Türklerden Deha Çıkmaz (!) - Suat Aşcı Kitap özeti, konusu ve incelemesi
Türklerden Deha Çıkmaz (!) kimin eseri? Türklerden Deha Çıkmaz (!) kitabının yazarı kimdir? Türklerden Deha Çıkmaz (!) konusu ve anafikri nedir? Türklerden Deha Çıkmaz (!) kitabı ne anlatıyor? Türklerden Deha Çıkmaz (!) PDF indirme linki var mı? Türklerden Deha Çıkmaz (!) kitabının yazarı Suat Aşcı kimdir? İşte Türklerden Deha Çıkmaz (!) kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi...

Kitap Künyesi
Yazar: Suat Aşcı
Yayın Evi: Yakamoz Yayınları
İSBN: 9786052970713
Sayfa Sayısı: 240
Türklerden Deha Çıkmaz (!) Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti
“Müzik dehası” dendiğinde aklınıza ilk kim geliyor? Mozart, Beethoven ya da Bach, değil mi? Peki ya Neşet Ertaş desem? Ya da Aşık Veysel? Kimse bunun farkında olmasa da Neşet Ertaş, muazzam bir modern zaman dahisidir. Neşet Ertaş’ın eserleri ve yaşantısı ile verdiği mesaj, ciltler dolusu yazılmış felsefi ansiklopedilerden daha yalın, daha ezeli ve ebedidir. Neşet Ertaş bir semboldür. Bir başarı modelidir. Bu toprakların yetiştirdiği gerçek bir dâhidir. Mozart, “Ne üstün zeka ne hayal gücü ne de her ikisi beraber, bir dâhi yapmaya yeter. Sevgi, sevgi, sevgi… İşte bu dehanın ta kendisidir,” der. Neşet, “Bildiğim bir şey varsa kim olursa olsun, ister ozan, ister şair, her âşık, her bilim adamı ne söylerse söylesin yâre dayanır,” der. Bilimsel bir konuda deha ve yaratıcılık daha kolay kabul edilebilir bir şeydir. Fakat sanatsal bir çalışmada “neye göre dehadır, kime göre dehadır?” sorusu ortaya çıkar. Bach dinlerken buharın kapattığı bir cama bakıyormuş hissi yaşayan biri, Neşet Ertaş’ın sazının tınısını duyduğu anda gözleri doluyorsa hangi evrensel dehadan bahsedebiliriz ki?
Türklerden Deha Çıkmaz (!) Alıntıları - Sözleri
- "DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ, SÖYLEMEK İSTEDİĞİNİZ, SÖYLEDİĞİNİZİ SANDIĞINIZ, SÖYLEDİĞİNİZ, KARŞINIZDAKİNİN DUYMAK İSTEDİĞİ, DUYDUĞU, ANLAMAK İSTEDİĞİ, ANLADIĞINI SANDIĞI, ANLADIĞI... ARASINDA FARKLAR VARDIR. DOLAYISIYLA İNSANLARIN BİRBİRİNİ YANLIŞ ANLAMASI İÇİN EN AZ 9 İHTİMAL VAR." SYLVIANE HERPIN
- "UZUN SÜRE TEKRAR EDİLEN BİR YALANA HERKES İNANMAYA BAŞLAR."
- "ASLINDA HEPİMİZ AŞILMASI ÇOK GÜC OLAN VE COĞU KEZ UZUN SÜREDE KABUL EDİLEGELMİŞ FİKİRLERİN SONUÇLARI DEĞİL MİYİZ?" IRENE MELIKOFF
- "TEKNOLOJİK UYGARLIKLAR, KONFORU YARATABILIR, FAKAT RUHU YARATAMAZLAR. VE RUH OLMADAN DEHA OLMAZ. DAHİ İNSANLARI OLMAYAN BİR TOPLUM, OLÜME MAHKUMDUR. ŞU ANDA BATI UYGARLIĞININ AYAĞINI KAYDIRAN, NİHAYETİNDE TÜM DÜNYAYI ELE GEÇİRECEK BU YENİ UYGARLIK DA, SIRASI GELDİĞİNDE CAN VERECEKTİR." C. VIRGIL GHEORGHIU
- “Bilgi, katlanarak ilerlese bile, bu bilgiyi kullanması gereken insanların gücü bu hıza yetişememektedir.”
- Bu coğrafyada hiç kimse, senelerdir kemikleşmiş bir düşüncesini kolay kolay değiştirmez.
- Aykırı sesler, sıradışı çıkışlar, rengarenk elbiseler, çok lüks sofralar, abartılı ikramlar biz hep rahatsız eder. Çünkü biz göze batanı değil, sade olanı severiz.
Türklerden Deha Çıkmaz (!) İncelemesi - Şahsi Yorumlar
Kitabımız İlk başta ismiyle dikkat çekiyor. Kitabın ismini okuyunca bende çok büyük bir merak duygusu uyandırdı ve okumaya karar verdim. Yazarımız kitabın içinde de bahsettiği gibi ürün ne olursa olsun güzel bir cila ve reklamla her ürün satılır diyor özetle. Kitabın ismindeki dikkat çekicilik de kitabın kendi cilası olmuş ve iyi ki de olmuş... Ben yazarımız Suat AŞÇI Bey'in kalemini çok sevdim. Her şeyden önce çok samimi bir tarzda yazmış kitabını. Kitab okurken yanınızdaki biriyle sohbet ediyor gibi hissediyorsunuz. Bazen esprili, bazen iğneleyici, bazen ciddi ama genelde güler yüzlü birisi ile :) Bu arada kitapda Neşet Ertaş'dan o kadar çok bahsetmiş ki ara ara üstadı dinlemeden okuyamadım kitabı :) Çok akıcı ve çarpıcı düşüncelerle dolu kitabımızı okumanızı tavsiye ederim. Okuyalım okutmaya çalışalım... (Ümit)
O işler öyle değilmiş..: Size, bildiğiniz herşeyin aslında bildiginiz veya inandığınız gibi olmadığı söylesek,herşeyin birer pazarlama mekanizması olduğunu ve kamuya süslü bir medya aracılığı ile yayıldığını söylesek inanır mısınız..? Evet , bildiklerinizi bir kenara atıp ,hazır olun. Bu kitap farklı bir bakış açısı kazandıracak,sizi bazı yerlerde ciddi rahatsız edecek,bazı yerlerde gururlandıracak,ülkemiz ve milletimizi asıl özüyle karşınıza koyacaktır. Kitap 232 sf. Dili müthiş akıcı,anlaşılması ve yorumlaması kolay bir kitap.Sizi düşündüren,şaşırtan,bilgilendiren ve bunları yaparkende yormayan bir kitap. Kitabın ismi ilginizi çekmiştir diye düşünüyorum. Zira ben ilk aşamada isminden etkilendim.Normalde günümüz yazarlarına çok önem vermem,fakat arada bir böyle ilgimi çeken başlık ve konularla karşılaşınca da merakıma yenik düşüp , okurum.İyi ki okumuşum dedigim kitapların arasına da an itibariyle girmiştir. Kitabın konusu nedir,ne anlatıyor derseniz ana hatlarıyla fazla ayrıntıya girmeden bilgilendireyim.Fazla spoiler merakı öldürür,biraz gizem her zaman merakı diri tutar :) Türkler zeki midir sorusuna hepimiz aynı cevabı veririz dimi ? Nedir bu cevap : klasik ögretmen tabiriyle,zeki ama çalışmıyor.. :) Türk milleti olarak hepimiz zekamıza güveniriz ama aramızdan dehâ çıkmaz,nedir bu deha ? Zekâ ile deha aynı şey midir, patenti kimdedir bunun ? Bunu belirleyen merci bizim toplumumuzla özdeş midir, yoksa var olan bir çalışmanın iyi bi pazarlamayla dehâ haline getirilmesi midir ? İşte bu ve daha fazla sorunun cevabını farklı bir açıdan değerlendireceğiniz bir konuya hakim kitap. Kitapta şöyle bir tabir var: " yemek ne kadar kötü olursa olsun güzel servis edilirse,sizi etkileyecektir." yani birsey güzel cilalanır ,içine biraz gizem, biraz süs,biraz farklılık katarsanız o hertürlü kamuda tutar,siz yeterki inandırmayı hedefleyin ! Neden Türklerden dehâ çıkmaz sorusunun cevabı kitabın içinde.Okudukça ,kavradıkça ve gerçekleri gördükçe bunu çok iyi anlayacaksınız.Esprili ve iğneleyici dille, olayları kendi dilimiz ve kendi kültürümüzden dinleyeceksiniz.Yani kitap bizi bizden dinlemeyi anlatacak.. İçinde Newton'ların,Fatih'lerin,Mozart ve Beethoven'ların ,Einstein ve nicelerinin bu evrelerin neresinde ,nasıl olduklarını belki de nasıl kullanıldıklarını göreceksiniz.Belki de herşey abartıldığı gibi değildir ne dersiniz ? Beğendiğiniz,beğenmediğiniz,inandığınız veya inanmadığınız şeyler olacaktır.kitabın arkasında kaynakçaları var.Herseyin ötesinde, farklı bir bakış açısından, geçmişi ve günümüzü belki de geleceğimizi değerlendirmemize fayda sağlayacaktır. Aziz Sancarın bir sözüyle bitirip keyifli okumalar dilerim.. "Herkesten üstün değiliz ama kimseden de aşağı değiliz.Kendimizle iftihar edelim ki başkası da bize saygı göstersin." (Ebru Yalçınkaya)
84. sayfaya kadar okudum: Kitap yazarın dediği gibi bilimsel bir kitap değil. Yazar gözlemlemelerini,duyduklarını yazdığı bir kitap akıcı bazı yerleri komik bazı yerleri düşündürücü bir kitap. (hakan özer)
Türklerden Deha Çıkmaz (!) PDF indirme linki var mı?
Suat Aşcı - Türklerden Deha Çıkmaz (!) kitabı için internette en çok yapılan aramalardan birisi de Türklerden Deha Çıkmaz (!) PDF linkidir. İnternette ücretli olarak satılan çoğu kitabın PDFleri bulunmaktadır. Ancak bu PDF'leri yasal olmayan yollarla indirmek ve kullanmak hem yasalara hem de ahlaka aykırıdır. Yayın evlerinin sitesinden PDF satılıyorsa indirebilirsiniz.
Kitabın Yazarı Suat Aşcı Kimdir?
Sıradan ve tekdüze bir hayatı yaşamakta uzun süredir hiçbir mahsur görmüyor. Hiçbir sivil toplum örgütüne üye değil. Hiçbir müzikal enstrümanı çalamıyor, resim, şiir gibi sanat alanlarına zerre kadar ilgi duymuyor. Akşam olunca evine gidiyor. Boş kaldıkça kitap okuyor, spor yapıyor ve hipnoz uygulamalarına katılıyor. Oğlu ve eşiyle film izlemek ve ailecek kısa gezintiler yapmak en büyük keyfi. Okumak, araştırmak ve dostları ile uzun uzun geyik çevirmek ise en renkli hobileri arasında. Halen dört eğitim kurumuna rehberlik danışmanlığı yapmaktadır.Uzun vade de belirlenmiş hedefleri arasında enflasyonu düşürmek, zengin olmak, dünyayı kurtarmak, silahlara ve savaşa son vermek gibi şeyler yok. İsmi “lepisma sakkarina” olan bir kitapevi açıp içinde oturmak ona daha rasyonel geliyor. Son tahlilde Suat Aşçı, bir gün herkesin öleceğine inanıyor.
Suat Aşcı Kitapları - Eserleri
- Türklerden Deha Çıkmaz (!)
- ÖSS Beni Öpsene
- Öss Beni Öpsene 2
- Yks Beni Öpsene
- Motivasyon Kitabım
Suat Aşcı Alıntıları - Sözleri
- Sançiyano hiç işlemediği bir suç yüzünden hapse atılmış bir adamdır. Hapisteki onlarca karanlık ruhlu adamın arasında, apaydınlık bir ruh, her daim baharı yaşayan bir yürektir.Suç işlemekten ruhları delik deşik olmuş onlarca adam Sançiyano’nun asla dostluk kuramayacağı adamlardır. Bu yüzden Sançiyano yalnızlığı seçmiş, akşama kadar hücresinin penceresinden gökyüzünün izleyen bir adam haline gelmiştir.Bir gün hücresinin penceresinden dışarı bakarken, parmaklığa tırmanan bir karınca görür. Karıncayı görünce o kadar sevinir o kadar sevinir ki hemen karıncayı eline alıp “Bu karanlık hücrede o kadar yalnızım ki benimle dost olur musun?” diye sorar. Karınca duruma anlam veremez ve Sançiyano’ nun elinden atlayarak parmaklılardan yukarı doğru tırmanmaya devam eder. Fakat Sançiyano ısrarlıdır. Tekrar eline alır karıncayı tekrar sorar; “Bir dosta çok ihtiyacım var. Bu karanlık hücrede o kadar yalnızım ki…” Karınca sanki bu zoraki dostluk teklifine evet dercesine Sançiyano’ nun elinden aşağı doğru iner ve hücrenin tam ortasına gelip durur. Sançiyano, sevinçle karıncasının yanına gelir ve tekrar avcuna alır. “Şimdi beni çok mutlu ettin bay karınca. Artık bu hücrede yalnız değiim. Dost olduğumuza göre sana bir isim bulmalıyız. Bundan sonra senin adın Toto olsun” der ve sonra ekler ” Sana bildiğim herşeyi öğreteceğim Toto, insana dair ne varsa hepsini öğreneceksin bu karanlık hücrede…” Ve Sançiyano tek dostuna konuşmayı öğretmeye başlar. Bitmek, tükenmek bilmeyen bir sabır ve ısrarla, gecesini gündüzüne katarak Toto’ya konuşmayı öğretmeye çalışır. Aradan haftalar, aylar, yıllar geçer… Tam 5 sene sonra bir gün Sançiyano Toto yu avcuna alır ve şöyle der: “Dostum Toto 5 yıldır birlikteyiz. Ne olur konuş benimle. Söyle bana benim adım ne?”Uzunca bir sessizlik olur önce. Sonra karınca Toto ayaklarının ucunda hafifçe yükselir ve sesinin yettiğince “Senin adın Sançiyano” diye seslenir. Evet, karınca konuşmuştur. Tam 5 yıllık emekleri meyve vermiştir Sançiyano’ nun. Tam 5 yıl sonra kimsenin inanamayacağı bir şey olmuştur ve karınca konuşmuştur. İşte o an dünyalar Sançiyano’ nun olmuştur. Çünkü tam 5 yıldır bu anın hayaliyle yaşamıştır. Tam 5 yıldır karıncasının konuşacağına inanmış ve sabırla beklemiştir. Ama orada konuşan ASLA KARINCA DEĞİLDİR. ORADA KONUŞAN TAM 5 YILLIK BİR EMEKTİR. O kadar mutlu olur ki Sançiyano; “Sana bildiğim her şeyi öğreteceğim dostum Toto. Bir insan ne biliyorsa her şeyi öğreneceksin, dans etmeyi, gülmeyi, eğlenmeyi, her şeyi öğreneceksin dostum” diye sevinçle anlatır.Ve Sançiyano tekrar başlar karıncasına her şeyi öğretmeye çalışmaya. Aradan uzun yıllar geçer. Tam 17 sene sonra Sançiyano’ nun hücresinin açılmamaktan paslanmış kapısı açılır. İçeri giren gardiyandan başkası değildir. Gardiyan “Bugün özgürsün artık dostum , cezan bitti” der. Sançiyano tahta bavulunu hazırlar. Tek dostunu, karıncasını, Toto’sunu omzuna koyar ve özgürlüğe giden koridoru yürümeye başlar. Yıllar sonra ilk kez güneşe çıktığında ellerini iki yana açar ve karıncasına “Dostum Toto, bugün bizim en mutlu günümüz. Artık özgürüz. Hadi gel seninle bugünün tadını çıkartalım. Bir bara gidelim ve özgürlüğümüzü kutlayalım” der. Sançiyano ve Toto bu en mutlu günlerinde eğlenmek için bara giderler. Sançiyano barmene “Dostuma ve bana iki bira” der. Barmen masaya bakar. Fakat Sançiyano’ dan başkasını göremez. İstenen iki biraya anlam verememiştir. Müşteridir demek ki bir bildiği var diyerek iki bardak birayı masaya götürür. Sançiyano birasından bir yudum aldıktan sonra tek dostu Toto’ yu masaya koyar ve “Dostum Toto bu en mutlu günümüzde hadi biraz dans et ve bizi eğlendir” der. Toto, dostunun bu ricasını kırmaz ve masanın üzerinde bir ileri bir geri dans etmeye başlar. AMA ORADA DANS EDEN ASLA BİR KARINCA DEĞİLDİR. ORADA DANS EDEN TAM 17 YILLIK BİR EMEKTİR. Sançiyano karıncasının dans ettiğini görmekten o kadar mutlu olur ki bunu birilerine göstermek ister. Tam 17 yıl kaldığı o karanlık hücrede neler başardığını birileriyle paylaşmak ister. Değil mi ki insanoğlunun derdi tasası yaptıklarının alkışlanması, onay verilmesidir. Barmene seslenir Sançiyano: “Barmen! Gel ve şu masaya bir bak. Bu masada neler oluyor bir bak! 17 senede neler başarmışım bir bak!” Barmen olan biteni görmek için masaya gelir, bir de bakar ki masada bir karınca bir ileri bir geri dans ediyor. Barmen bir masadaki karıncaya bakar bir Sançiyano’ ya. Bir karıncaya bakar bir Sançiyano’ ya, veeeee çok hızlı bir el hareketiyle masanın üzerinde dans eden Toto’ yu DANN!! diye ezer. Sonra Sançiyano’ ya döner ve “Beyefendi çok özür dilerim. İkinci biranızı ben ısmarlayacağım. Emin olun ki içinden karınca çıkmayacak.” der. AMA ORADA ÖLEN BİR KARINCA DEĞİLDİR. ORADA ÖLEN ÖNCE TAM 17 YILLIK BİR EMEK, sonra Sançiyano'nun ta kendisidir. (ÖSS Beni Öpsene)
- Aykırı sesler, sıradışı çıkışlar, rengarenk elbiseler, çok lüks sofralar, abartılı ikramlar biz hep rahatsız eder. Çünkü biz göze batanı değil, sade olanı severiz. (Türklerden Deha Çıkmaz (!))
- Kahvaltını kimseye verme Öğle yemeğini dostlarınla paylaş Akşam yemeğini düşmanına ver. (ÖSS Beni Öpsene)
- “Bilgi, katlanarak ilerlese bile, bu bilgiyi kullanması gereken insanların gücü bu hıza yetişememektedir.” (Türklerden Deha Çıkmaz (!))
- "TEKNOLOJİK UYGARLIKLAR, KONFORU YARATABILIR, FAKAT RUHU YARATAMAZLAR. VE RUH OLMADAN DEHA OLMAZ. DAHİ İNSANLARI OLMAYAN BİR TOPLUM, OLÜME MAHKUMDUR. ŞU ANDA BATI UYGARLIĞININ AYAĞINI KAYDIRAN, NİHAYETİNDE TÜM DÜNYAYI ELE GEÇİRECEK BU YENİ UYGARLIK DA, SIRASI GELDİĞİNDE CAN VERECEKTİR." C. VIRGIL GHEORGHIU (Türklerden Deha Çıkmaz (!))
- "DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ, SÖYLEMEK İSTEDİĞİNİZ, SÖYLEDİĞİNİZİ SANDIĞINIZ, SÖYLEDİĞİNİZ, KARŞINIZDAKİNİN DUYMAK İSTEDİĞİ, DUYDUĞU, ANLAMAK İSTEDİĞİ, ANLADIĞINI SANDIĞI, ANLADIĞI... ARASINDA FARKLAR VARDIR. DOLAYISIYLA İNSANLARIN BİRBİRİNİ YANLIŞ ANLAMASI İÇİN EN AZ 9 İHTİMAL VAR." SYLVIANE HERPIN (Türklerden Deha Çıkmaz (!))
- "ASLINDA HEPİMİZ AŞILMASI ÇOK GÜC OLAN VE COĞU KEZ UZUN SÜREDE KABUL EDİLEGELMİŞ FİKİRLERİN SONUÇLARI DEĞİL MİYİZ?" IRENE MELIKOFF (Türklerden Deha Çıkmaz (!))
- "UZUN SÜRE TEKRAR EDİLEN BİR YALANA HERKES İNANMAYA BAŞLAR." (Türklerden Deha Çıkmaz (!))
- ''Dünyayı değiştirmeye en yakınındaki kişiden başla: kendinden.'' T. Henry Huxley (ÖSS Beni Öpsene)
- Bu coğrafyada hiç kimse, senelerdir kemikleşmiş bir düşüncesini kolay kolay değiştirmez. (Türklerden Deha Çıkmaz (!))