtecek kadar kendine bağladı. Bilenler bilir Zweig benim en sevdiğim yazardır. Ancak Frank amcamız sadece tek bir kitap ile birinci sıraya yerleşti. Kitabın yarılarındayken bir diğer kitabı olan 'Limit' kitabını da sipariş ettim çünkü kötü olacağını gram düşünmüyorum. Gerçekten 800 küsür sayfanın hakkını böyle verebilecek bir yazar daha tanımam. İçerisinde boş bir paragraf bulamazsınız. Her cümle özenle işlenmiş. Kitaptan çok fazla alıntı yaptığımı biliyorum ama emin olun buraya yazmadığım bir o kadar daha harika olan cümleler vardı. Konusuna gelirsek insanlığın en üstün ırk olduğunu düşünüyorsanız tüm bildikleriniz paramparça olacak. Çünkü insanlık harici akıllı yaşam formu bulunmakta... Hayır hayır uzayda değil... Dünyamızda, hem de derin denizlerde. Peki bu varlık bizden bu kadar zeki ise onu nasıl alt edebiliriz? Gerçekten alt etme imkanımız var mıdır? Kitap baştan aşağıya bilimsel gerçeklerle donatılmış ve üstünde çok fazla emek harcanarak yazıldığı belli olan bir kitap. Kitabın en sevdiğim özelliği konuşmaya başladıklarında içlerinden birisi çıkıp "Yav kardeşim çok güzel anlatıyorsun da, ben genetikçi, biyolog felan değilim. Bana şunu çocuğa anlatır gibi anlat." diyor ve kitap iyice muhteşemleşiyor. Tabi tam olarak böyle demiyor da siz neyi kastettiğimi anlayın. :D Biraz fazla uzun bir inceleme olduğunu biliyorum ama emin olun bu kitap okuduktan sonra bile baş köşenizde kalsın isteyeceksiniz. Ben bu kitabı bulmak için çok uğraşmıştım hiçbir yerde baskısı yoktu. En sonunda bir internet sitesinde şans eseri gördüm ve direkt aldım. İyi ki de almışım. Eğer benim gibi denizlere ve genetiğe de merakınız varsa tadından bitmesin diye okumayı uzatacağınız bir kitap olacak. Şimdiden keyifli okumalar dilerim. ^-^ (Büşra T.)

Final ve proje haftasına denk getirdiğim için kendime küfür üstüne küfür ettiğim Sürü'nün incelemesini finaller sonrasına bırakacağıma dair kendime vermiş olduğum sözü tabi ki tutamadım. Bunun belli nedenleri var; sanırım kitabın muazzam güzellikteki detaylarını unutacağımdan korkuyorum, bir de artık tutamayacağım kendimi. Göz korkutan kitaplar vardır. Klasikler olsun, yoğun anlatıma sahip eserler olsun... Örnekleri çoğaltabiliriz. Sürü neden gözümü korkuttu? Bunun cevabını öğrenmek için halihazırda kalın olan kitabı alıp sayfalarına şöyle bir göz gezdirmeniz yeterli olacaktır. Normalde küçük punto kullanan kitaplar gözümü korkutmaz. Fakat Sürü bu konuda çığır açmış diyebilirim. Göz numaram çok yüksek olmadığı için çok bunaldığımda (evet bazen gözlük garip bir şekilde içime sıcak basıyor adeta) gözlüğü çıkarıp okumama devam edebiliyorum, çok az bir rahatsızlık etkisi oluyor. Sürü'de bu mümkün değildi çoğu zaman. Özellikle hareket halindeki bir araçta okurken ya da kitaptan uzakken. Aldığım ilk zamanlarda erteledim erteledim ve sonunda bulduğum zamana bakın; final haftam. Evet bazen ben de şüphe ediyorum kendimden. Neyse demek ki böyle olması gerekiyormuş diyorum ve kendimi daha fazla sinirlendirmiyorum. Neden mi bu kadar sinirlendim? Sürü gerçekten dopdolu bir kitap. Konusuna tam anlamıyla bilimkurgu demek doğru olmaz. Ekolojik gerilim gibi bir tür de üretebiliriz. Zaten kitabın sonundaki teşekkürler kısmında Schatzing'in kimlerin kapısını çaldığını görünce yoğun anlatımın sırrını anlıyorsunuz. Sürü'nün içerdiği bilgilerin detayında kendinizi kaybederken bir de fark ediyorsunuz ki, Schatzing deli gibi karakter yazmış ve bu karakterlerin hepsi birbirinden inandırıcı. Gerek diyalogları gerek iç sesleri derken muazzam karakterler karşılıyor sizi. Evet, karakter sayısı çok fazla, fakat bu durumun ilacının karakterlerle iletişim kurmayı bilmek olduğunu daha önceki bir Stephen King incelememde belirtmiştim. Frank Schatzing de karakterlerini seven ve sayan bir yazarımız, bu belli. Sürü, bizleri çok net bir şekilde uyaran ve bazı yerlerde çok net bir şekilde suratımıza küfreden bir kitap. Ne yaptığımızı anlamamız için illa sayfalarca kitabın yazılması ve bunun gözümüze sokulması mı gerekiyor? Tamam, iyi ki yazılmış. Keşke göndermelerinin gerçek dünyaya yakın olduğu bir gerçekliği yaşamasaydık. Sürü'nün bizleri nefessiz bırakırken neden suratımıza küfrettiğini açıklamam birazcık içeriğe müdahale olacağından tercih etmiyorum, kitabı okuyacağınızı umut ederek sizleri biraz merakta bırakmamı affetmenizi istiyorum. Küçük puntoları arasında kaybolmalık bir kitap Sürü. Dikkatimi yoğunlaştırmam gerektiğinden kitaba kısa bir süre ara vermek zorunda kaldım. Bunu da çok üzülerek ve zihnimin bir kısmını sayfalarda bırakarak yaptım, fakat ne gelir elden. Dürüst tavsiyem; kitabı benim yoğun bir dönemde iken elinize almayın. Çünkü Sürü gerçekten bir solukta sonuna ulaşmalık bir kitap. Emin olun gözünüz ne kadar korkarsa korksun bunu başarmak zor olmayacak. Tüyler ürpertici mükemmel bir film izler gibi okuyacaksınız. Yazım aşamasında olan filminin senaryosunun da "Kuzuların Sessizliği"ni beyaz perdeye uyarlayan kaleme emanet edilmesi beni umutlandıran ve mutlu eden bir detay. Durmayın ve Sürü'yü okurken içinde kaybolanlar sürümüze katılın. (Berke Can)

Sürü PDF indirme linki var mı?

Frank Schatzing - Sürü kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Sürü PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Frank Schatzing Kimdir?

1957 yılında almanya’nın köln şehrinde dünyaya geldi. iletişim araştırmaları üzerine eğitimini tamamlamasının ardından köln'de intevi adlı reklam ajansını kurdu ve 1990 yılında yazarlığa adım atarak pek çok hikaye, novella ve hiciv kaleme aldı. yayımlanan ilk eseri, tarihi bir roman olan tod und teufel’di (1995), 2000 yılında ise bir gerilim romanı olan lautlos yayımlandı. yazarın diğer kitapları arasında ise; mordshunger (1996), die dunkle seite(1997), keine angst (1999), nachrichten aus einem unbekannten universum (2006), die tollkühnen abenteuer der ducks auf hoher see (2006) bulunmaktadır.

schätzing en büyük başarısını, 2004’te yayımlanan der schwarm –sürü adlı romanıyla yakaladı. kısa süre içinde en çok satanlar listesinde yerini alan bu roman aynı zamanda deniz biyolojisi, jeoloji ve jeofizik gibi konulardaki gerçekçi sunumuyla da övgüler topladı; pek çok eleştirmen tarafından bu romanın alman gerilim romanı yazınına yeniden hayat verdiği ifade edildi.

Frank Schatzing Kitapları - Eserleri

  • Sürü
  • Limit
  • Ölüm ve Şeytan
  • Son Dakika
  • Kelebeğin Tiranlığı

Frank Schatzing Alıntıları - Sözleri

  • Saf zeka duygusuzdur. Bilinçle bağlantılı zeka ise tamamen farklı bir meseledir. Bilinçli ve zeki bir yaratığın mutlaka değerleri olmak zorundadır. (Sürü)
  • "İnsan ölüm korkusu yüzünden hayatı parmak uçlarında yürüyerek geçirmez." (Limit)
  • Pişman olmak için asla geç değildir. (Ölüm ve Şeytan)
  • Kafamın içinin binlerce çekmecesi olan bir komodin olduğunu düşünüyorum; herkes aklına eseni içine tıkıştırıyor. (Limit)
  • İnsanların zeki olduğuna inanıyor musun?" Weaver güldü. "Eğer tek bir insandan bahsediyorsan, evet... ama birkaç tanesi bir araya gelince boğucu bir güruh oluyorlar." (Sürü)
  • "İnsanlarla önemli oldukları için değil, onlardan hoşlandığım için sohbet edeceğim." (Limit)
  • ''Tanrı her şeye kâdir mi?'' Ki öyle. ''O zaman dünya büyüklüğünde bir kayayı işaret parmağının ucunda dengede tutabilir mi?'' Eğer isterse. ''Peki evrenin tamamı kadar büyük bir kayayı?'' Dedik ya, Tanrı! ''O halde kendisinin bile kaldıramayacağı büyüklükte ve ağırlıkta bir kaya da yaratabilir mi?'' Hımm... hayır, yani... tabii ki! Her şeyi yaratabilir, yoksa her şeye kâdir olmazdı. ''Yani böyle bir kayayı da yaratabilir?'' Aynen öyle! ''Ama eğer o kayayı kaldıramıyorsa her şeye kâdir değildir.'' O zaman tabii ki onu da kaldırabilir. ''Bu durumda, kendisinin kaldıramayacağı bir kaya yaratmaya muktedir değildir.'' (Son Dakika)
  • Biz gizliliğin üretkenliği engellediğine inanırız. (Kelebeğin Tiranlığı)
  • Her zanaat onu yapan ustaya bir şekilde zarar verirdi. (Ölüm ve Şeytan)
  • “cesaret etmeyen hiçbir şey elde edemez.” (Kelebeğin Tiranlığı)
  • Dünya başına buyruk değildi. Plansız değildi. Her şeyin bir anlamı olması gerekiyordu. Anlamın bittiği yerde çılgınlık başlardı. (Limit)
  • Acı. Hissizlik. Biri nerede bitiyor, diğeri nerede başlıyordu? Söylemesi zordu. (Son Dakika)
  • "Kafamın içinin binlerce çekmecesi olan bir komodin olduğunu düşünüyorum; herkes aklına eseni içine tıkıştırıyor." (Limit)
  • "İnsanlar akılcı düşünmüyor." (Limit)
  • Hepimiz aynı şeye bakıyoruz ama herkes farklı bir şeyler görüyor. (Sürü)
  • İnsanlar bana ne iş yaptığımı sorduklarında çığlıklar atarak kaçmak isterim. Kendimi açıklamak zorunda olmaya dayanamıyorum. (Sürü)
  • Kazanmaya yakın olduğumuz kadar kaybetmeye de yakınız. (Ölüm ve Şeytan)
  • Hayvanlara merhamet değil, adalet borçluyuz. (Kelebeğin Tiranlığı)
  • İnsanlar her şeyi bulanık bir perdenin ardından görürlerdi ve bu perdeye din adı verilirdi. (Ölüm ve Şeytan)
  • Ne kadar fazla silah kullanırsanız ne kadar yüksek duvar örerseniz ne kadar mükemmel işkence yaparsanız, iktidarsızlığınızı o denli ortaya koymuş olursunuz. (Limit)

Yorum Yaz