Travesti - Mircea Cartarescu Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Travesti kimin eseri? Travesti kitabının yazarı kimdir? Travesti konusu ve anafikri nedir? Travesti kitabı ne anlatıyor? Travesti PDF indirme linki var mı? Travesti kitabının yazarı Mircea Cartarescu kimdir? İşte Travesti kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Mircea Cartarescu
Çevirmen: Leila Ünal
Orijinal Adı: Travesti
Yayın Evi: Ayrıntı Yayınları
İSBN: 9789755397283
Sayfa Sayısı: 144
Travesti Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
Nobel adayı ve çağdaş Rumen edebiyatının kült ya-zarı Mircea Cartarescu ülkesinde ve çevrildiği ülke-lerde büyük ilgi gören Travesti romanında Victor adlı kahramanının cinsel kimliğiyle yüzleşme sancılarını anlatıyor.
Victor on yedi yıl öncesini, on yedi yaşındayken katıldığı bir okul gezisini hatırlarken zihninde kadın giysileri giymeyi seven bir arkadaşının, Lulu'nun hayali canlanır. Bir yaz kampında ona dokunmuş ve büyülenmiştir. Frapan giysileriyle erotik danslar yapan Lulu, Victor'un cinselliğini ilk uyandıran canlı varlıktır.
"Kafamda yoğun bir şerbet gibi katılaşan huzursuzluk, burnumun kemiklerine, boynumun omurlarına iniyor ve Lulu'nun görüntüsü karışık renkler içinde, kedi idrarından yapılmış farlar, samur sperminden parfüm, egzotik, çürümüş ve şüpheli çiçeklerde, yağlı bir rimel sürmüş gözler içinde akıyormuş gibi göğsümü pembe ve yapışkan bir şeyle istila ediyor ve - Dali'deki gibi süzülürken - akmak istiyor: Beni komple kirletip kanala sahte bir bacak atan asfalttaki bir su birikintisine sızmak istiyor. Victor, yalnızlığımın beyaz teninde bir çıban bulunduğunu ve bu çıbanın adının Lulu olduğunu biliyor musun?"
Victor yıllar boyu Lulu'nun imgesini silemez zihninden. Bu imgenin peşine düştüğünde çok daha derinlerde kalmış, bulanık bir başka görüntü, kız kardeşinin görüntüsü canlanır gözünde. Ancak emin değildir; böyle bir kız kardeş gerçekten var mıdır, yoksa o kızın yüzü Victor'un kendi yüzü müdür?
Cartarescu, Travesti'yle Victor'un sanrılarla alt üst olmuş bölük pörçük zihninde, çarpıcı benzetmeler ve erotik imgelerle dolu ancak bir o kadar da heyecanlı ve eğlenceli bir yolculuğa çıkarıyor okuru.
Travesti Alıntıları - Sözleri
- Aniden yalnızlığı, boğazımın etrafına sıkıca sarılmış ve birinin yavaşça büktüğü bir tel gibi hissettim.
- Tekrardan, sanki gerçekten görünmezmişim gibi, hiç kimse benimle ilgilenmedi.
- Hayatım boyunca bir köy helasının kabininde kilitli kalmış gibiydim.
- (...) geniş bir taş kaldırıp sarı yumurtalarını toprağın ıslak içine doğru taşıyan bir karınca telaşı keşfediyordum. Yalnızlık içinde o kadar mutluydum!
- Çirkin kurtçuk bir kelebeğe dönüşürken, zarif kelebekler olan küçük kızlar niye kıllı, doğuran ve hırslı larvalara dönüşmeliydiler?
- Bazen olgun görünüyorlardı, yüzlerinde ayın, kadının ve doğurganlığın üzüntülü gölgesi olan bir sır içinde kapalıydılar fakat onlarla konuşup oturursan hemen çocuk olduklarını, matematik defterlerine hâlâ renkli prensesler çizen birer çocuk olduklarını anlıyordun... Onlara bakarken, yirmi sene içerisinde onları evlenmiş, ayrılmış, tekrar ve tekrar hamile kalmış, bir sürü doğum hapları yutan, pedlerini değiştiren, bebek bezlerinin birini çıkarıp başkasını bağlayan, hepsi kocalarını yiyerek ve kafalarındaki gri macunlarını boşaltarak şehvet düşkünlüğüne boğulmuş kadınlara, züppe dudulara, bakımsız ev hanımlarına, içlerine kapanık öğretmenlere, mazoşist entelektüellere, ağzı bozuk işçilere dönüştürecek hormonal beladan daha da çok nefret ediyordum. Neden düşmeleri gerekiyordu? Neden hiç olmazsa aralarından yalnızca birileri şimdi oldukları gibi saf, zarif ve dertsiz kalamıyordu? Çünkü yalnızca kendi varlıkları bu mucizeyi tanıyordu: ruhla kusursuz bir şekilde karışan beden. Çirkin kurtçuk bir kelebeğe dönüşürken, zarif kelebekler olan küçük kızlar niye kıllı, doğuran ve hırslı larvalara dönmeliydiler? Bedenselliğe ve akla karşı birleşen zaman ve seks her zaman galip geliyordu. Evlenecek yaşa gelen çıplak ve altın saçlı kız, her zaman uylukları arasına kemikli bir diz sızdıran ve galipçe kum saatini gösterip sırıtan iskelet tarafından ele geçiriliyordu. Bakire kız her zaman ölüm tarafından, seks olan, kurnaz, iğrenç ölüm tarafından bıçaklanıyordu ve dölleniyordu. "Merak etme, onun sonu da yine yatak olacak..." Evet, tümü bir yatağa yetişecekti: Bir gerdek yatağı fakat kılık değiştirmiş katafalktan başka bir şey olmayacak bir yatak.
- Ben ruhun insanıydım, onlar etin insanı; ben okuyan ve insanların yerine geçecek metni yazacak olan, onlar, mutlu ve aptal birer bitki gibi yaşayanlardı.
- Acı çekerek, başarısızlık ve kasık tuzağının gururlu reddedilişi sonucu gerçek varoluşun ve bilinçli olmanın işkencesi ile çok azı tanışacaktı. Diğerleri yaşayacaklar, birbirlerini sevecekler, çocuk yapacaklar ve onların aptal mutluluklari dışında dünyada başka şeylerin de olduğunu öğrenmeden gebereceklerdi. Lanetlenişimi nefretle, utançla, istihza ile kabulleniyordum.
- Onlara ne ile karşılık verebilirdim? Benim zavallı mısralarımla mı?
- " Alttaki iç organları üstteki iç organlara, cinsiyeti beyne karşı koyan gizli bir simetri vardı ve bu yüzden bir gün yüksek yerlere erişebilmek için kendi lağım çukurumuzun dibinin dibine kadar ulaşmalıydık."
Travesti İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Victor, on yedi yaşındaki bir olayı hatırlar. On yedi yaşım ve bir on yedi daha der nasıl bir tesadüftür ki şuan da otuz dört yaşındadır. O zamanda yaşadığı olay onda bir tramvaya sebep olur. Ayrıca yazar olan Victor gittiği bir haftalık bir kampta yaşadığı olayları kaleme alır. Lulu bir erkek, partide kız kıyafetleri giyerek Victor'u tahrik eder ve içindeki ilk ateş duygusunu Lulu ile yaşatır. Ayni duyguyu kampta arkadaşları ile otururken ateşin başında bir arkadaşının kadın kıyafetleri giyerek onu tekrar taciz etmesi ile ikinci bir tramvaya sebep olur. Kitap kolay okuyabilen ama dikkat edilmezse zor anlaşılabilen bir anlatım biçimi ile yazılmış. Ben bildiğiniz üzere #yeraltıedebiyatı nı seviyorum. Herkesin sevebilecek olduğu bir tarz değil ama bence hayatta olan şeyler, söylenmesi zor, anlatması imkansız yaşanan olaylar. Biz konuşmayınca yaşanmamış olmuyor. Kiminin düşüncelerinden doğan kitaplar, kiminin ise birebir deneyimledikleri ve duydukları olaylardan esinlenilmiş kaleme aktarılmış duygular. Sevdiğin bir tarz ise tavsiye ederim. Keyifli okumalar.... (Şöhret kırcı)
Romanya Edebiyati Yazarin kitabi ve kendisi hakkinda ki yorumu. Konu seçmek benim için çok basit, konuları her zaman kendimden yola çıkarak buluyorum. Ben evreni yansıtan bir çiğ damlasıyım. Günlüğüm, yazmak için en önemsediğim şeydir. Günlüğümden doğan temeller şiirlerimin, romanlarımın ve yazılarımın içerisinde gelişir, büyür, kendine farklı yollar bulur. Çoğunlukla kendi iç dünyam hakkında yazıyorum. Her zaman iç dünyamdaki gerçekliği ortaya çıkarmak ve bunu daha iyi anlamayı istediğim için yazarım. Kimlik sorununu, yalnızligi insanin kendisiyle anlam arayisini söyle özetliyor "Benim dünyamda sınırlar yoktur. Aslında dünyam ve gerçeklik arasında da bir sınır yok. Kitaplarım ve gerçek dünya yalnızca görünüşte ayrıdır.." (Mehmet Emin Çiçek)
Travesti PDF indirme linki var mı?
Mircea Cartarescu - Travesti kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Travesti PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Mircea Cartarescu Kimdir?
1 Haziran 1956 tarihinde Romanya’nın Bükreş kentinde doğdu. 1980 yılında, Bükreş Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Rumen Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. 1980-1989 yılları arasında Rumen dili öğretmeni olarak çalıştı, sonra Yazarlar Birliğin’e katıldı ve Critice dergisi editörü olarak çalıştı. 1991 yılında Bükreş Üniversitesi Rumen Edebiyat Tarihi Kürsüsü’ne öğretim üyesi olarak kabul edildi. 1994-1995 yılları arasında Amsterdam Üniversitesi’nde misafir öğretim görevliliği yapan Ca˘rta˘rescu, halen Bükreş Üniveritesi’ndeki görevini Edebiyat Tarihi doçenti olarak sürdürüyor.
Ca˘rta˘rescu’nun yazarlık kariyeri 1980 yılında yayımlanan Faruri, vitrine, fotografii kitabıyla başladı. Şiir, roman ve deneme türünde eserler veren, hemen her kitabıyla ülkesi Romanya’nın önemli edebiyat ödüllerini kazanan Ca˘rta˘rescu, Nobel Edebiyat Ödülü’ne de aday gösterildi. Çevrildiği ülkelerde de büyük ses getiren yazarın en önemli romanları şunlar; Visul (1989), Le rêve (1992), Nostalgia (1993), Travesti (1994) ve Orbitor-2 cilt (1996-2002).
Mircea Cartarescu Kitapları - Eserleri
- Travesti
- Nostalji
- Orbitor
- Orbitor
- Orbitor
Mircea Cartarescu Alıntıları - Sözleri
- Bazen olgun görünüyorlardı, yüzlerinde ayın, kadının ve doğurganlığın üzüntülü gölgesi olan bir sır içinde kapalıydılar fakat onlarla konuşup oturursan hemen çocuk olduklarını, matematik defterlerine hâlâ renkli prensesler çizen birer çocuk olduklarını anlıyordun... Onlara bakarken, yirmi sene içerisinde onları evlenmiş, ayrılmış, tekrar ve tekrar hamile kalmış, bir sürü doğum hapları yutan, pedlerini değiştiren, bebek bezlerinin birini çıkarıp başkasını bağlayan, hepsi kocalarını yiyerek ve kafalarındaki gri macunlarını boşaltarak şehvet düşkünlüğüne boğulmuş kadınlara, züppe dudulara, bakımsız ev hanımlarına, içlerine kapanık öğretmenlere, mazoşist entelektüellere, ağzı bozuk işçilere dönüştürecek hormonal beladan daha da çok nefret ediyordum. Neden düşmeleri gerekiyordu? Neden hiç olmazsa aralarından yalnızca birileri şimdi oldukları gibi saf, zarif ve dertsiz kalamıyordu? Çünkü yalnızca kendi varlıkları bu mucizeyi tanıyordu: ruhla kusursuz bir şekilde karışan beden. Çirkin kurtçuk bir kelebeğe dönüşürken, zarif kelebekler olan küçük kızlar niye kıllı, doğuran ve hırslı larvalara dönmeliydiler? Bedenselliğe ve akla karşı birleşen zaman ve seks her zaman galip geliyordu. Evlenecek yaşa gelen çıplak ve altın saçlı kız, her zaman uylukları arasına kemikli bir diz sızdıran ve galipçe kum saatini gösterip sırıtan iskelet tarafından ele geçiriliyordu. Bakire kız her zaman ölüm tarafından, seks olan, kurnaz, iğrenç ölüm tarafından bıçaklanıyordu ve dölleniyordu. "Merak etme, onun sonu da yine yatak olacak..." Evet, tümü bir yatağa yetişecekti: Bir gerdek yatağı fakat kılık değiştirmiş katafalktan başka bir şey olmayacak bir yatak. (Travesti)
- Acı çekerek, başarısızlık ve kasık tuzağının gururlu reddedilişi sonucu gerçek varoluşun ve bilinçli olmanın işkencesi ile çok azı tanışacaktı. Diğerleri yaşayacaklar, birbirlerini sevecekler, çocuk yapacaklar ve onların aptal mutluluklari dışında dünyada başka şeylerin de olduğunu öğrenmeden gebereceklerdi. Lanetlenişimi nefretle, utançla, istihza ile kabulleniyordum. (Travesti)
- "Kadın olmayı ne kadar çok isterdim" dedi Jegor aniden. "Sen şanslısın, kadın olacaksın. Biz erkekler hiçbir işe yaramayız. Zaten hiçbir zaman bilemeyeceğimiz şeylerin peşinden koşarız. Sınırsız zirzopluğumuz yüzünden diğer insanlardan uzakta yaşamımızı mahvediyoruz. Gerçek insan varlığı kadındır. Bizlerse değişmiş, dumura uğramış insanlarız. Dünyayı karnımızdan doğuramadığımızdan kafamızdan doğurmak için çırpınıp duruyoruz. Kadın yaşar, erkek yazar." (Nostalji)
- Onlara ne ile karşılık verebilirdim? Benim zavallı mısralarımla mı? (Travesti)
- Yaşamaya devam etmeyi denemek bana saçma geliyor.. (Nostalji)
- Ve yine de geçmişle gelecek arasında, iki kanadı arasında duran kelebeğin solucan su bedeni gibi duruyoruz. Sinir filamenlerimizi kenarlara kadar gönderdiğimiz için birini uçmak için kullanabiliriz, diğeri ise onun tarafındaki gözümüz eksikmiş gibi bize yabancıdır. Fakat tek bir kanatla nasıl uçabiliriz? Simetrinin peygamberleri, aydınlatılmışları, kafirleri ne olacağımızı ve be olmamız gerekeni öngörüyorlar. Fakat onların per speculum in aenigmate gördüklerini hepimiz çok berrak, en azından geçmişimizi gördüğümüz berraklıkla göreceğiz. O zaman bize eziyet çektiren nostaljimiz de tam olacak, zaman kaybolacaktır, hafıza ile aşk, beyin ile cinsel organlarımız bir bütün olacaktır ve biz melekler gibi olacaktır. (Orbitor)
- " Alttaki iç organları üstteki iç organlara, cinsiyeti beyne karşı koyan gizli bir simetri vardı ve bu yüzden bir gün yüksek yerlere erişebilmek için kendi lağım çukurumuzun dibinin dibine kadar ulaşmalıydık." (Travesti)
- Tekrardan, sanki gerçekten görünmezmişim gibi, hiç kimse benimle ilgilenmedi. (Travesti)
- Ben ruhun insanıydım, onlar etin insanı; ben okuyan ve insanların yerine geçecek metni yazacak olan, onlar, mutlu ve aptal birer bitki gibi yaşayanlardı. (Travesti)
- ... yaşayamasam da yaşıyormuş gibi görünmeye çalışacaktım, çünkü onu kaybetme korkusu, ... kendi kişiliğimi koruma gereksinimimden daha güçlüydü.. (Nostalji)
- Ne oluyor bana, ölümden sonra ne bekliyor beni? İsterdim - çok isterdim inanmayı! - ... (Nostalji)
- (...) geniş bir taş kaldırıp sarı yumurtalarını toprağın ıslak içine doğru taşıyan bir karınca telaşı keşfediyordum. Yalnızlık içinde o kadar mutluydum! (Travesti)
- Aniden yalnızlığı, boğazımın etrafına sıkıca sarılmış ve birinin yavaşça büktüğü bir tel gibi hissettim. (Travesti)
- "Gerçek yazar başkasından beslenir." (Nostalji)
- "Yine de, ah, ne bileyim, belki REM benim bütün düşündüklerimin hiçbiri değildir. Belki de her şeyin harabeye dönmüş olması, bir zaman var olup da bir daha hiç olmayacağı gerçeği karşısında yalnızca bir duygu, ürkek bir yürek çarpıntısıdır. REM, anıların anımsanması, belki de nostalji'dir. Ya da bambaşka bir şey. Ya da bütün bunların hepsi birden, belki. Bilmiyorum, bilmiyorum." (Nostalji)
- Hayatım boyunca bir köy helasının kabininde kilitli kalmış gibiydim. (Travesti)
- Ve hangi sargı bezinden maske ve hangi cerrahi eldiven seni hatıraların salgıladığı enfeksiyondan kurtarabilir? (Orbitor)
- Kadın yaşar, erkek yazar. (Nostalji)
- Çirkin kurtçuk bir kelebeğe dönüşürken, zarif kelebekler olan küçük kızlar niye kıllı, doğuran ve hırslı larvalara dönüşmeliydiler? (Travesti)