diorex
Dedas

Türkiye'de Devlet Geleneği - Metin Heper Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Türkiye'de Devlet Geleneği kimin eseri? Türkiye'de Devlet Geleneği kitabının yazarı kimdir? Türkiye'de Devlet Geleneği konusu ve anafikri nedir? Türkiye'de Devlet Geleneği kitabı ne anlatıyor? Türkiye'de Devlet Geleneği PDF indirme linki var mı? Türkiye'de Devlet Geleneği kitabının yazarı Metin Heper kimdir? İşte Türkiye'de Devlet Geleneği kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

  • 19.12.2022 03:00
Türkiye'de Devlet Geleneği - Metin Heper Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar: Metin Heper

Yayın Evi: Doğu Batı Yayınları

İSBN: 9789758717217

Sayfa Sayısı: 245

Türkiye'de Devlet Geleneği Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

Uluslararası bilim camiasında tanınmış siyaset bilimcilerimizden Metin Heper, Türkiye'de Devlet Geleneği adlı kitabıyla son derece önemli bir çalışmaya imza atıyor. Özgün baskısı İngiltere'de yayımlanmış olan bu kitapta aşkın devlet geleneğinin Türk siyasal hayatını ne şekilde etkilediği incelenmektedir. Heper, Türkiye'nin siyasal hayatının irdelenmesinde yaygın olarak kullanılan "merkez-çevre" yaklaşımını tamamlayıcı bir bakış açısı sunmaktadır.

"Heper, basit bir şekilde olayları anlatmakta ziyade o olayları, Türklerin Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyetindeki siyasal denemelerinden esinlenerek oluşturduğu kuramsal analiz ile ilişkilendirerek sunmaktadır."

William Hale, Asian Affairs, 1986

"Bu kitap, hem Türkiye'deki politikacılar hem de bu ülke hakkında dışarıdan ahkâm kesenler için mecburi okuma olmalıdır".

Bernard Burrows, International Affairs, 1986;

"Heper'in irdelemeleri öğretici…. Heper, yeni sonuçlara varılabilmesini sağlayan bir kuramsal çerçeve açısından Türkiye'nin siyasal hayatını inceliyor".

Walter Weiker, Middle East Studies Association of North America Bulletin, 1987;

"Heper, burada orijinal bir tez ile bilim aleminin karşısına çıkıyor ve ... Türkiye'nin siyasal hayatı ile ilgili bazı basmakalıp görüşleri sorguluyor".

Brian W. Beeley, BRISMES Bulletin, 1988.

Türkiye'de Devlet Geleneği Alıntıları - Sözleri

  • Türkiye'de 1980 askeri müdahalesini ortaya çıkaran kriz çok yönlü bir olgu idi, diğer hususlar meydanında ekonomik çöküşü, toplumda yaygın şiddeti ve Atatürkçü düşüncenin temel ilkelerinden sekülarizme karşı açıkça meydan okumayı içermekteydi. Müdahale, Milli Selamet Partisi tarafından örgütlenen ve katılımcılarının önemli bir bölümünün İstiklal Marşı'nın çalınışı sırasında saygı duruşunda bulunmayı reddettikleri son derece provokatif bir siyasal toplantının hemen ardından yapıldı. Fakat ordunun gözünde, krizin tüm bu boyutları bir temel sorunda düğümlenmekteydi Siyasetin keskin uçlarını giderecek "aracı yapı"ların bulunmaması ve üstelik aşkın devletin neredeyse bütünüyle aşınmış olması.
  • Her ne kadar iktisatçılar ve sosyologlar, Türkiye’yi gelişmekte olan ülke olarak sınıflandırırlarsa da, Türkiye, Nijerya, Hindistan veya Brezilya gibi ülkelere nazaran Avrupa ülkeleriyle daha fazla ortak noktalara sahiptir.
  • Türkiye, pek çok gelişmekte olan ülke için geçerli olan sömürge veya sömürge-sonrası ülke prototipine uymaz. Gelişmekte olan ülkeler ile karşılaştırıldığında, Türkiye’nin coğrafi, tarihsel ve giderek kültürel anlamda Avrupa’ya hayli benzer bir ülke olduğu görülür.
  • " Stanford Jay Shaw, 1858 Arazi ve 1864 İller Kanunları harfiyen uygulayabilseydi kırsaldaki yeni oluşan pek çok eşrafın köylü üzerindeki nüfuzuna son verilebilirdi sonucuna varmışlardır."
  • "19.yy ikinci yarısında Osmanlı'da Merkez, hâlâ Bizans imparatorluklarının 10.yy'da gerçekleştirmeye çalıştığı şeyi yapmaya çalışıyordu - nüfuzlu kimselerin, yoksulların arazilerini satın almalarını yasa ile önlemek. Bu nedenle tapu senetlerinin tescili için kurallar getirildi. Böylece; devletin hâlâ sahip olduğu arazinin yasadışı yollardan özel mülkiyete ve sonra da vakıfların mülkiyetine geçmesinin engellenmesine gayret edildi."
  • "Genel kanının aksine, 1858 Arazi ve 1864 İller Kanunlarında, merkezin çevre üzerindeki denetimini arttırma girişimleri idi. Merkez, tarımda verimliliği geliştirmek istiyor ve bu gerçekleşirse devletin gelirlerinin hayli artacağını ümit ediyordu. Bu nedenden dolayı, temel amaç, küçük toprak sahibini ve köylüleri korumaktı. Nitekim Sadrazam Âli Paşa vasiyetinde, bu düşünlerle köylünün tefeciden kurtulmasının şart olduğu ifade etmiştir."
  • "Osmanlı, rasyonellik olarak ifade edilebilecek 'gereklilik' ve 'ussallık' ilkelerinden yola çıkarak, yönetici zümreler için idealler ve yüksek değerler ağırlıklı bir devlet felsefesi geliştirmiştir. Bürokratik seçkinler, bu idealleri ve değerleri, seçilmeleri ve eğitimleri sürecinde yerine getirdikleri roller, yani örgütsel toplumsallaşmaları yoluyla özümsemişlerdir. Adab olarak adlandırılan bu felsefe, 'seküler ve 'devlet eğilimli' idi ve 'devleti yerleşik değerlerle özdeşleştirmek' çabalarının bir sonucu olarak gelişmiştir."
  • “Millî egemenlik farklı bir şeydir. Cumhuriyet, anayasal monarşi ve mutlak monarşi farklı şeylerdir. Bazıları sadece biçimdir. Diğerleri millî iradeyi kuvveden fiile çıkaracak [düşünceden uygulamaya geçirecek] araçlardır... Millî egemenlik mutlak monarşide bile bulunur. Anayasal monarşide daha fazlası ve cumhuriyette daha da fazlası vardır. Yani, iki şey birbirine karıştırılmamalıdır: Millî egemenlik bir biçim değildir; bir öz meselesidir.”

Türkiye'de Devlet Geleneği İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Osmanlı’dan cumhuriyete ve darbeler tarihine uzanan birbiri ile girift içerisinde olan bir siyasi kültür zeminin aktarımıdır. Kilit noktalar; tımar, kut, patrimonyalizm, ayanlar, boy beyleri, padişah ve mini padişahlar, sekülerizm, merkez-çevre, bürokrasi, 1923-1938 tek partili dönem ve sonrası, Atatürkçü ideolojinin ordu tarafından rejimden saptırılması, darbelerin zemini ve zihniyet problemi. (Türkhan Nur TOPUZ)

TÜRKİYE’DE DEVLET GELENEĞİ -METİN HEPER Prof. Dr. Metin Heper, Bilkent Üniversitesi’nde, Siyaset Bilimi Bölümü Başkanı, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı ve Akademik İşler Rektör Yardımcısı, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurulu (TÜBİTAK) Bilim Kurulu Üyesi ve Türkiye Bilimler Akademisi Kurucu ve Şeref Üyesi’dir. İsrail’de Kudüs İbrani, İngiltere’de Manchester ve Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Harvard Üniversitelerinde Misafir Araştırıcı ve yine ABD’de, Connecticut, Brandeis ve Princeton Üniversitelerinde Misafir Araştırıcı ve Misafir Öğretim üyesi olarak bulunmuştur. Yurtiçinde ve özellikle yurtdışında çok sayıda makaleleri, kitap bölümleri, editörlüğünü ve katkı yaptığı kitapları yayınlanmış. Kitap Giriş ile Sonuç arasında Osmanlı Mirası, Geçici Aşkın Devlet, Bürokratik Aşkınlık, Devlet ve Toplum ve Yeni Aşkın Devlet olmak üzere beş bölümden oluşuyor. Yukarıda kısaca bahsettiğimiz Heper kitapta yoğun olarak “aşkın devlet” kavramı üzerinde durmaktadır. Bununla beraber aşkın devlet anlayışının Türk siyasal yaşamına etkilerini merkez-çevre yaklaşımıyla beraber tamamlayıcı bir bakış açısı ortaya çıkarmıştır. İslam Halifesi 3. Selim döneminden başlayıp 12 Eylül darbesine kadar olan sürecin devlet anlayışı üzerinde durulmuş kitapta. Kitabın Giriş kısmında konuya çok genel bir perspektiften bakılıyor. Atanmış seçkinler ve seçilmiş seçkinler arasında geçen mücadelenin zamanla izlenen devlet merkezli politikadan parti merkezli politikaya doğru geçişinden bahsediyor. Osmanlı Mirası bölümünde, 1299-1600’lü yıllar arası Osmanlı’nın yükseliş yıllarını yaşadığı, iktidarın ılımlı aşkıncı olduğu dönem ve 1600’lü yıllar sonrası ise fundamental aşkıncılık modelinin yansıtıldığını bunun sebeplerinin de yönetimde oluşan boşluklar, sömürgeci eğilimler sergileyen komşu devletlerin oluşturduğu dış tehdit vs. etkenlere bağlamış. Özetle bu bölümde 1299-1600 ılımlı aşkıncılık ve 1600 sonrası dönem de radikal aşkıncılık olmak üzere iki başlıkta incelenmiştir. Geçici Aşkın Devlet bölümünde, Cumhuriyetle beraber ortaya çıkan devlet anlayışı ve Atatürk’ün bu yeni devletin ideallerinin neler olduğu ve Atatürk’ün dünya görüşü üzerinde duruyor. Bürokratik Aşkınlık bölümünde, Demokrat parti iktidarıyla beraber ortaya çıkan devlet anlayışı ve darbeyle birlikte 1965 Demirel iktidarına kadar olan süreçte 61 Anayasasının oluşturduğu devlet anlayışı üzerinde duruluyor. Özgürlükçü 61 anayasasının aslında katı aşkıncı bir durum oluşturduğunu belirtiyor yazar. Devlet ve Toplum bölümünde, ülkenin darbeye gidiş süreci ve koalisyon hükümetleri anlatılmıştır. Yeni Aşkın Devlet bölümünde, 12 Eylül devlet yapılanması özellikleri verilmiştir. Kitapta genel olarak aşkıncılık, ılımlı aşkıncılık, aşırı aşkıncı yönetim, araçsalcılık, ılımlı araçsalcılık, Osmanlının aşkın devlet mirası, geçici aşkın devlet ve bürokratik aşkıncılık kavramları üzerinde duruluyor. Yazara göre Türkiye’deki en büyük sorun Atatürkçülüğün yanlış tanımlanıp yanlış yorumlanması. Bunun da en büyük sebebi bürokrasi. Ona göre nasıl yapmalı sorusuna cevap arıyordu Atatürkçülük. Kemalist bürokrasiyi şekilci olması itibariyle eleştiren yazar felsefik bir yaklaşımla evrenselleştirme çabaları içinde bulunmuştur. Yani Atatürkçülüğün bir ideoloji değil bir dünya görüşü olduğunu savunuyor yazar. Son olarak konuyla alakalı tek referans olarak bu kaynağın elbette ki yetersiz olacağını ve konuya objektif bir bakış açısıyla yaklaşımınıza ket vuracağını belirtmekte büyük fayda var. Keyifli Okumalar... (Sarya)

Metin Heper | Türkiye'de Devlet Geleneği: Aşkın devletin tanımını, Türk tarihi içerisinde yoğurarak ve örneklendirerek güzel bir şekilde anlatmış. Bu akademik çalışma sanırım Türk siyasetini anlamada yardımcı kitaplardan olacaktır. (Batuhan E. Ruşen)

Türkiye'de Devlet Geleneği PDF indirme linki var mı?

Metin Heper - Türkiye'de Devlet Geleneği kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Türkiye'de Devlet Geleneği PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.

Kitabın Yazarı Metin Heper Kimdir?

Prof. Dr. Metin Heper, Bilkent Üniversitesi’nde, Siyaset Bilimi Bölümü Başkanı, İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı ve Akademik İşler Rektör Yardımcısı, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurulu (TÜBİTAK) Bilim Kurulu Üyesi ve Türkiye Bilimler Akademisi Kurucu ve Şeref Üyesi’dir. İsrail’de Kudüs İbrani, İngiltere’de Manchester ve Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Harvard Üniversitelerinde Misafir Araştırıcı ve yine ABD’de, Connecticut, Brandeis ve Princeton Üniversitelerinde Misafir Araştırıcı ve Misafir Öğretim üyesi olarak bulunmuştur. Yurtiçinde ve özellikle yurtdışında çok sayıda makaleleri, kitap bölümleri, editörlüğünü ve katkı yaptığı kitapları yayınlanmış bulunan Prof. Heper, ayrıca bizzat kendisinin yazdığı The State Tradition in Turkey (İngiltere, 1985), Historical Dictionary of Turkey (Amerika Birleşik Devletleri, 1994, 2002, 2010), İsmet İnönü: The Making of a Turkish Statesman (Hollanda, 1998) ve State and Kurds in Turkey: The Question of Assimilation (İngiltere, 2007) başlıklı kitapların yazarıdır.

Metin Heper Kitapları - Eserleri

  • Türkiye'de Devlet Geleneği
  • Devlet ve Kürtler
  • İsmet İnönü
  • Türkiye'nin Siyasal Hayatı
  • State, Democracy, and The Military
  • Political Leaders and Democracy in Turkey

Metin Heper Alıntıları - Sözleri

  • " Stanford Jay Shaw, 1858 Arazi ve 1864 İller Kanunları harfiyen uygulayabilseydi kırsaldaki yeni oluşan pek çok eşrafın köylü üzerindeki nüfuzuna son verilebilirdi sonucuna varmışlardır." (Türkiye'de Devlet Geleneği)
  • “Millî egemenlik farklı bir şeydir. Cumhuriyet, anayasal monarşi ve mutlak monarşi farklı şeylerdir. Bazıları sadece biçimdir. Diğerleri millî iradeyi kuvveden fiile çıkaracak [düşünceden uygulamaya geçirecek] araçlardır... Millî egemenlik mutlak monarşide bile bulunur. Anayasal monarşide daha fazlası ve cumhuriyette daha da fazlası vardır. Yani, iki şey birbirine karıştırılmamalıdır: Millî egemenlik bir biçim değildir; bir öz meselesidir.” (Türkiye'de Devlet Geleneği)
  • "Osmanlı, rasyonellik olarak ifade edilebilecek 'gereklilik' ve 'ussallık' ilkelerinden yola çıkarak, yönetici zümreler için idealler ve yüksek değerler ağırlıklı bir devlet felsefesi geliştirmiştir. Bürokratik seçkinler, bu idealleri ve değerleri, seçilmeleri ve eğitimleri sürecinde yerine getirdikleri roller, yani örgütsel toplumsallaşmaları yoluyla özümsemişlerdir. Adab olarak adlandırılan bu felsefe, 'seküler ve 'devlet eğilimli' idi ve 'devleti yerleşik değerlerle özdeşleştirmek' çabalarının bir sonucu olarak gelişmiştir." (Türkiye'de Devlet Geleneği)
  • “Bütün askeri ve siyasi hayatımdaki vazifelerin hiçbirini kaale almadan diyebilirim ki, öldüğüm zaman Türk milletine iki eser bırakmış olacağım. Biri Köy Enstitüleri, öbürü çok partili hayattır.” (İsmet İnönü)
  • Türkiye'de 1980 askeri müdahalesini ortaya çıkaran kriz çok yönlü bir olgu idi, diğer hususlar meydanında ekonomik çöküşü, toplumda yaygın şiddeti ve Atatürkçü düşüncenin temel ilkelerinden sekülarizme karşı açıkça meydan okumayı içermekteydi. Müdahale, Milli Selamet Partisi tarafından örgütlenen ve katılımcılarının önemli bir bölümünün İstiklal Marşı'nın çalınışı sırasında saygı duruşunda bulunmayı reddettikleri son derece provokatif bir siyasal toplantının hemen ardından yapıldı. Fakat ordunun gözünde, krizin tüm bu boyutları bir temel sorunda düğümlenmekteydi Siyasetin keskin uçlarını giderecek "aracı yapı"ların bulunmaması ve üstelik aşkın devletin neredeyse bütünüyle aşınmış olması. (Türkiye'de Devlet Geleneği)
  • "Genel kanının aksine, 1858 Arazi ve 1864 İller Kanunlarında, merkezin çevre üzerindeki denetimini arttırma girişimleri idi. Merkez, tarımda verimliliği geliştirmek istiyor ve bu gerçekleşirse devletin gelirlerinin hayli artacağını ümit ediyordu. Bu nedenden dolayı, temel amaç, küçük toprak sahibini ve köylüleri korumaktı. Nitekim Sadrazam Âli Paşa vasiyetinde, bu düşünlerle köylünün tefeciden kurtulmasının şart olduğu ifade etmiştir." (Türkiye'de Devlet Geleneği)
  • Her ne kadar iktisatçılar ve sosyologlar, Türkiye’yi gelişmekte olan ülke olarak sınıflandırırlarsa da, Türkiye, Nijerya, Hindistan veya Brezilya gibi ülkelere nazaran Avrupa ülkeleriyle daha fazla ortak noktalara sahiptir. (Türkiye'de Devlet Geleneği)
  • Türkiye, pek çok gelişmekte olan ülke için geçerli olan sömürge veya sömürge-sonrası ülke prototipine uymaz. Gelişmekte olan ülkeler ile karşılaştırıldığında, Türkiye’nin coğrafi, tarihsel ve giderek kültürel anlamda Avrupa’ya hayli benzer bir ülke olduğu görülür. (Türkiye'de Devlet Geleneği)
  • "19.yy ikinci yarısında Osmanlı'da Merkez, hâlâ Bizans imparatorluklarının 10.yy'da gerçekleştirmeye çalıştığı şeyi yapmaya çalışıyordu - nüfuzlu kimselerin, yoksulların arazilerini satın almalarını yasa ile önlemek. Bu nedenle tapu senetlerinin tescili için kurallar getirildi. Böylece; devletin hâlâ sahip olduğu arazinin yasadışı yollardan özel mülkiyete ve sonra da vakıfların mülkiyetine geçmesinin engellenmesine gayret edildi." (Türkiye'de Devlet Geleneği)

Yorum Yaz