tatlidede

The School Of Mandıra Filozofu - Birol Güven Kitap özeti, konusu ve incelemesi

The School Of Mandıra Filozofu kimin eseri? The School Of Mandıra Filozofu kitabının yazarı kimdir? The School Of Mandıra Filozofu konusu ve anafikri nedir? The School Of Mandıra Filozofu kitabı ne anlatıyor? The School Of Mandıra Filozofu PDF indirme linki var mı? The School Of Mandıra Filozofu kitabının yazarı Birol Güven kimdir? İşte The School Of Mandıra Filozofu kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...
  • 08.09.2022 18:00
The School Of Mandıra Filozofu - Birol Güven Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Birol Güven

Yayın Evi: Doğan Kitap

İSBN: 9786050936278

Sayfa Sayısı: 248

The School Of Mandıra Filozofu Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Öğretmen yok, öğrenci yok, sınav yok, diploma yok,

sürekli teneffüsteyiz

Modern hayat tıpkı sigara gibi sağlığa zararlı. Tıpkı sigara gibi bağımlılık yapıyor. Ama maalesef kolay bırakılmıyor! Çünkü üzerimize üzerimize geliyor, talepleri, dayatmaları bitmek tükenmek bilmiyor...

En büyük numaraları da belli: “Siz daha iyi şeylere layıksınız”, “İnsan isterse her şeyi başarır”, “Yetinme, daha çok iste”…

Böyle böyle gaza getiriyor bizi.

Modern hayat benim gibi sizi de yoruyorsa bu kitap tam size göre! Mutluluğun değil ama mutsuzluğun sırrı var bu kitapta. Başarının değil ama başarısızlığın formülü. Modern hayatın dayatmalarıyla baş etmek, bırakamasak bile en azından azaltabilmek için hayata biraz Mandıra Filozofu gibi bakmak zorundayız artık.

The School of Mandıra Filozofu. Adı üstünde okul! Ama içinde öğretmen, ders, sınav ve diploma olmayan bir okul. Ne öğreniyorsak hayatın kendisinden öğreniyoruz. Öğretmenlerimiz deneyimlerimiz.

Bu okulda modern dünyanın fenalıklarına karşı yalnız olmadığınızı da göreceksiniz.

Bir dolu kişi var böyle düşünen. Ayrıca sürekli omuz omuza ve sürekli teneffüsteyiz.

Hava tahmini gibi düşünebilirsiniz bu okulu. Hava tahminleri fırtınaları önleyemez ama bizi haberdar ederek güvenli limanlara gitmemizi sağlar.

The School Of Mandıra Filozofu Alıntıları - Sözleri

  • Yazdıklarımı çocukların da ulaşabileceği bir yere koyabilirsiniz...
  • Bizi biz yapan elde ettiklerimiz değil vazgeçebildiklerimizdir.
  • ''Filmin başrolü ben değildim. Mandıra Filozofu filminden bahsediyorum. Filmin başrolü o güzel manzaralı ormanlık araziydi. Sırf bu yüzden iki sene bu ormanlık araziyi aradık. İlk sene bulamayınca filmi çekmekten vazgeçtik. O kadar önemliydi. Olmazsa Olmazdı. Olamazdı. İki sene arayıp bulduğumuz o güzel ormanlık arazi, iki saatte yandı bitti kül oldu. Filmin diğer başrolü Rasim Öztekin abimdi. O da bir koca çınardı. Bir çınar gibi tek ve hür ve bir orman yangını gibi aniden çekti gitti. Ardında bir aydınlık bırakarak. Israrla eski Türk filmlerini seyredenlere rastlıyorum bazen. “Biz filmi seyretmiyoruz ki abi” diyorlar “biz eski İstanbul’u seyrediyoruz“ Bundan sonra bizim filmi seyredenler de hikaye için, oyuncular için değil de  o yanan, o güzel ormanlar için seyredecekler belki de... O zaman geldiğinde, ormanların neden yandığını ve neden söndürülemediğini daha net bilecekler. Bugün havada kelimeler uçuşuyor. Küresel ısınma diyorlar.. Uçak fiyatlarından bahsediyorlar.. Uçak kiralamalardan bahsediyorlar.. Orman yangınlarıyla mücadelenin özelleştirilmesinden bahsediyorlar. Yanan ormanlara otel dikilmesinden bahsediyorlar... maliyet yüzünden işten çıkartılan pilotlardan söz ediyorlar... Bu cümlelerde geçen kavramlar hangi sistemin  kavramları? Orman yangınları için bir sorumlu bir suçlu aranıyor. Şu havada uçuşan kelimelere bakarak arayalım suçluyu, tıpkı bir kelime bulmacası gibi... Hani bazı kelimeleri birleştirip anlamlı bir cümle elde ederiz ya.. havada uçuşan cümleleri takip ettiğimizde bir tek kelimeye ulaşıyoruz: kapitalizm! Bana hep soruyorlar; “Gerçek hayatta Mandıra Filozofu gibi yaşamak mümkün mü?” Hep diyordum; “Bu sistemde Mandıra Filozofu olmak için bile para lazım. Çünkü O araziyi almak için de para lazım” Artık şunu da eklemek istiyorum; Meğer ayrıca yangın uçakları,  yangın helikopterleri filan da lazımmış. Yangınla mücadele organizasyonu da lazımmış. Yok öyle sistemden kaçıp bir kulübeye sığınmak. Bu kapitalist düzen veya kapitalist düzensizlik orman yangını şeklinde gelip seni kulübede buluyormuş.''
  • TRT Müzik'te Zeki Müren "Sevemez Kimse Seni Benim Sevdiğim Kadar" şarkısını söylüyordu, oğlum şarkıyı duyar duymaz koşarak yanıma geldi ve heyecanla bana aynen şöyle dedi: "Baba bak! Adam Beşiktaş'ın şarkısını söylüyor."
  • İleride "bir gün" mutlu olmak için uğraşıyoruz hepimiz. O gün ne zaman, 1 yıl sonra mı yoksa 40 yıl sonra mı belli değil. Bir gün mutlu olacağımıza neden bugün mutlu olmuyoruz? Karpuz değil ki bu mevsimi olsun. Bir terslik var bu işte; dört mevsim karpuz yemek istiyoruz, mevsimini bekleyemiyoruz ama mutluluk için zamanın gelmesini bekliyoruz. Oysa sahip olduklarımızla bugün mutlu olmak mümkün, görmüyoruz. Bir liste yapsak fena olmaz aslında. Nelere sahibiz biz? Nefes almayı birinci sıraya yazalım mesela. Her gün her sabah kontrol edelim bu listeyi.
  • Sahip olduğuna değil de daha çok sahip olmadıklarına odaklanıyor modern insan. Kim bilir belki de nelere sahip, farkında değil. Şükretse elindekilere, kıymetini bilse çok mutlu olacak ama şükreden insan muteber değil, çünkü şükredene satış yapmak zor. İnsan elindekiyle yetinirse sistem çökecek.
  • Çok şey koparacağım bu modern dünyadan. Ben yakında ondan kurtulacağım ama o benden kolay kolay kurtulamayacak, iki elim yakasındadır, çünkü bizi bu hale o getirdi.
  • Modern hayata itiraz eden özgür insanlarımızın sayısı ne kadar çok olursa o kadar özgür bir dünyamız olur.
  • Benim 40.000 kelimede belki de anlatmayı beceremeyeceğim düşüncelerimi, Nâzım Hikmet bir mısrada özetlemiş aslında. Kitabı okumaya vaktiniz olmazsa bu bir mısra da yeterlidir her şeyi anlamaya. "Mesele esir düşmek değil, teslim olmamak bütün mesele."

The School Of Mandıra Filozofu İncelemesi - Şahsi Yorumlar

kitap/kitap--63853 yazar/i9366 Mandıra Filozofu karakterinin yazarı olan Birol Güven'den, Mandıra Filozofu'nun felsefesini anlatan, modern hayatın insanlara getirdiklerini ve götürdüklerini anlatan bir kitaptı. Kitabın genel 1 ve 5 sayfa arasında ki kısa deneme yazılarından oluşuyor. Bazı yazılarda Birol Güven'in kendi anılarını anlattığını o anılar üzerinden görüşlerini desteklediği bir kitaptı. Sohbet havasında ve yalın bir dille yazıldığı için çok rahat okunan ve okuyucuyu sıkmayan bir kitap olmuş. Klasik bir kişisel gelişim kitabı değil de belli bir düşünce ve felsefe üzerine kurulmuş bir kitaptı... (Münzevi Genç)

Filminden etkilenip aldigim kitap sanildigi gibi bir roman yada hikayeden meydana gelmiyor. Kitap kisisel gelisim, ani ve otobiyografi karisimi bir olusumdan meydana geliyor. Edebi bir kitap degil, ama filmini izleyenlerde goreceklerdirki filmlerin temel felsefesi bu kitapta bolum bolum mevcut. Bizi modern dunyanin tehlikelerine karsi uyarmis, tespitlerde bulunmus ve cozum yolunu cogu zaman bizlere birakmis ;ozellikle bu yonunu begendim cunku boyle yaparsan basarirsin ben boyle yaptim basardim sende basarabilirsin gibi gaz odakli kitaplari asla okuyamam. Filmi sevenlerin bu kitabida seveceklerini dusunuyorum acikcasi ben begendim. KEYIFLi OKUMALAR... (Ceyhun guney)

Bir yaşam biçimi...: Mandıra Filozofu sözü son yıllarda yaygınlaştı. Çağdaş yaşamdan elini eteğini çekip daha yalın ve neredeyse beklentisiz bir yaşam biçimini benimsemek anlamındadır. Çünkü sürekli iyiye odaklandığınızda bir yere varamazsınız ve elinizdekilerin tadını da çıkaramazsınız tam anlamıyla. O yüzden yüksek amaçlardan kaçının diyor MF. . Bireyler genel olarak yaşı ilerledikçe geçmişe daha bir özlem duyarlar (Ben geleceğe duyarım ). Bunun nedeni de geçmişte ellerinde var olanlarla mutlu olabilmeleri iken şimdi her istediklerini alabiliyor iken tadını çıkaramamaları. Bence doğru da. Kazanmayı öğrenen ancak nasıl yaşamasını öğrenmeyen bir toplum var ortada. Herkes en iyi işi seçmek ve hep yüksekten uçmak zorunda. Peki öyleyse ara ve diğer işleri kim yapacak? Doğal olarak ileride her iş kolu okumuş olacak. . Kendi anılarıyla da bezediği MF adlı betik, oldukça keyifliydi. Akıcı okunması ayrı bir güzeldi. Yazarın küçüklüğüne özlem duymasını, o sıcaklığı aramasını biraz veryansın ile okuyoruz. Ama o küçükken anne babasına sorsanız onlar da kendi çocukluğunu özlediklerini söylerler. Bu konu böyle. Her kuşak önceki dönemleri iyi bulur. . İçerisinde bazı alıntı sözler ve öyküler de var ve gerçekten iyiydi. Özellikle "Topuklu Ayakkabı" ve "Eyfel Kulesi" iyiydi. Biraz gündedün etmenin kimseye yararsızlığı olmaz. Alıp okumanız güzel süre geçirmenizi sağlayacaktır. (Betikevi)

The School Of Mandıra Filozofu PDF indirme linki var mı?

Birol Güven - The School Of Mandıra Filozofu kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de The School Of Mandıra Filozofu PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Birol Güven Kimdir?

Birol Güven (d. 1 Mayıs 1964, Kocaeli), Türk film yapımcısı, senaryo yazarı ve yönetmen.

Gebze Lisesi'ni bitirdikten sonra Ankara Hacettepe Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği'ni bitirmiştir. İstanbul Sultanahmet'te İngilizce turist rehberliği de yapmıştır. Rehberlik yaparken Gani Müjde ile tanışmış ve yanında senaryo yazarlığına başlamıştır. Evli ve iki çocuk babasıdır. İngilizce öğretmenliği yaparken Gani Müjde ile tanıştı ve onun yanında Tükenmez Kalem'de senaryo yazmaya başladı.

Birol Güven Kitapları - Eserleri

  • The School Of Mandıra Filozofu
  • Yatak Odası Diyalogları
  • Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye
  • Çocuklar Duymasın
  • Tatil Diyalogları

Birol Güven Alıntıları - Sözleri

  • Kitaplar hep özel olmuştur benim için. Hiç kitap almasam da, saatlerce dolaştığımı bilirim  kitapçılarda. Dokunmak bile çok büyük zevk verir bana. Bazılarını hiç okumayacağımı bile bile, alır getiririm eve. Okuyamadığım kitapları satın alarak, suçumu hafifletmeye çalışırım belki... (Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye)
  • Bizi biz yapan elde ettiklerimiz değil vazgeçebildiklerimizdir. (The School Of Mandıra Filozofu)
  • Çok şey koparacağım bu modern dünyadan. Ben yakında ondan kurtulacağım ama o benden kolay kolay kurtulamayacak, iki elim yakasındadır, çünkü bizi bu hale o getirdi. (The School Of Mandıra Filozofu)
  • Günde üç öğün dayak yiyerek büyüyenler, bugün çocuklarının psikolojisi bozulur diye sesini bile yükseltemiyor. (Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye)
  • Erkekler için cinsellik sıcak suya karıştırılıp hemen içilen nescafe, kadın için ise kısık ateşte yavaş yavaş yapılmış köpüklü bir Türk kahvesidir. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Mutlu bir evliliğin sırrı, henüz bir sırdır.. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Yazdıklarımı çocukların da ulaşabileceği bir yere koyabilirsiniz... (The School Of Mandıra Filozofu)
  • ''Filmin başrolü ben değildim. Mandıra Filozofu filminden bahsediyorum. Filmin başrolü o güzel manzaralı ormanlık araziydi. Sırf bu yüzden iki sene bu ormanlık araziyi aradık. İlk sene bulamayınca filmi çekmekten vazgeçtik. O kadar önemliydi. Olmazsa Olmazdı. Olamazdı. İki sene arayıp bulduğumuz o güzel ormanlık arazi, iki saatte yandı bitti kül oldu. Filmin diğer başrolü Rasim Öztekin abimdi. O da bir koca çınardı. Bir çınar gibi tek ve hür ve bir orman yangını gibi aniden çekti gitti. Ardında bir aydınlık bırakarak. Israrla eski Türk filmlerini seyredenlere rastlıyorum bazen. “Biz filmi seyretmiyoruz ki abi” diyorlar “biz eski İstanbul’u seyrediyoruz“ Bundan sonra bizim filmi seyredenler de hikaye için, oyuncular için değil de  o yanan, o güzel ormanlar için seyredecekler belki de... O zaman geldiğinde, ormanların neden yandığını ve neden söndürülemediğini daha net bilecekler. Bugün havada kelimeler uçuşuyor. Küresel ısınma diyorlar.. Uçak fiyatlarından bahsediyorlar.. Uçak kiralamalardan bahsediyorlar.. Orman yangınlarıyla mücadelenin özelleştirilmesinden bahsediyorlar. Yanan ormanlara otel dikilmesinden bahsediyorlar... maliyet yüzünden işten çıkartılan pilotlardan söz ediyorlar... Bu cümlelerde geçen kavramlar hangi sistemin  kavramları? Orman yangınları için bir sorumlu bir suçlu aranıyor. Şu havada uçuşan kelimelere bakarak arayalım suçluyu, tıpkı bir kelime bulmacası gibi... Hani bazı kelimeleri birleştirip anlamlı bir cümle elde ederiz ya.. havada uçuşan cümleleri takip ettiğimizde bir tek kelimeye ulaşıyoruz: kapitalizm! Bana hep soruyorlar; “Gerçek hayatta Mandıra Filozofu gibi yaşamak mümkün mü?” Hep diyordum; “Bu sistemde Mandıra Filozofu olmak için bile para lazım. Çünkü O araziyi almak için de para lazım” Artık şunu da eklemek istiyorum; Meğer ayrıca yangın uçakları,  yangın helikopterleri filan da lazımmış. Yangınla mücadele organizasyonu da lazımmış. Yok öyle sistemden kaçıp bir kulübeye sığınmak. Bu kapitalist düzen veya kapitalist düzensizlik orman yangını şeklinde gelip seni kulübede buluyormuş.'' (The School Of Mandıra Filozofu)
  • Yatağa gelirken makyajını siliyorsun, kirpiğini çıkarıyorsun, lenslerini çıkarıyorsun ve başka bir kadın oluyorsun. Kendimi kandırılmış hissediyorum. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Tanrı Kadınlara geçmişi ve geleceği Erkeklere ise yaşadığı günü armağan etti Kadınlar, geniş bir zamana yayıldıkları için huzursuz Erkekler, daracık bir zamana sıkıştıkları için anlayışsız oldular. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Bir kadına güzel olduğunu söylemeyin; ona başka bir kadının onun gibi olamadığını söyleyin ve göreceksiniz ki bütün kapılar size açılacak. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Seks hakkında hiçbir şey bilmiyorum çünkü hep evliydim. (Yatak Odası Diyalogları)
  • Aşk bir hayal, evlilik ise bir gerçektir. Hayal ile gerçeği birbirine karıştırırsanız, hayalleriniz bu işten zararlı çıkar. -Goethe (Yatak Odası Diyalogları)
  • O kadar gizliydi ki aşklarımız sevgililerimizin bile bundan haberi olmazdı... (Teneke Üzerinde Midyeden Sosyeteyle Susiye)
  • TRT Müzik'te Zeki Müren "Sevemez Kimse Seni Benim Sevdiğim Kadar" şarkısını söylüyordu, oğlum şarkıyı duyar duymaz koşarak yanıma geldi ve heyecanla bana aynen şöyle dedi: "Baba bak! Adam Beşiktaş'ın şarkısını söylüyor." (The School Of Mandıra Filozofu)
  • History is his story. (Yatak Odası Diyalogları)
  • İleride "bir gün" mutlu olmak için uğraşıyoruz hepimiz. O gün ne zaman, 1 yıl sonra mı yoksa 40 yıl sonra mı belli değil. Bir gün mutlu olacağımıza neden bugün mutlu olmuyoruz? Karpuz değil ki bu mevsimi olsun. Bir terslik var bu işte; dört mevsim karpuz yemek istiyoruz, mevsimini bekleyemiyoruz ama mutluluk için zamanın gelmesini bekliyoruz. Oysa sahip olduklarımızla bugün mutlu olmak mümkün, görmüyoruz. Bir liste yapsak fena olmaz aslında. Nelere sahibiz biz? Nefes almayı birinci sıraya yazalım mesela. Her gün her sabah kontrol edelim bu listeyi. (The School Of Mandıra Filozofu)
  • Her erkek güzel, anlayışlı, tasarrufu bilen ve iyi yemek pişiren bir eş ister; ama yasalar ne yazık ki yalnızca tek kadınla evlenmeye izin veriyor. -Holy Matrimony (Yatak Odası Diyalogları)
  • Sahip olduğuna değil de daha çok sahip olmadıklarına odaklanıyor modern insan. Kim bilir belki de nelere sahip, farkında değil. Şükretse elindekilere, kıymetini bilse çok mutlu olacak ama şükreden insan muteber değil, çünkü şükredene satış yapmak zor. İnsan elindekiyle yetinirse sistem çökecek. (The School Of Mandıra Filozofu)
  • Modern hayata itiraz eden özgür insanlarımızın sayısı ne kadar çok olursa o kadar özgür bir dünyamız olur. (The School Of Mandıra Filozofu)

Yorum Yaz